03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 15 EKİM 2008 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AVRUPA GÜRAY ÖZ KrizeKesinÇözümVarmı? Yeni yüzyılımızın ilk büyük krizi şaşırtmaya devam ediyor. Kimileri o kadar şaşırdılar ki, ola- nı biteni “sosyalizme dönüş”, “kapitalizmin so- nu”, “tarihin bittikten sonraki ikinci bitişi” di- ye tarif etmeye başladılar. İşin çapı büyük, sermaye düzeninin finansal kriz- den yediği darbe çok acıdır. Bu nedenle de ideo- lojik körlük, ekonomide telaş, siyasette şaşkınlık ister istemez o ölçüde büyük oluyor. İşte bizim Başbakanımız da bu nedenle “ko- nuşmayın ulan hainler” dozunda laflıyor. “Yan- gına ülkemizden körük tutanlar var” diyor. Türkçesi Başbakan’a ait, ama biz de bu sap- tamaya ilgi göstermeliyiz. Kim yangına körükle gidiyor? Dışardaki körükçülerden başlayalım. IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn “Dün- ya finans sistemi çökmenin eşiğindedir” diyor. ABD’nin bulduğu “çözüm” pek işe yaramadı. AB ülkeleri uzak durdukları “çözümler” için hareke- te geçiyorlar. Durumu gizlemek yerine yakıcı sözlerle ifade etmekten kaçınmıyorlar. İlaç acı ol- sun da etkisi büyük ve çabuk olsun, bankalar, şir- ketler, yani ekonomi kurtulsun derdindeler. İlaç kimin için acı olacak, bu soru şimdilik dil- lendirilmiyor. İçerdeki “körükçülerin” başında ise TÜSİAD ge- liyor. Sanayiciler korku içindeler. Tıpkı ABD ve AB gibi Türkiye’nin de çözüm yollarını bulmakta ge- cikmemesini, bir kriz masası oluşturmasını iste- mekteler. Sanayicilerin önde gelenlerinden Ec- zacıbaşı, “Gündemi saptırıcı, gerçekleri sak- layıcı iletişim stratejisinin yararı olacağını dü- şünmüyorum” diyor. Peki Başbakan ne diyor? “Yangına körük tutmayın, Türkiye güvenilir bir limandır evvelallah” diyor. Türk ekonomisine hep sermayenin pencere- sinden bakmış olanların korku ve tedirginlikleri so- mut verilere dayanıyor. Şöyle anlatıyorlar: Haziran ayı itibarıyla Türki- ye ekonomisinin toplam dış borcu 284 milyar do- lardır. Bu borcun 191 milyar doları özel sektöre aittir. Borcun vadesi bir yıldan az olan kısmı 48 mil- yar dolar civarındadır. Durum nasıl sorusuna yanıt arıyorsanız, bu borç çevrilebilir mi ona ba- kacaksınız. Bu, krizin yalnızca sermaye açısından görünü- şüdür. Öteki açılar, öteki boyutlar, halkın bu du- rumla ilişkisi sorunun kapsamına girmemektedir. Peki Başbakan ne diyor? “Türkiye güvenilir bir limandır evvelallah” di- yor. Gelecek değil, çoktan gelmiş olan kriz, ihracatta daralma, tüketimde azalma, şirket iflasları, fabri- kaların kapılarına kilit vurulması, işten çıkarmaların artması demektir. Sanayicilerin, küçük işletme sa- hiplerinin, ihracatçıların, ithalatçıların, hepsi bir- birini bağlı bu sermaye dünyasının telaşı, korku- su boşuna değildir. Bu nedenle Başbakan iste- diği kadar “evvelallah iyiyiz” desin, onlar “Çö- zümü görelim, devlet baba gel bizi bir an ön- ce kurtar” diye yakarıyorlar. Küreselleşmeyle ya- tıp küreselleşmeyle kalkanlar, krizin de küresel ol- ma ihtimalini pek sevmediler. Ulusal sınırlar içinde her türlü hakları ellerinden alınmış, sendikaları iğdiş edilmiş olanlar, küresel davranma istekleri, başka ülkelere göçleri kanla önlenen yoksullarsa krizi çoktan derinlemesine ya- şıyorlardı. Onların sessizliği, tevekkülü devam ediyor. Piyasadan sürülüp çıkarılmış olan devlet, şim- di sermaye tarafından yeniden göreve çağrılırken krizin asıl yükünü çekecek olan yığınların bu ses- sizliğini neye yormalı bilmem. Gün o gün değil biliyorum, ama isterdim ki, bu krize sermayenin küresel kriz masaları değil, on- lar çare bulsunlar. O zaman, işte o zaman gerçekten “Marx ge- ri mi döndü” şakasını, telaşını tartışabilir, ser- mayenin derdine “kesin bir çözüm” bulabilirdik. e-posta: [email protected] ‘Avrupa kimlikli İslam’MELTEM YILMAZ BERLİN - Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi Genel Sekreteri Ai- man Mazyek, hoşgörülü, öze hitap eden, türban gibi ideolojik ve sem- bolik dayatmalardan uzak duran “Av- rupa kimlikli İslam”õn temellerinin Almanya’da atõlmaya başlandõğõnõ ifade etti. Mazyek, İslamõn Türkiye’de ideolojik bir akõm olarak yaşandõğõ- na dikkat çekerek Avrupa kimlikli İs- lamõn Türkiye’deki ideolojik akõmdan farklõ olduğunu belirtti. Bağõmsõz Gazeteciler Ağõ’nõn (Jo- urnalists Network) Almanya gezi- sinde İslamõn rolü ile Türk kökenli yurttaşlarõn Alman toplumuna en- tegrasyonu sorunu çerçevesinde çeşitli din adamlarõ, yazarlar ile akademis- yenlerle yapõlan görüşmelerde uz- manlar, Almanya’daki Müslümanla- rõn toplumla bütünleşebilmesi için ra- dikal tutumlardan kaçõnmasõ gerekti- ği yönünde uyarõda bulundular. Ara- larõnda Türk, Boşnak, Arnavut, Arap kökenli vatandaşlarõn bulunduğu, ül- kedeki Müslümanlarõn yüzde 50’sini ve 500’ün üzerinde Müslüman ce- maati temsil eden Almanya Müslü- manlar Merkez Konseyi’nin genel sekreteri Mazyek, Müslümanlarõn Alman toplumuna uyum sağlama- sõnda büyük sorunlar yaşandõğõnõ ifa- de ederek “Buradaki Müslümanla- rın büyük bir kısmı toplum tara- fından kabul edilmediğini düşü- nerek gettolarına çekiliyor. Bunu önlemek için Almanya’da son bir- kaç yıldır Avrupa kimlikli İslamın temellerini atıyoruz. Bu din kültü- rü, Türkiye’dekinin aksine, ideo- lojik değil. Dinimizi bir yaşam bi- çimi olarak ele alıyoruz” diye ko- nuştu. Hoşgörüye ve öze hitap eden, türban gibi sembolik dayatmalardan uzak duran, içerisinde Müslüman Gandhi’leri barõndõrabilecek bir din anlayõşõ oluşturmayõ hedeflediklerini ifade eden Mazyek, “Ancak Alman anayasası kırmızı çizgimizdir. Ana- yasanın dışına çıkacak her türlü davranıştan uzak duruyoruz” dedi. Türkçe ve Almanca hutbe Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) temsilcisi Bekir Alboğa ile yapõlan görüşmede ise Alboğa, Alman toplumu ile Müslümanlarõn diyalo- ğunu arttõrmak amacõyla 2010’da faaliyete geçecek olan ve 2 bin kişi- nin aynõ anda ibadet edebileceği Al- manya’nõn en büyük camisi Köln Merkez Camii’nde hutbelerin Türk- çe ve Almanca okunacağõnõ, cami içe- risinde Almanca dil kursu verileceğini kaydetti. Alboğa, “Müslümanların Alman toplumundan kopmadan ve Al- man toplumunu Müslümanlardan ürkütmeden, karşılıklı diyalog içe- risinde, Alman yasalarına saygılı bir biçimde ibadetimizi yaşamayı he- defliyoruz” diye konuştu. Alman Hõristiyan Demokrat Parti (CDU) temsilcisi Niklas Kienitz ise CDU olarak il ve ilçe meclisinin ca- minin yapõlmasõ yönündeki kararõna karşõ olduklarõnõ, caminin büyüklü- ğünün Alman toplumu üzerinde ezi- ci bir anlam yaratabileceğini söyledi. Katolik ve Protestan kilisesi Berlin temsilcileri ise AB ülkelerinde herkese tanõnan bireysel ve kolektif ibadet öz- gürlüğünden Müslümanlarõn da ya- rarlanabileceğini, ancak Müslüman- larõn diğer dinlerle “rekabet” içeri- sinde olmamasõ gerektiğini kaydetti. Kienitz, “Türkiye’deki Hıristi- yan temsilcilerimize son yıllarda gi- derek artan bir toplum baskısı var. Biz elimizden geldiğince buradaki Müslümanların haklarını savun- maya çalışıyoruz. Aynı tavrın Tür- kiye tarafından da sergilenmesini ümit ediyoruz” diye konuştu. İslamõn Türkiye’de ideolojik bir akõm olarak yaşandõğõna dikkat çeken Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi Genel Sekreteri Aiman Mazyek, ideolojik ve sembolik dayatmalardan uzak Avrupa kimlikli İslam’õn temellerinin atõlmaya başlandõğõnõ belirtti. SELDA GÜNEYSU ANKARA - Yazõn dünyamõzõn önemli isimleri, AKP iktidarõna karşõ seslerini yükseltmeye başladõ. Eleştirilerin ilki ya- zar Yaşar Kemal’den geldi. Kemal, Türkiye’nin bu yõl “Onur Konuğu” olarak ka- tõldõğõ Frankfurt Kitap Fua- rõ’nõn açõlõşõ öncesinde, Alman gazetesine verdiği demeçte, “Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olduğunu” belirterek “Ilımlı İslam tabirini duyduğum zaman tüylerim diken di- ken oluyor. Bu Amerika’nın bir icadıdır. Ilımlı İslam yoktur. Daha doğrusu ılım- lı din yoktur. Ya dine inanırsın ya da inanmazsın” de- di. Cumhuriyet’in sorularõnõ yanõtlayan ya- zarlar da Yaşar Kemal’in değerlendirme- lerine katõldõklarõnõ belirtirken şu görüşle- ri dile getirdiler... Emin Özdemir: Yaşar Kemal’in yakla- şõmõyla aynõ doğrultuda düşünüyorum. İk- tidar, birtakõm kavramlarõ çarpõtõyor. Ilõm- lõlõk, sözlük anlamõ itibarõyla, “sert olma- yan, orta çizgiyi izleyen” bir kavramdõr. Gerçekten de İslamõn õlõmlõsõ, õlõmsõzõ olur mu diye soruyor insan. AB’ye üye olma- ya gelince, üyelik eğer bizi Batõlõ bir çiz- giye taşõyacaksa, gönlüm bundan yana. An- cak ben bunun Türkiye’nin ulusal bağõm- sõzlõğõna gölge düşürecek nitelikler taşõdõ- ğõna inanõyorum. Birtakõm kavramlarõ öne sürerek, doğrudan doğruya bizim bağõm- sõzlõğõmõzõ zedeleyecek bir çizgiye doğru itildiğimizi düşünüyorum. İktidar da bu yak- laşõm içinde. AB’nin öne sürdüğü kav- ramlarõn gölgesine sõğõnõyorlar. Eğer AB üyeliği, bizim bağõmsõzlõğõmõzõ zedeleye- cekse, girmeyelim. AB üyeliğine girersek de başõmõz dik olsun. Cumhuriyetin bize ka- zandõrdõğõ değerlere sahip çõkalõm. Zaten bu değerler bizi ileriye taşõyacaktõr. Gülten Akın: Yaşar Kemal’e katõlõyo- rum. Ilõmlõ İslam diye bir şey yoktur. Kemal Ateş: Öncelikle, kurulan kadro- larda devlet adamõ kimliği göremiyorum. İktidara gelince, büyük bir görgüsüzlük için- de sarõldõlar devlet işlerine. Ben iktidarda- kileri, hep uçak merdivenlerinde görüyo- rum. Ya uçağa biniyorlar ya da uçaktan ini- yorlar. Bulunduklarõ makamlarõ kullan- mak adõna girişimleri var. Dünya görüşle- ri, kafa yapõlarõ da ortaçağ gibi. Görüşlerini çağõmõza uydurmaya çalõşõyorlar ancak bütün kurumlara zarar veriyorlar. Yaban- cõlarõn da Türk toplumunun ortaçağ ka- ranlõğõna sürüklenmesi umurlarõnda de- ğil. Hatta işlerine bile geliyor. Kendi he- saplarõ doğrultusunda destek veriyorlar zaten. İktidar, o destek ölçüsünde bir yer- lere geldi. Toplum da seyirci kalõyor. Ben en başta, edebiyat derneklerinden yana şi- kâyetçiyim. Bu iktidarõn güdümüne girdi- ler. Tepkilerini ortaya koymuyorlar. Bu ne- denle de edebiyat derneklerinin hepsinden istifa ettim. Bir yerlerden rüzgâr esmesi ge- rekiyor. Toplum da bu rüzgârõ bekliyor. Din yoluyla toplumu uyutuyorlar. Toplum son dönemdeki Deniz Feneri ve Şaban Dişli olaylarõyla biraz uyandõ. Ancak bu yetmez, toplumu, ülkede dürüst siyasetçilerin ol- duğuna da inandõrmak gerek. Adnan Binyazar: Yaşar Kemal’e aynen katõlõyorum. AB projesi, aldatmacadan başka bir şey değildir. AB’nin ne yapaca- ğõ şurdan bellidir. Bugün ne kadar Avrupa malõ varsa Türkiye’ye gelmiştir. Bu Tür- kiye’nin kendi girişimlerini köstekleyici ni- teliktedir. AB bir çõkarõ olmadan, herhan- gi bir ülkeye yardõm yapmaz. Alper Akçam: Yaşar Kemal’in açõkla- malarõna katõlõyorum ancak çok geç kalmõş bir açõklamadõr bu. Türkiye üzerinde, özel- likle 1990’lõ yõllardan bu yana çok çeşitli oyunlar oynanõyor. Ciddi eleştirel bakõşõ ol- mayan birçok aydõn bir dönem Cumhuri- yeti karalama girişiminde de bulundu. Cumhuriyet ne yazõk ki değerini bileme- diğimiz bir olgu. Oyunlarõn gerçek yüzü- nü ancak şimdi anlayabiliyoruz. Keşke daha duyarlõ olabilseydik. Dursun Uyar tahliye oluyor Haber Merkezi - Karabük’ün Eskipazar ilçesinde bulunan açõk cezaevinde 2 yõl hapis cezasõnõ İnfaz Yasasõ uyarõnca 9 ay 23 günlük tutularak çeken YİMPAŞ Holding Yönetim Kurulu Başkanõ Dursun Uyar, bugün tahliye edilecek. “Sermaye Piyasasõ Kanunu’na muhalefet ve izinsiz halka arz” suçundan 2 yõl hapis cezasõna çarptõrõlan Uyar, geçen yõl 27 Aralõk’ta Eskipazar’da yakalanarak Eskipazar Açõk Cezaevi’ne konulmuştu. Emekli askerler teröre tepkili ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği üyesi emekli askerler, son günlerde artan terör saldõrõlarõnõ kõnadõ. Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlenen ve Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği üyelerinin de katõldõğõ basõn toplantõsõnda konuşan Adana Şube Başkanõ Mehmet Ceylan, terörün ABD ve AB ülkeleri tarafõndan beslendiğini söyledi. Ceylan, Aktütün Karakolu’na yapõlan saldõrõdan Kuzey Irak yöneticilerinin haberdar olduğuna dikkat çekti. Başkentte cinayet ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başkentte Halil B. isimli bir berber, tabancayla 2 kişiyi öldürdü, bir kişiyi de ağõr yaraladõ. Karapürçek Caddesi’nde dükkânõ bulunan Halil B. (32) ile aralarõnda husumet bulunduğu öğrenilen ve bitişiğindeki işyerinde köftecilik yapan Musa Bitirim (44) arasõnda tartõşma çõktõ. Tartõşmanõn büyümesi üzerine Halil B. tabancayla Bitirim’i vurdu. Ağõr yaralanan Bitirim, Dõşkapõ Yõldõrõm Beyazõt Eğitim ve Araştõrma Hastanesi’nde ameliyata alõndõ. İşyerinden çõkan Halil B. caddede yaklaşõk 200 metre ilerledikten sonra kavgalõ olduğu iddia edilen Serdar Büyükçanga’yõ da (36) bacağõndan ve boynundan vurdu. Büyükçanga olay yerinde yaşamõnõ yitirdi. Halil B. daha sonra da Bostancõk Caddesi’nde Serdar Büyükçanga’nõn kardeşi İsmail Serhat Büyükçanga’yõ (30) tabancayla öldürdü. Ortodoks din adamları Perge’de ANTALYA (AA) - Antalya’ya “2008 Yõlõ Aziz Pavlos Sempozyumu” için gelen Ortodoks din adamlarõ, dün Perge antik kentini gezdi. Geziye, Ortodoks Kilisesi din adamlarõnõn yanõ sõra Fener Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos da katõldõ. Bartholomeos, bir gazetecinin “Buraya ilk kez mi geliyorsunuz” şeklindeki sorusuna, “Hayõr, daha önce de gelmiştim. Yine geleceğim. Yerli turist olarak” dedi. Mazyek, İslamõn Türkiye’de ideolojik bir akõm olarak yaşandõğõna dikkat çekti Yazõn dünyasõ, büyük yazarõn Avrupa Birliği ve õlõmlõ İslam eleştirileri üzerinde birleşti Yaşar Kemal’e yoğun destek Döner sermayeden aldõklarõ payõn ödenmesi gerekenin altõnda olduğunu belirttiler Sağlõk çalõşanlarõndan ‘paylaşõm’ uyarõsõ CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR - Eskişehir’de Tür- kiye Kamu-Sen’e bağlõ Türk Sağlõk- Sen ve KESK’e bağlõ Sağlõk ve Sos- yal Hizmet Emekçileri Sendikasõ (SES) üyeleri, döner sermaye payla- rõnõn adaletsiz olduğu gerekçesiyle protesto gösterisi yaptõ. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tõp Fakültesi Hastane- si’nin Mermer Salonu önünde topla- nan sağlõk çalõşanlarõ, dekanlõğa ka- dar yürüdüler. Grup adõna açõklama yapan Türk Sağlõk-Sen Şube Başka- nõ İsmail Türk, üniversite hastane- lerindeki döner sermaye adaletsizli- ğinin önlenmesi için TBMM’den ge- çen yeni yasayla paylarõn yüzde 150 oranõnda arttõrõldõğõnõ söyledi. Yasa- ya karşõn yönetimin döner sermaye payõnõ yüzde 80 oranõnda dağõtmaya devam ettiğine dikkat çeken Türk, “Çalışanlarını cezalandıran döner sermaye yönetimi çalışanlardan barış beklemesin. Hakkımız veril- mezse iş yavaşlatacağız veya işi durduracağız. Hakkımızı alaca- ğız” dedi. SES Şube Başkanõ Dr. Bülent Na- zım Yılmaz da döner sermayeden al- malarõ gerekenin çok altõnda pay al- dõklarõnõ belirterek, “Sağlık çalışan- larının döner sermayeden yarar- lanma oranlarının en üst seviyeye çıkarılmasını istiyoruz” dedi. İstanbul Haber Servisi - Büyük- çekmece ilçesinin ANAP’lõ Belediye Başkanõ Dr. Hasan Akgün, 5 senedir devam eden dava sonunda Alkent 2000 Mahallesi’ndeki kaçak çok sa- yõda ilave inşaatõ yõkmayõp kaçak ya- põlaşmaya göz yumduğu için 2 sene 4 ay hapis cezasõna çarptõrõldõ. Akgün, ayrõca mahkeme kararõyla 3 sene me- muriyetten yoksun bõrakõlma cezasõ da aldõ. Büyükçekmece 1. Asliye Ceza Mah- kemesi’nde Alkent 2000 Mahalle- si’nde yapõlan kaçak yapõlarla ilgili gö- rülen davada Büyükçekmece Beledi- ye Başkanõ Dr. Akgün ve Belediye Başkan Yardõmcõsõ Kemal Kema- loğlu suçlu bulundular. Mahkeme ka- rarõnda, Belediye Başkanõ Akgün hak- kõnda TCK’nin 72. maddesine istina- den 2 sene 4 ay hapis cezasõ verirken 666 YTL de para cezasõna hükmetti. Başkan Yardõmcõsõ Kemal Kemaloğ- lu ise eylemine uyan 765 sayõlõ TCK 240. maddesi gereğince 2 yõl hapis ve 343 YTL para cezasõna çarptõrõldõ. Mahkeme ayrõca Akgün ve Kema- loğlu’nun 765 sayõlõ TCK 240. mad- desi gereğince üç yõl süre ile memu- riyetten yoksun bõrakõlmasõna karar verdi. Akgün ve Kemaloğlu karara ye- di gün içinde Yargõtay nezdinde itiraz edebilecekler. B Ü Y Ü K Ç E K M E C E Hasan Akgün’e hapis cezasõ Üvey kardeşe tecavüz iddiası AFYONKARAHİSAR (AA) - Afyonkarahisar’õn Emirdağ ilçesinde 14 yaşõndaki üvey kõz kardeşine tecavüz ettiği, 10 yaşõndaki üvey kõz kardeşiyle öz annesine cinsel tacizde bulunduğu öne sürülen genç tutuklandõ. Edinilen bilgiye göre, 24 yaşõndaki N.K. ile annesi H.K. ve üvey kardeşi Ö.T. arasõnda tartõşma çõktõ. Tartõşmanõn kavgaya dönüşmesi sonucu N.K, annesi ile üvey kardeşini darp etti. Olayõn ardõndan Emirdağ Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen kişilerin ifadeleri sonucu, N.K’nin 14 yaşõndaki üvey kardeşi Ö.T’ye çeşitli zamanlarda tecavüz ettiği, annesi H.K. ile diğer üvey kardeşi Ö.G’ye de zaman zaman cinsel tacizde bulunduğu belirlendi. Kalender, emniyet müdürlüğündeki sorgusunun ardõndan çõkarõldõğõ mahkemece tutuklandõ. Doktorsuz ambulansa inceleme DİYARBAKIR (AA) - Diyarbakõr Valiliği, Ankara-Diyarbakõr seferini yapan uçakta kalp krizi geçiren yolcunun ölümüyle ilgili inceleme başlatõldõğõnõ bildirdi. Ankara-Diyarbakõr seferini yapan THY’ye ait Anadolu Jet’in TK 946 sefer sayõlõ yolcu uçağõnõn Diyarbakõr’a iniş için alçalmaya başladõğõ sõrada, yolculardan Mehmet Sõddõk Kanat’õn fenalaştõğõ, yolcunun kalp krizi geçirdiğini öğrenen kaptan pilotun, kule aracõlõğõyla Devlet Hava Meydanlarõ İşletmesi’ne ait ambulansõn apronda bekletilmesini istediği öne sürülmüştü. Ancak, DHMİ’den acilen ambulans istenmesine rağmen şoför ve doktor olmadõğõ iddiasõyla ambulans gönderilmediği, uçaktan indirilen Kanat’a ilk müdahaleyi, Ankara’ya gitmek için bekleyen yolcular arasõnda bulunan bir doktorun yaptõğõ, ardõndan 112 Acil servis ekiplerince Diyarbakõr Devlet Hastanesi’ne götürülen Kanat’õn yolda öldüğü bildirilmişti. Sağlık çalışanları Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi önünde açıklama yaptılar. Yaşar Kemal
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle