14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 EYLÜL 2007 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER AKP akademisyenlerle birlikte anayasa taslağı çalışmalarını Sapanca kampında sürdürüyor 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Tarikatlara kamp vizesi EMİNE KAPLAN Ses ve Şiir... Anılar neden biter ansızın? Niçin çekip gider güneş bir ışık çizgisiyle? Biliyorum yaşamın sonu yok!.. Deniz ince yumuşak kumlarla oynaşırken, zeytin ağaçlarının ıslığı kuşatır evreni... Akdeniz mavi bir masaldır!.. Akdeniz hovarda ve serseridir!.. Öte çağlardan bir tarih gelir aklıma, kültür... Bak gülüm bu son haykırıştır. Gölge gibi bir havada yaşamın tam orta yerinde İtalyan şair Salvatore Quasimodo’nun “Aşk türküsü” Pavarotti’nin sesinden yükselir. Sakın yanılma, CD’den yükselen, Donizetti’nin “Aşk İksiri” operasından bir aryadır. İnsanlık tarihinin sayfalarında kimler yoktur gülüm, kimler. Bir aşk masalıdır yaşanan ya da yaşanacak olan. Kimi zaman terk edilişler, kaçışlar, ihanetler... O yeryüzü atlası!.. Aşklar, intikamlar!.. Mutluluğun ve hüznün adresi bilinmez. Bir güzel sesti Pavarotti, bizi bırakıp gitti. Verdi’yi belki o sevdirdi, Toskana’yla o tanıştırdı. Sesti o, ırmak gibi akan; insandı o hüzünlerle çoğalan... Dağ doruklarında yalnızlığın resmini çizerken bir gün Nâzım Hikmet’in dizelerinde sevgi ormanına yolum düştü... Bir düştü bu!.. Müzikle şiir aynı yerde buluştu. Karacaoğlan, Elitis, Octavio Paz, Ahmed Arif, Müzeyyen Senar... Unutulmuş şiirler ve şarkılar.. Abdülvahap ElBeyati ve Pavarotti.. “Gülüm aydınlık kapısı çocukluğumun / Bir daha geçemeyeceğiz bu köprüyü / Akşam çökmeyecek üstümüze bir daha / Paris öldü gülüm Paris / Elveda yaşayan dostlar elveda.” ??? Mario Luzi’nin o son gölgedeki derin yazı, açık ve aydınlık ülkelerde alınca sürülerden şarkıyı, anısı çobanların sustuğu yerde, türlerin gizli anlatımıdır... Bir eylül sabahında bağrında yiten ses, rüzgâra ve denize karışır... Parmaklarımız çoktan buza tutukludur. Pavarotti, U2 solisti Bono’nun yazdığı gibi şarkılarla yaşadı hep. Onun operası sevinç ve hüzün taşıdı. Gerçeküstüydü. Şarkı söylerken ateş saçan bir volkan, aynı anda yaşama sevinci püsküren, cömert bir insandı. Esmer bir yalnızlığın ortasındaydı kimi zaman... Ne diyordu Mario Luzi: “Hıçkırığınız benim sizin, boğazınıza düğümlü, / o sızıltı biçim size karışan, / ben, bir an için, ben sonra gelen: / hüzün giydirecek sonra diğer biçimleri.” Bulutların altında denize karşı Pavarotti’yi dinlerken Body Shop’un yaratıcısı Anita Roddick’in öyküsünü hatırladım... Bir varsıldı o!.. Evreni kirletmeden, hayvanları öldürmeden kozmetik yaratan kadınları güzelleştiren bir kadındı Anita. Para onun için hiçbir şeydi. Savaş karşıtıydı, doğanın yok olmasını içine sindiremiyordu. 50 ülkede 2 bin mağaza açmıştı. Anita, insan hakları savunucusuydu, ABD’nin Irak’ı işgaline karşıydı... Bush’tan nefret ediyordu... Türkiye’de 2004 yılında “Aile içi şiddete karşı kampanya” başlatmıştı... Tüm genç eğitimli kadınlar tanırdı onu... Yaşamla ölüm arasındaki çizgi. Evrensellik. Tarih ve kültür. Coşku ve hüzün. Akdeniz güneşi altında olmayı isterdim bugün. Ölümü değil yaşamı yazmak isterdim... Pavarotti ve Anita... Kimi insanlar sesleriyle umut verir topluma, kimi insan emeğiyle... ??? Havada yağmur sıkıntısı var... Başımı göğe kaldırıyorum ve bakıyorum uzun uzun... Beylerbeyi’ndeyim... Gün saydam gövdesini açmıyor bir türlü... Octavio Paz’ın dizelerinde, Pavarotti’yi, Nâzım Hikmet’i, Karacaoğlan’ı, Müzeyyen Senar’ı, Ahmed Arif’i, Hafız Burhan’ı, Ümmü Gülsüm’ü, Anita’yı düşünüyorum... Müzik, sinema, tiyatro, edebiyat evrenseldir!.. Octavio Paz’ın dizeleriyle avunuyorum yazıma noktayı koyarken: “Güneş taşına bağlanmışım; ışık, görünmeyen çekiçleriyle dövüyor beni. İki bakışın kesiştiği yerde, yaşama noktasındayım.” Okuyan’dan Köşk yorumu ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hürparti Genel Başkanı Yaşar Okuyan, cumhurbaşkanlığı tartışmalarıyla ilgili olarak, “AKP’nin, TBMM’yi toplayıp ‘11. Cumhurbaşkanı’nı halk seçer’ maddesini iptali için bir anayasa değişikliğini gerçekleştirmesi lazım, aksi takdirde 21 Ekim’den sonra Sayın Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı makamı, meşruiyet tartışmasına dönüşecektir’’ dedi. Partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında AKP’nin bir emrivaki ile yerel seçimleri 1 yıl öne alabileceğini söyleyen Okuyan, hükümetin çalışmalarını takip etmek için bir “gölge kabine’’ oluşturduklarını da sözlerine ekledi. ANKARA AKP’nin, anayasa taslağını hazırlayan akademisyenlerle birlikte sürdürdüğü Sapanca kampında anayasanın “ibadet, dini ayin ve törenlerin demokratik ve laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmaya dönük faaliyetler biçiminde yapılamayacağına” ilişkin hükmünün kaldırılması öngörüldü. Bilkent Üniversitesi’nden Ergun Özbudun başkanlığındaki 6 akademisyenin oluşturduğu Bilim Kurulu, Sapanca’da taslağı şekillendirmeye başladı. Toplantıların ilk gününde kamuoyunda tartışma yaratan “Anayasanın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez” maddeleriyle ilgili deği ? Sapanca'da düzenlenen kampta, üniversitelerdeki türban yasağının kaldırılması konusunda görüş birliğine varılamadı. Bu konuda Erdoğan’ın karar veremisi benimsenirken vatandaşlık tanımında akademisyenlerin önerisi benimsendi. şiklik önerileri değerlendirildi. Söz konusu maddelerin olduğu gibi korunması eğilimi öne çıkarken, konunun AKP’nin yetkili organlarında yeniden değerlendirileceği belirtildi. Anayasanın “Din ve vicdan hürriyeti” başlıklı 24. maddesinden “14’üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dini ayin ve törenler serbesttir” hükmü çıkarılırken bunun yerine “İbadet, dini ayin ve törenler, kamu düzeninin, genel sağlığın, genel ahlakın veya başkalarının hürriyetlerinin korunması amaçlarıyla sınırlandırılabilir” hükmü ile “Bu hak tek başına veya topluca, alenen veya özel olarak ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak suretiyle dinini veya inancını açıklama ve bunları değiştirebilme hürriyetini de içerir” hükmü ekleniyor. 14. maddenin ilk fıkrası “Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz” hükmünü içeriyor. Taslakta, mevcut anayasadaki “Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür” hükmü yerine vatandaşlık tanımıyla ilgili getirilen üç seçenekten ikincisi olan “Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkese, din ve ırk farkı gözetmeksizin Türk denir” seçeneği kabul edildi. MGK başkanlığı Taslakta, üniversitede türban serbestisi getiren öneriler ise en çok tartışılan madde oldu. Bu konuda görüş birliğine varılamazken konunun Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kararına bırakılması benimsendi. Toplantıda egemenlik başlıklı madde akade misyenlerin önerdiği biçimde kabul edildi. Buna göre, Türk milleti egemenliğini anayasanın koyduğu kurallar çerçevesinde yasama, yürütme ve yargı eliyle yürütecek. Toplantıda Milli Güvenlik Kurulu’na (MGK) kimin başkanlık edeceği de tartışma konusu oldu. Bu konuda akademisyenler kurula cumhurbaşkanının ya da başbakana verilmesini önermişti. Toplantıda ilk seçenek kabul edilerek MGK’ye cumhurbaşkanının başkanlık etmesi kararlaştırıldı. Kamu görevlilerinin yargılanabilmesi için ilgili merciden izin istenip istenmemesi konusu daha sonraya bırakıldı. Anayasanın 42. maddesinde Türkçe dışında bir dille eğitim yapılmasının yasayla belirlenmesi hükmü ise kabul edildi. İZMİR BAROSU’NDAN TEPKİ ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART ‘Türk ulusunu tasfiye anayasası’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Baro Başkanı Nevzat Erdemir, 1921’den bu yana Atatürk devrimlerini yok etmek için sistemli bir çalışma yürütüldüğünü belirterek sözde “sivil anayasa” girişimlerinin de bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini savundu. Erdemir, hazırlanan anayasa taslağında “Türklük” kavramı yerine “Türkiyelilik” kavramının getirilmeye çalışıldığını vurgulayarak bu çabaların Soros tarafından panellerle desteklendiğini kaydetti. Türkiye Barolar Birliği’nin, AKP’nin hazırlattığı anayasaya karşı yeni bir taslak önerisi sunduğunu da anımsatan Nevzat Erdemir, “AKP’nin Yeni Dünya Düzeni ya da Sevr anayasasındaki yurttaşlık tanımıyla, Türkiye Barolar Birliği’nin hazırladığı anayasadaki ‘Türkiyelilik’ tanımı örtüşmektedir. Egemenliğin ulusötesi odaklarla paylaşımı öngörülmektedir. Soros kolları ve AB fonlarıyla desteklenen seminerlerle yeni anayasanın çekirdeği oluşturuluyor. Bu anayasa Türk ulusunu tasfiye etme anayasasıdır” dedi. Cumhuriyetçi Avukatlar Derneği Başkanı Erdoğan Özer de anayasa taslağında “çeşitlilikte birliktelik” ilkesinin olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Bu ifade AB’nin kabul edilmeyen ancak uygulanmakta olan anayasasında ‘çeşitlilikte birleşmişlik’ olarak yer almaktadır. AB, uluslarüstü bir kurum yaratma çabasındadır. İfadenin biraz değiştirilerek hazırlanan anayasaya konulması dikkatlerden kaçmamıştır. Ayrıca anayasa taslağının 2. maddesinde altı ok, üç oka indiriliyor. Milliyetçilik, cumhuriyetçilik ve laiklik ilkeleri kalıyor. Taslak AB ve ABD’nin isteklerine harfi harfine uyuyor.” Din kültürü ve ahlak bilgisi kitabının yenilenmiş baskısında da Aleviliğe yer verilmedi. Hrant Dink’in katillerine övgü ? Haber Merkezi Türkücü İsmail Türüt’ün ‘Plan Yapmayın Plan’ adlı şarkısına uyarlanan ve kime ait olduğu belirtilmeyen Hrant Dink’in katillerine övgüler dizen klibinin Youtube’da yayımlanması tepkilere neden oldu. Dink cinayeti zanlıları O.S. ve Yasin Hayal’in kahraman olarak gösterildiği klipte türkünün sözlerinin, ülkücülerin önde gelen isimlerinden Ozan Arif’e ait olduğu belirtilirken sivil toplum kuruluşu temsilcileri, aydınlar ve Hrant Dink’in ailesinin avukatları olaya tepki gösterdi. Türüt olayla ilgili olarak, “Bu klip hiç yakışmadı. Ben sadece Karadeniz’de oynanan oyunlara dikkat çekmek istedim” diye konuştu. [email protected] hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ DTP destek için şartlarını açıkladı ANKARA (ANKA) DTP Diyarbakır Milletvekili ve Meclis Anayasa Komisyonu üyesi Aysel Tuğluk, AKP’nin başlattığı anayasa değişikliği sürecine, parti olarak destek vermelerinin şartlarını açıkladı. Tuğluk, yeni anayasada farklı etnik ve kültürel kimliklerin haklarının “güvence” altına alınmaması durumunda destek olmayacaklarını belirterek “Eğer bu maddede yeniden Türk etnisitesine dönük bir tanımlama yapılırsa, bu anayasanın tümden reddine bir gerekçedir bizim için” dedi. Tuğluk, anayasada, “Türkçenin resmi dil olması” gerektiğini belirterek farklı dilde eğitim, siyasi propaganda ve örgütlenme hakkının da anayasal güvenceye alınması gerektiğini belirtti. Tuğluk’un açıkladığı DTP’nin anayasa değişikliğine destek şartları şunlar: Vatandaşlık tanımı, partimiz için olmazsa olmaz değişikliklerden biridir. Ayrıca farklı dillerden eğitim ve öğrenimin yasa koyucunun inisiyatifine bırakılmadan, “anayasal güvenceye” kavuşturulmalı. CUMHURİYET 05 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle