19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 TEMMUZ 2007 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA SEÇİME DOĞRU EĞİTİM VE SAĞLIK Hekimler, AKP’ninIMF ve Dünya Bankası’nın isteğiyle sağlığı özelleştirmeye çalıştığına dikkat çekti UZMANLAR PARTİLERİN PROGRAMLARINI DEĞERLENDİRDİ 9 Sağ piyasadan yana ıp Kurumu Genel Sekreteri Dr. Ali T partilerin bilS T Rıza Üçer, AKP ve CHP’nin programladirgelerini incelediklerinde CHP’nin SağAKP , MHP , DP , GP ve LDP’nin sağlık alarındaki sağlıkla ilgili bölümlerde çok fazla ürk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy, ağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Genel Başkanı Köksal Aydın, Eğitimde laiklik endişesi NİHAN İNAL lıkta Dönüşüm Programı’nı daha eşitlikçi yorumlamaya çalıştığını söyledi. MHP’nin prim ücret tabanını yükseltmek istediğini belirten Gürsoy, AKP’nin sağlığı adım adım özelleştirmeye çalıştığına dikkat çekti. ŞULE KÖKTÜRK/SİBEL BAHÇETEPE nına dönük programlarında sağlık ve sosyal güvenliği piyasaya emanet ettiğini söyledi. Aydın, partilerin tümünün IMF ve Dünya Bankası’nın isteğine harfiyen uyacaklarını taahhüt ettiklerini belirtti. fark olmadığını belirterek, AKP’nin programındaki Genel Sağlık Sigortası’nın (GSS), CHP’nin programında Ulusal Sağlık Sigortası (USS) olduğunu, ancak kaynağının nasıl sağlanacağının muğlak olduğunu ifade etti. AKP’nin iktidarı döneminde hız verdiği özelleştirmelerden sağlık da nasibini aldı. Parti programlarına bakıldığında “Her işin başı sağlık” sözü 22 Temmuz genel seçimi sonucunda da Meclis’te kendini savunacak bir parti bulamayacak gibi görünüyor. Parti programlarını inceleyen uzmanlar, Meclis’e girmesi olası üç parti Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) sağlık programlarında fazla bir fark olmadığını, içlerinden yalnızca, CHP’nin sağlık programında sağlığın temel bir hak olduğunu, sağlıkta eşitlik ilkesini vurguladığına dikkat çekiyorlar. AKP, Genç Parti (GP) ve Liberal Demokrat Parti’nin (LDP) sistemi özelleştirmeyi amaçladığını ifade eden uzmanlara göre, IMF ve Dünya Bankası programlarını tümüyle karşılarına alma cesareti gösteren, bağımsız adaylarla Meclis’e girmeye çalışan ya da temsil edilme şansı oldukça düşük Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP), Emek Partisi ve Türkiye Komünist Partisi (TKP). İşçi Partisi de, “Milli Sağlık Sistemi” ile sistemi yeniden örgütleyerek tüm yurttaşlara ücretsiz sağlık hizmeti vermeyi, sağlık için tüm kaynakları etkin kullanmayı öngörüyor. Maltepe Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Betül Çotuksöken, CHP ve DP’nin eğitim programlarını olumlu bulurken, MHP’nin laiklik konusunda endişe verici olduğunu söyledi. Prof. Çotuksöken, eğitim programlarının uygulanabilirliğinin olmadığını söyledi. Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu ise, “Artık sistem tıkanmıştır. Tıpkı ekonomide olduğu gibi eğitimde de ya pısal bir dönüşüm zamanı gelmiştir”’ dedi. Maltepe Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Betül Çotuksöken ile Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, 22 Temmuz Genel seçimleri öncesi partilerin kamuoyuna duyurdukları eğitim programlarını Cumhuriyet’e değerlendirdi. ‘CHP EĞİTİME DUYARLI TEK PARTİ’ Çotuksöken: Partilerin programları uygulanamaz Sağlık çalışanları zaman zaman AKP politikalarını sokağa çıkarak protesto ettiler. rtaya konan eğitim programlarının uygulanabilirliğinin bulunmadığını anlatan Maltepe Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Betül Çotuksöken’in partilerin programlarına ilişkin değerlendirmeleri şöyle: : Seçim bildirgesinde öncelikli olarak eğitim hakkı üzerinde durulması büyük önem taşıyor. “CHP bu konuda duyarlı tek parti” olduğunu ortaya koyuyor. Partiler içinde sadece CHP seçim bildirgesinde laikliğe açıkça vurgu yapıyor. CHP, “Biz bu dünyanın birtakım değerleriyle, evrensel değerlerle daha çok buluşuyorsak bunu laik Cumhuriyete, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyete borçluyuz” diyor. CHP’nin eğitim programında iktidara gelmesi halinde 18. şurayı yapacağı maddesi de önemli. “CHP hükümet kurma şansını elde ederse yeniden bir şura toplaması, Cumhuriyetin kazanımlarıyla örgütlenmiş yapıları bize tekrar anımsatması açısından büyük önem taşıyor.” CHP’nin Türkçeye yapmış olduğu vurgu da çok önemli. Bu vurgu diğer partilerden farkını ortaya koyuyor. : En ayrıntılı bilgiler DP’nin programında var. İlk olarak bir durum saptaması yap O PARTİLERİN VAATLERİ AKP, DP, GP ve LDP programlarında adım adım özelleştirilecek bir sağlık sistemini öngörüyor. Sosyalist partiler dışındaki diğer tüm siyasi partilerin sağlık sorunlarına bakış açıları “Sağlıkta dönüşüm programı”na benzer çalışmalar içeriyor. CHP 224 sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesine Dair Kanun’un günümüz koşullarına göre düzenlenmesi ile sağlık ocağı sistemini etkinleştirmeyi amaçlayan CHP Ulusal Sigorta Sistemini öngörüyor. Nüfus cüzdanı olanın sağlık hizmetinden faydalanmasını öngören CHP programında, Türkiye gerçekleriyle bağdaşmayan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’nın yeniden düzenlenmesini hedefliyor. İP “Milli Sağlık Sistemi” ile kaynakları etkin kullanarak bütün yurttaşlara ücretsiz sağlık hizmeti vermeyi amaçlıyor. “Sağlık Seferberliği”nde bir milyon genci eğiterek görevlendirecek olan İP, sağlıkta koruyuculuğa ve erken tanıya öncelik verecek. İP bütün yurttaşlar için köymahalleokul ve işyeri düzeyinde kitle sporu ve yeterli beslenme programları örgütleyecek ve gerekli altyapıyı hızla inşa edecek. Türkiye’nin genetik ve sağlık teknolojileri alanında atılımını gerçekleştirecek. ÖDP, EMEP ve TKP sağlık ve sosyal güvenlik alanında da IMF ve Dünya Bankası programlarını reddediyor, sağlığın sosyalleştirilmesini amaçlıyor. TKP bütün özel hastane ve sağlık kurumlarını kamulaştırmayı hedefliyor. MHP, aile hekimliğini uygulayacak, prim ücret tabanını daha yükseltecek. Vatandaşın sağlık hizmeti bedelini hastaneye ödemesi uygulamasını kaldıracak, hizmet bedelinin “Sağlık Sandığı Kurumu” tarafından ödenmesini sağlayacak. AKP adım adım özelleştirmeyi, GP kamu sağlık kurumlarını vakıflara ve özel kurumlara devretmeyi amaçlıyor. ‘Sosyalist partiler dışındaki partilerin bakış açısı aynı’ diyen Gürsoy: CHP Sağlık özelleştiriliyor ürk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy, sosyalist partiler dışındaki diğer tüm siyasi partilerin sağlık sorunlarına bakış açılarının “Sağlıkta dönüşüm programı” çerçevesinde benzer çalışmalar olduğunu söyledi. Gürsoy 22 Temmuz genel seçimleri öncesinde siyasi partilerin sağlık ile ilgili programlarını değerlendirdi. Gürsoy, partilerin seçim bildirgelerini incelediklerinde CHP’nin Sağlıkta Dönüşüm Programı’nı daha eşitlikçi yorumlamaya çalıştığını, MHP’nin ise prim ücret tabanını daha yükseltmeyi talep ettiğini gördüklerini söyledi. Gürsoy, AKP’nin sağlığı adım adım özelleştirmeye çalıştığına dikkat çeken Gürsoy, “Sosyalist partilerin siyasi iktidara bugün için ulaşma ihtimali bulunmasa bile bu son derece çağdaş ve TTB’nin benimsediği sürdürülebi T lir bir programdır. GP ve LDP ise kamu sağlık kurumlarının ya vakıflara ya da özel kesime verilmesini istemektedir. Yani sağlık sisteminin tümüyle özelleştirilmesinden yanadır. Genel Sağlık Sigortası (GSS) yerine özel sağlık sigorta sisteminin yaygınlaştırılmasını istemektedir” diye konuştu. AĞ PARTİLER ÖZEL HİZMETİ ‘S MEŞRU GÖRÜYOR’ Gürsoy, CHP’nin ve MHP’nin karma bir modeli savunduğunu, Demokrat Parti’nin ise (DP) özel ağırlıklı karma bir sağlık sistemini savunduğunu dile getirdi. Gürsoy, şöyle devam etti: “İktidar ve sağ partiler, sağlıkta özel alandan hizmet almayı meşru görüyor. Mecburi hizmet konusunda AKP’den farklı düşünen CHP, mahrumiyet bölgelerinde hizmet yapacak hekimlerin gittikleri bölgede ne kadar kalacaklarını ve bitiminde nereye geleceklerini bileceklerini söylüyor. Ayrıca, CHP’nin sağlık ocaklarını ve sağlık evlerini çağdaşlaştırmak, yaygınlaştırmak ve birinci basamak sağlık hizmetlerini geliştirmek istediğini görüyoruz.” DP mış. Eğitim ile ilgili olarak oldukça sistematik bir reform belirlemesi var. İşin kuşku verici yanı ise bunları nasıl uygulayacağı. Ayrıca DP’nin iktidar olursa “Üniversitelerde türbanı serbest kılacağı” açıklaması “AKP’nin kemikleşmiş oylarına seslenmek” amacını taşıyor. : 4 yıl içerisinde büyük deneyim kazandı. AKP hükümeti gerçekten birtakım şeyler yaptı, bunları görmezden gelmemeliyiz. Okulöncesi eğitimde yüzde 25’lik bir artış oldu. : Eğitimdeki laiklik düzen konusunda endişe verici. MHP’nin programında Kuranıkerim’i okuma anlama gibi birtakım derslerin 6. sınıftan itibaren din dersine ek olarak verilmesini doğru bulmuyorum. Laik bir devlet içerisinde din eğitiminin zorunlu tutulması gibi bir şey olmamalı. Partilerin hazırladıkları eğitim programlarında ortak paydaların da olduğunu belirteren Çotuksöken, “En katı söylemleri olan MHP bile küresel ve evrensel değerlere bağlı. Partilerin neredeyse hepsi temel eğitimin 8 yılın üzerine çıkmasını istiyor” dedi. Çotuksöken, meslek eğitimi ile bağlantılı olarak meslek liselerine ilişkin bütün partilerin net tavır koymaktan kaçındığına işaret etti. AKP MHP ‘EĞİTİMDE YAPISAL DÖNÜŞÜM ŞART’ Aydın, sağ partilerin sağlığı piyasaya emanet ettiğini söyledi ‘Sağlıkta yıkım programı’ ağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Başkanı Köksal Aydın, AKP, MHP, DP, GP ve LDP’nin sağlık alanına dönük programlarında sağlık ve sosyal güvenliği piyasaya emanet ettiği sonucunun çıktığını söyledi. Aydın, ufak farklılıklarla birlikte partilerin tümünün IMF ve Dünya Bankası’nın sağlık ve sosyal güvenlik alanında yapılmasını istediği uygulamalara harfiyen uyacaklarını taahhüt ettiklerini söyledi. “Sağlıkta Dönüşüm Programı”nın yıkım programı olduğunu anımsatan Köksal Aydın, bu programı açıktan savunan partinin AKP olduğunu dile getirdi. Köksal, “AKP ve MHP, seçim bildirgelerinde birinci basamak sağlık hizmetlerinin ücretsiz olacağı vurgulanmakta, zaten parasız olması gereken sağlık ocağı hizmetlerinin bedava verileceği müjdelen Pehlivanoğlu: Vaatler kısa vadeli ve gerçeklerden uzak ürk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu ise, “Artık sistem tıkanmıştır. Tıpkı ekonomide olduğu gibi eğitimde de yapısal bir dönüşüm zamanı gelmiştir” dedi. Vaatler hâlâ 20. yüzyıl bakış açısını taşımakta, 2023’te bile okullaşma kavramının aynen devam edeceği varsayılmaktadır. Vaatler, eğitim sorunlarını çözmüş tüm ülkelerin aksine bütünsellikten uzak, kısa vadeli, gerçek sorunlar yerine aktüel sorunlarla ilgili ulusal bir program yaklaşımından uzaktır. Halen eğitimi bir çatışma alanı olarak gören bir bakış açısına sahiptirler. Pehlivanoğlu, seçim öncesi siyasi partilerin seçim beyannamelerinde eğitimle ilgili pek çok vaatte bulunulduğunu belirterek “Bu vaatlerin ne ölçüde, uygun, uygulanabilir ve gerçekçi olduklarının sorgulanması gerekli” dedi. Türkiye’de eğitim sisteminin ileri teknoloji ve küreselleşme çağının gereklerine uyarlanmak bir yana, en temel ve ba S mektedir” dedi. AKP iktidarı döneminde sağlıkta Cumhuriyet tarihinin en hızlı piyasalaştırma, özelleştirme uygulamalarının gerçekleştirildiğini anımsatan Aydın, parası olmayanların sağlık kuruluşlarının kapısından içeri giremediğini, hastaların rehin kaldığını, hizmet satın almaların taşeron firmalara verildiğini kaydetti. Köksal Aydın, MHP de seçim bildirgesinde aile hekimliği sisteminin uygulanacağının bildirildiğini ifade ederek, birinci basamak sağlık hizmetlerinin de paralı hale getirileceğinin sinyallerinin verildiğini kaydetti. Köksal, Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP), Emek Partisi ve Türkiye Komünist Partisi’ni (TKP) diğer alanlarda olduğu gibi sağlık ve sosyal güvenlik alanında da IMF ve Dünya Bankası programlarını tümüyle karşılarına alma cesaretini gösterebilen üç parti olarak değerlendirdi. T ÜÇER: ÇOK FAZLA FARK YOK Tıp Kurumu Genel Sekreteri Dr. Ali Rıza Üçer de, AKP ve CHP’nin programlarındaki sağlıkla ilgili bölümlerde çok fazla fark olmadığını belirterek AKP’nin programındaki Genel Sağlık Sigortası’nın (GSS), CHP’nin programında Ulusal Sağlık Sigortası (USS) olduğunu, ancak kaynağının nasıl sağlanacağının muğlak olduğunu ifade etti. CHP’nin programında AKP gibi özel sigortaların ve özel hastanelerin kamu hastanelerini tamamlayıcı olacağını yazdığını dile getiren Üçer, CHP’nin aile hekimliği yerine 224 sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesine Dair Kanun’un günümüz koşullarında yeniden düzenleneceği, sağlık ocağı ve sağlık evlerinin sayısının artırılacağı, başta mahrumiyet bölgeleri olmak üzere insan kaynakları ve diğer eksikliklerinin tamamlanacağı şeklindeki ifadelerine vurgu yaptı. Ancak Üçer, bütçeden sağlığa ayrılan payın fazla olması nedeniyle, CHP’nin payın artırılacağı yönündeki vaadinin doğru olmadığını, yalnızca etkin kullanımın vurgulanması gerektiğini söyledi. sit fonksiyonlarını yerine getiremez halde olduğunu savunan Pehlivanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Vaatlerin neler olduğu söylenmekte ama nasıl olacağı her zamanki gibi belirtilmemektedir. Vaatlerin finansal maliyetleri göz önüne alınmamakta, kaynakların nereden sağlanacağı açıklanmamaktadır.” Pehlivanoğlu, okulöncesi eğitimde en fazla 5 yıllık bir vizyonla yüzde 100’e varan bir okullaşma oranının sağlanabileceğini savunarak sadece kadro ve derslik açısından bakılarak sorunların çözülemeyeceğini belirtti. AKP ve MHP’nin zorunlu eğitimi 12 yıl, CHP’nin ise temel eğitim süresini 10 yıl yapacağını açıkladığını ifade eden Pehlivanoğlu, “Siyasi partilerimiz daha 8 yıllık eğitim amaçlarına ulaşamamışken, zorunlu ilköğretimin süresini artırmayı vaat ederken, yükseköğretimdeki tıkanmanın birinci kaynağının ilköğretimdeki eşitsizlik ve amaçsızlık olduğunu bilmelidirler’’ dedi. CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle