Katalog

2 ŞUBAT 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA SAĞLIK Başağrısı şikâyetiyle doktora giden yurttaş, verilen ilaçla hem sağlığını hem de iş gücünü yitirdi 9 Yanlış teşhis öldürüyordu SİBEL BAHÇETEPE ? Pendik Kızılay Tıp Merkezi’nde nöropsikiyatri uzmanı Dr. Y. K. tarafından muayene edilen ve kendisine verilen ilacı kullandıktan sonra beyin kanaması geçiren Haydar Dursun, yaşadığı mağduriyetin bir an önce giderilmesini isteyerek “Tedavim sırasında elimde olan her şeyimi kaybettim. Suçum hasta olmakmış” dedi. Haydar Dursun Adli Tıp Rapor’u, yanlış ilaç veren doktoru 8’de 2 kusurlu buldu. şılan Dursun, aynı gün üç kez ameliyat ediliyor. Dursun, olayın ardından Pendik Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuyor. reçeteyi yazan doktorun aynı olmadığı, dolayısıyla, Dr. Y. K.’nin ilacı yazmadığı sonucuna vararak, Y.K’yi suçsuz buldu. Ardından İstanbul Tabip Odası ve Adli Tıp Kurumu’nun verdiği raporda ise Dr. K’nin meslek uygulamasıyla ilgili olarak şikâyet edilmesi ile ilgili yürütülen soruşturmanın sonucunda “uyarma cezası” ile cezalandırılması uygun görüldü. Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikâyette bulunan Dursun’a sanık doktorun hastaya yanlış teşhis ve tedavi yaptığı, sanığın protokol defterindeki İstanbul Pendik’te 8 yıl öncesine kadar sağlıklı bir yaşam sürdüren Haydar Dursun (43) adlı yurttaş, başağrısı şikâyetiyle gittiği sağlık kuruluşundan verilen yanlış ilaçla hem sağlığını hem çalışma gücünü yitirdi. Haydar Dursun’un öyküsü 1998 yılının aralık ayında baş ağrısı şikayetiyle Pendik’te özel bir polikliniğe gitmesiyle başlıyor. Burada Dr. S. A. tarafından muayene edilen Dursun’a sinüzit tanısı konuluyor. Kendisine verilen reçeteli ilaçlarla şikâyetleri geçmeyen Dursun, bu kez Pendik Kızılay Tıp Merkezi’ne gidiyor. Burada nöropsikiyatri uzmanı Dr. Y. K. tarafından muayene edilen ve bazı ilaçlar verilen Dursun 3 gün sonra şuur kaybı ve mide bulantısı şikâyetiyle Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılıyor. Beyin kanaması geçirdiği anla ‘D Kartal 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde de OKTOR 8’DE 2 KUSURLU’ ilk davasını açıyor. Kartal Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan bilirkişi olarak görevlendirilen Adli Tıp Uzmanı Dr. Şükran Varol, raporunda, protokol defterini yazan doktor ile V ERİ BANKASI KURULMALI ‘Kanserde otorite bir merkez şart’ İstanbul Haber Servisi Türk Kanser Derneği Prof. Dr. Bedii Gorbon Tıp Merkezi Başhekimi Dr. Sami Taşkıran, Türkiye’de, en önemli sorunlardan biri olmasına karşın kanser konusunda, bütün verilerin toplandığı, teşhis ve tedavinin yapıldığı otorite bir merkez olmadığını belirterek böyle bir merkezin kurulmasına ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. Taşkıran, kanser konusunda uzman, birçok enstitü, üniversite ve devlet hastanesi bölümü olduğunu, ancak buralara başvuran hastaların birçoğunun çok fazla vakit kaybettiğini söyledi. Kanserde erken teşhisin önemini vurgulayan Dr. Taşkıran, “Birçok hasta, daha teşhis aşamasında çok beklediği için bıkıyor. Bazı merkezlerde hasta ameliyat masasına yatana kadar, teşhis aşamasında çok vakit kaybediyor. Ben, hastane işlemleri, prosedürlerle uğraşmaktan kâğıtlarını yırtan hastalar gördüm. Kanser hastaları ağır yaralı hastalar gibi ilgiye, bakıma, özel tedaviye ihtiyaç duyuyor. Bu da ancak bu konuda otorite bir Dr. Sami merkez tarafından yapılabiTaşkıran lir” dedi. Kanserin, ihbarı zorunlu hastalıklar arasında olmasına ve birçok merkezin kendi çapında istatistik yapmasına karşın Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda yeterli istatistiki veri ortaya koyamadığını vurgulayan Taşkıran, kanser veri bankası kurulmasının gerekliliğine işaret etti. STANDARDI DÜŞTÜKÇE ‘YAŞAM KANSER RİSKİ ARTIYOR’ ‘Umut tacirliği yapılıyor’ Boyun ağrılarına dikkat Uzmanlar, boyun kireçlenmesinin hafife alınmaması uyarısında bulundular ŞULE KÖKTÜRK sırasına farklı teşhis ve tedavi notları eklendiği, ayrıca hastanın bilgisi dışında tahlil raporları eklendiği, doktorun cezalandırılması gerektiği bildirildi. Adli Tıp Raporu ise ilacın tıbben beyin kanamasını kolaylaştırıcı etkisinin olduğunu, doktorun 8’de 2 kusurlu olduğunu ve hastanın yüzda 69 çalışamaz duruma geldiği sonucuna varıldı. Son olarak Pendik Asliye Hukuk Mahkemesi’ne maddi ve manevi tazminat davası açan Dursun’un davaları sürüyor. Dursun, olayın ardından yaşadığı mağduriyetin bir an önce giderilmesi gerektiğini belirterek “Tedavim sırasında elimde olan her şeyimi kaybettim. 7 yıldır çalışamıyorum, sinir ilaçları kullanıyorum. Suçum hasta olmakmış. Bu reçeteyi eşimin yanında Dr. Y. K. yazdı. Ama bu reçeteyi bilirkişi kabul etmiyor. O zaman bu reçeteyi ben nerden aldım?” diyerek dert yandı. Uzmanlar, her bir köşede kurulan özel kordon kanı bankaları ile kök hücrelerin ‘her derde deva’ olarak gösterilmesini eleştirdi. Kordon kanı bankacılığı Fiziksel olarak ağır işlerde çalışanlar, bilgisayar başında sürekli aynı pozisyonda çalışanlar, kilolu kişiler boyun ağrılarınız fazla mı? Boynunuzu hareket ettirmekte güçlük mü çekiyorsunuz, hareket ettirirken ağrınız artıyor, dinlendiğinizde bu ağrılar geçiyor mu? Ağrıların nedeni boyun kireçlenmesi olabilir. Anadolu Sağlık Merkezi’nden Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Yaprak Demir, boyun kireçlenmelerinin 4050 yaşlarında ortaya çıktığını belirterek, yaş ilerledikçe rahatsızlığın arttığını vurguladı. Boyun omurlarının ve aralarında bulunan disk yapılarının yıpranması sonucu boyun kireçlenmesinin ortaya çıktığını anlatan Demir, fiziksel olarak ağır işlerde çalışanlar, ağır kaldıranlar, titreşimli aletleri sık kulla? Ağır kaldırmamalı. ? Bilginanlar, uzun süre aynı pozisyonda sayarın durduğu masa ile oturulan isçalışanlar, işinden memnun olmakemlenin yüksekliği orantılı olmalı. yanlar, monoton iş hayatı olanlar, Bilgisayar göz hizasına göre ne çok aşa kilolu kişiler, ciddi omurga eğriğıda ne çok yukarıda olmalıdır. Sırtın desteklendiği likleri (Skolyoz) bulunanların risk uygun bir iskemlede oturan kişinin başı 1015 dere altında olduğunu söyledi. ce öne eğildiği pozisyon en uygun olanıdır. ? Sık telefon görüşmesi yapanlar kulaklıklı ahizeler tercih LAÇ VE FİZİKSEL etmelidir. ? Çok yüksek veya alçak yastıklar TEDAVİ önerilmez, yastığın boyun boşluğunu destekBoyun kireçlenmesinlemesine dikkat edilmelidir. de öncelikle ilaç tedavisi ile fizik tedavi ve rehabilitasyon yöntemlerinin uygulandığını ifade eden Yaprak Demir, “Ağrı kontrole alındıktan sonra boyun kaslarını Boyun ağrısı, ağrı sıklıkkuvvetlendirici, du Yaprak Demir la boyun hareketleriyle artıyor, ruşu düzeltmeye dinlenince azalıyor. yönelik egzersiz programla Boyun hareketlerinde kısıtlılık. rına başlanıyor. Doğrudan Boyun kaslarında gerginlik. eklemlere ilaç uygulamala Sinir basısına bağlı olarak kol ağ rı ve sinir köküne yönelik rısı, uyuşma, kas güçsüzlüğü ve duyu ku enjeksiyonlar, uygulanan disurları olabiliyor. ğer tedavi yöntemlerini oluş Boyun ağrısı omuzlara ve sırta yaturuyor. Omurilik basısı, sinir yılabiliyor. Ağrı süresi uzadıkça; uykökü basısı veya omuriliği besku bozukluğu, depresyon şikâyetleyen atardamarlara olan basıleriyle karakterize kronik ağrı ları ortadan kaldırmak için cerrahi sendromu denilen tablo tedavi uygulanıyor” dedi. gelişiyor. Nelere dikkat etmeli ? İ İstanbul Haber Servisi Kök hücrelerin yoğun olarak bulunduğu göbek kordonu bebekten alınarak daha sonraki yıllarda ortaya çıkabilecek hastalıklarının tedavisinde kullanılmak üzere saklanıyor. Ancak Marmara Üniversitesi (MÜ) Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Çetiner, henüz kordon kanı ile tedavinin bütün dünyada “bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar” kişiye uygulandığını belirterek Türkiye’de, her bir köşede kurulan özel kordon kanı bankaları ile kök hücrelerin ‘her derde deva’ olarak gösterilmesi, umut tacirliği olarak değerlendiriyor. Değeri son zamanlarda anlaşılan kordon kanı bankacılığının allojenik ve otolog olmak üzere iki şekilde yapıldığını anımsatan Doç. Dr. Mustafa Çetiner, otolog bankacılığının ise ticari amaçla kullanıldığını ve birçok ülkede yasaklandığını söyledi. Allojenik kordon kanı bankacılığında binlerce kişiden alınan kordon kanlarının ortak bir havuzda toplandığını ve ihtiyacı olan kişiye o bankadan verildiğini belirten Çetiner, otolog kordon kanı bankacılığının ise bebekten alınan kordon kanının derin dondurucularda bebeğin kendisi için saklanması anlamına geldiğini ifade etti. Belirtileri ÖTÜYE KULLANIYORLAR’ ‘K Türkiye’de otolog amaçlı kordon kanı sak Taşkıran, merkeze gelen hastaların kadın ağırlıklı olduğunu belirterek, bunlar arasında hiç eğitim almamış kadınların da çoğunlukta olduğunu ifade etti. Taşkıran, yaptıkları istatistiklere göre yaşam seviyesi düştükçe kanser görülme sıklığının da arttığını belirtti. Merkezin müdürü Erdoğan Budak da merkezlerine ait veriler olduğunu, ancak bu verileri gönderebilecekleri bir merkez olmadığının altını çizerek, “Yeterli istatistiki veri toplayamazsanız hedefleriniz de yanlış olur” diye konuştu. Kanser Erdoğan konusunda otorite bir merkez ve Budak hastanenin gerekliliğinin altını çizen Budak, bunun için Sağlık Bakanlığı’nın ciddi bir kaynak ayırması gerektiğine işaret etti. Mahkeme, ek ödemelerdeki eksiklerin yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verdi Yargı hekimleri haklı buldu İstanbul Haber Servisi Manisa İdare Mahkemesi’nin, 70 hekimin 2005 yılındaki ek ödemelerle ilgili açtığı davada, ödemelerdeki eksiklerin yasal faizleri ile birlikte hekimlere ödenmesine karar verdiği bildirildi. Tıp Laboratuvarları Birliği (TıpLab) Temsilcisi Doç. Dr. Paşa Göktaş, yaptığı yazılı açıklamada, hastanelerde yarı zamanlı olarak çalışan hekimlerin 16.00’da, tam zamanlı olarak çalışanların ise 17.00’de çıktığını, buna karşın hekimlerin döner sermayeden aldıkları paydaki farkın büyük olduğunu belirterek hekimlerin bu farklar nedeniyle açtığı çeşitli davaların bulunduğunu anımsattı. Bu davaların bir çoğunun görülmekte olduğunu ifade eden Göktaş, “Manisa İdare Mahkemesi, 70 hekimin açtığı davada, 2005 yılı için eksik ödenen ek ödemelerin yasal faiziyle birlikte, hekimlere ödenmesine karar vermiştir. Diğer illerde de çok sayıda hekimin açtığı davalar devam etmektedir” dedi. lanmasının kötüye kullanıldığını anımsatan Çetiner, “Nitekim halen otolog amaçlı kordon kanı kullanılan hasta sayısı tüm dünyada, ne yazık ki, bir elin parmaklarını geçmemektedir. Bebekten alınan kordon kanının daha sonraki zamanlarda hastalığı için kullanılmasında başarının elde edilmesi beklenemez. Çünkü bebek doğduğunda hasta ise kök hücresi zaten hastadır” diye konuştu. Çetiner, kordon kanının bebeğin kendisi için saklanması yerine, doku grubu uygun başka hastalarda kemik iliği nakli amaçlı kullanılması gerektiğine dikkat çekerek şöyle devam etti: “Çünkü kemik iliği nakli gereken çocuk hastaların yüzde 30’unda kendi akrabaları arasında doku grubu uygun verici bulunamamakta ve akraba dışı verici gerekmektedir. Kordon kanının elde edilmesi kolay ve tarama işlemi için gerekli süre, klasik kemik iliği bankalarından verici bulmak için gereken süreden çok daha kısadır. ” B ETA MİKROBU Çocuk beynine hasar veriyor İstanbul Haber Servisi Bademcikler üzerine yerleşen beta adındaki mikrop kalp, böbrek ve beyinde birtakım sorunlara yol açabiliyor. Özellikle beynin bir bölgesinde hasar yapabilen mikrop tükürüğünü yutamama ve obsesyona (takıntı) kadar varabilen pandas hastalığına yol açabiliyor. Uzmanlar, yetişkinlikteki titizlik hastalığının da temelinde pandasın yattığını belirterek hastalığın tedavisinin antibiyotik ya da bademciklerin alınması ile mümkün olduğunu söylüyorlar. Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Bağdat Caddesi Polikliniği Başhekimi ve KulakBurunBoğaz Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. İsmail Koçak, daha çok ilkokul çağında görülen pandas hastalığının, beta mikroplarının beyni etkilemesiyle çocuklarda takıntı yaratan bir hastalık olduğunu söyledi. Koçak, pandas hastası çocukların sık sık ellerini yıkadığını, mikroplardan korktuklarını, havadaki kokulardan rahatsız olduklarını anımsatarak “Hastalığın tedavisi antibiyotikler ya da bademciklerin ameliyatla alınmasıyla gerçekleştirilir” dedi. Prof.Dr. COŞKUN ÖZDEMİR S ağlık konusunda ne çok nasihatlar tavsiyeler alıyorsunuzdur, öyle değil mi? Yiyecek çeşitleri, egzersizler, vitaminler, antioksidanlar, mineraller, bitkiler. Acaba bunlar ne kadar yararlı oluyor?. Çok sayıda insan, çok sayıda vitamin kullanıyor. Erkekler ve kadınlar için hazırlanmış preparatlar ve de bitki çeşitleri var. Çinko, selenium, Coenzyme, balık yağı, omega 3 ve daha bir çok ilaç. Hafızaya iyi gelenler, cinsel gücü arttıranlar, yorgunluğu giderenler, depresyonu iyileştirenler, prostat küçültenler, tansiyonu düşürenler. Benim gözlemlerime göre bu insanların pek çoğu tansiyon kontrolü yaptırmıyor, şekerini ölçtürmüyor. Kolesterolünü, kilosunu umursamıyor. Sigarasını tüttürüyor, günde birkaç adım atmadan hareketsiz bir yaşam sürdürüyor. Normal beslenen sebzeye, meyvaya, salataya, domatese öncelik veren, balığı ete tercih eden hareketli yaşayan insanlar Sağlık için önlemler da vitaminlerin, antioksidanların yararı kuşkuludur. Bunlara ihtiyaç var mıdır? Kesin ve ispatlanmış bir şey yok. Bir yedek subay hocasını hiç unutmam. “Efendim aptesthaneler vitaminlerle doluyor” der dururdu.. Ama tansiyonun büyük ve önde gelen bir risk faktörü olduğu muhakkak. Ben çevremde iyi egitimli insanlarda dahi bu konuda büyük bir ihmalkârlık görüyorum. “Tansiyonum var ama bana dokunmuyor hocam” diyen üniversite mezunlarından çok söz ettim. RKEN TANI ÖNEMLİ E Tip 2 şeker hastalığı çok yaygın, erken ta nı önemli. Çünkü gecikirse pancreas çok kayba uğramış olabilir. Ailede diyabet hastalığı olanlar, kilo fazlalığı olanlar, az hareketli yaşam sürdürenlerde şeker hastalığı olasılığı yüksek Amerika’da 21 milyon tip 2 diyabetli olduğu saptanıyor. Fizik aktivite vitaminlerden, antioksidanlardan çok daha önemli. Örneğin günde 30 dakika hiç olmazsa hızlıca bir yürüyüş yapmak. Direksiyon ve masa başında oturarak yaşamak ve hele bunun doğal sonucu kilo almak sağlık açısından büyük risk getiriyor.. Bunlar çok daha önemli. Kilo artışı, yağ birikimi, diyabet gibi kanser olasılığını da belirgin şekilde arttırıyor. Kanser kalp hastalıklarından sonra en çok öldüren hastalık. Erken tanı ve tedavi son derece önemli. Amerika’da kanserden ölüm sayısının azaldığı saptanıyor. Bu kısmen sigara tüketimindeki azalmadan, kısmen de erken tanı ve tedaviden ileri geliyor.Yurdumuzda sigara pervasızlığı ile nasıl başetmeli bilmemki? Ülkemizde kalp uzmanları göbek ölçümlerini çok önemsiyorlar. Erkeklerde 96 cm geçmesin diyorlar. Çok haklı olduklarından şüphe var mı?. Yiyeceklerde sebze ve meyveye ve yüksek miktarda lif taşıyanlara (siyah ekmek, fasülye, armut, yulaf, yeşil sebzeler) öncelik vermek çok önemli. Yeterince sıvı almak ve mümkünse balığı ete tercih etmek de. Kuru kayısı, bir avuç badem, ceviz, brokoli, brüksel lahanası, yararlı. Total kolesterol, iyi (HDL) ve kötü kolesterol ölçümlerini ihmal etmemeli ve bu sonuçlar neyi gerektiriyorsa onu yapmalı. Bunları yazarken benim geçim sıkıntısı içinde bunalan, işsizlikle boğuşan, doğmacıların yönteminde akraba evliliğinin risklerini bile kavrayamadan ortalama 4 yıl eğitimli halkım bunları nasıl algılayabilir, nasıl önemseyebilir, nasıl uygulayabilir. Ben kimlere hitap ediyorum diye düşünmekten de kendimi alamıyorum. Sıkça yineliyorum, gerçek sağlığa ancak gelişmiş, kalkınmış, akla, bilime dayanan eğitim görmüş bir toplumda ulaşılabilir. [email protected] CUMHURİYET 09 K