15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 EYLÜL 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Uzlaşma aranmadan, siparişle hazırlanan anayasa taslağına hiçbir çevreden destek bulamadı 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA AKP yalnız kaldı Para iddiasına yalanlama ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’nin anayasa taslağı karşılığında Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergun Özbudun’un başkanlığındaki komisyon üyelerine dolar bazında ücret ödediği iddiası, kulisleri karıştırdı. AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat, iddiaları reddederek “Kendileri de ödeme istemedi. Benim partimin parası var, gerekirse o parayı ödeme imkânına sahibim” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’nin anayasa konusunda uzlaşmayı göz ardı eden yaklaşımına tepkiler giderek büyüyor. Yargı organları, üniversiteler, iş dünyasının ardından sendika ve odalar da AKP’nin tutumunu sert biçimde eleştirdi. Kamuoyunda AKP’nin uzlaşmayı göz ardı eden yaklaşımına tepkiler şöyle: Yargıtay: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, türbanın anayasaya sokulamayacağına işaret ederek “Yasak getirilen fiiller, ya ABD İslamcılığı... (2) Nakşilik ve Nurculuk eylemi Kemalizme, Aydınlanma devrimine, Cumhuriyete, laikliğe, demokrasiye karşıdır!.. Saidi Nursi ne der: “Hilafet artık ölmüştür. Yeniden harekete geçmek için nurun tokadını vurmak gerekir...” Fethullah Gülen de Kemalizme karşıdır, eski ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard Holbrook da, Francis Fukuyama da, Graham Fuller de... Kemalizme Şahin Alpay da karşıdır, Hadi Uluengin de, öteki “ülküdaşları” da... Kemalizme Şerif Mardin de karşıdır, Abdullah ve Tayyip Beyler de... Kemalizme ABD, AB karşıdır!.. Kemalizme İkinci Cumhuriyetçiler de karşıdır, Kürtçüler de... Saidi Nursi, Atatürk’e “deccal” der, Şerif Mardin ise Nurcuları koruyup kollar... Ilımlı İslamın mimarları arasında yer alan Japon asıllı Fukuyama, Fethullahçılarla sıkı ilişki içindedir. SAIS’ın dekanı olan Fukuyama, CIA’ya teorik ve stratejik bilgiler verip, Büyük Ortadoğu Projesi’nin hazırlayıcılarıyla birlikte yeni senaryolar üretiyor... Francis Fukuyama’nın “Tarihin Sonu” tezini anımsıyor musunuz? Fukuyama o tezle tanındı. Fukuyama’ya göre tek merkezli dünyanın karşısında durabilecek bir güç vardır: “İslam!” Fukuyama için “İslam” dünyanın tek düşmanıdır... 2004 yılında ABD’de “Abant Toplantısı” yapılmıştı. Fethullah’ın onursal başkanlığını yaptığı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın ABD’deki ev sahipliğini ise SAIS, yani Fukuyama üstlenmişti. Şimdi sıkı durun... SAIS’in yedi yıl başkanlığını yapan kişi kimdi? Irak savaşının tasarımcısı Wolfowitz... SAIS’te “Yeniden Doğuş” tarikatının siyasal kanadını oluşturan NeoCon’lar etkilidir... İşte size Fethullah Gülen ve müritlerinin ilişkileri ve ABD’nin Türkiye’ye biçtiği “Ilımlı İslam” modeli... ??? Şimdi 1989 yılına dönelim... Rand Corporation raporundan dört örnek: 1 Türkiye’deki demokratik rejimin sık sık kesintiye uğraması istikrarı bozmakta, laik güçlerle İslamcı güçler arasındaki uzlaşmaya engel olmaktadır. İslamcı hareket ile diğer siyasi, etnik ve dini gruplar arasındaki ilişkinin hem Türkiye’de İslamın geleceği, hem de Türkiye’nin siyasi istikrarı açısından önemli etkileri olabilir. 2 Teşkilatlanmış Müslümanların siyasi sisteme katılması, siyasi istikrar açısından olumlu bazı faktörler getirir. Eğer Türkiye’nin bu deneyi başarıya ulaşır ve İslamcılar siyasi iktidarı kuvvet kullanarak ele geçirmeyi hedeflemek yerine demokratik hükümet şeklinin bir parçası olursa, o zaman Türkiye bölgede İran örneğine alternatif bir model olarak ortaya çıkar. 3Türkiye’nin Kürt etnik azınlığı, İslamcı hareketin geleceğinde aşırı soldan ya da aşırı sağdan daha önemli bir faktör olabilir. Kürtlerin büyük çoğunluğu muhafazakâr Sünni Müslümandır. Ancak Türklerin Hanefi hukuk doktrinini takip etmelerine karşılık Kürtler Şafi okuluna mensupturlar. 4 İslamlaştırmada sızma stratejisinin en iyi yolunun eğitim olduğuna inanılmaktadır. Türk İslamcı hareketinin bugün en önemli hedefleri arasında, gerek eğitim sistemini içeriden değiştirerek gerek alternatif eğitim kurumları oluşturarak gençler arasında İslamın yayılması bulunmaktadır. ??? Yazıma noktayı koymaya hazırlanırken, bir kadın okurum telefonda sordu: “Kanadalı yazar Margaret Atwodd’un ‘Damızlık Kızlar’ kitabını okumuş muydunuz?” Okura “okudum” yanıtını verdim... Anımsamıştım o romanı... Kadın bir sabah markete gidip alışveriş yapıyor, tutarı ödemek için kredi kartını kasiyere uzatıyor. Görevli “Banka yanıt vermiyor” diyor. O gün ülkenin tüm kadınları aynı cümleyi duyuyorlar her alışveriş yaptıklarında: “Banka yanıt vermiyor!” Bir gece önce “karşıdevrim” gerçekleşmiş, kadınların banka hesaplarına el konulmuş, kredi kartları geçersiz kılınmış. 2007 yılında kadınlar Türkiye’de korkuyor... Çünkü tutucu ve dinsel bir düşünce, kadının üzerinde kurduğu baskıyı AKP iktidarında giderek artırıyor. Kadınerkek eşitliği ortadan kaldırılıyor. Kadınlar, yeni anayasayla yaşlılar, çocuklar ve engelliler gibi korunma altına alınıyor... Ne yazık ki toplum yine suskun ve tepkisiz!.. Kamuoyunun uzlaşma beklentilerini boşa çıkararak, kendi amaçları doğrultusunda anayasa taslağı hazırlayan AKP, yargı organları, üniversiteler, iş dünyası, sendika ve odalardan sert eleştiriler aldı. Tepkiler üzerine anayasa sürecini yavaşlatan AKP yöneticileri, Erdoğan’ın ABD’den dönüşünü bekliyor. salarda, hele hele anayasada değişiklikler yapılarak yasal hale getirilmemelidir’’ dedi. Rektörler Komitesi: AKP’ye anayasa değişikliği çalışmalarına referandum sonrasına kadar ara vermesi çağrısı yaptı. Komite adına açıklamayı okuyan YÖK Başkanı Prof. Erdoğan Teziç, anayasa taslağı hazırlama sürecinin demokratikliğine gölge düştüğünü ve AKP’nin çalışmasının toplumda tedirginliğe yol açtığını vurguladı. Teziç, AKP’nin anayasayla üniversitelerde türbanı serbest hale getirmesinin de mümkün olamayacağını belirtti. TÜSİAD: TÜSİAD Başkanı Arzuhan Yalçındağ, İskenderun’da yaptığı konuşmada hükümeti yeni anayasa taslağı ile ilgili süreç şeffaf olmadığı için eleştirirken cumhurbaşkanı seçilen Abdullah Gül’ü de laiklik konusunda taraf olması için uyardı. TÜSİAD eleştirilerine önceki hafta yapılan Yüksek İstişare Kurulu’nda (YİK) da devam etti. Yalçındağ, anayasa tartışmalarında laiklik konusunun ön plana çıkmasının bazı hükümet üyelerinin geçmiş dönemlerdeki söylemlerinden kaynaklandığını, hükümetin laiklik konusunda toplumun kaygılarını gidermemesi durumunda, tartışmaların kilitleneceğini belirtirken YİK Başkanı Mustafa Koç da “Yeni bir anayasanın hazırlıkları sürerken tartışmalar bizi laik, demokratik bir yapıya götürmeli. Yeni anayasa yalnızca iktidar partisinden çıkmamalı, geniş bir uzlaşma olmalı” diye konuştu. TİSK: Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) ise anayasa değişikliğinin gündeme gelmesiyle birlikte, gerginliğin tırmandığını ve ekonomik açıdan yıpratıcı bir sürece girildiğini belirtti ve bir adım ileri giderek çalışmaların durdurulmasını istedi. Türkİş: Anayasa tartışmaları, sermayenin ardından işçinin dikkatini de gerilen gündeme çekti. Türkİş yeni anasayanın hazırlanmasında “cumhuriyetimizin temel niteliklerine bağlı kalınması, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ilkelerinin ve ulusumuzun ortak çıkarlarının azami derecede korunması ilkeleri”nin temel alınmasını isteyerek “yeni anayasa toplumun ortak bir uzlaşma metni haline getirilmelidir’’ değerlendirmesinde bulundu. Sendika ve odalar: Ekonomik ve Sosyal Konsey’in sivil kanadını oluşturan meslek örgütleri, yeni anayasa hazırlık sürecine aktif olarak katılmak istediklerini bildirdi. TOBB, TİSK, Türkİş, Hakİş, KamuSen, KESK ve TZOB adına açıklama yapan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Tüm siyasi partileri, üniversiteleri, meslek kuruluşlarını, sendikaları, sivil toplum kuruluşlarını ve medyayı çağdaş bir anayasa yapmaya çağırıyoruz. Mustafa Kemal Atatürk, bu ülkenin kurucusudur. Bunu kimsenin silmeye gücü yetmez” dedi. K ARAYALÇIN ‘Kırmızı çizgiler’ belirlenecek ? ANKARA (ANKA) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın, anayasa değişiklik çalışmalarına yönelik sert eleştirilerin ardından Yargıtay Başkanlar Kurulu da toplanma kararı aldı. Gelecek cuma günü yapılacak Yargıtay Başkanlar Kurulu toplantısında, anayasa değişikliği çalışmalarında “kırmızı çizgiler” belirlenecek. Kırmızı çizgiler, yeni anayasada olması gereken maddeler ve ifadeler olarak tanımlandı. ‘Ulusal uzlaşma gerekli’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, “yeni anayasanın en geniş ulusal mutabakatla, sivil toplum örgütleri ile Meclis’te olan ve olmayan siyasi partilerin düzenli ve programlı toplantılarıyla ‘örgütlü diyalogla’ hazırlanması için” TBMM Başkanlığı’nı göreve çağırdı. Karayalçın, anayasa değişikliği çalışmalarıyla ilgili olarak TBMM Başkanı Köksal Toptan’a bir mektup gönderdi. Mektubunda, Türkiye’nin 12 Eylül dönemini tasfiye etmesinin ve bu yapılırken ülkenin ihtiyaç duyduğu yeni bir anayasanın hazırlanmasının tüm siyasi partilerin ve kamuoyunun değişik zaman ve zeminlerde dile getirdikleri bir istem olduğunun altını çizen Karayalçın, “Yaşayan ve toplumun benimsediği bir anayasa, toplumun tüm örgütlü güçlerinin katılımı ile hazırlanmalıdır’’ dedi. Her kuruluşun zaman zaman kendi görüşlerini açıklaması yerine “örgütlü diyalog” diye adlandırılabilecek, sivil toplum örgütleri ile Meclis’te olan ve olmayan siyasi partilerin düzenli ve programlı toplantılarla yeni anayasa hazırlanması sürecine katılması gerektiğini kaydeden Karayalçın, mektubunda Toptan’a “Bu noktada TBMM Başkanlığı’nı çok önemli ve tarihi bir görevin beklediği inancındayız. TBMM Başkanlığı, örgütlü diyaloğu sağlayacak olan bu toplantıların düzenleyicisi olmalıdır. ” diye seslendi. Zararsız, Gümrük Müsteşarı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gümrük Müsteşarlığı’na Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Emin Zararsız atandı. Zararsız, AKP’nin akademisyenlere sipariş ettiği anayasa değişiklik çalışmalarına bizzat katılarak, taslağın oluşumunda etkin rol oynamıştı. Zararsız’ın atanmasına ilişkin kararname dünkü Resmi Gazete’de yayımlandı. Şener’den ilk ders siyasilere Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (ETÜ) öğretim üyesi kadrosuna katılan eski Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener “Kamu Maliyesi’’ dersinin ilk saatini basına açtı ve öğrenciler ile basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Şener, türban sorunu ile ilgili bir soru üzerine, Türkiye’de türban sorununun bulunduğunu tüm kesimlerin kabul ettiğini söyledi. Şener, “Ben özgürlüklerden yanayımdır” diye konuştu. Şener, siyasetin nasıl olması gerektiğini açıklarken ise şunları söyledi: “Siyaset yapan herkesin ülke adına kararlar verirken mutlaka ‘Bireysel arzularımdan, çıkarlarımdan soyutlanacağım’ demesi gerekir. Türkiye’de siyaset yapan pek çok kişi, sadece iyi bir hayat yaşamak, bireysel tatminlerine ulaşmak, toplumsal statüsünü kurtarmak için siyaset yapıyorsa, bu bana göre tabutu kadar insan olmak demektir.” (Fotoğraf: AA) gelişmesi nedeniyle bu fırsatın “heba olacağı” endişesini taşıdıkları bildirildi. Bu süreçte DTP’nin “kutuplaştırıcı tartışma tarzıyla en uç düzeyde hedef alınmasının manidar olduğu” kaydedilen açıklamada, “Demokratik sivil anayasa kampanyası, neredeyse partimize ve temsil ettiği demokratik değerlere karşı bir linç kampanyasına dönüştürülmüştür” denildi. DTP’den tepki ASO Başkanı AKP’yi uyardı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, eski ASO Başkanı, yeni Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan’ın da katıldığı ASO Meclis Toplantısı’ndaki konuşmasında “Biz anayasadaki değişikliklerin uzlaşmayla gerçekleştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz’’ dedi. Özdebir, Çağlayan’ın ASO başkanlığı döneminde sık sık “Dereye su gelene kadar kurbağanın gözü patlayacak’’ deyimini kullandığını anımsatarak “Bu deyim şu anki duruma yine çok uygun düşüyor’’ dedi. Anayasa tartışması bizi hedef yaptı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DTP, anayasa değişikliği tartışmalarında kendilerinin “hedef haline getirildiğini” savundu. DTP Genel Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamada, Türkiye’nin yeni anayasa oluşumu ile çağdaş bir ülke olma yönünde önemli adım atma fırsatı yakalamışken anayasa üzerindeki tartışmaların kutuplaştırıcı düzeyde hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 Tekin: Sarıgül AKP’nin taşeronu ? İstanbul Haber Servisi Ceylan International Otel’de önceki gece gazetecilerle iftar yemeğinde buluşan CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, bazı ilçelerdeki görev değişimlerinden sonra yaşanan tartışmaları “CHP, perdesiz ev gibidir” diye yorumladı. Görevden alınan ilçe başkanlarının Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’e yakın isimler olup olmadığıyla ilgili bir soru üzerine Tekin, “Hiçbiri Sarıgülcü değildi. Sarıgül hiçbir zaman AKP muhalifi olmadı, AKP taşeronluğu yaptı” dedi. CUMHURİYET 05 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle