14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 EYLÜL 2007 PAZAR 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB B B B B B B Y 25 26 26 27 29 30 33 32 22 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y PB PB B PB A 23 23 23 20 25 22 25 25 32 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars A A A A A A B B B 33 31 33 34 31 32 27 23 23 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Karadeniz Bölgesi ile Sakarya ve Ardahan çevreleri aralıklı sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Yağışların Doğu Karadeniz kıyılarında etkili olması bekleniyor. Hava sıcaklığı kuzey ve batı kesimlerinde 2 ila 4 derece azalacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y Y Y B B PB PB PB PB 15 13 13 21 21 21 22 19 24 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB PB Y PB B B Y B PB 21 22 27 21 23 23 25 28 23 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Stockholm Y Y PB A Y B Y B B 14 32 22 34 26 33 26 33 34 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Yağmurlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada ri savunanların yazdıkları da söyledikleri de boşlukta kaldı. Taslaktaki sızıntıların başladığı günlerde sivil bir anayasa adı verilen metindeki kimi maddelerin RTE’nin yıllardır sızlandığı kimi yasal ve anayasal uygulamaları ortadan kaldırdığı ve bu anayasa taslağının bal gibi AKP’nin ısmarladığı bir anayasa olduğu yazılınca; bu gerçeğe önce altı kişilik “hocalar” heyetinin başındaki Prof. Özbudun karşı çıktı. “Taslak bizim değil, ısmarlamadık” diyen AKP Genel Başkan Yardımcısı Mir Mehmet Bey, sadece AKP’li hukukçu bakan ve milletvekillerinden oluşan bir heyet düzenleyip taslağı hazırlayan 6 kişiden oluşan hocalarla bir otele kapandı. Ergun Özbudun, yadsımalarının beş paralık değeri olmadığını ispat etti; bir TV programında “RTE 8 Haziran 2007 tarihinde anayasa değişikliği için bana görev verdi” diye itirafta bulundu. Yenisi yerine konuluncaya kadar yıllarca ülkeyi yönetecek bütün yasaların, kararların, kararnamelerin beşiği olacak ısmarlama AKP anayasasını basit bir hesapla: Özbudun 8 Haziran ile 22 Temmuz seçimleri arasında geçen 44 günde hazırladı ve bu anayasa taslağı seçim sonuçlanır sonuçlanmaz tartışmaya açıldı. ??? Sendikaların da içinde bulunduğu kimi sivil toplum örgütleri, barolar, kimi üniversite öğretim üyeleri bir “karşı anayasa” hazırlığına giriştiler veya hazırladıkları anayasayı medya kanalıyla duyurdular. Hepsi AKP kubbesinde hoş bir seda. Zira, belindeki ağrılardan kurtulmak için çamur banyosuna yatan RTE; cuma namazından sonra cami önünde yaptığı kısa açıklamada, AKP Anayasası’nın rotasını açıkladı. Eline geçirdiği ve dört veya beş yıllık iktidarının yaptırımlarına temel olacak anayasayı ve uyguladığı yöntemi savunurken, tabii partisini ve kendini iktidara taşıyan 1982 Anayasası’nı kötüleyecek ve “ülkenin sivil bir anayasaya hasret” olduğunu söyleyecekti. Söyledi. AKP anayasasını “hazmedemeyen tartışmaları” da eleştirdi. Sapanca’da birkaç günlük rötuştan sonra, komisyonlara gelecek olan Özbudun anayasası, parlamentoya: Herhalde CHP’nin ve hatta MHP ile DTP’li milletvekillerinin önerisi olarak gönderilmeyecek ve bu anayasa bir AKP anayasası olduğunu kanıtlayacak biçimde, belki de önlerinde RTE ile Bakanlar Kurulu’nun ve yeterli sayıda AKP milletvekilinin imzasını taşıyacak! AKP anayasası yüzde 50’nin üzerinde çıkması olası oyla ama referandum yoluyla ulusa mal edilmiş olacak! ??? Ne siyasi partiler, ne sivil toplum kuruluşları, ne saygın bilim ilim adamları… Yeni anayasa taslağını gördüler ve ne de örneğin nasıl bir anayasa düşlüyorsunuz diye görüşlerini hiç değilse yazılı olarak bildirmeleri istenildi ve fakat: Mir Mehmet Bey, AKP anayasasının ne mene bir şey olduğunu, Batı’yı ne ölçüde memnun edeceğini saptamak, daha doğrusu Avrupa Birliği’nin görüşleri, hatta desteğini, destekleyici önerilerini almak için önümüzdeki salı gibi Ankara’da “örgütün büyükelçilerine bilgi verileceğini” açıkladı. Bir başka heyet de “değişiklikleri anlatmak için” AB Dönem Başkanı Portekiz’in başkenti Lizbon’a gönderiliyor. AB’den teşvik edici olumlu işaretler bekleniyor. Bu, AKP’nin Avrupa yüzü. Ya ABD yüzündeki gelişmeler... daha doğrusu AKP’nin eski Dışişleri Bakanı Gül Abdullah ve lideri RTE’nin reddettiği “Washington’a bağımlılığı” doğrulayan son açıklamalar… Dışişleri Bakanlığı’nın üç numaralı ismi Nicholas Burns, ABDTürkiye ilişkilerini irdelediği konuşmasında bağımlı dış politikayı aynen şöyle doğruluyor: “…11’inci Cumhurbaşkanı ve RTE, güvenilir isimler. Bize verdikleri sözleri tuttular…” Siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin, ilim bilim adamlarının görüşlerine ne gerek var: İşte AB ve ABD huzurundaki AKP ve AKP anayasası… RTE’ye de 11’inciye de yeter de artar bile! DTP’li Yıldız, AKP’nin Kürtlere karşı sinsi bir politika geliştirdiğini öne sürdü GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘Kendimize küfredemeyiz’ ? Roj TV’ye konuşan DTP Batman Milletvekili Bengi Yıldız, “Bizden PKK’yi terörist ilan etmemizi istiyorlar, halkımıza hakaret edemeyiz” dedi. Haber Merkezi DTP Batman Milletvekili Bengi Yıldız, PKK’yi terörist örgüt olarak ilan etmelerini isteyenlerin baskı yaptığını savunarak “Biz kendimize küfretmeyiz, halkımıza hakaret edemeyiz” dedi. Yıldız, AKP’nin Kürtlere yönelik sinsi bir politika geliştirdiğini de ileri sürdü. Fırat Haber Ajansı’nın haberine göre, PKK paralelinde yayın yapan Roj TV’ye konuşan DTP’li Yıldız, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın PKK’yi “Terörist örgüt ilan edin” açıklamasına tepki gösterdi. Yıldız, “Bizden PKK’yi terörist ilan etmemizi istiyorlar. Biz kendimize küfretmeyiz, halkımıza hakaret edemeyiz. Bizim duruşumuz çok nettir. Onurlu bir barış istiyoruz” dedi. Yıldız, “Kürtler, AKP’ye bir kredi vermiş olabilirler, ancak bunun da bir sınırı vardır. Bizim kalelerimizi fethedeceğini söyleyen Erdoğan’a ilk belediye seçimlerinde bunu göstereceğiz. Kendilerini güçlü sandıkları yerde onları yeneceğiz” diye konuştu. 1 PKK’Lİ ÖLDÜRÜLDÜ Şırnak’ta bombalı tuzak: 5 yaralı Yurt Haberler Servisi Şırnak’ta, PKK’li teröristlerin önceden araziye yerleştirdikleri bombayı uzaktan kumandayla patlatması sonucu 5 güvenlik görevlisi yaralandı. Silopi ilçesi kırsalındaki saldırı, güvenlik güçlerinin arazi arama ve tarama faaliyeti sırasında meydana geldi. Yaralanan 5 asker, helikopterle Şırnak Asker Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Kars’ın Digor ilçesinde ise güvenlik güçleriyle bir grup PKK’li arasında çıkan çatışmada, PKK’nin üst düzey sorumlusu olduğu öne sürülen bir terörist öldürüldü. Teröristin üzerinde, ABD’nin Irak’ta kaybolan silahları arasında bulunan M16 piyade tüfeği ile ‘Glock’ marka bir tabanca ele geçirildiği bildirildi. Van’da ise terör örgütü PKK üyesi 2 kişi yakalandı. Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği (ÖzgürDer) üyeleri, Saraçhane Parkı’nda dün bir araya gelerek Türkiye’de tüm kamu kurum ve kuruluşları dahil olmak üzere her yerde türbanın serbest olması gerektiğini belirterek sivil anayasa tartışmaları içerisinde türbanla ilgili maddenin de yer almasını, bunun anayasa ile çözülecek bir sorun olmadığını söylediler. Sık sık tekbir getiren grup üyeleri, “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Zorbalığa hayır, başörtüsüne özgürlük” sloganlarının ardından dağıldılar. (SİBEL BAHÇETEPE) Türban eylemi Eski CHP milletvekili Gündoğan’ın oğlunun aracına konulan zaman ayarlı bomba patladı Tunceli’de bombalı saldırı TUNCELİ (Cumhuriyet) Eski CHP Tunceli Milletvekili Bekir Gündoğan’ın oğlu müteahhit Baran Gündoğan’ın aracına konulan zaman ayarlı bomba patladı. Patlama sırasında otomobil ve çevresinde kimsenin bulunmaması olası bir faciayı önledi. Olay önceki gece saat 23.00 sıralarında Gündoğan’ın Atatürk Mahallesi’ndeki evinin önünde meydana geldi. 22 Temmuz seçimlerinde Tunceli’de CHP’den 2. sıra milletvekili adayı olan Bekir Gündoğan’ın oğlu olan Baran Gündoğan’ın park halindeki 62 AC 306 plakalı otomobiline yerleştirilen zaman ayarlı bomba büyük bir gürültüyle patladı. Kentin büyük bölümünde duyulan patlama sesi paniğe yol açtı. Patlamada ölen ya da yaralanan olmazken çevredeki araçlarda da maddi hasar meydana geldi. Patlama sonrası olay yerine çok sayıda güvenlik görevlisi sevk edildi. Polis, çevrede geniş güvenlik önlemleri alırken bomba imha uzmanları da ikinci bir bomba olasılığına karşı, dedektör köpeklerle diğer araçlarda bomba araması yaptı. Olay yerinde incelemelerde bulunan Tunceli Emniyet Müdürü Osman Öztürk, patlayıcının içeriğinin tam olarak belirlenmesi için olay yerinden alınan bazı enkaz parçalarının incelendiğini belirterek “İncelemelerin tamamlanmasının ardından bombanın türü hakkında daha detaylı bilgi edineceğiz.Araştırmalarımızı çok yönlü olarak sürdürüyoruz” dedi. Terörle mücadele ekipleri de faillerin yakalanması için kent genelinde geniş çaplı operasyon başlatırken olayla ilgili PKK bağlantısının da araştırıldığı öğrenildi. düşeni yapmadığından dem vuruyordu. Arkadaşları da takılıyordu: Ali Dursun bu kadar eleştirme, seni sürerler! Ali Dursun, “Şırnak’tayız, daha nereye sürecekler” yanıtını verince de bürokratlar aynı tonda takılmaya devam ediyordu: Zaho’ya, Zaho’ya! Ali Dursun Şırnak Kütüphanesi’ni yarı yıkık, eksik ve boş raflarla aldı; tam bir kütüphane haline getirdi. Yazı aramızda bizim de azıcık tuzumuz oldu; “Ali Dursun Durmasın” başlıklı bir yazıyla onun çabalarına omuz verdik. Okurlardan ilgi gösteren oldu. Kitaptan bilgisayara, ansiklopediden rafa kadar eksiklerin tümü tamamlandı. ??? Ali Dursun, 4 yıl önce Şırnak’tan Gelibolu’ya yine kütüphane müdürü olarak tayin oldu. Gelibolu’nun durumu Şırnak’tan iyiydi ama, daha iyi olmalıydı. Kısa sürede kütüphaneyi büyüttü, içini doldurdu. Oradaki çabalarını da şu başlıkla okura duyurduk: “Yeni Bir Çanakkale Sloganı: Ali Dursun Geçilmez!” Öyle ki; Ali Dursun, Gelibolu Kütüphanesi’ni tam donanımlı hale getirmekle kalmadı, Anafartalar’dan Bolayır’a, Evreşe’den Küçükköy’e kadar çevredeki 7 yerde daha kütüphane kurdu. Aralarında gazetemizin eskimeyen genel yayın yönetmenlerinden Oktay Kurtböke’nin kitaplığının da bulunduğu pek çok özel kitaplık buraya kondu. Ali Dursun şimdi Kurtalan’da... Mardin ve Şırnak’tan sonra üçüncü sürgün yeri Siirt’in Kurtalan ilçesi oldu. Ali Dursun sürgün yerlerinde, küskün olmamış hep sürgün vermiş bir kütüphaneci. Halka ve emeğe inanmış bir insan. Çabalayınca sonuca ulaşılacağını bilen ve “olanaksız” sözcüğünü sözlüğünden silen bir kişi... Ülkenin her bölgesini “görev yeri” sayan bir Anadolu aydını. Şimdi görev yeri Kurtalan... ??? Çanakkale’nin Gelibolu ilçesinden valizini toplayıp yola çıkan Ali Dursun önceki hafta Siirt’in Kurtalan ilçesine ulaştı. Valizini yeni görev yerinin hemen önünde, Kurtalan Kütüphanesi’nin kapısında açtı. Tablo tanıdıktı: Gelen kimi kitaplar kolilerin içinde duruyor... Kolilerden çıkarmak da faydasız; raf yok... Sular akmıyor, musluklar bozuk... Bilgisayar yok... Fotokopi makinesi ve benzer yardımcı araçlardan hiçbiri yok... Kütüphanenin içindeetrafında iki tur attıktan sonra kafasında yola çıkarken kendisine söylenen kimi sözler çınlamaya başladı: “60’ına geldin be kardeşim, memleketi sen mi kurtaracaksın?.. Al işte şimdi de Kurtalan’dasın... İki çocuğun var. Ne güzel yetiştirmişsin onları. Büyütüp okutmuşsun. Uğraşma artık bu işlerle. Göreceksin, gittiğin yerde kütüphaneciliğin K’si olmayacak. Yeniden telefonlara sarılacaksın, yardım isteyeceksin, çığlığını kaç kişi duyacak?..” Ali Dursun, kendisine verilen bütün bu öğütleri, bilincinde öğütüp yeniden kolları sıvadı. Yeniden raflar... Yeniden kitaplar... Yeniden bilgisayarlar... Yeni baştan bir Kurtalan Kütüphanesi... Ali Dursun’un çığlığını tam bir kitap çığına dönüştürüp Kurtalan’a akmak ne güzel olur... Bundan böyle Kurtalan Ekspresi; yolcu yanında kitap da dolu olmazsa, eksipres olmaz mı! ankcum?cumhuriyet.com.tr ADD’DEN KANALTÜRK’E DESTEK BOMBA YÜKLÜ MİNİBÜS SORUŞTURMASI WASHINGTON TIMES GAZETESİ ‘Haber hakkı kısıtlandı’ İstanbul Haber Servisi Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Dursun Atılgan, Kanaltürk’e AKP’yi kötülediği gerekçesiyle YSK tarafından verilen yayın durdurma cezasına tepki göstererek “Açıkçası denilmek istenen, ‘Kanaltürk, anti Kemalist parti iktidarını eleştirmesin’. Bu uygulama çok partili demokrasilerin özüne aykırıdır” dedi. Atılgan, yaptığı yazılı açıklamada, seçim propaganda yasağı dikkate alındığında, sürekli olarak iktidar yanlısı yayın yapan Kanal 7 ve benzeri televizyon kanallarına neden böyle bir yaptırımın uygulanmadığını sordu. Atılgan YSK tarafından verilen kararın halkın haber alma hakkını da kısıtladığını ifade etti. 10 kişinin ifadesi alındı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kurtuluş’taki çok katlı otoparkta patlayıcı yüklü minibüsün bulunmasının ardından başlatılan soruşturma kapsamında, şu ana kadar 10 kişinin, ifadelerine başvurulmak üzere Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğü bildirildi. Edinilen bilgiye göre olayın ardından çevredeki işyerlerinin güvenlik kamerası kayıtları ve aracın bırakıldığı anda burada çalışan otopark görevlilerinin ifadeleri doğrultusunda bazı kişilerin eşkâlini tespit eden ekipler, bu doğrultuda kimliklerini belirledikleri bazı şüphelilere ulaştılar. Bu kişilerden bazılarını ifadesini almak, bazılarını da bilgisine başvurmak üzere Emniyet Müdürlüğü’ne getiren polisler, olayla ilgili soruşturmanın çok yönlü olarak sürdürüldüğü kaydettiler. Erbakan’a ‘Yahudi düşmanı’suçlaması WASHINGTON (ANKA) Washington Times gazetesinde yer alan bir makalede eski Başbakan Necmettin Erbakan, ABD’li Demokrat bir eski senatör ve Blair kabinesinin eski bir kadın üyesinin sözleri, artan Yahudi düşmanlığına örnek gösterildi. Victor Davis Hanson, “Yeniden günah keçileri” başlıklı makalesinde, yayılan Yahudi düşmanlığını ele aldı. Hanson, “Biri şöyle demişti: ‘Bu Yahudiler 19 Haçlı Seferi başlattı. 19’uncusu Birinci Dünya Savaşı idi. Neden? Sadece İsrail’i inşa etmek için.’ Nazilerden kalma mı? Hiç de değil. O bir NATO müttefiki olan Türkiye’nin eski başbakanı Necmettin Erbakan. ‘Mikrop’ dediği İsrail’in Çin, Hindistan ve Japonya’yı kontrol ettiğini ve ABD’yi idare ettiklerini iddia ediyor” diye yazdı. Hanson, Yahudi düşmanlığının diğer örnekleri arasında Demokrat Parti’nin eski senatörlerinden James Aburezk’in “11 Eylül olayına karışan Araplar, Siyonistlerle gerçekte işbirliği yapmışlardır. Arapları suçlamak için mükemmel bir bahane verdiler” sözlerine dikkat çekti. ABD’li senatörün ve İngiltere’de Tony Blair’in kadın bakanlarından Clare Short’un, “İsrail, Güney Afrika’daki ‘apartheid’tan daha kötü, uluslararası toplumun küresel ısınmaya karşı reaksiyonunu İsrail önlüyor” biçimindeki sözlerinin “komplocu saçması” ve “çevreci zırvası” olup olmadığının sorulabileceğini kaydeden Hanson yazarı şöyle yazdı: “Eski antisemitizmin yeni bir kışkırtıcı türü dünya çapında yayılıyor. Bu boyutu 70 yıldır görülmeyen söz konusu nefret, sadece İran’ın çılgın başkanı Mahmut Ahmedinejad ya da radikal cihatçılar tarafından desteklenmiyor. Sonuncu antisemitizm dünya liderleri ve sofistike politikacı ve akademisyenlerce de dile getiriliyor.” BAHÇEŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI Topbaş’a ‘tarafsız olun’çağrısı İstanbul Haber Servisi Bahçeşehir’in ANAVATAN’lı Belediye Başkanı Kemal Aydın, AKP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin “AKP’den olmayan belediyelere karşı siyasi ayrımcılık yapmasını” eleştirdi. Aydın, Başbakan Tayyip Erdoğan ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a “Tarafsızlığınızı gösterin” çağrısında bulundu. Gazetemizi ziyaret eden Kemal Aydın, hükümet ile aynı partiden olmadıkları için zorluklar yaşadıklarını vurgulayarak, “İktidar değilsiniz ve iktidarın bütün gücü, medya karşınızda. Bize karşı adil ve tarafsız olmak zorunda olan Büyükşehir, siyasi ayrımcılık yapıyor. Kaynak adaletsizliğinin en acımasız terorizmini yaşıyoruz. Komşu beldeler Esenyurt, Kıraç, Hadımköy’e yapılan yatırımların yüzde 1’i bize yapılmıyor” diye isyan etti. İlçede TOKİ’nin binlerce konut yapması nedeniyle trafik yükünün gittikçe ağırlaştığını işaret eden Aydın, “Örneğin İETT bilinçli olarak bizim tarafa en eski otobüsleri gönderiyor. ” dedi. Aydın, belde belediye başkanı olarak Bahçeşehir’deki ana arterleri yapma yetkisinin olmadığını, ancak yetkisi olan İBB’nin de yapmadığını belirtti. / IŞIL ÖZGENTÜRK Ilımlıyım, Ilımlısın, Ilımlı ? Baştarafı Arka Sayfada Dünyada bikiniyle güneşi, kumu, denizi olan tek ülke Türkiye değil. İş böyle olunca, Türkiye en önemli girdilerinden birini yitirecek ve bütçe ciddi bir açık verecektir. Sadece o mu, Van’dan, Kayseri’den, Hakkâri’den yaz sezonunda Ege’ye, Akdeniz’e inen cümle yoksul çocukları hepten işsiz kalacaklar ve onlardan ekmek bekleyen aileleri daha da yoksullaşacaktır. Bu arada en zenginlere gene bir şey olmayacaktır. Zaten onlara hangi rejim gelirse gelsin hiçbir şey olmaz. Nazi Almanya’sında parası olan Yahudiler Nazilere para ödeyip Amerika’nın yolunu tutmuş, geriye kalan ve büyük çoğunluğu komünist entelektüel ve yok sul olan Yahudiler toplama kamplarını boylamıştır. İran’da da öyle olmuştur, parası olan kaçmış, ülkesinin emekten yana bir düzene geçmesi için savaşanlar, buna inananlar bir sabah vakti evlerinden toplanıp darağaçlarına götürülmüşlerdir. Bizim zenginlerin sadece yabancı ülkelerde geçirdikleri zaman biraz daha artacaktır. Zenginlerin sevdiği ve zenginleri seven gazetecilere de bir şey olmayacaktır. Çok çok katıldıkları resepsiyonlar da içki yerine şerbet içmek zorunda kalacaklardır. Aralarından bazıları dünya nimetlerinin ne kadar geçici olduğunu anlatan kitaplar da yazacaktır. Hiç kuşkunuz olmasın, o zaman ne belgeseller çıkacak ortaya ne belgeseller... Bu arada İran’da büyük çoğunluk Şii olduğundan resim yap mak yasaklanmamıştır ama Türkiye’de çoğunluk Sünnidir, o halde resim ve heykel en yasak işlerin başında gelecektir. Bu durumda cümle müzelerin kapatılması gerekmektedir. Hele de antik Yunan heykellerinin bulunduğu müzelerin. Modern sanatın sergilendiği modern müzeleri de aynı umutsuz gelecek bekliyor. Elbette üç kadınla evlenmek doğal sayılacaktır ama korkmayın; bunun yaygınlaşması mümkün değil, büyük çoğunluk tek kadını bile doyuramazken bu olmaz. Ama ağalar, zengin beyler birkaç kadın alabilirler, bu durum zaten şu anda da var. Şimdi işin püf noktasına geliyoruz. İran devrimi, antiemperyalist bir temele dayanıyor... Bakmayın siz pek çok komünist öldürüldü a ma sonuçta yoksulların içinde olduğu bir hakaret söz konusuydu, bu nedenle üniversitelerde Marx –Engels okutuluyor, sahnelerde Brecht sergileniyor, işte bizde bu olmayacak. Ve ben şimdiden söyleyeyim, ilk hapse gidecekler gene solcular olacak. Kader utansın. Sizlere bir faraziye sundum. Bir İslam devrimi olsa ne olur? Korkmayın, bizde radikal bir İslam olamaz, çok şeyden vazgeçmemiz gerekir, ki bunu yapamayız, işte bu yüzden ılımlıyız ve işte bu yüzden başımız bağlıyken parmaklarımızda kırmızı ojeler, dekolte ayakkabılarla gezip televole programları izliyoruz, ülkedeki yoksulluğa inat muhteşem iftarlar yapıyoruz ve artık bizi özel yapan hiçbir değere, hiçbir değere sahip değiliz. Yemin ederim kara çarşaf daha sahicidir. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle