04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 OCAK 2008 CUMA 4 HABERLER TBMM’de temel ceza yasalarına uyum öngören yasa tasarısının görüşmelerine devam edildi DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Gül’ün ABD Gezisi 2 Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ABD gezisi geniş kapsamlı. Cumhurbaşkanı, yalnız Başkan Bush ile değil, aynı zamanda Rice, enerji konularıyla yakından ilgili (yakın ilgisinin hangi ilişkilerden geldiğini bilen bilir) Başkan Yardımcısı Cheney, diğer siyasal kişiler, New York’ta ise Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban KiMoon ile görüştü. Böylelikle TürkAmerikan ilişkilerini ilgilendiren tüm konular ele alındı. Türkiye’nin AB ile olduğu gibi, ABD ile arasındaki en önemli sorunlardan biri de Kıbrıs. Türkiye’de AKP, Kıbrıs’ta da Talat iktidara geldiğinden bu yana, Ankara ve KKTC büyük adımlar attılar, ama Rum tarafının uzlaşmaz tutumu yüzünden çözüm yolunda herhangi bir ilerleme kaydedilmedi. Rumların uzlaşmaz tavrı karşısında kimse Ankara’ya “Siz haksızsınız” diyemiyor, ama Türk taraflarının haklı isteklerini de kös dinler gibi dinleyip hiçbir şey yapmıyor. Bush, Abdullah Gül’ün “Kıbrıs’ta Türk tarafına Saddam’a uygulanan ambargonun benzerinin uygulanmasının haksızlık olduğu” yolundaki sözlerine karşı çıkmadı, ama herhangi bir somut gelişme de sağlanmadı. Ban KiMoon görüşmesinde de durum aynıydı. Kıbrıs Rum kesiminde şubat ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce de herhangi bir gelişme beklemek abes. Şimdiye dek Kıbrıs konusunda yapılan Amerikan vaatleri de hep sözde kaldığına göre, Kıbrıs konusunda “sıfıra sıfır, elde var sıfır” diyebiliriz. ??? Bush ve Cheney ile görüşmelerde ele alınan enerji konusuna gelince: ABD, Türkiye’nin enerji koridoru olması konusunda ciddi olarak istekli. İlk bakışta bu açıdan iki ülkenin görüşleri bağdaşıyor gibi gelse de uygulamada öyle olmuyor. Çünkü ABD, Türkiye’yi bölgede Rusya’nın ve İran’ın enerji politikalarının karşısında kullanmak istiyor. Oysa Türkiye’nin enerji koridoru olmasını sağlayacak projelerin anahtarları Rusya ve İran’ın elinde; onlara karşı ve karşın Türkiye hangi enerjinin naklinde koridor işlevi görecek ki? Bu konudaki politikaya akıl erdirmek oldukça güç. Başkan Bush ise AB’nin Türkiye’nin enerji koridoru olarak önemini kavrayamamasını anlamakta güçlük çektiğini söylerken, üyelik konusunda ülkemize verdiği desteği dile getirmiş oluyor. Gerçekten de TürkiyeAB ilişkilerinde ABD’nin bizim yararımıza önemli katkıları oldu. Ama yıpranmış, gidici Bush yönetiminin Merkel ve Sarkozy üzerine Türkiye’ye bakışlarını etkileyecek bir baskı oluşturması güç görünüyor. Ayrıca unutmamak gerekir ki Türkiye’ye üyelik konusundaki açık Amerikan desteğinin Avrupa üzerinde baskı şeklinde somutlaşması, uzun süredir AB’li liderlerin tepkisine neden oluyor. ??? Ermeni soykırımı konusunun 2008’de ABD’de gündeme gelmesi kaçınılmaz. Geçen yıl yönetim, soykırım tezinin Kongre tarafından kabulünü engellemek için büyük ağırlık koydu ve başarılı oldu. Bu yıl “topal ördek” Bush aynı kararlılığı ve başarıyı gösterebilir mi? Ayrıca Washington burada da, AnkaraErivan ilişkilerinde düzelme talep ediyor. Türkiye ile sınırlarını tanımayı bile kabul edilemez bir talep olarak niteleyen Ermenistan ile ilişkilerini daha nasıl geliştirebilir? Kaldı ki, sınırları açsak bile Ermenistan soykırımın kabulü şartından vazgeçmeyeceğini açıklamıştır. Buradaki pürüzler de giderilmiş değildir. Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Gül’ün ziyareti bir bütün olarak kötü geçmemekle birlikte, faturanın ne olduğu konusunda soru işaretleri durmaktadır. Pürüzler giderilmiş değildir. ABD ile ilişkilerin düzelmesi, dünkü yazıda da belirtildiği gibi, iki ülkenin karşılıklı çıkarlarına yanıt vermesi halinde olumludur. Tümüyle böyle bir durumun gerçekleştiğini söylemek için ise elimizde yeterli veri yok. Ama gerginliğin, yerini yumuşamaya bırakmış olması, küçümsenemeyecek, olumlu bir gelişmedir. Bu noktadan hareketle, Bush’un Beyaz Saray bahçesinde telaffuz ettiği stratejik işbirliğine giden yolun açıldığını söylemek ise yanlıştır. Kitap sokaktan kurtuluyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM’de ele alınan temel ceza yasalarına uyum öngören yasa tasarısında bir eserden kaynak göstermeden alıntı (intihal) yapanlara 6 aydan 2 yıla kadar hapis, sigara izmariti atarak ya da piknik yaparak orman yangınına neden olanlara da 7 yıla kadar hapis cezası verilmesi öngörülüyor. Tasarıya göre sokak, kaldırım, pazar ve meydanlarda kitap satılamayacak. Sahte bandrol üretenler 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak. TBMM Genel Kurulu’nda, temel ceza yasalarına uyum öngören yasa tasarısının görüşmelerine devam edildi. Tasarının kabul edilen maddelerinde şu düzenlemeler öngörülüyor: ? Kayıt, malzeme, alet, eşya ve binaların sıhhi şartlarında ve hastane hizmetlerindeki noksanlarla diğer eksiklikleri uyarıya rağmen zamanında yapmayan özel hastanelerin işletenlerine, 5 bin YTL idari para cezası verilecek. Yatan hastalardan, fazla ücret ? TBMM’de kabul edilen düzenlemelere göre, yasal olarak çoğaltılmış bandrollü eserler yol, meydan, pazar, kaldırım, iskele ve köprü gibi yerlerde satılamayacak. Bilgisayarda korsan program geliştiren ve bunu satanlara 2 yıla kadar hapis cezası uygulanacak. Ormana izmarit atarak yangın çıkaranlar ise 7 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak. Çocuğunu okula göndermeyene her gün için 15 lira ceza verilecek. alan özel hastanelere 10 bin YTL idari para cezası uygulanacak. ? Özel hastanelerde, gerekli laboratuvar tetkiklerini yapmadan, karın, göğüs ve beyin ameliyatları yapan doktorlara 5 bin YTL idari para cezası verilecek. Tedavisini üstlendiği hastaları, yerine vekil bırakmadan izinsiz terk eden uzman doktorlar, 2 bin YTL idari para cezasına çarptırılacak. ? Yetkisi olmadığı halde hemşirelik yapanlara 100 YTL idari para cezası verilecek. Veteriner olmadığı halde hayvan tedavi edenler 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak. ? Ruhsatsız eczane açana 3 aydan 1 yıla kadar diplomasız kimyagerlik veya kimya mühendisliği yapanlara 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecek. ? Bilgisayarda korsan program geliştiren ve bunu satanlara 2 yıla kadar hapis cezası uygulanacak. ? Sınır dışı edildikleri veya Türkiye’yi terk etmesi gerektiği halde ülkeye izinsiz gelen yabancılar, 1 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak. ? Ateşli silahlarla ilgili suçlardan ceza alanlar, affa uğramış olsalar bile ateşli silah taşıma ve bulundurma ruhsatı alamayacaklar. Kanuna aykırı olarak yurda silah sokan, satan, satmaya aracılık edenler 5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak. ? Kurusıkı tabancaları öldürmeye elverişli silah haline dönüştürenlere 3 yıla kadar hapis cezası verilecek. ? Arama izni ve ruhsatı olmadan petrol arayanlar, 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak. ? Ormanlara izinsiz hayvan sokanlarla, ormana başıboş hayvan girmesine sebep olanlara, hayvan başına kıl keçisi için 6, büyükbaş hayvanlar için 3, küçük baş hayvanlar için de 1 YTL idari para cezası uygulanacak. ? Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak orman yangınına yol açanlara 2 yıldan 7 yıla kadar, kasten orman yakanlara ise 10 yıldan az olmamak üzere hapis; devletin güvenliğine karşı suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde orman yakanlara da ömür boyu hapis cezası uygulanacak. ? Çocuğunu okula göndermeyen veli veya vasi çocuğun okula gitmediği her gün için 15 lira ödeyecek. ? Yanlış adres bildirenlere, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecek. ? Yasanın verdiği yetkiye dayanma dan spor karşılaşmalarıyla ilişkili olarak sabit ihtimalli veya müşterek bahis oynatanlar, oynanmasına yer veya imkân sağlayanlar, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 10 bin güne kadar adli para cezasına çarptırılacak. Yurtdışında oynatılan her türlü bahis veya şans oyunlarının internet yoluyla ve başka şekilde erişim sağlayarak Türkiye’den oynanmasını sağlayanlara, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası uygulanacak. ? Sahte fatura düzenleyenler, ibraz mecburiyeti bulunan defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sayfalarını yok ederek yerine başka yaprak koyanlara 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecek. ? Oy verme gününden önceki gün saat 18.00’den sonra ve oy verme gününde umuma açık yerlerde propaganda yapanlar 3 aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Başkasının adına oy vermeye teşebbüs edenler veya verenler 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. OĞLUNU ANMIŞTI AKP’DE GÖRÜŞ AYRILIĞI Savcılık cezada ısrarlı ? 1977’de polisle girdiği çatışmada ölen oğlu, ODTÜ öğrencisi Ertuğrul Karakaya’nın mezarı başında anma düzenlediği için hakkında dava açılan anne Ayşe Karakaya hakkındaki beraat kararını savcılık temyiz etti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 30 yıl önce öldürülen oğlu Ertuğrul Karakaya’nın mezarı başındaki anma törenine katıldığı için hakkında “suçluyu övmekten” dava açılan 73 yaşındaki anne Ayşe Karakaya’nın beraat kararını savcı temyiz etti. Savcılık temyizini, oğul Karakaya’nın mahkemece herhangi bir suç kaydının bulunmadığı kararına karşın “suçlu” olduğu gerekçesine dayandırdı. 1977 yılında polisle girdiği çatışmada ölen oğlu, ODTÜ öğrencisi Ertuğrul Karakaya’nın mezarında anma düzenlediği için hakkında dava açılan anne Ayşe Karakaya hakkındaki beraat kararını, savcılık temyiz etti. ODTÜ öğrencisi Ertuğrul Karakaya’nın 8 Haziran 2006’daki ölüm yıldönümünde düzenlenen anma için 73 yaşındaki annesi Ayşe Karakaya ve kardeşi Erol Karakaya ile yeğeninin de aralarında bulunduğu 20 kişi hakkında “suç ve suçluyu övdükleri” iddiasıyla 3’er yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı. Karakaya’nın yakınları Salihli ilçesinde 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nde yargılanmış ve 16 Kasım 2007 tarihinde beraat etmişlerdi. Mahkeme, kararında Karakaya’nın herhangi bir suçtan mahkum olmadığını belirtmişti. Kararda, anma töreninde atılan sloganların suçu ya da suçluyu övme niteliğinde olmadığına işaret edilmişti. 301’de ‘izin’ tartışması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Ceza Yasası’nın (TCY) 301. maddesinde düzenlenen suçlardan soruşturma yapılmasına kimin izin vereceği tartışması hükümette görüş ayrılığına yol açtı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın soruşturma izninin Adalet Bakanı’nca verilmesi seçeneğine sıcak baktığı bildirildi. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ise 301 soruşturmasında izni, oluşturulacak özel bir kurulun vermesi gerektiği görüşünü savunuyor. Hakkında 301. maddeden dava açılan Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de öldürülmesinin ardından alevlenen 301 değişikliği tartışmasında bir yıl geride kalırken, hükümet içinde değişiklik konusunda görüş birliği sağlanamadı. Adalet Bakanlığı’nca hazırlanan 301. madde değişikliğine ilişkin düzenlemede, suçun soruşturulmasında “kasten işlenme” koşulu getiriliyor. Bakanlığın taslağında, 301. maddedeki suçlardan soruşturma yapılmasında da Adalet Bakanı’nın izni şartı yer aldı. Edinilen bilgiye göre, Erdoğan 301. maddenin kendi dönemlerinde değiştirilmezden önceki hali gibi, soruşturma iznini Adalet Bakanı’nın vermesi gerektiği seçeneğine sıcak bakıyor. Ancak eski Adalet Bakanı, Başbakan Yardımcısı Çiçek’in buna karşı çıktığı öğrenildi. Çiçek, TCY’nin 301. maddesinden soruşturma izninin Adalet Bakanı’nca değil, oluşturulacak özel bir kurulca verilmesi görüşünü savunuyor. Çiçek’in Adalet Bakanlığı döneminde de 301. madde tartışılmıştı. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, TCY’nin 301. maddesindeki değişikliğin çok kısa sürede TBMM’ye teklif olarak verileceğini belirterek “Konuyla ilgili sorun yok, ihtilaf yok’’ dedi. Sessiz protesto Diyarbakır’da askeri servis aracına yönelik bombalı saldırıyı protesto etmek için sivil toplum örgütleri sessiz yürüyüş düzenledi. Ticaret ve Sanayi Odası, Baro, Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği, Şehit Aileleri ve İnsan Hakları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, İnsan Hakları Derneği, Tabipler Odası, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti ve Kasaplar Odası temsilcileri ile kapatılan DEP milletvekili Sedat Yurtdaş’ın da aralarında bulunduğu grup “Anıyoruz, kınıyoruz, bir daha istemiyoruz” yazılı pankart taşıdılar. Saygı duruşunun ardından olay yerine karanfiller bırakan grup sessizce dağıldı. (AA) Diyarbakır’daki bombalı saldırıya ilişkin sorgulama sürüyor Gözaltındakiler için ek süre DİYARBAKIR/HATAY (Cumhuriyet) Diyarbakır’daki bombalı saldırının faili olan Erdal Polat ile beraberinde gözaltında tutulan 7 kişiden 1’i serbest bırakılırken kalanlar için ek gözaltı süresi verildi. Polat’ın, 2002 yılında PKK’ye yardım yataklık etmek iddiasıyla yargılanırken dosyasının suç tarihinde yaşı küçük olduğu için Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildiği ve beraat ettiği belirlendi. Diyarbakır’da 3 Ocak’ta meydana gelen 6 kişinin ölümü, 67 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan bombalı saldırıyla ilgili olarak yakalanan 23 yaşındaki fail Erdal Polat ile ailesinden Suna, Meryem, Murat, İrfan Polat ile Ayhan Turgut ve Fırat Alığı’nın sorguları sürerken olayla ilgili olmadığı anlaşılan Erdal Polat’ın amca oğlu Kadri Polat serbest bırakıldı. Kalanlar için polise ek süre verildi. Polat’ın daha önce yargılanıp beraat ettiği davayla ilgili bilgiler de belirmeye başladı. Derlenen bilgilere göre Polat’ın, 2000’de bir tekstil atölyesinde çalışmak için İstanbul’a gittiği, burada Kulplu oldukları bildirilen Yusuf ve Fadıl adlı kişilerle ilişki kurup ikamet ettiği kapatılan HADEP’in Küçükçekmece ilçe binasına gidip geldiği belirlendi. Burada kendisine PKK propagandası yapıldığı, ardından Diyarbakır’a dönerek HADEP’in Bağlar Merkez İlçe Teşkilatı’na gidip gelmeye başladığı, daha sonra da gençlik kollarında görev aldığı bildirildi. HADEP ilçe binasında Mirza adlı kişinin kendisine yaptığı propagandalardan etkilendiği, 2002’de Diyarbakır’ın Mardinkapı semtinde Büyükşehir Belediyesi’nin gerçekleştirdiği atıksu temel atma törenine katıldığı ve burada Öcalan lehine slogan attığı gerekçesiyle gözaltına alındığı, ardından tutuklandığı saptandı. Manisa’da terörist yakalandı Bu arada Manisa’nın Merkez ilçesinde PKK üyesi bir kişi yakalandı. Hatay’ın Dörtyol ilçesinde de patlamaya hazır tuzaklanmış halde 2 el bombası, 900 gram plastik patlayıcı madde ve 2 Kalaşnikof marka silah şarjörü ele geçirildi. asirmen?cumhuriyet.com.tr KIZINI USULSÜZ İŞE ALDI AKP’li başkana iki yıl hapis cezası ZONGULDAK (Cumhuriyet) Zonguldak merkez ilçeye bağlı, Karaman Belde Belediye Başkanı Yusuf Alboğa, kızının da aralarında bulunduğu 3 kişiyi usulsüz işe yerleştirdiği gerekçesiyle 2 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Karaman beldesinde kızının da aralarında bulunduğu 3 kişiyi belediyede usulsüz işe yerleştirdiği gerekçesiyle, Zonguldak 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde “görevini kötüye kullanmak” suçundan tutuksuz yargılanan Belediye Başkanı AKP’li Alboğa, 2 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Zonguldak 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dava sonucunda, AKP’li Belediye Meclis Üyesi Şahin Erçetin de “görevi kötüye kullanmak” suçundan 2 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Başkan Alboğa’nın karara itiraz etmesi üzerine dosya temyize gönderildi. Yargıtay 4. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin verdiği kararı onayladı. Valiliğe istifa dilekçesi vererek görevinden ayrılacağı belirtilen Yusuf Alboğa, senelik izninde işe alımın gerçekleştiğini, mahkeme kararının henüz kendisine ulaşmadığını ifade etti. Yolsuzluk ve usulsüzlük nedeniyle 2 yıl hapis cezası alan belediye Başkanı Yusuf Alboğa, siyasete CHP’de başladı. CHP’den istifa ettikten sonra DSP’ye, oradan da AKP’ye geçti. Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesi, AKP hükümeti zamanında yürürlüğe giren TCK’nin maddelerinden birisiydi. Bu kanun çıkarılırken 301. madde gibi bazı maddelere “düşünce ve basın özgürlüğü” noktasından itirazlar edildi. Başbakan’a, zamanın Adalet Bakanı Cemil Çiçek’e, partinin konuyla ilgili milletvekillerine sakıncalı maddeler defalarca anlatıldı. “Uygulama”yı görelim diyerek bu uyarılar dikkate alınmadı ve böylece TCK yürürlüğe girdi. Bu maddenin en etkili sonucu Orhan Pamuk davasında görüldü. Orhan Pamuk’u ihbar eden “vatansever” kuvvetler, aynı zamanda onu mahkeme salonunda linç etmeye kalkıştılar. Dünyanın gözü önünde bu ülkenin büyük bir yazarı topun ağzına atıldı. ??? Orhan Pamuk’un yargılanması sırasında ortaya çıkan tablo, sanki AKP yönetimini etkilemiş gibiydi. Başbakan, Adalet Bakanı, bir şeyler yapılacağı konusunda açıklamalar yapıyorlardı. Yapmadılar. Hrant Dink bugünlerde ağır saldırılar altında yargılanıyor, ha AKP’nin 301’le İlişkisi Durumu Özetliyor… karete uğruyor, tehdit ediliyor ve sonunda mahkum ediliyordu. Hükümet, maddeyi değiştirmek konusunda çalışmalar yapıldığını açıklıyor, “bekleyin” mesajı vermeyi ihmal etmiyordu. Özellikle Avrupa Birliği ile yapılan görüşmelerde zamanın Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, AB’li yetkililere sorunun çözüleceği vaadinde bulunuyordu. AKP, 301 konusunda komisyonlar kuruyor, çalışmalar yürüttüğünü söylüyor, bu arada kendilerine “vatansever”ler adını veren bir grup ise aydınları ihbar ediyor, bu ihbarların çoğu savcılıklarca kabul görüyor ve davalar açılıyordu. AKP’nin yapabildiği, duruşmaların yapıldığı salonların etrafında güvenlik önlemi almaktan ibaretti. Davalar, tehditler sürüyor, yargı mekanizması düşünce ve basın özgürlüğünü hedef alacak şekilde yoluna devam ediyordu. Sonunda Hrant’ı öldürdüler. Hrant’ın öldürülmesi, AKP’lilerin çokça sözünü ettikleri “uygulama”nın en çarpıcı örneğiydi. Cinayete öfke AKP’lileri hareketlendirdi. Hrant’ın öldürülmesinin ardından Başbakan başta olmak üzere AKP’li yöneticiler, bakanlar 301. maddeyi değiştirmeye hazırlandıklarını açıkladılar. Geçenlerde Hrant’ın öldürüldüğü günlerdeki gazeteleri incelerken gördüm. 301. maddeyle ilgili hükümet çokça sözler vermişti. Hrant’ın öldürülmesinin üzerinden bir yıl geçti. Türkiye’nin AB ile ilişkileri bir duraklama dönemine girdi. AB’den gelen bütün mesajlarda, düşünce ve basın özgürlüğü konusunda hâlâ Türkiye’nin sorunlu bir ülke olduğu belirtiliyor, 301. maddenin ele alınması ve değiştirilmesi isteniyordu. AB’den gelen bu mesajlara AKP’liler her zaman olduğu gibi “yaparız, ederiz” tarzında cevaplar veriyorlar. Hatta yeni Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, 301’e ilişkin çalışmanın tamamlandığını, bu dosyanın bakanlık olarak kendilerinden çıktığını ve “Meclis’e gelmesini engelleyecek bir durum olmadığını” belirtti. ??? Konu hükümetin önüne geldi. Anlaşılan o ki hükümette sorun çıktı. Bunun üzerine dosya AKP Merkez Yürütme Kurulu’na gönderildi. Gazetelere yansıyan haberlere göre AKP MYK’sinde 301 konusunda görüş birliği sağlanamadı. Eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek, dava açma izninin Adalet Bakanı’na verilmesine karşı çıkmıştı. Yine partinin ağır toplarından Bülent Arınç ve eski Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer’in de değişikliğe müdahale ettikleri yazıldı. Bazı AKP yöneticilerinin, cezanın üst sınırının üç yıldan iki yıla düşürülmesine karşı çıktıkları da gelen haberler arasındaydı. Sonuç olarak Adalet Bakanı’nın Meclis’e geliyor dediği 301. madde değişikliği AKP yöne timi engeline takıldı ve Meclis’e getirilemedi. ??? Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesiyle ilgili dört yıldır süren tartışma ve bu tartışma sırasında AKP yönetiminin “kararsızlığı” dikkat çekici. Bu “kararsızlık” bir ölçüde; AKP hükümetinin “milliyetçi” tutuculuk karşısındaki kararsızlığını, insan hakları ve özgürlükler konusundaki korku ve çekingenliğini, basın özgürlüğü ve düşünce özgürlüğü konusundaki istikrarlı erteleyiciliğini çok güzel özetliyor. Gazete arşivlerine girin, AKP’li hükümet yetkililerinin 4 yıldır 301. madde konusunda söylediklerini inceleyin ve kaç kez “değiştiriyoruz” dediklerini görün ve bu maddenin değişmeden kaldığını, hâlâ birçok insanın bu maddeden yargılanmaya devam ettiğini bile bile, hâlâ bu maddeyle sorunlarını çözemediklerine tanık olun ve hükmünüzü verin. 301 macerası, AKP iktidar yolculuğunun nasıl okunması gerektiğine ilişkin önemli bir ipucu olmaya devam ediyor. CUMHURİYET 04 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle