25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK ? Baştarafı 1. Sayfada Genel Yayın Yönetmeni: İbrahimYıldız ? Yazıişleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) ? Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım ? Ekonomi: Hasan Eriş ? Dış Haberler: Özgür Ulusoy ? Kültür: Egemen Berköz ? Spor: Abdülkadir Yücelman ? Makaleler: Sami Karaören ? Düzeltme: Abdullah Yazıcı ? BilgiBelge: Edibe Buğra ? Yurt Haberleri: Mehmet Faraç Yayın Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Emre Kongar (Başkan Yardımcısı), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Atatürk Bulvarı No: 125, Kat:4, Bakanlıklar Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4418745 ? Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat 1 Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Apartmanı B Blok No: 80/5 Tel: 0242 2480057 Faks: 0242 2430509 ? İdare Müdürü: Hüseyin Gürer ? Mali İşler: Bülent Yener ? Satış: Fazilet Kuza ? Cumhuriyet Reklam: ? Genel Müdür: Özlem Ayden ? Genel MüdürYardımcısı: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212) 251 98 68 Rezervasyon: (212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 5.38 Güneş: 7.07 Öğle: 12.25 İkindi: 15.04 Akşam: 17.31 Yatsı: 18.53 Yayımlayan ve Yönetim yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul. Tel: (0/212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0/212) 343 72 64 Yaygın süreli yayın Baskı: Merkez Gazete Dergi BasımYayıncılık San. ve Tic. AŞ Fatih Mah. Hasan Basri Cad. Samandıra Kartal/İstanbul Dağıtım: Merkez Dağıtım Pazarlama San. ve Tic. A.Ş. www.cumhuriyet.com.tr 3 ŞUBAT 2007 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ma devletin hangi katında ihmal olduğunu bir türlü sökemiyor. Herkes ayakta, hükümet iş başında. Müfettişler gidiyor, geliyor. Kamuoyunu tatmin edecek bir sonuç hâlâ yok. Cinayetteki gizem çözülecek mi, yanıt: İnşallahhh! Bir başka olay. Bolu tünelini yapan ASTALDİ firması “aydınlatma, havalandırma, yangınla mücadele sistemi ve buzlanmayı önleyici sistem, oto korkuluk, trafik ve güvenlik işaretlerinin henüz tamamlanmadığını ve… bu eksikler nedeniyle can ve mal kaybı olursa sorumluluğun bize ait olacağını” yazıyla bildiriyor. RTE, 23 Ocak’ta tünelin açılışını yapacağını ilan etmiş, sözünden dönecek değil ya; 20 Ocak’ta ASTALDİ’den gelen uyarıyı umursamıyor bile. Bir gün sonra kar yağıp donma başlayınca tünelin girişi ana baba günü. Gazete haberlerine göre “Karayolları şimdi tünelde büyük bir kaza olmaması için dua” ediyor. ??? İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın ve RTE’nin İstanbul’la ilgili açıklamalarına göre, bu büyük kentimizde yaşam Allah’a emanet, her sabah işe giderken hatta dönerken “Allahım sen bizi kapkaççıdan, ırz düşmanlarından, katillerden koru” diye duayla yola çıkmak gerekiyor. Nedenini Belediye Başkanı Topbaş açıklıyor: “İstanbul güvenli bir şehir değil. Korkularımız artıyor. Ben de çekiniyorum. Gençliğimde kapılara beş kilit vurulmazdı. Şimdi yolda yürümek bile ürkütüyor. Bu konuyu valimize, bakanlarımıza, Başbakanımıza sürekli anlatıyorum.” Valiye anlatıyor, bakanlara anlatıyor ve… Başbakan beyefendiye anlatıyor da ne oluyor? Belediye başkanı böyle konuşursa halkın durumunu artık hesap edin! ??? Bir Başbakan dokuz yıl İstanbul’un efendisi. Dert nedir, nereden kaynaklanıyor bilmesi gerek. İkide bir belediye başkanlığı sırasında İstanbul’un büyük sorunlarını çözdüğünü söyleyerek övünüp durur. “İstanbul maalesef büyük bir köy haline gelmiştir” diyor. İnsanın “Bre insafsız! Bu kentin bu hale gelişinde senin hiç mi sorumluluğun yok” diye sorası geliyor. Kafasına göre İstanbul’u her türlü melanetten kurtaracak formül vize uygulaması. Soruları bile hazırlamış. Adam trenden; uçaktan, otobüsten indi mi polis yakasına yapışacak. Önceki gün bir toplantıda açıkladığına göre sorulacak soruları sıraladı: “İstanbul’a geliyorsun, geldin. Yerin var mı? İşin var mı? Paran var mı? Niye geliyorsun İstanbul’a? Bunlar yoksa neden geldin?” Bir tarihte Türkiye’ye vize uygulamayan ülkelere giderken uçakta bir belgedeki soruların yanıtlanması istenirdi. Pek çoğunda RTE’nin İstanbul’a gelenlere sorulmasını istediği sorular yer alırdı… ülkeye gelmenizin nedeni, nerede kalacaksınız, paranız var mı vs... ??? İkide bir “Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanıyım”. Peki ama TC’nin Başbakanı olarak sorumluluklarını layıkıyla yerine getiriyor musun? Örnek mi? Çook! Dink’i öldüren Ogün Samast’ı Samsun’da yakalayan güvenlik güçleri, katilin eline Türk bayrağı verip birlikte hatıra fotoğrafı çektirmişler. Olay gazetelerin birinci sayfasında. Güvenlik güçlerinde görevlilerin, resmi üniformalarıyla Türkiye’yi ayağa kaldıran bir olaya imza atan bir katil zanlısı ile birlikte, üstelik koluna girerek Türk bayrağının önünde neden resim çektirdiler acaba? Onları böyle bir harekete iten nedenler nelerdi? Bunlar devletin resmi görevlisi. Milletini, milliyetçiliği, devleti her şeyin üstünde tutan insanlar. Sormalı onlara; Samast’la bayrak önünde resim çektirmelerinin nedenini... Bu hükümet, ırkçılık, derin devlet lakırdıları üzerine ahkâm kesenler, ulusdevletin varlığına son verilmesi için çırpınanlar, (Almanya’da 72, İtalya’da 107, Hollanda’da 419 kişinin 301 benzeri maddelerden mahkum olduğunu görmezden gelerek) AB ile el ele verip Türklüğe hakareti suç olmaktan çıkarmaya çalışanlar… bu çabalarının olumsuz etkilerini hiç mi hiç hesaba katmıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı olmakla sürekli övünen RTE, milliyetçiliğin giderek yaygınlaşması, artması üzerinde bir saat olsun kafayı çalıştırıyor mu acaba? Türk, övün, çalış, güven sloganını değiştirelim: Türk övünmeyi RTE’ye bırak, güvenme! Yargısız infaza onay Unakıtan, El Kadı soruşturmasını yürüten Maliye Başmüfettişi Kaçar ile eski Teftiş Kurulu Başkanı Tuncer’in memuriyetten atılması için düğmeye bastı İLHAN TAŞCI GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Unakıtan, Başbakanlık müfettişlerinin raporunu görmezden geldi. ANKARA Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kefil olduğu Yasin El Kadı soruşturmasını yapan Maliye Başmüfettişi Hamza Kaçar’ın rapor hazırladığı, emekli eski Teftiş Kurulu Başkanı Mehmet Tuncer’in de raporları bakandan izinsiz savcılığa gönderdiği gerekçesiyle “memuriyetten çıkarılması” için düğmeye bastı. Bakanlık, Başbakanlık müfettişlerinin Tuncer ve Kaçar’ın memuriyetten çıkartılması koşullarının oluşmadığına ilişkin raporunu ise “hatalı” bularak görmezden geldi. Maliye Bakanlığı’nda çok sayıda siyasetçi ve gazetecinin özel bilgilerinin usulsüz sorgulandığı savıyla başlatılan “köstebek” soruşturması, ilginç bir boyuta taşındı. Unakıtan ve Teftiş Kurulu Başkanvekili Cemal Boyalı’nın henüz soruşturma tamamlanmadan, El Kadı hakkındaki raporları hazırlayan Kaçar ile bu raporları savcılıklara gönderen Tuncer’in memuriyetten atılması için adım atıldı. El Kadı hakkında soruşturma yapan Kaçar, raporunda, “çalışması sırasında siyasi ve bürokratik engellemelerle” karşılaştığı değerlendirmesine yer vermişti. Bunun üzerine Maliye Bakanlığı’nca görevlendirilen üç Maliye müfettişi bu değerlendirmenin “gerçeği yansıtmadığına” ilişkin rapor düzenlediler. Bakanlık, iddiaları araştırmadan raporu göndermekle suçlanan Tuncer ve Kaçar’ı memuriyetten çıkartabilmek için formül geliştirdi. zırlanan raporda, Mehmet Tuncer ve Hamza Kaçar’a yöneltilen “resmi belgede sahtecilik, görevi kötüye kullanma” ve “iftira” fiillerinin oluşmadığı ve bu yönden soruşturma yapılamayacağı sonucuna varıldı. Unakıtan ve Teftiş Kurulu Başkanvekili Boyalı, Başbakanlık müfettişlerince hazırlanan raporu beğenmedi. Disiplin Kurulu’na sevk Başbakanlık müfettişlerinin raporuna karşın Kaçar ve Tuncer, “resmi belgede sahtecilik, görevi kötüye kullanma ve iftira” suçları açısından ceza soruşturması, Devlet Memurları Yasası uyarınca da “devlet memurluğundan çıkarma” cezası ile cazalandırılmaları istemiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edildiler. Kurulun başkanlığını Maliye Bakanlığı Müsteşarı Hasan Basri Aktan yaparken üyeleri arasında Teftiş Kurulu Başkanvekili Cemal Boyalı da bulunuyor. ‘Soruşturma yapılamaz’ Maliye Bakanlığı bünyesinde Tuncer’in eski Teftiş Kurulu Başkanı olması nedeniyle ön incelemenin yapılamaması üzerine olay Başbakanlık Teftiş Kurulu’na sevk edildi. Başbakan Erdoğan’ın oluruyla başmüfettiş Muhsin Biçer ile müfettiş Bahri Kızılkaya görevlendirildi. Başbakanlık müfettişlerince ha Kıbrıs açıklarında petrol arama çabasına giren Rumlar üç aşamalı bir planı uygulamaya koydu Bir taşla üç kuş vurma çabası BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Kıbrıs açıklarında petrol arama yönündeki çabalarına karşı, Doğu Akdeniz’deki Türk savaş gemilerinin devriye rotasının genişletilmesinin ardından gözler bundan sonra atılacak adımlara çevrilirken Türkiye’de Rumların asıl niyetine ilişkin Dışişleri Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı’nda yapılan değerlendirme ler de netleşti. Bu çerçevede, Rumların petrol konusunu ileri sürüp ortaya çıkacak olası gelişmelerle “Türkiye, Doğu Akdeniz’deki münhasır ekonomik bölgelerin belirlenmesi için Kıbrıs Cumhuriyeti’ni muhatap alsın”, “KKTC’nin varlığı gündemden kalksın” ve “Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki ekonomik çıkarları kısıtlı kalsın” beklentilerini gerçekleştirme arayışında olduğu değerlendirmeleri öne çıktı. Cumhuriyet’in ulaştığı değerlendirmelere göre Rum yönetimi, Mısır ve Lübnan ile petrol aramaçıkarma anlaşması yaparak birbiri ile bağlantılı üç aşamalı bir planı uygulamaya koydu. Bu planın ilk aşamasında, Türkiye’nin Rum yönetimini, “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak muhatap alması hedeflendi. Rum yönetimi, Mısır ve Lübnan ile Doğu Akdeniz’deki münhasır ekonomik bölgelerin sınırlandırılması anlaşması yaparak Tür kiye’yi kendilerinin de içinde yer alacağı bölgesel bir anlaşmanın içine çekmeye çalıştı. Böylece Rum yönetimi, Türkiye’yi iki taraftan kıskaç içine almayı amaçladı. Türkiye’nin bölgesel bir anlaşmaya “evet” demesi durumunda, bu anlaşmaya Rum yönetimi de Kıbrıs Cumhuriyeti olarak taraf olacaktı. Böylece anlaşma müzakerelerinde Türkiye Rumları muhatap almak zorunda kalırken herhangi bir çekince ile sürecin içine girse dahi bu durum, fiilen Rum yönetiminin siyasi olarak tanınmasına giden sürecin önünü açacaktı. Türkiye’nin bölgesel bir anlaşmaya soğuk bakması durumunda ise Rumlar, Doğu Akdeniz’de bugünlerde yaşandığı gibi fiili durum yaratıp Türkiye’yi “uzlaşmaz ve saldırgan” gösterecekti. ‘Tanıma’ oyunu Konunun AB’ye taşınması durumunda ise Müzakere Çerçeve Belgesi’nin Türkiye’nin önüne konması hedeflendi. Belge, 1982 yılındaki Üçüncü Deniz Hukuku Sözleşmesi’ni Türkiye’nin de kabul ettiği müktesebat durumuna getirdiği için, sözleşmede yer alan kıta sahanlığı, münhasır ekonomik bölgelerin sınırlandırılması için öngörülen anlaşma, uzlaşma ve uluslararası hakemlik yollarını Türkiye kabul etmek durumunda kalacaktı. Böylece Türkiye, Rum yönetimini, AB çerçevesinde olmasa bile ya uzlaşma ya da uluslararası bir mahkemede muhatap almak, tanımak zorunda kalacaktı. Rumların petrol oyununda ikinci aşamayı ise birinci aşamaya bağlı olarak KKTC’nin varlığının gündemden kaldırılması oluşturdu. Mısır ve Lübnan’ın aynı zamanda İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) üyesi olması ve örgütün KKTC’yi Annan Planı’nda yer aldığı şekliyle “Kıbrıs Devleti” olarak tanıması, Rumların eline koz verdi. Mısır ve Lübnan ile Kıbrıs Cumhuriyeti adıyla anlaşma imzalanarak hem KKTC’nin bu ülkeler tarafından yok sayılması hem de İKÖ’deki kazanımın fiili olarak ortadan kaldırılması amaçlandı. Rumlar İKÖ’nün her iki ülkesiyle de anlaşma yaparak bu anlamda diplomatik mevzi kazanmış oldu. Rum yönetiminin, İKÖ’nün diğer ülkeleri arasında yer alan Suriye ve Libya ile de bu konuya ilişkin olarak temas içinde olduğu biliniyor. Türk dış politikası bu şekilde devam edemez! Irak yönetimi Türkiye’ye şu uyarıyı yaptı: “Bundan böyle petrol ticaretinde muhatabınız Kuzey Irak’taki yönetimdir. Resmi anlaşmaları, görüşmeleri onlarla yapmanız gerekir.” Türkiye, “Tamam olur da, bu kadarı olmaz” deyip tavır koydu. Belli ölçülerde eskiye dönüldü. Görünen o ki, Türkiye’nin Irak politikasında bazı değişiklik hazırlıkları var. Büyük olasılıkla bunu Irak yönetimi ile BarzaniTalabani de biliyor. O nedenle kendi durumlarını sağlamlaştırma adımları atıyorlar. Talabani sülalesinin ABD’den “Aman bizi terk etmeyin. Bu konuda garanti de verin” dileğinde bulunmasını bu arayışın yanına koymak gerekiyor. ABD’nin Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin bununla da yetinmeyip “Ya geçmişte olduğu gibi ABD beni yine terk ederse” kuşkusuna karşılık, Rusya ve Fransa ile de ilişki içinde olduğunu açıklaması “mandacılığın” değişik yöntem ve anlayışlarla 21. yüzyılda da geçerli olduğunu ortaya koyuyor. Bu çırpınışlar bir yana Türkiye’ye her gelişinde tatsız olaylar yaşadığımız ABD’nin PKK özel koordinatörü Ralston’ın Ankara temasları da Türkiye’nin yeni bir arayış içinde olduğunu ortaya koyuyordu. ??? Kıbrıs’ta ise Irak’tan çok farklı gibi görünen ama özü ortak olan gelişmeler yaşıyoruz. Ortak öz dediğimiz şu: Türkiye’yi Ortadoğu’dan ve Akdeniz’den kuşatıp sıkıştırıyorlar! Kıbrıs Rum yönetimi Mısır’la ve Lübnan’la petrol anlaşması yapıyor. Sızan haberlere göre yakında Libya ile de benzer arayış içinde. Rum yönetiminin petrol arama çalışması içine kattığı bölge İskenderun’dan Fethiye açıklarına kadar Türkiye’nin neredeyse bütün Akdeniz çıkışını içine alıyor. Bu bölgede 400 milyar dolar değerinde petrol olduğu konuşuluyor. Türkiye’nin buna tepkisi bölgeye savaş gemisi göndermek oldu. Gerek Ankara’da gerekse KKTC’de şu tür saptamalar dikkati çekiyor: “Rumların bu tür oyunlarını geçmişte de gördük. 2001’de de denemişlerdi. Savaş gemisi gönderip bu girişimleri durdurduk. Yine aynı süreci yaşıyoruz...” Hayır, yine aynı süreci yaşamıyoruz. O günlerden bugüne değişen bir şey var: Rumlar artık AB üyesi! Bir başka deyişle, Rumlar Türkiye’nin Akdeniz’deki çıkışını kendilerine yönelik bir restten çok, AB’ye kafa tutma olarak algılayacaklar, algılatacaklar. Bu anlamda geçmişte yaşadıklarımızdan daha karmaşık bir süreçle karşı karşıyayız... ??? Irak’taki manda yönetiminin ve Kıbrıs’taki ‘AB’lukanın ortaya koyduğu gerçek, girişte vurguladığımız gibi her iki bölgedeki politikamızın ya da politikasızlığımızın sonuçları. Arada kaçırdıklarımız olabilir ama, Başbakan Erdoğan’ın 4 yıldır sürdürdüğü “Onlar kaç adım atarsa bir adım fazlası bizden” mantığı sonucu Türkiye 28 adım atmış. Rumlar? Hiçbir adım atmamış... Yani Rumlar: 28 Türkiye: 0 Bütün bunların ardından AKP’ye sormak gerekir: Bu adımlar sonucunda elde ettiğiniz nedir? Yanıt ortada... Rumlar KKTC’yi ve Türkiye’yi hiçe sayıp bizim egemenlik haklarımızı da içine alan bölgede petrol işleri yapıyorlar! Irak’ta da PKK sorununu ABD’ye havale eden hükümet şimdi gidişten yakınıyor. Bu gerçekleri görüp Erdoğan yeni bir politika geliştirebilir mi? Çalışıyor... Nasıl mı? Genelkurmay Başkanı’nın ve Dışişleri Bakanı’nın daha önce planlanmış ABD gezisinin sonrasında olağanüstü bir programla ABD’ye gitmek için ısrarla çalışıyor, çabalıyor, uğraşıyor, ter döküyor! ankcum?cumhuriyet.com.tr Öldürülen aydınlar anıldı Mahmur’da havan bulunmuş ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Onur Öymen, ABD’nin Irak Özel Temsilcisi Joseph Ralston’ın, Mahmur Kampı’ndaki aramada havan mermilerinin, hatta çocukların cebinde bile fişekler bulunduğunu söylediğini ifade etti. Ralston ile yaptıkları görüşmenin basına yansımayan bölümleri hakkında bilgi veren Öymen, Ralston’ın kampta, havan mermilerinin bulunduğunu, çocukların cebinde bile fişek olduğunu aktardığını açıkladı. Yurtsever Hareket tarafından, Beyoğlu’ndaki Piramit Sanat’ta önceki gün gerçekleştirilen toplantıda öldürülen yazarlarımız Prof. Dr. Muammer Aksoy, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı ile Abdi İpekçi, eski Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ve diğer aydınlar anıldı. Bir dakikalık saygı duruşunun ardından gerçekleştirilen toplantıyı İstanbul Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi Felsefe bölümü öğretim görevlisi Prof. Dr. Necla Arat yönetti. Gazetemiz yazarlarından Ümit Zileli ve Bedri Baykam’ın konuşmacı olarak katıldığı toplantıda Türkiye’nin dışardan ve içerden ekonomik ve siyasi olarak kuşatıldığı belirtilerek solda birlik çağrısı yapıldı. (RANA ERDEN) MATT BRYZA’NIN YORUMU ‘301’i kaldırmayın ama kullanmayın’ ? Baştarafı 1. Sayfada RUMLARDAN SUÇLAMA Haber Merkezi Türkiye’nin Kıbrıs Rum yönetiminin denizde petrol arama girişimlerine gösterdiği sert tepki, Güney Kıbrıs gündemindeki yerini koruyor. Egemenlik hakları dahilinde hareket ettiklerini savunan Rum Hükümet Sözcüsü Hristodulos Paşiardis, Türkiye’nin kendisini bölgenin hakemi gibi hissedip zaman zaman Doğu Akdeniz’de korsan gibi davrandığını ileri sürdü. Rum Meclis Başkanı Dimitris Hristofyas da Türkiye’ye boyun eğmeyeceklerini belirterek konuyu BM ve AB’ye şikâyet ettiklerini vurguladı. Hristofyas, uluslararası topluluğa da çağrı yaparak Ankara’yı açık bir dille kınamalarını istedi. 1. KOŞU: F: Girl Aten (10), P:Bru (9) , PP:Grand Spect (11) , S: Hissedar (4). 2. KOŞU: F:Özilter (5) , P: Coondiones (8), PP: Şerminim (6), S: Nailecan (4). 3. KOŞU: F:Cielo (2) , P:King Of The Winds (4) , PP: Dudman (7), S: Lina (11). 4. KOŞU: F: Set Point (7), P: Kara Pehlivan (2), PP: Kasabın Oğlu (5), S: Hokkaido (1). 5. KOŞU: F: Elçibey (1), P: Octavius, PP: Ülger (4), S: Altınyağmur (8). 6. KOŞU: F: Helina (11), P: Selin Sultan (13), PP: Wild Queen (14), S: Medyatik (4). 7. KOŞU: F: Çelikkanat (3), P: Yiğit (7), PP: Taşanbey (6), S: Talihim (5). 8. KOŞU: F: Evreka (4), P: Delfina (3), PP: Betik (2), S: Just Touch (9). 9. KOŞU: F: Liçuka (11), P: Hugara Mugara Hu (3), PP: Street Prince ALTILI GANYAN (8), S: Yavuzun Aslanı (9). 7 1 11 3 4 11 Günün İkilisi: 2 2 13 3 5. Koşu: 1/2 5 14 8 Çifte Bahis: 5. 1/6 4/7 Çifte: 3/4 1/12 ti. Bryza, bu çok karmaşık tarihi konu üzerinde siyasi kararlar almanın yanlış olduğunu vurguladı.Washington’ın, PKK’ye karşı kısa sürede sonuç alacak adım atması gerektiğini, aksi takdirde Türkiye’nin gözünde güvenilirliğini kaybedeceğini söyledi. Bryza, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün Washington ziyareti öncesinde Türk gazeteciler için düzenlediği brifingde, “Biz, terör örgütü PKK’ye karşı verdiğimiz sözü tutmak zorunda olduğumuzu biliyoruz. Bunu sadece Türk liderleri ve ordu değil Türk halkı talep ediyor. PKK’ye karşı bir şey yapmak zorundayız. Teröristlerin sığınaklarını yok etmek zorundayız ve bunu yapacağız. Kısa sürede somut sonuçlar alınmalı. Bunu yapamazsak güvenilirliğimizi koruyamayız” dedi. Matt Bryza, terör örgütü PKK sorununun af yoluyla çözüleceğini söyleyemeyeceğini belirterek “Türkiye’ye ‘diğer yanağını da uzat’ diyemeyiz. Terör suçu işleyenler cezasını çeker” diye konuştu. Matt Bryza, Türkiye’de demokrasinin tersine çevrilebileceğine ilişkin Washington’ın herhangi bir endişesi bulunmadığını belirterek “Türk demokrasisi güçlü” dedi. Bryza, milliyetçiliğin şovenizme dönüşmesi halinde bunun kötü olduğunu, ancak Türkiye’de durumun böyle olmadığını kaydetti. Bryza, buna karşılık, Türkiye’de AB ve ABD’ye karşı eğilimlerin sertleşmekte olduğunu ve bundan kaygı duyduklarını kaydetti. Bryza, Kıbrıs’taki son kıta sahanlığı sorunu konusunda da ortaya çıkan her gerginliğin, tarafları esas konu olan çözümden uzaklaştırdığına işaret etti. CUMHURİYET 19 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle