06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 OCAK 2008 CUMARTESİ 6 HABERLER Erdoğan’ın da katıldığı Bilkent Otel’deki iftar için Alevi işadamlarından 40 bin YTL toplandı Parayı işadamlarına ödettiler MİYASE İLKNUR CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU AKP Milletvekili Reha Çamuroğlu’nun girişimiyle dün akşam Ankara’da Bilkent Oteli’nde Başbakan Erdoğan ile Alevilerin buluşması amacıyla düzenlenen iftar yemeğinin 40 bin YTL ’lik bedeli ev sahibi konumundaki Abdal Musa Vakfı tarafından değil Alevi işadamlarından toplanan paralarla ödendi. CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun önceki gün düzenlediği basın toplantısında da belirttiği gibi Abdal Musa Vakfı’nın Antalya Elmalı Tekke köyünde bir Elma bahçesi, bir park ve üç parça arsasından başka malvarlığı bulunmuyor. Vakfın, bugüne kadar Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne gelirgider tablosu da vermediği görülüyor. Nakdi bir varlığı olmayan Abdal Musa Vakfı, iftar yemeğinin finansmanı için vakıf kurucu üyelerinden Flokser Şirketi’nin sahibi Rafet Tükek’in girişimiyle İstanbul’da bir yemek düzenledi. Yemeğe holding ve büyük şirket sahibi Alevi işadamları davet edildi. İşadamlarından katkı payı Bu yemekte Alevilerin sorunlarının çözümü için Başbakan’la bir yemek yenileceği ve bu yemeğin giderleri için paraya ihtiyaç olduğu söylenerek işadamlarından katkı yapması istendi. İşadamları Rafet Tükek’in isteği üzerinde vakfa bağışta bulundular. Ancak daha sonra iftar yemeğiyle ilgili Abdal Musa Vakfı ile Aleviler arasındaki gerginlik nedeniyle bağış ta bulunan işadamları üzüntülerini belirttiler. Yemeği finanse etmiş görünen işadamlarının büyük bir kısmı dün akşamki iftara davetli olmasına karşın katılmadılar. Abdal Musa Vakfı, üç yıl önce Cem Vakfı tarafından Abdal Musa törenlerine müdahil olmak amacıyla kurduruldu. O tarihte Cem Vakfı yönetiminde bulunan Bayram Kaya, Ertuğrul Aslan ile Tükek ailesinden Rafet, Rasim, Yasin ve Karip Tükek tarafından kuruldu. Kuruluşundan beri Tekke Köyü’nde alternatif Abdal Musa törenleri düzenlemekten ve Bayram Kaya adına bir park yaptırmaktan başkaca faaliyeti olmayan vakfın nakit varlığı da bulunmuyordu. Cem Radyo ve Cem TV hisseleri nedeniyle İzzettin Doğan’la anlaş mazlığa düşen Tükek ailesi Cem Vakfı’ndan ayrıldı. Ertuğrul Aslan’ın da Cem Vakfı’ndan kopmasıyla Abdal Musa Vakfı mütevelli heyet üyeleri ikiye bölünmüş oldu. Çamuroğlu arayışa girdi Reha Çamuroğlu’nun AKP’den milletvekili seçilmesi ve “Alevi Açılımı” adıyla Alevilerle AKP arasında ilişki kurma girişimleri başlayınca Başbakan’ın Alevilerle iftar yapacağı bir mekân arandı. Başbakan’ın gideceği bir cemevi ve dergâh bulmanın zorluğu göz önüne alındığından bir Alevi kurumunun ev sahipliğinde bir otelde iftar düzenlenmesi fikri gelişti. Bu iftara ev sahipliği yapacak bir Alevi kurumu arayışına girildi. Çamuroğlu, bu süreçte Cem Vakfı’ndan kopmuş olan Rafet Tükek ve Ertuğrul Aslan’la ilişkiye geçerek Abdal Musa Vakfı’nın bu iftara ev sahibi olması kararlaştırıldı. Ancak atıl durumdaki vakfın, bin kişinin katılacağı bu iftarı finanse etmesi güçtü. Vakıf yönetimi işadamlarından oluşmasına karşın 40 bin YTL ’lik gideri kimse tek başına üstlenmek istemedi. Sonuçta Rafet Tükek, İstanbul’da bir yemek düzenleyerek büyük işadamlarından aldığı bağışlarla yemeğin finansmanını sağladı. Ancak vakfın kurucuları arasında bulunan ve hâlâ Cem Vakfı’nda etkin olan üyeleri bu iftara karşı çıktı. Yemeğin finansmanını sağlayan işadamları da yaşanan gelişmelerden üzgün olduklarını belirterek iftara katılmamayı yeğledi. Namık Kemal’in Bir Yazısında Batı Uygarlığı Konusu Bir Tanzimat aydınıydı Namık Kemal. Bizde Tanzimat aydınlarını küçümsemek modası vardır. Bu aydın tipinin küçümsenecek, alay edilecek yönleri de yok değildir gerçekten. Fakat bunu yaparken, Tanzimat’ın Batı öykünmeciliğini eleştirip alay konusu ederken, onun asıl düşmanlarının bugün olduğu gibi dün de her dönemin tutucu, bağnaz, yobaz kişi ve çevreleri olduğunu da akıldan çıkarmamak gerekir. Kaldı ki Namık Kemal gibi bir düşünür ve eylemcinin bu “alafranga” taklidi Tanzimat aydını tipiyle herhangi bir benzerliği de yoktur. ??? Durup dururken söz etmek gelmedi aklıma Namık Kemal’den. Bir süredir Hilmi Ziya Ülken’in çok büyük emek ürünü “Türkiye’de Çağdaş Düşünce Tarihi”ni olanca dikkatimle okuyorum… Açıkça söylemek gerekirse, bu kitabı okumaya koyulmadan önce çağdaş düşünce tarihimiz, zihnimde oldukça basit bir şemadan ibaretti… Gerçi bu şemanın ilk basamağında her zaman hayranlık duyduğum Namık Kemal vardı yine de… Fakat şimdi bu şema çok büyüyüp genişledi ve Namık Kemal yine öncü ve en önemlilerinden biri olmakla birlikte, artık o kadar da yalnız değil… Sözgelimi, bence en az onun kadar önemli bir devrimci kişilik olan Ali Suavi ile tartışmalarını bir başka yazıda mutlaka gündeme getirmek isterim. ??? Namık Kemal’in söz konusu yazısına gelince… “İbret” gazetesinde yayımlanan, gazetenin başlığı ile aynı adı taşıyan bu yazıda, Batı uygarlığının son yüzyıl süresince insan hakları, fizik, tıp, hukuk, iktisat, ticaret gibi alanlarda kazandığı başarıları sıralanıyor ve bu ilerlemelere “ibret gözü” ile bakmak gerektiği söyleniyor.. Namık Kemal’in kendi sözleriyle, “Biz ise her isteğimizin meydana gelmesini önce hükümetten, olmazsa Allah’tan bekliyoruz. Şüphe etmemeli ki hükümet halkın ne babası, ne hocası, ne de vasisidir. (...) Fakat yalnız asli görevi olan adaletin uygulanması için uğraşırsa bundan fazlasını istemeye ne hakkımız var? Bu âlemin düzeltilmesi ve halkın eğitimi ise Allah’ın işi değildir. O yalnız tabiat düzenini yaratmış, ondan ibret alma gücünü bize vermiştir. Tabii kabiliyetimizi meydana çıkarmak istersek medeniyette ilerlemiş milletlerden ibret alalım…” ??? Hilmi Ziya Ülken’e göre “Kemal bu yazılarında İslamTürk geleneğine bağlı muhafazacı bir meşrutiyetçidir.” Ben pek böyle düşünmüyorum… Nitekim, gerek Ülken’in bu cümleyi izleyen yorumundaki “önce kendi varlığımıza güveni elde etmek” gerekse az önceki alıntıda karşılaştığımız “tabii kabiliyetimizi meydana çıkarmak” kavramlarında ben, “muhafaza”dan daha fazla bir şey görüyorum… Burada Namık Kemal’in altını çizmek istediği, bana kalırsa, “muhafazakâr”ın tutuculuğuna da, alafrangacının körü körüne öykünmeciliğine de karşı, aydınlanma yolunda halkın yaratma istencinin ortaya çıkarılmasıdır… Nitekim Hilmi Ziya Ülken de onu, “...geleneğe kökten hücum edenlerle olduğu kadar, Batı fikirlerini beğenmeyen gelenekçilerle anlaşamıyor” diye tanımlarken bir ölçüde bunu söylemektedir… Bundan başka, Namık Kemal’in dilindeki “Allah”, tutucularınkine hiç de benzememekle kalmayıp, tam tersine, sözcüğün geçtiği yukarıdaki cümlede apaçık bir “laiklik” iması taşıyor… ??? “Türkiye’de Çağdaş Düşünce Tarihi”ni hem büyük bir haz, hem keder duyarak okuyorum… Hiç de uzak olmayan bir geçmişin sancılı arayışları gözlerimin önünden geçerken, Cumhuriyet Türkiye’sini hazırlayan bu geçmişin bugünlere örnek olabilecek samimiyetine ve derinliklerine tanık olmanın hazzını ve hayranlığını duyuyorum. Kavgaların benzerliği ise beni kederlendiriyor… Daha da kederlendiren, o günlerin Namık Kemal, Şinasi, Ali Suavi vb. aydınlanmacılarıyla onlardan az daha sonra I. ve II. Meşrutiyet dönemi aydınlanma savaşımcılarının, günümüzde onların eline su dökemeyecek çapsızlıkta olsalar da yine de aydınlanma değerleriyle eğitilmiş olmaları gereken kimi çevreler ve kişilerce ya yok sayılıp ya hiç tanınmamaları, bunun yanı sıra da yine bu gibi kişi ve çevrelerce aydınlanma ve demokrasi kavramlarının emperyalizm ve tutuculuk yardakçılığına indirgenmiş olmasıdır… Cumhuriyet aydınlanmasının temellerini oluşturan yaklaşık yüzyıllık bir geçmişin, küçümsenip, karalanıp, bu Cumhuriyetle birlikte ortadan kaldırılmasının söz konusu edildiği günlerden geçmekteyiz… Buna izin vermemeliyiz… Ülken’in, henüz Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerini okuyarak üzerlerinde düşünmekte olduğum değerli kitabından yola çıkarak ve kendi görüşlerimle, sizleri zaman zaman bu hiç de uzak olmayan yakın geçmişte yolculuklara çıkaracağım… Alevi toplumunu yanına çekmek için hükümete yakın yeni federasyon kurulacak, dedelere maaş bağlanacak AKP hükümetinin Alevi planı KİTAP YAZMIŞTI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Alevi toplumunu yanına çekebilmek için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla iftar yemeği düzenleyen AKP iktidarı, önümüzdeki dönemde bu kesime yönelik yeni adımlar atacak. Alevi Bektaşi Federasyonu’na alternatif yeni bir federasyon kurulması yönündeki çalışmalar sürerken Alevi dedelerini yetiştirmek üzere enstitüler açılacak. Buralardan yetişen dedelere maaş bağlanacak. Alevilerin kutsal Muharrem Orucu’nu siyasi amaçla kullanan AKP iktidarı, bu kesimi yanına çekebilmek için yeni bir eylem planı devreye sokacak. Hükümet bu çerçevede, önceliği kendisine yakın Alevi dedele Alevilere yönelik sözde “açılımını” Alevi örgütlerinin protesto ettiği iftar yemeğiyle başlatan AKP iktidarı, önümüzdeki dönemde Alevi enstitüleri aracılığıyla kendi dedelerini yetiştirecek. İktidar, kendisine muhalif olan Alevi Bektaşi Federasyonu’na alternatif bir örgüt kuracak. ri yetiştirmeye verecek. Bunun için Alevi Enstitüleri kurulacak. Enstitülerin temel amacı Alevi dedelerini yetiştirmek olacak. Enstitülerin ilki Antalya’nın Elmalı ilçesindeki Tekke köyünde Abdal Musa Vakfı öncülüğünde yaşama geçirilecek. Enstitü için arsa tahsislerinin yapıldığı öğrenildi. Enstitü, Akdeniz Üniversitesi’ne bağlı olarak hizmet verecek. Akademisyenlerin ders vereceği enstitüde, Aleviliğin kökeni, tarihsel gelişimi, Türkiye’de ve dünyada Alevilik, Aleviliğin kolları, Alevi ve İslamiyet, dedelik makamı gibi konularda öğrenciler eğitilecek. ? Cumhurbaşkanı da el attı AKP iktidarı Alevilere yönelik planlarını yaşama geçirirken Cum AKP’li Reha Çamuroğlu ‘dönmüş’! BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA AKP’nin Alevi açılımını yürüten İstanbul Milletvekili Reha Çamuroğlu’nun milletvekili seçilmeden önce yazdığı “Tarih, Heterodoksi ve Babaîler: Dönüyordu” kitabında bugünkü siyasi tutumunun tam tersini savunması dikkat çekti. Çamuroğlu bu kitabında dinin Ortodoks yorumuyla oluşan dünyevi modelin, toplumların tarihinde nasıl bir baskı aracına dönüştüğünü ortaya koymuştu. Bu kitabında özellikle Ortodoks İslamı ideolojiye dönüştürerek radikalleşen akımların zamanı tanımlama ekseninde, sosyalizm ve komünizm gibi din karşıtı ideolojilerle örtüşen yanlarını da sergilemişti. Yani Çamuroğlu, dini ideoloji olarak değerlendiren siyasi yapıların tutumunu dinsizlikle bir tutmuştu. Çamuroğlu’nun kitabının tanıtımında, “Genelde bilim ve felsefenin problematiği gibi anlaşılan zaman, yakından bakıldığında belki de en çok dinleri ilgilendirir. İster kitaplı üç din, Yahudilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık, ister onlardan önce var olup birlikte yaşamını sürdüren diğer dinler, Hinduizm, Budizm, Taoizm belli bir toplumsal yapının bir anından itibaren ortaya çıkar ve adım adım şekillenir. Bu tarihsel oluş özelliği, dinlerin kendisini tanımladığı zamandışılıkla çelişir. Tarihsel olan, bir gün ortadan kalkabilir, çünkü bir başkasıyla yer değiştirebilir. Öyleyse her din, kendisini bu açmazdan kurtarmak üzere zamanı yeniden tanımlamak zorundadır” saptaması yapılmıştı. “Bu durum, özellikle vahiy yoluyla gelen, kendi sistematiğini kurup mutlak doğru adına dünyayı düzene sokmaya girişen kitaplı dinlerin Ortodoks yorumları için kaçınılmazdır. Bir tutum olarak Ortodoksinin zamanı sahiplenmesi ise ister istemez ‘öteki’ni dışarda bırakır. Burada kastedilen dindışı veya din karşıtı herhangi bir (ideolojik) duruş olabileceği gibi, o dinin heterodoks biçimlerini de içerebilir” görüşlerine yer verildi. Bilkent Otel’deki iftara bin kişinin katıldığı, bu kişilerden 498’inin Alevi olduğu belirtildi. (NECATİ SAVAŞ) 298 Alevi örgütünden 293’ü AKP iftarına katılmadı Telefonla davetli aradılar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP iktidarının sözde “Alevi açılımı” çerçevesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla gerçekleştirilen muharrem orucu iftarı, Alevi örgütlerinin protestosu nedeniyle sönük geçti. Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Turan Eser, sayıları 298’i bulan Alevi örgütlerinin 293’ünün yemeği protesto ettiğini söyledi. AKP’nin son ana kadar bazı Alevi işadamlarını telefonla arayarak yemeğe çağırdığı ileri sürüldü. AKP İstanbul Milletvekili Reha Çamuroğlu ile Abdal Musa Kültürünü Araştırma ve Tanıtma Vakfı’nın organize ettiği Alevi iftarı dün Bilkent Otel’de yapıldı. 12 Alevi dedesinin önceki gün düzenlenen basın toplantısında, iftara katılanların “düşkün” ilan edilebileceği yönündeki uyarısının ardından ABF ve Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’ndan yapılan sert açıklama iftara katılımı düşürdü. Federasyonu ile Can Dostlar Cemevi Derneği katıldı. Art arda gelen tepkiler sonrasında iftardan umduğunu bulamayacağını anlayan AKP iktidarı, gün boyu yemeğe katılımı arttırmak için çabaladı. Alevi kökenli milletvekili ve partililer, telefonlarla iftara katılımcı aradı. Erdoğan’dan somut söz yok İftara Başbakan Erdoğan’ın yanı sıra Başbakan Yardımcıları Cemil Çiçek ve Hayati Yazıcı, Devlet Bakanları Mehmet Aydın, Said Yazıcıoğlu, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafiz Özak’ın da aralarında bulunduğu AKP’liler ve parti yöneticileri de katıldı. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu ile Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu ve YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın da yemeğe katılması dikkat çekti. Yemeğin verildiği salona Hz. Ali ve Atatürk’ün posterleri asılırken, yemek öncesinde Kerbela ağıtı ve dua okundu. Mersiye ve sofra dualarının okunması sırasında eski Kültür Bakanı Atilla Koç ile pek çok da vetlinin gözyaşlarını tutamadığı gözlendi. Yemek mönüsünde iftariyelik tabağı, mercimek çorbası, ekşi soslu su böreği, pilav eşliğinde sebzeli türlü, vişne soslu dondurmalı kazandibi ve meyve suyu yer aldı. Alevi inancına göre su ve etin bulunmadığı yemekte bıçak da kullanılmadı. Ancak isteyen bazı kişilere su ikramı yapıldı. Erdoğan, iftarda yaptığı konuşmaya “Sevgili canlar, değerli kardeşlerim” diyerek başladı. Konuşması boyunca Alevi kesimin sorunlarına yönelik hiçbir somut çözüm sözü vermeyen Erdoğan, birlik ve beraberlik vurgusu yaparak “Ben buraya sizin mateminizi paylaşmaya değil, hep birlikte bizim matemimizi paylaşmaya geldim. Bu matem bizim matemimizdir” dedi. hurbaşkanı Abdullah Gül’den de destek görecek. Antalya’da kurulacak olan Alevi enstitüsünü himayesine alan Gül, bu konuda yapılacak çalışmaları yakından izleyecek. Proje çerçevesinde Başbakanlık bünyesinde yeni bir genel müdürlük kurulması tartışılıyor. Genel müdürlük bünyesinde cemevleri ve enstitüler açılacak. Buralarda dede, zakir ve hizmetliler, devlet memuru olarak çalışacak. Genel müdürlük bünyesinde Türkiye çapında cemevleri kurulacak. Bu cemevlerinde en az birer dede, zakir ve hizmetli görev yapacak. Gereksinim duyulması durumunda bu sayı daha da arttırılacak. Buralarda görev yapacak tüm kişiler devlet memuru olacak. Cemevlerinin kurulacağı yerleri, camilerde olduğu gibi belediyeler tahsis edecek. AKP iktidarı, tüm bu çalışmaları aralarında Alevi dedelerinin de bulunduğu 40 kişilik bir komisyon eşliğinde yaşama geçirecek. Hükümet ayrıca kendisine muhalif olan ve 22 Temmuz seçimleri öncesinde AKP’ye oy verilmemesi yönünde çağrı yapan Alevi Bektaşi Federasyonu ile Cem Vakfı’nı da “izole etmeye” hazırlanıyor. Bu çerçevede, iki kuruluştan çeşitli nedenlerle uzaklaştırılan bazı kişiler tarafından kurulan küçük Alevi derneklerinin katılımıyla yeni bir federasyon oluşturulacak. Yeni federasyonla ilgili son çalışmanın önümüzdeki günlerde İstanbul’da yapılması planlanıyor. Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Turan Eser, siyasi iktidarların geçmişte de Alevilere yönelik açılım söylemleri ortaya koyduğunu ancak bir sonuç alınamadığını anımsattı. AKP iktidarının gerçek bir açılım için Alevilerle sağlıklı bir diyalog kurması gerektiğini vurgulayan Eser, buna karşın iktidarın bu konuda ciddi bir iradeye ve politikaya sahip olmadığını ifade etti. Alevilik Araştırma Merkezi Başkanı Ali Yıldırım da Alevi gerçeğini 5 yıldır reddeden AKP hükümetinin bu kez de Alevisiz bir Alevi açılımı peşine düştüğünü belirterek “Alevilere yönelik inkâr politikalarıyla sonuç alamayan AKP iktidarı bu kez bünyesine kattığı devşirme Aleviler eliyle Alevilerin inançsal, kültürel, siyasal değerlerinin çürütülmesi, aşındırılması yönünde sözde Alevi açılımı adı altında bir plan ortaya koymuş bulunmaktadır” dedi. ataol b?cumhuriyet.com.tr Faks: (0212) 343 72 64 AMASYA’DA YEDİ ALEVİ KÖYÜNE İMAM ATANDI Köylere cami yapılıyor MEHMET MENEKŞE ‘Alevisiz Alevi projesi’ ABF Genel Başkanı Turan Eser ve Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Genel Başkanı Turgut Öker, yemeğe saatler kala yaptıkları ortak açıklamada, AKP iktidarının “Alevisiz bir Alevi projesi” yürüttüğünü ifade ettiler. Açıklamada Alevi öğretisinde ve inancında matem ayında çok yıldızlı otellerde gösteriş içinde iftar alışkanlığının bulunmadığı vurgulandı. İftara katılanlar İftarın yapıldığı salonda çok sayıda masa boş kaldı. İftara, Ehli Beyt Derneği, Ateş Tuğla Hacıbektaş Derneği, Malatya Hacıbektaş Derneği, Abdal Musa Kültürünü Araştırma ve Tanıtma Vakfı, Cemevleri Birliği AMASYA Amasya’daki Alevi köylerine cami yapılması ve kadrolu imam atanması tepki çekiyor. Alevi köylerinin muhtarları, konuyla ilgili olarak görüştükleri yetkililerden, “köyünüze cami yapılırsa devletten daha çok yardım alırsınız” şeklinde yanıtlar aldıklarını iddia ettiler. Amasya merkeze bağlı Ardıçlar köyü ve üç mezrası ile birlikte Abacı, Yeşilöz, Direkli, Hasabdal, Yağcıabdal, Şarklı, Saz Köyü ile birlikte Alevi köylerine cami yapılıp kadrolu imam atandı. Dini baskılar nedeniy le Kız Meslek ve Anadolu Kız Meslek Lisesi’ni bırakan dört kız öğrencinin köyü Böke’ye de cami temeli atıldığı, İl Müftüsü Selami Emen’in de buradaki inşaatla doğrudan ilgilendiği belirtildi. Böke köylülerinden Mustafa Çanakçı, “Eskiden beri cami denilen ancak cem ibadetimizi yaptığımız eski bir bina vardı. Burayı yıkıp, müftülük cami temeli attı. Bize de ters geliyor. İsteyerek yapmıyoruz. Kendi imkânlarımızla yapmamız da mümkün değil. Cem ibadetimizi düğün salonu olarak kullandığımız yerde yapıyoruz” diye konuştu. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle