10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 ŞUBAT 2007 PAZAR 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Avrupa Parlamentosu’nun Alman Milletvekili Sommer, YİMPAŞ ile AKP’nin ilişkisiyle ilgili yazılı soru önergesi verdi Mutluluğa ya da Mutsuzluğa Dair... Sevgili, Melih Cevdet Anday , “Akan Zaman Duran Zaman” adlı yapıtında, Ziya Osman Saba’nın ölümsüzlüğü, Galatasaray Lisesi’nin sıralarında yakaladığını yazar. Şair Ziya Osman, okulda, bir gece çalışma saatinde, Larousse’u açmış, Z harfi bölümünde Zola’nın altına “Ziya Osman Saba” yazmıştır. Böylelikle yabancı ansiklopediye girdiğine göre, kendince ölümsüzlüğü de yakalamıştır. Ben de Ziya Osman’ı ölümsüzlüğü yakaladığı okulun sıralarında tanıdığımda, tabii ki bu olayı bilmiyordum. Ondan ilk okuduğum, içinde bulunduğu kitaba da adını veren “Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi” olmuştu. Mutsuz şair, bir gün bir fotoğrafhanenin önünden geçer, vitrinde hep mutlu insanların resmi vardır. Onlar gibi olmak ister, içeri girer, resim çektirmek istediğini söyler. Fotoğrafçı, onu da diğer müşteriler gibi oturtur, körüklü makinesinin arkasına geçer, örtüyü kafasına alır, uzunca süre bekler yazar, resim bir türlü çekilmez. Fotoğrafçı, bir süre uğraşır, sonra makinenin arkasındaki örtüyü kaldırır başının üstünden, üzgün bir ifadeyle yazarın yanına gelir ve Kusura bakmayın bayım, der, sizin resminizi çekemeyeceğim. Böylesine sade, hüzünlü bir öykü işte. O zamanlar, daha Nâzım’ın “Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin” dizesini bilmeden, yeniyetme aklımla sormuştum kendi kendime: Mutluluğun da resmi olur mu ki? ??? Daha ortaokul sıralarında olduğum o yıllarda, mutluluk, Levent’te yenilen “atom” tabir edilen sosisli bir sandviç, Beyoğlu’nda görülen güzel bir film, hafta sonu Şehir Tiyatrosu’nda bir piyes, Galatasaray’ın galibiyetle biten bir maçını izlemekti. Karşı cinsin, heyecanlandıran bir bakışı, bir kız eli tutmak, mutluluk skalamdaki yerini yeni yeni almaya başlıyordu. Mutluluğun fotoğrafı olur mu gerçekten? Objektif soyut bir kavramı yakalamayacağına göre, yanıt hayırdır. Ama mutluluğu yüzünden okunan bir insanın ya da keyiften mayışmış bir kedinin, sahibine karnını açmış sevgiyi kucaklayan köpeğin resmi, yine de o soyut kavramı da aynı anda yansıtmaz mı dersin? Peki mutluluğun tam bir tanımı olabilir mi? Pek sanmıyorum. Mutluluğun öğeleri, insandan insana, toplumdan topluma, dönemden döneme değişebildiğine göre, neye dayanarak, herkese ve her duruma uyan tam bir tanım yapacaksın ki? Uzun süre aç bir insan için doymak pek de âlâ mutluluktur. Ama böyle bir durum keyfi yerinde adam için alelâde değil midir? Birçok kişiyi mutlu eden 9. Senfoni, mutsuz bir anını mutluluğa mı çevirir, yoksa yoksunluğunuzu daha da vurgulayarak, mutsuzluğunu mu yoğunlaştırır? ??? “Mutluluğun tek doğru tanımı, mutsuz olmamak halidir” desek, o da doğru olmaz. Öyle ya! Her mutsuz olmadığın zaman, illa mutlu musun ki? Mutluluk sürekli olsa, o zaman salt o sürekliliği yüzünden alelâdeleşecektir. Mutluluk alelâdelik ile ne denli bağdaşabilir ki? Sürekli mutluluk, belki de yalnızca din kitaplarında tarif edilen cennette, gidecek olan insanların yaşayacakları ruh halidir. Dürüst ve dindar insana gelecek dünyada vaat edilen şeylerin hepsi, onu sürekli mutluluk duygusu içinde tutacak öğeler olarak kabul edilmiştir. Pekiyi de herhangi bir insanı mutlu edeceği varsayılan bütün o öğeler, örneğin Sokrates’ı mutlu eder mi acaba? O ya da onun gibilerin düşledikleri cennet, yani sürekli mutluluk halinin öğeleri neler olabilir? Mutlu olmak için sahip olmamız gereken şeyleri bir kez ele geçirdikten sonra, onları kanıksamaya başlamamızla birlikte, mutluluğumuz da yavaş yavaş silinmeye değilse bile tarafımızdan fazla hissedilmemeye başlayıp, sonra belki de kaybına neden olup ve mutluluk mutsuzluğa dönüşürse, mutsuzluğunun nedeni, kanıksadığın mutluluk olmayacak mı? Görüyorsun Sevgili, artık insanın doğal haklarından biri olan mutluluğu aramak hakkındaki mutluluk öğesinin doğru dürüst bir tanımını bile yapamıyoruz. Peki tanımı doğru yapılamayan bir hak var olabilir mi? Sorguladıkça mutluluk kavramı gittikçe karışıyor. O zaman sorgulamanın mutluluk ile bağdaşmadığını söylemek mümkün mü? Bir an öyle olduğunu düşünsek bile, Frenklerin şu tanımı yanlış mı dersin: “Mutsuz bir Sokrates, mutlu bir şapşala evladır.” İşin içinden bir türlü çıkamadım görüyorsun. En iyisi bunları bırak bir yana, git güzel bir müzik dinle ve mutlu ol! Olabilirsen eğer... YİMPAŞ AB gündeminde AYKUT KÜÇÜKKAYA Avrupa Parlamentosu’nun Alman Milletvekili Renate Sommer, Avrupa Komisyonu’na sunduğu yazılı soru önergesiyle yeşil sermaye YİMPAŞ ile iktidar partisi AKP’nin ilişkisini AB gündemine taşıdı. Sommer, “CHP’nin iddiasına göre AKP, seçim lerden önce 2001’de YİMPAŞ firmasından para almıştır. Türkiye’nin üyelik müzakereleri çerçevesinde bu konu Türk hükümetiyle görüşüldü mü” diye sordu. Almanya’nın saygın gazetelerinden Die Welt’te yayımlanan ve “YİMPAŞ’ta toplanan paraların bir kısmının AKP’ye aktarıldığı” iddiasını ortaya atan yazının ardından AP’nin Alman üyesi Sommer, Avrupa Komisyonu’na “dolandırıcılık yapan bir İslami holdingin bir partiyi finanse umhuriyet, İslami holdingde yöneticilik yapmış çok sayıda ismin AKP etmesi” başlığı altında yazılı soru önergesi verdi. 5 iktidarıyla birlikte bakan, milletvekili, belediye başkanı, il genel meclisi Ocak 2007 tarihli soru üyesi olduğunu belgeleriyle yazmıştı... önergesinde, “Batı Avrupa’daki yabancı işçilerin İslami bir holding tarafından dolandı? İlgilendiyseniz, bize bu konudaki eteleştirdi. Sommer soru önergesine şu tesrılmasına ilişkin basında çeşitli haberkinlikleriniz hakkında bilgi verebilir misipitle devam etti: ler yer almıştır. Söz konusu holdingin niz? “YİMPAŞ Holding Yönetim Kurulu Türkiye’de AKP ile ilişki içinde olduğu? Türkiye’nin üyelik müzakereleri Başkanı Dursun Uyar gerçi yargılandı. na ilişkin haberler de basında yer almışçerçevesinde bu konu Türk hükümetiyAncak dava temyiz edildi ve buza yatıtır. CHP’nin iddiasına göre AKP, 2001’de le görüşüldü mü? rıldı. Hiçbir sonuç yok. Eğer dava önüseçimlerden önce İslami YİMPAŞ fir? Türkiye’deki parlamenterlerle AKP’ye müzdeki günlerde görülmezse zamanamasından para almıştır. YİMPAŞ’ın yetyönelik iddialar tartışıldı mı? şımına uğrayacak ve Dursun Uyar Türk kilisi Dursun Uyar hakkında uluslarara? Avrupa Komisyonu bu iddialarla yasalarına göre serbest kalacak.” sı bir tutuklama emri bulunmaktadır” ilgili olarak neler yapabilir, hangi olanakYazılı soru önergesine, “İddialara göre diyen Sommer, “Bugün Türk hükümeti lara sahiptir? YİMPAŞ, Kombassan ve JetPa gibi ku bu konuyla ilgili olarak açıkça suçlanmasına karşın, Ankara’da bu konuya ilişkin hiçbir hareket gözlenmemektedir” ifadelerine yer verildi. 1997 yılında kurulması talep edilen araştırma komisyonunun Türkiye’de ancak 2005 yılında kurulduğunu anımsatan AP üyesi, komisyonun bugüne kadar Alman yetkililerle görüşme gereği duymamasını da ruluşlar Batı Avrupa’da çalışan Türk işçilerden 5 milyar doları usulsüz bir şekilde topladılar. Sadece Almanya’da 20 bin mağdur örgütlendi. Avrupa Birliği’nden destek bekliyorlar” sözleriyle devam eden Sommer, AB Komisyonu’na şu soruları yöneltti: ? Komisyon olarak bu konuyla ilgilendiniz mi? ADANA MİLLETVEKİLİ AKP’li vekilin yeşil devrim özlemi ADANA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Adana Milletvekili Abdullah Çalışkan, romantik bir devrimci olarak devrimden yana olduğunu belirterek “Devrim ya kırmızıdır ya da yeşildir. Ben yeşilden yanayım gençler” diye konuştu. AKP Adana Gençlik Kolları’nın toplantısında konuşan AKP Adana Milletvekili Çalışkan, partisinin genç üyelerine şaşırtıcı bir öğütte bulundu. Toplantıdaki gençlerin taktığı turuncu atkılara işaret eden Çalışkan, gençlerin devrim istediğini, kendisinin de devrimden yana olduğunu söyledi. Ancak Çalışkan, tercihinin yeşil devrim olduğunu belirtti. Çalışkan, konuşmasında gençlere hitaben şunları söyledi: “Bilmem farkında mısınız, gençler devrim istiyor. Ben de bir romantik devrimci olarak devrimden yanayım. Ancak devrimin turuncusu olmaz. Ara renk olmaz devrimde, devrim ya kırmızıdır ya da yeşildir. Ben yeşilden yanayım gençler.” C Derin Devlet Var mı Yok mu? Katilin yanında sırıtarak poz verenlerin “hangi karakol”dan olduğu tartışması sürecek gibi gözüküyor. Asıl tartışmamız gereken, bu adamların nasıl bu hale geldikleri iken, kurumların birbirini suçlayan açıklamalarıyla uğraşıyoruz. O fotoğraflar gerçek mi değil mi? Gerçek. Bunlar Türkiye’nin gerçeği. Bu gerçek nasıl bir gerçek? Bir gazeteciyi arkasından yaklaşarak vuran bir katili kahraman gibi gören bazı güvenlik görevlileri olduğu gerçeği. Bunlar her zaman söylendiği gibi “münferit” mi? Orada tesadüfen mi ortaya çıktılar? ??? Unutmayalım ki, kendisinden farklı düşüneni hemen “hainlik”le suçlayan bir ortam yaratıldı. Unutmayalım ki, bu ülkede darbecilerden hesap sorulmak bir yana, bunlar hâlâ muteber insanlar olarak aramızda dolaşıyorlar. Birçok önemli cinayetin faili, yine bu “ideolojik” yan tutmanın sonucu olarak “paçayı kurtardı”lar, ödüllendirildiler, işadamı, etkin insanlar haline getirildiler. Bir kısmına yeşil pasaportlar verildi. Bu bir devlet tercihiydi, tesadüfen ve yanlışlıkla olmadı. Rakel Dink’in deyimiyle “bir bebekten katil yaratan ortam” bir günde ortaya çıkmadı. Yıllardır zaten bu ortamda yaşıyoruz. Katilleri kahraman yapıyoruz. Bunu ilk kez yapmadık ki! Abdi İpekçi’nin katilini hapishane kapısında alkışlarla karşılayanlar bu ülkede yaşamıyorlar mı? ??? Hangi karakolda yapıldığının ne önemi var ki! Bu karakol Türkiye’de. Bunu yapanlar, bizim canımızı malımızı korumakla görevli insanlar. İşte onlar, bir gazeteci katilini kahraman olarak görecek kadar kendilerinden geçmişler. Daha doğrusu ona sempatilerini gizleyemeyecek kadar kendilerinden geçmişler. Karakolun adresi tartışmaları sürerken, aynı anda “derin devlet” tartışması da gündeme geldi. Birileri eskiden beri “derin devlet” diye bir şey olmadığını söylüyor. Eski başbakanlardan Bülent Ecevit’le ölümünden kısa süre önce yaptığımız söyleşide “derin devlet”in ne olup olmadığına ilişkin görüşlerini anlatmıştı. “Türkiye’de bir derin devlet olayı var. Yıllardan beri oluşan ama bugünkü hükümet döneminde artık ertelenemez hale gelen bir olay. Bugünkü hükümet döneminde bu ne kadar olur, olabilir, bunu bilemiyorum.” ??? “Soğuk Savaş” döneminde NATO üyesi ülkelerde devletler içinde “komünizme karşı” yasadışı örgütlenmeler oluşmuştu. Bu örgütlenmeler cinayetlere, bombalamalara, suikastlara karıştılar. Genelde “Gladio” ya da “Kontrgerilla” adıyla anılan bu örgütlenmeler soğuk savaşın bitiminden sonra Batı ülkelerinden tasfiye edildiler. Bizde “efsane” hep devam etti. Çünkü demokratik ve şeffaf bir devletin tam anlamıyla gerçekleşmemesi bu konuyu da ortada bıraktı. Yıllarca, “var mı”, “yok mu”, “varsa nerede?” diye tartışıp durduk. Her büyük cinayetten ve kargaşalıktan sonra yeniden “hâlâ varlıkları sürüyor mu” sorusunu da sormadan edemedik. ??? Tabii burada eksik olan hesap verilmemesiydi. Bu hesap bugüne kadar da ne yazık ki verilmedi. Böylesine birçok karanlık olayın üstü örtülünce, kafalarda soru, yüreklerde endişe devam etti. Samsun’da kameralara yansıyan görüntü, aslında devletin içindeki felaketi de gözler önüne seriyor. “Kahraman”la poz verenlerin dördünün polis, dördünün jandarma olması da sanki özel olarak planlanmış gibi. Ortaya dökülen manzara kimsenin bu ayıptan kendisini kurtaramayacağını gösteriyor. Önce bir özeleştiriye ihtiyaç bulunuyor. Jandarma Genel Komutanı’ndan da, Emniyet Genel Müdürü’nden de bir özür bekliyorum. Önce Hrant Dink’in ailesinden, sonra Hrant’ın gazeteci meslektaşlarından. Bu manzaradan utandıklarını duymak istiyorum. Ben bu ülkenin yurttaşı olarak bu manzaradan utanıyorum, üzülüyorum, korkuyorum. Tabii İçişleri Bakanı’nın da aynı ayıptan nasibini aldığını düşünüyorum. ??? Derin devlet var mı, yok mu? Bu tartışmanın anlamlı hale gelebilmesi için, bu büyük ayıba ilişkin daha radikal adımların atılması gerekiyor. Hrant Dink cinayetindeki ihmal ve kasıt öylesine boyutlara ulaşmış durumda ki, “derin olsan ne”, “sığ olsan ne” demek geliyor içimden. Ben yurttaşlarının can ve mal güvenliğini sağlayan, demokratik ve şeffaf bir devlet istiyorum. Bu çağda bu ilkellikten kurtulmak istiyorum. asirmen?cumhuriyet.com.tr CUMHURİYET 04 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle