08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 14 EKİM 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Yeşil Büyüme.. Karabasan halini alan dünya büyük ekonomik kri- zi haberleri arasında BM’den gelen ve dünkü ga- zetemize manşet olan ‘Yeşil Büyüme’ projesi iç ısı- tıyor. BM çevre programı ciddi ciddi dünyanın gün- demine girer mi, kuşa mı çevrilir şimdiden kestirmek güç. Yine de krize yol açan yatırım anlayışının de- ğiştirilerek istihdam sağlayıcı, çevreye saygılı yatı- rımlara yönelme çağrısı kulağa hoş geliyor. Finan- sal krizin ilk büyük faturası 1.5 trilyon dolar olarak hesaplanmışken dünyaya yeniden temiz su sağla- ma, toprak erozyonu, küresel ısınmayla mücadele için yılda 2.5 trilyon dolar harcanmakta olduğu gerçeği, aslında söz konusu projenin ertelenmezli- ğini de ortaya koyuyor. Dünya liderleri biraz olsun akıl- larını başlarına devşirirlerse, gelecek hafta Londra’da başlatılacak proje görüşmeleri kapsamında uzlaşma yolunu seçebilir, krize yol açan tüketim eksenli ya- tırım anlayışlarını değiştirerek işsizliğe çözüm üre- tecek yatırım anlayışlarına dönüşümü başlatabilirler. Ne de olsa Doğu Bloku’nun parçalanması, kapi- talizmin, Marksist tehdit altında da olsa, kendini eh- lileştirme zorunluluğunu duyarak sosyal develet, sen- dikal haklar, paylaşım sorunlarını gündeminde tut- mak zorunda olduğu yıllardan giderek uzaklaşıyor- duk. Tek ideolojili, tek kutuplu dünyada, aslında kü- reselleşen bir tek sermaye örgütleri, o da doğru de- ğil ya, piyasa düzeninin kuralları olunca, dinimiz ima- nımız para olmuştu. Tüketim üzerinden, kuralsız ge- lişen yeni emperyal piyasalar sömürü düzeninde, sis- temin krizlerine çözüm aranırken karşılıksız, büyü- meyi sürdürebilmeye yönelik tüketim yaratabilmek üzere en son kanlı petrol savaşları, emperyal işgal- ler gündeme gelmişti. Kanlı petrolün önlenemez fiyat yükselişiyle bir kez daha piyasaları, tüketimi kamçılayacak formül üre- tilmişti. Piyasaların para bolluğunda, sanal büyüme öylesine kamçılanmıştı ki.. Şimdilerde kimseler bu kâğıt üzerinden para kazanılan düzenin çöküşünün boyutlarını bile bilemiyor. Çünkü kimseler arapsaçına dönmüş kâğıt üstüne kâğıttan, saadet zinciri yöntemi içinde para kazanılan sanal düzenin krizinin derin- liğini unutun, karşılıksız borçlarının bile hesabını ya- pamıyor. Emperyal ölçeklerde, kapitalizmin bu son büyük krizinde, sanal kâğıtlar üzerinden patlayan krizin al- tından kalkabilmeye yönelik alınan ilk acil önlemler paketi, ülkeler ölçeğinde kimi farklıklar gösteriyor- sa da, bütünü içinde serbest piyasa, kapitalizmin ku- rallarıyla çatışır içerikte. Kimi büyük kapitalistler, teo- risyenleri, tümüyle planlama, devletçilik, kamulaştırma eksenindeki bu paketlerin ideolojik içeriğine fazla- sıyla alerji duysalar da, çoğunluğu sesini soluğunu çıkarmadan, benzer kararlar için siyasi iktidarları kan- dırmanın peşinde, yarışındalar. Kâğıtlar üzerinden ka- zanan sistemin çöküşü, hızla bankacılık sistemine, oradan da reel ekonomiye kaydığından, bu kayışla bağlantılı devletlerden kurtarma beklentilerinin so- nu gelemiyor. Siyasal bedel ödememek adına Başbakan Erdo- ğan‘ın, iktidardan çözüm üretmesini isteyen iş dün- yasının sözcülerine öfkesinin başka bir açıklaması yok... Bizim üretim yapımız içinde çarpık bir gerçek tablo daha var: Toplam 5 milyon civarı kayıtlı işçi- mizin yanında, 4 milyona merdiven dayamış işsizi- miz, sigortalı çalışandan daha fazla kayıtsız, sigor- tasız çalıştırılan işçimiz var. İşten atılırken bağırabi- lecek, örgütlü, sendikalı çalışabilen 500 bin işçimiz bile yok. Onların da çoğunluğu kamuda çalıştığın- dan işten atılmalarda sıra en son onlara gelecek. Sözün özü Türkiye’de reel ekonomideki krizin gö- rünür kılınmasına kadar Erdoğan hükümeti bekle- meye kalkarsa, bu büyük yıkımın altında kalır, siya- seten asla sağ çıkamaz. Sinirli halleri, aymazlık, hak- sız suçlandığına inanmaktan çok, en azından yerel seçimleri kurtaracak bir zaman dilimini kazanmaya yönelik siyasi kurnazlık... Bana göre çok yanlış, bu iktidarın kendi kaderiyle oynadığı en büyük kumar bu olabilir. Çünkü gerçekten Başbakan Erdoğan’ın da söylediği gibi; Türkiye bu büyük dünya krizini ken- di için şansa çevirebilecek konumda. Yakın tarihlere kadar emek yoğun üretimlere da- yalı ayakta duruyordu. Erdoğan iktidarlarına kadar büyümesiyle iş yaratma kapasitesi arasında sağ- lıklı sayılabilecek bir ilişki vardı. Bir tek Erdoğan hü- kümetleri iktidarlarında yüzde 7’lerde büyürken, iş- sizlik azalacağına arttı. Çünkü büyümeye eksen ya- pılan ihracat artışı gerçek üretim artışı üzerinden de- ğil, hammadde, ara üretimlerden vazgeçmeyle gerçekleşiyordu. Bir de tarımın çökertilmesi gerçeği var; tarım ürünlerinde kendine yeterli, su kaynak- ları beslenmiş, çölleşmekten kurtarılmış, yine en iyi bildiği, koşulları elverişli tarımda halkını doyurma- nın ötesine geçmiş, dünyayı besleyecek bir ülke ya- ratma projelerine girersek.. krizi aşmak çantada kek- lik, bizi kimse tutamaz değil mi? Gelin görün ki.. ABD’nin BOP projesi için birkaç ayda yaratılmış, ik- tidara uçurulmuş bir parti ve iktidarında o niyet, o çap, kapasitede yetişmiş, düşünce üretebilecek kad- rolar ne gezer? [email protected] Başlığı “Küresel ekonomiyi nasıl de- mokratikleştiririz” olan geçen haftalarda yazdığımız bu yazıyı, küresel ekonomi- de yaşanan baş döndürücü olaylar ne- deniyle yeniden hatırlamakta yarar var diye başlığını değiştirerek yeniden siz- lerle paylaşıyorum. Artık tüm ekonomik çevrelerin önem- li bir kısmı, küresel bir krizin olduğu, bu- nun 1929’da olduğu gibi bir buhrana da dönüşebileceği hususunda kaygılı. Bu, küreselleşmenin ve küresel ekonominin yeniden tartışılmasını öncelikli ve önem- li hale getirmiş durumda. (Bu kaygı doğru çıktı, küresel buhran nereye va- racağı belli olmayan bir duruma geldi.) Küresel ekonominin yarattığı faydadan tüm insanlık âleminin dengeli yararlan- masını sağlamak ve bu nedenle de kü- resel ekonominin demokratikleştirilme- sini tartışmaya açmak şart. Bazı adım- ları madde madde şöyle sıralayabiliriz: Uluslararası mali kuruluşlar yeniden yapılanmalıdır. Dünya Bankası, Dünya Ticaret Ör- gütü, Uluslararası Para Fonu (IMF) ge- nellikle büyük ülkelerin hükümetleri ve çokuluslu şirketlerin etkisi altında. Ge- lişmekte olan ve azgelişmiş ülkelerin bu kuruluşları etkilemesi çok zor. Bu ne- denle bu kuruluşların tüm dünya milletleri tarafından temsil edilen, çevreye, yok- sul halklara, insan haklarına duyarlı bir biçimde yeniden yapılandırılması ilk adım olacaktır. Çokuluslu şirketlerin sosyal so- rumluluğu arttırılmalıdır. Demokrasi ve hukuk devleti anlayışı- nı anlamsız kılan kapitalizmden en faz- la yararlanan çokuluslu şirketlerin, ül- kelerin siyasal sistemlerini kendi lehle- rine çevirecek güç kullanımından ve et- kilemelerinden uzak tutucu yasal ön- lemler alınmalıdır. Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkede yabancı sıcak paranız 100 milyar doları aşmışsa, borçlarınız 400 milyar dolarlar civarında ise çoku- luslu şirketlerin menfaatları doğrultu- sunda siyasal ve sosyal sistemlerinizi de- ğiştirmek zorunda kalırsınız. Bu ne- denle çokuluslu şirketlerin, vahşiliğini tör- püleyecek sosyal sorumluluğa sahip ol- maları sağlanmalıdır. Yabancı sermayenin küresel dola- şımı için küresel finans yapısı kurul- malıdır. Bugün spekülasyon ve türev piyasa- larında günde 1.5 trilyon dolar işlem ya- pılmaktadır. Yıllık dünya ticaret hacmi- nin 6 trilyon dolar olduğu hatırlanırsa bu, parasal işlemlerin uzun vadeli kalkınma pahasına kısa vadeli kazançlar sağla- yarak fonların şişmesine ve devamlı piyasa aramasına sebep olmaktadır. Bu finansal sistem yeniden inşa edilmelidir. Bunu sağlayacak en önemli araçlardan biri, yabancı sermayenin geldiği ülkeden belli bir süreden önce çıkması halinde Tobin adı verilen bir verginin alınması- dır. Özellikle Türkiye gibi ülkelerin bu ver- gilemeyi yapması kaçınılmazdır. Tüm borçlar küresel bazda kon- solide edilmeli veya silinmelidir. Bütün ülkelerin uluslararası kuruluş- lara olan borçları uzun vadeli konsolide edilmeli ve bir takas sistemi ile netleş- tirilmelidir. Borcu borçla ödemekten ve faiz yükü altında fasit daire içinde kal- maktan ancak borçların konsolidasyo- nu ile kurtulabilinir. Ancak bu görüşü kü- resel ekonominin savunucularının kabul etmesi mümkün değil. Ülkemizin bazı ik- tisatçıları da bunu vatan hainliği ile eş tu- tabilirler. Ticaret anlaşmalarında insan hak- ları temel alınmalıdır. Yapılacak tüm ticaret anlaşmalarında şirket hakları değil insan hakları esas alın- malıdır. Çevrenin korunması ile ilgili hükümler, olmazsa olmaz koşullar ola- rak bu anlaşmalarda yer almalıdır. Tüketim çılgınlığına son vermek, kalkınmayı hedeflemek ana gaye ol- malıdır. İnsan ve çevre için adil ve sürdürüle- bilir kalkınma esas amaç olarak kabul edildiğinde tüketime esir olmaktan kur- tulabiliriz. Bu nedenle küresel ticaret ve yatırım bu ana amacı sağlamada araç olarak kullanılmalıdır. (Şu anda herkes ta- sarrufu öneriyor, günaydın!) Küresel yeniden yapılanmada ka- dınların haklarına öncelik tanınmalı- dır. Dünya nüfusunun yarısı kadındır. Bu- na rağmen küresel ekonominin karar ve- ricilerinin yüzde 5’i kadın, küresel varlı- ğın da yüzde 1’inin kadınlara ait olduğu ileri sürülmektedir. Aile kavramının ya- şaması ve adil paylaşım, kadınların ekonomik bağımsızlıklarını kazanmala- rına bağlıdır. Karar vericileri denetleyen güçlü mekanizmalar kurulmalıdır. İşçi sendikaları örgütlenmeleri, eko- nomik karar vericileri denetleyen sis- temlerin geliştirilmesi şarttır. Sosyal so- rumluluk kriterlerine uygun yatırımlar des- teklenmelidir. Uluslararası ticaret adil olmalıdır. Uluslararası ticaret, ezen, sömüren, küçük bir azınlığa büyük kazanç sağla- yan yapısından herkese, her ülkeye adil kazanç temin eden bir sisteme dönüştürülmelidir. Bunlar gerçekleşebilir mi? Yakın va- dede zor. Ama küresel ekonominin de- mokratikleşmesini sağlayamaması ha- linde insan ve doğanın geleceğinin ka- ranlık olduğunu iddialı bir biçimde söy- leyebiliriz. Bu söylendiklerimize bugün bir şey da- ha eklemeliyiz; yaşanan bu ekonomik kriz dolar imparatorluğunun bir oyunu ve he- def Çin, Hindistan yani Asya ise Allah dünyamızı korusun… Küresel Ekonomi Kendine Çekidüzen Vermeli M A L İ Y E Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com İzmir Limanı’nda iptal istemine ret Danõştay 13. Dairesi, TCDD Genel Müdürlüğü’ne ait İzmir Limanõ’nõn işletme hakkõnõn 49 yõllõğõna özelleştirilmesine ilişkin ihalenin iptal istemini reddetti. Açlık sınırı 818 YTL Memur-Sen’in yaptõğõ araştõrmada, eylülde 4 kişilik ailenin açlõk sõnõrõ 818, yoksulluk sõnõrõ 2 bin 157 YTL 255 YKr hesaplandõ. TEDAŞ’tan ihale daveti Türkiye Elektrik Dağõtõm AŞ Genel Müdürlüğü, elektrik dağõtõm şebekelerinin iyileştirme projesi kapsamõnda, bütün ülkelerden tüm firmalarõ ihaleye katõlmak için davet etti. IMF ve DB, yoksul ülkelerin krizden ötürü en ciddi, hatta kalõcõ hasarlarla karşõ karşõya kalacağõ uyarõsõnda bulundu Bedeli yoksullar ödeyecekRobert Zoellick ve Dominique Strauss- Kahn ortak basõn toplantõsõ düzenleyerek geçen yõl 100 milyon insanõn açlõkla karşõ karşõya kaldõğõnõ hatõrlatarak yoksul ülkelere yapõlan yardõmõn kesilmemesi gerektiğini söylediler. ELÇİN POYRAZLAR WASHİNGTON - Dünya Bankasõ Başka- nõ Robert Zoellick, küresel kriz nedeniyle ge- lişen ekonomilerde ciddi ve kalõcõ gerileme ya- şanabileceği uyarõsõnda bulundu. Dünya Bankasõ Kalkõnma Komitesi’nin top- lantõsõnõn ardõndan IMF Başkanõ Dominique Strauss-Kahn ile ortak bir basõn toplantõsõ dü- zenleyen Zoellick, gelişen ülkelerin artan enerji ve gõda fiyatlarõ yüzünden şu anda bü- yük zorluk yaşadõğõnõ söyleyerek gelişmiş ekonomilerin yoksul ülkelere yardõmlarõ kes- memesi gerektiğini söyledi. Yoksul ülkelerin krizden ötürü en ciddi, hat- ta kalõcõ hasarlarla karşõ karşõya olduğunu ifade eden Zoellick, “Bu yıl 100 milyon insan yoksulluğa itildi ve bu sayı artacak” dedi. Dünya Bankasõ Başkanõ, “Bu insan eliyle ya- pılmış bir felaket. Bunun üstesinden gelmek bizim elimizde” diye konuştu. Dünya Bankasõ ve IMF’nin gelişen ülkele- rin mali sistemlerini ve ekonomilerini güç- lendirme ve krizden en fazla etkilenecek grup- larõ koruma amacõyla kaynak yaratma kararõ al- dõğõnõ ifade eden Zoellick, “yardım akışları sürmeli” şeklinde zengin ülkelere çağrõda bulundu. IMF Başkanõ Strauss-Kahn ise küresel krize karşõ hiçbir ülkenin “bağışıklığı” olma- dõğõnõ söyleyerek IMF’nin gelişmekte olan ül- kelere yardõma hazõr olduğunu ve bunun için 200 milyar dolarlõk bir fon ayõrdõğõnõ ifade et- ti. Strauss-Kahn, ABD’nin 700 milyar dolar- lõk kurtarma planõnõ kõsa süre içinde uygula- maya koymasõ gerektiğini de sözlerine ekledi. Zengine var, yoksula yok Dış Haberler Servisi - Bazõ sivil toplum ku- ruluşlarõ, gelişmiş ülkelerdeki mali kriz nede- niyle yoksul ülkelere yardõmõn geri plana atõl- dõğõna dikkat çekerek IMF ve Dünya Banka- sõ’nõ sert bir şekilde eleştirdi. Uluslararasõ yardõm kuruluşu Oxfam; IMF ve Dünya Bankasõ’nõn yoksul ülkeler için “utanılacak kadar az çözüm sunulduğunu” belirtti. Oxfam yayõmladõğõ bildiride, yoksul ül- kelerin ikinci plana atõldõğõna işaret ederek, bu ülkelere krizin üstesinden gelebilmeleri için hangi yardõmlarda bulunulacağõnõn bilinme- diğini vurguladõ. Oxfam’õn üst düzey politika danõşmanõ Marita Hutjes, “Bu hem çok kü- çük hem de gecikmiş bir öneri olacaktır” de- di. Hutsej, IMF’nin zengin ülkelere krizle ba- şedebilmeleri için tüm imkânlarõn sağlanma- sõ konusunda karar alõrken aynõ koşullarõn yok- sul ülkeler için sõnõrlandõrõldõğõnõ söyledi. “One” adlõ sivil toplum örgütü de “Dünya bankaları sermayeyle beslenirken dünyada aç olanları beslemenin de unutulmaması ge- rektiğini” vurguladõ. Örgüt, çocuk ölümleri, AIDS, sõtma ile mücadele, eğitim gibi alanlarda son yõllarda kaydedilen ilerlemelerin şimdi “tehlike altında” olduğuna dikkat çekti. Belçika, bankaları kurtardı, bütçeyi denkleştiremedi Fortis ve Dexia’nõn kurtarõlmasõ için yaklaşõk 7 milyar Avro yükün altõna giren ülke bu miktarõn 4.5 milyar Avro’sunu bulmuştu. Ekonomi Servisi - Küresel fi- nansal krizde dev bankalarõ Fortis ve Dexia’yõ kurtarmak için milyarlarca Avro kaynak aktaran Belçika, AB’nin Maastricht kriterlerine uygun 2009 yõlõ bütçesi için 2.5 milyar Avro kaynak arayõşõna başladõ. Belçika Başbakanõ Yves Leterme, bütçe gelirlerini artõrmak için alõna- cak önlemlerde “halkın alım gücü- ne zarar verilmeyeceği” güvence- si verdi. Federe yapõlõ Belçika’nõn, bütçe açõğõnõ kapatmak için trafik cezala- rõnõn tahsilatõnõ hõzlandõrmasõ ve Flaman, Valon ve Brüksel otonom bölgelerinden merkezi bütçeye daha fazla katkõ talep etmesi bekleniyor. Avrupa fonladõ, borsalar yükseldi Ekonomi Servisi - Küresel krize karşõ Avrupa ülkelerinin de kurtarma planlarõnõn netleş- mesi, dünya borsalarõndaki alõmlarõ artõrdõ. Avrupa’da yüzde 8’leri bulan artõşlar ya- şanõrken, ABD borsalarõ da güne yükseliş- le başladõ. Dõşarõdaki hisse alõmlarõ Türki- ye’yi de olumlu etkilerken, borsa yükseldi, döviz geriledi. İstanbul Borsasõ‘nda Ulusal 100 Endeksi 466 puan artõşla 28 bin 962 pu- andan kapandõ. Hisse senetleri haftanõn ilk gününde yüzde 1.64 artarken, işlem hacmi ise geçen hafta cuma gününe göre yüzde 22 azalarak 1.3 milyar YTL oldu. Döviz pi- yasasõnda da güne 1.41 YTL siveyisinden başlayan dolar 1.39 YTL’ye indi. Avro 1.90 YTL’den satõldõ. Avrupa’da hükümetlerin açõkladõğõ kurtarma planlarõ borsa endek- selerine de yansõdõ. İngiltere’de FTSE En- deksi yüzde 3, Fransa’da CAC 40 Endeksi yüzde 7 ve Almanya’da DAX Endeksi ise yüzde 8’den fazla değer kazandõ. Krize 3.5 trilyon dolarlık önlem Ekonomi Servisi - 10 ülkenin aldõğõ önlem- lerin tamamõ 3.5 trilyon dolara yaklaştõ. ABD: 900 milyar dolarlõk plan hazõrladõ. İngiltere: İngiltere’nin açõkladõğõ paket 400 milyar sterlini (691 milyar dolar) buluyor. Almanya: 470 milyar Avro. İrlanda: 400 milyar Avro (549 milyar dolar). Norveç: 350 milyar kron (57.4 milyar dolar). Portekiz: 20 milyar Avro (27.45 milyar do- lar) Fransa: 360 milyar Avro. Rusya, İspanya ve Hollanda: G7 ülkeleri dõ- şõnda önlem alan ülkelerden Rusya, finans kri- zine karşõ toplam değeri 86 milyar dolar. Yardım paketinin 400 milyar Avro’su bankalara gidecek. Almanya’dan yarõm trilyon Avro’luk paket FRANKFURT (Cumhuriyet Bürosu) - Alman hükümetinin bankalara destek olmak için hazõrladõğõ kurtarma paketinin büyüklüğünün 470 milyar Avro’yu bulacağõ belirtiliyor. Almanya Başbakanõ Angela Merkel, dün AB liderlerinin güvenini sağlamak amacõyla ulusal çabalarõ koordine konusunda anlaşmasõndan sonra Almanya’nõn kurtarma paketinin ayrõntõlarõnõ belirlemek için bugün kabine toplantõsõ düzenlemeyi planlõyor. Hõristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Federal Meclis Grubu Başkanõ Volker Kauder, ARD televizyonuna yaptõğõ açõklamada kurtarma paketinin, üç rakamlõ milyarlarca Avro’dan oluşacağõnõ ve sağlanacak kredinin hükümet destekli garanti biçiminde olacağõnõ söyledi. Kauder, “Bankaların birbirine güveninin yeniden sağlanacağını ve birbirine kredi vermeye başlayacağını düşünüyoruz” dedi. Reuters haber ajansõ da Merkel’in partisinin bağlõ olduğu koalisyona yakõn kaynaklara dayandõrdõğõ haberinde, Almanya’nõn kurtarma paketinin 400 milyar Avro’luk kõsmõ garantilerden, 70 milyar Avro’luk kõsmõnõn ise bankalarõn sermayelendirilmesinden olmak üzere toplam 470 milyar Avro olacağõnõ bildirdi. İngiliz hükümetinin keseyi açtığı ülkede, Barclays destek istemedi. Üç İngiliz bankasõ 37 milyar sterline kurtarõldõ Ekonomi Servisi - İngiltere hükümeti, 37 milyar sterlin tutarõnda bir sermaye yatõrõmõ yardõmõyla Royal Bank of Scotland (RBS) ile birleşme aşamasõndaki HBOS ve Lloyds bankalarõna bu birleşmeyi başarõyla tamamlamalarõ halinde destek olacağõnõ açõkladõ. Barclays ise hükümetin desteğini almayarak 6.5 milyar sterlinlik sermaye arttõrdõ. İngiltere hükümeti yaptõğõ açõklamada, bu destekle söz konusu bankalarõn her birinin sermaye oranlarõnõn yüzde 9’dan fazla olacağõnõ ve bunun da uluslararasõ standartlarca kabul edilebilir bir düzey olduğunu söyledi. Bankalara yaptõğõ yatõrõmõ gözetmek için bir düzenleyici kurul kurulacağõnõ açõklayan hükümet, söz konusu yatõrõmlarõn kalõcõ olmayacağõnõ ve zamanla bunlarõn elden çõkarõlacağõnõ açõkladõ. Hükümetin desteği kapsamõnda İngiltere’nin en büyük bankalarõndan Royal Bank of Scotland (RBS), 20 milyar sterlin sermaye arttõrõmõ kararõ aldõ. RBS, yatõrõmcõlarõn sermaye arttõrõmõna katõlmamasõ halinde İngiltere devletinin, bankanõn yüzde 60’õna sahip olacağõnõ belirtti. Birleşme kararõ alan Lloyds TSB ve HBOS de toplam 17 milyar sterlin sermaye arttõrõmõnda bulunacak. Lloyds’un 5.5 milyar sterlin, HBOS’nin 11.5 milyar sterlin sermaye arttõrõmõna gideceği belirtildi. MERKEZ BANKALARINDAN ÖNLEM Ekonomi Servisi - Merkez bankalarõ, likiditeyi arttõrmak için yeni önlemler alõyor. Amerikan Merkez Bankasõ (Fed), Avrupa Merkez Bankasõ, İngiltere Merkez Bankasõ ve İsviçre Merkez Bankasõ, mali kurumlara limitsiz ABD Dolarõ fonu sağlayacak. Bankalarõn ortak açõklamasõnda, ticari bankala- rõn tüm tekliflerinin sabit faiz oranlarõyla karşõlanacağõ belirtildi. KISA... KISA... D o m i n i q u e Strauss-Kahn Heidemerie Wieczorek Dünya borsaları sarsılır- ken, iş- lemlerin elle yapıl- dığı Bağ- dat Bor- sası bir ayda yüz- de 20 yükseldi. (AP)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle