Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 NİSAN 2007 PAZAR 6 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN MHP lideri Bahçeli, Türk siyasetinin en çalkantılı dönemlerinden birini yaşadığını söyledi Süheyl Denizci Ve Düşen Yıldızlar Sevgili, Telefondaki askerlik arkadaşım Selçuk Yıllar’dı. Yahu okudun mu, Süheyl Denizci ölmüş, dedi. Biraz önce okudum, cenazeyi de kaçırdım, dedim. Ağlamıyordu ama, sesi ağlamaklıydı. Bir zamanlar “Bütün Dünya” diye bir dergi vardı. Orada, “En Unutamadığım İnsan” başlığıyla bir bölüm vardı. İşte benim de en unutamadığım insan Süheyl Denizci idi, dedi. İkimiz de otuz yıl önce tanımıştık Süheyl Denizci’yi. Erim aracılığıyla birlikte bir de mavi yolculuk yapmıştık. Süheyl kadar dışa dönük, çevresine neşe saçan, etrafında yaşam sevinci yaratan az adam bulunurdu. Türk cazının bu unutulmaz ismi, Ankara’daki Devlet Konservatuvarı’ndan yetişmişti. Doğrusu, bu ocaktan yetişenleri görünce bu okulun ne denli başarılı olduğunu, yetiştirdiği sanatçıların hepsini bilmem, ama büyük bölümünün, aynı zamanda Cumhuriyetin gönüllü bekçileri konumunda bulunduklarını anladım. Cumhuriyetin birçok başarısı var, bence bunların içinde en önemlilerinden birisi de konservatuvardır. Bilmem biliyor musun? İlk konservatuvar, Osmanlılar döneminde, İttihat Terakki iktidarının son yıllarında açıldı. Ama sonra işgal İstanbul’unda devam etmedi. İngilizlerin işbirlikçisi tutucu iktidar, bu tür girişimlere sıcak bakmıyordu, bu ülkenin böylesine ilerici hamleleri, işgalcilerin de hiç hoşlarına gitmiyordu. ??? Cumhuriyet, bağımsız ülkede iktidarın kaynağını halka devretmeye hazırlanırken, onu kullanacak kadroları da yetiştirmeyi amaçlamıştı. Bir anlamda demokrasinin düşünsel temellerini oluşturuyordu. Cumhuriyetin ilk yıllarının ülkede yarattığı heyecan ile birleşince eğitim seferberliği, öğrencilerin de gönülden katıldıkları coşkuyla sürdürdükleri bir savaşım haline gelmişti. Ankara Devlet Konservatuvarı’nı bitirmiş sanatçılardan dinlediklerim veya yazanların anılarından okuduklarımdan, bu genç sanatçı adaylarının yetenekleri yanında nasıl tutkuyla deli gibi çalıştıklarını öğrendim. Geç yaşanan, kısa süren, sonunda maalesef, çok partili etiketi altındaki tutucu rejimin yüzünden güdük kalan eşzamanlı Türk Rönesansı ve Aydınlanması, bir yandan oluşuyor, bir yandan kendi eserlerini oluşturuyordu. Bozkırın bağrında sanat ve aydınlanma çiçekleri açıyordu. Süheyl, Türk Rönesansı’nın ürünlerinden biriydi. Evinde dinlediğimiz mevlüt bestesini hiç unutmuyorum, keşke plak yapsaydı. Güçlü bedeni, çarpıcı fiziği ile Süheyl, bir sanatçıdan çok sporcuyu andırırdı. Her yanından sağlık fışkıran Süheyl’i bu kadar erken yaşta yitireceğimizi hiç düşünemezdim. ??? Deniz kıyıları, yıllar yaşamımızı kemirirken, hayatın hayhuyu içinde, can dostlarımızı daha yaşarken yitirmekte olduğumuzun farkına bile varmıyoruz. Ahmet Doğan Öz, eşi Nurten ile birlikte, ABD’ye göçtü. Erim hepimizi acılar içinde bırakarak bir trafik kazasında yitti gitti, Süheyl ile görüşemez olduk, yaşam her birimizi başka bir yöne itip öğütmeye koyulmuştu bile... Nihayet bu hafta ölüm haberi geldi dostumun. Artık telefonunu bile yitirmiştim. Şimdi bende yalnızca kendisinin ve eşinin eşsiz anıları kaldı. Pek kulağı olan biri değilim. Ama Süheyl’in ölüm haberini alınca bin dokuz yüz ellili, altmışlı yılların ünlü bir Amerikan şarkısı takıldı dudaklarıma: “Düşmüş yıldızları topla, cebine koy, yağmurlu gecelere sakla!’’ Yaşamı ve ayrılıkları bu denli güzel özetleyen bir söylem az olur. Gerçekten, düşen, kayan yıldızları toplar gibi, topla anılarını sakla belleğine, sonra karanlık gecelerinde, içini onların sıcaklığıyla ısıtır, aydınlığı ile ışıtırsın... Her şeyin yok olmasından doğan, o büyük yokluk ve yoksunluğa karşı yapacak başka neyimiz var ki... ‘AKP’nin hedefleri hayali’ MHP lideri Devlet Bahçeli. ADANA (Cumhuriyet) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye’nin siyasi tarihinin en ağır ve çalkantılı dönemlerinden birini yaşadığını belirterek AKP’nin sanal gündemlerin ve hayali hedeflerin peşinde ülkeyi bugüne kadar sürüklediğini söyledi. Partisinin Adana’da düzenlenen “5. Bölge İstişare Toplantısı’’nda konuşan Bahçeli, AKP hükümetin huzur ve refah vaadiyle iktidara geldiğini belirterek “Yeni ve taze bir başlangıç yapma adına, huzur ve refah vaat ederek iktidar olan ve 5’inci yılını yaşayan AKP hükümeti, meselelere çözüm bulamamış, aksine bunalımların daha da derinleşip yaralanmasına neden olmuştur’’ diye konuştu. Başbakan’ın, Meclis’teki kendi taraftarları tara ? Hükümetin huzur ve refah vaadiyle iktidara geldiğini belirten Bahçeli, AKP’nin sanal gündemlerin ve hayali hedeflerin peşinde ülkeyi bugüne kadar sürüklediğini söyledi. Bahçeli, “Sizinle gurur duyan mutlaka vardır ve onlar Başbakan’ı bir fırsat olarak gören Kıbrıslı Rumlardır. AKP’yi bir şans olarak tanımlayan peşmergelerdir” diye konuştu. fından söylenen “Türkiye seninle gurur duyuyor’’ sloganlarından teselli aradığını vurgulayan Bahçeli, “Başbakan’a soruyorum, hangi Türkiye’den bahsediyorsunuz? Sizinle ve partinizle gurur duyan Türkiye hangisidir? Milyar dolarlarına yeni servet katanların Türkiye’si mi? Dalında çürüyen portakalın ardından ağlayan çiftçinin Türkiye’si mi? Bir lokma ekmek için kapı kapı gezenlerin Türkiye’si mi? Sizinle ve partinizle gurur duyan Türkiye hangisidir? Askerliği yan gelip yatmakla suçlayan başbakanın Türkiye’si mi? Şehitler ölmez, vatan bölünmez diye haykıranların Türkiye’si mi? Evet sizinle gurur duyan, övünenler mutlaka vardır. Bu süre içinde az hizmet etmediniz, az ümit vermediniz, az teslim olmadınız, sizinle gurur duyan mutlaka vardır ve onlar Başbakan’ı bir fırsat olarak gören Kıb rıslı Rumlardır. AKP’yi bir şans olarak tanımlayan peşmergelerdir. Ülkeyi parçalamak için fırsat arayan bölücülerdir, konukseverlik gösterdiğiniz Ermeni diasporasıdır, saygıda kusur etmediğiniz İmralı canisidir’’ diye konuştu. Tarımda uygulanan yanlış politikalar nedeniyle ülkenin dışa bağımlı hale getirildiğini ve çiftçilerin yoksullaştırıldığını ifade eden Bahçeli, Türkiye’nin daha önceden kendi kendine yeten nadir ülkelerden biri olduğunu, bugün ise ülkenin çiftçisinin kendi halkını besleyemez duruma düştüğünü söyledi. Bahçeli, AKP iktidarının geride kalan 4 yıllık icraatıyla, ülkede yoksulluğun giderek arttığını ve yurttaşların açlık sınırında yaşadığını belirtti. ADD’DEN MİTİNG CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ Antalya Cumhuriyete sahip çıkıyor GÜRSU KUNT Garsonun adayı: Hikmet Çetin ? Üç Türk yurttaşına İtalya’nın üstün hizmet madalyası verdiği davette, garsonlardan biri Çetin’e, “Sayın Çetin, sizi Çankaya Köşkü’nde görmek istiyoruz” dedi. BAHADIR SELİM DİLEK asirmen?cumhuriyet.com.tr ANTALYA Atatürkçü Düşünce Derneği öncülüğünde, 50’den fazla sivil toplum örgütünün destek verdiği “Antalya Cumhuriyete Sahip Çıkıyor” mitingine, şiddetli yağmura karşın 10 binden fazla kişi katıldı. Soğuksu Mahallesi’ndeki Kapalı Halk Pazarı’nda bir araya gelen yurttaşlar, ellerindeki Türk bayrakları, Atatürk posterleri ile “Tehlikenin Farkındayız”, “Çankaya’yı Kirletme, Türkiye’yi Temiz Tut”, “Anamı da Aldım Geldim”, “Çankaya Yolları Şeriata Kapalı”, “El Kadı’nın Kuşağı, ABD’nin Uşağı” yazılı dövizleriyle Meltem Mahallesi’ndeki miting alanına kadar yürüdü. Çocukların, gençlerin, engelli yurttaşların da katıldığı yürüyüşte, yol boyunca “Türkiye laiktir, laik kalacak”, “Mollalar Köşk’e çıkamayacak” sloganları atıldı. Yürüyüşe katılamayan bazı yurttaşlar da evlerinin balkonlarına astıkları Türk bayrakları ve alkışlarıyla katılımcılara destek verdi. Eyleme Kurtuluş Savaşı’nda çarpışan askerlerin yamalı üniformalarına benzer bir forma giyerek katılan Mehmet Tosun adlı bir yurttaş ise küçükbaş hayvan kellelerini bir çubuğa bağlayarak “Kelle bunlardır” diye bağırdı. Miting alanındaki ilk konuşmayı, kentteki sivil toplum örgütleri adına yapan ADD Antalya Şube Başkanı Mustafa Durna, Cumhurbaşkanlığı konusunda birkaç isme değil, zihniyete karşı olduklarını söyledi. Durna, “Laik Cumhuriyeti içlerine sindiremeyenlerin Cumhurbaşkanı olmasını istemiyoruz. Takıyyeci ve kravatlı mollalar, kimi zaman kravatsız mollalardan daha tehlikeli olabilir” dedi. Gazeteci Tuncay Özkan ise konuşmasında, vatan ve namus adına bir araya gelindiğini, gerisinin teferruat olduğunu söyledi. Türkiye’yi ABD ve AB’nin yönettiğini ifade eden Özkan, “Türkiye’yi ne zaman Türkler yönetecek. Sandık geliyor. Türkiye’yi Türklerin yönetmesini sağlayacak mısınız? Terbiyesi, eğitimi, geçmişi, geleceği Cumhuriyetle uyumsuz Başbakan, sakın Çankaya’ya çıkayım deme. Bu halk seni oradan alaşağı eder. Oraya laik ve layık olmayan çıkamaz” diye konuştu. Taksim’de bir araya gelen Ezilenlerin Sosyalist Platformu üyesi gençler, “Kızıldere katliamının hesabını soracağız” diye slogan attı. (Fotoğraf: SİBEL BAHÇETEPE) Çayan ve arkadaşları anıldı İstanbul Haber Servisi 12 Mart askeri darbesinden sonra 30 Mart 1972’de Tokat’ın Niksar ilçesinin Kızıldere Köyü’nde güvenlik güçlerince öldürülen 68’li yılların sol önderleri Mahir Çayan ve 10 arkadaşı Taksim’de yapılan gösterilerle anıldı. Ezilenlerin Sosyalist Platformu (ESP) üyeleri Taksim Tramvay durağında “Kızıldere katliamının hesabını soracağız” sloganları atarak toplandı. ESP adına açıklama yapan Ersin Sedefoğlu, 12 Mart faşist darbesinden sonra estirilen yoğun devlet terörüyle devrimci hareketin yenilgiye ve teslimiyete mahkum edilmek istendiğini vurgulayarak, “Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) önderlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idama mahkum edilmişti. THKPC kurucusu Mahir Çayan ve arkadaşları idamın durdurulması için plan hazırlığı içindeydiler” diye konuştu. Halk Kültür Merkezleri’nden bir grup da daha sonra aynı yerde “30 Mart 1972 Kızıldere onlar özgür ülke, insanca yaşam için Devrimci Kurtuluş mücadelemizde yaşıyorlar” pankartı açtı. Halk Kültür Merkezleri adına konuşan Gökmen Yeşil, “Özgür bir ülke, insanca bir yaşam ve devrimci dayanışma için canlarını veren Mahir Çayan, Ahmet Atasoy, Nihat Yılmaz, Saffet Alp, Sebahattin Kurt, Cihan Alptekin, Ömer Ayna, Ertan Saruhan, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Arıkan Türkiye devriminin gerçek öncüleri ve yol açıcılarıdır” dedi. ANKARA Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken iç politikadaki kulislerin yanı sıra diplomasi kulisleri de hareketlendi. Başkentte yabancı büyükelçiliklerin verdiği davetlerde “Çankaya Köşkü’ne kim çıkacak” sorusu sıkça sorulur oldu. İtalya’nın Ankara Büyükelçiliği’nde geçen perşembe akşamı verilen davette yaşanan ilginç bir olay, hemen herkesin gündeminde Cumhurbaşkanlığı seçiminin olduğunu gösterdi. Davet, üç Türk vatandaşına İtalya tarafından üstün hizmet madalyası verilmesi için düzenlenmişti. Bu isimler arasında Afganistan’da NATO sivil temsilciliği görevi yürütmüş olan eski dışişleri bakanlarından Hikmet Çetin de vardı. Ödül törenine Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül de katıldı. Kameraların ve patlayan flaşların konukları rahatsız etmesi üzerine İtalya’nın Ankara Büyükelçisi Carlo Marsili, madalya alan konukları ile Gül ve eşini yan salona aldı. Herkes şaşırdı Geceye damgasını vuran olay da bu sırada yaşandı. Konuklara servis yapan Türk garsonlardan biri Hikmet Çetin’in yanına giderek ortamdaki herkesin duyabileceği bir ses tonuyla “Sayın Çetin, sizi Çankaya Köşkü’nde görmek istiyoruz” dedi. Ortamda bulunan herkesin şaşırmasına neden olan Türk garsonun bu sözlerini Abdullah Gül de duydu. Çetin ise kısa sürede şaşkınlığı üzerinden atıp “Teşekkür ederim” diyebildi. Bu sözler merakını uyandırmış olacak ki, Çetin, yemeğin bitmesinin ardından garsonun yanına giderek, “Neden bu kadar yüksek sesle söyledin? Dışişleri Bakanı Gül de duydu senin söylediklerini” diyerek “Ayıp oldu” imasında bulundu. Garsondan gelen yanıt ise Çetin’in şaşkınlığını daha da artırdı: “Ben zaten Bakan Gül duysun diye öyle yüksek sesle söyledim...” Saraçhane 1918 Baku katliamı protesto edildi İstanbul Haber Servisi Azerbaycan’ın İstanbul Başkonsolosu Sayyad Aran Salahlı, Türkiye ile Azerbaycan diyasporasının güçlerini birleştirerek 31 Mart 1918’de Azerbaycan Türklerine yapılan vahşet ile benzerlerini dünyaya anlatması ve Ermeni yalanlarını ortaya koyması gerektiğini söyledi. Dünya Azerbaycanlıları Kongresi de 31 Mart 1918’de Baku’daki katliamın yıldönümü nedeniyle Saraçhane’de protesto gösterisi yaptı. Dünya Azerbaycanlıları Kongresi Başkanı Dr. Cavad Derahti, Saraçhane Parkı’ndaki konuşmasında Ermenilerin Azerbaycan’da gerçekleştirdiği katliamı dünyaya duyurma noktasında Türk halkından destek beklediklerini ve 2007 yılında başlattıkları bu ideolojik savaşı ne olursa olsun devam ettireceklerini söyledi. Türk EğitimSen İstanbul Bölge Başkanı Hanefi Bostan’ın da bir konuşma yaptığı gösteriye ismi Hrant Dink suikastıyla yeniden gündeme gelen emekli general Veli Küçük’te katıldı. Azerbaycan’ın İstanbul Başkonsolosu Sayyad Aran Salahlı yaptığı açıklamada merhum Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in 31 Mart gününü “Azerbaycan Türklerinin Soykırım Günü” ilan ettiğini anımsatarak “Biz istiyoruz ki Azerbaycanlılara yapılan soykırımı dünya tanısın” diye konuştu. Başbakan Suriye yolcusu ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, El İttihat futbol takımı ile Fenerbahçe arasında oynanacak özel maçı izlemek üzere salı günü Suriye’ye gidiyor. Erdoğan, 3 Nisan Salı günü Suriye’ye gidecek. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ve Başbakan Muhammed Naci Otri ile görüşecek olan Erdoğan, Halep Stadı’nın açılışına da katılacak. Erdoğan, Suriye’nin El İttihat futbol takımı ile Fenerbahçe arasında oynanacak özel maçı da izleyecek. Ahmet Hakan’ı Kanal 7’de tanımıştık. Önce Kanal 7 haberler, ardından “İskele Sancak” tartışma programıyla iyi bir televizyoncu olarak ilgimizi çekmişti. Kanal 7 “İslamcı” diye tanımlanan bir TV kanalıydı. Ahmet Hakan bu kanalda laik kesimlerin de ilgisini çeken bir çizgi tutturmuştu. İslamcı çevrelerin görmek istemediği ya da bilmediği bir dünyaya daha yumuşak bakmalarını sağlayacak bir platform oluşturmuştu. Bu platformda değişik görüşlerden kanaat önderleri, farklılık ve özgürlük temelinde bir tartışmanın unsurları haline gelmişlerdi. Ali Kırca’nın ATV’de başlattığı “Siyaset Meydanı” Türkiye’yi tabu konularda tartışmaya alıştırmıştı. 28 Şubat “Siyaset Meydanı”nda bir kırılmaya neden olunca devreye “İskele Sancak” girmişti. Türkiye’nin birçok tabu konusu bu tartışmalarla gündeme gelmiş, çok değişik görüşlerdeki insanlar en uç noktalardaki düşüncelerini karşılıklı olarak ifade etmek olanağını bulmuşlardı. Ahmet Hakan’la Türkiye Turu Ahmet Hakan, bu yayıncılık çizgisiyle kendi içinden çıktığı “İslamcı” çevrelerin radikal kesimlerinden tepki alırken, o kesimin düşüncelerinin değişim serüvenine olumlu yönde açılım da sağlıyordu. Laik ve solcu çevreler ise değişik bir dille konuşan bu genç adamı ilgiyle takip ediyorlardı. Ahmet Hakan sonunda Kanal 7’den ayrıldı. Ondaki değişim ve uzlaşmacı üslup o çevrelerde bazılarına fazla gelmişti. Sabah gazetesinde başladığı yazarlık serüvenini şimdi Hürriyet’te sürdürüyor. Bu arada CNN TÜRK’te “Tarafsız Bölge” başlıklı bir tartışma programı hazırlıyor. Ahmet Hakan, bu yıl Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin düzenlediği “Gazetecilik Başarı Ödülleri”nden “En başarılı köşe yazarı” ödülünü kazandı. Bu mesleğin deneyimli insanlarından oluşan jüri, onun köşe yazarlığını başarılı bulmuştu. Üç buçuk yıllık bir yazarlığın ardından böyle bir ödüle layık görülmek iyi bir başlangıç sayılabilirdi. ??? Ahmet Hakan’ı perşembe akşamı SU TV’deki “Sivil Bakış” programıma konuk ettim. Onunla gazetecilik yaşamından, gündelik hayatından ve yaşadığı değişimden konuştuk. Ahmet Hakan değişmiş miydi? Değiştiyse nasıl değişmişti? Onun anlattıklarını kelime kelime aktarmadan neleri anlattığını şöyle özetleyebilirim: Evet değiştim. İçinden yetiştiğim İslami çevrelerin içine kapanık ruh halinden kurtuldum. Bir inancın insanın gerçekleri görmesini engelleyen katı yanlarının ön plana çıkarılmasının inanan insanları da zor durumda bıraktığını gördüm. Bu nedenle kendime özgürlükleri esas alan bir yol haritası çizdim. “Dönmek” İslamcı gelenekte çok ağır bir değerlendirme anlamına geliyor. Aynı anlayışın sol kesimlerde de yer ettiğini biliyoruz. Solda da “dönek” sözcüğü yerli yersiz sıkça kullanılan bir deyim haline gelmiştir. Ahmet Hakan bu anlamda dönmüş müydü? Bu soruma şöyle karşılık verdiğini söyleyebilirim: İslami inançlarım anlamında soruyorsanız, ben inançlarımı terk etmedim. Ancak, katı İslami anlayışları terk ettim. Olaylara tek taraflı gözle bakan, farklı olanı dışlayan dogmatik anlayıştan büyük bir kopuş yaşadım. Bu anlamda soruyorsanız tabii ki değiştim. ??? Ahmet Hakan, Türkiye’de yeni gelişen ve giderek aydınlar arasında yaygınlaşan ve toplum içinde de karşılık bulan bir yeni durumun temsilcilerinden. Sağda ve solda kamplaşmayı esas alan ve bu kamplaşmadan rant sağlayan anlayışların topluma ne ka Gazete toplatılmasına tepki ? ADANA(Cumhuriyet Bürosu) DİSK, KESK, İHD, DTP, EMEP, SDP, ÖDP ve ESP’nin başkan ve yöneticileri ile Küçükdikili ve Yakapınar belediye başkanlarının da hazır bulunduğu açıklamada, bazı gazete ve dergilere dönük baskı girişimlerine, kapatma ve toplatılmalara tapki gösterildi. Gündem ve Yaşamda Gündem gazetelerinin kapatılmasının ardından yayımlanmaya başlanan Güncel gazetesine de 15 gün kapatma cezası verilmesi üzerine gazetenin Adana bürosu önünde toplanan grup adına açıklama yapan EMEP İl Başkanı Aracı, gazetelerin kapatılma ve toplatılma kararını “demokrasi ayıbı” olarak niteledi. dar büyük zararlar verdiğini anlayanlardan, fark edenlerden. Günümüzde kendi farklılıklarımızla bir arada yaşamak daha fazla ihtiyaç haline geliyordu. Her ideoloji anlama ve okuma biçiminize göre bir içerik kazanıyordu. Eğer kendi inancınızı karşı tarafı yok etmek amacıyla örgütleyip hayata geçirmeye çalışırsanız, toplum büyük bir kaosa sürüklenebiliyordu. Büyük iç çatışmalar bu şekilde kışkırtılabiliyordu. ??? Türkiye, artık bu katı dogmaları, şiddet içeren anlayışları terk etmenin ve farklılıklarımızla bir arada yaşamanın yollarını arıyor. Enerjisini refah, barış ve özgürlük temelinde geliştirmeyi istiyor. İç kavgalarda tüketilen enerjilerimiz bu ülkeye çok pahalıya mal oldu, bundan çok büyük acılar çekildi. İnsanların birbirini anlaması, yeni bir dünyaya kapıların açılması geleceğimiz açısından büyük önem taşıyor. Ahmet Hakan’ın geleceğe yolculuğu sürüyor. Hepimizin olduğu gibi... CUMHURİYET 06 K