Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
15 EKİM 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Nazlı mı Nazlı...
Yazımı yazmak için masamın başına oturdum...
Nedense aklıma birden Haber-Türk’te Ece Te-
melkuran’la Erdoğan Aktaş’ın birlikte sundukla-
rı tartışma programında Nazlı mı Nazlı Hanım’ın çı-
kışı geldi...
70’li yıllarda her emekçiyi, her demokratı, sos-
yalisti, sosyal demokratı, yurtseveri, “komünist” sa-
nıp “Anne öcü gördüm” diye çığlık atan Nazlı mı
Nazlı Hanım, demokrasi ve özgürlük dersleri
vermeye başladı.
12 Eylül 1980...
Kenan Evren’in peşinde dolaşıyor, faşist dar-
becileri ayakta alkışlıyordu.
12 Mart 1971 sonrası çalıştığı gazete “Türk-İs-
lam Sentezi”nin savunucusuydu; Ziverbey’in baş
işkencecisi Orgeneral Faik Gürün yakın dostuydu,
Süleyman Demirel’in Güniz Sokak’taki evinden çık-
mıyordu Nazlı mı Nazlı Hanım...
Ece Temelkuran, annesi Lale Temelkuran ya-
şındaki “Nazlı mı Nazlı Teyzesi”ne iyi ders verdi.
Nazlı mı Nazlı Hanım, bir gün sonra köşesinde
Ece’yi dincilerin, tarikat şeyhlerinin, müritlerinin,
takkeli-takkesiz liboşların, dinci faşistlerin önü-
ne attı, bir de Uğur Mumcu üzerinden Ece Te-
melkuran’a ders vermeye kalktı.
Ben Ece’yi doğduğu günden beri tanırım.
Annesi resim öğretmeni Lale ve babası avukat
Erol Temelkuran sosyalist bir çizgiden gelir. Bü-
yük babası Halil Dağlı ise 1977-1980 döneminde
CHP’nin Manisa milletvekilidir. Anneannesi emek-
li öğretmen Nevin Dağlı da hâlâ politikanın için-
dedir.
Ece, yetenekli genç bir gazetecidir...
Annesi yaşındaki Nazlı mı Nazlı Hanım’a yakın ta-
rihi anlatacak kadar bilgi ve birikim sahibidir.
Toplumumuzda Nazlı mı Nazlı Hanım gibi faşiz-
me çanak tutan, bunu “demokrasi, insan hakla-
rı, özgürlükler” ambalajıyla safdillere yutturmaya
çalışan kadın-erkek “bir sürü” gazeteci, sözde bi-
lim insanı var...
Hadigiller, Şahingiller, Fehmigiller, Bayramoğlu-
giller!
Say sayabildiğin kadar!
Bir de yeniyetmeler var Türkçe yazma özürlü...
Sapla samanı karıştırmada uzak ara gidiyorlar, tu-
tabilirsen tut!
Nazlı mı Nazlı Hanım bir dönem Süleyman De-
mirel, bir dönem de Rauf Denktaş’ın yanından ay-
rılmazdı!
Ha, aklıma geldi...
Nazlı mı Nazlı Hanım’ın Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti’nin Girne kentinin denize bakan ya-
maçlarındaki Bellapais köyünde tarihi bir manas-
tırı var mı, yok mu?
Eğer satmadıysa var!
Bellapais’te ki bu tarihi manastır çok görkemli-
dir.
Siz deyin on odalı, ben diyeyim on iki odalı...
İki İngiliz gay, tarihi köşkü lokanta olarak işleti-
yordu ve adı da çok ilginçti:
“Abbey Houst”
Türkçesi “Manastır Ev” anlamına geliyor...
Nazlı mı Nazlı Hanım bu evi nasıl aldı? Para ver-
di mi, verdiyse ne kadar?
Acaba sattı mı, sattıysa kaç yüz bin sterlin aldı?
Nazlı mı Nazlı Hanım, 70’li yıllarda “Özel Harp
Dairesi”nin yani Ziverbey’deki “Kontrgerilla”nın ka-
lemşoruydu. Tercüman haber yapar, Fatsa’da
operasyonlar yapılırdı. Kanlı Maraş katliamında Naz-
lı mı Nazlı Hanım’ın yazdıklarını unutmadık biz.
Bırakın otuz yıl önceyi, on dört yıl önce yaşanan
Sıvas katliamında neler yazdı, yayımlayayım mı?
Nazlı mı Nazlı Hanım’ın günahları çok, saymak-
la bitmez!
Bahçelievler katliamı sanığı Haluk Kırcı’yı, po-
lisçe aranırken HBB’de canlı yayına çıkarıp sa-
vunması, bunun en somut örneğidir.
Nazlı mı Nazlı Hanım bugün Sabah’ta yazıyorsa,
bilgi ve birikimi için değil Fethullah Gülen aracı ol-
duğu için yazıyor...
Ergun Babahan, dördüncü sayfadan alıp bilmem
kaçıncı sayfaya attı. Birkaç televizyon kanalında bu-
nu dillendirince, Fethullahçılar hemen devreye girdi.
Sonuç?
Ergun Babahan’ın dediği oldu, bir süre ağlayıp
Fethullah Gülen’i aracı yaptı, uzlaşma sağlandı...
O döneme dikkat edin, Doğan Grubu’na göz kır-
pıyordu, ne olur ne olmaz diye...
Bizde 12 Eylül’ün faşist darbecilerine alkış tu-
tanlar, Sıvas katliamında Aziz Nesin’i linç etmeye
kalkışanlar, 2008 yılında liberal-demokrat oldular...
22 yaşında darağacına giden Deniz Gezmiş, Hü-
seyin İnan, Yusuf Aslan ise darbeci! Cumhuriyet
mitinglerine katılan milyonlar Ergenekon’cu...
Nasıl ama!
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
musakart yahoo.com
Yürüyüş Dergisi’ni dağıtırken gözaltına alınan Engin Ceber’in işkenceden öldü-
ğü müfettiş raporuyla kesinleşti.
AKP’den Angelina
Jolie’ye davet
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
AKP Kadõn Kollarõ
Başkanlõğõ, iş dünyasõnda
kadõnõn rolünün ele
alõnacağõ toplantõya, ünlü
film yõldõzõ Angelina
Jolie’yi davet etti.
TBMM’de gazetecilerin
sorularõnõ yanõtlayan
AKP Kadõn Kollarõ
Başkanõ Fatma Şahin,
partisinin kadõn kollarõnõn
2 yõldan beri uluslararasõ
toplantõlar düzenlediğini
belirtti. Bu kapsamda, iş
dünyasõnda kadõnõn
rolünün masaya
yatõrõlacağõ “İşte Kadõn”
konulu bir toplantõ
düzenleyeceklerini ifade
eden Şahin, toplantõya
dünyada rol modeli
olmuş güçlü kadõnlarõ
davet ettiklerini söyledi.
Tunceli’de
konvoya saldırı
TUNCELİ
(Cumhuriyet) - Tunceli
merkeze bağlõ Aktuluk
köyü Dinar Deresi
mevkiinde askeri
konvoya saldõrõda
bulunuldu. Saldõrõda 1’i
ağõr 5 asker yaralandõ.
Zõrhlõ araç eşliğinde dün
sabah saatlerinde Elazõğ
yönünden Tunceli’ye
giden askeri konvoya,
kent merkezine 2
kilometre uzaklõktaki
Dinar Deresi yakõnlarõnda
pusu kuruldu.
PKK’lilerin ateşine
askerlerin karşõlõk
vermesi üzerine çatõşma
çõktõ. Teröristlerin açtõğõ
ilk ateşle yaralanan 5
asker, Tunceli Devlet
Hastanesi’nde tedaviye
alõndõ.
Cumhurbaşkanlığı
Avşar’ı yalanladı
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanlõğõ,
şarkõcõ Hülya Avşar’õn,
Cumhurbaşkanõ’nõn eşi
Hayrünnisa Gül’ü kendi
programõnda konuk
edeceği yönündeki
açõklamasõnõ yalanladõ.
Cumhurbaşkanlõğõ,
Avşar’õn “3 Aralõk’ta da
Hayrünnisa Hanõm
konuğum olacak”
sözlerine ilişkin
açõklama yaptõ.
Açõklamada, kendilerine
böyle bir mülakat
talebinin ulaşmadõğõ
belirtilerek Hayrünnisa
Gül’ün bugüne kadar
hiçbir mülakat talebine
olumlu yanõt vermediği
belirtildi.
Kadir Topbaş’a
soru
İstanbul Haber
Servisi - İstanbul
Büyükşehir Belediye
(İBB) Meclisi’nin CHP’li
üyeleri Hüseyin Sağ ve
Zeki Çakõr, Levent’teki
İETT arazisinin 980
milyon YTL’lik ihale
bedelinin ihalenin
üzerinden 20 ay
geçmesine karşõn Sama
Dubai İstanbul
Gayrimenkul AŞ
tarafõndan
ödenmemesine ilişkin
soru önergesi verdi. İBB
Meclis Başkanlõğõ’na
sunulan dilekçede Devlet
İhale Kanunu’na aykõrõ
hale düşen ihalenin iptal
edilmeme nedenlerinin
İBB Başkanõ Kadir
Topbaş tarafõndan
açõklanmasõ istendi.
CHP’li üye Sağ, Sama
Dubai’ye tanõnan
ayrõcalõğõn kanuna aykõrõ
olduğunu belirtti.
CHP lideri Baykal’dan kendisine artõk yanõt vermeyeceğini söyleyen Erdoğan’a yanõt
‘Kaçan,suçlukedidir’ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Genel Baş-
kanõ Deniz Baykal, kendisi-
ne artõk yanõt vermeyeceğini
söyleyen Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’a “Cevap
mı vermiyor, veremiyor
mu? Kaçan, suçlu kedidir”
diye seslendi. Başbakan Er-
doğan’õn demokrasiyi terör-
le mücadelenin önünde en-
gelmiş gibi koyarak “kük-
rediğini” kaydeden Baykal,
“Başbakan’ın demokrasi
aşkı, işkenceden geçen ço-
cuğun cezaevinde ölümün-
de niye harekete geçme-
di?” açõklamasõnõ yaptõ.
CHP lideri Baykal’õn dün-
kü grup toplantõsõnda yaptõ-
ğõ açõklamalar özetle şöyle:
Irak’la diplomatik te-
mas: Dağlõca baskõnõ, K.
Irak’tan kaynaklanmõştõr. Ak-
tütün saldõrõsõ da K. Irak’tan
kaynaklandõ. Bazõlarõ “içeri-
den” diye takdim etmeye
çalõşsa da K. Irak’tan kay-
naklanmõştõr. Türkiye her
saldõrõdan sonra yeni bir dip-
lomatik açõlõm yapmak zo-
runda mõ? Terör Türkiye’yi
yönlendirmek için mi yapõlõ-
yor?
Irak’la dost ve kardeş ol-
mamõzõn önünde bir tek en-
gel vardõr, o da topraklarõnõ
teröre açmalarõ ve teröre kol
kanat germeleridir. Irak’õn
Türkiye’yi idare edemeye-
ceğini anlamasõ gerekir. Irak
yönetimi hâlâ -üslubunu yu-
muşatmakla beraber- işin
özünde güven veren bir iş-
birliği noktasõna gelmiş de-
ğildir.
İşbirliğinin ilk koşulu,
Irak’õn PKK’yi terör örgütü
olarak gördüğünü kararlõ,
resmi biçimde ilan etmesidir.
Bu olmadan Irak’la ilişkile-
rin daha ileri noktaya taşõn-
masõ bir oyuna alet olmak so-
nucunu doğurabilir. Irak top-
raklarõnda hâlâ kamplar, üs-
ler var. PKK resmen faaliyet
gösteriyor. Eğer, Irak’la iliş-
kilerimizi bu zeminde geliş-
tirmeyi içimize sindirirsek
nice Dağlõca’lar, Aktü-
tün’lerle karşõlaşõrõz.
Engin Ceber’in ölümü:
Başbakan grup konuşmasõn-
da demokrasiyi terörle mü-
cadele önünde engelmiş gi-
bi gösteren bir konuşma ya-
põyor, kükrüyor. Başbakan’õn
demokrasi duyarlõlõğõ terör-
le mücadele söz konusu olun-
ca geçerli de, bir çocuğun ce-
zaevinde işkence sonuncun-
da öldürülmesi karşõsõnda
nerede? Başbakan’õn de-
mokrasi aşkõ bu işkence kar-
şõsõnda hiç harekete geçmiyor
mu?
Ergenekon’da 1.5 yõla ya-
kõn süredir insanlar daha
mahkeme önüne çõkarõlmadõ.
Başbakan’õn demokrasi aş-
kõna bunlar zarar vermiyor
mu? Demokrasi, terörle mü-
cadele zafiyeti karşõsõnda yar-
dõmcõ olacak bir mazeret de-
ğildir.
Kaçan, suçlu kedidir:
Başbakan’a eğer sizin doku-
nulmazlõğõnõzõn kaldõrõlma-
sõnõ göze alamõyorsanõz, sa-
dece benimkini kaldõrõn,
mahkemede nasõl hesap ve-
rilir size bir gösterivereyim,
dedim. Sadece milletvekil-
lerini değil, herkesin doku-
nulmazlõğõ kalksõn, demeye
başladõlar, bu haksõz bir sap-
tõrmaydõ. Milletvekili doku-
nulmazlõğõnõn kaldõrõlmasõ
için anayasa değişikliği ge-
rekiyor, memurlar için ka-
nunla yapabilirler.
Kimi istiyorsan getir do-
kunulmazlõğõnõ kaldõralõm,
bize şantaj mõ yapõyorsun?
Cevap yok. Şimdi de, Bay-
kal’a cevap vermeyeceğim,
diyor. Ana muhalefet lideri
meydan okuyor, cevap yok.
Buna sevineyim mi, üzüle-
yim mi? Küseyim mi, karşõ-
laştõğõmõzda elini sõkayõm
mõ? Beni önemsemediği için
mi cevap vermiyor? Ben onu
önemsediğim için bu soru-
larõ sormuyorum, demokra-
si görevimi yerine geti-
riyorum. Cevap mõ ver-
miyor, veremiyor mu,
kaçõyor mu? Kaçan,
suçlu kedidir.
Kriz var: Vatandaşa
sorun krizi. 1.5 milyona
fõndõğõnõ satan üreticiye
sorun. Krizin gelmesi
için bir büyük kuruluşun
batmasõnõ mõ bekleye-
ceğiz? Başbakan, kriz
telaşõ içinde. Konuşma-
yõn, diyerek ancak
kompleksli insanlarda
ortaya konabilecek bir
tavrõ yansõtõyor. Konu-
şanlar, kriz çõkarsa en
büyük zararõ görecek
olanlar.
Kapatılan beledi-
yeler: 1214 belediye,
belediye olmaktan çõ-
karõldõ. Bu düzenleme-
yi Anayasa Mahkeme-
si’ne götürdük. Şimdi
gözümüz Anayasa Mah-
kemesi’nde, en kõsa za-
manda karar alõnmalõdõr.
Türkiye yerel seçimlere
gidiyor.
Ankara’nın baş-
kent olmasının yıl-
dönümü: Ankara’yõ
birileri bir türlü içine
sindirememiştir. Fõrsat
bulduklarõnda Ankara’yõ
boşaltmaya çalõşõyorlar.
Merkez Bankasõ’nõn ta-
şõnmasõ falan diyerek
Ankara’yõ İstanbul’a ta-
şõma ve Türkiye’yi dö-
nüştürme özlemlerini
yansõtõyorlar. Artõk ge-
riye dönüş yoktur.
Siyasette
‘kedi’li
üslup
A N K A R A
(Cumhuriyet Bü-
rosu) - Sanatçõ Hül-
ya Avşar’õn Başba-
kan Recep Tayyip
Erdoğan için “Ür-
kek bir kedi gibi,
amatör bir tarafı
vardı” sözleri baş-
kentte “kedi”li atõş-
mayõ başlattõ. Bu
sözlerin basõna yan-
sõmasõndan sonra
AA’nõn Başbakan-
lõk muhabiri tarafõn-
dan aranan Hülya
Avşar, “Söyledik-
lerim aslında Baş-
bakan’ın güçlü du-
ruşunu anlatıyor”
diyerek bu sözlerini
düzeltmeye çalõşõr-
ken AKP’li millet-
vekilleri “Biz onu
aslan gibi görüyo-
ruz” diye kendisine
tepki gösterdi. CHP
lideri Deniz Bay-
kal, dünkü grup top-
lantõsõnda “Kaçan,
suçlu kedidir” di-
yerek bu atõşmaya
katõldõ. Başbakan
Erdoğan daha önce
de gazetemiz çizeri
Musa Kart’õn kedi-
li karikatürünü yar-
gõya taşõmõştõ.
DTP Genel Başkanõ Türk, terörle mücadele adõna demokrasinin askõya alõnmak istendiğini söyledi
‘Türkiye’ye OHAL istiyorlar’
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - DTP Genel Başkanõ Ahmet
Türk, partisinin grup toplantõsõn-
da yaptõğõ konuşmada, Kürt soru-
nunun “emret komutanım, ne
gerekiyorsa yapalım” mantõğõy-
la çözülemeyeceğini belirterek
kendilerinin “halkların kardeş-
leştirilmesini” istediğini söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan’õn Türkiye’de yaşayan her-
kesin “kardeş” olduğuna ilişkin
sözlerini anõmsatan Türk, “Kül-
türünü, kimliğini
tanımadığın insan-
la nasıl kardeş ola-
caksın, bu nasıl
kardeşlik?” görü-
şünü savundu.
Sorunun çözümü-
nün 25 yõldõr Milli
Güvenlik Kurulu,
Terörle Mücadele Yüksek Kurul-
larõ’nda arandõğõnõ kaydeden Türk,
şu görüşleri savundu: “Şimdi ay-
nı ezber sürdürülmek isteniyor.
Birkaç yıl önce yapılan nispi
reformlardan geri dönülüyor,
zaten fiili olarak devam eden
OHAL mantığı, sadece bölgeyi
değil bütün Türkiye’yi içine ala-
cak şekilde yasalaştırılmaya ça-
lışılıyor. Bu Türkiye’de demok-
rasiyi askıya alma ve tam bir gü-
venlik toplumu oluşturma yak-
laşımıdır. Bunu yapmaya hiç
kimsenin hakkı yok. Bu ülke-
mize, daha fazla kan ve gözyaşı
getirir.”
DTP olarak Kürt sorununun çö-
zümünde önemli bir misyon sahi-
bi olduklarõnõ ve köprü görevi
gördüklerini söyleyen Türk, Ana-
yasa Mahkemesi’nde süren ka-
patma davasõna gönderme yaparak
“DTP Türkiye’de bir köprü-
dür. Bu köprünün yıkılması fe-
lakete götürür. Akan kanın dur-
ması konusunda samimi ve ıs-
rarlıdır, buna kulaklarınızı tı-
kamayın. Köprüleri yıkmak ko-
laydır ancak faturası ağır olur.
Bunu tehdit olarak söylemiyo-
rum, deneyimlerden yola çıka-
rak söylüyorum. Çözüm basittir,
yeter ki çağdaş dünyanın dene-
yimlerinden yola çıkalım” uya-
rõsõnda bulundu.
CHP lideri Deniz Baykal’õn da
partisini hedef alõrken İspanya’da
Heri Batasuna’nõn kapatõlmasõndan
örnekler verdiğini belirten Türk,
Baykal’õ siyasi gelişmelerin hõzõ-
na yetişememekle suçladõ. Heri
Batasuna’nõn “ayrılıkçı bir bölge
partisi” olmasõ nedeniyle kapa-
tõldõğõnõ belirten Türk, DTP’nin ise
kardeşleşmeyi savunduğunu ve
çözümü Türkiye’de gördüğünü
ifade etti. Türk, “Sayın Baykal
partisinin kapısına
kilit vurulmasıyla
ilgili kendini sor-
gulamalı. Irkçı, şo-
ven anlayışla sosyal
demokrasiyi nasıl
bağdaştırıyor?” de-
di.
Ahmet Türk, Baş-
bakan Erdoğan’õn işkenceye sõfõr
tolerans dediğini hatõrlatarak ya-
şanan olaylarla bunun “yalan”
olduğunun ortaya çõktõğõnõ söyle-
di. Türk, işkence ve kötü muame-
le gördüğü için yaşamõnõ yitiren
Engin Ceber’le ilgili Adalet Ba-
kanõ’nõn açõklamalarõnõn “mem-
nuniyet verici” olduğunu, ancak
asõl sonucun önemli olduğunu
söyledi.
Terör zirvesinde
ikinci tur yapıldı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’õn başkanlõğõnda
geçen hafta toplanan ancak somut kararlar
alõnamayan terör zirvesi, dün ikinci kez
toplandõ. Başbakanlõk Merkez Bina’da saat
14.10’da başlayan toplantõya, Devlet Bakanõ
ve Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek, İçişleri
Bakanõ Beşir Atalay, Adalet Bakanõ Mehmet
Ali Şahin, Maliye Bakanõ Kemal Unakıtan,
Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker
Başbuğ, Kara Kuvvetleri Komutanõ Orgeneral
Işık Koşaner, Jandarma Genel Komutanõ
Orgeneral Atila Işık, Genelkurmay 2.
Başkanõ Orgeneral Hasan Iğsız, Emniyet
Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal, MİT
Müsteşarõ Emre Taner, Başbakanlõk
Müsteşarõ Efkan Ala, Dõşişleri Bakanlõğõ
Müsteşarõ Ertuğrul Apakan ve diğer ilgililer
katõldõ. Zirvede güvenlik güçleri tarafõndan
üzerinde değişiklikler yapõlmasõ istenen
gözaltõ süreleri, avukatlõ sorgu ile araç, ev ve
işyeri aramalarõ konularõnda Genelkurmay ile
Adalet Bakanlõğõ arasõnda yapõlan
görüşmelerde üzerinde mutabakata varõlan
konular masaya yatõrõldõ.
Erdoğan’a sorduğu sorularõ, onu önemsediği için değil
demokratik görevini yerine getirmek için sorduğunu
söyleyen Baykal, ‘‘Cevap mõ vermiyor, veremiyor mu,
kaçõyor mu? Kaçan, suçlu kedidir’’ dedi. Grup
konuşmasõnda Engin Ceber’in işkenceyle öldürülmesini de
gündeme getiren Baykal, ‘‘Başbakan’õn demokrasi
duyarlõlõğõ terörle mücadele söz konusu olunca geçerli de,
bir çocuğun cezaevinde işkence sonucunda öldürülmesi
karşõsõnda nerede?’’ diye konuştu.
Ahmet Türk, terör zirvesinde tartõşõlan terörle
mücadeleye dönük yasal düzenleme arayõşlarõnõ
eleştirerek “Zaten fiili olarak devam eden
Olağanüstü Hal Bölgesi mantõğõ, sadece bölgeye
değil, bütün Türkiye’yi içine alacak şekilde
yasalaştõrõlmaya çalõşõlõyor” dedi.