25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 AĞUSTOS 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cumhurbaşkanı, Erdoğan’dan kabine listesini yeni cumhurbaşkanına sunmasını istedi Yener Karahanoğlu. 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Listesi cebinde kaldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Tayyip Erdoğan’dan kabine listesini yeni cumhurbaşkanına sunmasını istedi. Erdoğan, listenin onaylanmaması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, Sezer’in yeni cumhurbaşkanına bir nezakette bulunduğunu söyledi. Erdoğan, dün 60. Hükümet’in kabine listesini sunmak üzere Çankaya Köşkü’ne çıktı. Erdoğan, köşke çıkmadan önce Manisa Milletvekili Bülent Arınç ile bir süre görüştü. Erdoğan’ın kabine listesi konusunda Arınç’ın görüşünü aldığı belirtildi. Sezer ile yaklaşık 18 dakika süren görüşmesinin ardından açıklama yapan Erdo Yaşam Ağacı... Bazen yitip gidiyor zaman. Dur durak yok. İnsanın içi daralıyor, hüzünleniyor... İşte öyle bir günün ilk saatlerindeyim... Denize doğru uzanan o ahşap iskeleyi düşünüyorum. Çakıl taşlarıyla oynayan çocuklarla birlikteyim. Ağlarını toplayan balıkçılarla selamlaşıyorum... Bilir misiniz, ağacın duruşu esen yeli gösterir... O bir yaşam ağacıdır. Uzun soluklu acılar vardır ya, o esen yelle birlikte kimi kez kaybolur, kimi kez de yüreğimizin derinliklerine iner... Soluk alıp verir insan!.. Başını göğe çevirir... Ben böyle günlerde çocukluğumu, gençliğimi düşünürüm... Bir şiir geliyor aklıma sabahları... Kendi kendime mırıldanırım: “Dinle bak yeryüzü soluyor.” Her şeyi bağışlatan uzaklık, değişen mevsimler beni deli eder, çılgınlaştırır... Ülkemi severim!.. Çünkü ben önce yurtsever, sonra solcuyum... Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu laik, demokratik Cumhuriyetten yana tavır koydum yaşamım boyunca... Hiç ödün vermedim!.. Pek çok arkadaşım 20’li yaşlarda öldürüldü, darağacına gitti... İşkencelerden geçtik, geçirildik... Tarikat şeyhleriyle, din baronlarıyla, onların müritleriyle mücadele ettik... ??? Gözlerimi kapadığımda akşamüstü esintileri başlıyor... Kuzguncuk’ta bir kahvede oturup çay içerken Boğaz’dan geçen gemileri seyrediyorum... Düşünüyorum... Benim ülkem dinci bir kuşatma altında... Bunun adı “İslamcı kuşatma”dır, çok iyi biliyorum... Din tacirleri “Köşk’e Gül harekâtı”nı kitaplarında anlatıyorlar... “Köşk’e Gül harekâtı halkın cumhurbaşkanını seçme harekâtıdır. Aynı zamanda demokratik, sivil ve herkesi kucaklayan zihniyetin Köşk’e taşınması harekâtıdır...” Biliyorum, canınızı sıkıyorum... Biliyorum, sizi umutsuzluğa sürüklüyorum... Ama şunu söylemek istiyorum: Ben umudumu hiç yitirmedim... Ne demişti Cüneyt Arcayürek: “Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın!” Bazı okurlar mektuplar atıyor elektronik posta kutuma: “Cumhuriyet’in fiyatını düşürün, daha çok satın, daha çok okutun...” İyi de, daha ucuz bir Cumhuriyet olması için ne gerekir? Cumhuriyet’in bir medya patronuna satılması!.. Bu gazete İlhan Selçuk’un önderliğinde ne günler yaşadı, sorunlarını nasıl aştı? Belki bir gün İlhan Ağabey yazıp anlatır... Serin bir İstanbul sabahı... Kendi düşlerimle baş başayım!.. Türkiye bir yerlere götürülüyor hızla... Mustafa Kemal Atatürk’ün 84 yıl önce kurduğu laik, demokratik Cumhuriyetin, aydınlanma devriminin öcü alınıyor... Bir yandan ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi yaşama geçiyor, Türkiye bölücülük çaprazında kıvranıyor... “Sıkmabaş”ı demokratik hak ve özgürlükler sanan zavallılar, Emin Çölaşan’ın başına gelenler, gerçek bir Türkiye fotoğrafı olarak karşımıza çıkıyor... ??? Denize doğru uzanan o ahşap iskelede çocuklar vardır, biliyorum... Hüzünlerini çoğaltan balıkçılar... Haydi söyleyin bakalım, ağacın duruşu esen yeli mi gösterir, yoksa uzun soluklu bir acıyı mı? Ah biz ne acılar çektik, ne hüzünler gördük... Geçer güzelim, geçer çocuğum, bugünler de geçer... Mustafa Kemal’in kurduğu laik, demokratik Cumhuriyetin temelleri sağlamdır!.. Ne dinciler, tarikatçılar, din baronları ne de devlet içinde örgütlü çeteler, ABD, AB, Soros çocukları çökertebilir benim Cumhuriyetimi!.. Geçer, inan ki geçer!.. Mücadele daha yeni başladı... Komutanlardan Sezer’e veda ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer dün Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ı kabul etti. Çankaya Köşkü’ndeki haftalık görüşme, yaklaşık yarım saat sürdü. Görüşmede, Büyükanıt’a, 30 Ağustos itibarıyla emekliye ayrılan Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Yener Karahanoğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Cömert de refakat etti. Karahanoğlu ve Cömert, Sezer’e veda ettiler. ? Cumhurbaşkanı Sezer, Erdoğan’ın kabine listesini yeni cumhurbaşkanına sunmasını isteyerek kabul etmedi. Erdoğan, Sezer’in tavrına ilişkin soruları “Benim için de sürpriz oldu. Doğrusu beklemiyordum” diye yanıtladı. AKP Grup Başkanvekili Ergin ise, “Bir gün önce Anayasa Mahkemesi, YÖK ve Danıştay’a üye atarken de aynı hassasiyeti gösterseydi jest yaptı diye düşünürdük” dedi. ğan, yeni kabine listesini sunmak üzere Cumhurbaşkanı Sezer’in huzuruna çıktığını, ancak daha listeyi sunmadan Sezer’in “Listeye gerek yok, yeni cumhurbaşkanına sunmanız isabetli olacaktır” dediğini söyledi. Erdoğan, Sezer’in yeni cumhurbaşkanının seçilmesine çok kısa bir süre kaldığını belirttiğini ve “Bunu ben değil, yeni cumhurbaşkanı alsın” dediğini kaydetti. Başbakan, “Yeni cumhurbaşkanı açısından bu bir jesttir diyebilir miyiz” sorusu üzerine, “Bana göre gayet olumlu, müspet bir yaklaşım” yanıtını verdi. Hazırladığı listeyi yeni cumhurbaşkanına aynen mi sunacağı, yoksa değişiklik yapılıp yapılmayacağının sorulması üzerine de Erdoğan, “Olabilir, o yüzden açıklamadım listeyi” diye konuştu. Bir başka soru üzerine Erdoğan, “Buna onaylanmama demeyin, listeye bakmamıştır. Yeni cumhurbaşkanına bir nezakette bulunmuştur diye düşünüyorum” açıklamasını yaptı. Erdoğan, akşam saatlerinde Köşk’te işadamı Jak Kamhi’ye “Devlet Üstün Hizmet Madalyası” verilmesi dolayısıyla düzenlenen tören ve resepsiyona da katıldı. Erdoğan, burada gazetecilerin konuya ilişkin soruları üzerine “Benim için de sürpriz oldu. Doğrusu beklemiyordum” yanıtını verdi. Kabinede Gül’ün adı var Erdoğan, kabine listesinde Gül’ün de adının bulunduğunu belirterek “Aksi saygısızlık olurdu. Çünkü daha ne olacağı belli değil ki” dedi. Resep siyonun ardından Erdoğan, Başbakanlık Resmi Konutu’na geçti. Erdoğan’dan 15 dakika sonra, cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül de konuta geldi. Bu arada MİT Müsteşarı Emre Taner’in, Gül’ün gelişinden 10 dakika sonra konuttan ayrıldığı görüldü. Erdoğan ve Gül arasındaki görüşme yaklaşık 1 saat sürdü. AKP Grup Başkanvekili Sadullah Ergin ise, Sezer’in böyle bir kararını beklemediklerini belirterek “Bir gün önce Anayasa Mahkemesi, YÖK ve Danıştay’a üye atarken de aynı hassasiyeti gösterseydi daha uyumlu olurdu. Ötekilerde de aynı tavrı gösterseydi, jest yaptı diye düşünürdük” dedi. SEZER’İN TAVRI TBMM’de frak tartışması ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanlığı, CHP’li Güldal Mumcu ve MHP’li Meral Akşener’in Meclis başkan vekilliğine seçilmesinin ardından yaşanan frak tartışmalarıyla ilgili araştırma yaptı. Alınan bilgiye göre Meclis yetkilileri, araştırma sonunda TBMM Başkanı Köksal Toptan’a konuyla ilgili sunumda bulundu. Sunumda, Bakanlar Kurulu’nun 1925 tarihli “Resmi Merasimde Giyilecek Elbise ve Teferruatı Hakkında Talimatname’’ başlıklı kararında, frakın tanımının “erkek kıyafeti’’ şeklinde yapıldığı belirtildi. Büyükelçilerin güven mektubu sunarken frak, kadın büyükelçilerin ise koyu renk döpiyes giydiği örneğine yer verilerek, kadın TBMM başkan vekilleri için de “siyah döpiyes, içine beyaz bluz ve gömlek’’ önerisinde bulunuldu. Bunun için TBMM İçtüzüğü’nün 56. maddesinde değişikliğe gidilmesi gerektiği ifade edildi. CHP: Tepki içeren bir jest ? CHP’li Özyürek, Sezer’in 60. hükümet listesine ilişkin tavrının Erdoğan’ın “listenin aynen onaylanmasını istiyorum” açıklamasına tepki olduğunu belirtirken MHP’li Paçacı, “Hem hükümete hem de yeni cumhurbaşkanına jest yaptı” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in, “60. hükümetin listesinin yeni cumhurbaşkanına sunulması’’ isteğini “tepki içeren bir jest’’ olarak değerlendirdi. Özyürek, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın önceki günkü basın toplantısında, “Ben bir takım kuruyorum, bu takımla çalışacak olan benim, öyleyse bu listenin aynen onaylanmasını istiyorum’’ dediğini söyledi. MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı, 11. cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili anayasal sürecin devam ettiğini anımsatarak şunları söyledi: “Yeni cumhurbaşkanı, en geç 15 gün sonra belirlenecek. Sezer, değişiklik yetkisini, yeni seçilecek cumhurbaşkanına bırakıyor. Sayın Sezer’in yaptığı, hem hükümete hem de yeni cumhurbaşkanına bir jesttir. Sayın Sezer’in tavrını doğal ve doğru buluyoruz.’’ Demokrat Parti (DP) Genel Başkanlığı’ndan istifa eden, ancak önceki gün kongreye Mehmet Ağar kadar genel başkanlığa devam edeceğini açıklayan Mehmet Ağar, 22 Temmuz milletvekili genel seçimlerinden sonra dün ilk defa parti genel merkezine geldi. Ağar, partiye gelişinde parti yöneticileri, Genel İdare Kurulu üyeleri ve parti çalışanları yeniden tarafından alkışlarla karşılandı. Ağar, bir gazetecinin, parti genel merkezine gelmesi duygularını sorması üzerine, “Burası bizim yuvamız, her zaman buradayız DP Genel nedeniyle biz. Hangi pozisyonda olursak olalım bu yuvadan çıkmayız’’ diye konuştu. Bu arada karşılamaya parti yönetiminden sadece Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Merkezi’nde Ağar’ı Yardımcısı Vekili Ahmet Uyanık’ın gelmesi de dikkat çekti. (Fotoğraf: AA) ‘Nezaketi zorladı’ Özyürek, bu açıklamanın, cumhurbaşkanı makamına karşı nezaketi zorlayan bir ifade olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Sayın Cumhurbaşkanı’nın, bu ifadeden sonra önüne getirilen listeyi onaylaması isteniyordu. Başbakan, Cumhurbaşkanı’nın herhangi bir değişiklik talebi olursa yeni cumhurbaşkanını bekleyeceğini söylemişti. Sayın Cumhurbaşkanı, tartışma ve polemiğe girmeden, ince bir jestle listenin onaylanmasını yeni cumhurbaşkanına bıraktı.’’ Özyürek, Sezer’in davranışını, “Başbakan’ın dünkü konuşmasına tepki içeren bir jest’’ olarak nitelendirdi. Gül’ün dış politika ısrarı Çankaya Köşkü’ne çıkması durumunda, dış politikanın Irak, Ortadoğu ve ABD ile ilişkiler gibi dosyalarını beraberinde götürmeyi planladığı belirtildi BAHADIR SELİM DİLEK Altınoluk çıkarması ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) CHP’de, genel merkez karşıtları Altınoluk’ta bir araya geldi. Altınoluk Akçam Otel’de toplanan muhalifler, dün saat 13.00’ten akşam saatlerine dek, izleyecekleri stratejileri ve CHP’nin geleceğini tartıştı. Eski milletvekilleri ve parti meclisi üyelerinin de yer aldığı toplantıya İsmet İnönü’nün torunu eski İstanbul Milletvekili Gülsün Toker, eski Tekirdağ Milletvekili Mehmet Kesimoğlu, eski İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel gibi isimler de katıldı. Toplantının CHP Balıkesir İl Başkanı Münir Balkanlı’nın organizas yonuyla yapıldığı kaydedildi. Toplantıya katılanlardan Hakkı Ülkü, “Bir çoban ateşi yakmaya çalışıyoruz” diye konuştu. ANKARA AKP’nin, Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı adayı göstermesinden sonra, diplomasi kulislerinde bundan sonraki sürece ilişkin değerlendirmeler ve planlamalar da konuşulmaya başlandı. Edinilen bilgilere göre Gül, cumhurbaşkanı olması durumunda, dış politikadaki Arap ülkeleri ve ABD ile ilişkiler, Ortadoğu, Irak, İslam Konferansı Örgütü, İsrailFilistin sorunu gibi konularda etkin konumunu sürdürecek. Bu çerçevede Gül’ün Dışişleri Bakanlığı’ndaki yakın çalışma arkadaşlarını “Başdanışman” sıfatıyla Çankaya Köşkü’ne gö türmek istediği öğrenildi. Gül, dış politikada etkin olma çabasına örnek olarak da 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i gösterdi. Edinilen bilgilere göre Gül, yakın çalışma arkadaşlarına Demirel’in özellikle terörist Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkarılması ve sonrasında Arap ülkelerinin devlet başkanları ile yaptığı ikili temasların, cumhurbaşkanının görev ve sorumlulukları ile ters düşmediğini anlattı. Kendisinin de cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda benzer bir yaklaşım içinde olacağını belirten Gül, dört yıllık Dışişleri Bakanlığı döneminden gelen deneyimini Çankaya Köşkü’nde de kullanmak istediğini söyledi. Ancak diplomasi kulislerinde, Gül’ün, “dış politikada etkin bir cumhurbaşkanı” olmak istemesine karşın Türkiye’deki devlet geleneğinin buna aykırı olduğu konuşuluyor. Kulislerde, “Demirel devleti çok iyi tanıdığı için sorun yaşanmadı” yorumları yapılırken eşi Hayrünnisa Gül’ün, türban konusunu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşımış olmasından dolayı, Gül’ün cumhurbaşkanı olması durumunda, bu konunun özellikle Türkiye’ye yönelik muhalif tutumları ile öne çıkan Fransa ve Almanya tarafından kullanılacağı değerlendirmeleri de öne çıktı. Bu yöndeki eğilimini yakın çevresi ile paylaşmasından son ra, diplomasi kulislerinde, “AKP, iktidardaki 5 yıl boyunca devlet politikası dışında yaklaşımlar içine girdi. Bunların çoğu, devletin ilgili kurum ve kuruluşlarınca saptanmış devlet politikalarıydı. Şimdi, devletin birliğinin temsil edildiği makama o politikalar ile birlikte çıkmak, önemli sıkıntıları da beraberinde getirir” yönünde yorumlar da gündeme geldi. Gül’ün Köşk’e çıkması durumunda, danışman kadrosunun tamamını değiştirmesi de bekleniyor. Bu çerçevede, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın dış politika danışmanlarından Ahmet Davutoğlu’nun da Gül’e danışmanlık yapabileceği konuşuluyor. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 TÜSİAD BAŞKANI YALÇINDAĞ: Hayrünnisa Gül’ün türbanını savunmaya çalışırken verdiği örnekler gerçeklerle örtüşmüyor Uzlaşma çağrısıyla Gül’ü kastetmedik Haber Merkezi Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, “Kabineyi oluştururken sayın Başbakan’ın 22 Temmuz seçimleri ardından yaptığı konuşmanın aynısını icraatlarında da bekliyoruz. Tıpkı sayın Gül gibi’’ dedi. NTV/CNBCe ortak yayınına katılan Yalçındağ, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaptıkları uzlaşma çağrısıyla, Abdullah Gül’ün adaylığını kastetmediklerini belirtti. Yalçındağ, bunun, Gül’ün yetersiz olduğu anlamına gelmediğini ifade ederek, Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı seçiminden dolayı krize sürüklenmesini istemediklerini, bu nedenle de uzlaşma dediklerini aktardı. Gelinen noktada Gül’ün büyük ihtimalle cumhurbaşkanı olacağını belirten Yalçındağ, Gül’ün adaylığını açıklarken yaptığı konuşmaların takipçisi olacaklarını söyledi. Yalçındağ, “Önceliğimiz ekonomidir. Bence enerjimizi ekonomide yapmamız gerekenlere (yönlendirmeliyiz). Anayasa eğer tartışılacaksa, bunun başlangıç noktası Atatürk ilke ve inkılapları olmamalıdır’’ dedi. Erdoğan 22 Temmuz gecesi, “AKP’yi tercih etmeyenlerin mesajlarını anlıyorum. Cumhuriyetimizin çağdaşlaşma hedeflerinin takipçisi olacağız’’ görüşünü dile getirmişti. İP’den Gül’ün adaylığına tepki ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İşçi Partisi İzmir İl Başkanlığı’nda basın açıklaması yapan Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Müjdeci, AKP’nin cumhurbaşkanlığı için aday gösterdiği Abdullah Gül’ün 3 Nisan 2003 tarihinde ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ile birlikte gizli bir anlaşma imzaladığını, bu durumda “Ne ABD ne AB tam bağımsız Türkiye” sözünün sadece “lafta” kalacağını söyledi. ‘Erdoğan tarihi saptırıyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, AKP’nin cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül’ün türbanını savunurken Atatürk’ün eşi Latife Hanım ve annesi Zübeyde Hanım’ı örnek göstererek tarihi de çarpıttı. Erdoğan, Hayrünnisa Gül’ün türbanı konusunda, “Atatürk’ün eşine bak, annesine de bak. Türkiye Cumhuriyeti’nin Birinci Cumhurbaşkanı Atatürk’ün eşine bakarsın, o da size ders olur” derken, Latife Hanım’ın başörtüsü kullandığı dönemin toplumsal koşullarının gerektirdiği bir tercihmiş gibi sunması dikkat çekti. Latife Hanım’ın da, Zübeyde Hanım’ın da örtünme biçimlerinin türbanla ilgisi bulunmadığına, Latife Hanım’ın başı açık ? Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. İsmet Görgülü, Erdoğan’ın tarihi saptırdığını vurgulayarak “1923’e bakan kişi, aynı zamanda 1600’e de bakabilir. Osmanlı saray kadınlarının, padişahların eşlerinin başı açıktı. Onlar Müslüman değil miydi” diye sordu. Görgülü Anadolu’da türban kültürü olmadığına da dikkat çekti. onlarca fotoğrafına değinmeyen Erdoğan, Atatürk’ün eşinin başörtülü fotoğraflarının kıyafet devriminden ve laikliğin anayasaya girişinden önce olduğunu da “görmezden geldi”. Latife Hanım’la Atatürk, 29 Ocak 1923’te evlenmişti. Şapka ve kıyafet devrimleri ise 1925’te yürürlüğe girdi. 1924 Anayasası’nda yapılan değişikliklerle de 1928’de “Devletin dini İslamdır” ifadesi anayasadan çıkarılmış, 1937’de ise “laiklik” ilkesi anayasaya girmişti. Latife Hanım, kılıkkıyafet devriminin ardından türban takmadı. Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. İsmet Görgülü de Erdoğan’ın tarihi saptırdığını vurgulayarak “1923’e bakan kişi, aynı zamanda 1600’e de bakabilir. Osmanlı saray kadınlarının, padişahların eşlerinin başı açıktı. Onlar Müslüman değil miydi” di ye sordu. Anadolu kültüründe “türban” bulunmadığını da vurgulayan Görgülü, “Eskiden yıkanma, temizlenme koşulları şimdiye göre daha zahmetli ve kısıtlı olduğundan, tarlada, bahçede çalışan kadınlar kendilerini kirden, tozdan korumak için başörtüsü takardı. Bunu sadece kadınlar değil, erkekler de kullanırdı” dedi. Görgülü, “Atatürk’ün annesinin de, eşinin de kullandığı başörtüsüdür, türban değil. Bu asla bir kıyas olamaz” diye konuştu. Erdoğan’ın açıklamalarını “kurnazlık” olarak değerlendiren Görgülü, “Başörtüsü ayrı, türban ayrı. Yapılan yorum hiç gerçekçi değil. Türban, İslamiyetin değil Amerikan İslamının gereğidir” dedi. CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle