24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA - Uluslararasõ Ağa Han Mimarlõk Ödülü sahibi, şair ve yazar Nail Çakırhan, elleriyle ve yüreğiyle yarattõğõ Akyaka’da, gözyaşlarõ arasõnda son yolculuğuna uğurlandõ. Yaşamõnõn son yõllarõnda ona “evlatlık” eden Hamdi Yücel Gürsoy, “Gönülleri- mizde ülkemiz yaşadığı sürece ya- şayacak” dedi. Çakõrhan’õn, Akyaka Yücelen Otel’in bahçesindeki büstü önün- de gerçekleştirilen uğurlama tö- renine, eşi Halet Çambel, Muğla Valisi Dr. Ahmet Al- tıparmak, Muğla Üniversi- tesi Rektörü Prof. Dr. Şener Oktik, CHP Muğla Millet- vekili Dr. Ali Arslan, gazete- miz yazarlarõndan Oktay Ekin- ci, Oktay Akbal, Sinema Yönet- meni Yüksel Aksu, Muğla’nõn CHP’li belediye başkanlarõ, CHP Muğla İl Başkanõ Süleyman Uslu, DP İl Başkanõ Erol Kapiz, Muğ- la Gazeteciler Cemiyeti Başkanõ Ünal Türkeş, sevenleri ve dostlarõ ka- tõldõ. Başsağlõğõ dileklerini kabul eden Çambel, “Anlatılmaz acılar içindeyim. O benim eşim olmanın ötesinde her şeyimdi. Yaşamının son günlerini Akyaka’da geçirmek istedi. Onun için buraya geldik. Mezarının burada olmasını istiyordu” dedi. Ekinci, Çakõrhan’õn Türkiye Cum- huriyeti’ne tanõklõğõnõn ötesinde katkõ yaptõğõnõ anõmsatarak, “Sadece Tür- kiye kıyılarında değil, dünya kıyıla- rında bir cennet Akyaka’yı yarattı. Eşi Halet Çambel ile birlikte uygar- lıkların, kültürün, sanatın sahipsiz ol- madığını gösterdi. Uygarlıklara, kül- türe, sanata katkı yaptı. Kıran Da- ğı’nın eteğinde çok sevdiği Akya- ka’da sonsuz dinlenmeye çekildi” diye konuştu. Akyaka Belediye Başkanõ Ahmet Çalca, Çakõrhan’õn anõlarõyla birlikte beldeyi korumayõ sürdüreceklerini vur- guladõ. Vali Altõparmak da, Çakõrhan’õ tanõ- yamamõş olmanõn üzüntüsünü yaşadõ- ğõnõ söyledi. Muğla Gazeteciler Cemiyeti Başka- nõ Türkeş de, Çakõrhan’õn dünyaya geldiği Muğla’nõn Ula ilçesini, kökle- rini, yaşamõnõ anlattõ. Yücelen Tesisleri’nin sahibi Hamdi Yücel Gürsoy da ağlayarak yaptõğõ ko- nuşmasõnda, “Ondan ne gördüm? 45 yaşımdan sonra hayatım değişti. Ma- viyi, yeşili, sevmeyi, ülke sevgisini, mücadeleyi, dik durmayı öğretti. Bugün Akyaka saygın bir yerde ise ve varsa onunla var” dedi. Törenden sonra cenaze, Çakõrhan’õn mimari yaklaşõmõ ve anlayõşõyla yapõ- lan yeni camiye götürüldü. Daha son- ra burada kõlõnan cenaze namazõnõn ar- dõndan Akyaka Mezarlõğõ’nda toprağa verildi. “Sadece Türkiye kõyõlarõnda değil, dünya kõyõlarõnda bir cennet Akyaka’yõ yarattõ. Eşi Halet Çambel ile birlikte uygarlõklarõn, kültürün, sanatõn sahipsiz olmadõğõnõ gösterdi.” Prof. Dr. TÜRKAN SAYLAN G ür saçlõ, keskin bakõşlõ dev gibi adam, şair, diplomasõz ödüllü yapõ ustasõ, yurtsever, insansever, evreni sever ko- ca çõnar devrildi! Cumhuriyetin son tanõklarõndan biri daha aramõzdan ayrõldõ. Şimdi ardõndan onlarca yazõ yazõlacak, ağõt dü- zülecek, göklere çõkarõlacak. Bense yaşadõğõ şu coğrafyada, büyük bir tut- kuyla bağlõ olduğu Atatürk Türkiyesi’nde böy- lesi bir bilge adama devletçe yapõlanlarõ düşü- nüyorum. Nail Çakõrhan ne hõrsõzdõ, ne yalancõydõ, ne dolandõrõcõ. Paraya hiç mi hiç değer vermeyen, dürüst, namuslu bir adamdõ. Yaşamõ boyunca üret- ti, yazõ-şiir üretti, sevgi-dostluk üretti, bina üret- ti, ahşabõ dile getirip insanlara yeniden sevdirdi ve de saydõrdõ. Hiçbir zaman komünist olduğunu gizlemedi, ama hiçbir zararlõ eylemde de bulunmadõ. Ne ya- zõk ki gençliğinden başlayarak tutuklandõ, hapisler yattõ ama yõlmadõ, ülkesine, toprağõna olan say- gõ ve tutkusu hep öne çõktõ. Karşõsõna Prof. Halet Çambel gibi bir yavuk- lunun çõkmasõ eminim ki yaşamõnõn en güzel ve anlamlõ kesişmelerinden biridir. Çok uzun yõllar, “arkadaş-sevgili-eş” örneğine en uygun olan bu çiftin birlikte ürettiklerini, Nail Çakırhan’õn kazõlarõnda Halet Hanõm’a verdiği desteği de üre- tim sandõğõmõza koyarsak inanõlmasõ zor bir ha- zineye ulaşõrõz. AĞA HAN ÖDÜLÜ... Nail Bey yõllar önce Ağa Han Ödülü’nü alõn- ca, çevremizdeki mimarlarõn tepkilerini göz- lemlemiştim. Onun bu ödülü hak ettiğini söyle- yen, yazanlarõn yanõnda, kendi beklentileri sö- nenler açõk açõk ya da fõsõldayarak, diplomasõz bi- rinin bunu hak edemeyeceğini söylüyor, yazõ- yorlardõ. Dönemin pek çok genci gibi Moskova’da okumak, ünlü şairlerle tanõşmak olanağõ bulan Na- il Bey ilk evliliğini bir Rus kõzõyla yapmõş. Tür- kiye’ye döner ve tüm ilişkileri koparken, hami- le eşini ardõnda bõrakmõştõ. Yõllar ve yõllar sonra, bir bilim insanõ titizliğiyle araştõrmalarõnõ sürdüren Halet Hanõm, eski eşin ve oğlunun izini bulmuş. Koskoca bir adam olup evlenen ve çocuklarõ olan oğul, hiç görme- diği babasõyla karşõlaşõnca ilk sözü, “Özür dile- rim babam, sana danışmadan evlendim” olmuş. Ne insanlar var değil mi? Dünyada hakkõ olandan fazlasõnõ istemeden, her- kesi kendisine eşit görerek ve onlar için bir şey- ler üreterek yaşayan, Cumhuriyetin bu güzel ve çok özel çocuklarõ, ödüllendirileceklerine, dev- letin, hükümetlerin, insanlõktan payõna düşenle- ri alamamõşlarõn eziyetine uğradõlar, öldüler, öl- dürüldüler, işkenceler gördüler ve er ya da geç, sonunda ulu birer çõnar olarak toprak oldular. Yaptõklarõ, ülkeye-dünyaya katkõlarõ asla unu- tulmayacak. Nail V. ve benzerler yakõn tarihin say- falarõnda hak ettikleri yerlerini alacaklar. Ya onlarõ anlamayan, dinlemeyen, esinlene- meyen dar görüşlü yöneticiler, işkenceciler, san- sürcüler, jurnalciler… Onlar ne olacak? Varsa ken- di vicdanlarõyla baş başa kaldõklarõnda nasõl he- sap verecekler? Çocuklara, torunlara nasõl bir san bõrakacaklar? Işõklar içinde yat, Nail V. ‘EfsaneviRuh’uylayaşayacak OKTAY EKİNCİ MUĞLA/AKYAKA - Gökova Körfezi kõyõ- sõndaki Akyaka beldesinin mezarlõğõ Boğazi- çi’ndeki Aşiyan’a benzer. Kõran Dağlarõ’nõn yalçõn kayalõklarõndan kõyõya kadar inen çamlõk yamaçlarõnda, bütün denizlerin en “gök mavisi” sularõyla ün yapan körfeze ne yukarõdan, ne de aşağõdan bakar. Tõpkõ yeni ve bilge konuğu Nail Çakırhan gi- bi; tanõmlanamaz bir farklõlõğõn en alçakgönüllü sessizliği içinde. Kim bilir Nail V, sadece doğduğu topraklar ol- duğu için değil, antik Karya’nõn en etkileyici manzarasõ karşõsõnda bile nefesini tutarcasõna sa- kinliği nedeniyle seçmişti Akyaka’yõ. Herodot ne demişti; “İnsan Karya’da yaşar..” O da öyle yaptõ ve 1910’da Ula’da doğduktan sonra ilk yarõm yüzyõlõnõ Konya, İstanbul, Mos- kova ve derken yine İstanbul’da ülkesine adadõktan sonra, ikin- ci yarõm yüzyõlõnõ Gökova’nõn asla şõmarmamõş kõyõ güzeli Akyaka’ya armağan etti. Şimdi Akyaka, bütün de- nizlerimizin bütün kõyõ yer- leşmeleri arasõnda, doğasõy- la ve geçmişiyle en uyumlu beldemiz olma gururunu taşõ- makla kalmõyor; bunu yara- tan insanõ sonsuza dek bağ- rõnda yaşatmanõn da onu- runu ve sorumluluğunu üstleniyor. Nail Çakõrhan, orada, Kõran Dağlarõ’nõn kõ- yõya kadar inen çamla- rõnõn gölgesinde din- lenirken artõk kim Akyaka’da onu üzecek bir yapõlaşmaya yeltenebilir? Beldeyi bezeyen Çakõrhan evlerinin arasõna kim şu yüz kõ- zartõcõ kimliksiz rant mimarisinin çirkin ve özensiz binalarõnõ yapabilir? Onun mimari çalõşmalarõnõ derleyen ki- tabõndaki sunuş yazõmda demiştim ki: “Nail Çakırhan Akyaka’nın sit kararı- dır.” (2005) Şimdi aynõ karar dünyanõn en “kalıcı yasası”na dönüştü. Ak- yaka Mezarlõğõ yüce konu- ğuyla durdukça; yani “dünya durdukça”; insana, çevreye ve geleneklere saygõlõ mi- marinin “efsanevi ruhu” da Kõran Dağõ eteklerini ve tüm Gökova’yõ yağmacõ- lara karşõ koruyacak. Nail Çakırhan ne hırsızdı, ne yalancıydı, ne dolandırıcı. Paraya hiç mi hiç değer vermeyen, dürüst, namuslu bir adamdı. Yaşamı bo- yunca üretti, yazı-şiir üretti, sevgi-dostluk üretti, bina üretti, ahşabı dile getirip insanlara yeniden sevdirdi ve de saydırdı. İstanbul Haber Servisi - “2. İstanbul Uluslararası Mimarlık ve Kent Filmleri Festivali Yarışması”nõn sonuçlarõ belir- lendi. En İyi Ulusal Belgesel Filmi, Rıza Kıraç’õn “Peki ya Londra” adlõ filmi ile Ezgi Bakçay Çolak’õn “Göç” adlõ filmi arasõnda paylaştõrõldõ. TMMOB Mimarlar Odasõ İstanbul Büyük- kent Şubesi’nden yapõlan açõklamaya gö- re, mimarlõk, belgesel ve canlandõrma film- lerini desteklemek ve dünyanõn diğer ül- kelerinde bu alanda üretilmiş ve beğeni ka- zanmõş filmlerin seyirci ile buluşmasõnõ sağlamak amacõyla gerçekleştirilen festi- valde yapõlan “Belgesel ve Canlandırma Fimleri Yarışması”nda dereceye giren fimler belli oldu. Yarõşmada, En İyi Ulu- sal Belgesel Filmi, Rõza Kõraç’õn “Peki ya Londra” adlõ filmiyle Ezgi Bakçay Ço- lak’õn “Göç” adlõ filmi arasõnda paylaş- tõrõlõrken En İyi Uluslararasõ Belgesel Filmi Ödülü ise Lorenzo Tripodi ve Manuela Conti’nin “Doble Forza” adlõ filmine verildi. En İyi Ulusal Canlandõr- ma Filmi’ne Ayşe Kartal’õn “Klonistan” adlõ filmi ödüle layõk görülürken Türkiye Hazõr Beton Birliği Özel Ödülü, Başol Öz- yayla’nõn “Bir Beygir Hikâyesi” adlõ fil- mine; Beşiktaş Belediyesi Özel Ödülü ise Mustafa Karakaya’nõn “Satılık” adlõ fil- mine verildi. ‘EnİyiUlusalBelgesel Filmi’Kõraç’õn MİMARLIK VE KENT FİLMLERİ... Araf İzmir’de yasaklandı Kültür Servisi - 1992 yõlõnda Diyarbakõr’da öldürülen gazeteci ve yazar Musa Anter’in yaşamõnõ konu alan “Araf” adlõ Kürtçe tiyatro oyunu, İzmir Konak Belediyesi’nin aylõk etkinlik izleğinde yer almasõna rağmen Valilik ve Emniyet Müdürlüğü’nce yasaklandõ. Belediye yetkilileri; bu yasağõn nedeninin Valilik’ten izin alõnmamasõ olduğunu söylerken, Konak Belediyesi Kültür İşleri’nde çalõşan bir yetkili, Valilik ve Emniyet Müdürlüğü’nün yasağõ seyircilerin provokasyona neden olabilecekleri düşüncesiyle istediğini söyledi. (tiyatroavesta@gmail.com) ZEYNEP ALTAY İ stanbul Üniversitesi Tõp Fakülte- si Hastanesi’nde elden gelen kont- rol ve tedavisinin ardõndan 25 Ey- lül’de baba ocağõ Muğla’ya, Yü- celen Hastanesi’ne getirilen Na- il V. Çakırhan’õ 11 Ekim günü 00.09’da kaybettik. Günlerdir korku ve çaresizlikle beklenen ölüm geldiğinde Doktor Yılmaz Kiraz başõnda, eli eşi Halet Çam- bel’in avcunun içinde, dostu Hamdi Yücel Gürsoy yanõ baş- larõndaydõ. Soğuyana kadar do- yasõya baktõ, okşadõ Halet Hanõm. Geceden kimseye haber verilme- di. Sabah dostlar aranmaya baş- landõ ve kara haber hõzla dört bir yana ulaştõ. Daha ilk günden, ulusal ve yerel basõn Nail Çakõr- han’a sayfalarõnda geniş yer ayõr- mõştõ; eksiklik ve yanlõşlõklar içer- se de. Başsağlõğõ telefonlarõ ve zi- yaretçi akõnõ da ilk andan başladõ. Cumhurbaşkanõ, Meclis Başkanõ, Kültür Bakanõ’nõn da aralarõnda olduğu devlet protokolü, kamu ve sivil toplum temsilcileri, arkeoloji, sanat, mimarlõk çevreleri, basõn mensuplarõ, nice dost akraba Ula- lõlar, Akyakalõlar, onlarõ tanõma onuruna ulaşmõş herkes... Soru- yorlardõ: “Bir dileğiniz var mı?” Halet Hanõm gözyaşlarõnõ içine akõtarak, hep teşekkürle yanõtladõ, hatõrlarõnõ sordu. Arayanlarõn no- tunu tek tek aldõ. Fakat Kültür Ba- kanõ Ertuğrul Günay’a, “Evet, bir isteğim var” dedi. “Mahke- me sürecinde olan (Osmaniye) Kastabala Vadisi’nin Doğal ve Kültürel Sit Alanı ilan edilme- si.” Şimdi dostlara düşen, Nail Abi’yi gönülde; Halet Çambel’i ayakta tutmak için onlarõn çalõş- malarõndan haberdar olmak, yay- mak, ders çõkarmak ve yollarõnõn izini sürmek olsa gerek! Nail Abi’nin başucunda... O ARTIK GÖNÜLLERDE 14 EKİM 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 15kultur@cumhuriyet.com.tr ‘Grubunuz Kim?’ bugün Kültür Servisi - Demirhan Baylan bugün saat 22.00’de Kadõköy’de Vodoo Bar’da ‘Grubunuz Kim?’ adõnõ verdiği bir solo konser veriyor. Baylan bu konserinde son iki albümünden olanlarõn yanõ sõra, 6 yeni parçasõnõ da çalacak. Bu konserin önemli özelliklerinden biri, parçalarõnõ sanatçõnõn tümünü kendi çaldõğõ farklõ müzik aletleriyle kaydettiği altyapõyla birlikte sunacak oluşu. Baylan’õn farklõ yorumlara uzanan müzikal çizgisi, çeşitli müzik türlerinden izler taşõyor. ‘Hoşgörünün Çağrısı’ Kültür Servisi - Endüstriyel tasarõmcõ ve sanatçõ Babür Kerim İncedayõ’nõn The Sofa Hotel Art&Lounge’daki ‘çağdaş tasarõmlar’ olarak nitelediği son çalõşmalarõndan oluşan “Hoşgörünün Çağrõsõ” sergisi yarõn sona eriyor. Sanatçõ, “Hoşgörünün Çağrõsõ”da, büyük düşünür Mevlana Celaleddin Rumi’nin barõşa ve hoşgörüye davet eden çağrõsõnõ, çağdaş malzeme ve tekniklerle yapõtlarõna taşõyor. İncedayõ’nõn yapõtlarõ; karõşõk teknik desen- çizimler, gravürler, gümüş-metal karõşõm çizim rölyefler ve kristal, gümüş ve altõn objeli üç boyutlu tasarõmlardan oluşuyor. (0 212 368 18 18) Beckett ve Hikmet buluşuyor Kültür Servisi - İstanbul Fransõz Kültür Merkezi’nde 16 - 17 - 18 Ekim’de iki büyük yazõn insanõnõn, oyun yazarõ Beckett ile büyük şairimiz Nâzõm Hikmet’in yapõtlarõ “BECKETT / HİKMET” adõ altõnda aynõ sahnede buluşuyor. Fransõz - Türk işbirliğiyle Samuel Beckett’õn “Ben Değil” ve “Felaket” oyunlarõ Türkçe oynanõrken Nâzõm Hikmet’in bazõ şiirleri de Fransõzca okunacak. Oyunlar ve şiirler karşõlõklõ konuşma şeklinde sahneleniyor. (0 212 393 81 11) Elleriyle ve yüreğiyle yarattõğõ, çok sevdiği Muğla Akyaka’da toprağa verildi Şimdi ardõndan onlarca yazõ yazõlacak, ağõt düzülecek, göklere çõkarõlacak. Bense yaşadõğõ şu coğrafyada, büyük bir tutkuyla bağlõ olduğu Atatürk Türkiyesi’nde böylesi bir bilge adama devletçe yapõlanlarõ düşünüyorum. Nail Çakõrhan uğurlandõ Güle güle ‘Cumhuriyetin Bilgesi’ Cumhuriyetin son tanõklarõndan biri daha aramõzdan ayrõldõ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle