10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 ŞUBAT 2007 PAZAR 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER EVET / HAYIR OKTAY AKBAL Irak: ABD’nin ‘A’ Maddesi Ortadoğu çölleri vıcık vıcık petrol karasına ve insan kanına bulanmış bir coğrafyadır; orada dengeler saatle değişir, her an doğru yanlışa yanlış doğruya dönüşebilir, çılgınlıklar olağan hale gelir. O nedenle burada hiçbir konuda kesin yargılarda bulunmak doğru değildir. Herkese Bir Koruma?.. Herkesin bir “koruma”sı var artık!.. Profesörü, dekanı, rektörü, savcısı, yargıcı, yazarı, çizeri, hukukçusu, hekimi, tüccarı, sanayicisi... Herkes, kendine bir ‘koruma’ istiyor!.. “Koruma” .. yani seni koruyacak bir insan... Cebinde silahı olacak, her gittiğin yerde, her işin başında, gezmede, eğlenmede yanında olacak, seni birtakım gizli, açık düşmanlardan koruyacak.. Kimi zaman canını verecek, kimi zaman karşına çıkanı yakalayacak, kimi zaman öldürecek!.. Bir tarihte beni de korumaya almak istediler... Adı gereksiz, bir bakan, telefonla söylemişti. Neden gerekli görmüş, bilmem? Ama bir haftaya kalmadan bir arabanın çarpmasıyla kendimi hastanede buldum! Neydi, niçindi, kimse aramadı, sormadı! Şimdilerde moda oldu! Herkes tehlikede sanıyor kendini! Bilgisayarına, telefonuna ya da mektup kutuna bir garip uyarı geldi mi, ya da geldiğini sandın mı, hemen Emniyet’e başvuruyorsun, aman “Beni koruyun” diye!.. Sanki bir koruma olursa sana kimse dokunmayacak? Unuttuk mu sıkı koruma altındaki Nihat Erim’lerin, Kemal Türkler’lerin, Çetin Emeç’lerin ve daha kimlerin korumalarıyla birlikte öldürüldüğünü!.. Ülkemizde emniyet güçlerinin korumaya aldığı yüzlerce insanın bulunduğu söyleniyor. Yüzlerce emniyet görevlisi şunun bunun koruması olmuş! Yıllar önce de vardı bu koruma yöntemi.. Orhan Apaydın’ın, Madanoğlu’nun korumasını.. buna benzer başka korumaları anımsıyorum. Bizim gazetedeki kimi yazar arkadaşlar da koruma altında! “Cumhuriyet” de öyle! Yine de korunan gazete binası üç kez bombalandı, suçlular da yakalanmadı. Gittiler.. Danıştay’da bir üyeyi vurdular sonunda!.. Bunca görevliyle korunduğunu sanmak, kendini aldatma değil midir? Seni öldürmeyi kafasına koyan kişi ne yapar eder bu işi başarır. Nitekim de başarıyor! Gerçekte yapılması gereken, korumalara gerekseme duyulmayan bir toplum yaratabilmektir. Ülke öyle güvensiz bir havaya girmiş ki, korumasız olmak bir çeşit ikinciüçüncü sınıf yurttaş sayılmak olmuş! Bana da “Senin koruman yok mu” diye soranlar oluyor. Bir zamanlar, şöyle otuz kırk yıl önce toplumun en ünlü insanları, hatta yazılarıyla, konuşmalarıyla, kişilikleriyle belli düşünceleri savunanlar, yönetim başındakilere ters düşenler, yürürlükteki yasaları korkmadan eleştirenler işlerine, evlerine rahatça gider gelirlerdi. İsmet Paşa’yı düşünün, en sert muhalefeti yaptığı yıllarda bile evinden çıkar, yürüyerek gider gelirdi. Yanında ne bir koruması vardı, ne de başka biri!.. ??? Ne oldu bize? Bir sürü korkunç cinayet yaşadık, yaşamaktayız. Bunca değerli insan korumasız oldukları için mi öldürüldü? Belki de “koruma” daha da dikkatleri çekici oluyor. Bir toplum böyle kişisel koruyucuların çemberi altında sürgit yaşayabilir mi? Korkusuz bir yaşam sürdüğümüz günler bir eski zaman masalı mı?.. Biri çıksa da açıklasa.. Almanya’da, Fransa’da, İtalya’da, Amerika’da bizdeki kadar koruma görevlisi var mı? Dünyanın en çok korunması gereken insanlar niye yalnız bizde?.. Dr. Vakur KAYADOR Y eni dünya düzeninin başat gücü olan ABD, bu konumunu koruyabilmek için çok kapsamlı bir emperyal tasarımı gerçekleştirmeye çalışıyor. Fas’ın Atlantik kıyılarından, yani eski dünyanın batı ucundan Orta ve Uzak Asya’da Afganistan ve Çin Halk Cumhuriyeti’ne kadar uzanan çok geniş alanda egemenliğini mutlaklaştırmak istiyor. Ortadoğu petrollerini, Orta Asya enerji kaynaklarını kontrol altında tutmayı amaçlıyor. Stratejik analiz uzmanlarının dünyanın kalpgâhı olarak tanımladıkları Orta Asya’ya egemen olanın dünyaya da egemen olacağını iyi biliyor. Bu küresel mücadelesindeki karşıtlarından Avrupa ile Çin Halk Cumhuriyeti enerji yoksulu durumundalar. ABD’nin şu anda ittifak halinde olmalarına karşın Avrupa ile önümüzdeki on yıllarda birçok yerde karşı karşıya geleceği anlaşılıyor. Çin Halk Cumhuriyeti ise en geç bu yüzyılın ilk çeyreğinin sonunda, Hindistan’la birlikte dünyanın en büyük ekonomik gücü olma hazırlığında. Bu nedenle ABD ile bu ülkelerin önümüzdeki yıllarda sert mücadelelere girecekleri görülüyor. Rusya Federasyonu ise, her yerde tehdit unsuru olarak kullandığı doğalgazı ve özellikle Sibirya’daki yeraltı kaynaklarıyla ABD’nin karşısında bir başka büyük güç olarak ortaya çıkıyor. Bir imparatorluğun çöküşü sonrasının olağan güç kaybını ve yeniden toparlanma sürecini aynı anda yaşıyor. ABD’nin Ortadoğu’dan Orta Asya’ya uzanan zorlu mücadelesinin başlangıç noktası hiç kuşkusuz Irak. Bu ülkenin üçe bölünmesi, kuzeyde kurulacak Kürt devletinin Karadeniz’in doğusuna kadar genişlemesi ve ABD yanlısı Kafkas ülkelerine ulaşması gerekiyor. Zincirin Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan ve Afganistan’la tamamlanması bekleniyor. Yani Irak’ı parçalamak yetmiyor. Irak, ABD’nin BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) ve GOP’unun (Genişletilmiş Ortadoğu Projesi) ‘a’ maddesi yalnızca. Bunun sonrasında orta ve uzun erimli bir zaman diliminde Kürt devletinin Türkiye, İran ve Suriye’yi parçalayarak genişlemesi gerekiyor. ABD’nin kısa ve orta gelecekteki beklentilerinin birbirleriyle çelişiyor olması, bu ülkenin en büyük açmazını oluşturuyor. ABD, bu temel tasarımının yanı sıra İran’ı aynı zamandanükleer enerji çalışmaları nedeniyle de vurmak istiyor, ancak böyle bir müdahalenin Irak’ın güneyindeki Şii Iraklıları güçlü bir direnişe yöneltebileceğinden çekiniyor. Mukteda es Sadr’ın İslamcı Mehdi Ordusu, koalisyon kuvvetleriyle çatışırken Sistani yandaşı gruplar oportünist bir tavırla edilgin ka lıyorlar, şu an direnişte bulunmuyorlar ve sonuçta Irak’ın egemen gücü olmayı bekliyorlar. Ancak böyle bir durumda onların da çatışmaya girmesi ABD’yi iyice zora sokabilir. Bunun dışında İran’ın güçlü bir ordusunun olması ve ABD ile asimetrik bir savaşı başlatacak güce sahip bulunması, yani sivil Amerikalıların hayatlarının tehlikeye girmesi, ABD’nin çekingenliğini artırıyor. Bu konjonktürde Güney Irak’ta Basra bölgesinin ABDİran savaşı arenası olabileceğini öne sürenler var. Ancak ABD’nin bu yanlışa düşmesi pek mümkün görünmüyor. ABD’nin hedef tahtasındaki bir başka ülke Türkiye’dir. Bu ülkede hiç kimse bundan kuşku duymamalıdır, kimse bu konuda ABD’ye güvenmemelidir, kendini kandırmamalıdır. ABD’nin şu aşamada, Ortadoğu operasyonları için Türkiye’nin topraklarına, üslerine, Lübnan örneğinde görüldüğü gibi askerine ihtiyaç duyması çelişki yaratıyor. Türkiye ise, Kürt devletinin kurulmasında ve kendi coğrafyasından genişletilmesinde ısrarla ABD’den PKK’yi etkisizleştirmesini istiyor, bu haliyle celladıyla flört eden idam mahkumunu andırıyor. ABD’nin Irak’ta zamanlama ile ilgisi olmayan bir başka hayati çelişkisi ise Kerkük petrol gelirinin Kürtlere bırakılıp bırakılmayacağında beliriyor. ABD genel politikası itibarıyla bağlaşıklarının petrol zengini olmasından hazzetmiyor. Türkiye, Suriye ve İran’daki ayrılıkçı terör hareketlerinin petrol zengini bir Kürt devleti tarafından finanse edilmesi ve desteklenmesi çok büyük sorunlara, felaketlere yol açabilir, Ortadoğu’yu kan deryasına çevirebilir. Türkiye daha önce ayrılıkçı terörle mücadelesinde 30.000’den fazla insanını, 100 milyar dolardan çok ekonomik kaynağını yitirmişti. Bu kez bu kayıp ve zararlar geometrik olarak katlanabilir ve parçalanma tehlikesi çok artabilir. Ancak böyle bir durum Irak içinde katalizör etkisi yaratarak ŞiiSünni dayanışmasını gündeme getirebilir. Dışarıda ise TürkiyeSuriyeİran ittifakı kaçınılmaz biçimde gerçekleşebilir. Bunlar ABD için felaket senaryolarından başka bir şey değildir. Peki buradan ABD’nin bu petrol gelirini Kürtlere bırakmayacağı sonucunu çıkarabilir miyiz?.. Ortadoğu çölleri vıcık vıcık petrol karasına ve insan kanına bulanmış bir coğrafyadır; orada dengeler saatle değişir, her an doğru yanlışa yanlış doğruya dönüşebilir, çılgınlıklar olağan hale gelir. O nedenle burada hiçbir konuda kesin yargılarda bulunmak doğru değildir. Üstelik bugün ABD’de “ya hep ya hiç” diye oynayan eli kanlı neocon yönetimi bulunmaktadır ve onların gözünde insan hayatının zerre kadar değeri yoktur. Ancak ABD’nin bugün en temel çelişkisi başka yerlerde değil, kendi içindedir; 7 trilyon dolarlık dış ticaret açığındadır. ABD’nin bu ekonomik bunalımının yıllardan beri giderilememesi, sorunun kronikleşmesi bir çöküntünün sinyallerine benziyor. Akıllara bir soru takılıyor: Yoksa 1970’lerin ortalarında Türkiye sosyalist soluna bağlı gruplardan birinin “İki süper devlet, yıkılacak elbet” sloganı gerçekleşmeye mi başlıyor?.. Önümüzdeki yıllarda ABD’nin Irak’tan çekilme sürecinin tam bir çekilme olmayacağı, Irak’ı denetleyebilecek düzeyde birliklerin kalacağı belirtiliyor. Burada da şu soruyu sormak gerekiyor: Koskoca bir orduyla kontrolü sağlamakta zorlanan ABD, minyatür kuvvetlerle mi bunu başaracak? … Aslında ABD geçen yüzyılda birçok ülkeden arkasına baka baka çekilme alışkanlığını edinmiş bir süper güç. Kore, Küba, Vietnam, Kamboçya, Laos bu anlamda ilk akla gelen isimler. Ancak hangi ülkeden çekilirse çekilsin, ABD o esnada dünyanın en büyük siyasal, ekonomik ve askeri gücü olma özelliğini korumuştu. Acaba ABD’nin Irak’tan çekilmesi, aynı zamanda bu ülkenin dünyanın başat gücü olma konumundan uzaklaşması anlamına mı gelecek?.. Bu haliyle ABD’nin Ortadoğu’da beklentilerinin ‘a’ maddesinden ‘b’ maddesine geçmesi çok güç görünüyor. [email protected] T.C. MARMARA EREĞLİSİ İCRA İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZ SATIŞ İLANI DOSYA NO: 2006/77 TAL. GAYRİMENKULÜN CİNSİ, KIYMETİ, ADEDİ, EVSAFI: 1. TAŞINMAZ: TAPU KAYDI: Tekirdağ ili, Marmara Ereğlisi ilçesi, Geren Harmanlar mevkiinde kain, 1314 pafta, 8808 parsel sayılı, 300 m2 miktarlı taşınmazda 1/3 arsa paylı 2. kat 3 no’lu meskenin 1/2 borçlu hissesi satışa sunulmuştur. HALİ HAZIR DURUMU: Taşınmaz, M. Ereğlisi beldesinin içindedir. Belde merkezine 200 mt. mesafede olup tüm belediye hizmetlerinden faydalanır. Yolu stabilizedir. Taşmmazm bulunduğu bölge 3. derece sit alanı içinde kalmaktadır. İçinde bulunan 3 katlı binanın dış cephesi badanasız olup, çatısı yoktur, 3. nolu dairenin 125 m2 inşaat alanı tesbit edilmiştir. Satıştan alınacak KDV % l’DİR. İMAR DURUMU: M.Ereğlisi Belediye başkanlığından: BİNA YÜKSEKLİĞİ: 9.50 M.BİNA DERİNLİĞİ: KrokiÖN BAHÇE MESAFESİ: 5.00 M.ARKA BAHÇE MESAFESİ: H/ZKOMŞU BAHÇE MESAFESİ: 3.00 M. olarak bildirilmiştir TAKDİR EDİLEN KİYMETİ: 23.581.25.YTL SATIŞ GÜN VE SAATLERİ: Birinci Satışı: 19.03.2007 TARİHİNDE SAAT : 14.0014.10 ARASINDA; İkinci Satışı : 29.03.2007 TARİHİNDE SAAT : 14.0014.10 ARASINDA; SATIŞ ŞARTLARI: 1. Satış yukarıda tayin edilen gün ve saatlerde MARMARA EREĞLİSİ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDE açık arttırma sureti ile yapılacaktır. Birinci arttırmada tahmin edilen kıymetin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakların mecmuunu ve satış ve paylaştırma masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartı ile tayin edilen aynı yer ve saatlerde ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış masraflarını geçmesi şartı ile % 40’ın üstünde en çok arttırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmadığı takdirde satış talebi düşecektir 2. Arttırmaya katılacakların, tahmin edilen kıymetin % 20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. TELLALİYE, TAPU SATIŞ HARCI VE BİRİKMİŞ VERGİLER SATIŞ BEDELİNDEN ÖDENİR. RESMİ İHALE PULU, TAPU ALIM HARCI VE KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNDA BELİRTİLEN ORANDA ALICIYA AİTTİR. AYRICA TAHLİYE VE TESLİM GİDERLERİ İHALE ALICISINA AİT OLACAKTIR 3. İpotek, sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (+) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususi ile faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile onbeş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4. Taşınmazı satın alanlar, ihaleye alacağına mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydıyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satış bedelini derhal veya İİK. 130. maddeye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadır. Taşınmaz kendisine ihale edilen kimse süresinde parayı vermezse ihale kararı iptal edilerek, kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kim ise arzetmiş olduğu bedel ile almaya razı olursa ona; razı olmaz veya bulunmaz ise hemen artırmaya çıkarılır. Bu artırma ilgililere tebliğ edilmeyip, yalnızca satıştan en az yedi gün önce yapılacak ilanla yetinilir. Bu artırmada teklifin İİK. 129. maddedeki hükümlere uyması şartı ile taşınmaz en çok artırana ihale edilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedellerini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri tüm bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5. Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6. Satışa iştirak edenlerin şartnameyi ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarası ile dairemize başvurmaları ilan olunur. 7. Uygulama aykırılığı nedeniyle alacağa mahsuben ihalenin yapılması veya satış bedelinin İİK. 138 md. cümlesinde ipotek alacaklısına ödenmesi durumunda ilgililerin satışı takip ederek İİK. 142. mad. göre, şikâyet, veya itirazları olanların bu hakkını 7 gün içinde kullandıklarına dair dosyamıza derkenar ibraz etmeleri İİK. 83, 100, 142, 151, MK. 789, 777 MD. göre ayrıca ilanen tebliğ olunur. 8. Satış ilanı ilgililerin dosya ve tapu kaydında yazılı adreslerine tebliğe gönderilmiş olup, adrese tebligat yapılmaması halinde veya ilgililere yine bu adrese 7201 say. Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebligat çıkartılacağı, adresi bilinmeyenlere ise işbu satış ilanının ilanen tebligat yerine kaim olacağı ilan olunur. 26.01.2007 (İİK. 126) (+) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 4985) ÇOK ACI KAYBIMIZ Merhum Emekli Albay Hüseyin Somer ve merhume Ayşe Perihan Somer’in oğlu; Ayfer Somer’in biricik eşi; Reyman Somer ve Feyhan Güzel’in sevgili kardeşi; merhum Cihan Somer’in sevgili ağabeyi; Nihat Kuranoğlu ve Ülkü Kuranoğlu’nun damadı; Tacettin Güzel’in kayınbiraderi, Murat Kuranoğlu’nun eniştesi; Papatya Terzi ve Onur Somer’in babaları; Şaban Terzi ve Özge Somer’in kayınpederi; İrem ve Kerem Güzel’in dayıları; Burak ve Müge Somer’in amcası; Bulut ve Peri Terzi’nin biricik dodoları DOĞAN SOMER 02.02.2007 Cuma günü Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 04.02.2007 Pazar günü Teşvikiye Camii’nde kılınacak öğle namazını takiben Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilecektir. AİLESİ CUMHURİYET 02 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle