29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Metrodan Dikmen Vadisi projesine kadar son 15 yıldır adım adım kente katkı sağlayan proje- lerin neredeyse tümü Karayalçın döneminde başlatılmıştı. Karayalçın sonrasında, bu projeler rafa konmak istendi ama, baktılar ki bunlar ken- dilerinin de prim yapabileceği işler, aynen devam etme kararı aldılar. Onca kadrolaşmaya karşın Ka- rayalçın döneminin kimi kilit bürokratlarına do- kunmadılar. “Bizim için aynen devam et” dediler. Ankara son 15 yıldır büyüyor ama gelişmiyor... Ankara son 15 yıldır ranta teslim... Ankara son 15 yıldır adım adım kimliğini yitir- di... Kentin ortasından otoyol hançerleri geçirildi... Gecekondular dönüştürülürken daha çirkin yapılaşmanın önü açıldı, betonkondular oluştu. Kentin tarihsel sembollerine karşı adeta saldı- rı düzenlendi. Karayalçın’ın belediye başkanlığını bırakıp Meclis merkezli siyaset yapma kararını biz dahil, seçmen tabanının büyük bir kesimi onaylamamıştı. Her seferinde kendisince gerekçelerini anlattı. Ama yine de Karayalçın deyince akla ilk, belediye baş- kanlığı dönemi geliyor. Kaldı ki, son iki yerel se- çimde de Karayalçın belediye başkan adayıydı. Bu seçimler neden kaybedildi? Yanıtı rakamlar versin: Karayalçın, 1989’da yüzde 44 oy alarak bele- diye başkanı oldu. 1994 yerel seçimlerinde Ka- rayalçın SHP’nin lideriydi, belediye başkan ada- yı Korel Göymen’di. CHP de Ali Dinçer’i gösterdi. Sonuç; Göymen yüzde 26.89, Gökçek yüzde 27.3, Dinçer yüzde 2. Göymen binde 4’le seçimi kaybetti! Dinçer katılmasa başkanlık SHP’de ka- lacaktı... 1999 yerel seçimleri Gökçek’le Karayalçın ara- sında geçti. Karayalçın CHP’nin adayıydı ama, DSP de aday çıkardı. Üstelik Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen’i. Sonuç; Karayalçın yüzde 32, Gökçek yüzde 33, Taşdelen 10.5! Taş- delen katılmasa, başkanlık CHP’nin. 2004 yerel seçimleri de yine Gökçek’le Kara- yalçın arasında geçti. Ancak Gökçek sağın, mer- kezin tüm renklerini arkasına almış, sol yine par- çalı kalmıştı. Karayalçın SHP’nin adayı, CHP’den de Yılmaz Ateş. Karayalçın yüzde 21 oy aldı, Ateş yüzde 13. Toplam yüzde 34. Bu parçalılık seçmeni küstürdü. 1994’te seçime katılma oranı yüzde 90, 1999’da yüzde 87 iken, 2004’te yüzde 74. San- dığa gitmeyenlerin büyük çoğunluğu sol seç- mendi. Bu ortamda Gökçek yüzde 55 oy aldı. Yukarıda aktardığımız istatistikler, bölünmenin katlamalı bir erozyona neden olduğunu ortaya ko- yuyor. Sol “hedef beraberliği” kavramını ne yazık ki be- nimseyemedi. Önümüzdeki yerel seçimler sağ-sol dengesine de oturmayacak. AKP, önceki se- çimlerde merkez sağı da içinde barındıran bir aday belirleme ve seçim sonrası pastayı paylaşma sü- reci izliyordu. Artık bunu bırakmış görünüyor. Öte- ki renkler bir yana, katıksız AKP’li olmanız gere- kiyor. Bu anlamda CHP, hem kendi solunu hem sa- ğını dikkate alarak hareket ederse, görünen gidişin dışında sonuçlar ortaya çıkabilir. Baykal, yerel seçim stratejisini şöyle özetliyor: “Genel merkezin adayı diye bir şey yok, seçimi kiminle alacaksak, aday o olacak. Aday belirler- ken önceki seçimlerden farklı olarak, kamuoyu araştırma şirketlerinden de yararlanacağız...” Karayalçın olumlu bir başlangıç oldu... Dileriz arkası gelir... [email protected] SAYFA 20 EKİM 2008 PAZARTESİCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI AÇI MÜMTAZ SOYSAL Denizde Güçlülük İSTANBUL Asker Müzesi bu sabahtan başlayarak üç günlük bir uluslararası bilimsel sempozyuma ko- nukluk ediyor: Başlangıçtan bugünlere Türk deniz gücünün tarihi. Programdan anlaşıldığı kadarıyla bü- yük ağırlık Akdeniz’e ve özellikle de Hint Okyanusu’na açılışa verilecek. Bilimsel tartışma, Osmanlı’nın niçin gerçek bir im- paratorluk olamadığını, anavatanı ve uzak sömürgeleriyle yeryüzü çapındaki zenginleşmelerden niçin pay ala- madığını, dolayısıyla Rumeli’deki fetihlerle ganimetle- rin sona erişinden sonra nasıl zayıflayıp çöktüğünü or- taya koymaya yarayabilir. Batı Akdeniz’i aşıp Atlas Okyanusu’na çıkamayışa İs- panyollar engel olmuştu; Hint Okyanusu’na açılmak is- teyen Pirî Reis’in önünü de Portekizliler kesti. Osmanlı tarihinin o sayfaları, Akdeniz’de devlet koruması altın- da korsanlıktan öteye geçemeyişi ve denizleri geniş ufuklu bir ekonomi politikasının parçası sayamayışını gösteren örneklerle doludur. İspanyollarla Portekizlilerin, sonra da İngilizlerle Fransızların kralları ticaret deniz- ciliğini uzak seferlere uygun gemilerle koruma altına alır- ken Osmanlı niçin böyle bir gelişmenin dışında kaldı ve Kızıldeniz ötesi Müslümanlığın kendisine sunduğu ekonomik fırsatları kullanamadı? Kanunî’nin ufku, Basra Beylerbeyi’ne uyup seksenlik Pirî Reis’i Kahire’de idam ettirecek kadar dar mıydı? Askerlik gücünü yalnızca gaza yoluyla sevap ve ga- nimet kazanma unsuru saymak, parlak dönemler- de bile Osmanlı sultanlarının en zayıf yanını oluşturmuştu. Oysa, yakın çağların tarih anlayışında güçlü devlet, gü- cünü toplumunun ekonomik çıkarları yolunda da kul- lanan devlet demektir. Özellikle de denizlerdeki gücünü. Batı Avrupa toplumlarını zenginleştiren başlıca et- kenlerden biri bu oldu. Deniz gücü, şimdi de ülkelerin denizlerdeki çıkar çekişmelerinde hukuksal haklılığa des- tek vermesi gereken bir güçtür. Bu açıdan bakınca, De- niz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ataç’ın Savunma ve Havacılık dergisinin son sayısındaki uyarısını anımsa- madan edemiyor insan. Güney Kıbrıs Yönetimi’nin Doğu Akdeniz’deki giri- şimlerine dokunan bir yazıydı bu. Rumların bölgenin Arap ülkeleriyle kıta sahanlığı anlaşmaları yapıp petrol arama sahalarını genişletmeye, Türkiye’nin ve KKTC’nin önünü kesmeye kalkıştığını bilmeyen kalmadı. Adanın doğu ve güneyindeki denizleri paylaşmak için Suriye’yle başlatılan anlaşma girişimi Ankara’nın baskısıyla dur- duruldu ama Mısır’la varılan paylaşma hâlâ ayakta. Üs- telik, petrol arama sahalarından biri Türkiye Petrolleri A.O’nun ilan ettiği sahalardan birini aşmakta. Deniz Kuvvetleri oralarda savaş gemileri dolaştıra- rak ilgisini belli etti ama, yeter mi? Hükümetin çıkmaz ayın son çarşambasındaki “çözüm”den önce, hemen Anadolu ile KKTC arasını bölüşmekten başlayarak Do- ğu Akdeniz’de “münhasır ekonomik saha” saydığımız alanları belirlemesi gerekmez mi? [email protected] İstanbul Y 19 Edirne Y 17 Kocaeli Y 20 Çanakkale B 20 İzmir PB 23 Manisa PB 22 Aydın PB 22 Denizli PB 21 Zonguldak Y 19 Sinop Y 20 Samsun Y 22 Trabzon PB 22 Giresun PB 22 Ankara B 18 Eskişehir B 17 Konya B 22 Sıvas B 18 Antalya B 25 Adana B 26 Mersin B 26 Diyarbakır B 24 Şanlıurfa B 22 Mardin B 21 Siirt B 21 Hakkâri B 16 Van B 15 Kars PB 18 Oslo Y 18 Helsinki Y 11 Stockholm Y 10 Londra Y 15 Amsterdam Y 14 Brüksel B 12 Paris B 13 Bonn PB 12 Münih B 18 Berlin B 14 Budapeşte B 14 Madrid Y 20 Viyana B 14 Belgrad B 15 Soyfa B 19 Roma Y 11 Atina Y 25 Zürih B 15 Moskova Y 15 Aşkabat Y 25 Astana PB 8 Taşkent Y 28 Bakû Y 20 Bişkek Y 25 Tiflis Y 15 Kahire Y 26 Şam B 28 Yurdun kuzey kesimleri ile Kıyı Ege ve Doğu Anadolu’nun doğusu parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın kuzeydo- ğusu, Batı Karadeniz kı- yıları ile Samsun çevre- leri sağanak yağışlı, di- ğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sı- caklıkları yurdun kuzey- batı kesimlerinde 2 ila 4 derece azalacak. Ergenekon’da Görevimiz... C Başyazarımız İlhan Selçuk ve Ankara Tem- silcimiz Mustafa Balbay gözaltına alınmışlardır. Peki, Ergenekon sav- cısının iddianameye yansıyan inanılmaz mantığı nedir?.. İddiaya bakılırsa Cumhuriyet gazetesi salt terörü yoğunlaştırıp darbe ortamı oluşsun diye kendi kendisini üç kez bombalatmıştır. Bu- nun yanı sıra, savcılığa göre, İlhan Selçuk yazı- larındaki fikirleri nede- niyle Ergenekon terör örgütünde önemli bir mevkiye oturtulmakta- dır. Basın savcılarının sü- rekli denetimi altında bulunan Başyazarımı- zın yazıları, Ergenekon savcılığına göre suçtur; Selçuk bu nedenle ömür boyu hapisle cezalandı- rılmalıdır. Bu bir dava değil, bir iddianame de değil, bir siyasi kavganın ta ken- disidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde delilsiz suç- lamanın savcılara veril- miş bir yetki olmadığını düşünüyoruz. Yargıya güvenimiz var. Bugün başlayan da- vada Cumhuriyet göre- vini yerine getirecektir. Kimsenin en küçük bir kuşkusu olmasın, bu işlevin hem basın öz- gürlüğüne, hem de- mokrasiye, hem de hu- kuk devletine bir hizmet olduğu bilinciyle gere- ken yapılacaktır. Baştarafı 1. Sayfada İddialar Güneydoğu’yu kaynattı Yurt Haberler Servisi - PKK Terör Örgütü Elebaşõsõ Abdullah Öcalan’a tutuklu bulunduğu İmralõ Cezaevi’nde fiziki saldõrõ uygulandõğõ yö- nündeki iddialarõn ardõndan Güneydoğu Anadolu Bölge- si’nde düzenlenen eylemler sü- rüyor. Siirt, Şanlõurfa, Batman Mardin, Şõrnak’õn Silopi ve Cizre ilçelerinde dün de yasa- dõşõ gösteriler yapõldõ. Çõkan olaylarda çok sayõda kişi göz- altõna alõndõ. Şõrnak’õn Silopi ilçesinde çevre kent ve ilçelerden de ge- len binlerce kişi Öcalan lehine sloganlar attõ. Eyleme, DTP milletvekilleri Zevahir Ba- yındır ve Hasip Kaplan ile DTP Eş Başkan Yardõmcõsõ Selma Irmak, DEP eski Mil- letvekili Selim Sadak ve DTP’li belediye başkanlarõ ve yöneticiler katõlarak destek ver- di. İlçede geniş güvenlik ön- lemleri alõnõrken, çatõlara kes- kin nişancõlar yerleştirildi ve çok sayõda Özel Harekât Timi bölgeye sevk edildi. Eylemin düzenleme komitesi başkanõ Hacı Üzen yaptõğõ açõlõş ko- nuşmasõnda, “Kürt halkı ile masaya oturmayan Başba- kan Recep Tayyip Erdo- ğan’ın sonu Saddam Hüseyin gibi olacaktır” dedi. Şanlõurfa’da Süleymaniye Meydanõ’nda toplanan grup, burada bir süre slogan attõktan sonra Devteşti Mahallesi’ne doğru yürüyüşe geçti. PKK’yi simgeleyen bez parçalarõ ve yasadõşõ dövizler taşõyõp, slo- ganlar atan grup, yol üzerinde arka camõnda Türk Bayrağõ bulunan bir minibüsün camla- rõnõ kõrdõ. Polise taş ve molotof kokteylleri ile saldõran eylem- cilere, polis müdahale etti. Ar- ka sokaklara dağõlan eylemci- ler, Akabe Mahallesi’ndeki Türkiye Elektrik İletim AŞ’ye (TEİAŞ) ait bir hizmet binasõ- na da molotof kokteyli attõ ve taşlarla camlarõnõ kõrdõ. Göste- riciler bazõ iş yerlerine de zarar verdi. Batman’da da Öcalan le- hine sloganlar atan bir grup ya- sadõşõ eylem yapmak isteyince polis müdahale etti. Ara so- kaklara dağõlan eylemciler, ba- rikatlar kurarak polisle çatõştõ. Siirt’te Güreş Caddesi’nde toplanan binlerce kişi ise PKK lehine sloganlar attõ. Yürüyüş yapmak isteyen eylemcilere polis, biber gazõ ile müdahale etti. Ara sokaklara dağõlan gös- tericiler, taşlarla polise saldõr- dõ. Olayda yaklaşõk 10 kişinin yaralandõğõ belirtildi. Mardin’in Nusaybin İlçe- si’nde de yaklaşõk bin kişilik bir grup da sloganlar eşliğinde AKP İlçe binasõna doğru yü- rüyüşe geçti. Polis, uyarõlara TTK’de muhalif sendika operasyonu FIRAT KOZOK ANKARA - Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlõğõ, Çin malõ ders araç gereçlerinin usulsüz olarak bakanlõk depolarõna yerleştiril- mesi sürecinde ve ihalenin iptal edilmesinde etkin rol alan, Ata- türkçülük ile ilgili konularõn ders kitaplarõnda yer almadõğõnõ orta- ya çõkaran Eğitim-Sen 2 No’lu Şube Başkanõ Tuğrul Culfa ile 5 öğretmeni, bir ders kitabõna faz- la puan verdikleri gerekçesiyle ku- ruldan uzaklaştõrdõ. Başkanlõk, bir süre önce ilköğ- retim Türkçe 2. sõnõf ders kitabõ- nõn incelenmesi için 6 kişilik bir komisyon oluşturdu. 3’ü kadrolu, 3’ü görevlendirmeyle kurula ge- len öğretmenlerden oluşan ko- misyona, yõllardõr kurulda görev yapan Eğitim-Sen 2 No’lu Şube Başkanõ Tuğrul Culfa da katõldõ. Komisyon, kitaba 81 puan verdi. Culfa ile bir diğer öğretmen Ab- dullah Ataşçı, karara kitabõn içe- risindeki bir metnin düşülmesi şerhini koydu. Mevzuat uygulanmadı Ancak kitapla ilgili ikinci in- celemeyi yapan komisyon, ilk incelemede ölçüt alõnan 2007 ders kitabõ inceleme yönetmeliği yerine 2005 ölçütlerini esas aldõ ve kitaba 55 puan verdi. Mevzuatta böyle bir aykõrõlõk olmasõ durumunda kitabõn üni- versitelere gönderilmesi öngörü- lürken, kurul başkanlõğõ doğrudan müfettişleri görevlendirdi. Müfettiş soruşturmasõnõn ar- dõndan komisyonun tüm üyeleri- ne görev yeri değişikliği verildi. Oysa Kamu Görevlileri Sendi- kalarõ Yasasõ’nõn 18. maddesinde “Kamu işvereni, işyeri sendika temsilcisi ile sendika ve sendi- ka şube yöneticilerinin işyerini haklı bir sebep olmadıkça ve se- bebini açık ve kesin şekilde be- lirtmedikçe değiştiremez” hük- mü yer alõyor. Görev yeri deği- şikliğinin 2004 yõlõnda kabul edi- len yaklaşõk 100 kitabõn onay süresinin bitimine kõsa süre kala yapõlmasõ da dikkat çekti. ‘İntikam duygusu’ Culfa, 2006 yõlõnda 4 ve 5. sõ- nõflar için oluşturulacak fen ve teknoloji laboratuvarlarõna mal- zeme alõmõnda yaşanan skandal- lar konusundaki tavrõyla tanõnõ- yordu. Culfa’nõn o dönem ör- gütlenme sekreteri olduğu TTK’de yapõlan eylemler ve ka- muoyunun tepkisi sonucu söz konusu malzemelerin alõmõ ile il- gili ihale iptal edilmişti. Culfa, ge- çen yõl da Atatürkçülük ile ilgili konularõn ders kitaplarõnda yer al- madõğõnõ ortaya çõkarmõştõ. Kendisinin bakanlõğõn TTK’de- ki politikalarõna karşõ bugüne ka- dar net bir duruş sergilediğini belirten Culfa, “Hakkında ‘kitap inceleyemez’ raporu bulunan bir kişi kurul üyeliğine getiri- lirken, aptes suyunu ders ki- taplarına yerleştirenler kurul- da görev alırken, kitaplardaki onlarca tahrifattan sorumlu olanlar görmezden gelinirken, demokrat, laik, bilimsellikten ve Atatürkçülükten yana insanla- rın uzaklaştırılması manidar- dır” dedi. 12 Eylül döneminde sürgün gerekçesi olarak kullanõlan “Gö- rülen lüzum üzerine” anlayõşõ- nõn AKP iktidarõ tarafõndan da uy- gulandõğõnõ belirten Culfa, ba- kanlõğõn “intikam” duygusuyla hareket ettiğini söyledi. VAN (Cumhuriyet) - Van’õn Erçek beldesin- den tifo kuşkusuyla tedavi görenlerin sayõsõ, 139’a yükseldi.Van Sağlõk Müdürü Ahmet Özer, yüksek ateş, başağrõsõ ve ishal gibi şi- kâyetlerle tedavi altõna alõnan hastalarõn sağ- lõk durumlarõnõn iyi olduğunu ve birçoğunun ilerleyen günlerde taburcu edileceğini belirt- ti. Erçek beldesinde yurttaşlar, son beş gün- de yüksek ateş, başağrõsõ ve ishal şikâyetle- riyle Van’daki sağlõk kurumlarõna müracaat etmiş, hastalarda yapõlan klinik ve laboratu- var bulgularõnõn tifo (salmonella) enfeksiyo- nu ile uyumlu olduğunun görülmesi üzerine sağlõk ekipleri beldede tarama başlatmõştõ. Öcalan’õn fiziki saldõrõya uğradõğõ iddiasõ üzerine yapõlan gösterilerde çok sayõda kişi gözaltõna alõndõ karşõn, dağõlmayan gruba mü- dahale etti. Olaylar, Şõrnak’õn Cizre il- çesine de sõçradõ. Önceki gece bir grup gösterici yasadõşõ gös- teri yaptõ. Lastik yakarak yollarõ trafiğe kapatan eylemcilere po- lis müdahale etti. Olaylarda çok sayõda kişi gözaltõna alõn- dõ. Gaziantep’te de bir grup DTP’li basõn açõklamasõ yap- mak istedi. Öcalan posterleri ta- şõyan gruba polis müdahale et- ti. Yaşanan gerginliğin ardõndan DTP’liler parti binasõ önünde açõklama yaptõ. Şahin yalanladı Öcalan’õn kötü muamele gör- düğü iddialarõnõ da yalanla- yan Adalet Bakõn Mehmet Ali Şahin ise “Böyle bir iddiayı duyar duymaz hemen ince- leme yaptırdım. Bir kötü muamele meydana gelmiş değil. O bakımdan iyi niyet- li olarak bu konuyu duyunca tepki gösterenler, tepkilerini yeniden gözden geçirsinler ama kötü niyetli olanlara di- yeceğim bir şey yok” dedi. Beş öğretmen bir ders kitabõna fazla puan verdikleri gerekçesiyle kuruldan uzaklaştõrõldõ İSKENDERUN’A TERMİK SANTRAL İkinciSugözüolacak AKIN BODUR İSKENDERUN - İskenderun Körfezi’nin Yumurtalõk böl- gesinde kurulan, ithal kömürle çalõşacak Sugözü Termik Santrali’nin kapasitesi bin 210 Megawatt’tan 2 bin 10 Mega- watt’a çõkarõlmaya hazõrlanõlõrken, olumlu ÇED raporu veri- len Diler Termik Santrali’nin gücünün de 600 Megawatt’tan bin 200 Megawatt’a çõkarõlmasõ için çalõşma başlatõldõ. Diler Holding Üyesi İbrahim Pektaş, düzenlenen halkõ bilgilendirme toplantõsõnda, “Sugözü Termik Santralı kirlilik yaratıyor- sa, burası da yaratır” dedi. 11 hektar alana kurulacak Diler Termik Santralõ’nõn saatte 216 ton ithal kömür, 6 ton kireç ta- şõ kullanacağõnõ belirten proje koordinatörü Esra Güleç, saatte açõğa çõkacak baca külünün ise 21.6 ton olduğunu söyledi. Gü- leç, bacadan çõkacak gazlarõn bölgede asit yağmurlarõna dönüşüp dönüşmeyeceği yönünde bir soruya ise yanõt vermedi. MKEK KAMPANYA BAŞLATACAK Yenidentaksitlesilah Haber Merkezi - Rastgele açõlan ateş sonucu her yõl onlarca kişinin öldüğü Türkiye’de bireysel silahlanmaya karşõ kam- panyalar düzenlenirken, kamunun tek silah üretimi ve satõşõ- nõ yapan Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) Ge- nel Müdürlüğü tabanca stoklarõnõ eritmek için ikinci kez kre- di kartõyla taksitli silah satõşõna başlõyor. Makina Kimya Endüstrisi Kurumu, 2006 yõlõnda stokla- rõn eritilmesi amacõyla yapõlan kampanyayõ yeniden başla- tõyor. Kurum, kredi kartõna 10 ay taksitle silah satõşõ kam- panyasõ başlattõ. Amaç tabanca stoklarõnõ eritmek olarak gös- teriliyor. 12 çeşit tabanca 545 YTL’den başlayan fiyatlar- la taksitle satõlacak. İstatistiklerse, suç oranõnõn silah sayõ- sõ ile birlikte arttõğõnõ gösteriyor. Yõlda yaklaşõk 3 bin kişi, yani her gün 8 kişi ateşli silahlarla ölüyor. Türkiye’de 2006 yõlõnda yaklaşõk 7 milyon kayõtlõ silah bulunurken, MKE’nin kampanyalarõ sonrasõ 8 milyonu aştõ. Saldırıdayaralanan asker şehit oldu ELAZIĞ (Cumhuriyet) - Tunceli’de terörist- lerin askeri konvoya ateş açmasõ sonucu ağõr yaralanan er Fikret Yükseler, tedavi gördüğü hastanede yaşamõnõ yitirdi. Şehidin cenazesi toprağa verilmek üzere memleketi Adana’ya gönderildi. Tunceli-Elazõğ Kara- yolu’nun 10. kilometresindeki Dinar Deresi mevkisinde, askeri konvoyun geçişi sõrasõn- da PKK’li teröristlerce kurulan pusuda ağõr yaralanan er Fikret Yükseler, 5 gündür Elazõğ Asker Hastanesi’nde tedavi görüyor- du.PKK tarafõndan 14 Ekim’de gerçekleşti- rilen saldõrõda 7 asker yaralanmõştõ. Van’da tifo salgını kuşkusu TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Bü- yükkent Şubesi, TEMA ve Çağ- daş Yaşamı Destekleme Der- neği’nin (ÇYDD) de aralarında bulunduğu 51 sivil toplum ku- ruluşu ve meslek örgütünün oluşturduğu “3. Köprü Yerine Yaşam Platformu”, AKP ikti- darının Tarabya-Beykoz ara- sında inşaat etmek istediği 3. Köprü projesini protesto etti. Sarıyer Hacıosman Mahalle- si’nde toplanan 300 kişilik grup “Köprü altında yaşamak iste- miyoruz”, “Egzoz gazında ya- şamak istemiyoruz” pankartla- rı açarak Tarabya Sahili’ne yü- rüdü. (DENİZ TATARER) ‘3. köprüye hayõr’eylemi DTP’NİN ERGENEKON MİTİNGİNDE GERGİNLİK İSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet) - Demokratik Toplum Partisi (DTP) İstanbul ve Ankara’da dün “Ne Ergenekon ne AKP, çözüm demokratik Cumhuriyet” mitingleri düzenledi. “Darbeciler yargılansın” istemiyle Kadõköy’de düzenlenen miting, terör örgü- tü başõ Abdullah Öcalan lehine gövde gösterisine dönüştü. Dağõ- lõm sõrasõnda bölücü örgüt yanlõsõ slogan atmayõ sürdüren ve kaldõ- rõm taşlarõnõ söken bir grup, taşlarõ ve ellerindeki sopalarõ polise fõrlattõ. Polis göstericilere biber gazõ ile müdahale ederek dağõttõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle