Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 15 EKİM 2008 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
AVRUPA
GÜRAY ÖZ
KrizeKesinÇözümVarmı?
Yeni yüzyılımızın ilk büyük krizi şaşırtmaya
devam ediyor. Kimileri o kadar şaşırdılar ki, ola-
nı biteni “sosyalizme dönüş”, “kapitalizmin so-
nu”, “tarihin bittikten sonraki ikinci bitişi” di-
ye tarif etmeye başladılar.
İşin çapı büyük, sermaye düzeninin finansal kriz-
den yediği darbe çok acıdır. Bu nedenle de ideo-
lojik körlük, ekonomide telaş, siyasette şaşkınlık
ister istemez o ölçüde büyük oluyor.
İşte bizim Başbakanımız da bu nedenle “ko-
nuşmayın ulan hainler” dozunda laflıyor. “Yan-
gına ülkemizden körük tutanlar var” diyor.
Türkçesi Başbakan’a ait, ama biz de bu sap-
tamaya ilgi göstermeliyiz.
Kim yangına körükle gidiyor?
Dışardaki körükçülerden başlayalım.
IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn “Dün-
ya finans sistemi çökmenin eşiğindedir” diyor.
ABD’nin bulduğu “çözüm” pek işe yaramadı. AB
ülkeleri uzak durdukları “çözümler” için hareke-
te geçiyorlar. Durumu gizlemek yerine yakıcı
sözlerle ifade etmekten kaçınmıyorlar. İlaç acı ol-
sun da etkisi büyük ve çabuk olsun, bankalar, şir-
ketler, yani ekonomi kurtulsun derdindeler.
İlaç kimin için acı olacak, bu soru şimdilik dil-
lendirilmiyor.
İçerdeki “körükçülerin” başında ise TÜSİAD ge-
liyor. Sanayiciler korku içindeler. Tıpkı ABD ve AB
gibi Türkiye’nin de çözüm yollarını bulmakta ge-
cikmemesini, bir kriz masası oluşturmasını iste-
mekteler. Sanayicilerin önde gelenlerinden Ec-
zacıbaşı, “Gündemi saptırıcı, gerçekleri sak-
layıcı iletişim stratejisinin yararı olacağını dü-
şünmüyorum” diyor.
Peki Başbakan ne diyor?
“Yangına körük tutmayın, Türkiye güvenilir
bir limandır evvelallah” diyor.
Türk ekonomisine hep sermayenin pencere-
sinden bakmış olanların korku ve tedirginlikleri so-
mut verilere dayanıyor.
Şöyle anlatıyorlar: Haziran ayı itibarıyla Türki-
ye ekonomisinin toplam dış borcu 284 milyar do-
lardır. Bu borcun 191 milyar doları özel sektöre
aittir. Borcun vadesi bir yıldan az olan kısmı 48 mil-
yar dolar civarındadır. Durum nasıl sorusuna
yanıt arıyorsanız, bu borç çevrilebilir mi ona ba-
kacaksınız.
Bu, krizin yalnızca sermaye açısından görünü-
şüdür. Öteki açılar, öteki boyutlar, halkın bu du-
rumla ilişkisi sorunun kapsamına girmemektedir.
Peki Başbakan ne diyor?
“Türkiye güvenilir bir limandır evvelallah” di-
yor.
Gelecek değil, çoktan gelmiş olan kriz, ihracatta
daralma, tüketimde azalma, şirket iflasları, fabri-
kaların kapılarına kilit vurulması, işten çıkarmaların
artması demektir. Sanayicilerin, küçük işletme sa-
hiplerinin, ihracatçıların, ithalatçıların, hepsi bir-
birini bağlı bu sermaye dünyasının telaşı, korku-
su boşuna değildir. Bu nedenle Başbakan iste-
diği kadar “evvelallah iyiyiz” desin, onlar “Çö-
zümü görelim, devlet baba gel bizi bir an ön-
ce kurtar” diye yakarıyorlar. Küreselleşmeyle ya-
tıp küreselleşmeyle kalkanlar, krizin de küresel ol-
ma ihtimalini pek sevmediler.
Ulusal sınırlar içinde her türlü hakları ellerinden
alınmış, sendikaları iğdiş edilmiş olanlar, küresel
davranma istekleri, başka ülkelere göçleri kanla
önlenen yoksullarsa krizi çoktan derinlemesine ya-
şıyorlardı.
Onların sessizliği, tevekkülü devam ediyor.
Piyasadan sürülüp çıkarılmış olan devlet, şim-
di sermaye tarafından yeniden göreve çağrılırken
krizin asıl yükünü çekecek olan yığınların bu ses-
sizliğini neye yormalı bilmem.
Gün o gün değil biliyorum, ama isterdim ki, bu
krize sermayenin küresel kriz masaları değil, on-
lar çare bulsunlar.
O zaman, işte o zaman gerçekten “Marx ge-
ri mi döndü” şakasını, telaşını tartışabilir, ser-
mayenin derdine “kesin bir çözüm” bulabilirdik.
e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr
‘Avrupa kimlikli İslam’MELTEM YILMAZ
BERLİN - Almanya Müslümanlar
Merkez Konseyi Genel Sekreteri Ai-
man Mazyek, hoşgörülü, öze hitap
eden, türban gibi ideolojik ve sem-
bolik dayatmalardan uzak duran “Av-
rupa kimlikli İslam”õn temellerinin
Almanya’da atõlmaya başlandõğõnõ
ifade etti. Mazyek, İslamõn Türkiye’de
ideolojik bir akõm olarak yaşandõğõ-
na dikkat çekerek Avrupa kimlikli İs-
lamõn Türkiye’deki ideolojik akõmdan
farklõ olduğunu belirtti.
Bağõmsõz Gazeteciler Ağõ’nõn (Jo-
urnalists Network) Almanya gezi-
sinde İslamõn rolü ile Türk kökenli
yurttaşlarõn Alman toplumuna en-
tegrasyonu sorunu çerçevesinde çeşitli
din adamlarõ, yazarlar ile akademis-
yenlerle yapõlan görüşmelerde uz-
manlar, Almanya’daki Müslümanla-
rõn toplumla bütünleşebilmesi için ra-
dikal tutumlardan kaçõnmasõ gerekti-
ği yönünde uyarõda bulundular. Ara-
larõnda Türk, Boşnak, Arnavut, Arap
kökenli vatandaşlarõn bulunduğu, ül-
kedeki Müslümanlarõn yüzde 50’sini
ve 500’ün üzerinde Müslüman ce-
maati temsil eden Almanya Müslü-
manlar Merkez Konseyi’nin genel
sekreteri Mazyek, Müslümanlarõn
Alman toplumuna uyum sağlama-
sõnda büyük sorunlar yaşandõğõnõ ifa-
de ederek “Buradaki Müslümanla-
rın büyük bir kısmı toplum tara-
fından kabul edilmediğini düşü-
nerek gettolarına çekiliyor. Bunu
önlemek için Almanya’da son bir-
kaç yıldır Avrupa kimlikli İslamın
temellerini atıyoruz. Bu din kültü-
rü, Türkiye’dekinin aksine, ideo-
lojik değil. Dinimizi bir yaşam bi-
çimi olarak ele alıyoruz” diye ko-
nuştu. Hoşgörüye ve öze hitap eden,
türban gibi sembolik dayatmalardan
uzak duran, içerisinde Müslüman
Gandhi’leri barõndõrabilecek bir din
anlayõşõ oluşturmayõ hedeflediklerini
ifade eden Mazyek, “Ancak Alman
anayasası kırmızı çizgimizdir. Ana-
yasanın dışına çıkacak her türlü
davranıştan uzak duruyoruz” dedi.
Türkçe ve Almanca hutbe
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği
(DİTİB) temsilcisi Bekir Alboğa ile
yapõlan görüşmede ise Alboğa, Alman
toplumu ile Müslümanlarõn diyalo-
ğunu arttõrmak amacõyla 2010’da
faaliyete geçecek olan ve 2 bin kişi-
nin aynõ anda ibadet edebileceği Al-
manya’nõn en büyük camisi Köln
Merkez Camii’nde hutbelerin Türk-
çe ve Almanca okunacağõnõ, cami içe-
risinde Almanca dil kursu verileceğini
kaydetti.
Alboğa, “Müslümanların Alman
toplumundan kopmadan ve Al-
man toplumunu Müslümanlardan
ürkütmeden, karşılıklı diyalog içe-
risinde, Alman yasalarına saygılı bir
biçimde ibadetimizi yaşamayı he-
defliyoruz” diye konuştu.
Alman Hõristiyan Demokrat Parti
(CDU) temsilcisi Niklas Kienitz ise
CDU olarak il ve ilçe meclisinin ca-
minin yapõlmasõ yönündeki kararõna
karşõ olduklarõnõ, caminin büyüklü-
ğünün Alman toplumu üzerinde ezi-
ci bir anlam yaratabileceğini söyledi.
Katolik ve Protestan kilisesi Berlin
temsilcileri ise AB ülkelerinde herkese
tanõnan bireysel ve kolektif ibadet öz-
gürlüğünden Müslümanlarõn da ya-
rarlanabileceğini, ancak Müslüman-
larõn diğer dinlerle “rekabet” içeri-
sinde olmamasõ gerektiğini kaydetti.
Kienitz, “Türkiye’deki Hıristi-
yan temsilcilerimize son yıllarda gi-
derek artan bir toplum baskısı var.
Biz elimizden geldiğince buradaki
Müslümanların haklarını savun-
maya çalışıyoruz. Aynı tavrın Tür-
kiye tarafından da sergilenmesini
ümit ediyoruz” diye konuştu.
İslamõn Türkiye’de ideolojik bir akõm olarak yaşandõğõna dikkat
çeken Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi Genel Sekreteri
Aiman Mazyek, ideolojik ve sembolik dayatmalardan uzak Avrupa
kimlikli İslam’õn temellerinin atõlmaya başlandõğõnõ belirtti.
SELDA GÜNEYSU
ANKARA - Yazõn dünyamõzõn önemli
isimleri, AKP iktidarõna karşõ seslerini
yükseltmeye başladõ. Eleştirilerin ilki ya-
zar Yaşar Kemal’den geldi.
Kemal, Türkiye’nin bu yõl
“Onur Konuğu” olarak ka-
tõldõğõ Frankfurt Kitap Fua-
rõ’nõn açõlõşõ öncesinde, Alman
gazetesine verdiği demeçte,
“Türkiye’nin AB üyeliğine
karşı olduğunu” belirterek
“Ilımlı İslam tabirini
duyduğum zaman
tüylerim diken di-
ken oluyor. Bu
Amerika’nın
bir icadıdır.
Ilımlı İslam
yoktur. Daha
doğrusu ılım-
lı din yoktur.
Ya dine inanırsın ya da inanmazsın” de-
di. Cumhuriyet’in sorularõnõ yanõtlayan ya-
zarlar da Yaşar Kemal’in değerlendirme-
lerine katõldõklarõnõ belirtirken şu görüşle-
ri dile getirdiler...
Emin Özdemir: Yaşar Kemal’in yakla-
şõmõyla aynõ doğrultuda düşünüyorum. İk-
tidar, birtakõm kavramlarõ çarpõtõyor. Ilõm-
lõlõk, sözlük anlamõ itibarõyla, “sert olma-
yan, orta çizgiyi izleyen” bir kavramdõr.
Gerçekten de İslamõn õlõmlõsõ, õlõmsõzõ olur
mu diye soruyor insan. AB’ye üye olma-
ya gelince, üyelik eğer bizi Batõlõ bir çiz-
giye taşõyacaksa, gönlüm bundan yana. An-
cak ben bunun Türkiye’nin ulusal bağõm-
sõzlõğõna gölge düşürecek nitelikler taşõdõ-
ğõna inanõyorum. Birtakõm kavramlarõ öne
sürerek, doğrudan doğruya bizim bağõm-
sõzlõğõmõzõ zedeleyecek bir çizgiye doğru
itildiğimizi düşünüyorum. İktidar da bu yak-
laşõm içinde. AB’nin öne sürdüğü kav-
ramlarõn gölgesine sõğõnõyorlar. Eğer AB
üyeliği, bizim bağõmsõzlõğõmõzõ zedeleye-
cekse, girmeyelim. AB üyeliğine girersek
de başõmõz dik olsun. Cumhuriyetin bize ka-
zandõrdõğõ değerlere sahip çõkalõm. Zaten bu
değerler bizi ileriye taşõyacaktõr.
Gülten Akın: Yaşar Kemal’e katõlõyo-
rum. Ilõmlõ İslam diye bir şey yoktur.
Kemal Ateş: Öncelikle, kurulan kadro-
larda devlet adamõ kimliği göremiyorum.
İktidara gelince, büyük bir görgüsüzlük için-
de sarõldõlar devlet işlerine. Ben iktidarda-
kileri, hep uçak merdivenlerinde görüyo-
rum. Ya uçağa biniyorlar ya da uçaktan ini-
yorlar. Bulunduklarõ makamlarõ kullan-
mak adõna girişimleri var. Dünya görüşle-
ri, kafa yapõlarõ da ortaçağ gibi. Görüşlerini
çağõmõza uydurmaya çalõşõyorlar ancak
bütün kurumlara zarar veriyorlar. Yaban-
cõlarõn da Türk toplumunun ortaçağ ka-
ranlõğõna sürüklenmesi umurlarõnda de-
ğil. Hatta işlerine bile geliyor. Kendi he-
saplarõ doğrultusunda destek veriyorlar
zaten. İktidar, o destek ölçüsünde bir yer-
lere geldi. Toplum da seyirci kalõyor. Ben
en başta, edebiyat derneklerinden yana şi-
kâyetçiyim. Bu iktidarõn güdümüne girdi-
ler. Tepkilerini ortaya koymuyorlar. Bu ne-
denle de edebiyat derneklerinin hepsinden
istifa ettim. Bir yerlerden rüzgâr esmesi ge-
rekiyor. Toplum da bu rüzgârõ bekliyor. Din
yoluyla toplumu uyutuyorlar. Toplum son
dönemdeki Deniz Feneri ve Şaban Dişli
olaylarõyla biraz uyandõ. Ancak bu yetmez,
toplumu, ülkede dürüst siyasetçilerin ol-
duğuna da inandõrmak gerek.
Adnan Binyazar: Yaşar Kemal’e aynen
katõlõyorum. AB projesi, aldatmacadan
başka bir şey değildir. AB’nin ne yapaca-
ğõ şurdan bellidir. Bugün ne kadar Avrupa
malõ varsa Türkiye’ye gelmiştir. Bu Tür-
kiye’nin kendi girişimlerini köstekleyici ni-
teliktedir. AB bir çõkarõ olmadan, herhan-
gi bir ülkeye yardõm yapmaz.
Alper Akçam: Yaşar Kemal’in açõkla-
malarõna katõlõyorum ancak çok geç kalmõş
bir açõklamadõr bu. Türkiye üzerinde, özel-
likle 1990’lõ yõllardan bu yana çok çeşitli
oyunlar oynanõyor. Ciddi eleştirel bakõşõ ol-
mayan birçok aydõn bir dönem Cumhuri-
yeti karalama girişiminde de bulundu.
Cumhuriyet ne yazõk ki değerini bileme-
diğimiz bir olgu. Oyunlarõn gerçek yüzü-
nü ancak şimdi anlayabiliyoruz. Keşke
daha duyarlõ olabilseydik.
Dursun Uyar
tahliye oluyor
Haber Merkezi -
Karabük’ün Eskipazar
ilçesinde bulunan açõk
cezaevinde 2 yõl hapis
cezasõnõ İnfaz Yasasõ
uyarõnca 9 ay 23 günlük
tutularak çeken
YİMPAŞ Holding
Yönetim Kurulu
Başkanõ Dursun Uyar,
bugün tahliye edilecek.
“Sermaye Piyasasõ
Kanunu’na muhalefet ve
izinsiz halka arz”
suçundan 2 yõl hapis
cezasõna çarptõrõlan
Uyar, geçen yõl 27
Aralõk’ta Eskipazar’da
yakalanarak Eskipazar
Açõk Cezaevi’ne
konulmuştu.
Emekli askerler
teröre tepkili
ADANA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye Emekli
Astsubaylar Derneği
üyesi emekli askerler,
son günlerde artan terör
saldõrõlarõnõ kõnadõ.
Çukurova Gazeteciler
Cemiyeti’nde
düzenlenen ve Türkiye
Emekli Astsubaylar
Derneği üyelerinin de
katõldõğõ basõn
toplantõsõnda konuşan
Adana Şube Başkanõ
Mehmet Ceylan, terörün
ABD ve AB ülkeleri
tarafõndan beslendiğini
söyledi. Ceylan,
Aktütün Karakolu’na
yapõlan saldõrõdan
Kuzey Irak
yöneticilerinin haberdar
olduğuna dikkat çekti.
Başkentte
cinayet
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Başkentte Halil B. isimli
bir berber, tabancayla 2
kişiyi öldürdü, bir kişiyi
de ağõr yaraladõ.
Karapürçek Caddesi’nde
dükkânõ bulunan Halil
B. (32) ile aralarõnda
husumet bulunduğu
öğrenilen ve
bitişiğindeki işyerinde
köftecilik yapan Musa
Bitirim (44) arasõnda
tartõşma çõktõ.
Tartõşmanõn büyümesi
üzerine Halil B.
tabancayla Bitirim’i
vurdu. Ağõr yaralanan
Bitirim, Dõşkapõ
Yõldõrõm Beyazõt Eğitim
ve Araştõrma
Hastanesi’nde ameliyata
alõndõ. İşyerinden çõkan
Halil B. caddede
yaklaşõk 200 metre
ilerledikten sonra
kavgalõ olduğu iddia
edilen Serdar
Büyükçanga’yõ da (36)
bacağõndan ve
boynundan vurdu.
Büyükçanga olay
yerinde yaşamõnõ yitirdi.
Halil B. daha sonra da
Bostancõk Caddesi’nde
Serdar Büyükçanga’nõn
kardeşi İsmail Serhat
Büyükçanga’yõ (30)
tabancayla öldürdü.
Ortodoks din
adamları Perge’de
ANTALYA (AA) -
Antalya’ya “2008 Yõlõ
Aziz Pavlos
Sempozyumu” için
gelen Ortodoks din
adamlarõ, dün Perge
antik kentini gezdi.
Geziye, Ortodoks
Kilisesi din adamlarõnõn
yanõ sõra Fener Rum
Ortodoks Patriği
Bartholomeos da katõldõ.
Bartholomeos, bir
gazetecinin “Buraya ilk
kez mi geliyorsunuz”
şeklindeki sorusuna,
“Hayõr, daha önce de
gelmiştim. Yine
geleceğim. Yerli turist
olarak” dedi.
Mazyek, İslamõn Türkiye’de ideolojik bir akõm olarak yaşandõğõna dikkat çekti
Yazõn dünyasõ, büyük yazarõn Avrupa Birliği ve õlõmlõ İslam eleştirileri üzerinde birleşti
Yaşar Kemal’e yoğun destek
Döner sermayeden aldõklarõ payõn ödenmesi gerekenin altõnda olduğunu belirttiler
Sağlõk çalõşanlarõndan ‘paylaşõm’ uyarõsõ
CAN HACIOĞLU
ESKİŞEHİR - Eskişehir’de Tür-
kiye Kamu-Sen’e bağlõ Türk Sağlõk-
Sen ve KESK’e bağlõ Sağlõk ve Sos-
yal Hizmet Emekçileri Sendikasõ
(SES) üyeleri, döner sermaye payla-
rõnõn adaletsiz olduğu gerekçesiyle
protesto gösterisi yaptõ.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
(ESOGÜ) Tõp Fakültesi Hastane-
si’nin Mermer Salonu önünde topla-
nan sağlõk çalõşanlarõ, dekanlõğa ka-
dar yürüdüler. Grup adõna açõklama
yapan Türk Sağlõk-Sen Şube Başka-
nõ İsmail Türk, üniversite hastane-
lerindeki döner sermaye adaletsizli-
ğinin önlenmesi için TBMM’den ge-
çen yeni yasayla paylarõn yüzde 150
oranõnda arttõrõldõğõnõ söyledi. Yasa-
ya karşõn yönetimin döner sermaye
payõnõ yüzde 80 oranõnda dağõtmaya
devam ettiğine dikkat çeken Türk,
“Çalışanlarını cezalandıran döner
sermaye yönetimi çalışanlardan
barış beklemesin. Hakkımız veril-
mezse iş yavaşlatacağız veya işi
durduracağız. Hakkımızı alaca-
ğız” dedi.
SES Şube Başkanõ Dr. Bülent Na-
zım Yılmaz da döner sermayeden al-
malarõ gerekenin çok altõnda pay al-
dõklarõnõ belirterek, “Sağlık çalışan-
larının döner sermayeden yarar-
lanma oranlarının en üst seviyeye
çıkarılmasını istiyoruz” dedi.
İstanbul Haber Servisi - Büyük-
çekmece ilçesinin ANAP’lõ Belediye
Başkanõ Dr. Hasan Akgün, 5 senedir
devam eden dava sonunda Alkent
2000 Mahallesi’ndeki kaçak çok sa-
yõda ilave inşaatõ yõkmayõp kaçak ya-
põlaşmaya göz yumduğu için 2 sene 4
ay hapis cezasõna çarptõrõldõ. Akgün,
ayrõca mahkeme kararõyla 3 sene me-
muriyetten yoksun bõrakõlma cezasõ da
aldõ.
Büyükçekmece 1. Asliye Ceza Mah-
kemesi’nde Alkent 2000 Mahalle-
si’nde yapõlan kaçak yapõlarla ilgili gö-
rülen davada Büyükçekmece Beledi-
ye Başkanõ Dr. Akgün ve Belediye
Başkan Yardõmcõsõ Kemal Kema-
loğlu suçlu bulundular. Mahkeme ka-
rarõnda, Belediye Başkanõ Akgün hak-
kõnda TCK’nin 72. maddesine istina-
den 2 sene 4 ay hapis cezasõ verirken
666 YTL de para cezasõna hükmetti.
Başkan Yardõmcõsõ Kemal Kemaloğ-
lu ise eylemine uyan 765 sayõlõ TCK
240. maddesi gereğince 2 yõl hapis ve
343 YTL para cezasõna çarptõrõldõ.
Mahkeme ayrõca Akgün ve Kema-
loğlu’nun 765 sayõlõ TCK 240. mad-
desi gereğince üç yõl süre ile memu-
riyetten yoksun bõrakõlmasõna karar
verdi. Akgün ve Kemaloğlu karara ye-
di gün içinde Yargõtay nezdinde itiraz
edebilecekler.
B Ü Y Ü K Ç E K M E C E
Hasan Akgün’e
hapis cezasõ
Üvey kardeşe tecavüz iddiası
AFYONKARAHİSAR (AA) -
Afyonkarahisar’õn Emirdağ ilçesinde 14
yaşõndaki üvey kõz kardeşine tecavüz ettiği, 10
yaşõndaki üvey kõz kardeşiyle öz annesine cinsel
tacizde bulunduğu öne sürülen genç tutuklandõ.
Edinilen bilgiye göre, 24 yaşõndaki N.K. ile
annesi H.K. ve üvey kardeşi Ö.T. arasõnda
tartõşma çõktõ. Tartõşmanõn kavgaya dönüşmesi
sonucu N.K, annesi ile üvey kardeşini darp etti.
Olayõn ardõndan Emirdağ Emniyet
Müdürlüğü’ne götürülen kişilerin ifadeleri
sonucu, N.K’nin 14 yaşõndaki üvey kardeşi
Ö.T’ye çeşitli zamanlarda tecavüz ettiği, annesi
H.K. ile diğer üvey kardeşi Ö.G’ye de zaman
zaman cinsel tacizde bulunduğu belirlendi.
Kalender, emniyet müdürlüğündeki sorgusunun
ardõndan çõkarõldõğõ mahkemece tutuklandõ.
Doktorsuz ambulansa inceleme
DİYARBAKIR (AA) - Diyarbakõr Valiliği,
Ankara-Diyarbakõr seferini yapan uçakta kalp
krizi geçiren yolcunun ölümüyle ilgili inceleme
başlatõldõğõnõ bildirdi. Ankara-Diyarbakõr
seferini yapan THY’ye ait Anadolu Jet’in TK
946 sefer sayõlõ yolcu uçağõnõn Diyarbakõr’a
iniş için alçalmaya başladõğõ sõrada, yolculardan
Mehmet Sõddõk Kanat’õn fenalaştõğõ, yolcunun
kalp krizi geçirdiğini öğrenen kaptan pilotun,
kule aracõlõğõyla Devlet Hava Meydanlarõ
İşletmesi’ne ait ambulansõn apronda
bekletilmesini istediği öne sürülmüştü. Ancak,
DHMİ’den acilen ambulans istenmesine
rağmen şoför ve doktor olmadõğõ iddiasõyla
ambulans gönderilmediği, uçaktan indirilen
Kanat’a ilk müdahaleyi, Ankara’ya gitmek için
bekleyen yolcular arasõnda bulunan bir
doktorun yaptõğõ, ardõndan 112 Acil servis
ekiplerince Diyarbakõr Devlet Hastanesi’ne
götürülen Kanat’õn yolda öldüğü bildirilmişti.
Sağlık çalışanları Osmangazi
Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
önünde açıklama yaptılar.
Yaşar
Kemal