Katalog

SAYFA CUMHURİYET 7 TEMMUZ 2007 CUMARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB Y PB PB B B B B PB 28 30 29 30 32 33 36 35 26 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB Y Y Y PB PB PB PB B 28 27 24 24 29 29 29 26 34 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B PB PB PB PB PB PB Y 33 32 40 41 38 38 32 27 26 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun iç ve doğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, İç Anadolu’nun kuzeydoğusu, Orta ve Doğu Karadeniz ile Doğu Anadolu’nun kuzeyi sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Yağışların Doğu Karadeniz ile Kars ve Ardahan çevrelerinde etkili olması beklenmektedir. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Y 16 Helsinki B 25 Stockholm Y 21 Londra Y 21 Amsterdam B 18 Brüksel PB 19 Paris PB 18 Bonn PB 20 Münih Y 16 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y B A Y Y PB B A Y 22 23 34 21 25 24 27 32 18 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı B A B PB B PB B A A 25 40 29 37 28 34 29 36 35 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada koşulda geçerli olan soru gündeme girdi. Ne var ki, “Şimdi ne olacak” sorusu üzerinde kurgulanacak türlü çeşit spekülasyonların önünü kapatacak mantık, sağduyu ve elbette yasal olanaklar ön plana çıktı. Ancak Anayasa Mahkemesi’nin tek oy farkıyla aldığı karar sürekli tartışılan konu üzerindeki tutumunu bir kez daha vurguluyor. Anayasa Mahkemesi ikinci kez uyarı görevi yapıyor. 367’nin amacı cumhurbaşkanı seçiminde “uzlaşmayı” öngörüyordu. Son kararı ile partilere, partilerin genel başkanlarına ve sorumlu kurullarına halkı bütünüyle kucaklayıp temsil edecek; tarafsız ve tabii Gül Abdullah gibi dindar sıfatı taşımayacak bir cumhurbaşkanı üzerinde uzlaşmaları çağrısında bulunuyor. ??? Anayasa Mahkemesi’nin kararı ile aklını hukuk değil, partizanlık ve dincilik virüsü sarmış kimi yüksek makam sahiplerinin açıkladığı gibi her şey olup bitmiş, cumhurbaşkanını halkın seçmesi süreci başlamış değil. Mahkemenin kararı anayasa değişiklik paketinin usul bakımından sakat olmadığını ve yürürlükte bulunduğunu içeren bir karar. Kesinlik kazanması için referandumdan geçmesi gerek. Şayet halamın bıyıkları olsaydı amcam olurdu gibi bir mantıkla 22 Temmuz seçimlerinden sonra yeni parlamento hemen referandum tarihini olağan süresi 120 günden önceye, örneğin ağustos ayına çekerse eylülde cumhurbaşkanını halkın seçmesi sağlanır gibi olağanüstü zorlamalarla yeni bunalımlar yaratılmazsa… referandum 21 Ekim günü yapılacak, halk 40 gün sonra cumhurbaşkanını seçecek! Görünen köy kılavuz istemiyor. Kararın açıklanmasından sonra CNNTÜRK’te anayasa profesörü Necmi Yüzbaşıoğlu’nu, NTV’de Prof. Zühtü Arslan’ın yorumlarını izledim. Daha sonra üstelik 367 kararına muhalif eski Adalet Bakanı Prof. Hikmet Sami Türk’ün ve sağcı politikalara Turgut Özal’dan beri göz kırpan Prof. Ergun Özbudun’un ve inanamayacaksınız ama AKP’nin anayasa hocası Prof. Burhan Kuzu’nun aynı görüşleri yansıtan açıklamalarını okudum. Birleştikleri iki temel noktadan biri; telaşa, heyecanlanmaya gerek olmadığının altını çiziyor: 11. cumhurbaşkanını 22 Temmuz seçimiyle oluşacak TBMM’nin seçeceğini söylüyorlar. Bu, bir. İki; cumhurbaşkanı seçiminde 367 oy kararının geçerli olduğunda birleşiyorlar. ??? 365 milletvekili ile cumhurbaşkanı seçemeyen AKP örneği ortada. 22 Temmuz’da AKP’nin 367’yi aşan milletvekilliği kazanması ham bir hayal… 22 Temmuz Meclis’ini oluşturacak olan partilerin AKP’nin, CHP’nin, MHP’nin olasılık olarak söyleyelim, dördüncü bir partinin aralarında mutlaka anlaşarak, uzlaşarak TC’nin 11. cumhurbaşkanını seçmeleri gerekiyor. Yoksa?.. 30 gün için cumhurbaşkanını seçemeyen TBMM, anayasa gereği en kısa sürede seçime gidecek Meclis unvanını kazanacak! Partiler, seçilip gelenler yeniden sandığa girmeyi göze alabilirler mi? Burası Türkiye, çok kez olmaz dediklerimizin gerçekleştiğine tanık olduk. Öyle öneriler ortaya atılır ki; “Bir ihtimal daha var” şarkısındaki “o da ölmek mi dersin” diye sonuçlanan dizesine benzer bir model izleyebiliriz, izletebilirler partiler. Tabii bizim aklı evvel kimi hukukçularımızın buluşlarıyla… Çankaya’yı ele geçirmekten başka bir şey düşünemeyen AKP’li siyasetçilerin tezgâha sürecekleri, TBMM’nin 7 yıl için seçtiği 11. cumhurbaşkanının 21 Ekim referandumu ile halkın seçeceği 12. cumhurbaşkanına yerini bırakması gibi bir buluş. Örneğin Kuzu Burhan’ın önerdiği gibi 11. cumhurbaşkanının 1 Ocak 2008’e kadar görev yapması için anayasaya geçici bir madde eklenmesi gibi bir yöntem… “Bir değil birkaç ihtimal daha var.” Yeni parlamento doğal olan olmayan olasılıkları bir yana bırakır, yeni bir karar alarak referandum kararını kaldırarak anayasa değişiklik paketini, yani cumhurbaşkanını halkın seçmesi yolunu şimdilik kapatır. TBMM, anayasaya bir madde ekleyerek seçilen 11. cumhurbaşkanının görev süresi daha da kısaltılabilir ve 12’ncinin önünü açabilir. ??? 22 Temmuz seçimleri bir kat daha önem kazanıyor. Zira, şu andaki hukuksal yorumların vardığı sonuç; yeni TBMM’nin göreve başladıktan sonra 30 gün içinde 11. cumhurbaşkanını seçme zorunda olduğunu gösteriyor. …Ve partilere, siyaset adamlarına, yönetici kadrolara uzlaşmayı emrediyor. ‘Üyeler de rahatsız oldu’ Anayasa Mahkemesi’nin kararını değerlendiren Abdullah Gül, ‘Hukuktan ayrılarak yerindelik ilkesine göre karar vermenin Türkiye’ye zarar verdiğini gördüler’ dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, referandum tarihinin öne çekilebileceğini söyledi. Meydanlara bakılırsa Cumhurbaşkanlığı adaylığının devam ettiğini belirten Gül, seçimlerden sonra olası bir DTP ortaklığı için de kapıyı açık bıraktı. Gül, NTV’de yaptığı açıklamada, Anayasa Mahkemesi’nin son kararının cumhurbaşkanı seçimini halka götürmenin yolunu açtığını söyledi. Gül, “Halka referandumda cumhurbaşkanını siz mi seçmek istersiniz, yoksa TBMM’ye bırakmak mı istersiniz diye sorulacak. Bu sorunun cevabı da büyük ihtimalle bellidir” dedi. Anayasa Mahkemesi’nin kararlarıyla ilgili daha önce hiç konuşmadığını ileri süren Gül, “Mahkeme karar verdikten sonra ‘Mahkeme senato gibi hareket ediyor’ dedim. ‘Mahkeme siyasi bir organ değildir’ dedim.Yerindelik ilkesine göre karar veremez, hukuki ilkelere göre karar vermesi lazım. Yerindelik ilkesi Türkiye’de ilke haline gelmişti, ama bardağın taştığını,Türkiye’ye zarar verdiğini herkes gördü. Bir kez hukuktan ayrılırsanız, bir kez siyasi karar vermeye başlarsanız bunun sonu gelmez. Gördüğüm kadarıyla Anayasa Mahkemesi üyeleri de yeteri kadar rahatsız oldular ki hukuka göre hareket etmenin, Türkiye için de mahkeme için de mahkemenin prestiji için de çok doğru olduğu kanaatine vardılar.” Adaylığına ilişkin soru üzerine, meydanların arzusuna işaret eden Gül, “Ben ihtiraslı, hiçbir şeyi görmeyen ve ben duygusuyla hareket eden bir insan değilim. Ama hak ve hukuk, halkın arzusu” diye konuştu. Gül, referandumun öne çekilmesi girişiminin olup olmayacağına ilişkin soru üzerine, “Olması gerekir kanaatindeyim” dedi. yelim seçimlerde kazanan herkes eğer Meclis iç tüzüğüne göre hareket ederse yeminini yaparsa milletvekili olmuş olacak” dedi. DTP’lilerin bağımsız olarak seçilmeleri durumunda bu sorumluluk içinde davranmalarını tercih ettiğini ifade ederek TBMM’deki herkesin, yasaların yapımı ve reddinde oy hakkı olacağını, dolayısıyla oy hakkı olan herkesle de mutlaka bir ilke çerçevesinde konuşacaklarını belirtti. Gül, yeni Meclis’in iki partili bir Meclis olacağını tahmin ettiğini de söyleyerek Necmettin Erbakan’ın kendilerine oy verenler için dediği “cehennemlik” sözüne karşılık gülerek “O zaman biz yandık” dedi. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY DTP’ye açık kapı bıraktı DTP adaylarının yeni Meclis’e girmesi durumunda bir işbirliğinin söz konusu olup olmayacağının sorulması üzerine de Gül, “Sevelim ya da sevme DIŞİŞLERİ BAKANI GÜL ‘İzlenecek yolu Genelkurmay’la kararlaştırdık’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Kuzey Irak’a olası bir sınır ötesi operasyon konusunda Genelkurmay Başkanlığı ile her türlü planın yapıldığını belirterek “Bu konularda nasıl hareket edeceğimizi, ne yapabileceğimizi, ne zaman hangi şartlarda ne yapmamız gerektiğini kararlaştırdık” dedi. Gül, dün NTV’de gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Gül, sınır ötesi operasyon için seçimden önce tezkere çıkarmak amacıyla Meclis’in toplanıp toplanmayacağı konusunda, “Her şey bir günde olur” dedi. Konunun “devlet sırrı” olduğunu, daha fazla bilgi veremeyeceğini kaydeden Gül, Genelkurmay ile bu konuları bütün detaylarıyla konuştuklarını anlattı. Gül, “Süre koymadan konuştuk ve bu konularla ilgili, nasıl bir yol takip edeceğimizi kararlaştırdık. Herhangi bir ayrımımız yok” dedi. Siyasi partilerin bu konuyu meydanlarda seçim malzemesi olarak kullanmasını da eleştiren Gül, “Bu kadar başlıkların atıldığı, bu kadar yazıldığı, bu kadar konuşulduğu yerde siz gittiğiniz yerde hangi hedefi bulursunuz?” dedi. Operasyonla ilgili “En iyi senaryodan en kötü senaryoya kadar hepsi belli” ifadesini kullanan Gül, zamanlamaya ilişkin bir soru üzerine de bu konu ile ilgili ne kadar çok detay konuşurlarsa Türkiye’nin işini o kadar zorlaştıracaklarını belirtti. Gül, konuyla ilgili uzmanların askerler olduğunu ifade ederek, siyasetin bu işin içine karışması durumunda Balkanlar ve Misakı Milli’nin kaybedilmesinde olduğu gibi olumsuzluklar ortaya çıkabileceğini kaydetti. Kadın teğmenlere büyük ilgi Harbe hazırlığa geçiş eğitimini tamamlayan 2005A devresi 2’si kadın 14 eğitim pilotu, düzenlenen törenle sertifikalarını aldı. Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığı içindeki hangarda düzenlenen mezuniyet töreninde kadın pilot Teğmen Burcu Arpacı ve Teğmen Şule Kılıçkaya ilgi odağı oldu. (Fotoğraf: AA) Mahkemenin, hükümete destek çıktığı yorumu yapıldı Dış basın: Beklenmedik karar Dış Haberler Servisi Anayasa Mahkemesi’nin cumhurbaşkanını halkın seçmesini öngören anayasa değişikliğine dair yapılan iptal başvurusunu reddetmesi dış basında şaşkınlıkla karşılandı. Fransız Le Monde gazetesi, Türkiye’de “fonda laikliğin bulunduğu bir siyasi mücadele”nin cereyan ettiğine dikkat çekerken Anayasa Mahkemesi’nin “beklenmedik” kararının “Nisan ayından bu yana Cumhurbaşkanı Sezer ile Başbakan Erdoğan’ın AKP’sini karşı karşıya getiren siyasi mücadeleye nokta koyduğu” yorumunu yaptı. İspanyol El Pais ise kararın AKP’yi sevindirdiğini yazdı. Gazete, “Ancak Türklerin sandıkta sonraki cumhurbaşkanını seçip seçemeyeceği veya 2014’e kadar beklemek zorunda kalacağı belli değil” ifadesini kullandı. İngiliz Financial Times gazetesinin haberinde, Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararla hükümete destek çıktığı değerlendirmesi yapıldı. İngiliz yayın kuruluşu BBC’nin haberinde ise kararın Sezer ve CHP için bir felaket olduğu değerlendirmesi yapıldı. Katar’dan yayın yapan El Cezire televizyonunun haberinde, kararın Başbakan Erdoğan’a destek verdiği değerlendirmesi yapıldı. ya sandıkta halledin! Her şeyin 22 Temmuz sonrasına bırakılmasına neden olan süreci, Anayasa Mahkemesi’nin kararı ışığında bir kez daha özetleyip bugüne ve yarına gelelim. 2007’ye girerken, Meclis’in artık yorulduğu, Cumhurbaşkanlığı seçimini kaldırmakta zorlanacağı her halinden belliydi. Erdoğan, parti içindeki diktasal gücünün getirdiği özgüvenle hep şunu söyledi: “Cumhurbaşkanını bu Meclis seçecek. 11. cumhurbaşkanı AKP’li olacak.” Erdoğan, muhalefetin sesine kulak asmadığı gibi arada “uzlaşma” önerisi getirdiğinde de şunu söyledi: “Kimseyle uzlaşmak zorunda değiliz. Muhalefetin eline bir çelik çomak verdik, oynuyorlar.” Cumhurbaşkanlığı seçimi takvimi yukarıda özetlediğimiz tablo ile başladı. Erdoğan, 11. Cumhurbaşkanlığı’na Abdullah Gül’ün atandığını partisinin grup toplantısında duyurduğunda, kutlamalar başlamıştı bile. Olmadı... Anayasa Mahkemesi’nin de cumhurbaşkanı seçilirken salonda 367 kişinin olması şarttır, demesiyle bu kez AKP’nin “inat süreci” başladı. ??? İnat sürecinin ürünü olarak cumhurbaşkanını 5 yıllığına halkın seçmesi, bir kişiye 2 kez seçilme hakkı tanınması, Meclis’in tüm toplantılarında karar yeter sayısının 184 olarak belirlenmesi konularını içeren anayasa değişikliği TBMM’den geçti. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in önüne kondu. CHP, değişiklikleri Anayasa Mahkemesi’ne götürdü. Sezer de kendi açısından dikkatini çeken noktalara vurgu yapıp Anayasa Mahkemesi’ne gitti. AKP de inat sürecinin öteki aşaması olarak 22 Temmuz’da acil seçim kararının peşine takıldı ve meydanların ana konusunu şöyle belirledi: Cumhurbaşkanı’nı ve Anayasa Mahkemesi’ni yuhalatmak! Öyle ki, AKP’nin Meclis Başkanı Bülent Arınç Kayseri’de halk Anayasa Mahkemesi’ni yuhalayınca bunların anlamlı hale gelmesi için 22 Temmuz’da sandıkların dolmasını istedi. AKP seçime sanki öteki partilerle değil, devletle, yargıyla giriyordu! ??? Önceki gün Anayasa Mahkemesi AKP’nin bu oyununu bozdu. Başvuruları reddetti. Halkoylamasından ne çıkarsa, o uygulansın, dedi! Mahkemenin kararına elbette saygılıyız. Objektif karar verdiklerinden endişemiz yok. Ancak bizim öngörümüz o ki, mahkeme bu oyunun içinde daha fazla rol almak istemedi. Daha fazla yıpranmadan çekilmeyi yeğledi. Bundan sonra ne olacak? Sonucu 22 Temmuz seçimleri belirleyecek. 23 Temmuz sabahı oluşacak Meclis’in üyeleri bir karar verecek: Mevcut anayasal süre içinde yani 45 günde cumhurbaşkanını seçmeli mi, seçmemeli mi? Seçerlerse, önceki Meclis’in yani bugünkü Meclis’in ortaya çıkardığı tabloyu rafa kaldıran bir yasa çıkaracaklar ve kendi dönemlerine devam edecekler. Seçmezlerse? O zaman Meclis’in feshedilip seçime gidilmesinden yeni cumhurbaşkanını seçme sürecinin yenilenmesine kadar uzanan çok senaryolu bir süreç başlayacak. Yeni seçilen bir milletvekili doğal olarak, öncelikle Meclis çatısı altında en uzun süre kalmanın yolunu arayacaktır. Bu yol, 11. cumhurbaşkanının 22 Temmuz’un hemen sonrasında ortak akılla seçilmesinden geçiyor. ankcum?cumhuriyet.com.tr TANDOĞAN’DA BUGÜN BİR KEZ DAHA BULUŞULUYOR Teröre karşı birlik sesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Pek çok sivil toplum örgütünün desteğiyle, bugün Ankara’da “Teröre Karşı Birlik Mitingi” yapılacak. Önce “sessiz yürüyüş” gerçekleştirecek olan yurttaşlar, ardından okunacak şiirler ve yapılacak konuşmalarla beraberlik mesajı verecek. Mitingin düzenleme komitesinde, Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Başkanı Şenal Sarıhan, Üniversiteli Kadınlar Derneği Başkanı Birten Gökyay, Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı Gülseven Yaşer, İzmir Cumhuriyet Okurları Dönem Sözcüsü Demet Günoğlu, Levent Alkaya, Adnan Bulut, Ersan Barkın ve Tunç Özdemir yer alıyor. Mitinge, pek çok sivil toplum örgütünden katılım olacak. Başta İstanbul ve İzmir’den olmak üzere, birçok kentten yurttaşlar dün akşamdan itibaren Ankara’ya gelmeye başladı. röre hayır! Birlik ve kardeşliğe evet! / Kardeş kardeşi vuramaz, emperyalizm vurur / Analar ağlamasın, teröre karşı birleşelim” sloganları atılacak. AKM’den yürüyüş Mitinge katılanlar, ilk olarak saat 16.00’da AKM önünde buluşarak Tandoğan Meydanı’na “sessiz yürüyüş” gerçekleştirecek. Alanda, saat 17.00’de saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla miting başlayacak. Seslendirilecek müziklerin yanı sıra devlet tiyatrosu sanatçısı Mehmet Ege şiirler okuyacak. Yapılacak tüm konuşmalarda, terör, teröre destek verenler ve emperyalizm lanetlenecek. Mitingin tüm yurttaşların katılımına açık olduğu belirtilirken hazırlanan ortak çağrıda şöyle denildi: “Haydi Türkiye! Terör insanlık suçudur. Emperyalizm, etnik ve dinsel ayrımları tahrik ederek, kardeşi kardeşe vurdurarak, ulusları bölüp parçalıyor. Oyuna gelmeyelim! Birliğimiz, bütünlüğümüz için, vatanımız, namusumuz için, oğullarımız ve kızlarımız için, Cumhuriyetimiz ve bağımsızlığımız için Teröre Karşı Birlik Mitingi’nde buluşalım. Akan kanın tarafı yoktur! 70 milyon tek yürek... Ülkene,Türkiye’ye sahip çık! Teröre dur de!” Sloganlar belirlendi Ağırlıklı olarak Türk bayraklarının taşınacağı mitingde, “Terör insanlık suçudur, teröre karşı birleşelim / Birliğimiz ve bütünlüğümüz için teröre karşı birleşelim / Vatanımızda esenlik için teröre karşı birleşelim / Cumhuriyetimiz ve bağımsızlığımız için teröre karşı birleşelim / 70 milyon tek yürek, te CUMHURİYET 08 K