25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 TEMMUZ 2007 CUMA 10 KAVŞAK ÖZGEN ACAR DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr 1.5 milyon Iraklıyı kabul eden Suriye, bu durumu yaratan ABD’yi harekete geçmeye çağırdı ‘AKP Değil, ABD Tehdit!’ Geçen hafta, ABD Başkanı Bill Clinton’ın Dışişleri Bakanı Madeleine Albright’ın baş ortağı olduğu “PEW Küresel Davranış Projesi” adlı kuruluşun 47 ülkede yaptığı kamuoyu araştırması sonuçlarını değerlendirmiştik. Araştırmada 2001’de ABD’ye tepki duyan Türklerin oranı yüzde 48 iken, iki ay önce bu oran 91’e çıkmıştı. Kuruluş, yeni değerlendirmelerini açıkladı. ABD Yönetimi seçim sonuçlarını önce PEW’den öğrendi. 2002’de halkın yüzde 7’si hükümetten memnunken oran şimdi yüzde 61’di. Aynı gün New York Times gazetesi, oyların yüzde 47’sini alan AKP hakkında “Seçmenin, Erdoğan’ın partisini Türk demokrasisine tehdit olarak görmediğini” yazdı. tahmin yarışması düzenlemişti. Katılanlar birer dolar koymuşlardı. Parris, sonucu en yakın bilen diplomat olarak dolarları almıştı. PEW’in değerlendirmesi açıklandığı gün Vaşington’da “Uluslararası Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde” Parris, “kaybedenler, kazananlar” içerikli bir konuşma yaptı. Konuşmadan bir alıntı: “Kaybedenler listesine TürkAmerikan ilişkilerini de koymak isterim. ABD yönetiminin 27 Nisan bildirisi karşısındaki ilk yorumu, AKP iktidarına gereken desteği vermemesi, PKK konusunda tarafsız kalması nedeniyle AKP’nin ABD’ye güveni azalmıştır. ABD yönetimi güvensizliği algılamaya başlamasına karşın, 18 ayı kalan bir yönetim bu durumu çok değiştiremeyecektir. 2008 Başkanlık seçimi sonrasındaki yeni yönetim giderebilir.” Demokrat Parris, TCABD ilişkilerinin düzelmesini ABD’de Demokratların seçimi kazanmalarına bağlıyor. İnşallah bu konuşmayı Ankara’daki ardılı Cumhuriyetçi şahin, Pentagon’un 3. adamı Eric Edelman da okumuştur. Türkiye’de ABD düşmanlığı Vaşington’da Bush, Ankara’da Edelman ile yoğunluk kazanmıştı. Parris de bir elçiydi, Edelman da... Parris’in gözleri, kulakları açıktı, Edelman gerçeklerden uzaktı. Tutucu Christian Science Monitor gazetesinde “Seçimler TCABD ilişkilerinin düzeltilmesi için bir fırsat” başlığı altında Kennedy Yönetim Okulu’nun Uluslararası İlişkiler Akademisi’nden Graham Allison ABD yönetimine şöyle seslendi: “Teröristler, Amerikan kentlerini bombalayıp, sınırdan Meksika’daki sığınaklarına geçselerdi ABD’nin vereceği tepkiyi bir düşünün!” ABD Dışişleri Bakanlığı Avrasya Sorumlusu Matt Bryza, “PKK ile Irak’ta mücadele konusunda ABD verdiği sözü yerine getiremedi. Yerine getirmemiz gerekir” diyor. Bakalım Bush yönetimi giderayak bu yüzdeleri ters çevirebilecek mi? Ortadoğu’yu sarsan göç ? Irak’tan her ay 50 bin kişinin kaçtığı belirtilirken mülteci sorununun bütün Ortadoğu’nun istikrarını tehdit edecek bir insani felakete dönüşmesinden endişe ediliyor. Af Örgütü, Suriye ile Ürdün’e mali yardım yapılmasını istedi. Dış Haberler Servisi ABD işgalinin ardından yüzbinlerce Iraklının ülkelerini terk etmesiyle ortaya çıkan “insani kriz” Ürdün’de düzenlenen toplantıda masaya yatırılırken Uluslararası Af Örgütü de aynı gün yaptığı çağrıda Iraklı mülteci akınıyla başa çıkabilmeleri için Suriye ve Ürdün’e acilen mali yardım yapılması gerektiğini bildirdi. Suriye de, Irak ve ABD’nin sorunu çözmesini istedi. Birleşmiş Milletler’e göre her ay 50 binden fazla Iraklı ülkesini terk ediyor. Mültecilerin çoğu da Suriye ve Ürdün’e gidiyor. BM, bu kitlesel göçün, bölgenin istikrarını tehdit ettiğini vurguluyor. BM, Irak’ın işgalinin yol açtığı mülteci akınının, Ortadoğu’da İsrail’in kuruluşuyla birlikte yüz binlerce Filistinlinin yurdunu terk etmek zorunda mülteciler sorununu çözüme kavuşturma sorumluluğunun Irak hükümetine ait olduğunu ve “bu durumu yaratan” ABD’nin de üzerine düşeni yapması gerektiğini ifade etti. Ürdün ve Suriye’ye yük Af Örgütü’nün Ortadoğu ve Kuzey Afrika Programı sorumlusu Malcolm Smart, 2 milyondan fazla Iraklının ülkelerindeki mezhepler arası çatışmadan kaçtığını, yaklaşık 2 milyon kişinin de Irak içinde yer değiştirmek zorunda kaldığını söyledi. Smart, “Mültecilerin çoğu Suriye ve Ürdün’de bulunuyor ve bu ülkeler üzerinde ağır bir yük oluşturuyorlar. Uluslararası toplum harekete geçmezse bölge bir insani krize sürüklenebilir” dedi. Af Örgütü’nün, “Iraklı mültecilere kapılarını açmasından memnuniyet duyduğunu” ifade ettiği Suriye’ye her ay 30 bin yeni Iraklı mülteci geliyor. Suriye’de toplam 1.5 milyon, Ürdün’de 750 bin Iraklı mültecinin yaşadığı sanılıyor. Ürdün bu mültecilerin yıllık maliyetini 1 milyar dolar olarak hesaplıyor. Yaşanan insani krizin baş sorumlusu olan ABD yönetimi ise eylüle kadar yalnızca 7 bin Iraklıyı kabul edeceğini açıklamış olmasına karşın, geçen 9 ayda sadece 133 mülteciyi kabul etti. PEW’in “Türk seçmenin neyi tehdit olarak gördüğüne” göz atabiliriz. PEW’e göre halkın yüzde 64’ü ABD’yi “Türkiye’ye yönelik tehdit kaynağı”, yüzde 77’si ise “potansiyel askeri tehdit” olarak görüyor. ABD tehdidi 17 ülkede birinci sırada... Ne garip! TC de, ABD’de tehlike ve tehditlere karşı kurulmuş NATO üyesi! İkisi yalnızca dost ve müttefik değil.. üstelik stratejik ortak! Clinton’ın Türkiye’deki büyükelçisi Mark Parris, dengeli bir diplomattı. İki ülkenin birbirlerine gereksinimlerine doğru tanıyı koydu. Bir seçim öncesinde Amerikalı diplomatlarla kaldığı 1948 yılından bu yana en büyük mülteci hareketi olduğuna dikkat çekiyor. Ürdün’ün başkenti Amman’da yapılan toplantıya Irak, Suriye, Mısır ve Ürdün’den temsilciler katılırken aralarında Türkiye, İran ve ABD’nin de bulunduğu ülkeler gözlemci sıfatıyla toplantıda yer alıyor. Türkiye toplantıya, Irak Özel Temsilcisi Büyükelçi Oğuz Çelikkol başkanlığındaki “Yerlerinden Edilmiş Kişiler Çalışma Grubu” ile katılıyor. Irak heyetinin başkanı Mu hammed El Hac El Hmud, “Irak hükümeti, başta komşuları olmak üzere uluslararası toplumu bu zorlu aşamayı atlatabilmesi için Irak’a destek olmaya çağırmaktadır” dedi. Bazı ülkeler geri yolluyor Bu sorunun ciddi olarak ele alınmasını ve gerçek bir insani krizin varlığının kabul edilmesini isteyen El Hmud, Irak’taki durum düzelinceye kadar Iraklıların kaçtığı ülkelerde kalabilmeleri, bu ülkelerde Iraklı çocuklara okul açılması ve tıbbi yardım sağlanması gerektiğini kaydetti. Bazı ülkelerin Iraklıları topraklarına kabul etmediğini ve ülkelerine dönmeye zorladığını ifade eden El Hmud, bazı ülkelerde de Iraklıların havaalanlarında günlerce bekletildikten sonra dönmeye zorlandıklarını, bunun insan haklarının ihlali anlamına geldiğini söyledi. El Hmud, söz konusu ülkeler hakkında ayrıntı vermedi. Suriye heyetinin başkanı Büyükelçi Milad Attiye, Iraklı Nükleer pazarlamacı Sarkozy Mülteci ‘Arap ülkelerinin barışçı amaçla nükleer teknoloji geliştirmesine sıcak bakmazsak medeniyetler çatışması çıkar’ Dış Haberler Servisi Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Batı’nın, Arap ülkelerinin barışçı amaçlı nükleer teknoloji geliştirmesine sıcak bakması, aksi halde medeniyetler çatışması riskini göze alması gerektiğini savundu. Önceki gün Afrika gezisi çerçevesinde gittiği Libya’da, bu ülkeye deniz suyundan tatlı su elde etmesi için bir nükleer reaktör sağlanmasını öngören sivil nükleer mutabakat zaptına imza atan Sarkozy, nükleer gücün gelecekteki enerji kaynağı olduğunu öne sürdü. Gazetecilere açıklama yapan Sarkozy, “Eğer biz geleceğin enerjisini Akdeniz’in güneyindeki ülkelere vermezsek, onlar kendilerini nasıl kalkındıracaklar? Eğer bu ülkeler kalkınmazsa terorizm ve fanatizmle nasıl mücadele edeceğiz” dedi. K ANARYA ADALARI Baykal’ın Kullandığı Tutkalın Gizemi! Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden, meslekten ağabeyimiz Altan Öymen’in Radikal’deki yazısının başlığı şöyleydi: “Deniz Baykal’ın gerçekleri tersyüz etmekteki emsalsiz becerisi...” Öymen’in Baykal hakkındaki tanısı, bu köşede CHP Genel Başkanı hakkındaki yazdıklarımızı doğruluyor. Sayın Baykal’ı 1950’lerin ikinci yarısında yakından tanıdık. Sınıf arkadaşımız Olcay’dan dolayı eniştemiz olmuştu. Baykal, Hukuk Fakültesi “münazara ekibi” başkanıydı. Şimdilerde üniversiteler arasında münazaralar yapılıyor mu bilmiyorum. Tartışanlar savundukları konuya inanmasalar da kendilerine verilen savı savunmak zorundaydılar. Baykal, “gerçekleri tersyüz etme becerisini” o günlerde kazandı. O gün bugündür Baykal’ın yaptığı yalnızca “münazara kürsüsünde” boy göstermek oldu. 22 Temmuz seçimlerinden sonra Baykal da mizahçı halkımıza esin kaynağı oldu. Başkalarının anlattıklarını değil kendi iki üretimimizi paylaşalım: Birincisi... Sihirbazlar Derneği, Baykal’a başvurmuş: “Biz...” demişler “sahnede bir sandığa bir insan koyup ‘abra kadabra’ dedikten sonra ancak bir insanı kaybedebiliyoruz. Siz, ‘Cumhuriyet Halk Partisi’nin’ halkını sandığa koydunuz. Halkı kaybettiniz. Sandıktan yalnızca Tandoğan’daki, Kordon’daki, Çağlayan’daki Cumhuriyet çıktı. Bu sırrınızı bize de öğretir misiniz?” İkincisi... Türkiye’nin ünlü tutkal fabrikasının sahibi Baykal’a başvurmuş. “Dört seçimi kaybettiniz. Yapıştığınız koltuktan bir türlü kalkamıyorsunuz? Kullandığınız tutkalın patentini bize satar mısınız?” çocuklara dayak Dış Haberler Servisi Kanarya Adaları’nda çok sayıda Afrikalı mülteci çocuğun şiddete maruz kaldığı bildirildi. İnsan Hakları İzleme Örgütü, çocukların hükümete bağlı aşırı kalabalık merkezlerde çalışanlar tarafından dövüldüğünü ve açlığa terk edildiğini kaydetti. Avrupa Birliği topraklarına ulaşabilmek için 900’den fazla çocuğun, tek başlarına, hiçbir güvenlik tedbiri bulunmayan, eğreti teknelerle yaptıkları tehlikeli bir yolculuğun ardından İspanya topraklarına girdiği belirtiliyor. Taciz ve şiddet Örgüt, “İstenmeyen Sorumluluklar: İspanya’nın Tek Başına Kanarya Adaları’na Gelen Göçmen Çocukları Korumaktaki Başarısızlığı” başlıklı raporunda, çoğu Senegal ve Fas’tan gelen erkek çocuklarının sonsuza kadar göçmen merkezlerinde tutulduğunu vurguladı. Örgüt yetkilisi Simone Troller, “Bu çocuklar, şiddet ve taciz olaylarına maruz kalmamalı, İspanyol güçleri tarafından korunma altına alınmalılar” açıklamasında bulundu. İspanyol yetkililer henüz konuyla ilgili bir açıklamada bulunmadı. Nükleer reaktör anlaşması Sarkozy, Bulgar hemşirelerin serbest bırakılmalarının ertesinde AB ile Libya arasındaki ilişkilerin normalleştiğini göstermeye yönelik bir jestte bulunmak ve Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi ile görüşmek üzere önceki gün Trablus’a gitmişti. KaddafiSarkozy görüşmesinden sonra iki ülkenin dışişleri bakanları tarafından imzalanan nükleer reaktöre ilişkin anlaşmanın, henüz “hedef ” aşamasında olduğu, projenin fizibili Ilımlı Hıristiyanların Cenneti! ABD Başkanı Evangelist George Bush, Anglikan İngiliz Kraliçesi 2. Elizabeth cennete gidemeyecekler. Protestanlığın kurucusu Martin Luther de yüzyıllardır cehennemde çile çekiyor olmalı.. Roma Katolik Kilisesi’nin başı Papa 16. Benediktus, “Dinsel Öğretiler Kurulu’nun’’ (DÖK) yeryüzünde tek geçerli dinin Hıristiyanlık olduğu, “Katolikliğin dışındaki kiliselerin gerçek kilise olmadığı” kararını onayladı. Karara göre, Katoliklerin dışındaki Hıristiyanlar “büyük kurtuluşta” cennete gidemeyecek. Tibetlilerin ruhani başı Dalay Lama, 1.5 milyar Çinli, milyonlarca Hint, Nobel Barış Ödülü sahibi Yahudi Şimon Peres, öğrencilerini Vatikan’da yetiştirdiği halde Fethullah Gülen, ılımlı Müslüman Recep Tayyip Erdoğan’a cennette yer yoktu. Ne olacak şimdi? Kiliseler arası dayanışmanın güçlendirilmesi çabalarının sürdürüldüğü şu yıllarda Papa’nın onayına öteki kiliselerden tepkiler geldi. Yabancı basını Papa ile alay eden karikatürler doldururken İngilizler “gerçek ötesi saçmalık” damgasını bastı. Türkiye ziyaretinde “Ekümenik” dediği Fener Rum Patriği Dimitri Bartholomeos’la can ciğer kuzu sarması gösterisi ile yetinmeyen Papa hazretleri 30 Haziran’da Aziz Pavlus yortusunda şu sözleriyle pekiştirdi: “Her yıl karşılıklı ziyaretlerimizin olması, Ekümenik Patrikhane ve Vatikan’ın iradelerinde tam bir birlik arzusunun mevcudiyetinin göstergesidir. Konstantinapolis’ten (İstanbul) gelen kardeşlerimizle (Fener Patrikliği) birlikte, Mesih’in bizleri birleşmiş durumda görme isteğini benimsemek için çalışma çağrımızı bir kez daha yineliyoruz.” Hıristiyanlık bir sorunla karşı karşıya! “Katolikliğin dışındaki kiliselerin gerçek kilise olmadıklarını” onaylayan Papa, acaba “ekümenikliğini” ilan ettiği Bartholomeos’u cennete sokacak mı? Papa’ya Fenerden tepki gelmedi. Sakalla bıyık arasındaki Fener sözcüsü, onayın Ortodoksların dışında özellikle Protestanlara yönelik olduğunu söylemekle yetindi. Anlaşılan Papa, Fener Rum Ortodokslarını “ılımlı Hıristiyan” olarak görüyor. “Ilımlı İslam devletinin” bulunduğu Türkiye’de bir “ılımlı Hıristiyan devlet” kapısını açık tutmak için Fener’i DÖK onayı dışında tutuyor olmalı. Ne İsa’ya ne Musa’ya, yani ne “ılımlı İslama” ne de “ılımlı Hıristiyana” yaranan bizler, acaba cennete gidebilmek için Ankara’da Vatikan Büyükelçiliği’nin kapısında, öteki elçiliklerdeki vize kuyruğuna girme yerine, cennette yer kapma kuyruğuna mı girsek? Sarkozy’nin Kaddafi’yle görüşen heyetinde Fransa’nın Senegal doğumlu, insan haklarından sorumlu bakanı Rama Yade de yer aldı. (Fotoğraf: AP) tesi konusunda daha yapacak çok şey bulunduğu kaydedildi. Ancak Sarkozy’nin Libya ile yaptığı nükleer anlaşma, Fransa’da başta çevreciler olmak üzere pek çok kesimden tepki gördü. Fransız nükleer karşıtları Sarkozy’nin bu adımını sorumsuzca ve tehlikeli olarak değerlendirirken Libya’ya reaktör sağlanmasının ileride bu ülkeye nükleer silaha sahip olma yolunu açacağından kaygılı. Suudi Arabistan, Körfez İşbirliği Konseyi üyesi diğer ülkeler Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri ile barışçı nükleer enerji için geçen aralıkta ortak proje açıklamıştı. Mısır da 1986 Çernobil faciasından sonra durdurduğu nükleer enerji programını canlandırmaya çalışıyor. Sevinçleri acıya dönüştü Irak’ın başkenti Bağdat’ın güneyindeki Hille’de meydana gelen bombalı saldırıda 5 polis öldü, 2’si yaralandı. Ülkenin kuzeyinde Telabta bölgesinde de bir intihar eylemcisinin karakolun kapısında üzerindeki bombaları infilak ettirdiği, saldırıda 6 kişinin öldüğü bildirildi. Bağdat’ta önceki gece Irak Milli Futbol Takımı’nın Asya Kupası’nda finale kalması nedeniyle yapılan kutlamalar sırasında bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda 50 kişi ölmüş, 130 kişi yaralanmıştı. Sünni, Şii ve Kürt oyuncuların birlikte oynadığı Irak Milli Futbol Takımı’nın Güney Kore’yi 43 yenmesinden sonra kutlamalar için sokağa dökülen kalabalığın sevinci yarım kalırken, yaralıların tedavisi sürüyor. (Fotoğraf: AP) Afganistan’daki operasyonları eleştirdi D’Alema ABD’ye çıkıştı Dış Haberler Servisi İtalya Dışişleri Bakanı Massimo D’Alema, Afganistan’da ABD liderliğindeki operasyonların NATO’nun göreviyle çakıştığı gerekçesiyle durdurulması çağrısı yaptı. D’Alema, İtalya Meclisi Dışişleri Komisyonu’nda yaptığı konuşmada, NATO komutasındaki Uluslararası Güvenlik ve Destek Gücü (ISAF) ve ABD operasyonları arasındaki çakışmanın, çoğunlukla askeri operasyonlar arasında koordinasyon eksikliği yaşandığını belirtti. D’Alema bu durumun Afgan siviller için risk yarattığını belirterek bunun, “ahlaki bakımdan kabul edilemez, siyasi bakımdan ise felaket olduğunu” söyledi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sean McCormack sivil kayıpların çoğunun Taliban’ın taktiklerinden kaynaklandığını öne sürdü. Helmandda ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri ve Afgan askerleriyle militanlar arasındaki çatışmalarda 60’tan fazla Taliban’ın öldüğü bildirildi. Görgü tanıkları ise ölenlerin çoğunun sivil olduğunu söylüyor. Afganistan’da Taliban’ın geçen hafta kaçırdığı Güney Koreliler için verdiği sürenin sona ermesine karşın 22 rehinenin tümünün hayatta olduğu bildirildi. Taliban vahşeti Taliban liderlerinden Mansur Dadullah, İngiliz televizyonunda yayımlanan açıklamasında, militanların, “rehinelerin kafalarını çocuklara kestirmeyi planladığını” belirtti. Çocuklara askeri eğitim vermek istediklerini söyleyen Dadullah, “Çocukları zalim işgalcilere ve imansızlara karşı eğitmek istiyoruz. Çocuklara cesaret kazandırmak için onları imansızların ve casusların kafalarını keserken kullanmak istiyoruz’’ dedi. Elmek: oacar?superonline.com Faks: 0312. 442 79 90 CUMHURİYET 10 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle