11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 ŞUBAT 2007 PERŞEMBE 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER EVET / HAYIR OKTAY AKBAL Çankaya Köşkü’nden (Onurlu) Ayrılış Zamanı Yaklaşırken Tarafsız Türk halkının yüzde 95’inin Türkiye’de “en güvenilen” birer makam olarak kabul ettikleri, “Türk Silahlı Kuvvetleri” ile cumhurbaşkanı sayın Sezer’e karşı olan sevgi, saygı, güven ve itibarı azaltabilmek ve diğer bir deyişle, onların bir kusurunu (makisesini) bulabilmek için tevessül edilen akıl almaz bütün yol ve tertipler ve hatta “açıkseçik” isnatlar sonuçsuz kalmıştır. türban takan üniversite öğrencilerine karşı ve özellikle onlara hitaben “... çok yakında rektörler, size karşı selam duracaklardır!..” demek suretiyle, türbanla ilgili Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve hatta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin türban takmayı yasaklayan kararlarını hiçe sayarak ve başbakan olarak, türbanlı öğrencilere bu sıfatla “güvence verdiği” ve onları türban takmaya açıkça “teşvik” ettiği yönü ve gerçeği, henüz unutulmuş değildir. Bu Gidişle! Ogün Samast’ı yakalayan jandarmalar ya da polisler katille birlikte bir resim çektirmişler, el ele, arkalarında Atatürk’ün sözü ve Türk bayrağı... Hiçbir gazete, hiçbir televizyon bu başarıyı gösterememiş, ABD’li basın kralı Murdock’un satın aldığı TGRT hangi etkiyle, hangi kurnazlıkla, hangi çalışmayla bunu gerçekleştirmiş!.. Sormaz mısınız? TGRT, ABD’li Murdock’un bir yayın organı olduğu için mi haber alma alanında bu üstünlüğü gösterdi? Niye Türk TV’leri, yetersiz de Murdock’un TV’si kısa süre içinde hepsinin önüne geçti? ??? Alıştık artık, sormuyoruz böyle şeyleri. Araştırmak, düşünmek, nedenini, niçinini bilmek, öğrenmek yok! Her şeyi doğallıkla benimsiyoruz, benimsetiliyoruz! Kıyılarımızda yabancı koloniler kuruluyor. Topraklar yabancılara geçiyor. Bankalarımıza Yunanlı, Alman, İtalyan ortaklar geliyor. Gazeteler, radyolar, TV’ler ulusal niteliklerini yitirme yolunda! Bu gidişle hükümet görevlerine de dışardan adam getireceğe benzeriz! Özellikle içişlerine, milli eğitime, giderek tüm bakanlıklara!.. Hele büyük, kent valiliklerine, en başta İstanbul’a, İstanbul’u bir uluslararası yönetime teslim etmek bile bu gidişle düşünülecektir. Yirmi milyona yaklaşmış bir kenti kendi başımıza yönetemediğimiz ortaya çıktı işte. Bir başbakan kalkıp “İstanbul’a niye geliyorsun, paran var mı, diye sormalı” demeye başlamadı mı? Yabancı ülkeye gider gibi Türk yurttaşları da vize almak zorunda mı kalacak? ??? Koskoca mahalleleri, semtleri, yıllarca oralarda yuva kurmuş insanları, evlerini yıkarak göçe zorlamaya başladık... Tank gibi zırhlı araçları üstlerine sürerek, gazlarla zehirleyerek sokak savaşlarına itiyoruz kendi halkımızı!.. Yıllar önce o topraklarda yerleşmelerine izin vermişiz; elektriklerini, sularını bağlamışız; vergilerini almışız.. şimdi çık git buralardan diyoruz. Hiç değilse evlerinden barklarından uzaklaştırılan bu insanların başlarını sokabilecekleri bir yer, bir yuva gösteremeden... Haksızlıklar önünde boyun eğmenin insanlık dışı olduğunu yazmışız, söylemişiz yıllarca... Şimdi kalkıp “Sen İstanbul’a gelme, paran yoksa sana İstanbul’da yer yok” deniyor... Hem de sözü söyleyen, babası Rize’den gelip Kasımpaşa’da yerleşmiş bir insan! ??? “Babalar gibi satarım” kafasıyla ülke nereye gidiyor? Geçen gün bindiğim taksinin şoförü ne demişti: “Ülkemizi parçalayacaklar, hem de dört parçaya. On beş yıl, ya sürer ya sürmez.” İsmail DOĞANAY Yargıtay E. Daire Başkanı 7. Koalisyon Hükümeti’ni oluşturan üç siyasi partinin “oybirliği” ile aldıkları karar üzerine, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’ndan onuncu Cumhurbaşkanlığı’na seçilen Sayın Ahmet Necdet Sezer’in yedi yıllık görev süresi önümüzdeki mayıs ayında dolacağı için, o şimdi, o yüce makamdan ayrılmaya hazırlanmaktadır. O, göreve geldiği ilk günden bugüne kadar aradan geçen yedi yıllık görev süresi içinde, Atatürk ilke ve devrimlerinden en ufak bir “sapma” göstermemesi ve aynı ilkelerden her ne şekilde olursa olsun asla bir “ödün” (taviz) vermeden, son derece ilkeli ve dürüst tutum ve davranışları nedeniyle tarafsız Türk halkının yüzde 95’inin “güven ve saygınlığını” üzerinde toplamayı başarmış bir cumhurbaşkanıdır. Sayın Sezer’den önce aynı makamda görev yapmış olan ve “...Anayasayı bir defa da biz delsek, bundan ne çıkar?..” demek suretiyle hukukun üstünlüğünü, ilke ve saygınlığını hiçe sayan ve bu doğrultuda tam anlamı ile “kişisel fetva” veren ve ayrıca “...benim memurum işini çok iyi bilir!..” demek suretiyle de başta kamu alanı elemanları olmak üzere, diğer alanlarda da “rüşvet alıp vermeyi” adeta meşrulaştıran ve bu sözleri ile “kamu hizmet ahlakını” tümden çökertip yok eden ve bütün bunlara ilaveten de ‘...ben zengini severim, fakiri sevmem!..’ sözleri ile de vatandaşlar arasında “zenginfakir” ayrımı yapan ve daha sonra da aynı makama çıkan bir diğer cumhurbaşkanı da “...kime verdimse verdim, buna kim ne karışabilir?..” diyerek, kamu malını “onabuna” peşkeş çeken ve ayrıca Çankaya Köşkü koridorlarında “...ben adamı, anasından doğduğuna bin pişman ederim!..” sözleriyle de “kabadayılık” taslayarak sağa sola gıyabi tehditler savuran ve bu meyanda da “Dün dündür, bugün bugündür!..” demek suretiyle, vefasızlığı veya verilen söze sadakatsizliği bir marifet sayan eski cumhurbaşkanları ile Sayın Ahmet Necdet Sezer arasındaki devlet yönetim ve idare anlayış farkını, acaba kim gözden uzak tutabilir?.. 5 fakat Cumhurbaşkanlığı Köşkü’ne ait tahsisattan satın alınmış bulunan “havyar ve şampanyalarla” donanmış içkili masalarda ve hem de “sazlı sözlü” eğlenceli toplantılar yapılmasına karşılık, şu anda aynı konumda olan Sayın Semra Sezer, bu tür “şatafatlı ve tantanalı” toplantılar düzenlemeyi aklının ucundan bile geçirmeyerek, o, kendisinin emekli bir öğretmen olması nedeniyle boş zamanlarını “sosyal ve kültürel” etkinliklerle geçirmiş ve tam anlamıyla bir hanımefendi “first lady” olarak, her zaman sevgi ve saygı ile anılıp öyle hatırlanacaktır. Milletvekili genel seçimlerinde aldıkları yüzde 34 gibi bir azınlık oyu ile iktidara gelen bir siyasi parti yöneticileri, iktidara geldikleri ilk günden bugüne kadar aradan geçen dört yıllık bir süre içerisinde Sayın Sezer’in her icraatını, oldum olası, kendileri yönünden bir “köstekleme” ve diğer bir deyişle bir “ayak bağı” saydıkları gibi, Cumhuriyet’in kuruluş yıldönümü nedeniyle her 29 Ekim’de, büyük Atatürk’ün mekânı olan ve kamusal alan olduğunda en ufak bir kuşku bulunmayan “Çankaya Köşkü’nde” düzenlenen geleneksel “resepsiyon” nedeniyle, Sayın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in iktidar milletvekillerine gönderdiği davetiyelerin “eşlieşsiz” davet edilmeleri bakımından farklılık göstermesi nedeniyle, Sayın Sezer’e karşı iktidar milletvekilleri ile “sağ görüşlü” yazılı basından gelen eleştiri ve haksız saldırılar, ilk davetten bu son davete kadar devam etmiştir. En güvenilen makam Tarafsız Türk halkının yüzde 95’inin Türkiye’de “en güvenilen” birer makam olarak kabul ettikleri, “Türk Silahlı Kuvvetleri” ile cumhurbaşkanı Sayın Sezer’e karşı olan sevgi, saygı, güven ve itibarı azaltabilmek ve diğer bir deyişle, onların bir kusurunu (makisesini) bulabilmek için tevessül edilen akıl almaz bütün yol ve tertipler ve hatta “açıkseçik” isnatlar sonuçsuz kalmıştır. Bir kısım yazılı basında da yer aldığı üzere, o Ahmet Necdet Sezer ki, oğlu için “Çankaya Köşkü’nde” düzenlediği mütevazı düğün töreninde, düğün süresince yanan elektrik parasını dahi (elektrik saatindeki endeksi, düğün öncesi ve sonrası tespit ettirerek) kendi cebinden ödeyen ve ayrıca Çankaya Köşkü’nde çalışan bir personelin, Köşk otosunu kişisel işinde kullanması nedeniyle görevinden uzaklaştıran ve hatta genel bütçeden Köşk’e ayrılan tahsisattan her yıl en az dörtte bir oranında tasarruf sağlayarak Hazine’ye aynen iade eden ve bu meyanda bütün Türkiye’deki “hayırsever” vatandaşların verdikleri “fitrezekât” ve kurban bağış paraları ile ancak ayakta durabilen ve kuruluş amacı da münhasıran yurtiçi ve yurtdışında meydana gelen sel baskını, yer sarsıntısı, yangın ve sair şekilde zarara uğrayanların yardımına koşmak olan “Kızılay” yöneticilerinin, söz konusu kuruluş amacına yüzde yüz aykırı bir şekilde ve altından yaptırdıkları anlaşılan eski para ile 250 milyar, yeni para ile 250 bin YTL değerindeki “Kızılay madalyası”nı, “hibe olarak” kabul etmesi için evvela Sayın Sezer’e teklif ettiklerini ve onun bu teklifi kabul etmeyip geri çevirmesi üzerine, bu kez, Sayın Sezer’den sonra Mayıs 2007 tarihinde cumhurbaşkanı olarak Çankaya Köşkü’ne çıkma hesapları içerisinde olan ve aynı altın madalyayı “hibe” olarak kabul etmekte de hiçbir sakınca görmeyen Başbakan’ın, söz konusu “madalya takma töreni”ni, hem görsel basından izlemiş ve hem de yazılı basından okumuş bulunmaktayız. Devletin tepesindeki bu iki makam sahibi arasındaki “değerlendirme ve anlayış” farkının takdirini, bu makaleyi okuyanlara bırakıyorum. Haksız saldırılar Bizim kanımızca, bütün bu haksız saldırıların temelinde yatan ve fakat açıkça söylenmesinden kaçınılan nokta, gerek Refah Partisi’nin iktidarda kaldığı dönemlerde ve gerekse o partinin, o tarihlerde “en gözde” talebelerinden oluşan ve şimdiki iktidar partisinin en üst kademelerinde yer almış bulunanların, tam anlamı ile “siyasi simge” haline getirdikleri “türban” takma nedeniyle ve sırf bu yolla büyük Atatürk’ün ilke ve devrimlerine karşı çıkma ve “laik devlet” düzenini dine dayalı bir yönetim biçimine çevirebilmek, amaç ve özlemidir. Şimdiki iktidar partisi ileri gelenlerinin ilk “siyaset hocalığını” yapmış olan eski Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan’ın başbakanlığı döneminde ‘Papatya sofrası’ Hevesli ve istikrarlıysanız garanti benden... Westminster University ve Premier College sertifikalarına sahip, Londra’da Master Yapmış Hatırlanacağı üzere, yine bir zamanlar Çankaya Köşkü’nde ikamet eden bir Cumhurbaşkanı eşi “firstlady”, o zamanki yazılı basında “Papatya Sofrası” olarak adlandırılan ve ÖĞRETMENDEN, BRITISH ENGLISH gramer, iş İngilizcesi, derslere yardımcı, sınavlara hazırlık Acıbadem/İstanbul 0 536 225 07 80 Bebekten katil yaratmak Prof. Dr. Coşkun ÖZDEMİR R GÜZEL SANATLAR YETENEK SINAVLARINA KADIKÖY’DE ATÖLYE ORTAMINDA BİREBİR İSTİKRARLI HAZIRLIK RESİM DERSİ VERİLİR 0 535 794 09 85 SATILIK Silivri Cumhuriyet Mahallesi’nde (SilivriÇantaköy) 800 m2 bahçeli 210 m2 villa oturuma hazır. 0 532 277 84 76 akel Dink’in konuşmasında bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamak gereğini vurgulaması büyük ilgi uyandırdı ve büyük destek buldu. Bu sorgulama kuşkusuz çok yerindedir. Ancak Hrant cinayetinin ağırlığını üzerimizden atıp çevremize bakarsak hemen görürüz ki, bu karanlık yurdumuzda yalnız katiller yaratmakla kalmıyor çok sayıda ve çok vahim olumsuzlukların da nedeni oluyor. O nedenle sorgulamayı iyice genişletmeli ve derinleştirmeliyiz. Bu ülkede, son yıllarda 5binden fazla genç kadın canına kıymıştır. 1500’den fazla genç kadın töre cinayetlerine kurban gitti. Kadınların yüzde 70’ten fazlası kocalarından gelen şiddete maruz kalıyor. Çocuk pornosunda, çocuk fuhşunda önde gelen ülkelerden olduğumuz saptanıyor. Karanlık, yalnız katil değil, kapkaççı, dolandırıcı, soyguncu, vurguncu, üçkâğıtçı, tinerci ve koyu cehalet üretiyor. Trafik kazalarında zirvede yer alıyoruz. Otobüs şo förü direksiyonu bırakıp, ayağa kalkıp oyun oynuyor, yolcular herhangi bir tepki göstermiyorlar. Çok sayıda erkeğimiz erkek çocuk doğurmadığı için eşini suçluyor. Yine çok sayıda baba, özellikle kız evladına yaşam hakkı tanımıyor. Yalnız kadınların girebileceği parklar yaptıran belediye başkanlarımız var. Kız arkadaşının omzuna kolunu atan üniversite öğrencisi hakkında soruşturma açılıyor. İlahiyat profesörü kız ve erkek yalnız kalırlarsa aralarına şeytan girer buyuruyor. Ders kitaplarında batıl inançlar, hurafeler yer almakta. 5 liseli genç, orucunu yedi bahanesi ile 44 yaşındaki bir adamı linç ediyorlar. Emniyet teşkilatımızda polisler arasında rüşvet ve yolsuzluk oranı yüzde 4050’ye varıyor. Hiç kuşkusuz, birçok kurumumuzda benzer durum söz konusudur. Bu liste sayfalarca uzatılabilir. Son olarak, Türkiye Bilimler Akademi’sinin kültür değerlerimiz envanteri çalışmaları yapan çok saygın üyelerinin sap tamalarını belirteceğim. “Kültür ve doğa varlıklarımız hiçbir zaman olmadığı kadar hızla tahrip olmaktadır. Türkiye her şeyini kaybetmekte olan bir ülkedir. Ekonomisini talan, yağma ve avantaya dayandıran bir toplumdur içinde yaşadığımız.” Kişi başına milli gelir 4 bin dolar civarındadır ve gelir dağılımı son derecede adaletsizdir. Çalışanların aylık ortalama geliri 700–800 lira civarında iken, yoksulluk sınırı 2043, açlık sınırı 787 yeni liradır. Büyük çoğunluğun geçim dışında kaygılar taşıması olanaksızdır. Ortalama eğitim 4 yıldan ibarettir. Ülkenin Milli Eğitim Bakanı bilime ve evolüsyona karşıdır. Dinci siyaset güden politikacıların emperyalizmin, sömürüye açık küreselleşmenin, neoliberalizmin kolaylıkla at oynattığı bu ortamda siz, büyük kitlenin ve emniyet güçlerinin sağlıklı ve dengeli bir ulusalcılığı (isterseniz milliyetçiliğini diyelim) benimsemesini ve demokrasiye katkıda bulunmasını bekleyebilir misiniz? Üstelik dışarıdan bu kadar çok üzerimize gelindiği bir ortamda. Oysa bu ülkenin en büyük ihtiyacı insancıl, eşitlikçi, ırkçılığı reddeden, hukukun üstlüğünü benimseyen ulusalcılıktır. Bu ulusalcılığın ve yurtseverliğin azınlıktaki temsilcileri bugün ülkemizde çok cepheli bir savaş vermek zorunda bulunuyorlar. Tepeden tırnağa hasta ve ihanete uğrayan bir toplumdur bu. Cehaletin, cehaletin, yine cehaletin, dogmaların, yoksulluğun, çaresizliğin, törelerin önde gelen belirtilerini oluşturduğu derin bir hastalıktır, baş başa olduğumuz. “50 yıldan beri Milli Eğitim Bakanlığı milli ihanet bakanlığı olarak görev yapmıştır” diyen Ahmet Taner Kışlalı’yı sıkça anıyorum. İyileştirme konumundaki yöneticilerin, politikacıların, iktidar, bilgi, donanım ve iyi niyet yetersizliği içinde bulunduğu bir toplum. Evet, bütün bunların derinlemesine sorgulanması zorunlu. Sanırım, daha fazla gecikmeden ulusça güçlü ve etkili sorgulayıcılar arayışına girmemiz gerekiyor. TC İLAN EYÜP 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİNDEN DOSYA NO: 2007/19 Davacı Nazan Durmuş (Aydın) tarafından hasımsız olarak açılan gaiplik davasında: Giresun İli, Keşap İlçesi, Yivdincik Köyü, Cilt: 47, Hane: 8, BSN:38’de nüfusa kayıtlı bulunan Osman ve Nazmiye’den olma Yivdincik 15.04.1958 d.lu MEHMET AYDIN’ın Deval Denizcilik ve Tic. A.Ş. isimli şirkete ait M/V Can Deval isimli gemide RijekaOristano (İtalya) 26.01.2006 tarihinde yaptığı sefer sırasında uluslararası sularda kaybolmuş, yapılan tüm araştırmaların, emniyete yapılan başvuruların sonuçsuz kaldığı, ölmüş olmasının kuvvetle muhtemel olduğu 20/01/2006 senesinden beri bulunamadığı ve kendisinden bir haber de alınamadığından, yapılan savcılık araştırmalarının da sonuçsuz kaldığından, bu nedenle MEHMET AYDIN’ın GAİPLİĞİNE karar verilmesi talep edilmiştir. Yukarda ismi geçen ve gaipliği istenilen Mehmet AYDIN’ı tanıyanların, görenlerin, oturduğu adresi bilenlerin, işbu ilanın gazetede yayımı tarihinden itibaren 6 ay içersinde Eyüp 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/19 sayılı dosyasına müracaat etmeleri, adı geçenin bu ilandan haberdar olması halinde, yine 6 ay içerisinde yukarıda numarası yazılı dosyamıza müracaat etmesi, aksi takdirde dava dilekçesinin ilan yolu ile tebliğine ve yapılacak yargılama sonunda adı geçenin M.K. 34. maddesi gereğince GAİPLİĞİNE karar verileceği ilan olunur. 02/02/2007 (Basın: 5970) Dosya No: 2005/406 Tal. TAPU KAYDI: Bir borçtan dolayı ipotekli olan; Samsun 1. Bölge, Saitbey Mahallesi, 65 pafta, 489 ada, 44 nolu parselde tapuya kayıtlı 841,5 m2 alanlı arsa üzerinde sekiz katlı betonarme binanın borçlular adına kayıtlı 1/2 ve 1/4 hisselerinin tamamı satılarak paraya çevrilecektir. İMAR DURUMU: Samsun, İlkadım Belediyesi, İmar İşleri Müdürlüğü’nün 20.09.2005 tarih ve 2005/1724 sayılı imar durum belgesinde 1/1000 ölçekli, uygulama imar planında ticaret alanı bitişik nizam 7 (B7) ve 4 (B4) katlı yere isabet etmekte olduğu belirtilmektedir. GAYRİMENKULÜN HALİHAZIR DURUMU: Satışı yapılacak taşınmaz SamsunMerkez İlkadım Belediyesi sınırları içerisinde bulunan bu taşınmaz, Samsun 100 Yıl Bulvarı’na yakındır. Şehir merkezindedir. Çevresinde yapılaşma bitmiştir. Çevresinde 89 katlı binalar mevcut, taşınmazın hemen önünden şehir içi ana yol geçmektedir. Samsun’un en işlek ve en değerli İstiklal Caddesi’ne cephelidir. Şehir merkezinde, çevresinde iş ve alışveriş merkezleri, kamu kuruluşları bulunmaktadır. Samsun’un en değerli yerlerinden birisinde yer almaktadır. Bu binada bulunan işyerleri her zaman kiraya verilebilir nitelikte ve kat irtifakına çevrildiği zaman hemen satılabilir durumdadır. Belediyenin bütün hizmetlerinden yararlanmaktadır. Bu özellikler, taşınmazı olumlu yönde etkilemektedir. GAYRİMENKULÜN KIYMETİ: Gayrimenkullerin halihazır durumu, mevkii, alanı, vasfları, iskan ve mesken bölgesinde oluşu, imar durumu çarşı ve işyerlerine mesafesi, günün civarda oluşacak alım satım rayiçleri, kıymetine etki edecek tüm faktörleri nazarı itibara alınarak, serbest piyasa rayiçlerine göre taşınmazın borçlular Azade KELEŞEOĞLU ve Emin KELEŞOĞLU’nun hisselerinin satışa esas muhammen değeri toplamı 3.133.215,00YTL dir. Satış Şartları: l Satış, 30/3/2007 Cuma günü, saat: 10.00’dan 10.15’e kadar, Samsun 2. İcra Dairesi Müdürlüğü’nde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını aşmak ve ayrıca öncelikle ödenmesi gereken alıcaklıların alacaklarını ve satış masraflarını aşmak kayıt ve şartıyla en çok pey sürene ihale edilecektir. Böyle bir bedelle alıcı çıkmaması halinde en çok pey sürenin taahhüdü baki kalmak kaydıyla 09/04/2007 Pazartesi günü aynı yer ve aynı saatlerde, taşınmazların ikinci artırması yapılacak ve bu artırmada da muhammen bedelin %40 ile öncelikle ödenmesi gereken alacaklıların alacaklarını ve satış masraflarını karşılaması kaydıyla en çok pey sürene ihale edilecektir. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin %20’si nisbetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Resmi ihale pulu, Tapu alım harcı ve masraflar, KDV’si alıcıya aittir. Birikmiş vergiler, tapu satış harcı ve tellaliye satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarının dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasında ki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2005/406 Tal. sayılı dosya numarasiyle Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 02.02.2007 (İc.İf.K.126) (*) İlgililer Tabirine İrtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 5830 TC SAMSUN 2. İCRA DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI TC KADIKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NDAN İLAN ESAS NO: 2006/786 Esas Davacı Industrie Cartarıe Tronchettı SPA tarafından Global Kağıtçılık San ve Tic Ltd Şti aleyhine mahkememizde açılan iflas davasının yapılan yargılamasında; Davalı GLOBAL KAĞITÇILIK SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ hakkında iflas davası açıldığından, itiraz etmek isteyen alacaklıların İİK’nun 173/2 ve 166/2. maddeleri gereğince 15 gün içinde itirazda bulunabilecekleri, itirazlarında iflası gerektiren bir halin bulunmadığı yolunda iflasın reddini istemeleri halinde bunun maddi delillerini de sunmaları, duruşma günü olan 05.04.2007 günü 13.35’te yapılacak celsede bizzat veya bir vekil bulundurabilecekleri, delillerin derhal ibrazı gerektiği, aksi halde davalı şirketin iflasına karar verilebileceği, İHUMY’nin 509 ve 510. maddeleri gereğince ilan ve tebliğ olunur. 02.02.2007 (Basın: 5829) ESAS NO: 2006/1389 / KARAR NO: 2007/31 Mahkememizden verilen karar gereğince; İstanbul ili, Beyoğlu ilçesi, Kocatepe mah., cilt: 27, hane: 10’da kayıtlı bulunan Henri Lois ve Charlotte Benche Refavelli kızı, 1926 doğumlu RAYMONDE MONİGE POLVAN’a, İstanbul ili, Kadıköy ilçesi, Rasimpaşa mah., cn: 19, hn: 841’de nüfusa kayıtlı Musa Sami ve Ayşe’den olma 1938 d.lu EMİNE ÇAVUŞOGLU 21.01.2007 tarihli duruşmada VASİ OLARAK TAYİN EDİLMİŞTİR. İLAN OLUNUR. 02.02.2007 (Basın: 5864) T.C. BAKIRKÖY 5. SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN İLAN ESAS NO: 2006/96 Davacı Selim ÖRNEK vekili tarafından mahkememize açılan ve kardeşi Mehmet Şerif ÖRNEK hakkında gaiplik kararı verilmesi davasının yapılan yargılaması sırasında verilen ara karan gereğince; Davacının kardeşi olan Mehmet Şerif ÖRNEK (Ahmet ve Hediye Oğlu, 1976 İdil Doğumlu, Şırnak İli, İdil İlçesi Sırtköy köyü nüfusuna kayıtlı) 1991 yılından beri haber alınamadığı anlaşıldığından; hayatta olduğuna dair bilgi ve görgü sahibi olanlan ve ilgililerin en yakın zabıta veya kolluk görevlilerine haber vermeleri veya İdil Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 0486 551 27 35 ile İdil Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 0486 551 20 06 nolu telefonlarına ihbar etmeleri, aksi takdirde gaiplik kararı verileceği ihtar olunur. 12.10.2006 (Basın. 56451) TC İDİL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ İLAN T.C. ANKARA 2. AİLE MAHKEMESİ’NDEN İLAN 2003/405 Davacı ALİ YILDIZ tarafından davalı SABİNE YILDIZ aleyhine açılan Tenfiz davasının yapılan açık duruşmasında verilen ara kararı uyarınca; DAVALI SABİNE YILDIZ’ın RECKLİNGHAUSEN, HERTENER STR. 64”/DEUTSCHLAND adresine çıkarılan tebligatların tebliğ edilemediği ve adreslerinin de zabıtaca yapılan araştırmada tespit edilemediğinden adı geçen davalının duruşma günü olan 27.02.2007 günü 10.05’te tüm deliller ile birlikte mahkememizde hazır bulunması ve kendisini bir vekille temsil ettirmesi, aksi takdirde duruşmalara yokluğunuzda devam edileceği ve karar verileceği HUMK’nun 509. maddesi uyarınca tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. (Basın: 5813) CUMHURİYET 02 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle