11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 ŞUBAT 2007 PERŞEMBE SÖZ ÇİZGİNİN Turhan Selçuk EĞİTİM SORUNU.. Sevgili okurlarım, yarışma programları hakkında bu sütunda başlattığım tartışma çok ilginç boyutlara ulaştı: Okurlar, birbirlerinin yorumlarına da yorum getirmeye başladılar. Sanıyorum bu ilgi, konunun öneminden kaynaklanıyor. Biliyorsunuz, bu programlar şu anda izlenme açısından birinci sıraya yerleşti. Değerli okurum Saynur VardarŞengül konuya ilişkin görüşlerini, bu programların ithal edildiği Amerika ile karşılaştırmalı olarak yazmış. Kaliforniya’da oturan okurumun bana çok ilginç gelen görüşleri şöyle: (Siyahları ben vurguladım.) “Aslında ben de diğer bütün o gereksiz, içi boş ve taraflı programlarla kıyaslandığında en azından bir sanat dalında yapılan gösterilerin ve yarışmaların çok daha anlamlı olduğunu düşünüyorum, her ne kadar bunlar birer para kazanma yolu olsa da en azından sanatsal bir içeriği var. Amerika’da da bir süredir bu ses yarışması, dans yarışması programları en yüksek reyting oranlarını alıyor. Benim bir gözlemim Türkiye’deki yarışmalarda jüriyi oluşturan kişiler arasındaki diyalogların ve bilinçli yaratılan çatışmaların çok daha fazla olduğu. Bu da sanırım bizim halkımızın bu tür şeyleri izlemekten hoşlanmasından kaynaklanıyor. Bir kısım insanlar bu çekişmeleri görmek için programı izliyor ki, çoğu zaman yarışma sonrası, ertesi gün işyerle MEDYA NOTU EMRE KONGAR Yarışma Programları rinde bunlara dair uzun sohbetlerde bunu görmek mümkün. Ben bunu sanki biraz Amerika’daki programlarda daha az gördüm. Normal kanallardaki programlar içerisinde benim tek izlediğim bu tür sanat yarışma programları. Orada (Amerika’da) gencecik çocukların büyük bir tutkuyla ve gerçekten inanılmaz bir yetenekle kendilerini ifade ettiklerini gördüm. Bunu izlemek harika, hele sanata dair bir şeyleri artık TV’de görmek imkânsızken. Bu tür programları izlemek benim için Türkiye’de biraz daha zor çünkü, ilişkiler, icra edilen sanattan hep çok daha önde.” Değerli okurlarım, görüldüğü gibi sevgili okurum, Türkiye’deki programlarda jüri üyeleri arasındaki konuşmaları fazla uzun ve çatışmaları da çok abartılı buluyor. Ben de buna tümüyle katılıyorum. Sevgili okurlarım, bu programlar hakkında gelen yorumların çoğunluğu yukarıdaki mektup gibi olumlu değil. Bazı ilginç örnekler şöyle: Değerli okurum Dr. Güniz Yaşöz, “Bu yarışma programlarını KORKUNÇ buluyorum” diyor. Değerli okurum Seza Ozan, jüri üyeleri konusunda çok daha acımasız: “Ahlaktan yoksun, bilgiden yoksun kalitesiz insanların, oraya çıkan taptaze, saf, henüz olgunluğa erişememiş, bilgisiz gençleri nasıl aşağıladıklarına şahit olmuşsunuzdur. Her gün televizyonda mutlaka yüzünü gösteren, insanları yalvartan, programdaki yardımcılarına hakaret içerici davranışlarda bulunan, en son birinin donunu canlı yayında çıkarmış olan …..’in yarışma programlarından olumlu bir şey çıkarabilir misiniz” diyor. Değerli okurum Ebru İnal, konunun çok başka bir yönüne değinmiş: “Bu programlar kanaatimce angloamerikan yaşam tarzının, Amerikan rüyası denen peri masalı türevi oluşumların toplumumuzun katmanlarına yayılarak bir kesimin ülke gerçeklerinden uzaklaşması ve tüketim çarkının daha kolay işlemesinin sağlanması gibi bir amacı güdüyor olabilir” diyor. Değerli okurum Necdet Batum da şu sözleriyle genel yorumlara tercüman oluyor: “Bu, medyanın reyting senaryosu, bir oyun, bir aldatmacadır. Bir umut sömürüsüdür de.. Dereceye girenlerin bir daha adı sanı duyulmaz yarışmadan sonra. Ancak bazı ünlüler, çeşitli sataşma ve benzeri yılışıklıklarla kendilerini ön plana alıyorlar... Bu bir kültür yozlaşmasıdır kanaatimce...” [email protected]; www.kongar.org Tekrar başa dönüldü Şiddeti özendirdiği için onlarca şikâyet alan hatta tekrar bölümleri yayından kaldırılan ‘Kurtlar Vadisi’ bu kez ‘Terör’ başlığıyla dönüyor. Tabii eleştirileri de... ZEYNEP ŞAHİN ANKARA Toplumda tırmanan şiddet eğiliminde medyanın yadsınamaz etkilerine dikkat çekilirken sorun çözme aracı olarak şiddeti gören yapımların yüceltilmesi tepki çekiyor. Sosyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Birsen Gökçe, Türk izleyecisinde program seçiciliği kavramının bulunmadığına, RTÜK’ün akıllı işaretler sisteminin de yarar sağlamadığına işaret ederek “Sunulan her olumsuzluk genç beyinlere kaydoluyor” dedi. Özellikle çocuklar ve gençler arasında kolayca şiddete yönelebilme, şiddet kullanmayı bir iletişim biçimi olarak görme eğiliminin giderek tırmandığı belirtiliyor. “Kurtlar Vadisi” isimli dizinin yapılan onca şikâyete ve toplum üzerinde şiddete özendirici etki yaptığına dair uzman görüşlerine karşın bu akşam yeniden ekrana geliyor olması eleştiriliyor. fa kalktı. Bilgisayar, televizyon ve cep telefonları kitapların da yerini aldı, okulun da ailenin de... Bebekler annebaba sözcüğünü öğrenmeden televizyonu işaret eder hale geldi. Ebeveynler de kendisine zaman ayırabilmek için televizyonu bir şans olarak görüyor. Çocuğunu televizyonla baş başa bırakıyor” değerlendirmesini yaptı. İşaret ettiği sürecin olumsuz sonuçlarının alınmaya başlandığını dile getiren Prof. Gökçe, şunları kaydetti: “Genç, ailede algılaması gereken şeyleri televizyondan öğrenmeye çalışıyor. Yapılan yayınlar, hatta oyuncaklar dahi silah ve şiddete özendiriyor. Sonra bunları sokakta denemeler başlıyor.” Gökçe, şiddet, silah, ölüm, gibi unsurların ağırlık kazandığı yapımlara karşı bir değişim yaşatılmak istendiğini ve bunların yer aldığı programlara kısa bir süre ara verildiğini söyleyerek “Ama şimdi aynı yere dönüldü” diye konuştu. Olimpos’un ağaç evleri yandı ? ANTALYA (AA) Antalya’da Olimpos Milli Parkı içerisindeki özgün yapısı ve ağaçlar üzerine yapılmış barakalarıyla bilinen Kadir’in Ağaç Evleri adlı konaklama tesisinde çıkan yangın, işletmenin tamamına yayılarak ağaç evleri kullanılamaz hale getirdi. Kumluca Kaymakamı Abdullah Aslaner, yangının bir barakadaki fişe takılı elektrikli battaniyeden çıktığının tahmin edildiğini belirterek “Kasıt ve can kaybı olmamasına seviniyoruz’’ diye konuştu. Yapılan pek çok araştırmada çocukların kendilerini dizinin baş karakteri Polat Alemdar’la özdeşleştirdiği ortaya çıkmıştı. Prof. Gökçe “aileokularkadaş” üçgeninin yerini, “televizyonbilgisayarcep telefonu” halkasına bıraktığına işaret ederek “Yaşamın odak noktası ekran oldu” dedi. Gökçe, “Çocuklar için televizyon ailenin, ‘chat’ de arkadaşın yerini aldı. Kitaplar ra 23’ü polis 30 kişi gözaltına alındı ? KOCAELİ (AA) Kocaeli Valisi Gökhan Sözer, Kocaeli’nde karayolu nakliye sektöründen, fazla tonajla ilgili rüşvet aldıkları iddiasıyla 24’ü kamu görevlisi 30 kişinin gözaltına alındığını açıkladı. Kocaeli Emniyet Müdürü Hüseyin Namal, gözaltına alınanların 23’ünün emniyet mensubu olduğunu söyledi. Aile yerine silaha sarılıyorlar elevizyondaki yapımların, karıkoca, anneçocuk, babaçocuk, kardeşler, arkadaşlar arasındaki ilişkileri bir olumsuzluklar demeti halinde sunduğunu belirten Sosyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Birsen Gökçe, “Gördüğü kişilerin yaşamlarına imrenme, kendi yaşamlarına uyarlama isteği açığa çıktı. Basındaki kimi fotoğraflar, pornografik unsurlar da gençlerin gelişimini olumsuz etkiledi” diye konuştu. Gerek teknolojinin her türlü kapıyı açması T gerekse aile kavramının anlamını yitirmesiyle ruhsal açıdan boşlukta çocuklar ve gençler yetiştiğine dikkat çeken Gökçe, “Gençler de bu boşluğu ya içki, kumar, sigara gibi zararlı alışkanlıklarla ya da dini cemaatlerin sunduklarıyla gidermeye çalışıyor. Kimi silaha sarılıyor, kimi suç örgütlerine ya da dini cemaatlere katılıyor, kimi mafyaya özenerek davranışlar geliştiriyor” bilgisini verdi. Program seçiciliği kavramının olmadığına işaret eden Prof. Birsen Gökçe, “Hem eleştiriyoruz hem izliyoruz” dedi. CUMHURİYET 03 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle