14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 EYLÜL 2007 PAZAR 4 HABERLER Cindoruk’un Cumhurbaşkanlığı seçimi konusundaki eleştirileri partilileri rahatsız etti İLERLEME RAPORU’NA GİRECEK AKP tahammülsüz AYŞE SAYIN Referandum genelgesi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İçişleri Bakanı Beşir Atalay, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini de düzenleyen anayasa değişikliği yasasının halk tarafından oylanacağı 21 Ekim’de huzur ve güvenin sağlanması için alınacak önlemlerle ilgili genelge yayımladı. Valiliklere gönderilen genelgede yurttaşların oylarını serbestçe kullanabilmesi için gerekli önlemlerin alınacağı, propaganda faaliyetlerinin kanunlar çerçevesinde ve herhangi bir kısıtlamaya maruz kalınmadan yapılabilmesinin sağlanacağı kaydedildi. ANKARA Eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk’un anayasa ve cumhurbaşkanı seçimi ile ilgili açıklamaları AKP’yi rahatsız etti. AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ile “reyting yarışı”na girmekle suçladığı Hüsamettin Cindoruk’un, gençliğinde kendisinin “idol”ü olduğunu belirterek “Şimdi 75 yaşından sonra böyle bir yerlere davetiye çıkarırcasına şüpheli konuşmalar yapması nedeniyle, kendimi kandırılmış hissediyorum” görüşünü savundu. ? AKP Grup Başkanvekili Elitaş, Cindoruk’un, gençliğinde kendisinin “idol”ü olduğunu belirterek “Şimdi 75 yaşından sonra böyle bir yerlere davetiye çıkarırcasına şüpheli konuşmalar yapması nedeniyle, kendimi kandırılmış hissediyorum” dedi. AKP’nin akademisyenlere hazırlattığı anayasa taslağını eleştiren ve “din ve vicdan özgürlüğünü” düzenleyen 24. maddenin değiştirilmesi durumunda “Cumhuriyet yıkılır” uyarısında bulunan Cindoruk’a AKP’li Elitaş’tan yanıt geldi. AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Cindoruk’un son dönemdeki çıkışlarıyla kendisini “hayal kırıklığına” uğrattığını söyledi. Cindoruk’un, gençliğinde kendisine “idol” aldığı bir isim olduğunu savunan Elitaş, “Ama şimdi son yaptığı açıklamaları görünce, kandırıldığımı düşünüyorum. Geçmişte demokrasi şehidimiz Adnan Menderes’in savunmasını üstlenmiş, 27 Mayıs’a karşı çıkmış bir isim olarak bizim çok değer verip örnek aldığımız bir kişiydi” dedi. Cindoruk’un son dönemde yap tığı açıklamalarda geçmişte karşı olduğu 27 Mayıs’ı şimdi savunur hale geldiğini ileri süren Elitaş, bu tavır değişikliğini “gündemde kalma çabası”na ve Kanadoğlu ile “reyting yarışına girme çabası”na bağladı. Mustafa Elitaş, Cindoruk’un şimdiki açıklamalarının geçmişteki söylemleri ile çeliştiğini ileri sürerek “Şimdi 75’inden sonra bir yerlere davetiye çıkarırcasına şüpheli açıklamalar yapması karşısında son derece üzülüyorum, gerçekten inandığım insan bu mu diye düşünüyorum, kendimi gerçekten kandırılmış hissediyorum” diye konuştu. Yeni anayasa konusunda AB bilgilendirilecek ? Türk tarafı salı günü Portekiz’de gerçekleştirilecek troyka toplantısında yeni anayasa tasarısının AB Anayasası’na benzerliklerini gösterecek. MAHMUT GÜRER ‘BÖLGESEL DÜŞÜNCE SİSTEMİ’ Yayla: Anayasada Kemalizm olmamalı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atilla Yayla, AKP’nin “sivil anayasa” olarak tanımladığı taslak çalışmalarını değerlendirirken “Anayasada Kemalizm olmamalıdır. Bence, Kemalizm ideoloji değil, bölgesel bir düşünce sistemi” diye konuştu. Bazı dernek ve vakıflar tarafından “Sivil Anayasa” konulu panel düzenlendi. Harran Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürbüz Aksoy’un yönettiği panelde bir konuşma yapan Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atilla Yayla 1982 Anayasası’nın gerçek bir anayasa olmadığını, “daha liberal ve özgürlükçü bir anayasa” gerektiği söyledi. Anayasanın otoriter olmaması, toplumun değişik kesimlerini kucaklaması gerektiğini kaydeden Yayla, genel seçimden sonra parlamentoya farklı iradelerin yansıması ve temsil düzeyinin yüksek olmasının sivil anayasa için şans olabileceğini savundu. Yayla, “Kemalizmin anayasadaki yerine ilişkin tartışmaların faydalı olacağı” görüşünü savunarak “Anayasada Kemalizm olmamalıdır. Bence, Kemalizm ideoloji değil, çünkü bölgesel bir düşünce sistemi” dedi. Prof. Dr. Yayla, hazırlanan sivil anayasa taslağının, basından gözlemleyebildiği kadarıyla özgürlükçü gözüktüğünü, ancak bazı eksikleri bulunduğunu da sözlerine ekledi. ‘Eskort’ incelemesi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK), ithal ettiği öne sürülen 500 kilogram TNT’den daha güçlü bir tür patlayıcı madde olan PETN yüklü minibüsün, Kapıkule’den ülkeye girişi sırasında her türlü yasal prosedürün uygulandığını açıkladı. Kapıkule’deki görevliler hakkında minibüsün eskortla gönderilip gönderilmemesi konusunda ne yaptıklarına ilişkin müfettiş incelemesi yapılacağı da belirtildi. ANKARA AKP’nin hazırlattığı anayasa taslağına 2007 İlerleme Raporu’nda da yer verileceği belirtiliyor. AB yeni anayasanın yapılmasını oldukça olumlu karşılıyor. Türkiye, salı günü Lizbon’da yapılacak troyka toplantısında da birlik dönem başkanı ve komisyon yetkililerini yeni anayasa taslak çalışmaları konusunda bilgilendirecek. Kasım ayında yayımlanması beklenen İlerleme Raporu’nda bu yıl, Kıbrıs, Ege ve ruhban okulu gibi klasik maddelerin yanı sıra, yeni anayasa, seçimler sonrasında Türkiye’deki laiklik kavramının içeriği gibi önemli unsurlara da yer verileceği öğrenildi. AB yeni anayasa çalışmasına şimdilik olumlu baksa da taslak metninin geçmesini bekleyecek. Türkiye ile AB Troykası, Türkiye’de yeni hükümetin kurulmasının ardından ilk kez salı günü AB Dönem Başkanı Portekiz’in başken ti Lizbon’da toplanacak. Siyasi direktörler düzeyindeki toplantıda Türk heyetine Dışişleri Müsteşar Yardımcısı Ahmet Acet başkanlık edecek. Toplantıda Türk tarafı AB’ye AKP tarafından hazırlanan “Anayasa” hakkında ayrıntılı brifing verecek. AB Troykası heyetinde ise mevcut Dönem Başkanı Portekiz, sonraki Dönem Başkanı Slovenya siyasi direktörleri ve AB Komisyonu ile Konsey üst düzey yetkilileri yer alacak. Türk heyeti AB Anayasası ile de büyük paralellik taşıyan yeni anayasa konusunda ayrıntılı brifing verecek ve “reform kararlılığı”nı vurgulayarak anayasanın bunun için önemli bir adım olduğunu iletecek. Bunun yanı sıra seçimlerin ardından ilk kez AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Franco Frattini’nin ortaya attığı, “Laik azınlık” kavramının ortaya çıkardığı sıkıntıya ise raporda yer verilip verilmeyeceği tartışma konusu. ‘Irkçılar yargılansın’ Irkçılığa ve milliyetçiliğe karşı çok sayıda aydın ve aktivist tarafından oluşturulan “Milliyetçiliğe Dur De Girişimi” tarafından Türk Ceza Yasası’nın 301. maddesinin kaldırılması için “301 kaldırılsın, ırkçılar yargılansın” söylemiyle kampanya başlatıldı. “301 kaldırılsın, ırkçılar yargılansın” kampanyasının tanıtımı için dün Taksim Hill Otel’de düzenlenen panelde 301. maddenin düşünce özgürlüğünün önündeki en büyük engel olduğuna dikkat çekildi. Kampanya stratejisi belirleme atölyesinde konuşan Küresel BAK, Küresel Eylem Grubu (KEG), BarışaRock, Baskın Oran ve Ufuk Uras kampanyalarından aktivistler, deneyimlerini paylaşarak ırkçılığın sadece yasal alandan değil sosyal alandan da çıkarılmasıyla ilgili çalışmaların olması gerektiğini vurguladılar. ANAYASA ÇALIŞMALARI Taslakta gençler yer almıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yeni anayasa taslağında, mevcut anayasadaki “Gençliğin korunması” ve “Sporun geliştirilmesi” bölümleri ile “ananın ve çocuğun korunması ve aile planlaması” hükümlerine yer verilmiyor. Mevcut anayasada “Ailenin korunması” başlıklı maddeden “Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar” fıkrası çıkarılıyor. Taslak ile mevcut anayasadan çıkarılması öngörülen “Gençliğin korunması” başlıklı 58. madde ise şöyle: “Devlet, istiklâl ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müspet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır. Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.” Taslağın kaldırmayı öngördüğü, mevcut anayasanın “Sporun Geliştirilmesi” başlıklı 59. maddesi ise “Devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır, sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder. Devlet başarılı sporcuyu korur” hükmünü içeriyor. Önce şu noktada bir anlaşmaya varalım: 1982 Anayasası askeri darbenin ürünü, otoriter, özgürlükleri hedef alan, devletbirey ilişkisinde devleti bireye yeğleyen baskıcı bir anayasa modelidir. Anayasanın girişinde yer alan “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü” ibaresi o anayasanın bütün mantığını ele veriyor. Devletin “ülkesi” olabilir belki ama, devletin “milleti” olmaz. Milletin devleti olur. Bu cümle bilerek mi kaleme alındı, saptamak çok zor, ancak “devletin milleti” mantığı o yaklaşımı çok güzel ifade ediyor. Önce devlet var sonra millet. Milletin nasıl olacağını devlet kararlaştıracak. Türkiye’nin bu anayasadan kurtulması gerekiyor. Üstelik bu konuda çok geç bile kalındı. Tabii bu anayasanın yerine yeni bir anayasa yapılması, bir tek parti iktidarı dönemine denk geldiği için sıkıntılar baş gösterdi. ??? Nedir bu sıkıntılar: Birincisi AKP’nin böyle bir anayasa yapımında katı Anayasa Meselesinde Ne Yapmalı? lımcı bir tutum içinde olup olmayacağı. Geçenlerde AKP Genel Başkan Yardımcısı Egemen Bağış’ın açıklaması bu konudaki kaygıları artırıcı nitelikteydi. Egemen Bağış, TÜSİAD Başkanı Arzuhan Yalçındağ Doğan’ın anayasanın uzlaşma ile hazırlanması gerektiği çağrısına verdiği cevapta şunları söyledi: ‘’Demokrasiler tek taraflı irade beyanlarının yapıldığı ya da maddeler halinde dikte ettirildiği sistemler değildir. Demokrasiler çoğulcu uzlaşmaların rejimidir. Uzlaşmaların sağlanacağı ve siyasi tercihlerin eşit oyla sonuca bağlanacağı zemin TBMM’dir. Türkiyemizde iktidar boşluğu ya da muhalefet boşluğu yoktur. İktidarın ya da muhalefetin yetkilerinin vekâleten başka kuruluşlara devri söz konusu olamaz.” Egemen Bağış sonuç olarak ne demek istiyor: Kararları Meclis verir, TÜSİAD vb. sivil toplum kuruluşları da bize akıl öğretemez. Tabii bu cevap verme biçimi sorunludur. Netice olarak “Ben yaparım olur, sana ne” gibi bir tutumu ifade ediyor. İşte tehlikeli olan budur. ??? Yeni bir anayasa kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Türkiye gibi demokratikleşme hedefi içindeki bir ülkede, askeri darbe anayasası ile yaşamak mümkün değildir. Onun için yeni bir anayasayı özellikle demokrasiyi, özgürlükleri, çoğulculuğu, çok sesliliği savunan siyasi akımların, sivil güçlerin sahiplenmesi gerekir. Türkiye’nin kendine güvenli güçlü bir ülke haline gelmesinin yolu da, demokratik rejimi sağlamlaştırmanın yolu da, laikliği güçlü bir siyasi zemine oturtmanın yolu da istikrarlı bir yönetim modelinin oluşturulmasından geçiyor. Güçlü bir yönetim modeli ise ancak yeni ve demokratik bir anayasa ile mümkündür. Laiklik konusunda toplumun belli kesimlerinde ciddi kaygılar bulunuyor. “Bunlar vehimlerdir, korkulardır” diyerek geçiştirilemez. Eğer toplumun bir kesimi bu iktidarın uygulamalarından endişe duyuyorsa, bu endişelerin giderilmesinin muhatabı da iktidardır. ??? Anayasanın hazırlanması bu açıdan AKP için bir sınav niteliği de taşıyor. Yeni hazırlanacak anayasanın yalnızca AKP’lilerin beğendiği bir anayasa olması, ciddi sorunlar yaratır. Geçmiş anayasaları unutmayalım. Askeri darbelerden sonra yapılan anayasalar toplumun önemli bir kesimi tarafından benimsenmedi. Bu nedenle sürekli değişikliklere uğradı. Bu anayasanın demokratik bir ortamda yapılması, iyi kullanılabilirse bir şans haline dönüşebilir. Bu nedenle toplumun değişik kesimlerinin katılacağı, katkıda bulanacağı bir sistem içinde anayasa hazırlan malıdır. Bu anayasa son şeklini aldığında toplumun büyük çoğunluğunun içine sinmelidir. Çünkü anayasalar öyle her zaman yapılan şeyler değildir. Bir kere yapıldığı zaman uzun dönem siyasi hayatımızı, belli başlı kamusal kurumların işlevini ve etkisini belirliyor. ??? AKP Genel Başkan Yardımcısı Egemen Bağış’ın yaklaşımıyla bu anayasa hazırlığı sıkıntılara yol açabilir. Bu anayasanın hazırlanmasına mutlaka siyasi partilerin yanı sıra sivil toplum örgütleri de katılmalıdırlar. AKP’nin anayasa hazırlıkları döneminde izleyeceği siyaset, önümüzdeki dönemin nasıl şekilleneceğini de gösterecek. Gerginlik mi uzlaşma mı? Kavga mı çözüm mü? Bu konuda iktidara büyük sorumluluklar düşüyor. Muhalefet de “olmaz” diye bağırmak yerine daha ileri ve demokratik bir anayasa modeli için sürece müdahale etmelidir. CUMHURİYET 04 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle