24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 20 EKİM 2008 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com MHP’nin yol haritası ANKARA (ANKA) - MHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Tunca Toskay, partisinin 17- 19 Ekim tarihleri arasõnda gerçekleşen Kõzõlcahamam kampõnda ele aldõklarõ konularõ yazõlõ açõklamayla duyurdu. Toskay, yaklaşan yerel seçimlerin, demokrasi ve partileri açõsõndan taşõdõğõ öneme dikkat çekerek alõnmasõ gereken önlemleri değerlendirdiklerini belirti. Toskay, MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli’nin talimatõyla oluşturulan “Küresel Finans Krizi İzleme Değerlendirme Komisyonu’nun ilk raporunun da toplantõda ele alõndõğõnõ belirtti. Danıştay’da seçim ANKARA (AA) - Tansel Çölaşan’õn yaş haddinden emekliye ayrõlmasõyla boşalan Danõştay Başsavcõlõğõ için bugün seçim yapõlacak. Başsavcõ adaylõğõna, şu ana kadar Danõştay 1. Dairesi Başkanõ Yõlmaz Çimen, 4. Daire Başkanõ Engin Kumrulu, 7. Daire Başkanõ Turgut Candan ve 13. Daire Başkanõ Faruk Öztürk’ün başvuruda bulunduklarõ öğrenildi. Adaylõk başvurularõ, seçim anõna kadar yapõlabilecek. AKP’ye ses bombası HAKKÂRİ (Cumhuriyet) - Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde AKP ilçe binasõnõn merdiven boşluğuna bõrakõlan ses bombasõ maddi hasara neden oldu. Patlamada ölen ya da yaralanan olmazken ilçede panik yaşandõ. Toptan Kazakistan’da ANKARA (ANKA) - TBMM Başkanõ Köksal Toptan, resmi bir ziyaret için Kazakistan’a gitti. Toptan, Kazakistan ve Kõrgõzistan ile Türkiye’nin tarihi ve kültürel, aynõ kökten gelme ve yakõnlõk nedeniyle üst düzeyde mükemmel ilişkileri bulunduğunu ifade ederek bu ilişkileri özellikle parlamentolar düzeyinde bir kez daha gözden geçirme imkânõ bulacaklarõnõ kaydetti. Demokrasiye ‘Sıfır Tolerans’ “Liberal”, “demokrat”, “sosyalist”, “muhalif” kavramları üzerinden yürütülen tartışmalar sırasında AKP’nin “demokrasi-AB” konularındaki samimiyeti de sorgulanıyor. Bu tartışmaya katkıda bulunmak için son günlerdeki iki olayı anımsatıyoruz. Eskişehir’deki bir şehit cenazesine katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kendisini “Yuh, şehitlerden utanın” diye protesto eden Osman Tosun’a “Sen ne diyorsun ya” diye bağırdığı haberleri basına yansıdı. Daha da ilginç olan, bu haberin fotoğrafıydı. Aracının penceresini açan Cumhurbaşkanı Gül, korumalarına kendisini protesto eden genci işaret ediyordu. Bu genç gözaltına alınıyor ve daha sonra serbest bırakılıyordu. Sahi, cumhurbaşkanlarının kendilerine karşı “protesto etme” hakkını kullanan gençleri korumalarına bizzat işaret ederek yakalatması hangi Batılı ülkede vardır? Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik de, bir üniversite açılışında protestocu gençleri “Ağa babaları içerde. Tabii bunlar oradan yönetiliyorlar” diye tersleyerek muhalefete tahammülsüzlüğünü gösterdi. Bu görüntüler, yaklaşık bir yıl önce yitirdiğimiz Erdal İnönü’yü anımsattı. Ermeni Konferansı’ndan çıkışı sırasında protestocular kendisine yumurta, domates atıyordu. Taksiye binip oradan uzaklaştırılması isteklerine “hayır” diyerek tek başına yürümüştü. Protesto gösterileri hakkında da “İnsanlar duygularını gösteriyor” demişti... Başbakan Tayyip Erdoğan gazetecileri, yurttaşları “haşlıyor”; eski TBMM Başkanı Bülent Arınç yurttaşları “azarlıyor”; Cumhurbaşkanı korumalarına bizzat işaret edip gençleri gözaltına aldırıyor...“İşkencede sıfır tolerans” gösterilen Türkiye’de yılın 10 ayında 29 kişi gözaltında ve cezaevlerinde yaşamını yitiriyor. Kolluk kuvvetlerinin ateş açması sonucu 31 kişi yaşamını yitiriyor. Engin Çeber işkence sonucu yaşamını yitirirken, işkence sırasında “Facebook’a koyarız” diye fotoğraf bile çekiliyor! Sonra Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin kalkıp özür diliyor, peki, işkence ve kötü muameleden kaç kamu görevlisi mahkûm oluyor, cezaevine giriyor, bedel ödüyor? Hrant Dink’in öldürülmesine göz yumanlar ne yapıyor? İşte “AB yolunda demokrat, çokseslilikten yana, işkenceye sıfır tolerans gösteren” AKP iktidarı! AKP’de ‘ademe havale’ politikası TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu toplantısının geçen haftaki ana gündem maddesi, Engin Çeber’in Metris Cezaevi’nde uğradığı işkence sonucu yaşamını yitirmesiydi. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesi Ahmet Ersin, Komisyon Başkanı Zafer Üskül’ü “olaya yeterince duyarlılık gösterip, müdahil olmamakla” suçladı. Daha önce Ergenekon kapsamında tutuklanan, ancak ağır ihmaller nedeniyle cezaevinde yaşamını yitiren Kuddusi Okkır olayında da Üskül’e ağır eleştiriler yönelten Ersin, komisyonun sadece Adalet Bakanlığı’na Çeber olayıyla ilgili bilgi isteyen bir yazı yazmakla yetindiğini savundu. Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı’nın bile olaya “müdahil” olduğunu vurgulayan Ersin, Üskül’e yüklendi: “Bir bürokrat kadar olamadınız. Tek yaptığınız Adalet Bakanlığı’na dilekçe vermek. Sizin göreviniz bu olay üzerine gidip çalışmaları yapmaktı. Çalışmalarınız güven vermiyor. Komisyonu hadım ettiniz.” Üskül, dönem başından beri bir türlü yıldızının barışmadığı Ersin’e “Size cevap vermeyeceğim” demekle yetindi. Ahmet Ersin hiç bozuntuya vermedi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerine göndermede bulundu: “Hayırdır Zafer Bey? Siz de mi Başbakan gibi beni ademe (yokluğa) havale ettiniz? Yoksa bu sizin yeni politika anlayışınız mı?” Siyasetteki mayınlar! TBMM’de sivil toplum örgütlerinin yasama çalışmalarına katılımını sağlamak üzere bir süre önce ortak çalışma grupları (TBMM OÇG) oluşturuldu. Bu projenin önderliğini AKP İstanbul Milletvekili Lokman Ayva yapıyor. AKP’li Ayva ile OÇG projesinin “Mayınları Unutmayın Komitesi” üyelerinden CHP Konya Milletvekili Atilla Kart bu projeyi anlatmak üzere TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu “Söz Meclisi” programında bir araya geldi. Ayva, projenin ne kadar önemli olduğunu, projeyle halkla milletvekillerinin yüz yüze gelerek sorunlara daha kalıcı çözüm bulunmasının yollarının aranacağını söyledi. Kart da, sivil toplumun yasama çalışmalarına katılımının önemine vurgu yaptı. Söz döndü dolaştı, AKP hükümetinin uygulamalarına geldi. CHP’li Kart, üyesi bulunduğu Mayınları Temizleme Komitesi’nin çalışmaları çerçevesinde TBMM Genel Kurulu gündeminde bulunan Suriye ve Türkiye sınırındaki mayınların temizlenmesiyle ilgili yasa tasarısını gündeme getirdi: “Biz bu komitelerde çalışma yaparken, acaba o çalışmalarımız parti disipliniyle bağdaşmadığı takdirde biz o parti disiplinine bağlı olmadan, o siyasi konumun dışına çıkarak bir çalışma yapabilecek miyiz? Bunu da sorgulamamız gerekiyor. Örneğin şu anda genel kurul gündeminde bulunan bir tasarı var. Bu tasarı, Türkiye ve Suriye sınırındaki mayınların ihale yoluyla bir firma tarafından temizlenmesini öngörürken, aynı şirkete mayınlardan temizlenen arazileri 49 yıl boyunca işletme hakkı tanıyor. Aslında bu arazilerin oradaki vatandaşların kullanımına açılması çok önemli. Bugünlerde terörle mücadele önlemleri tartışılıyor. Bu araziler oradaki vatandaşlara verilse bu yeni istihdam alanları demek.” Esprili kişiliğiyle tanınan AKP’li Lokman Ayva, Kart’ın “parti disiplini”yle ilgili sorusuna espriyle karşılık verdi: “Burası mayınlı bölge, isterseniz o alana girmeyelim...” Kart, bunun üzerine konuyu siyasetteki mayınlara getirdi: “Mayınları temizlersek daha güvenli ilerleriz, her anlamda mayınları temizlemek gerekiyor. Düşünce özgürlüğü, sınırların güvenliği, parti içi demokrasi anlamında bu engelleri kaldırmamız gerekiyor.” Okurken KEY mektubu... Köşemizde geçen hafta “KEY reis diyor” başlığıyla yayımlanan kulisimize emekli öğretmen Yüksel Özdemir’den mektup geldi. Özdemir’in mektubunu yorumsuz aktarıyoruz: “Emekli öğretmenim. Eşimden 1999 yılında ayrıldım. İki erkek çocuk annesiyim. Ayrıldığımda büyük oğlum ODTÜ 2. sınıf, küçük oğlum süper lise l. sınıf öğrencisi idi. Malum, eşim çocuklarının sorumluluğunu üstlenmedi. Her iki oğlumu da okuttum. Büyük oğlumu evlendirdim. Küçük oğlum Gazi Üniversitesi Ekonometri bölümünü bitirdi. İş ve askerlik konusu var. 27 yıl 5 ay çalışarak çocuklarım için emeklilik parasına ihtiyacım olduğundan ayrılmak durumunda kaldım. Zaten KEY’lerin üzerine su içildi denilen bir dönemde, tasarruf teşviklerin arap saçına döndürüldüğü yıllarda yaşam mücadelesi veren hangi kadının aklına ‘KEY’ler için dilekçe vermek gelirdi? Ayrıca zaten ben 1999 yılında ayrıldım. Yatırımlar 1995 yılında bitmişti. Başımızdaki zihniyet bizim hakkımızı vermek istiyor mu, yoksa öbür kulağını kafasının arkasından mı gösteriyor! Bizim de buna inanmamızı mı bekliyor!... Türkiye’de kadının işi zor. Türkiye’nin işi bu düşünce yapısının elinde zor.” Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan parlamentokulisi@gmail.com CHP lideri Baykal Karayalçõn’õ, Karayalçõn ise DSP lideri Sezer’i ziyaret edecek Karayalçın trafiğiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SHP Genel Başkanõ Murat Karayalçın, bu hafta DSP lideri Zeki Sezer’i ziyaret ederek Ankara belediye başkan adaylõ- ğõ konusunda destek arayacak. Sezer ise “Benim önerim, Sayın Karayalçın’ın toplumun diğer kesimlerinden de oy alabilecek şekilde bağımsız aday ol- masıdır. O zaman destekleriz” sözle- riyle bu aşamada sõcak mesaj vermedi. CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, bu hafta SHP lideri Murat Karayalçõn’a çay içmeye gidecek. Karayalçõn da DSP Genel Başkanõ Zeki Sezer’i ziyaret ede- cek. Sezer, Yerel ve Bölgesel Televiz- yonlar Birliği (YBTB) temsilcileriyle bir araya geldiği yemekte bu konudaki bir soru üzerine şu görüşleri dile getirdi: “22 Temmuz’da işbirliği yaptık, kendimize göre önemli bir görev yap- tık. Seçimden istediğimiz, ümit ettiği- miz sonucu alamadığımızı da söyle- meliyim. Demek ki başka şeyler yap- mak, başka projeler üretmek ve top- lumu buna inandıracak adımları ata- bilmek lazım. Ankara’ya gelince. Sa- yın Karayalçın belediye başkanlığı döneminde önemli işler yaptı, yıllar- dır tanırız, kendisine saygı ve sevgimiz de var. Ama bazı partililerin bir par- tiden aday olmasıyla toplum büyük öl- çüde oraya yönelmeyebiliyor. Bunu 22 Temmuz’da yaşadık. O zaman benim önerim, Ankara’da Sayın Karayal- çın’ın toplumun diğer kesimlerinden de oy alabilecek şekilde bağımsız aday olmasıdır. O zaman destekleriz.” Sezer, “Şişli Belediye Başkanı Mus- tafa Sarõgül de DSP’ye geçecek mi?” so- rusuna “Umarım. Olumlu bir yerde- yiz” karşõlõğõnõ verdi. Önceki seçimler- de CHP’den Adana büyükşehir beledi- ye başkan adayõ olan Bülent Özülkü ile de görüştüklerini belirtti. Sezer, “Son se- çimlerde CHP Eskişehir’de aday çı- karmadı, Büyükerşen kazandı. Eğer Eskişehir’de, Bartın’da, Ordu’da CHP, sol partiler sizin adayınızı des- teklerlerse, bir güç birliği olmaz mı” sorusu üzerine “Belli noktalarda ola- bilir. Ama bunu göreceğiz. Bu seçim- lerde birbirimizden değil, AKP’den kurtulmanın çalışmasını yapmak ge- rekir. Belli iller konuşulabilir ama bir- birimizi yemek değil, başka bir pro- jeyle toplumun önüne çıkmak gerekir. 2004’te Eskişehir’de CHP aday çı- kartmadı değil, çıkaramadı. Ama Bartın’da çıkarmıştı, Ordu’da çı- kartmıştı, biz de Mersin’de çıkarmış- tık. Mersin’de CHP’li belediye başkanı var, Çanakkale’de çıkarmıştık, Edir- ne’de çıkarmıştık, onlar da oraları al- dılar. Demek ki tek bir birliktelik de- ğil, topluma bir proje sunabilmek önemli” açõklamasõnõ yaptõ. ‘Yasa yanlış anlaşıldı’ ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin, kamuoyunda tartõşma yaratan Türk Ceza Yasasõ’nõn cinsel dokunulmazlõğa karşõ suçlar bölümüyle ilgili bir çalõşmalarõnõn olmadõğõnõ, basõnda yer alan haberlerin bir yanlõş anlamadan kaynaklandõğõnõ savundu. AKP Manavgat ilçe kongresi öncesi gazetecilerin sorularõnõ yanõtlayan Şahin, “Yargıtay’ın ilgili dairesinden gelen bir üye arkadaşımız, bir düşüncesini ortaya koymuş. Bu düşünceyi de baro temsilcisi bayan sanki Adalet Bakanlığı böyle düşünüyormuş gibi dışarıya servis yapınca maalesef bu tür talihsiz haberler oluşmuş” dedi. CHP Bilim Yönetim Kültür Platformu’nun doğalgaz raporu uyarõlarla dolu ‘Türkiye karanlıkta kalabilir’ ADD Yenice Şubesi açıldı ADANA (Cumhuriyet bü- rosu) - Atatürkçü Düşünce Der- neği Yenice Şubesi dün düzen- lenen törenle açõldõ. Tören öncesi 25 şube başkan ve yöneticisinin katõldõğõ ADD Akdeniz Bölge Toplantõsõ’nda, katõlõmcõlar der- nek çalõşmalarõyla ilgili bilgi aktardõ, Atatürk ilke ve devrim- leri üzerine konuşmalar yaptõ. İkinci Dünya Savaşõ sõrasõnda İnönü - Churchil görüşmesinin yapõlmasõ ve yõllardõr “Barış Festivali” düzenlenmesi dola- yõsõyla “Barış Beldesi” olarak anõlan Yenice’de ilk tören önceki gün Atatürk Anõtõ önünde ya- põldõ. Bölge toplantõsõnda ko- nuşan Yusuf Tibik şunlarõ söy- ledi: “Mustafa Kemal’i anla- mak ve onun düşüncelerini öncü sayarak düşünebilmek gerekir. Atatürk’ün ‘Özgür- lük ve bağõmsõzlõk benim ka- rakterimdir’ sözünü ilke edi- nen bizler, yani; ADD Yenice şube üyesi arkadaşlarım ve ben; Amerikan uşaklığı yap- madan, İran’ın şeriat modeli- ni Türkiye’ye getirmeden, bu ülkeyi dışa bağımsız koşullar- da savunmanın, emperyalizme karşı tam bağımsız Türkiye için, Atatürk’ün ilke ve dev- rimlerinin doğruluğuna ina- narak ve bu yoldan şaşma- dan mücadelemizi vermek için bu görevi gururla üstlendik.” ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP Bilim Yönetim Kül- tür Platformu tarafõndan hazõrla- nan “Doğalgaz Raporu”nda “Türkiye, herhangi bir doğalgaz krizinde karanlıkta kalma teh- likesiyle karşı karşıyadır” uya- rõsõnda bulunuldu. Raporda, ayrõ- ca “BOTAŞ’ın 2009’da parça- lanması ve iki parçasının özel- leştirilmesi öngörüsünün ger- çekleşmesinin olanaksız olduğu, yeni bir takvim belirlenmesi gerektiği” vurgulandõ. CHP Bilim Yönetim Kültür Platformu Başkanõ Nesrin Bay- tok, “Türkiye’nin enerji bakı- mından doğalgaza bağımlı ol- duğunu, ancak bu konunun ya- sal ve kurumsal olarak güven verici bir şekilde düzenlenme- diğini, BOTAŞ’ın büyük bir yıpranma içerisinde olduğunu, ülkeyi önümüzdeki dönemde bir enerji krizinin beklediğini” söyledi. Raporda, “Türkiye’de toplam enerji talebinin yaklaşık yüzde 25’inin, elektrik üreti- minin ise yüzde 45’inin doğal- gazdan sağlandığı, toplam tü- ketiminin yaklaşık yüzde 97’si- nin ithalat yoluyla karşılandığı” kaydedildi. 2001 yõlõnda çõkan yasaya göre BOTAŞ’õn 2009 yõ- lõna dek pazar payõnõ yüzde 20’ye düşürmesi gerektiği vurgulanõrken “7 yılda sadece yüzde 10’luk pa- yın devredilebildiği dikkate alın- dığında, kısa vadede sözleşme devirleriyle pazar payının yüz- de 80’ini devretmesinin güçlüğü ortadadır. 1990’lı yıllarda ya- pılan aşırı talep tahminleri ne- deniyle bir arz fazlası sorunu or- taya çıkmış, mevcut sözleşme- lerin tümünü al-ya da öde hük- mü içermesi nedeniyle doğalgaz tüketimi ölçüsüzce ve Türki- ye’nin yerli enerji kaynakları görmezden gelinerek teşvik edil- miştir. Arz güvenliği ile ilgili bir diğer önemli konu, Rusya’ya bağımlılık oranının yüksekliği- dir. Toplam doğalgaz talebinin yüzde 65’i tek başına Rusya’dan elde edilmektedir” denildi. DSP lideri Zeki Sezer, Karayalçõn ile ilgili bir soruya, ‘Sayõn Karayalçõn toplumun diğer kesimlerinden de oy alabilecek şekilde bağõmsõz aday olursa destekleriz’ diye yanõt verdi. BAKAN ŞAHİN Raporda, ‘BOTAŞ’õn 2009’da parçalanmasõ ve iki parçasõnõn özelleştirilmesi öngörüsünün gerçekleşmesinin olanaksõz olduğu’ vurgulandõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle