19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 AĞUSTOS 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER AKP’ye sunulan yeni taslakta, üniversitelerdeki türban sorunuyla ilgili öneri de bulunuyor 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Türbanlı anayasa Anadol’dan DSP’ye eleştiri ? ZONGULDAK (AA) CHP Grup Başkan Vekili Kemal Anadol, Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde oturan annesini ziyaretinin ardından düzenlediği basın toplantısında, DSP’li milletvekillerinin cumhurbaşkanı seçimleri dolayısıyla TBMM’ye girmelerini eleştirdi. DSP’lileri en seçilebilir yerlerden aday gösterdiklerini belirten Anadol, “Hiçbir seçim masrafına katılmadan Ankara’dan milletvekili seçildiler. Şimdi ise Abdullah Gül’e yeşil ışık yaktılar’’ dedi. EMİNE KAPLAN Unuttuk Dostlar Unuttuk... Tekmil deniz kuşları kaçıyordu. Bulutlar uçuşuyor gibiydi. Sessizlik bize göre değil!.. Yelkenli gibi fora edilmiş sevdaları, o lacivert geceleri içimizde çoğalttığımız mevsimler yok artık... Lawrence’in duvarlara çizilmiş resimlerinde kalıyordu aşklar ve tutkular... Sevmek ve sevilmek!.. Uygar bir toplum olmak!.. Töre adı verilen cinayetler, kan davaları, intiharlar... Neden intihar ediyordu Batman’da genç kızlar? Batman’a imamlar gönderilmişti, doktorlar değil!.. Ne çabuk unuttuk dostlar!.. 12 Mart’lar; 12 Eylül’ler... Genç ölülerimiz, işkenceler, hapislik yılları... Tarikatlara verilen ödünler... Kenan Paşa ve arkadaşları... Zorunlu din dersleri, Kuran’dan ayetlerin Güneydoğu’da dağıtılması... Türk Tarih ve Dil kurumlarının kapatılması, 1982 Anayasası’nın oylamasından önce Fethullah’la yapılan pazarlık... Unuttuk bunları dostlar, unuttuk!.. Yıl 1974 ve Diyarbakır... Ofis Meydanı’na uzanan caddede onlarca kitapçı vardı. Hepsi sol yayınlar, romanlar, öyküler satardı... Yıl 1991... Aynı caddede o kitapçılar kapandı, yerini Hizbullahçılar, Fethullahçılar aldı... Faili meçhul cinayetler, PKK vahşeti, Hizbullah’ın devlet tarafından eğitilip kullanılması... ??? 90’lı yılların Diyarbakır’ı, Tunceli’si, Batman’ı... Anımsayan var mı o yılları?.. Bir kilo şeker, üç kilo un, iki kilo nohut!.. Fazlası yok!.. Tarikatlar o yıllar yayıldı Güneydoğu’da okulları ve yurtlarıyla... Terör o yıllar azdı!.. Hizbullah o yıllar PKK’yle birlikte Güneydoğu’yu kuşattı... Camileri kışla yaptı Hizbullah, devlet ise seyretti... Caddelerde, sokaklarda öldürüldü insanlar, boğazlanıp mezar evlere gömüldü... Devleti yönetenler “Hizbullah” denildiğinde “Yok öyle bir şey” yanıtı verdiler... Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Onat Kutlar, Ahmet Taner Kışlalı o yıllar öldürüldü... Unuttuk katledilenleri dostlar, unuttuk... 22 Temmuz’dan sonra vurgun yemiş olduk... Kızdık, öfkelendik!.. CHP’yi yerden yere vurduk, Deniz Baykal’a acımasızca saldırdık... Biliyorduk beceriksizdiler, eşi dostu listelere koymuştular... Biliyorduk ama fazla insafsızdık... Güney Amerika’da solun neden yükseldiğini bilmiyorduk. Çünkü okumayı, öğrenmeyi sevmiyorduk. Yıllardır solun iktidar olamadığı Ekvador’da, Correa’nun muz tröstü işadamı Noboa’yı nasıl ezip geçtiğini bilmiyorduk. Neoliberal emperyalizme karşı sol laboratuvar Güney Amerika’ydı... Slogan da şuydu: “Başka bir dünya mümkün...” ??? Yenilgi, yalnızlık ve hüzün... Batık bir kentte dolaşıyor gibiyim... Işıklar sönmüş, gramofonlar susmuş... Nedir yaşam, nedir kavga ve savaşım? Sevecenlik bir çiçek gibi açmıyor benim güzel yurdumda... Aziz Ergen’in “Kirli Ellerin İttifakı” kitabını okuyup bitirdim... Tunceli Ovacık Jandarma Bölük Komutanlığı... İmamlar komando mangasıyla köyleri dolaşıp Alevi yurttaşlara zorla namaz kıldırıyorlar... Alevi köylerine camiler ve mescit yaptırılıyor. Çocuklar Kuran kurslarına, imam hatip liselerine gönderiliyor... Yıl 1985... Aynı yıllarda Tokat, Erzincan, Batman, Diyarbakır, Şanlıurfa, Malatya, Muş, Elazığ, Trabzon’da da, Türkiye’nin değişik bölgelerinde de aynı fotoğrafları gördük... Unuttuk dostlar, unuttuk!.. Öyle üzülmeye, paniklemeye gerek yok!.. Solu ezdiler, yok ettiler!.. Dinci örgütlenmenin önünü açtılar! Şöyle bir bakın Venezüella’ya, Ekvador’a, öteki Güney Amerika ülkelerine... Orası Türkiye için bir laboratuvar olabilir. CKD’den MHP ve DSP’ye çağrı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD), bugün yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi 2. tur oylaması öncesinde, muhalefet partileri MHP ve DSP’ye Genel Kurul’a katılmama çağrısında bulundu. CKD’nin, parti liderlerine dün gönderdiği telgrafta, “Cumhurbaşkanlığı seçimi için yapılacak 2. tur oylamaya, Cumhuriyete olan sorumluluğunuzu anımsatarak Amerika ile gizli anlaşmalar yapan Abdullah Gül’ün seçilmesini önlemek için katılmamanızı diliyoruz” denildi. ANKARA Seçim meydanlarında türban konusunda adım atma sözü veren AKP, 22 Temmuz’un ardından beklemeden harekete geçiyor. Akademisyenlerce AKP’ye sunulan anayasa taslağında, üniversitelerdeki türban sorununun çözümüne yönelik bir öneride bulunulduğu öğrenildi. Taslağı hazırlayan komisyonun başkanlığını yapan Prof. Dr. Ergun Özbudun, konunun hassas olması nedeniyle sundukları öneriyle ilgili açıklama yapmasının söz konusu olmadığını söyledi. Özbudun, kişisel olarak üniversitelerde türban yasağına karşı olduğunu bildirdi. Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ergun Özbudun başkanlığındaki hukukçulardan oluşan komisyonun hazırladığı taslağın ayrıntıları netleşmeye başladı. Taslakta, anayasanın “din ve vicdan hürriyeti” başlıklı 24. maddesiyle “eğitim ve ? Akademisyenlerce AKP’ye sunulan yeni anayasa taslağında, üniversitelerdeki türban sorununun çözümüne yönelik bir öneri bulunduğu öğrenildi. Taslakta, anayasanın “din ve vicdan hürriyeti” başlıklı 24. maddesiyle “eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi” başlıklı 42. maddesinde değişiklik önerildi. Taslağı hazırlayan komisyonun başkanlığını yapan Prof. Dr. Ergun Özbudun, bir öneri sunduklarını, konunun hassas olması nedeniyle bir açıklama yapmayacağını söyledi. öğrenim hakkı ve ödevi” başlıklı 42. maddesinde de değişiklik önerildi. Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Özbudun, türban ve kıyafetle ilgili olarak bir öneride bulunduklarını, ancak konunun hassas olması nedeniyle bir açıklama yapmak istemediğini söyledi. Özbudun, “eğitimin laik esaslara göre yapılması”na ilişkin hükmün korunacağını belirtirken kişisel olarak üniversitelerde türban yasağına baştan beri karşı olduğunu bildirdi. Özbudun, “Bir öneride bulunduk. Bu konuda kararı AKP verecek” dedi. Mevcut anayasanın 42. maddesi, şu düzenlemeyi içeriyor: “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir. Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz. Eğitim ve öğretim hürriyeti, anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldıramaz.” da türban yasağını kaldıran yasa değişikliğini iptal ederken dayandığı maddelerin başında geliyor. Söz konusu iptal kararının gerekçesinde şöyle denmişti: “Laik hukuk düzeni, laik eğitimöğretim ve laik yönetim birbirinden ayrı düşünülemez. Laik eğitimde dinsel inançlara göre hiçbir ayrım gözetilemez. Anayasanın ‘Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi’ başlıklı 42. maddesinin üçüncü fıkrasında ‘Eğitim ve öğretim Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Anayasa Mahkemesi’nin iptal gerekçesi Söz konusu 42. madde, Anayasa Mahkemesi’nin 1989 yılın Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz’ denildikten sonra, dördüncü fıkrasında ‘Eğitim ve öğretim hürriyeti, anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldıramaz’ denilerek başlangıçtaki ilkelere bağlılık pekiştirilmiştir. Yükseköğretim kurumları bu yükümlülükler dışında tutulmamışlardır. Dersliklerde, laboratuvarlarda, klinik, poliklinik ve koridorlarda bilimsel yöntemlerle yetiştirilerek gerçeği bulmak için birlikte çalışmalar yapanların kardeşlikleri, arkadaşlıkları, dayanışmaları, yarınları için bile gerekli iken, onları dinsel gereklerle ayırmak, kimin hangi inançtan olduğunu gösteren bir işaretle belli etmek, onların yakınlaşmalarını, birlikte çalışıp karşılıklı yardımlaşmalarını ve işbirliğini önler; ayrılıklara, dinsel inanç ve görüşler nedeniyle çatışmalara yol açar.” D OKUNULMAZLIK OYUNU ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART ‘İktidara yargı gücü veriliyor’ ? AKP’nin anayasa taslağındaki “milletvekili tutuklamaya Meclis onayı” tartışma yarattı. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, “İktidara yargı gücü verilmiş olur, hâkimin yetkisi yasamaya devredilmiş olur, çok vahimdir” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’nin Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergun Özbudun başkanlığındaki öğretim üyelerine hazırlattığı anayasa taslağında milletvekili seçilmeye engel suçlarla ilgili olarak dokunulmazlık zırhının kaldırılması, “tutuklama ve tutulma hali”nin ise TBMM kararına bağlı olmasının öngörülmesi tartışma yarattı. AKP’nin Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergun Özbudun başkanlığındaki öğretim üyelerince hazırlanan taslakta, anayasanın 76. maddesinde sayılan milletvekili seçilmeye engel “zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma, terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik” suçlarından hüküm giymiş olanların dokunulmazlık zırhının kaldırılması öngörülüyor. Seçildikten sonra bu suçları işleyenler hakkında savcılık doğrudan harekete geçebilecek, yargılama yapabilecek. Milletvekillerinin “tutuklama ve tutulma” hali ise TBMM genel kurulunun kararına bırakılıyor. Konuya ilişkin olarak AKP İstanbul Milletvekili Ertuğrul Günay, “Bazı haber kırıntıları yayımlanıyor. Metni görmeden bir sey söylenemez, şu anda elimizde bir metin yok” dedi. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart ise, “Meclis’in tutuklama kararı vermesi çok vahim bir süreç olur, kabul edilemez. Meclis’in oylaması olayı siyasileştirir, o zaman iktidara yargı gücü vermiş olursunuz. Hâkimin en temel yetkilerini yasamaya devretmiş oluyorsunuz. Dokunulmazlık kavramının özünü ihlal etmiş olursunuz. İktidara muhalefete baskı yapma olanağı sağlanmış olur. Meclis kararıyla tutuklama olmaz” dedi. Kart, iktidarın dokunulmazlık konusunda gerçekten samimi olması durumunda mutlaka HSYK’nin idari ve mali özerkliğini sağlayacak düzenlemelerin de yapılması gerektiğini bildirdi. Kapusuz: Baykal siyaseti bıraksın ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Ankara Milletvekili Salih Kapusuz yaptığı yazılı açıklamada, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül’ün “Ne mutlu Türküm diyene” sözünü içine sindiremediği iddiasında bulunarak “müfteri” durumuna düştüğünü savundu.Gül’ün 7 değil, 77 göbekten Türk olduğunu söyledi. Kapusuz, “Sayın Baykal’a önerim, siyaseti kesin olarak bıraktığını açıklayıp hem kendisine hem de Türk milletine iyilik yaparak tüm ülkeyi rahatlatmasıdır” dedi. [email protected] DYP’liler atağa geçti ? ANKARA (ANKA) Demokrat Parti’nin kurulmasıyla kendisi fesheden ancak bir grup partili tarafından tekrar kurulan Doğru Yol Partisi’ne aralarında eski bakan ve milletvekilleri, işadamları, akademisyen ve bürokratların da olduğu 150 kişi üye oldu. DYP Genel Başkanı Çetin Açıkgöz, YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. Uğur Büget, eski Devlet Bakanı Orhan Kilercioğlu, öğretim üyesi ve gazeteci Emre Aygen gibi isimlerin de aralarında olduğu 150 kişinin DYP’ye katıldığını belirtti. Gül’e yetkisiz makam Erdoğan, Köşk’ün yetkilerinin sınırlandırılmasını istiyor: Cumhurbaşkanı, sadece vali ve büyükelçileri atayabilecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ergun Özbudun’un başkanlığındaki hukukçulardan oluşan komisyonun hazırladığı taslak, AKP’de incelemeye başlandı. AKP’de Genel Başkan Yardımcısı Mir Mehmet Dengir Fırat’ın başkanlığında 10 hukukçu milletvekilinden oluşan bir komisyon oluşturuldu. Komisyon, eylül ayında çalışmalarını tamamlayarak taslağı tartışmaya açacak. Başbakan Erdoğan, yeni anayasanın TBMM’den geçirilerek halkoylamasına sunulacağını açıkladı. Buna göre AKP, diğer partiler destek vermese bile anayasayı 330 ile 367 arasında oyla kabul ederek halkoylamasına gitmesini sağlayacak. Akademisyenlerce hazırlanan taslakta, cumhurbaşkanının atama yetkilerinin büyük ölçüde daraltılması, sadece vali ve büyükelçilerle sınırlandırılması öngörülürken, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Askeri Yargıtay üyeleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, HSYK üyelerinin seçimi ve rektör atamalarında Çankaya Köşkü’nün devre dışı bırakılması önerildi. Bu makamlara atamalarda kendi kurumlarına, Meclis ve Bakanlar Kurulu’na yetki verilmesi hedefleniyor. Taslağı hazırlayan Prof. Dr. Ergun Özbudun, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle yetkilerinin azaltılmasının bir çelişki yaratmayacağını belirterek, “Halk tarafından seçildiği halde cumhurbaşkanının yetkilerinin az olduğu ülkeler var” dedi. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 CHP İL BAŞKANI TEKİN ‘Varoşları geri alacağız’ İstanbul Haber Servisi CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, “Önümüzdeki süreçte İstanbul’da CHP’nin iktidarını müjdeleyebilirim” dedi. İstanbulluların önüne somut projelerle çıkacaklarını belirten Gürsel Tekin ulaşım, trafik, planlama, altyapı gibi konularda projeler hazırladıklarını, bunlarla İstanbul’un bir türlü çözülemeyen sorunlarına çözüm bulacaklarını söyledi. Özellikle CHP’nin seçimde zayıf olduğu bölgeleri tespit ederek çalışmalarını o bölgelerde çalışmalarını yoğunlaştıracaklarını ifade eden Tekin, “CHP’nin İstanbul’da zayıf olduğu bölgelerde seçmenlerimizi geri alacağız. Zayıf olduğumuz bölgelerde semt evleri açarak yurttaşlarla buluşacağız. CHP halkla yeniden kucaklaşacak. Özellikle kentin varoşlarını geri alacağız. O bölgeler daha önceden bizim seçmenimizdi. Kesinlikle bir kırgınlığımız yok. Onlara küsme hakkımız yok. Yurttaşlarla buluşarak taleplerini, beklentileri dinleyeceğiz” diye konuştu. BAĞIMSIZ CUMHURİYET PARTİSİ’NDEN BEKİR COŞKUN’A DESTEK Bartholomeos’a savcılık çağrısı ? İstanbul Haber Servisi Fener Rum Patriği Bartholomeos (Dimitri Arhondoni) hakkında Bulgar Ortodoks Kilisesi eski yönetim kurulu üyesi Bujidar Cipof’un suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturma devam ediyor. Bartholomeos, ekümenik iddiaları nedeniyle ifade vermek üzere Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı’na çağrıldı. ‘Başbakan kendine yer arasın’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bağımsız Cumhuriyet Partisi (BCP), Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Hürriyet gazetesi yazarı Bekir Coşkun’a yönelik sözlerini “küresel faşizmin gereğini yerine getirmek” olarak nitelendirdi. BCP Merkez Yönetim Kurulu’ndan dün yapılan açıklamada, “Başbakan, Bekir Coşkun’a ‘Çek git’ diyor. ‘Anayurdundan, baba evinden, sevdiklerinin mezarından ayrı yaşama cezası verdim sana. Yazdıkların rahatımı kaçırdı. Seni sürüyorum’ demeye getiriyor” denildi. BCP’nin açıklamasında şunlar kaydedildi: “Peki, Başbakan böyle davranma gücünü nereden alıyor? Her öfkelendiğinde, halkını da, halkının yazarlarını da nasıl böyle azarlayıp kovabiliyor? Yalnızca kişilik özellikleri ve gördüğü eğitimin niteliği ile açıklanamaz Başbakan’ın bu tutumu. Başbakan, küresel faşizmin kendisine yüklediği görevi yerine getiriyor aslında. Üstelik, İslamı da küresel faşizmin örtüsü gibi kullanarak... Bekir Coşkun ise hüzünlü... ‘Gidecek yerim yok’ diyor. Bizce var. Hiç dert etmesin Bekir Coşkun. Bağı, bahçesi, sarayı, hanı, gemisi, gemiciği, 2B’den çevirdiği arazisi yoksa da bu halkın Bekir Coşkun gibi yurtseverleri ve namuslu kalemleri her zaman konuk edecek sıcacık bir yüreği var. Asıl Başbakan kendine yer arasın!” CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle