06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 OCAK 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Hükümet ihtilaflı vergi ve cezalara indirim ve taksitle ödeme kolaylığı sağlamaya hazırlanıyor 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Usulsüzlük cezasına af ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümetin hazırladığı yeni tasarıyla ihtilaflı vergi ve cezalar affedilecek. Tasarıya göre ihtilaflı vergi ve cezalarda; önce “indirim” yapılacak, sonra da kalan kısma “18 ayda 18 eşit taksitte ödeme kolaylığı” sağlanacak. 18 ay boyunca ödenecek taksitlere, ayrıca “gecikme zammı”da uygulanmayacak. “Bazı kamu alacaklarının uzlaşma yolu ile tahsili” hakkında yasa tasarısı ile getirilmek istenen düzenlemeler şöyle: İhtilaflı vergilerle ilgili indirim ve ödeme kolaylığı kapsamına, yasanın yürürlüğe girdiği tarihten İsviçre Peyniri ABD Başkanı Bush’un, iktidardan giderayak Ortadoğu gezisi bizim medyada yeterince ilgi görmediği gibi anlamı üzerinde de fazlaca durulmuyor. Irak’ı işgal ettikleri yıllarda gereksinim duyulmayan bu çaplı bir geniş gezinin anlamı olmalı değil mi? Siyasetin en kritik ayağında elbette İsrailFilistin vardı. Bush İsrailli fanatiklerle, Filistinlilerin ABD karşıtı gösterileri, eylemleri arasında çok çarpıcı bir çıkış yaptı; Filistin Devleti’nin sınırlarının, topraklarının kontrol noktaları, Yahudi yerleşim birimleri ile delinmemesi gerektiğini söyleyerek “İsviçre peyniri gibi devlet olmaz” dedi. İsrail’in eski sınırlarına dönmesi çağrısını yineledi. Yıllardır bu konularda Filistinlilerin isyan çığlıklarına katılan insan hakları örgütlerinin uyarılarına insanlık kulak tıkıyor. Ortadoğu’da ABD’nin silahlı gücü konumundaki İsrail’in, ABD korumasında yaptıkları yanına kâr kalıyor. Oysa ne zaman Irak bataklığı, Ortadoğu kanlı hesaplaşması, terörün önlenemeyen yükselişi, barışın nasıl gelebileceği üzerinde bir uzman, stratejist konuşsa, sorunlar yumağının odağında Filistin’in olduğu anımsatılır; ABD Filistin konusunda İsrail’i frenlemedikçe, ne Irak bataklığında ne de bir başka yerde, hele de İslami terörün tırmanışında işin içinden çıkılabileceği vurgulanır. ABD, askeri gücü ile Irak’ı işgal eder, bataklıktaki kanlı çatışmalarda başrol oynarken Ortadoğu tetikçisi İsrail’in Filistin’e yönelik askeri, siyasi, ekonomik güç kullanımında acımasız bastırması sürpriz değildi. Kimseler insan hakları ihlalleri boyutlarıyla ilgili çarşaf çarşaf raporlarını, insan hakları örgütlerinin belgeli sunumlarını umursamadı. İşten evine, okuluna, hastaneye gidemeyen Filistinlilerin örülen duvarlara karşı haykırışına kulaklar tümden tıkandı. İsviçre peyniri gibi delik deşik edilmiş Filistin olgusunu, şimdi hiç beklenmedik bir anda Bush’un ağzından duymanın önemli bir anlamı olmalı değil mi? ??? Gerçi ABD’nin İsrailFilistin barış girşimlerinin ilki bu değil. Bir zamanlar Clinton’ın fotoğraf karesinde görüldüğü, taraflar arasında işletilemeyen ünlü barış anlaşması belleklerde. İsrail, Filistin cephesinden gerçek barış yanlılarının vurguladıkları üzere, “Kalıcı barış için yapılanlar çok az ve çok geç olunca, Filistin halkının insan gibi yaşam koşullarını yaratacak çabalar gündeme gelmeyince..” tarafların altına imza attıkları barış metinleri bir işe yaramıyor. Üstelik Bush’un Ortadoğu gezisinde, giderayak iktidarının bu çaplı bir çabası da gündemde değil. Irak işgali, İsrail’in buna paralel fırsat bu fırsat Filistin toprakları üzerinde yaptıkları, Filistin halkının iç savaş kaosu da eklenince, işleri daha bir işin içinden çıkılmaz hale getirmiş bulunuyor. O halde Başkan Bush nerede ise durup dururken kanayan bir yarayı neden bu kadar çarpıcı bir benzetme ile deşiyor? İktidardan giderayak ABD Başkanı’na neden Ortadoğu’da bu kadar geniş kapsamlı bir gezi düzenletilmiş bulunuluyor? Soruların yanıtları ağırlıklı dünya ekonomi medyasında işleniyor; Bush’un bu geniş kapsamlı Ortadoğu gezisinin kendi siyasi iktidarının geleceği ile en ufak bir ilişkisinin olmadığı, ABD ekonomisinin gereklerinin bastırmasıyla düzenlendiğinin altı çiziliyor. Özetle bu gezinin ABD’ye, petrol ülkelerinde Arap petrol sermayesinin birikmiş parasından pay almak üzere düzenlendiği belirtiliyor. Arap sermayesinden kaynak aktarımını yükseltebilmek üzere de duyarlılığın yaşandığı Filistin sorunu üzerinden hoş sözler söyleniyor. Malum kanlı petrolün önlenemez fiyat yükselişinin dünya piyasalarını serbest piyasa düzeni üzerinden, kendiliğinden besleyebilmesi sürecinin bittiğinin altı çiziliyor. Bardaktaki suyun artık üzerine eklenen şekeri eritemediği benzetmesi ile durumlar özetlenirken dünya piyasaları, sermayesi, ABD ekonomisi için yeni model, formüllere gereksinim olduğu yinelenip duruluyor. ABD ekonomisinin dolar basarak, yani kâğıt kullanarak büyük bütçe açığını kolayca kapatabildiği süreç tıkanmış durumda. 2002 yılında 0.88 olan dolar Avro oranlanması doların yüzde 59 değer kaybı ile bugünlerde 1.48’lerde seyrediyor. Altının ons fiyatı ise yüzde 190’lık bir artışla 2002’de 308.07 dolarken bugünlerde 894 dolara yükselmiş bulunuyor. Alman Merkez Bankası Başkanı’nın açıkladığı üzere döviz rezervlerinde doların yerine Avro’nun geçişi gündemde. Birkaç ay, birkaç yılda önemli bir rezerv kaymasından söz ediliyor. Fantezilerde ABD imparatorluğunun çöküşünü izlemekte olduğumuz tezleri var. Gül’ün Beyaz Saray, Bush ziyareti üzerine, bilgisayar sitelerinde dolaşan eleştirilere hiç girmeden, GülErdoğan ikilisinin, dünya siyasi liderleri arasında, Beyaz Saray ziyareti sıklığında rekor kırdıkları bilgi dökümünün altını çizmekle yetineceğim. Siyasi iktidarları ile birlikte ülkenin çıkarlarında tek yanlı bu boyutta bir bağımlılığın bedelleri üzerinde düşünmekte yarar yok mudur? ? Dava konusu olan vergi borçlarına indirim ve ödeme kolaylığı sağlayacak tasarıya göre, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları da “uzlaşma yoluyla indirimli ödeme” kolaylığından yararlanabilecek. Gelir İdaresi’nin tasarısı yasalaşırsa 18 ay boyunca ödenecek taksitlere ayrıca gecikme zammı uygulanmayacak. önceki dönemlere ait; “gelir vergisi, kurumlar vergisi, katma değer vergisi, özel tüketim vergisi, damga vergisi, gümrük vergileri ve gider vergileri” gibi beyana dayanan vergiler ile resim, fon payı ve harçlarla ilgili ihtilaflı vergi, harç ve cezalar ile vergi kaybı cezaları giriyor. dirimli ödeme” kolaylığından yararlanabilecek. Bu cezalarla ilgili olarak yeni yasadan yararlanılmak istenilmesi durumunda; usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının yüzde 50’si indirilecek. Kalan kısım, 18 ayda 18 eşit taksitte, faizsiz olarak ödenecek. Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde yer alan “kaçakçılık suçları ve cezaları” ile ilgili olarak “üç kat” olarak kesilen “vergi kaybı cezaları” ve bununla ilgili vergilerde, “uzlaşma yoluyla indirimli ödeme” kolaylığından yararlandırılacak. Vergi ve cezaların uzlaşma yolu ile ödenmesi, “hapis cezası” ile ilgili ceza mahkemesindeki yargılamayı durdurmayacak ya da kesinleşmiş hapis cezalarını ortadan kaldırmayacak. Belediyeler ve il özel idarelerine ait vergi, resim ve harçlar, uzlaşma yolu ile getirilen ödeme Usulsüzlük de kapsamda Usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları da “ uzlaşma yoluyla in avantajından yararlanamayacak. Vergi mükelleflerinin, ihtilaflı vergi ve cezalara tanınan kolaylıktan yararlanabilmeleri için; bunlarla ilgili dava açmamaları ya da açılmış davalardan, uzlaşma tutanağını imzaladıkları tarihte vazgeçmeleri gerekiyor. Uzlaşma dilekçesi ile davadan vazgeçme dilekçesini, uzlaşma komisyonuna veren mükelleflerin, bu dilekçeleri, idare tarafından yargı mercilerine iletilecek ve ihtilaflı dosya kapanacak. Yasa kapsamında uzlaşılan vergi ve cezalarla ilgili olarak, daha önce ödeme yapılmışsa fazla tahsil edilen tutarlar iade edilecek. Paketli ekmek ÜlkerUNO ile büyüyecek MERCEDES: Yatırıma devam Ekonomi Servisi 2007 yılında tesis ve genişlemeleri gerçekleştirmek için 50 milyon Avro’luk yatırım yapan MercedesBenz Türk 2008 yılında da aynı oranda yatırım yapmayı hedefliyor. MercedesBenz Türk AŞ Satış ve Pazarlama Direktörü Süer Sülün, 2008 yılı hedeflerine ilişkin yaptığı açıklamada “Toplam satışları yüzde 10, ihracatı yüzde 15 oranında arttırmayı, üretim kapasitemizi de otobüste yüzde 20, kamyonda yüzde 10 yükseltmeyi planlıyoruz” dedi. 2007 yılında yurtiçi otomobil satışlarında yüzde 4.2’lik daralma yaşanmasına karşın otomobil satışlarını bir önceki seneye göre yüzde 11 arttırdıklarını belirten Sülün, şehirlerarası otobüs piyasasında da yüzde 64’lük pazar payıyla en fazla tercih edilen marka olduklarını dile getirdi. Sülün ayrıca, 6 ton ve üzeri kamyon pazarındaki yüzde 19’luk gerilemeye rağmen satışlarını arttırdıklarını vurgulayarak Almanya’dan sonra en çok MercedesBenz kamyon satılan ülkenin Türkiye olduğunu belirtti. Ekonomi Servisi Unmaş AŞ (UNO) Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Hasip Gençer, Ülker ile ortaklıklarının “uzun vadeli ve kalıcı” olduğunu söyledi. Gençer, ÜlkerUNO ortaklığına ilişkin düzenlenen basın toplantısında, bugün Türkiye’nin paketli ve endüstriyel ekmek anlamında gelişmiş ülkelerin gerisinde olduğunu belirterek Finlandiya’da yüzde 80, İngiltere’de yüzde 56 ve Hollanda’da yüzde 52 olan pazar payının, Türkiye’de sadece yüzde 1 olduğuna dikkati çekti. Sektörün talep yetersizliğinden değil, yatırım yetersizliğinden gelişme gösteremediğine değinen Gençer, bu yıl Ankara’da, 2009’da da İstanbul’da yeni tesisler açarak kapasitelerini genişleteceklerini kaydetti. Ülker İstişare Konseyi Üyesi ve Grup Sözcüsü Metin Yurdagül de son dönemlerde Yurdagül ve Gençer hedeflerini açıkladı. hızlı büyüme gösteren Unmaş AŞ ile ortaklıktan memnuniyet duyduklarını belirterek bu alımda, UNO markasının gücü, paketlenmiş ekmek üretim ve dağıtım teşkilatı ve inovatif büyüme stratejisinin, Ülker’in dağıtım ağı ve inovasyon anlayışı ile örtüşmesinde önemli bir rol oynadığını kaydetti. Şişecam, yeni 9 tesisten 5’ini açtı Ekonomi Servisi Bursa’nın Yenişehir ilçesindeki Şişecam Cam Kompleksi törenle açıldı. Yenişehir’de 1400 kişiye istihdam sağlayan Şişecam’ın yeni yatırımı 9 tesisten oluşurken bunların 5 tanesi devreye alındı. Şişecam Yenişehir Cam Kompleksi’nin yatırımı tamamlandığında değeri 1 milyar dolara ulaşacak. Başbakan Erdoğan’ın da katıldığı açılış töreninde konuşan Türkiye Şişecam Fabrikaları Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kırman, “Kompleksimizde Türkiye’de ve bölgede gelişen inşaat, otomotiv, mobilya, dekorasyon ve beyaz eşya gibi düz camın girdi olduğu sektörlerin taleplerini karşılamak üzere iki büyük düz cam fabrikası aynı anda kuruldu. İki fabrikada yılda toplam 450 bin ton düz cam üretilecek” dedi. Kırman’ın verdiği bilgiye göre, sadece maden suyu şişesi imal eden iki adet cam ambalaj fabrikası üretime geçti, 3.’sü de yakın zamanda devreye alınacak. Dördüncü cam ambalaj tesisi yatırımı da planlanıyor. Her fabrikada yılda 120 bin ton yeşil renkli maden suyu şişesi üretilecek. Kompleks hammadde ihtiyacını Bilecik’teki tesisten karşılayacak. [email protected] CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle