23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 ŞUBAT 2007 PAZAR CUMHURİYET SAYFA ÇEVRE NÜKLEER KAZA YAŞANDI 9 Hükümetlerarası İklim Değişimi Uzmanlar Grubu’ndaki tek Türk bilim adamı Prof. Dr.Zekai Şen: İsveç, felaketin eşiğinden döndü OSMAN İKİZ Kuraklık Ege’yi vuracak ZEYNEP ŞAHİN ANKARA Küresel ısınmanın ele alındığı ve yaklaşık 500 bilim adamının katkı sunduğu Paris’teki konferansa, Türkiye’den katılan tek Türk bilim adamı Prof. Dr. Zekai Şen, uluslararası arenadaki araştırmaların iklim kuşaklarının 500 km. kuzeye kayacağını gösterdiğini kaydetti. Bunun, başta Ege olmak üzere İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz’i etkileyecek bir kuraklığı beraberinde getireceğini söyleyen Şen, Türkiye’nin iklim değişikliklerine ilişkin ulusal bir model oluşturması gerektiğinin altını çizdi. Şen, ülkedeki yeraltı sularının bilinçsizce talan edildiğini de vurguladı. Dünyanın dört bir yanından bilim adamlarını Paris’te bir araya getiren BM’nin finanse ettiği “Hükümetlerarası İklim Değişimi Uzmanlar Grubu” toplantısının sonuç bildirgesi, bu yüzyıl sonuna kadar sıcaklığın 4 dereceye kadar artabileceğini ortaya koydu. Küresel ısınmanın en büyük sorumlusunun insan faaliyetlerine bağlı sera gazı salınımı olduğuna işaret eden raporun hazırlandığı çalışmalara, 130 ülkeden yaklaşık 500 bilim adamı katılırken, toplantılarda yer alan ve bildiriye imza koyan tek Türk bilim adamı Prof. Dr. Zekai Şen oldu. Kendi başvurusuyla değil, BM’nin daveti ile Paris’teki konferansa giden İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi ve Su Vakfı Başkanı Prof. Şen, küresel ısınmaya ilişkin gelişmeleri ve Türkiye’yi bekleyen tehlikeleri Cumhuriyet’e değerlendirdi. Mevsim şartlarındaki alışılmadık gelişmeler dikkate alındığında, bir iklim değişikliğinden söz etmenin yanlış olmayacağını kaydeden Şen, en önemli eksikliğin ise Türkiye’nin bu konuda yol haritası niteliğinde herhangi bir ulusal modeli bulunmaması olduğunun altını çizdi. ABD, Japonya, Kanada gibi ülkelerde yer alan merkezlerin 2100 yılı için nüfus, sanayideki gelişmeler, teknolojiyi kullanma oranı, sera gazlarının salınımı gibi pek çok noktayı dikkate alarak çalışma yürüttüğü bilgisini veren Şen, “Yağışları, rüzgârı, nemliliği, sıcaklığı tahmin ediyorlar, yaşanabilecek gelişmeleri ortaya koyuyorlar. Türkiye’nin de ulusal modelinin oluşturulacağı böylesi bir çalışmaya ihtiyacı var” dedi. ‘İKLİM KUŞAKLARININ YERİ DEĞİŞECEK’ Su Vakfı Başkanı Prof.Dr. Şen, Türkiye’nin alt tropikal iklim kuşağında yer aldığına işaret ederek, dünyada yapılan tahminlerin iklim kuşaklarının 500 km. kuzeye doğru kayacağı yönünde olduğunu kaydetti. Türkiye açısından değerlendirildiğinde, bunun, başta Ege Bölgesi olmak üzere İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz bölgelerinin daha kuraklaşması anlamına geleceğinin altını çizen Şen, “Beraberinde tarım alanlarının, tarımsal ürünlerin etkilenmesi de gelecek” dedi. Türkiye’nin yitirilen su kaynaklarında suçu küresel ısınmaya yüklemenin doğru olmadığını, kaynaklarının doğru kullanılmadığı için yok olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Zekai Şen, “Bugün ben bile istesem sondajı vurup yeraltı suyunu çekerim. Yağmur yağmıyor, barajlar dolmuyor, susuzluk var deniyor. Yağmur yağsa, barajlar dolsa bile yeraltı sularının çekilmesi, kuraklığın ve iklim değişikliğinin uzun vadedeki en önemli ayağı. Yeraltı suları talan ediliyor” diye konuştu. Su yönetimi, su işletmesi kavramlarının ancak kitaplarda kaldığını, Türkiye’de suyun gerektiği gibi yönetilmesi adına uygulamaya dönük hiçbir adım bulunmadığını ifade eden Şen, “Bilgilerin elektronik ortamda kullanıma açılması, gerektiğinde ulaşılabilmesi gerek” dedi. Kıyılar tehdit altında SAV AŞ KÜRKLÜ Türkiye’nin ilk iklim değişikliği kongresi Öte yandan, Su Vakfı’nın öncülüğünde Türkiye ilk kez “İklim Değişikliği Kongresi” düzenleyecek. İTÜ’de 11 13 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilecek kongre, konusunda uzman onlarca araştırmacı ve bilim adamını bir araya getirecek. Kongre sonunda oluşturulacak kitabın, bundan sonra iklim değişikliği ile ilgili yapılacak çalışmalara kaynaklık etmesi hedeflenirken, değerlendirilecek konular arasında; “İklim değişikliğinin nedenleri, İklim değişikliği ve Türkiye’ye etkileri, İklim değişikliği ve su, İklim değişikliği ve enerji kaynakları, İklim değişikliği ve ekonomi, İklim değişikliği ve doğal afetler, İklim değişikliği ile başa çıkmada mevcut stratejiler” de yer alacak. Küresel ısınma verimli toprakları susuz bırakırken, birçok ovaları da etkisi altına aldı. ADANA Türk Deniz Araştırma Vakfı’nın küresel ısınmayla ilgili bir araştırması, ülkemizin hem sınır ötesi, hem de yerel kirleticilerin etkisi altında olduğunu ortaya koydu. Son zamanlarda bilim dünyasında okyanus ve denizlerin küresel ısınmadan ne kadar etkileneceği veya hangi türlerin ısınma etkisiyle dağılım bölgelerini değiştireceği ve deniz biyoçeşitliliğiyle olan ilişkileri konusunun sıkça tartışıldığı vurgulanan araştırmada; “Gezegenimizin büyük bir kısmını oluşturan okyanuslar ve denizlerdeki değişim hızla devam etmektedir” denildi. Araştırmada, ‘Hükümetler Arası İklim Değişimi Paneli’ (IPCC) çalışmalarında geçen yüzyılda küresel deniz seviyesinin 1020 cm. yükseldiği ve bunun ağırlıklı olarak küresel ısınmadan kaynaklandığı ve bu yüzyılda da 4060 cm. daha yükseleceğine yer verilirken, ülkemizde kıyı şeridinde bulunan 27 ilimizin de bundan olumsuz etkileneceği de anımsatıldı. Deniz seviyesindeki yükselmelerden birçok ülkenin etkileneceğine, bunların başında Maldiv, Tuvalu vs. gibi küçük ada devletlerinin geldiğine dikkat çekildi. STOCKHOLM Forsmark Nükleer Enerji Santralı’nda temmuz ayında meydana gelen arızanın güvenlik sistemindeki bozukluktan kaynaklandığı ortaya çıktı. Denetleme kurulunun raporu henüz açıklanmadı ancak basına sızan bilgilere göre İsveç nükleer santrallarının 1996’dan sonra kâr amacına yönelik çalışma sistemine geçmesinden bu yana personel üzerinde baskılar arttığı gibi güvenlik önlemleri de ihmal edildi. Orta İsveç’te Gavle kenti yakınlarındaki Forsmark Nükleer Santralı’nda 25 Temmuz’da meydana gelen arızanın gerçek boyutları yetkililerce yeni açıklandı. Devlet Nükleer Denetleme Kurumu müfettişleri, hükümete durumla ilgili bilgi verirken bütün nükleer reaktörlerdeki güvenlik sisteminin yeniden elden geçirilmesi gerektiğini bildirdiler. Bu arada nükleer santralda daha önce çalışmış olan mühendisler, güvenlik mekanizmasında tehlikeli sonuçlara yol açabilecek bazı teknik hataların Alman AEG firmasının yazılı uyarısına rağmen hataların giderilmesi yolunda hiçbir şey yapılmadığını açıkladılar. Bu arada santrallarda görevli personelin stres altında çalışmasından dolayı insani hatalardan kaynaklanabilecek tehlikelerin doğabileceğine de işaret edildi. Forsmark’ta meydana gelen arızadan sonra personel arasında yapılan kontrolde üçü içkili olmak üzere yirmi beş kişinin çalışma temposuna ayak uyduramayacak durumda olduğu saptandı. Personel ise 1996’dan bu yana kâr etme anlayışının öne geçip güvenliğin ihmal edildiğini, personelin ağır ve stresli koşullarda çalıştırıldığını söylüyor. TEKNİK SORUNLAR YAŞANDI Rusya’da atom reaktörü kapatıldı Dış Haberler Servisi Rus Haber Ajansı Interfax tarafından dün duyurulan habere göre Balakovskaya’da bulunan atom reaktörü servis dışı bırakıldı. Volga Nehri kıyısındaki Saratov kentinde bulunan santral teknik bir sorun nedeniyle kapatıldı. Kazanın ne zaman olduğu konusunda ise herhangi bir bilgi verilmedi. Haberde Kriz Önleme Bakanlığı sözcüsünün olaydan sonra bir radyoaktivite artışının söz konusu olmadığını, kazanın nedenlerinin araştırıldığını belirttiğine de yer verildi. İlk bilgilere göre kaza, santralın otomatik kaza önleme sistemi tarafından saptandı ve çalışmalar durduruldu. Bilinçsiz su tüketimi verimli ovaları vurdu YUSUF ÖZKAN KEMALPAŞA/ÖDEMİŞ Kürel ısınma ve bilinçsiz su tüketimi, Ege’nin verimli ovalarını da vurdu. Kemalpaşa’da kiraz, Ödemiş’te meyve fidanı üreticileri, geçen yıllarda yerin birkaç metre altında ulaştıkları suyu çıkarmak için şimdilerde yüzlerce metre derinlerde artezyen açmak zorunda kaldıklarını söylüyor. “Küresel ısınma” söylemi bugünlerde her kesin dilinde. Ancak özellikle üretici kesim, bu söylemi daha yeni duymaya ve benimsemeye başlarken olumsuzluklarını ise çoktan yaşamaya başlamış. Şubat ayında olmamıza karşın, sıcaklıkların hâlâ ortalama değerlerin çok üzerinde seyretmesi, üreticileri kara kara düşündürüyor. Geçen yıl kurulan Kemalpaşa Kiraz Üreticileri Birliği’nin başkanı Halim Akar da bu endişeyi dile getirenlerden... Akar, kirazın sağlıklı ürün vermesi için yılda ortalama 1600 saat uyu ması gerektiğine dikkat çekerek “Ancak bu yıl görünüm her zamankinden çok farklı. Son birkaç gün yaşanan soğuklar da olmasaydı, halimiz haraptı. Zararımız 10’a, 20’ye katlanacaktı” diyor. Yörede kullanılan “bağ babadan, zeytin dededen” söyleminin, zeytinin yüzyılları bulan varlığını anlattığını da belirten Akar, “Dikilen bir zeytin fidanı eğer tutmuşsa mümkün değil kurumazdı. Ama şimdi on yıllık ağaçlar bile kuruyor” dedi. Göçük meydana gelen apartmanın sakinleri geceyi komşularında ve yakınlarında geçirdi. Marmaray kazısı sırasında göçük İstanbul Haber Servisi Marmaray çalışmaları sırasında Kadıköy’de bir apartmanın garajında göçük meydana geldi. Apartman sakinleri geceyi dışarıda geçirirken, çalışmayı yapan Japon firma, göçüğün kazıyla ilgili olmadığını ileri sürdü. Marmaray projesi kapsamında tünel kazılarının yapıldığı İbrahimağa Mahallesi Gül Sokak üzerindeki Şahin Apartmanı’nın garaj bölümü saat 23.30 sıralarında göçtü. Gürültünün ardından 9 daireli apartmanın sakinleri dışarı çıktı. Yerin 11 metre altında ilerleyen tünelde çalışan ve çökme sonucu tehlike altında kalan iki işçi kurtarıldı. Geceyi komşularında ve yakınlarının yanında geçiren apartman sakinleri, göçüğün tünel kazısı nedeniyle oluştuğunu belirtti. Japon TAISEI firması mühendisleri, göçük yerinde ve apartmanın kirişleri ile kolonlarında inceleme ve ölçümler yaptı. Göçüğün tünel kazısıyla bir ilgisinin olmadığını belirten mühendisler, apartmanın inşaatı sırasında yapılan bir hata nedeniyle olayın yaşandığını bildirdi. Firma yetkililerinin boşluğun betonla doldurulmasından sonra apartmanın kullanılabileceğini söylemesi üzerine göçük, 60 metreküp beton doldurularak kapatıldı. ‘ÖZEL ÇEVRE ALANLARI’ ARTIRILACAK ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI ‘Özel alanlarımız az’ İstanbul Haber Servisi Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, çevreyi koruyabilmek için bir veri tabanı oluşturmaya ihtiyaç olduğunu belirterek, “Koruma ve araştırma projelerinin devamı için büyük şirketlerin sponsorluğuna ve kamunun daha fazla kaynak ayırmasına ihtiyacımız var” dedi. Pepe, “Özel Çevre Alanları” nın sayısının arttırılması gerektiğini söyledi. İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitisü’nden Oceanos bilimsel dalış ekibince sürdürülen, “Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi Kıyı ve Deniz Alanlarının Tespiti Araştırma Projesi”nin sonuçları dün Swiss Otel’de düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı. Toplantıda konuşan Bakan Pepe, Türkiye’nin tarihi, doğal ve kültürel değerler açısından ülke ve dünya ölçeğinde önem arz eden alanların, “Özel Çevre Alanı’’ olarak ilan edildiğine dikkat çekti. İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitisü Müdürü Prof. Dr. Ertuğrul Doğan ise, Türkiye’de bilime yeterli değerin verilmediğini belirterek, “Projeyi yürüttüğümüz araştırma teknesi çok eski. Sayın bakandan daha fazla destek bekliyoruz. Bilimsel araştırmalar ihale konusu olmasın. Araştırma elemanlarımız çok zor yetişiyor. Proje koordinatörümüz Prof. Dr. Erdoğan Okuş’u acı bir deniz kazası sonucunda yitirdik. 35 yerden 35 kişi kiralanarak yapılan çalışmalar bilimsel olmaz. Bu bizi çok üzer” diye konuştu. Acaristanbul’a itiraz İstanbul Haber Servisi Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, Beykoz Belediyesi’nin Acaristanbul kararına itiraz ettiklerini açıkladı. Pepe, İstanbul’daki “Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi Kıyı ve Deniz Alanları Tespiti Projesi”nin sonuçlarının açıklandığı toplantı öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Pepe, “Acaristanbul ile alakalı olarak Beykoz Belediyesi encümeninin almış olduğu karara itiraz ettik. İdari Yargılama Usul Kanunu’ndan doğan hakkımızı kullandık. Aynı zamanda idari mahkemede encümen kararının iptali ile alakalı da hazırlıklarımızı tamamladık. Ancak herhalde önümüzdeki haftaya yetişmiş olacak’’ dedi. Pepe, bir gazetecinin, “Hukuki süreç ne zaman başlayacak’’ sorusu üzerine de encümen kararına itirazlarına ilişkin resmi yazının, Beykoz Belediyesi’ne dün akşam ulaştırıldığını belirterek bakanlığının itirazının, önümüzdeki hafta Beykoz Belediyesi encümeninde tekrar değerlendirileceğini söyledi. Beykoz Belediye Encümeni, 30 Ocak Salı günkü toplantısında, Acaristanbul villalarının yıkılıp yıkılmayacağıyla ilgili kararı, Danıştay’ın temyize ilişkin nihai kararının açıklanmasının ardından belirleyeceğini açıklamıştı. Bunun üzerine Çevre ve Orman Bakanlığı da encümenin bu kararının hukuka aykırı olduğunu, kararın iptali için yargı yoluna gidileceğini bildirmişti. Orman Bakanı Osman Pepe Acaristanbul için yargıya gidecekerini söyledi. CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle