22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 ŞUBAT 2007 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 50 BİN KİŞİNİN TEK UMUDU 3 Turhan Selçuk SÖZ ÇİZGİNİN GENİŞ AÇI HİKMET BİLA Organ beklerken ölüyorlar ZEYNEP ŞAHİN ANKARA Türkiye, organ bağışında yerinde sayıyor. Donör sayısı ancak yüzlerle ifade edilirken nakil için sırada bekleyenlerin listesi 50 bin kişiye yaklaşıyor. Yalnızca geçen yıl organ bağışı beklerken ölen kişi sayısı 7 bin olurken Avrupa’da ortalama 20 olan, milyon nüfus başına donör sayısı Türkiye’de 1.5’e düşüyor. Uzmanlar ise en büyük görevin yoğun bakım doktorlarına düştüğüne dikkat çekerek pek çok gönüllü ailenin, kendilerine sorulmadığı için yakınlarının organlarını bağışlayamadığının altını çiziyor. Bakanlık verileri Türkiye’de milyon nüfus başına kadavra donör sayısının 1.5 olduğunu gösterirken aynı rakam İspanya’da 34.6, İtalya’da 21.1, Fransa’da 20.9, İngiltere’de 12.3, Almanya’da 13.8, Yunanistan’da 6.2’ye yükseliyor. Sağlık Bakanlığı’nın Türkiye genelinde geçen yılın tamamına ilişkin araştırması ise organ bağışında Türkiye’nin yüz akının Ege Bölgesi olduğunu gösteriyor. Canlıdan yapılan bağışta 1992 kişi ile Aydın ilk sırayı alırken ili 888 kişiyle İzmir izliyor. Başkent Ankara ise 874 kişilik bağış listesiyle 3. sırada yer alıyor. Uzmanlar organ bağışındaki potansiyelin ortaya çıkarılamamasını organizasyon eksikliğine bağlıyor. Sağlık Bakanlığı Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Kurulu Başkan Yardımcısı ve Ege Üniversitesi Organ ve Doku Nakli Koordinatörü Dr. Ata Bozoklar, yoğun bakım doktorlarına önemli görevler düştüğünü, kaybedilen hastanın zamanında sisteme bildirilmesi ve yakınlarıyla bağlantıya geçilmesinin yaşamsal önem taşıdığını dile getirdi. ‘Kıtlama Çay İçen Derin Devlet’ ‘Aradılar, taradılar, kuyudan bulup çıkardılar. Derin devlet, katil ile hatıra fotoğrafı çektirmişti. Hem de Atatürk’ün sözleri önünde hem de bayrakla… Derin devlet ‘ulusalcı’ydı o zaman. Ulusalcılar katillerle ortaklık yapar, Atatürk’ün sözleri altında, bayrak gölgesinde jandarmayı koluna takar, kameralara derin derin bakarlardı. Buldukları derin devlet çay ocağındaydı. Bacak bacak üzerine atmış, kıtlama şeker ile çay içiyordu. Üstelik Türk kahvesi pişiriliyordu orada. Bardaklar da kirliydi.’ Bu sözleri, Işık Kansu’nun dünkü yazısından aldım. Işık’ın yazısındaki ‘Kıtlama çay içen derin devlet’ tanımını okuyunca gülmekten bir hal oldum. ??? Bir olayın farkında mısınız? Kimileri, askeri hedef tahtasına oturtmak için adeta isterik bir çaba içindeler. Adam, Danıştay’a giriyor, katliam yapmak amacıyla silahındaki mermileri toplantı halindeki yargıçların üzerine boşaltıyor. Yakalanıyor. Daha neyin nesi kimin fesi olduğu anlaşılmadan, “kimileri” medyaya servis yapmaya başlıyor. Saldırganın arkasında ‘derin devlet’ olduğunu anlatmaya çalışan haberler ortalığı bir süre karıştırıyor. Kanıt olarak da bagajda bulunan bir derneğe ait kart gösteriliyor. Kısa süre içinde de fos çıkıyor. Başka örnekleri de var. Şimdi bir benzeri, katil zanlısı Ogün Samast’la çektirilen fotoğraf olayında yaşanıyor. Bu fotoğraflar çektirildiğine göre, orada jandarma erleri de olduğuna göre, “kimileri” için her şey ortadadır. Fotoğraf karesindeki Atatürk, jandarmalar, polisler, bayrak ve katil zanlısı derin devletin elemanlarıdır. Haydi bakalım, başlasın bombardıman… Bombardımanda her türlü silahı kullanmak serbest. Fotoğraf emniyetin çay ocağında çekilmiş olabilir, olsun, siz jandarma karakolunda çekildiğini söylersiniz, bir taşla iki kuş vurmuş olursunuz. ??? ‘Çay ocağında kıtlama çay içen derin devlet’i ele geçiren güçler, yine bir fiyaskoya doğru sürüklenmekteler… Bu nasıl bir hırstır ki, ‘İşte derin devleti bulduk’ diye zafer çığlıkları atılabilmektedir? Bu nasıl bir intikam ateşidir ki, güvenlik güçlerinin bir bölümü diğerini yıpratmak için kullanılabilmektedir? Bu nasıl bir gözü dönmüşlüktür ki, bir fotoğraf bahane edilerek, bir cinayet, hiç çekinmeden askerin üstüne atılmaya çalışılmaktadır? Herhalde kimileri, ‘kesin hesap’ gününün gelmiş olduğuna inanıyorlar ki, pervasızca saldırmaktan çekinmiyorlar. O kimi arkadaşlara önerim: Biraz sakin olun. Heyecanlanmayın. Her şeyin üstüne mal bulmuş mağribi gibi atlamayın. Yanılıyor olabilirsiniz. Fotoğraf olayında da yanılıyor olabilirsiniz, artık gücün sizde olduğunu düşünmekle de yanılıyor olabilirsiniz. Sakin olun. Hatta, geriye yaslanıp biraz tarih falan okuyun. Dinlendirir. Biraz dinlenin, ‘Çay ocağında kıtlama çay içen derin devlet’in işini sonra bitirirsiniz. hikmet.bila@ntv.com.tr TÜRKİYE’NİN YÜZ AKI EGE BÖLGESİ ZAVALLI EMEKLİ DOSTUMUZ, TAM AÇLIĞA ALIŞACAĞI SIRADA ÖLDÜ.. Danıştay: Önce otopsi ? Silahla yaralanan kadının organlarını savcı izni olmadan alan doktorlara yargı yolu gözüktü. Danıştay kararını yorumlayan Adli Bilimciler Derneği Başkanı “Savcılık izni beklenirse çok geç olur” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay 1. Dairesi, ateşli silah yaralanması sonrasında ölen kadının organlarını, cumhuriyet başsavcılığının bilgisi ve izni olmaksızın, aile iznine dayanarak alan öğretim üyesi doktorların yargılanmalarına karar verdi. AÜ Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı ve Adli Bilimciler Derneği Başkanı Prof. Dr. Hamit Hancı, ölüden organ alımı ve naklinin, ölümden kısa süre sonra yapılması gerektiğine işaret etti. Hancı, savcılıktan izin alınması için geçecek süreçte organın kıymetinin kalmayacağını vurguladı. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim üyeleri Vedat Kırımlıoğlu, Cüneyt Karaalp, Cengiz Ara, Gökhan Söğütlü, Mehmet Yılmaz ve Burak Işık hakkında, Münevver Genç’in organlarını “Cumhuriyet başsavcılığının bilgisi ve izni olmaksızın almak’’ suçundan soruşturma açılması istendi. Dosya, yasa gereği kendiliğinden Danıştay 1. Dairesi’ne geldi. Daire, bu kişiler hakkında üniversite kurulunun verdiği meni muhakeme kararını bozarak “lüzumu muhakemelerine’’ karar verdi. Danıştay, bu kişilerin ölüden organ veya doku alanların, bir yıla dek hapisle cezalandırılacağına ilişkin 91/2 ve görevi kötüye kullanma başlıklı 257. maddeleri gereğince yargılanmalarını kararlaştırdı. Kararda, savcının maddi gerçekliğe ulaşmak için gerekli incelemeleri yapmak ve elde ettiği delilleri değerlendirmek suretiyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı vermeye yetkili olduğu belirtildi. RTÜK BAŞKANI: Gencin organları yaşam kurtaracak Radyolar daha net dinlenecek İstanbul Haber Servisi İstanbul’da bütün radyo vericileri Çamlıca’ya taşınacak. RTÜK Başkanı Zahit Akman, İstanbul’da radyo yayınlarının daha net ve temiz olması için radyo vericilerini Çamlıca’ya taşıyacaklarını açıkladı. Akman, Ceylan Intercontinental Otel’de düzenlediği basın toplantısında, İstanbul’da radyo yayınlarının 5 farklı noktadan yapıldığını ve yayınlarda frekans karışıklığı yaşandığını söyledi. Akman, Çamlıca tepesine taşınacak vericilerle bu karışıklığın ortadan kalkacağını ve yayınların daha kaliteli olacağını belirtti. Uygulamaya 103 radyo dahil edilecek ve bu radyolardan 23’ünün frekansı, 7’sinin de emisyon yeri değiştirilmek suretiyle toplam 30 radyo ile ilgili yeniden düzenleme yapılacak. ‘Ateş’ başkentte büyüledi ? KOCAELİ (AA) Derince ilçesinde geçirdiği trafik kazasında ağır yaralanan ve Derince Devlet Hastanesi’nde beyin ölümü gerçekleşen Berat Levent’in (17) böbrek ve karaciğeri, nakledilmek üzere bağışlandı. 4 saat süren ameliyat sonrası, gencin böbrekleri ve karaciğerinin alındığı öğrenildi. Levent’in karaciğerinin karaciğer bekleyen Ankara’daki bir hastaya nakledileceği belirtildi. Böbreğin birinin Memorial Hastanesi’nde bir hastaya nakledileceği, diğer böbreğin kime nakledileceğinin daha sonra belli olacağı bildirildi. İran’dan bitkisel AIDS ilacı ? TAHRAN (AA) İran Sağlık Bakanı Kamran Bakeri Lenkerani, AIDS hastalığını kontrol altına alan “imod” isimli bitkisel ilaç ürettiklerini açıkladı. Lenkarani, ilacın “nanobiyo teknoloji” yöntemiyle elde edildiğini, kan ve bağışıklık sistemini büyük çapta etkilediğini kaydetti. Sağlık Bakan Yardımcısı Resul Dinarvend de hastaya sıvı halde serumla verilen ilacın Sağlık Bakanlığı’nca onaylandığını belirtti. Resmi verilere göre 13 bin AIDS vakasının bulunduğu İran’da, gerçek rakamın 2 milyon civarında olduğu ifade ediliyor. Kaçak teknesi battı: 4 ölü nlü dans topluluğu ‘Anadolu Ateşi’, başkent durağındaki ilk gösterisinde ilgiyle izlendi. Genel sanat yönetmenliğini Mustafa Erdoğan’ın yaptığı gösteri, 3 Mayıs 2001 tarihinden bu yana yurtiçi ve yurtdışında yaklaşık 10 milyonu bulan izleyiciye ulaştı.Topluluk, bugün de Anatolia Gösteri Merkezi’nde başkentlilerle buluşacak. (AA) Ü ? ATİNA (AA) Yunanistan’ın Sisam Adası açıklarında kaçak taşıyan bir teknenin battığı, ilk belirlemelere göre 4 kişinin öldüğü bildirildi. Atina Haber Ajansı (ANA), sahil güvenlik ekiplerinin dün gece yaptığı operasyonda yakalanan bir kaçağın, “kendisinin yanı sıra 19 kadar kaçağı taşıyan ve Türk insan tacirleri tarafından kullanılan teknenin ada açıklarında battığını’’ söylemesiyle başlatılan aramakurtarma çalışmalarında, 4 kaçağın cesedine ulaşıldığını duyurdu. Berdele 34 yıl hapis Diyarbakır’da çocuklarını berdel yoluyla evlendiren iki babaya, basında çıkan haberleri ihbar sayan başsavcılık dava açtı DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır’da ilk kez berdel yoluyla evliliğe karşı yasalar işletildi. Savcılık, çocuklarını berdel yöntemiyle evlendiren iki baba hakkında, 34 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. Dumrulu köyünde oturan A.Ataş, Havacılar köyünden F.Kaçar’a kaçıp evlendi. Bunun üzerine Ataş ailesi kızlarına karşılık 10 bin YTL ve bir de kız istedi. Kan davası olmaması için Kaçar ailesi teklifi kabul ederek 8’inci sınıf öğrencisi M.Ataş (15) ile H.Kaçar’ı (15) berdel yöntemiyle evlendirdi. Olayın basına yansıması üzerine haberleri ihbar sayan Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. Soruşturma sonucunda, çocuklarını küçük yaşta evlendiren babaları Ramazan Kaçar ve Mehmet Ataş hakkında 34 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. İddianamede, küçük yaşta evlendirildikleri için “mağdur” olarak nitelendirilen çocukların basında yer alan ifadelerine de yer verildi. Baba Kaçar ve Ataş hakkında TCY’nin 103’üncü maddesinde düzenlenen çocuğa karşı cinsel istismar suçunu işledikleri iddiasıyla, her biri için 34 yıla varan hapis talep edildi. Eşcinsellerden protesto ? İstanbul Haber Servisi Lambdaistanbul Dayanışma Derneği, hükümetin TBMM’ye sunduğu “Elektronik Ortamda İşlenen Suçların Önlenmesine Dair Kanun Tasarısı”nı protesto etti. Galatasaray’da toplanan grup adına basın açıklaması yapan Lambdaistanbul (Lezbiyen Gay Biseksüel Travesti Transseksüel Dayanışma Derneği) Gönüllüsü Hasbiye Günaçtı, eşcinselliğin pedofili ve çocuk pornosuyla karıştırılamayacağını belirterek, “2004’te yasayla cinsel yönelim ayrımcılığının suç sayılmasına gerek görmeyen Cemil Çiçek, şimdi de çıkarılacak yasa ile devlet eliyle eşcinsel bireylere ayrımcılık yapmaya hazırlanıyor” dedi. CUMHURİYET 03 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle