15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 EYLÜL 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Prof. Gençay Gürsoy, hükümetin popülist bir yaklaşımla sevk zincirini kaldırmasının ve yurttaşların doğrudan üniversite hastanelerine gitmesinin, bu kurumların asıl işlerini engelleyeceğini söyledi 3 MEDYA NOTU EMRE KONGAR ‘AKP sağlıkta popülist’ ŞULE KÖKTÜRK Cüneyt Ülsever’den ‘Mahalle Politikası’ Hürriyet’te 23 Eylül 2007 tarihinde Cüneyt Ülsever’in, “Mahalle Politikası” başlığıyla bir makalesi yayımlandı. Ülsever, makalesinin birinci bölümünde Şerif Mardin’in “Mahalle Baskısı” terimiyle kendi kullandığı “Mahalle Politikası” deyimini karşılaştırıyor ve özet olarak şöyle diyor: “…‘Mahalle baskısı’…kendiliğinden/örgütsüz bir gelişme veya baştan beri var olma özellikleri taşıyabilir. …Örgütsüz/kendiliğinden gelişme özelliği nedeniyle mahalle baskısının artmadığını düşünenler de verilen somut örneklere ‘münferit’ diyebiliyorlar.” Bu tanımda, Ülsever “Mahalle Baskısı”nın ardında tarikatların yattığını ve bunun “örgütlenme” niteliği taşıdığını unutmuş görünüyor. Bu noktayı vurguladıktan sonra, makalesinin geri kalan bölümünü siz okurlarımla paylaşmak istiyorum: “Ben ise ‘mahalle politikası’ terimini kullanırken örgütlü/planlı bir sosyal baskıdan bahsediyorum. Bu açıdan da daha derin bir gelişmeye parmak bastığımı düşünüyorum. Mahalle politikası, belirli bir örgütün (Milli Görüş) yerel seviyede önce sosyal alanda (gıdaerzak yardımı yaparak, eğitimsağlıkcenaze hizmetleri sunarak vb.) faaliyet göstermesiyle başlıyor ve o örgütün sonuçta o mahallede hayat tarzını ve siyasi tercihleri belirlemesiyle açık belirginlik kazanıyor. Her şey plan ve programlı! Mahalle baskısı ile mahalle politikası arasındaki farkı bir örnekle anlatmaya çalışayım: Şehirlerarası otobüsün namaz vakitlerinde durmasını isteyenler, mahalle baskısı kurmaya çalışan münferit hareketler olabilir. Ama bu konuda kendi adını Namaz Gönüllüleri Platformu olarak tarif eden örgüt, ‘İmanı olan bir insanın namaz kılınmasından ya da namaz için bir yerde durulmasından rahatsız olması düşünülemez. Bu bir dayatma değil, hak aramadır’ (Milliyet 08.09.07) şeklinde açıklama yaptığında bu planlı/programlı bir dayatmadır ve benim daha derin bulduğum işte bu ‘mahalle politikası’dır. Yazılarımda vurgulamak istediğim, hem Başbakan’ın hem de maalesef Cumhurbaşkanı’nın alttan gelen bu mahalle politikasına karşı çıkamamalarıdır. Zira, her ikisini de iktidara taşıyan örgüt, AKP içinde alttan alta mahalle politikası yapan Milli Görüş’tür. Bu anlamda Milli Görüş’ün AKP’nin taşra/yerel örgütlerini ele geçirdiğini 2004 yılından beri yazıyorum. Sadece etkileri 22 Temmuz sonrası artmıştır. Daha önce de yazdığım gibi, baştan beri ne demek istediğimi en iyi anlatan bizzat AKP milletvekili Nursuna Memecan’ın Meral Tamer’e söyledikleridir: ‘Bence AK Parti’nin yaptığı en şahane şey, toplumun en alt kesimindeki yoksul ev kadınlarını, yetiştirilmiş kıymetli eleman haline getirmiş olması. Canlabaşla, ayakkabılarının altları yırtıla yırtıla çalışıyorlar. Kim bu kadınlar dersen? Bakkalın karısı var, çiçekçinin karısı var, işçinin karısı var, dul kadınlar var.’ (09.09.07) ‘Mahalle baskısı’ münferit dahi olabilir ama ‘mahalle politikası’ planlı/organize eylemlerdir ve bence ‘mahalle baskısı’ndan çok daha tehlikelidir.” Ülsever, bu yazısıyla, daha önce Özdemir İnce’nin üzerinde durduğu, “Mahallelerde, Mısır’daki Müslüman Kardeşler benzeri bir örgütlenmeden” söz ediyor. Radikal siyasal İslamcı örgütler, mahallelerde yüz yüze temas ve doğrudan yapılan yardımlarla örgütlenir. Ülsever’in makalesi, Türkiye’de de ortaya çıkan aynı olguya, büyük bir tehlikeye işaret ettiği için önemli. [email protected]; www.kongar.org Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy, yürürlüğe girmesi 2008’e ertelenen 5510 sayılı “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu”nun Anayasa Mahkemesi ve idari mahkemeler tarafından iptal edilen maddeleri ile ilgili hiçbir değişiklik yapılmaması nedeniyle, 2008’de yürürlüğe girmesinin mümkün olmadığını söyledi. Gürsoy, “Resmi açıklama olmasa da hükümet çevrelerinden, bu çalışmaların 1 Ocak’a yetişmeyeceği, dolayısıyla uygulamanın daha da sonraya erteleneceği konusunda bilgiler ulaşıyor” dedi. P ‘Sağlıklı bir sevk zinciri olmak zorunda’ maların 1 Ocak’a yetişmeyeceği, dolayısıyla uygulamanın daha da sonraya erteleneceği konusunda bilgiler ulaşıyor” dedi. Denizli’de ve Antep’te açılan davalarda “kamu hizmetinin kamu tarafından yerine getirilebileceği” gerekçesiyle bu maddelerin iptal edildiğini anımsatan Gürsoy, şöyle devam etti: “Bunlar iki küçük dava gibi görünse de Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın temel enstrümanlarından biri iptal edilmiş oldu. Kanuna göre artık kamu hizmet üretmeyecek, hiz ‘Anayasaya aykırı maddelerle ilgili bir çalışma yok’ Yürürlüğe girmesi 2007 yılı ocak ayından 2008 yılı ocak ayına ertelenen yasa ile ilgili sorularımızı yanıtlayan Gençay Gürsoy, Anayasa Mahkemesi’nin “Emekli Sandığı statüsünün SSK ve BağKur’la eşitlenmesi maddesi ile hekimlerin zorunlu meslek sigortasını”, Denizli ve Antep’teki idare mahkemelerinin ise “sağlık hizmetinin özelden satın alınması” maddesini iptal ettiğini anımsattı. Gürsoy, “Bu eksikliklerin anayasaya uygun hale getirilmesi, işlemlerin tamamlanmasının ardından, 2008 Ocak’ta yürürlüğe gireceği, yeni hükümet tarafından da basına açıklanmış durumda. Ancak henüz anayasaya aykırı maddelerle ilgili hiçbir çalışma yok. Resmi açıklama olmasa da hükümet çevrelerinden, çalış rof. Dr. Gençay Gürsoy, yurttaşların önce birinci basamak olan sağlık ocağına gitmesi gerektiğini ifade ederek “Üniversite hastanelerine önemli rahatsızlıklarda, uzmanlık gerektiğinde gidilmesi gerekiyor. Her rahatsızlığı olan üniversite kapısını çalarsa, o üniversite işini yapamaz, lüzumsuz enerji ve zaman kaybı olur. Gelişmiş sağlık sistemlerinde, rahatsızlıkların yüzde 80’i birinci basamakta çözülür. O nedenle birinci basamağa hakkı olan ağırlığı vermek, ihtiyaç duyanları da hiç tereddütsüz üniversiteye sevk etmek gerekiyor” diye konuştu. meti özelden satın alacaktı. Bu iptal edilmiş durumda. Genel Sağlık Sigortası’na nasıl geçilecek, yasal engeller, yasal sakıncalar nasıl giderilecek, onlar henüz belli değil. İhtimal ki daha da ertelenecek. Kanunda, sigorta sisteminin finansmanı prim toplama esasına dayandırılıyor. Prim toplama yöntemi denenmiş bir şey ve Türkiye’de başarılı sonuç vermiyor. 2001 yılındaki krizde, BağKur’luların aşağı yukarı yüzde 40’ı primlerini ödeyemedikleri için sağlık hizmetinden mahrum hale geldiler.” Dünya Korunma Günü Doğum kontrolü göz ardı ediliyor İstanbul Haber Servisi 26 Eylül Dünya Korunma Günü nedeniyle Türkiye Aile Planlaması Derneği ve Beyazıt Rotary Kulübü tarafından düzenlenen “Plansız Nüfus Artışının Topluma Yansımaları” konulu toplantı dün gerçekleştirildi. Bayer tarafından toplantıda açıklanan “Aile Planlaması Araştırması”na göre Türkiye’de 2003 yılında yüzde 74 olan doğum kontrol yöntemi kullanma oranı 2007’de yüzde 62’ye düştü. Katılımcıların yüzde 38’i doğum kontrol yöntemi kullanmadığını belirtti. Uzmanlar ise AKP’nin anayasa taslağında aile planlaması ile ilgili madde bulunmamasına tepki gösterdi. Türkiye Aile Planlaması Derneği Başkanı Prof. Hakan Şatıroğlu, AKP’nin “çoğunluğun kendilerini desteklediği ve özgür irade ile politikalarını onayladığı” gerekçesiyle bazı kararlar aldığını belirterek, “Özgür irade bilgi ile beslenmiyorsa doğal afettir” dedi. Anayasada üreme sağlığı ile ilgili bir maddenin yer almadığını belirten Şatıroğlu, “İnsanlarımız ne zaman üreyeceklerine kendileri karar veriyorlar. Bu, üreme hakkıdır. O zaman anayasada bu hakkın yer alması gerekir” dedi. Özal, GAP’ı pazarlıyor ? ŞANLIURFA (Cumhuriyet) 8’inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın kızı Zeynep Özal, GAP’ı yabancı yatırımcılara pazarlıyor. Anadolu Yatırım Ortaklığı grubu üyeleriyle birlikte önceki gün Şanlıurfa’da incelemelerde bulunan Özal, Türkiye’ye yatırım yapmak isteyen bazı Alman işadamlarına danışmanlık yaptıklarını ifade etti. Başkentte kavga: 1 ölü ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başkentte, Sıhhiye Necatibey Caddesi’nde telefon alımsatımı yapan iki firmanın görevlileri arasında alacakverecek meselesi yüzünden çıkan silahlı kavgada 1 kişi vurularak öldürüldü. Kavgada 1’i ağır 5 kişi de yaralandı. Polis olayla ilgili soruşturma başlattı. Sulukule için kampanya ? İstanbul Haber Servisi Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında yıkılmak istenen Sulukule’nin kurtarılması için imza kampanyası başlatan Sulukule Platformu üyeleri, kampanyaya çok sayıda sanatçı ve yurttaştan destek geldiğini söylediler. Platform yöneticilerinden Hacer Foggo, mahallelerinin geleneksel yapısının korunmasını istedi. ‘Kapitalizm ve Küresel Isınma’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) “Kapitalizm ve Küresel Isınma” başlıklı sempozyum, Tüketici Hakları Derneği (THD) ve Çankaya Belediyesi işbirliğiyle 29 Eylül’de Ankara’da yapılacak. Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenlenecek etkinlik, saat 09.30’da başlayacak. Etkinlikle ilgili ayrıntılı bilgi 417 93 94 425 15 29 419 37 74 numaralı telefonlardan alınabilir. ZANLI ANNE VE 4 KİŞİ GÖZALTINDA UYMS’07 başlıyor ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi ve Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü tarafından düzenlenen III. Ulusal Yazılım Mühendisliği Sempozyumu (UYMS’07) bugün başlıyor. 30 Eylül’e kadar Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde sürecek sempozyumda dokuz oturum, iki panel ve bir çalıştay yapılacak. 10 günlük bebeğini döverek öldürdü Haber Merkezi İstanbul Fatih’te evlilik dışı bebek doğuran kadının 10 günlük bebeğini döverek öldürdüğü belirlendi. Zanlı anne ve cinayet anında yanında bulunan 2 arkadaşı ile annenin ilişkiye girdiği 2 kişi gözaltına alındı. Yedikule Surları yakınlarındaki araziye sebze eken bir aile, önceki gün poşet içinde bir erkek bebek cesedi buldu. İhbar üzerine olayla ilgili soruşturma başlatan polis ekipleri, vücudunda darp izlerine rastlanan bebeğin anne ve babasını araştırmaya başladı. Bebeğin kolundaki doğum bandından Zeytinburnu’ndaki Semiha Şakir Doğumevi’nde 10 gün önce doğduğunu belirleyen polis, hastane kayıtlarından kimliğini belirlediği bebeğin annesi Pelin S’yi ve olay sırasında yanında bulunan kız arkadaşları H.K. ile S.A’yı gözaltına aldı. Pelin S. ifadesinde suçu kabul ederken bol giysiler giyerek hamileliğini ailesinden gizlediğini anlattı. Doğum sancısı çekince kız arkadaşları H.K. ile S.A’yı aradığını ve birlikte hastaneye gittiklerini söyleyen Pelin S, doğumdan sonra hastanede 1 gün kaldığını belirtti. Bebeğe arkadaşlarıyla birlikte 7 gün evlerinin bodrumunda baktıklarını kaydeden Pelin S. daha sonra kurtulmak için döverek öldürdükleri bebeğin cesedini surların dibine attıklarını anlattı. Şans Topu çekildi ? ANKARA (AA) Şans Topu’nda, 5 artı 1 bilen 1 kişi 1 milyon 290 bin 983 YTL kazandı. Şanslı numaraların; 6, 11, 14, 21, 25 + 14 olarak belirlendiği çekilişte 5 bilenler 908 YTL, 4+1 bilenler 153 YTL, 4 bilenler 12 YTL, 3+1 bilenler 9 YTL 90’ar Ykr, 3 bilenler 1 YTL 70’er Ykr, 2+1 1 bilenler 3 YTL 10’ar Ykr, 1+1 1 bilenler ise 1 YTL 70’er Ykr kazandı. ‘Evlilik teklifini kabul etmedi’ Pelin S’nin Ö.M.S. ve M.K. adlı iki erkekle cinsel ilişkiye girdiğini, ancak hangisinden hamile kaldığını bilmediğini söylemesi üzerine, polis Ö.M.S. ve M.K’yi de gözaltına aldı. Ö.M.S’nin ifadesinde, hamile kaldıktan sonra Pelin S. ile evlenmek istediğini, ancak Pelin S’nin kabul etmediğini söylediği öğrenildi. CUMHURİYET 03 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle