18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 NİSAN 2007 SALI 4 HABERLER Hiçbir parti, sivil toplum örgütü ya da popüler kişinin öne çıkmamasına özen gösteriliyor DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN AKP’nin Kuzey Irak Politikası Var mı? Mesud Barzani’nin, Türkiye’yi hedef alan tehditleri büyük yankılar yaptı, tepkilere neden oldu. Bilindiği gibi, ABD ve AB sürekli olarak Türkiye’ye “Kuzey Irak yöneticileri” ile görüşmeyi telkin etmekteydiler. Genelkurmay Başkanı, ABD gezisi sırasında bu tür telkinlere “asker olarak terörü destekleyen kişilerle görüşecek bir şeyi olmadığı” yanıtını vermişti. AB, ama özellikle ABD’den gelen telkinlere fevkalade açık olan AKP’nin önde gelenleri ise çağrılar yönünde davranacaklarını bildirmişler, Dışişleri Bakanı Gül, herkesle görüşeceğini söylemiş, Başbakan Erdoğan ise Talabani ile Riyad’da kucaklaşmıştı. Çankaya’da son günlerini geçirmekte olan Cumhurbaşkanı Sezer’in de olaya TSK gibi baktığı görülmekteydi. Mesud Barzani’nin Türkiye Kerkük’e karışırsa, biz de Diyarbakır’a karışırız diye başlayan sözleri, Kuzey Irak yetkilileri ile görüşmelerin sorunların çözümünde ne kadar “yararlı!” olduğunu herkese gösterdi. Burada bir noktayı özenle vurgulamakta yarar var. Türkiye’nin sınır ötesinden kendisine yönelen terör girişimlerini önlemek dışında Kuzey Irak ile ilgili hiçbir talebi yok ve olamaz da. Aynı şekilde Türkiye’nin Musul ve Kerkük üzerinde de bir iddiası yok. Yalnızca Irak’ın toprak bütünlüğünün sağlanması için, buradaki referandumun durum normalleşene kadar ertelenmesini ve bölgedeki Türkmenlerin can ve mal güvenliklerinin sağlanmasını istiyor Ankara. ??? Türkiye bu görüşlerini anlatmak için gerekli görüşmeleri yapıyor. Dışişleri kulislerinden gelen haberler, Kerkük referandumunun durum normalleşene kadar bir süre ertelenmesi konusunda ilerleme kaydedildiğini de bildiriyor. Görüşmeler konusunda asıl sorun, görüşmelerin muhataplarının kimler olacağı ve Türkiye’nin tezleri ile görüşlerini anlatmakta hangi savları kullanıp hangi kozları oynayacağı. Serpil Yılmaz’ın, Milliyet gazetesinde altı gündür yayımlanmakta olan yazı dizisi, Kuzey Irak bölgesinde (dilerseniz Kürdistan Özerk Bölgesi olarak okuyun) 15 milyar dolarlık imar pastasının 10 milyarlık payını Karadenizli ve Güneydoğulu Türk işadamlarının aldığını gösteriyor. Kısa adı AIE olan American Institution Entreprise’ın ünlü danışmanlarından olan Michael Rubin, Daily Star’daki yazısında Barzani’nin şahsi servetinin iki milyar dolara ulaştığını, bölge için en büyüt tehdidin terör değil yolsuzluk olduğunu yazıyor. Barzani’nin büyük servetinin kaynağında Habur Sınır Kapısı’ndan geçişlerden aldığı pay yatıyor. Bu gerçek çok dile getirilmesine karşın, o kapının yerine, Türkmen bölgesinde yeni bir kapı açılması hiç gündeme getirilmiyor ve ahbap çavuş ilişkileriyle, Kürt yöneticiler ile görüşmeler ve ekonomik ilişkiler alabildiğine gelişiyor. ??? Türkiye’de TSK ne derse desin, Çankaya’nın şimdiki konuğunun tutumu ne olursa olsun, Dışişleri uzmanları ne önerirlerse önersinler, TC kendi işadamına, kendi köylüsüne ve üreticisine sağlamadığı desteği Kuzey Irak’taki Kürt yönetimine, Tayyip Bey’in aile fotoğrafında yer alan işadamları aracılığıyla veriyor. Bakın bu iş nasıl yapılıyor: AKP hükümeti ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), kısa adı KARTET olan Karadeniz Toptan Elektrik Ticaret AŞ’ye Irak’a elektrik ithali için izin veriyor ve yaklaşık dört yıldır bu firma Irak Kürt bölgesine elektrik ihraç ediyor. Bu ayrıcalıklı şirketin yönetim kurulu başkanı Osman Karadeniz. Osman Bey’in kardeşi Nuri Karadeniz, Beyaz Enerji operasyonu sanıklarından dönemin TEAŞ yetkililerine rüşvet vermekten yargılanmış, yedi ay hapis yattıktan sonra parayı borç olarak verdiğini söyleyip serbest bırakılmış. AKP hükümeti, Silopi Zaho gerilim hattını tahsis etmiş olduğu KARTET’e daha fazla ayrıcalık sağlamak için bir yasa tasarısı hazırlamış, ama gelen tepkiler üzerine bunu çekmiş, ama bunun üzerine 4 Ağustos 2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan bir Bakanlar Kurulu kararı ile ihraç edilen elektrikte kullanılan fueloilden alınan ton başına 204 – 476 YTL arasındaki ÖTV’yi sıfırlamış. Böylelikle, KARTET’in Türkiye’de üreticiye kilovatsaati 9.2 sentten satılan elektriği Irak Kürt bölgesine 4.2 6 sentten satması sağlanmış bulunmaktadır. Yani AKP’nin Bakanlar Kurulu kararıyla alınan teşvikle Türkiye kendi insanına kilovatsaatini 9.2 sentten sattığı elektriği Kuzey Irak’a 4.2 6 sentten satmaktadır. Aradaki fark da Türk halkının cebinden çıkmaktadır. Şimdi söyleyin bakalım, AKP’nin bir Kuzey Irak politikası var mı, yok mu? Ne dersiniz?.. 14 Nisan ‘halkın sesi’ olacak ANKARA / İSTANBUL (Cumhuriyet Bürosu) Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) öncülüğünde 300’e yakın sivil toplum kuruluşunun katılımıyla 14 Nisan’da düzenlenecek “Cumhuriyet mitingi”nde herhangi bir siyasi parti ya da sivil toplum örgütü temsilcisinin konuşma yapmaması kararı alındı. “Halkın mitingi” anlayışının önüne geçecek hiçbir isim ya da girişim olmaması istenirken verilecek mesajların bir üniversite öğrencisi ya da akademisyen aracılığıyla iletilmesi amaçlanıyor. ADD’nin öncülüğünde 300 kadar sivil toplum kuruluşunun katkısıyla 14 Nisan’da düzenlenecek “Cumhuriyet mitingi” için son hazırlıklar yapılırken, birçok basın organı aracılığıyla mitinge karşı bir “karalama kampanyası” da yürütülüyor. ADD, mitingin “halka ve katılımcı tüm sivil toplum kuruluşlarına ait” olduğunu vur ? Atatürkçü Düşünce Derneği’nin öncülüğünde 300 kadar sivil toplum kuruluşunun katkısıyla düzenlenecek “Cumhuriyet mitingi” için son hazırlıklar yapılırken mitinge karşı bir “karalama kampanyası” da yürütülüyor. Bu nedenle, ADD Genel Başkanı Şener Eruygur, dernek üyelerinin kimi konularda dikkatli davranmasını istedi. gularken kendileri de dahil, herhangi bir ismin, sivil toplum kuruluşunun ya da partinin öne çıkmaması için tüm katılımcılardan hassas davranılmasını bekliyor. Bu kapsamda bir genelge yayımlayan ADD Genel Başkanı Şener Eruygur, “mitingin bir sokak hareketine dönüşeceği ve antidemokratik amaçlara yönelik olduğuna dair karalayıcı ve sistemli bir kampanyanın yürütüldüğünü” belirtti. Bu amaçla, dernek üyelerinin kimi konularda dikkatli davranmasını isteyen Eruygur, şunları kaydetti: “Tüm ADD mensupları, gerek intikal esnasında, gerek miting ve alandan ayrılış, geriye dönüş aşamasında provokasyonlara karşı dikkatli olmalı, kışkırtıcı davranışlara cevap vermemeli, bu tür tutum içine girmeye mütemayil üyeleri uyarmalıdır. Her ADD üyesi mitingin kurallara uygun olarak yürütülmesi, yasal sınırlar içinde kalınması için kendisini özel görevli saymalı, görevlilere ve güvenlik güçlerine yardımcı olmalıdır. Kurallara uygun olmayan hareketlere başvuranların şahsen sorumlu olacakları, ayrıca dernek açısından da disiplin işlemine tabi tutulacakları tüm üyelerimize hatırlatılacaktır. Bu mitingin münhasıran ADD’nin değil, tüm katılımcı kuruluşların ortak mitingi olduğu unutulmamalı, olası farklı ve benimseyemeyeceğimiz davranış ve sloganlara karşı tepkisel bir tutum sergilenmemeli.” Destek çağrıları Katılımcılar, saat 09.00’da AKM alanında bir araya gelmeye başlayacak. Buradan saat 10.00’da yürüyüşe geçilerek Kazım Karabekir Ulaştırma Kavşağı’nı takiben Tandoğan Meydanı’na geçilecek. Alanda, saat 14.00’e kadar miting sürecek. CHP Milletvekili Mehmet Neşşar, mitinge kendisinin katılacağını belirterek tüm yurttaşların da mitingde yer alması gerektiğini belirtti. Avrupa Atatürkçü Düşünce Der nekleri Federasyonu Genel Başkanı Dursun Atılgan da, “iktidarın Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin birinci adamını belirlemesine izin verme” çağrısını yaptı. Öte yandan, 68’liler Birliği Vakfı Başkanı Sönmez Targan, Cumhurbaşkanlığı seçimini bağımsızlık ve demokrasi mücadelesinin bir parçası olarak gördüklerini belirterek duyarlı herkesi 14 Nisan’da Ankara’daki Cumhuriyet mitingine çağırdı. 68’liler Birliği Vakfı’nın sonuç bildirgesinde, Cumhurbaşkanlığı seçiminin, izlenen yol ve beklenen sonuçlarıyla ülkemizde endişe yarattığına dikkat çekilerek “Çankaya’ya çıkacak kişinin laik, demokratik, sosyal hukuk devletine inanan ve koruyan, kişisel ve siyasal geçmişinde en küçük bir leke bulunmayan, Cumhuriyetçi bir yurttaş olması temel beklentimizdir” denildi. ANTALYA İL GENEL MECLİSİ İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN AVRUPA SOSYAL ŞARTI AKP’lilerden ‘türban’ adımı ? Antalya İl Genel Meclisi’nin içtüzükteki yemin ve kılık kıyafet maddelerini kaldırması muhalefet temsilcileri tarafından “Türbanın önünü açmaya çalışıyorlar” şeklinde yorumlandı. GÜRSU KUNT Hükümet işçi haklarına karşı ? Türkiye, gözden geçirilmiş hali Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Avrupa Sosyal Şartı’nın birçok maddesine ülkedeki ekonomik koşulları gerekçe göstererek çekince koydu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Avrupa’nın işçi hakları konusunda çatı kanunu olan “Avrupa Sosyal Şartı”, AKP hükümetine “bol” geldi. Türkiye, Avrupa Sosyal Şartı’nı “işçi haklarına ilişkin bazı temel maddelerine çekince koyarak” kabul etti. Hükümetin, işçi hakları konusunda takındığı tutum, AKP’nin çifte standardını da gözler önüne serdi. Avrupa Sosyal Şartı’nın gözden geçirilmiş hali, Resmi Gazete’de yayımlanarak dün yürürlüğe girdi. Ancak Türkiye, sözleşmenin “her işçinin her yıl dört hafta ücretli tatil hakkı olduğuna”, “çalışanların kendilerine ve ailelerine iyi bir yaşam düzeyi sağlayacak ücret hakkına sahip olduklarına”, “işçilerin yerel, ulusal ve uluslararası örgütler kurma ve bu ögrütlere üye olma hakkı” ile “toplu pazarlık ve sözleşme hakkına” ilişkin maddelere çekince koydu. Çekince gerekçesi olarak da “Türkiye’deki ekonomik koşullar” gösterildi. Çekinceler Resmi Gazete’de de yer aldı. Böylece AKP, sözleşmenin kendisini bağlamasından kurtulmaya çalıştı. AB’nin Türkiye’ye ilişkin koşullarından bir tanesi de Avrupa Sosyal Şartı’nın kabul edilmesiydi. Türkiye’nin kabul etmesine karşın şartın en temel maddelerine çekince koymasının, AB tarafından “hoş” karşılanmayacağı belirtiliyor. Yürürlüğe giren şart, bundan sonra Türkiye’de işçi hakları konusunda, “yürürlükte olan kanunlarının üzerinde” kabul edilecek. AKP, sözleşmede yer alan düzenlemelere dayanarak toplusözleşme ya da asgari ücretin yetersizliği gibi konularda Türkiye’deki işçilerin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gitmesi için de önlem almayı ihmal etmedi. asirmen?cumhuriyet.com.tr ANTALYA Antalya İl Genel Meclisi’nin AKP’li üyeleri, içtüzükte yer alan yemin ve kılık kıyafet maddelerini kaldırdı. AKP’lilerin oyçokluğuyla aldığı karara, muhalefet sert tepki gösterdi. CHP’li üyeler, AKP’lilerin kafalarının arkasındaki düşünceleri uygulamaya geçirmeye çalıştığını belirterek “Türbanın önünü açmaya çalışıyorlar” dedi. Geçen aylarda hazırlanan ve içinde kılık kıyafet ile meclis üyelerinin yeminini de içeren içtüzük, AKP’li Turhan Anatürk başkanlığındaki 5 kişilik İl Özel İdare Komisyonu’nda görüşüldü. Ardından konu meclise getirildi. Mecliste yer alan gruplara içinde kılık kıyafet ve yemin maddelerinin yer aldığı içtüzük verildi. Ancak oylama sırasında ise bu maddeler çıkarılarak oylamaya gidildi. Tepkilere karşın içtüzük, söz konusu iki madde çıkarılarak onaylandı. CHP İl Başkanı Ömer Melli, AKP’li meclis üyelerinin, “Yasaların İl Genel Meclisi’ne verdiği görevleri tam ve tarafsız uygulayacağıma, hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma, toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma, namusum ve şerefim üzerine ant içerim” yeminini etmek istemediklerini, kılık kıyafetleriyle Cumhuriyet yasalarına karşı çıkma niyetinde olduklarını söyledi. Melli, “Niye kılık kıyafet maddesini kabul etmek istemiyorlar? Kafalarının arkasındakileri söyleyemiyorlar ama yaptıkları bunun açığa vurulmasıdır” dedi. [email protected] Başbakan Erdoğan’ın katılacağı tören için yüzlerce öğrenci dersten çıkarıldı Açık okulları tekrar açtı! ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bazıları daha önceden açılmış olan okulları dün yeniden açtı. Ankara’da 14 Nisan’da düzenlenecek “Cumhuriyet Mitingi” nedeniyle bazı üniversitelerde sınavların ertelendiği yönündeki haberlere “Bu iş biraz da şirazesinden çıkmış vaziyette” diye tepki gösteren Erdoğan, dünkü törende, derslerinden alınarak salona doldurulan yüzlerce öğrenciye politikalarını anlattı. MEB Şura Salonu’nda 84 okul ve eğitim kurumunun eğitime açılması nedeniyle düzenlenen tören, AKP’nin siyasi şovuna dönüştü. Tören için, Ankara’nın Gülen Muharrem Pakoğlu, Salih Alptekin, Hamdullah Suphi ve Ulubatlı Hasan ilköğretim okullarından yüzlerce öğrenci sabahın erken saatlerinden itibaren salona getirildi. 11.00’de başlayacak program için derslerinden çıkarılan öğrenciler, sabah 09.00’dan itibaren salon önünde beklemeye başladı. Konuşmaların ardından, Başbakan Erdoğan ve Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik salondaki sinevizyon ile canlı olarak bazı okullara bağlanarak açılışları gerçekleştirdiler. Erdoğan, daha sonra okul yaptıran hayırseverler ile kuruluş temsilcilerine takdir belgesi, plaket ve gül verdi. Erdoğan ve bakanlar hayırseverlerle fotoğraf çektirdi. Duyurusu günler önceden yapılan tören kapsamında açılan okullardan birçoğunun eğitim öğretim yılı başında açıldığı ve öğrenci kabul ettiği, bazılarının da 1 yıl önce açıldığı öğrenildi. Derslerinden alıkonulan öğrenciler Erdoğan’ı dinlemek zorunda kaldı. TBB BAŞKANI ÖZDEMİR ÖZOK: AKP zihniyeti gerginlik yaratır CİHAN ORUÇOĞLU Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, seçim yasalarındaki yanlışlıklar nedeniyle 2002 seçimlerinde yüzde 46 oranındaki oyun parlamentoda temsil edilmediğini dikkat çekerek böyle bir parlamentonun cumhurbaşkanını seçmesinin demokrasi adına doğru olmadığını söyledi. Özok, Cumhurbaşkanlığı makamının Türkiye’deki her kesimi temsil edeceğini belirterek “Lekesiz, şaibesiz, üzerinde hiçbir tartışma olmayan, anayasanın başlangıç hükümlerini, cumhuriyetin kazanımlarını ve Atatürk ilke ve devrimlerinin getirilerini çok iyi bilen Özok, “Cumhurbaşkanlığı makamına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ya da o dünya görüşündeki birinin geçmesi Türkiye’de yeni gerginliklere neden olacaktır” görüşünü dile getirdi. Özok 14 Nisan günü Ankara’da gerçekleştirilecek mitinge avukatların büyük bir kısmının katılacağını söyledi. Profesör Oya Köymen önemli ve etkili bir bilim kadını. Önümde onun birikimini ifade eden bir kitap duruyor. Köymen’in kitabının adı “Sermaye Birikirken” (Osmanlı, Türkiye, Dünya)...Yordam Kitap’tan çıkan bu ilginç ve dikkat çekici ekonomik araştırma kapitalizmin evrimiyle başlıyor, Osmanlı’da sınıfları ve sermeye birikimini irdeliyor, ardından Türkiye ekonomisinin kırılma noktalarını ve ABD’nin ülkemiz üzerindeki ekonomik etkilerini gözler önüne seriyor. Oya Köymen kitabını şu paragrafla tamamlıyor: “Ne tesadüf ki, ABD uçaklarından Afganistan’a sarı renkli parça tesirli bombalar atılırken aynı zamanda sarı renkli yiyecek yardım paketleri de atılıyor. Bir süre sonra bu tuhaf durum fark edilince, radyo yayınıyla, bombalanan bölgelerdeki sarı renkli paketlere dokunulmaması duyuruluyor. Aslında genetiği değiştirilmiş tohumların da Üçüncü Dünya ülkelerine parça tesirli bomba etkisi yaptığını düşünebiliriz.” Yeni okumaya başladığım “Murat Bahar Mevsiminde Kitaplar Arasında Belge Bir Hayat” (Doğan Kitap) kitabı, Murat Belge’yle Tuba Çandar’ın yıllar süren uzun söyleşisinin ürünü. Tabii bunun yalnızca söyleşi olmadığını, yakın tarihimizde yaşanmış kritik olayların da derinlemesine bir değerlendirmesi olduğunu söyleyebiliriz. Tuba Çandar, Murat Belge’yi bir “Son Mohikan” olarak değerlendiriyor: “Zarif bir adamdır Murat Belge. Bu soylu dokuyu ve kokuyu, onunla ilk karşılaşmanızda hissedersiniz. Entelektüelliğin yok olduğu bir dünyada ve ülkemizde yetişmiş çok yönlü bir düşünce adamıdır.” Süleyman Boyoğlu’nun “Hazandan Önce BABIÂLİ Duayenlerden Anılar” (Güncel Yayıncılık), gazetecilik mesleğinin birçok deneyimli ismiyle yapılmış söyleşileri içeriyor. Bu kitaptaki anılarla 1945’li yıllardan 80’lerin sonuna kadar, bizim mesleğin geçmişine bir yolculuk yapıyorsunuz. Yaşar Kemal’den Selami Akpınar’a kadar bu mesleğin ustalarının anılarına tanık oluyorsunuz. ??? Yaşar Seyman, önemli kadın sendikacılarımızdan birisi olmanın yanında, yazılarıyla, siyasetteki etkin kişiliği ve duruşuyla dikkat çeken bir aydındır. “Fırat’a Mektuplar” (Güncel Yayıncılık), bir annenin askerdeki oğluna gönderilmemiş mektuplardan oluşuyor. Asker ocağındaki oğula duyulan özlem, dünyayı değiştiren kadınların destansı öyküleriyle birbirine karışıyor. “Önce 14 Haziran 2006 günü mezuniyet törenine gittik. O unutulmaz günün akşamı bir başka önemli kararını açıkladın. ‘Anne ben karar aldırıp kısa dönem askere gitmek istiyorum.’ O da nereden çıktı diyemedim. Hani biz çocuğunun kararlarına saygı gösteren anne ve babalarız ya... Bu da özgürlük yanlısı anneye bildirilen radikal bir karar.” ??? Sedef Kabaş uzun yıllar TV’lerde başarılı programlar hazırlayıp ilgi çekici söyleşilere imza attıktan sonra akademik çalışmalara yöneldi. Tabii bu arada kitap çalışmalarına da ara vermedi. Son kitabı “41 Kadın, 41 Öykü” (İpek Dokulu Başarılar) Doğan Kitap’tan çıktı. Ajda Pekkan’dan Zühal Olcay’a kadar uzanan ülkemizin önemli 41 kadınıyla söyleşileri içeren bu kitap, aynı zamanda ülkemizin kadın tarihinin yakın dönemine tanıklık ediyor. ??? Sefa Taşkın, Bergama Belediyesi’nin eski başkanlarındandır. Araştırmacıdır, TürkYunan dostluğu için çabalayan önemli aydınlardan birisidir. Çevre konusunda yürüttüğü mücadelelerle tanınır. Önümde onun şiirlerinden oluşan bir kitap duruyor: “Baukis ile Filemon” (Mozaik Yayıncılık). Çok eski bir Ege söylencesini ele alan bu yapıtta Sefa Taşkın, bu söylenceyi dilimizin inceliklerini kullanarak şiirsel bir metinle yorum luyor ve gelecek kuşaklara aktarıyor. Erol Toy, tarihi araştırmalarıyla, romanlarıyla, akıcı üslubuyla her zaman kalıcı eserler yaratan bir yazardır. Son kitabı “O’na Katılmak” (Dünden Yarına Türkiye Cumhuriyeti) Gürer Yayınları’ndan çıktı. Kendisi kitaba yazdığı “Sunu”da şunları söylüyor: “Elinizdeki deneme, Cumhuriyetin dününden günümüze mümkün olduğunca nesnel bir özeti ve yarınına bir mum ışığı tutma çabasıdır.” Erol Toy, kendine özgü ilginç bakış açısıyla 83 yıllık Cumhuriyet tarihini, dikkat çekici satır başlarıyla yeni baştan değerlendiriyor. Tarihsel dönüm noktalarına ışık tutuyor. ??? Reyhan Yıldız’ın yayına hazırladığı “Duygu Asena’ya Saygı” (Erko Yayıncılık) kitabı, Asena’yı tanıyanların kaleminden bir değerlendirme. Geçen yıl yitirdiğimiz, ülkemizdeki kadın hareketinde önemli bir dönüm noktası olan Duygu Asena, bu kitabın içinden çıkarak kadınlara sesleniyor: “Gücünüzü bilin.” CUMHURİYET 04 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle