19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 TEMMUZ 2007 CUMARTESİ 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Yüksek mahkemenin kararıyla birden çok olasılık ve senaryo gündeme geldi Anayasa Mahkemesi Kararı Anayasa Mahkemesi, anayasa değişikliğiyle ilgili kararını önceki gün açıkladı; karara göre, Meclis’in son anayasa değişikliğinin geneliyle ilgili 367 sayısı bulunduğuna göre, maddelerden birinde, o sayının bulunmamış olması iptal nedeni değildir. Görüştüğüm kimi anayasa hukukçuları, bu kararın anayasanın 175. maddesi ve yüksek mahkemenin daha önceki kararlarıyla çeliştiğini ileri sürmekte ve eleştirmektedirler. Bu arada, yine teknik olarak belirtmek gerekir ki, CHP’li Ali Topuz’un, bu karar ile Cumhurbaşkanlığı seçiminin kolaylaşmış olduğu, bundan böyle 367 koşulunun aranmayacağı yolundaki görüşüne hukukçular katılmamaktadırlar. Onlara göre, her ne kadar yeni değişiklikle bütün toplantılarda 184 sayısı yeterli görülmekteyse de “Cumhurbaşkanı; Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin üye tamsayısının üçte iki çoğunluğuyla seçilir” diyen 102. maddenin birinci fıkrası değiştirilmediği, özel hüküm olarak kaldığı sürece, yine de gelecek cumhurbaşkanının TBMM tarafından seçilmesi için ilk iki turda bu oran aranacaktır, çünkü özel hüküm olduğu hallerde, genel hükümlere göre onun uygulanması esastır. Görülüyor ki, 22 Temmuz seçimlerinden sonra oluşacak Meclis’te Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında, üçte iki çoğunluğun aranması yine gerekecek, olmadığı takdirde konu yine tartışmalı olacak ve büyük olasılıkla Anayasa Mahkemesi’ne intikal edecektir. ??? Şimdi ne olacak? Fazla hukuksal ayrıntılara girmeden aklımızın erdiği kadar açıklamaya çalışalım. Cumhurbaşkanını halkın seçmesi konusu referanduma sunulmuştur. Bugün yürürlükte olan yasalara göre, halkoylaması 21 Ekim’de yapılacaktır. Ama anayasanın 102. maddesi yürürlükte olduğuna göre, yeni oluşacak Meclis yeni cumhurbaşkanını bir aylık süre içinde seçmek zorundadır. Seçemediği takdirde ise parlamento, otomatik olarak fesholacak, yeniden seçimlere gidilecektir. Demek ki, 11. cumhurbaşkanı her halükârda, Meclis tarafından seçilecek, referandumda, cumhurbaşkanını halkın seçmesine karar verilirse, bu hüküm ancak 12. cumhurbaşkanı için anlam ifade edecektir. Bu seçim sırasında, ilk iki turda, 367 koşulunun aranıp aranmayacağı ise şu anda kesinliğe kavuşmuş değildir. Bu koşul yerine getirilmediği takdirde, konunun yeniden Anayasa Mahkemesi önüne çıkması olasılığı belirecektir. Bu arada, tabii ki, DP Genel Başkanı Mehmet Ağar’ın siyasetin mahkemeye götürülmesinin yanlış olduğu görüşüne katılmak mümkün değildir. Çünkü, demokrasi hukuka ve kurallara uygun siyaset demektir. Yürütmenin kararlarının Danıştay’da, yasamanın yasama tasarrufları ve anayasada belirtilen koşullar çerçevesinde Anayasa Mahkemesi’nde denetlenmesi, çağdaş demokrasinin temel kurallarından biridir. ??? AKP ve Başkanı Tayyip Erdoğan, yüksek mahkemenin kendi işine gelmeyen kararları üzerine, devletin bütün kurumlarını olduğu gibi, yüksek mahkemeyi de hasım almış, Anayasa Mahkemesi’ni meydanlarda halka yuhalatmıştır. Ayrıca, AKP’liler Anayasa Mahkemesi ile muhalefetin “Müslüman bir cumhurbaşkanı seçilmesini engellediklerini” ileri sürerek anayasanın 24. maddesindeki hükümleri çiğneyerek anayasal bir suç işlemiş bulunmaktadırlar. Bütün bunlardan sonra, Anayasa Mahkemesi’nin son kararı hakkında bundan böyle neler söyleyeceklerini, bu kuruma karşı tavırlarının ne olacağını bilemem. Ama şurası açıktır ki, seçim kampanyasının ağırlığını anayasa ve Anayasa Mahkemesi ile devletin kurumlarına düşmanlık üzerine oturtmuş olan AKP’nin bu tavrı, son karar üzerine şapa oturmalarına neden olmuş bulunmaktadır. Bu gerçeği AKP’nin ağırlığı kırsal kökenli olan seçmeninin nasıl algılayacağını da bilemem. Siyasette, gerçeklerin kendileri kadar, hatta onlardan da daha önemli olan, bu olguların nasıl algılandıklarıdır. Olayın nasıl algılanmış olduğunu, 22 Temmuz günü sandıkta göreceğiz. Ama nasıl algılanmış olursa olsun şu gerçek değişmeyecek: Anayasa Mahkemesi AKP’nin iddia ettiği gibi, Erdoğan iktidarını engellemeye çalışan bir kurum değildir, temel yasanın uygulanmasında, karar veren demokratik bir kuruluştur. Bilmem, yüksek mahkemenin kimi hukukçular tarafından eleştirilen son kararında, bu gerçeği anlatma kaygısı ne derecede rol oynadı? Siyaset çözümde zorlanacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi’nin cumhurbaşkanını halkın seçmesine ilişkin düzenlemeyi de içeren anayasa değişiklik paketinin iptal istemini reddiyle birden fazla seçenek ve belirsizlik gündeme geldi. 23 Temmuz’da oluşacak aritmetikle cumhurbaşkanının yeni Meclis’te seçilmesi durumunda halkoylamasına sunulacak paketin geleceği de tartışmalı hale geliyor. Cumhurbaşkanı seçileceği için paketin yok hükmünde olacağını savunanlar kadar yeni Meclis’in paketi “yok hükmünde” bırakarak ortadan kaldıran bir karar alması gerektiğine de işaret ediliyor. Anayasa Mahkemesi’nin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile CHP’nin cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, seçilen kişinin 7 yıl yerine 5 yıl görev yapması, aynı kişinin iki dönem cumhurbaşkanı seçilebilmesi, genel seçimlerin 5 ? Genel seçim sonrası cumhurbaşkanını yeni Meclis’in seçmesi durumunda halk oylamasına sunulacak paketin geleceği tartışmalı duruma geliyor. Yüksek mahkemenin değişiklik paketine ilişkin kararıyla topu Meclis’e attığı yorumları yapılıyor. yıl yerine 4 yılda bir yapılması ve TBMM’deki tüm oturumların 184 milletvekilinin katılımıyla açılabilmesi düzenlemelerini içeren anayasa değişikliği paketinin halkoylamasına götürülmesine vize vermesi çok sayıda senaryoyu gündeme getirdi. Yüksek mahkemenin bu kararla topu Meclis’e attığı ve siyasi sorunun çözümünün Meclis’te aranması gerektiği mesajını verdiği yorumları yapılıyor. Kararın ardından değişiklik paketinin halkoyuna sunulması olasılığı cumhurbaşkanını kesin halkın seçeceği anlamına gelmiyor. Çünkü paket halkoylamasında reddedilebilir. Bu durumda cumhurbaşkanının seçimine ilişkin mevcut anayasal durum korunacak. Referandumda “evet” oylarının yüksek çıkması durumunda ise cumhurbaşkanını halkın seçmesine ilişkin takvim işlemeye başlayacak. Halkoylamasının sonuçlarının Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesinin ardından 40 gün sonra ilk pazar günü Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk tur oylaması yapılacak. İlk tur oylamanın tarihi ise sonucun yürürlüğe girdiği tarihe bağlı olarak kesinleşecek. Buna göre, cumhurbaşkanını halkın seçmesine ilişkin ilk tur oylama aralık ayının ilk yarısında yapılacak. Ağırlıklı olan görüşe göre ise seçim sonrası oluşacak yeni Meclis’in ilk işi cumhurbaşkanını seçmek olacak. Yeni Meclis’in cumhurbaşkanı seçmesi durumunda paketteki 11. Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin düzenlemeyi ortadan kaldıracak yeni bir anayasa değişikliğinin zorunlu olduğuna dikkat çekiliyor. Çünkü pakette 11. Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçileceğine ilişkin geçici madde bulunuyor. 11. Cumhurbaşkanı seçildiği için de buna ilişkin düzenlemenin konusuz kalacağı belirtiliyor. ERHAN TUNCEL 21 Ekim’de iki sandık gelir mi? Yeni Meclis’in oluşmasının ardından anayasaya göre Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin 30 günlük süre işlemeye başlayacak. Bu sürede Cumhurbaşkanı seçilememesi halinde, 21 Ekim’de referandum sandığının yanına bir de seçim sandığı konulabileceği de senaryolar arasında sayılıyor. ‘Kamu görevlileri Hayal’le tanışmamı istedi’ HİLAL KÖSE Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesini azmettirdiği suçlamasıyla tutuklu yargılanan Erhan Tuncel, davanın görüldüğü İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği dilekçede, “devlete hizmet ettiğini, karşılığında da ücret aldığını’’ belirtti. Cinayetle ilgisi bulunmadığını ileri süren Tuncel, tutuklu sanık Yasin Hayal ve çevresiyle kamu görevlilerinin yönlendirmesiyle ilişkiye geçtiğini vurguladı. Mahkemeye 3 sayfalık dilekçe gönderen Tuncel, “Grup’’ olarak nitelediği Yasin Hayal ve çevresiyle ideolojik bağı bulunmadığını belirtti. “Grup’’ ile ilişkiye, ilişkide olduğu kamu görevlilerinin yönlendirmesiyle geçtiğini anlatan Tuncel, “Gruptakilerle (ev arkadaşlarım hariç) istihbari faaliyetler sonucu tanışmış, ilişkimi sürdürmüşümdür. Can güvenliğimi tehlikeye atmışımdır. Bunun karşılığında ücret almışımdır’’ dedi. Haber elemanı olduğunun ortaya çıkması üzerine gruptakilerin hedefi haline geldiğini belirten Tuncel, olayın gerçekleşmemesi için çaba harcadığını ileri sürdü. ART ARDA İSTİFALAR İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN AKP’de Kırşehir depremi ? Temayül yoklamasından en yakın rakibine fark atan Bülent Sungur, listeye konulmayınca bağımsız aday oldu. Çok sayıda AKP’li istifa ederek Sungur’u desteklemeye başladı. FIRAT KOZOK asirmen?cumhuriyet.com.tr UZMAN ÇAVUŞUN ÖLÜMÜ ANKARA AKP’nin Kırşehir’de yaptığı temayül yoklamasında en yakın rakibine fark atarak birinci olan, ancak parti yönetimi tarafından aday gösterilmeyen Bülent Sungur’un bağımsız aday olması, AKP örgütünde depreme neden oldu. Çiçekdağı Belediye Başkanı ve AKP’li meclis üyeleri partilerinden istifa ederek Sungur’u desteklemeye başladı. Ankara’da müteahhitlik yapan Bülent Sungur, AKP tarafından Kırşehir’de yapılan aday anketinden birinci sırada çıktı. Partinin temayül yoklamasında da en yakın rakibine yaklaşık 300 oy fark atarak birinci olan Sungur, buna karşın partinin 3 kişilik milletvekili kesin aday listesine konulmadı. AKP yönetimi, Sungur’un yerine birinci sıraya Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanlığı’ndan arkadaşı Mikail Arslan’ı, ikinci sıraya temayül yoklamasında 16. olan Abdullah Çalışkan’ı, üçüncü sıraya da Muzaffer Arslan’ı koydu. Bunun üzerine Sungur da seçimlere bağımsız girme kararı aldı. Parti yönetiminin tutumunu protesto eden Çiçekdağı Belediye Başkanı Cahit İşler, 5 AKP’li Meclis üyesi ve 7 ilçe yönetim kurulu üyesi ile birlikte partiden istifa etti. AKP Kırşehir İl Başkan Yardımcısı Fevzi Aygar ve Seçim İşlerinden Sorumlu İl Teşkilat Başkanı Aydın Köysüren de görevlerinden ayrıldı. Merkez ilçe teşkilatında istifaların önümüzdeki günlerde de süreceği öğrenildi. Bülent Sungur ise temayül yoklamasında birinci olmasına karşın AKP listesine konulmayınca kendisine haksızlık yapıldığını düşünerek bağımsız aday olduğunu söyledi. [email protected] Uzundal: Tuncel biliyordu Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davada tutuklu yargılanan Tuncel’in ev arkadaşı Tuncay Uzundal da soruşturmayı yürüten savcıya gönderdiği mektupta Erhan Tuncel’i “ajan’’ yapan kişinin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı olduğunu öne sürdü. Dink’in öldüğünü Trabzon’da öğrendiğini ve polislerin kendisine, ‘’Devlet Dink’in kalemini kırdı’’ dediğini aktaran Uzundal, cinayetin işleneceğini ilk kez Tuncel’in Zigana Dağları’nda polise söylediğini belirtti. Hayal’i cinayeti işlememesi için uyardığını, hatta Erhan’ın ajan olduğunu aktardığını belirten Uzundal, Tuncel’le aralarının bozulduğunu da belirtti. Uzundal, “Erhan’ın günahı benimkinden azmış, o kazandı, Dink vuruldu. Erhan arkasındaki güçle benimle savaştı. Ne kadar çok devlet düşmanı olduğunu gözlerimle gördüm. Şimdilik hayattayım’’ dedi. Öte yandan, Hayal, 18 Nisan 2007’de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdiği dilekçede, 2005 yılında Trabzon’da TAYAD üyelerine yönelik linç girişiminde Erhan Tuncel’in parmağı olduğunu öne sürdü. Ali Nesin, usta yazarın bir vasiyetini daha yerine getiriyor Nesin Matematik Enstitüsü Kültür Servisi Temmuz 1995’te kaybettiğimiz mizah ustası Aziz Nesin, bugün Aziz Nesin Vakfı’nda yapılacak bir piknikle anılıyor. Aziz Nesin Vakfı’nın düzenlediği piknikte, Nesin’in ailesi, vakıf çocukları ve sevenleri bir araya gelecek. Usta yazarın 12. ölüm yıldönümünde onun vasiyeti niteliğinde olan ‘Nesin Matematik Enstitüsü’nü de hayata geçireceklerini dile getiren oğlu Ali Nesin, “On yıldır her yaz öğrencilerimle 67 hafta süren matematik yaz okulu yaparız. Bölgesine ve eldeki olanaklara göre, bir pansiyon, bir kamp yeri, bir otel ya da birkaç ev kiralarız. Son üç yıldır yazokullarını bütün Türkiye’ye açtım ve artık yaz okulları Türk Matematik Derneği’nin şemsiyesi altında yapılıyor. Her yaz 6070 kadar lisans ve lisansüstü matematik öğrencisi katılıyor” diyor. Ali Nesin, Şirince’de 10 dönümlük bir arazide kamp yeri hazırlandığını söyledi. maddi destek alıyoruz ve böylece öğrencilerin çoğunun giderlerini karşılayabiliyoruz. Bir sorun, gittiğimiz yerlerdeki sanatsal düzeyi düşük ama ses düzeyi yüksek müzikti. Dayanılmaz bir hal alıyordu bazen. Ya da çok karışan oluyordu: Üstü çıplak oturma, orda ateş yakma, burda şarkı söyleme, şurda ders çalışma!.. Tamamen özgür olmak istiyorduk. Bütün bunlar beni doğal olarak bir yaz okulu mekânı yapmaya doğru itti. Ayrıca Aziz Nesin’in de bir Nesin Matematik Enstitüsü vasiyeti vardı. Bu vasiyeti yerine getirmesi gereken ve getirebilecek tek kurum Nesin Vakfı’dır.” Yaz okuluyla enstitü fikrini birleştirmenin zor olmadığını belirten Nesin, Sevan Nişanyan’ın önderliğinde Şirince’de olağanüstü bir mekân ortaya çıkmak üzere olduğunu müjdeliyor. Nesin, işçiler, Nesin Vakfı gençleri ve matematikçi genç gönüllülerdan oluşan toplam 40 kişinin Şirince’de on gün kadar sonra başlayacak olan ilk etkinliğe kampı yetiştirmeye çalıştığını belirtiyor. Amaç: Tamamen özgür olmak Bu enstitüyü açma nedenlerini ise şöyle açıklıyor Ali Nesin: “İstanbul Bilgi Üniversitesi, TMD ve TÜBİTAK’tan ‘Hayata Dönüş’te 7 yıl sonra gelen itiraf İstanbul Haber Servisi Ümraniye Cezaevi’ne yapılan “Hayata Dönüş’’ operasyonu sırasında Ümraniye Jandarma Bölük Komutanlığı’nda görevli olan Yüzbaşı Uğur Pamukçu, savunmasında olaylarda ölen Uzman Jandarma Çavuş Nurettin Kurt’un, “kendi birliklerinin ateşi sonucunda yaşamını yitirdiğini’’ söyledi. F tipi cezaevlerine ve tecride karşı başlatılan ölüm orucu eylemini sona erdirmek amacıyla 19 Aralık 2000 tarihinde Ümraniye Cezaevi’ne düzenlenen operasyonda 6 kişinin yaşamını yitirmesinin ardından, haklarında “adam öldürme”, “yaralama” ve “kötü muamele” suçlarından dava açılan 267 jandarmanın yargılanmasına Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Mahkeme heyeti, hareket emrine ilişkin belgenin mahkemeye gönderilmesi için İstanbul Jandarma Komutanlığı’na müzekkere yazılmasına karar vererek duruşmayı erteledi. Bu arada, Yüzbaşı Pamukçu’nun celse arasında yaptığı savunmada “ Uzman Çavuş Nurettin Kurt büyük ihtimalle kendi birliklerimizin açtığı ateş neticesinde vefat etmiştir. Diğer maktullerin ne şekilde vefat ettiğini bilmiyorum” dediği öğrenildi. 22 Temmuz’da yapılacak seçimler, bir krizin arkasından ortaya çıktı. Cumhurbaşkanını seçemeyen Meclis, iktidar partisinin hamlesiyle erken seçimi bir formül olarak ortaya attı. AKP yalnızca erken seçimle yetinmedi, peş peşe başka yasalar çıkardı, anayasa değişikliklerini Meclis’ten geçirdi. AKP yönetimi, cumhurbaşkanını halkın seçmesini sağlayacak bir dizi anayasa değişikliğini yaptı ama bunlar Cumhurbaşkanı’nın vetosu, Anayasa Mahkemesi’nin kararları nedeniyle oldukça karmaşık bir hal aldı. 22 Temmuz’da genel seçimler yapılacak. Bu seçimlerde kamuoyu yoklamaları doğrultusunda AKP tek başına yeniden iktidar olsa bile cumhurbaşkanı seçilmesi için gerekli olan 367 oyu bulması imkânsız. Çünkü 2530 civarında seçilecek bağımsız milletvekili ve şu andaki tabloya göre barajı aşacak olan MHP’nin çıkaracağı 6070 milletvekili AKP’nin Meclis’teki sandalye sayısını kaçınılmaz olarak Seçim Krize Ne kadar Çare? düşürecek. Geçen seçimlerde iki partinin barajı aşması yüzünden AKP yüzde 34 oyla yüzde 66, CHP yüzde 20 oyla yüzde 34 oranında sandalye kazandı. Bu kez bunlar imkânsız görünüyor. AKP ve CHP dışında MHP ve bağımsızlardan oluşan 90100 milletvekili seçilecek. Bu sayılar da AKP ve CHP’nin geçen seferki sayılarından eksilmeye neden olacak. Aynı oyları alsalar bile aynı sayıda milletvekili çıkarmaları mümkün değil. ??? O zaman ne olacak? Bir seçenek, AKP, Meclis’teki diğer partilerle 367 oyu sağlayacak bir cumhurbaşkanı ismi üzerinde uzlaşma içine girecek. İkinci seçenek ise 367’yi bulamayan AKP cumhurbaşkanı konusunda uzlaşmayarak Türkiye’yi yeni bir seçime götürecek. Aynı tutumu CHP de gösterebilir. AKP’li bir cumhurbaşkanı istemediğini söyleyerek seçimi tıkayabilir ve bu yeni bir erken seçim anlamına gelir. Her ne olursa olsun önümüzde oldukça karmaşık bir siyasi süreç yaşanacak. Şu anda Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararla Cumhurbaşkanı Sezer’in ve CHP’nin başvurusu reddedildi ve böylece cumhurbaşkanını halkın seçmesinin yolu açılmış oldu. O süreç nasıl işleyecek? Örneğin yeni cumhurbaşkanı için halkoylaması mı yapılacak, bu sorun da oldukça karmaşık cevapları içinde barındırıyor. ??? Cumhurbaşkanlığı süreci nasıl bir yol izlerse izlesin, Türkiye’nin bir siyasi kriz döneminden geçtiği bir gerçek. Sonuç ne olursa olsun, kamplaşan Türkiye’de taraflar meşru zemin içinde iktidar kavgasıyla sınırlı olmayan yolları da deneyerek bu kavgayı sürdürecekler. Taraflar, sırf seçim yoluyla belirlenen bir siyasi tabloyla sorunun çözülemeyeceğini görüyorlar. Tabii burada asıl sorun; iktidar ve muhalefetin krizi asıl tetikleyen yapı konusunda bir değişiklik niyeti göstermemeleri. Yüzde 10 barajı ciddi bir temsil krizine neden oluyor. Muhtemelen bu seçimde de benzer bir tablo ortaya çıkacak. Şu andaki kamuoyu yoklamalarını ortalama kabul edersek bu kez de 3 parti barajı aşacak gibi görünüyor. Aynı şekilde özellikle DP ve GP oldukça yüksek yüzde oylarına rağmen Meclis dışı kalabilirler. Bu ise yine çok yüksek yüzdelerdeki oyun temsil edilememesi anlamına gelir. İkinci bir sorun da Siyasi Partiler Kanunu. Yürürlükteki kanun, parti genel merkezlerine olağanüstü güç veriyor. Bu nedenle bu seçimlerde Meclis’e girecek milletvekili adayları partilerin tabanlarını temsil etmiyorlar. Bu adaylar, genel başkan ve yakın çevresinin adayları. Böyle seçilmiş kişilerin parti için demokrasiyi savunması ve geliştirmesi mümkün mü? Böyle seçilmiş kişilerden ülkedeki demokratikleşmeye katkıda bulunacak faaliyetler göstermesi beklenebilir mi? ??? Genel seçimler; erkene alınmasına neden olan krizi ortadan kaldıracak yapısal değişiklikler yapılmadan gerçekleştiriliyor. Bu demektir ki, kriz geçici olarak erteleniyor, ancak kalıcı çözümler üretilmemiş oluyor. 22 Temmuz’dan sonra, çok değişik kriz senaryolarıyla yüz yüze gelebiliriz. En önemlisi, demokratik olmayan yasalarla kurulan bu sistemin ne zamana kadar gidebileceği... Yüzde 10 baraj ve bu Siyasi Partiler Kanunu’yla ancak yeni krizler üretecek tablolar ortaya çıkar... 22 Temmuz sonrasında da temel mesele olarak demokratik bir temsil ve katılım sorunu önümüzde durmaya devam edecek... CUMHURİYET 04 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle