13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 EYLÜL 2007 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr 15 Dağ yolunda, üstünde geyik resmi olan uyarı tabelasını görünce dikkat edin ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Bir başka İstanbul! Günümüzden yaklaşık iki bin yıl önce, ünlü bilim insanı Strabon, Coğrafya adlı eserinde İstanbul’u anlatırken “denizden biraz içerlerde, içinde küçük timsahların yaşadığı bir pınar”dan söz eder. Burası, Namık Kemal’in arkadaşlarıyla toplantılar düzenlediği konağın çok yakınındadır. O yıllarda aydınların, yazarların ülke sorunlarına çözüm bulmak amacıyla bir araya geldikleri tepe, Namık Kemal’in koyduğu adla anılır hâlâ... Bu tepenin adı “Fikirtepe”dir!.. Strabon da timsahları Fikirtepe’nin yakınlarında, Kalamış Koyu’nda görmüştür. Strabo’nun gördükleri, Mısırlı denizcilerin Kalamış Koyu’na bıraktıkları timsahlar olamaz mı? Titanik ile Halide Edip... Nerelerdeydik? Gazetelerde kara çarşaflıları gören, “Aaa, yoo, insaf, bu kadarı da olmaz artık!” diye ahlayıp vahlıyor! “Öyle mi? Peki ne kadarı olur?” diye sormamak ya da “Günaydııın! Şimdiye kadar nerelerdeydiniz?” diye sormamak için güç tutuyorum kendimi... Bu ülkeyi yönetenler, yönetme hevesine kapılanlar, halkın inançlarını sömürüp adım adım laiklik ilkelerinden ödün verirken nerelerdeydiniz? Bu ülkenin gençleri, 12 Eylül’den sonra “inekleştirilmek” istendiğinde, şiir yasak, kitap yasak, tiyatro kulüpleri yasak, sormak yasak, tartışmak yasak, konuşmak yasak, düşünmek yasak diye uzayıp giden yasaklar zinciri boyunca nerelerdeydiniz? Düşüncelerinden dolayı bu ülkenin insanları tutuklanırken, işkence görürken, öldürülürken, emniyet müdürlüklerinde kazaen camdan düşüp ölürken nerelerdeydiniz? (...) Yani, o kadarı olurdu da, şimdi sokaktaki bu kara çarşaflıları görünce mi ayıldınız, bu kadarı olmaz artık diyorsunuz! ??? Sevgili okurlar, yukarıdaki satırlar, bugünün değil. Bundan neredeyse 20 yıl önce yazdığım bir yazının (Milliyet19 Mart 1989) minik bir parçası... Hem zaten eski bir yazı olduğunu anlamışsınızdır. Çünkü günümüzde artık sokakta kara çarşaflı dolaşanları görünce ahlayıp vahlayan ya da şaşırıveren kalmadı... Bugün geldiğimiz yerde, şu aşağıda sıralayacağım gerçekleri hiç ama hiç sorgulamamış olanların payı çok büyük. Özellikle günümüzün revaçta sözcüğüyle “sivil ve demokrat” olanların. 12 Eylül askeri darbesinden sonra 650 bin kişi gözaltına alındı. Gözetim altındakilerin tümü işkenceden geçirildi. 171 kişi işkencede yaşamını yitirdi. (Bu sayı, İnsan Hakları Derneği’nin kesin kanıtları elde ettiği ölümlere ilişkindir. Yoksa, aynı dönemde gözaltında kuşkulu ölüm sayısı 400 civarındadır. ) 12 Eylül askeri darbesinden sonra sıkıyönetim askeri mahkemelerinde 210 bin dava açıldı. Bu davaların 71 bini TCK’nin 141 ve 142. maddelerinden; 14 bini 163. maddeden olmak üzere 85 bin kişi düşüncelerinden dolayı yargılandı. Bu davalarda 6353 sanığın idamı istendi. İşkence ile alınan ifadeler, karar gerekçesi yapıldı. 517 insan ölüm cezasına çarptırıldı. İçlerinden 50’si ipe çekildi. İçlerinde en genci 17 yaşındaki Erdal Eren’di. 12 Eylül döneminde 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. 348 bin kişiye pasaport tahdidi konuldu. 1402 sayılı yasayla sıkıyönetim komutanlarınca , 14 bin 509 kamu görevlisi işlerinden atıldı. Ayrıca 18 bin memur, 5 bin öğretmen, 2 bin yargıç ve savcı, 4 bin polis, 2 bin subay baskıyla istifaya zorlandı. İşkence ve baskıdan kurtulmak için 30 bin kişi Türkiye’yi terk etti. Bunlardan 14 bini vatandaşlıktan atıldı. Liselerde din dersi zorunlu; felsefe dersi ise seçmeli hale getirildi. Tüm ders kitaplarına “Türk İslam Sentezi” yerleştirildi. İmam hatip kursları, okulları katlanarak çoğaldı, şeriat örgütleri desteklendi… Bunlar olurken bugün o çok “demokrat”, çok “sivil” yanlısı olanlar neredeydi? Bütün bu zulüm ve vahşetten en çok pay alan, bu ülkenin düşünen, aydın, demokrat ve devrimci kesimiydi. Önce onlar yok edildi. Önce sol düşünceyi benimsemiş olanlar, sol düşünceye yakın olanlar yok edildi. Kenan Evren’in “hiç pişmanlık duymadığı”nı her fırsatta açıkladığı, “Tereddüt etmeden yine yaparım”, “Hiç vicdan azabı çekmedim” dediği kimi gerçekler bunlar... Demokratik bir ülkede Kenan Evren ve şürekâsı çoktan yargılanırdı... Uygar bir ülkede Kenan Evren’in değil böyle konuşabilmesi, ziyaretlere gidip millete el öptürmesi, toplum içine çıkabilmesi, demeçler, görüşler bildirmesi, gazetelerde boy göstermesi söz konusu olamazdı. Ancak 12 Eylül’ün öncesinde ve sonrasındaki gerçekler karşısında, işlerine fazlasıyla geldiği için susanlar, bu gerçekleri görmezden, duymazdan, bilmezden gelenler de suçlu. Ve bugün geldiğimiz yerde onarın payı büyük... İşte bu nedenle herkesin kendine şu soruyu sorması gerek: 12 Eylül gerçeğinin, o sürecin ben neresindeydim? Tüm çevrenize de sorun: Ya sen, sen neresindeydin? ??? Düzeltme: İki gün önceki “Yaşar Kemal La Scala’da” yazımda, yazarın üzerinde çalıştığı kitabın adı “Çıplak Deniz, Çıplak Deniz” olarak çıkmış. Doğrusu “Çıplak Deniz, Çıplak Ada” olmalıydı. Düzeltir, yazardan ve okurlardan özür dilerim. eposta: [email protected] faks: 0 212 287 31 17 rın umutlarının boşa çıkışını eleştiren Ahmet Samim adlı gazeteci, bir akşamüstü, arkadaşıyla birlikte Cağaloğlu Yokuşu’ndan aşağıya doğru yürümektedir. 26 yaşındaki genç gazeteci kaldırımın yol tarafında, arkadaşı ise dükkân tarafında yürümektedir… Genç gazetecinin ölümü 37 Ekim’de İstanbul’da Peki ya, Titanik ile Halide Edip Adıvar’ın ünlü eseri Sinekli Bakkal Sokağı arasına bir iskele uzatabilir miyiz? Titanik’e binmek üzere yola koyulan bir yolcu Fransa’nın Calais Limanı’nda kendisini İngiltere’ye taşıyacak vapurun güvertesinde palamarın çözülmesine engel olan sisin dağılmasını beklemektedir. Ne var ki, sis dağılmayacak ve vapur limandan ayrılamayacaktır. O yolcunun adı Besim Ömer Paşa’dır ve biletini de İstanbul’dan almıştır! Besim Ömer Paşa’nın bir fotoğrafı da Aksaray’daki Kızılay Sağlık Meslek Lisesi’nin odalarından birinde asılıdır. Bunun nedeni, Besim Ömer Paşa’nın o tarihi binanın okul yapılmasında olan katkısıdır. O bina ki, 1950’li yılların yanlış imar uygulamaları sırasında yıkılan sokaktan günümüze ka lan tek binadır. Sokak, Sinekli Bakkal Sokağı’dır ve Halide Edip Adıvar ölümsüz eserini bu evin odalarından birinde kaleme almıştır! Dağ yollarında karşılaştığımız, üstünde bir geyik resmi olan uyarı tabelası da Resneli Niyazi’yi anımsatır bana… Devir, yasakların, jurnallerin cirit attığı II. Abdülhamit devridir. Resneli Niyazi Bey, böyle bir dönemde “Hürriyet” için iki yüz adamıyla Manastır’da dağa çıkar. Kolağası Niyazi, dağda karşılaştıkları bir geyikle dostluk kurar. Bu haberin yayılmasıyla Niyazi Bey’e “Hürriyet Kahramanı”, geyiğe de “Hürriyet Geyiği” adı verilir. Bu yürekli aydının yaktığı özgürlük meşalesi tüm ülkeyi aydınlatır ve 23 Temmuz 1908’de II. Meşrutiyet ilan edilir. Niyazi Bey için süslenen Manastır kentinde çekilen fotoğraflarda Hürriyet Kahramanı, adamları ve Hürriyet Geyiği birlikte poz verirlerken görülürler. Osmanlı Meclisi Mebusanı açılmış, ülkede biraz da olsa özgürlük rüzgârı esmeye başlamıştır... Ne var ki, Hürriyet Geyiği çok geçmeden Bayazıt’taki Letafet Apartmanı’nın bodrum katına hapsedilecek, kendisini merak eden İstanbullulara para karşılığında gösterilecektir. Tutsak edilen yalnızca Hürriyet Geyiği değildir; hürriyetin kendisi de dönemin iktidar partisi İttihat ve Terakki tarafından rafa kaldırılmıştır. İnsanla Eminönü’ndeki Yeni Cami önlerine yaklaştıklarında, meydandaki güvercinler silah sesleriyle kaçışırlar… Ahmet Samim kanlar içinde yerde yatmaktadır! Katledilen gazetecinin arkadaşı ise vakit akşam olduğu için kepenklerini yarı yarıya kapatmış olan bir fırından içeri dalarak hayatını kurtarır… İki insan vardır ki, yirmi dört saat bir masa başında oturarak bu hüzünlü öyküyü konuşmaktadırlar! Onlar, Kulüp Rakısı’nın etiketindeki insanlardır. Kimdir bu iki adam? Halk arasında “Atatürk ve İnönü” olarak bilinseler de rakı şişesi etiketindeki iki insan andığımız bu iki Cumhuriyet mimarı değildir. İnönü sanılan, söz konusu etiketi de çizmiş olan İhap Hulisi Görey, Atatürk olarak bilinen de Fecri Ati topluluğunun şairlerinden Fazıl Ahmet Aykaç’tır… Ve, Hilal gazetesinin başyazarı Ahmet Samim’in son yürüyüşünde yanında olan, cinayetin tek görgü tanığı arkadaşı da etikette resmi olan şairdir! Resneli Niyazi Bey’i de son olarak Arnavutluk’un Avlonya İskelesi’nde görürüz… Hürriyet kahramanı Niyazi Bey, vapura binmek üzereyken silah sesleri duyulur… İskelede korkuyla kaçışan insanlar arasında Niyazi Bey dizleri üstüne çöker; göğsünden oluk oluk kan akmaktadır! Bir dağ yolunda, üstünde geyik uyarısı olan uyarı tabelasını görünce dikkat edin… Resneli Niyazi Bey, Hürriyet Geyiği’yle birlikte sizleri az ötede bekliyor olabilir! Etkinlik kapsamında 85 film gösterilecek. Festival sokağa iniyor Kültür Servisi Belgesel Sinemacılar Birliği’nin (BSB) Beyoğlu Belediyesi’nin desteğiyle düzenlediği Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali bu yıl 3 7 Ekim tarihleri arasında yapılacak. İtalyan Kültür Merkezi, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi ve Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nin de aralarında bulunduğu salonlarda 85 film gösterilecek. Bu yıl onuncusu düzenlendiği için kısaca “10.1001” adı verilen festivalin geçmiş yıllardan en önemli farkı, sokak etkinlikleri. Festival bu yıl, Gazeteci Erol Dernek Sokak ve İstiklal Caddesi’ni kesen diğer sokaklarda yönetmenleri sanatseverlerle buluşturacak. Konusu “Hatırlamak” olarak belirlendi. Evrensel bir sinema dilinin kullanıldığı, insanlığı yücelten değerleri farklı bakış açılarıyla sunan filmlerin programa alındığı festival kapsamında çeşitli müzik topluluklarının vereceği mini konserlerin yanı sıra sokak sergileri, uluslararası belgeselciler konferansı, 10. Yıl BSB fotoğraf sergisi ile bu yıl ölen doğa ve sualtı belgeselcisi Haluk Cecan’ın adını taşıyan bir sergi düzenleniyor. İngilizceyi İngilizce kaynaklardan öğrenin... Westminster University ve Premier College sertifikalarına sahip, London School of Busness Administration’da master yapmış ÖĞRETMENDEN, BRITISH ENGLISH Gramer, derslere yardımcı, sınavlara hazırlık İş İngilizcesi (Business English) ve İngilizce iş görüşmelerine (Interview hazırlık. Acıbadem / İstanbul 0 536 225 07 80 Aşağıda yeri ve nitelikleri belirtilen taşınmaz, YapİşletDevret modeli çerçevesinde, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 35/a maddesine göre, yerli ve yabancı kuruluşların birlikte veya münferiden katılmalarına açık olarak Kapalı Teklif Usulü ile kiraya verilmek üzere ihaleye çıkarılmıştır. İLİ: Antalya İLÇESİ: Merkez MAHALLESİ: Karşıyaka CADDESOKAK: PAFTA NO: ADA NO: 1571 PARSEL NO: 1 YÜZÖLÇÜMÜ: 23.322,00 m2 VASFI: Arsa MUHAMMEN İNŞAAT BEDELİ: 5.636.155,20 YTL (BeşmilyonaltıyüzotuzaltıbinyüzellibeşYeniTürkLirasıyirmiYeniKuruş) (Bu bedel inşaat maliyeti toplamıdır.) GEÇİCİ TEMİNAT: 169.084,66 YTL (YüzaltmışdokuzbinseksendörtYeniTürkLirasıaltmışaltıYeniKuruş) (Bu bedel muhammen bedelin %3’ünü teşkil etmektedir.) İHALENİN YERİ: Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü. Cumhuriyet Cad.Vakıf İşhanı Toplantı Salonu Kat: 4 ANTALYA İHALE TARİH VE SAATİ: 17.10.2007 Çarşamba günü saat 14.00 Yukarıda özellikleri belirtilen mülkiyeti Muratpaşa Vakfına ait taşınmazın; Vakıflar Meclisinin 04.04.2007 tarih ve 256/383 sayılı karan ve Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı’nın 11.04.2007 tarih ve 301876 sayılı olurunda belirlenen: 1) Üzerine mevcut imar durumundaki şartlara göre düzenlenen, Bölge Müdürlüğünce tasdikli ve ilgili Belediyesince önolur verilen mimari ve avan projeye göre işyeri kompleksi yaptırılması, 2) Sözleşme tarihinin, yer teslim tarihi sayılması ve sözleşme tarihinden itibaren en geç 2 yıl içerisinde, inşaatın bitirilerek işyerleri kompleksinin hizmete açılması, aksi takdirde sözleşmenin feshedilerek yatırılan kiraların ve kesin teminatın irat kaydedilmesi, o ana kadar yapılan masrafların İdareye terk ve teberru edilmiş sayılması, 3) Yüklenici tarafından yapılacak tüm imalatların ve donanımların sözleşme süresi sonunda, İdaremize bila bedel terk ve teberru edilmesi, 4) Kira ödemelerinin; sözleşme tarihinden itibaren aylık 11.000.$ (Onbirbin) Amerikan Doları karşılığı Yeni Türk Lirası’ndan az olmaması, 5) İnşaata başlanılmadan önce taşınmazın, işletmeye açılana kadar ve açıldıktan sonra da işyerleri kompleksinin başka bir amaçla kullanılmaması, yüklenicisi tarafından taşınmaz ve işyerleri kompleksi üzerine haciz, ipotek, teminat vb. yükümlülükler konulmaması, yatırımla ilgili tüm finansmanın, işin yüklenicisi tarafından karşılanması, mimari avan proje bedelinin Mimarlar Odası’nca belirlenen tarifeden fazla olmamak üzere proje müellifine defaten ödenmesi, 6) Sözleşmenin süresinin yer teslim tarihinden itibaren toplam 29 yıl olması, 7) 29. yılın sonunda İdaremizce belirlenecek günün şartlarına ve rayiçlerine uygun yeni kira bedelinin ve şartlarının, yüklenicisi tarafından kabul edilmesi halinde, sözleşmenin yenilerek uzatılması, aksi takdirde taşınmazın ve üzerindeki işyerleri kompleksinin, çalışır ve bakımlı bir vaziyette 1 (bir) ay içerisinde ve hiçbir hak ve bedel talebinde bulunulmadan, İdaremize teslim edilmesi, kayıt ve şartlarıyla, 2 yıl inşaat süresi dahil, toplam 29 yıl süreyle yapişletdevret modeli çerçevesinde kira ihalesine çıkarılması işidir. İhaleye iştirak edecek isteklilerin; 1Şartnameler ve tüm ekleri 08.3012.00 ile 13.3017.00 saatleri arasında, Cumhuriyet Caddesi Vakıf İşhanı Kat: 4 ANTALYA adresinde bulunan, Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü hizmet binasında görülebilecektir. 2İhale, yukarıda belirtilen gün ve saatte Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü hizmet binasında toplanacak olan ihale komisyonu huzurunda yapılacaktır. 3İsteklilerin ihaleye katılabilmeleri için, ihale şartnamesinin 5. maddesine göre hazırlayacakları tekliflerini, aynı şartnamenin 6. maddesi doğrultusunda, 17.10.2007 tarih ve saat 14.00’a kadar, sıra numaralar alındılar karşılığında Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü İhale Komisyonu Başkanlığına imza karşılığı teslim etmeleri gerekmektedir. 4Dış zarf aşağıdaki belgeleri içermektedir. a) Şekli ve içeriği şartname ekindeki örneğine uygun olarak hazırlayacakları teklif mektubunu koyacakları iç zarf, b) Kanuni ikametgah belgesi (Şirketlerde bu belge aranmayacaktır.), c) Türkiye’de tebligat için adres gösteren imzalı bildirim, d) İhalenin ilan edildiği yıla ait Ticaret ve Sanayi Odası’ndan veya Esnaf ve Sanatkarlar Odası’ndan alacakları belgeyi, e) İhalenin yapıldığı yıla ait Noter tasdikli imza sirkülerini vermesi, f) İstekliler adına vekalet edilmesi halinde, istekli adına teklifte bulunacak kimsenin Noter tasdikli vekaletnameleri ile, vekilinin yine noter tasdikli imza sirküleri vermesi, (İhalenin yapıldığı yıla ait) g) 2886 sayılı yasaya uygun alınmış (limit içi süresiz) geçici teminat mektubu veya Antalya Bölge Müdürlüğü veznesine yatırılmış vezne alındısı makbuzu veya Bölge Müdürlüğümüzün, Vakıflar Bankası Antalya Şubesindeki 2006229 nolu hesabına yatırılmış (işin adının açıkça belirtilmiş olduğu) 169.084,66 YTL tutarındaki geçici teminat banka dekontu, h) Ortak girişim olması halinde, şartname ekindeki örneğine uygun olarak hazırlanan noter onaylı ortak girişim beyannamesini vermesi, ı) Teklif sahibinin son 5 yıla ait (20022006) vergi borcu olmadığına dair maliyeden alman belge, j) İhale konusu taşınmazın yerinde görüldüğüne dair, Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nden alınmış yer gördü belgesini, k) Teknik personel taahhütnamesini, 1) Ortak girişim olması halinde her bir ortak ayrı ayrı (b,c,d,e,f,ı) bentlerinde belirtilen belgeleri, Dış zarfın içerisine konulduktan sonra zarfı kapatıp, üzerine isteklinin adı ve soyadı, Ticaret unvanı ile açık adresi ve teklifin hangi işe ait olduğu yazılarak, en geç 17.10.2007 tarih ve saat 14.00’a kadar, ihale komisyonu başkanlığına vermek zorundadırlar. 5 Telgraf veya faksla yapılacak müracaatlar ve postada meydana gelecek gecikmeler kabul edilmeyecek, 6 Bu iş için yapılmış olan tüm ilan bedelleri dahil, tüm giderler (%04,5 ihale karar pulu) sözleşme esnasında defaten istekli tarafından ödenecektir. 7 İdare ihaleyi yapıpyapmamakta serbesttir. İLAN OLUNUR. (Basın: 48957) ANTALYA VAKIFLAR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN İHALE İLANI Dursun Akçam anılıyor Kültür Servisi Kaf Dağları’nın çarıklı çocuğu yazar, devrimci öğretmen, halk savaşımcısı Dursun Akçam ölümünün 4. yılında Karşıyaka Mezarlığı’ndaki mezarı başında 19 Eylül’de 15.30’da anılacak. Aynı gün saat 17.30’da Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde yapılacak etkinlikler kapsamında ilk önce Oğuz Makal, Duygu Yılmaz’ın hazırladığı Dursun Akçam belgeseli gösterilecek. Saat 18.00’de örgüt temsilcilerinin konuşmaları, 18.30’da Vecihi Timuroğlu yönetiminde konuşmacılar Emin Özdemir, Alper Akçam, Metin Turan, K. Semra Eren’in katılımlarıyla “Devrimci Kültürümüzde Dursun Akçam’ın Yeri” başlıklı bir açık oturum gerçekleştirilecek. Katılımcı kuruluşlar: Dursun Akçam Kültür ve Sanat Vakfı, Edebiyatçılar Derneği, Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği, Arkadaş Yayınevi, EğitimSen 2 No’lu Şube, Kibatek, Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı. CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle