23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 NİSAN 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr 11 Romanya Parlamentosu, Traian Basescu’yu geçici olarak devlet başkanlığından uzaklaştırdı BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Vekiller başkanı görevden aldı Dış Haberler Servisi Romanya meclisi, Devlet Başkanı Traian Basescu’yu (55) “görevini kötüye kullandığı” gerekçesiyle geçici olarak görevden aldı. Dün yapılan oylamada vekiller, 108’e karşı 322 oyla devlet başkanının görev yetkisini askıya aldı. Basescu’nun görevden uzaklaştırılması yönündeki önerge, meclise muhalefetteki sol PSD partisi tarafından verildi. Önergede Basescu, partizanca davrandığı ve uzlaştırıcı olma görevini yerine getirmediği ge ? Muhalefetteki sol partinin verdiği önergede devlet başkanına yönelik, partizanca davranmak dahil çeşitli suçlamalar yer alıyor. Yasalar meclise, devlet başkanını 30 günlüğüne görevden alarak azli için referandum yapma yetkisi veriyor. rekçesiyle anayasayı çiğnemekle suçlanıyor. Basescu’ya getirilen suçlamalar arasında kabineyi ele geçirmek, yargıçları eleştirmek, bakanların telefonlarının dinlenmesi talimatını vermek gibi 19 ayrı konuda anayasayı ihlal etmek de yer alıyor. Ancak daha önce Anayasa Mahkemesi Basescu’nun anayasayı ihlal ettiğine dair kanıt bulunmadığı hükmüne varmıştı. Romanya yasaları, meclise devlet başkanını 30 günlüğüne görevden alarak azli için referandum düzenleme yetkisi veriyor. Referandumda seçmenlerin yarısından fazlasının onayı gerekiyor. İddiaları reddeden Basescu, milletvekillerinin görevini askıya almayı onaylaması halinde, referandumu beklemek yerine istifa ederek üç ay içinde yapılması gereken seçimlerde yeniden aday olacağını söylemişti. Basescu’nun görevini şimdilik vekâleten Senato Başkanı Nikolay Vacaroiu yürütecek. Başbakan Calin Popescu Tariceanu ile Basescu arasında aylardır görüş ayrılıkları yaşanıyordu. Merkez sa ğı temsil eden iki siyasi lider, son olarak bir televizyon programında birbirlerini, hakkında şaibeler bulunan milyonlarca dolarlık enerji ihalelerine karışmakla suçlamıştı. Basescu, Romanya’yı AB’ye taşıyan ekonomik ve sosyal reformların yaşama geçmesine destek verdi. 2004’te ülkedeki yolsuzluklara karşı mücadele söylemleriyle halk desteği alan ve göreve gelen Basescu, medya tarafından Ukrayna’dan esinlenilerek “Turuncu devrim” lideri olarak lanse edilmişti. Büyükanıt ABD, AB ve AKP’yi Gösteriyor Büyükanıt’ın 12 Nisan’daki sözlerini diplomasi dilinden ve nezaketinden çıkarıp yalın Türkçeye tercüme edelim. 1) “Ona değil arkasındakine bakın” demek Barzani ve Kürtçülerin “ABD, İngiltere ve İsrail adına konuştuklarını bilmemiz gerekir” demektir. Yaşar Büyükanıt karşımızdakilerin Barzani ve PKK olmadığını; ABD, İngiltere ve İsrail ile karşı karşıya bulunduğumuzu söylüyor ve ekliyor: “Bu kabul edilemez bir durumdur.” 2) K. lrak’a askeri müdahale gerekiyor. Çünkü terör örgütü PKK planlı bir biçimde buradan besleniyor. Ayrıca, Kürdistan’ın bir ayağı kukla Kürt devleti kuruluyor. Bunu önlemeliyiz. Ancak “siyasi irade yok”. AKP’nin hükümeti ve Meclis’i bu siyasi iradeyi gösteremiyor. Gösteremez, çünkü ABD’nin isteklerinin dışına çıkamaz, çıkmaz, bağımlı. 3) AB, almış olduğu kararlarla Türkiye’yi bölüyor. “Çerçeve anlaşmaları” ile bu süreç yaşanıyor, bu kabul edilemez. Türkiye AB ile ilişkilerini gözden geçirmek zorunda. Yaşar Büyükanıt’ın söylediklerine ABD yönetimi derhal yanıt verdi ve K. Irak’a müdahale edilmeyeceğini; karşılarında ABD’yi bulacağını ima eden bir biçimde söyledi. ABD yetkilisinin açıklaması Büyükanıt’ın söylediklerinin ne kadar doğru olduğunun kanıtı oldu: ABD, “Evet karşınızda Barzani, PKK değil, ABD var” dercesine yanıt verdi. Ve aynı gün Diyarbakır Barosu, Büyükanıt’ın konuşması İçin suç duyurusu yaparak Genelkurmay Başkanı’nı doğrulamış oldu. “Biz ABD ile birlikte karşınızdayız” dercesine harekete geçti. Yaşar Büyükanıt kısa bir süre önce yaptığı bir açıklamada, “Çekiç Güç için anlaşma yapılması ve İncirlik Üssü’nün kullandırılması yanlıştı, yapılmamalıydı” dedi. “Siyasi irade” o yıllarda da ABD’nin (ve emperyalizmin) çıkarları için kullanılmıştı. Birçok yazar ve düşünür o tarihlerde bunun yanlış olduğunu yazmıştık. “Yönetimdeki oligarşi”, ABD’nin taleplerine uymuştu. R EZERV, TAHMİNLERİN İKİ KATI Irak’ın petrol pastası sanılandan büyük Dış Haberler Servisi İşgal altındaki Irak’ın petrol rezervlerinin tahmin edilenin iki katı kadar olabileceği öne sürüldü. İşgalin başladığı 2003 yılından beri yapılan en kapsamlı bağımsız araştırma, ülkenin batısında 100 milyar varillik ek rezerv olabileceğine işaret ediyor. IHS adlı danışmanlık şirketinin araştırması, işgalden önce ve sonra toplanan verilerin yanı sıra, coğrafi araştırmalardan da yararlanıyor. de 2 milyon varil seviyesinden 4 milyon varile çıkarılabileceği belirtiyor. Irak’ta ticari üretime elverişli 78 petrol havzasından şu anda yalnızca 27’si üretim yapabiliyor. 25 kuyunun yakın zamanda üretime açılabileceği, 26 kuyunun atıl olduğu belirtiliyor. Irak’ta petrol üretiminin önündeki en büyük engelin ülkede süregiden şiddet olduğu belirtilirken, mevcut teknolojinin eskimiş olması, ambargo ve işgal sırasında kuyularda yaşanan hasarların petrol üretiminin olağan seviyesine ulaşmasının önündeki başlıca engeller olduğuna dikkat çekiliyor. Irak’ta gelecek hafta meclise sunulacak olan yeni petrol yasası tasarısı, petrol üretimiyle ilgili kararların merkezi hükümete bırakılmasını öngörüyor. Yeni yasa tasarısının ülkenin petrol kaynaklarını yabancı petrol tekellerine açacağı kaydediliyor. ‘Şeytanın askerleri’ Irak’ın başkenti Bağdat’ta önceki gün düzenlenen ve 190 kişinin öldüğü bombalı saldırıların ardından dün de Bağdat’ın merkezindeki Karrada’da bomba yüklü bir aracın benzin tankerinin yanında patlaması sonucu 12 kişi öldü, 28 kişi yaralandı. Irak Başbakanı Nuri el Maliki, önceki günkü saldırıları düzenleyenleri “şeytanın askerleri’’ olarak adlandırdı. Sadriye pazarı ve çevresinin güvenliğinden sorumlu Iraklı albayın da, 140 kişinin yaşamını yitirdiği saldırının ardından El Maliki’nin emriyle tutuklandığı bildirildi. Saldırıların arkasında El Kaide’nin olduğunu söyleyen ABD Savunma Bakanı Robert Gates ise dün Irak’a sürpriz bir ziyarette bulundu. (Fotoğraf: AP) İran’ı geçecek İddiaların doğru olması halinde Irak’ın Suudi Arabistan’ın ardından dünyada en büyük ikinci büyük petrol rezervlerine sahip ülke olacağı, şu anda ikinci sırada olan İran’ı geçeceği belirtiliyor. Irak’taki petrol üretim maliyetinin görece düşük, varil başına yaklaşık 2 dolar olduğuna dikkat çeken araştırma, ülkedeki petrol üretiminin 5 yıl içinde şu anki gün Büyükanıt, ‘Dış politika değişmeli’ diyor Büyükanıt’ın yaptığı açıklama biçimsel yönü ile değil de içeriği ve bütünlüğü çerçevesinde değerlendirildiğinde şu sonuca varırız; Türkiye’nin izlediği dış politika yanlıştır ve değiştirilmelidir. Değiştirilmediği takdirde Batı’nın Kürdistan projesi engellenemez. AB ile ilişkilerimiz yanlış yoldadır. Bu yanlışlıklar Türkiye’yi parçalanmaya götürmektedir. Dış ilişkilerimizdeki yanlış bağlantılar Türkiye’de iç savaş tehlikesini getirir. Dış ilişkilerimizde bize zarar veren unsurlar olarak ABD ve AB’nin Türkiye ve bölgeye yönelik eylem ve politikaları, diplomatik dille açıklanıyor. “Siyasi irade yokluğunun” dış ilişkilerimiz üzerinde yarattığı olumsuzluğun gerisinde herhalde AKP iktidarı bulunuyor. Çünkü gereken siyasi iradeyi ortaya koyacak olan organlar Meclis ve hükümettir. Dış politikadaki yanlış ve zaaflar, ABD ve Avrupa Birliği ile AKP iktidarının üzerine yüklenmektedir. Daha da basitleştirdiğimiz zaman, “AKP iktidarı ve Batı güçleri” diyebiliriz. Bu iç ve dış güç odaklarının aralarındaki ilişki ve derin bağlar AKP iktidarından önce başlamıştır. Rand Corporation’ın raporlarına ve Paul Walfowitz’in belgelenmiş aracılık misyonuna kadar giden derin bir bağ ve bağlılık söz konusudur. Yaşar Büyükanıt’ın dış politikada değişikliği işaret eden gerekçeleri 7 Mart 2002’de MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç tarafından doğrudan doğruya ifade edilmişti. (*) “Türkiye, Rusya ve İran ile işbirliğine girerek dış politikasını dengelemeli” biçiminde özetleyebileceğim açıklama yapılmıştı. Büyükanıt’ın 12 Nisan’da yaptığı kapsamlı değerlendirme, Tuncer Kılınç’ın önerilerinin ne kadar vazgeçilmez olduğunu gözler önüne seren kanıtları da beraberinde getirdi. Geçen 5 yılda, TSK’nin önerileri doğrulandı. Evet, Türkiye dış politikasını değiştirmez ise parçalanma tehlikesi ile karşı karşıya; politikayı değiştirmek için “siyasi irade” gereklr; bunun için de oligarşinin tasfiye edilmesi kaçınılmaz. Çünkü oligarşi ABD’nin (ve Batı’nın) emrinde. (*) Avrupa’nın Askerle Kavgası, Truva, 2006 www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali BELÇİKA FİRMASINDA ANADİL YASAĞI BRÜKSEL (AA) Belçika’nın Flaman kesimindeki Genk bölgesinde faaliyet gösteren bir firma, yabancı asıllı personeline işyerinde anadillerini konuşma yasağı koydu ve bu yasağa uymayanların işine son vereceğini açıkladı. Genk’teki Ford fabrikasına bağlı üretim yapan ve çalışanları, çoğunluğu Türk asıllı olmak üzere, yüzde 70 oranında yabancılardan oluşan HP Pelzer firmasının uygulaması tepki gö rüyor. Firma yönetimi, personelin işyerinde bulunduğu her yerde ve saatte Flamanca konuşmasını, bunun yapılmamasının “yasal olarak işten çıkarma gerekçesi” olacağını açıklarken, bu kararı, “işyerinde güvenlik sağlanması ve çalışanların birbirlerine saygı göstermesi gereği” nedeniyle aldığını ileri sürdü. Yaklaşık 125 kişinin çalıştığı firmadaki Türk asıllılar, yönetimin bu uygulamasına itiraz amacıyla sendikalara ve siyasi çevrelere başvuruyor. VEFAT Biricik babamız S OYKIRIMI İNKÂRA CEZA MUSTAFA İLHAN’ı yitirmenin derin acısı içindeyiz. 20 Nisan 2007 günü (bugün) Fatih Camii’nde kılınacak ikindi namazının ardından onu son yolculuğuna uğurlayacağız. AB Ermenilerin önünü açtı ELÇİN POYRAZLAR AİLESİ VEFAT Gazetemiz eski çalışanlarından MUSTAFA İLHAN’ı kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileriz. CUMHURİYET ÇALIŞANLARI BRÜKSEL Brüksel’de toplanan AB adalet ve içişleri bakanları, soykırım ve savaş suçlarının inkârını AB çapında cezalandıran yasa önerisini dün kabul etti. AB Dönem Başkanı Almanya’nın girişimiyle hazırlanan “ırkçılık ve yabancı düşmanlığıyla mücadelede çerçeve kararı’’ ile tüm üye ülkelerde ırkçılık ve yabancı düşmanlığı suç kapsamına alınırken soykırım ve savaş suçlarını reddedenler için 1 ila 3 yıla kadar hapis cezası getiriliyor. Ermeni soykırımı savlarının “karar kapsamında ele alınmasından endişe duyan’’ Türkiye, kabul edilecek me tinde soykırımın tanımında 1948 yılında kabul edilen Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunu Önleme Sözleşmesi’ne atıfta bulunulmasını istemişti. Buna karşın AB Dönem Başkanlığı, alınan kararda Uluslararası Ağır Ceza Mahkemesi’ni kuran Roma Statüsü’nün yasalarına ve Nürnberg Mahkemesi’nce tanımlanan suçlara atıf yapıldığını belirterek Ermeni soykırım savlarının bu çerçevede ele alınmayacağı görüşünü ileri sürdü. Bu çerçeve kararı AB ülkeleri 2 yıl içinde ulusal yasalarına uyarlaması gerekiyor. Söz konusu tasarıyla bu suçlar, uluslararası bir mahkemenin yanı sıra ulusal bir mahkemenin kararı sonucu da cezalandırılabilecek. CUMHURİYET 11 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle