10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 ŞUBAT 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP lideri Baykal Dink cinayetinin emniyetin bilgisi dahilinde işlendiğini söyledi 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘Aksu istifa etmeli’ Sezer iş kadınlarıyla ? ANKARA (AA) DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, “İhracat ile ithalat arasındaki makas her geçen gün açılıyor, cari ve dış ticaret açığımız artıyor. Yönetim ise sadece tozpembe tablolar çiziyor’’ dedi. Sezer, parti genel merkezinde, Demokratik ve Girişimci İş Kadınları Derneği Başkanı Zerrin Coşkuner ve beraberindeki yönetim kurulu üyelerini kabul etti. Sezer, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’de kadınların hak ettikleri yerde olmadığını belirterek 700 yıl önce Horasan Erenlerinin Anadolu’ya gelmesiyle yerleşen kadın erkek eşitliğinin ne yazık ki 21. yüzyılda geriye gittiğini kaydetti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’yu istifaya çağırırken “Hrant Dink cinayeti emniyetin bilgisi dahilinde işlenmiştir. Birçok önemli faili meçhul cinayet sayın bakanının işbaşında bulunduğu dönemde gerçekleşti. İçişleri Bakanı’nın sadece siyasi değil, hukuki sorumluluğu da vardır” dedi. Baykal, dün NTV’nin sorularını yanıtladı. Baykal, “301. maddeyle ilgili bir değişiklik önerisi gelirse ne yaparsınız” sorusuna “Hükümetin parlamentoda istediği yasayı çıkarma imkânı vardır. Hrant Kim Anlatacak Bize Sevgiyi?.. Bir çınar nasıl doğar sessizliğin birleştiği yerde? Titreyen bir yürek nasıl üşür kan gördüğünde? Rüzgâr alaca bir şafakta nasıl eser, nasıl kabarır deniz? Zor mudur bu sorulara verilecek yanıt, bilinmez!.. Yaşama dair, sevgiye dair, aşka dair şiirler ve öyküler vardır hiç okunmamış!.. Neden okunmaz anlamazsınız!.. On gündür ölümleri, cinayetleri, suikastları konuşur olduk... Baktım zamanın saati tıkır tıkır işliyor her şeye karşın!.. Yaşam sürüyor... On gündür İstanbul dışındaydım yine... Küçük bir Anadolu turu yaptım, yeni yüzlerle tanıştım, eski dostlarla bol bol sohbet ettim... Datça Yarımadası’nda üreticiler perişandı, tıpkı Kayseri, Konya, Nevşehir ve Kırşehir’de olduğu gibi... Marmaris ve Fethiye’de narenciye üreticilerinin durumu çok kötüydü... Çukurova’da üreticiler yağmur duasına çıkmıştı... Hrant Dink toprağa verildiği gün ayrıldım İstanbul’dan. Bir gün sonra Uğur Mumcu’nun on dördüncü ölüm yıldönümüydü. Uğur’u konuştuk... Onun yürekliliğini, faili meçhul cinayetleri... Yol boyunca ve geceleri kitap okudum, Nazlı Eray’ın “Ekmek Arası Rüya”sını (Can Yayınları), Erdoğan Aydın’ın “Milliyetçilik: Türkiye’nin Çıkmazı”nı (Kırmızı Yayınevi), Metin Altıok’un “Şiirin İlk Atlası”nı (Kırmızı Yayınevi), İbrahim KaboğluKemal Akkurt’un “İnsan Hakları Danışma Kurulu Raporları”nı (İmge Kitabevi)... ??? Alaçatı gecelerinde denizin poyraza döndüğü saatlerde Kaptan Ünal’la aşk ve güzellik tanrıçası Helen’den söze girdik, tanrıçaların en güzeli Aphrodite’yi, en yakışıksız, en kirlisi Hephaistos’u anlattık birbirimize... İzmir’de “Babıâli Meyhanesi”nde kadehlerimizi bir süre önce yitirdiğimiz Devlet Tiyatrosu sanatçısı Mustafa Yalçın için kaldırdık... Dışarıda buz gibi bir hava vardı o akşam İzmir’de... Babıâli Meyhanesi’nin sahibi Süleyman Bahadır, anılarını anlattı yine o akşam. Kimler gelip kimler geçmişti Babıâli Meyhanesi’nden... Akşamcıların çoğu yaşamıyordu artık... Süleyman Bahadır, 1923 yılında kurulmuş Altınordu’nun yöneticisiydi aynı zamanda. Duvarlarda Altınordu’nun unutulmaz futbolcularının fotoğrafları... Yine duvarlarda Atatürk resimleri... İzmir’e gelen herkes bir akşam uğrardı Süleyman’ın “Babıâli”sine... Fasıl topluluğuyla coşarlar, şarkılar söylerlerdi... Ben o akşam bir çınar ağacının doğuşunu sorguladım sessizliğin içinden... Rüzgârın alaca şafakta nasıl estiğini, kan gören yüreğin nasıl üşüdüğünü düşündüm uzun uzun... O anda Erdoğan Aydın’ın “Milliyetçilik: Türkiye’nin Çıkmazı” kitabı geldi aklıma... “... Milliyetçilikle dünyayı ve insanlığı sürekli savaş gerilimine sokmaktan başka bir şey yapılmayacağı bir yana; ülkenin sorunlarına da çözüm üretilemez...” Demokratik bir sağduyu elinden alınmıştı toplumun!.. Ortaçağdaki dinsel ideolojiyi, 1940’lı yıllarda Avrupa’yı kuşatan şoven milliyetçilik... Türkiye’de son otuz yılda yaşadığımız, sosyalistleri, Kemalistleri yok eden dinci faşizm!.. Nazlı Eray’ın “Ekmek Arası Rüya”sı beni derin hüzün ülkesine götürdü, evrenin türküleriyle buluşturdu; iğne deliğinden yaşamı seyrettirdi... Elbet Türkiye’yi düşündü Nazlı Eray... Yaşamın ip merdivenlerinde tutunmak, Erdal Öz’ü unutmamak, bir Kapadokya akşamını seyretmek, sevgiyle yaşamı birleştirmek değil miydi? ??? Metin Altıok’un “Şiirin İlk Atlası”nın sayfalarında gezinirken neden şiiri seven bir toplum olmadığımızı bir kez daha anladım... Metin Altıok şöyle diyordu: “... Özgürlüğün ve refahın olmadığı, yarın endişesinin kol gezdiği bir ülkede şiir kendi yalnızlığında, kendi sessizliğiyle avunacaktır elbet. Ey şiir okumayan, şiire kulak tıkayan okur, haklı olan sensin. Sana saygıyla karışık bir öfke duymaktan başka bir şey gelmiyor elimden. Çünkü şiirin yalnızlığı senin de yalnızlığındır ve bu yalnızlık şiirin değil senin sonun olacaktır. İnanıyorum sen, günün birinde Anka gibi kendi külünden yeniden doğacaksın. İşte o gün gelene kadar benim sana diyeceğim; ateşin bol, tükenişin çabuk olsun...” Metin Altıok, 2 Temmuz 1993 tarihinde dincifaşistlerce Sıvas’ta Madımak Oteli’nde yakıldı öteki aydınlarımız, yazarlarımız, ozanlarımız gibi... Kaç yıl geçti aradan? Neden unuttuk, unutturulduk bozkırda yangın yerlerini? Yaşamı, umudu, sevgiyi neden yitirdik? Kim anlatacak bunları bize, kim!.. Baykal: Emniyet Genel Müdürü aylardır yok, emniyetin başı yok. İçişleri Bakanımız Allah selamet versin. Birçok önemli faili meçhul cinayet sayın bakanının işbaşında bulunduğu dönemde yapıldı. Çetin Emeç’ten Muammer Aksoy’a, Danıştay saldırısından Hrant Dink cinayetine kadar. Hiçbir ciddi önlem alınmadı. Farklı sadakatleri, bağlılıkları olan kümelerin cirit attığı bir yer haline gelmiştir emniyet teşkilatı. İçişleri Bakanı, Başbakan sorumludur. Dink cinayetinin 301 için gerekçe yapılması çok yanlış, sakıncalı bir yaklaşım. Bu konuda sistemli bir kampanyaya tanık oluyorum. AKP bu kampanyaya boyun eğmeye karar verirse bilemem. Ama biz günlük olaylara göre karar vermeyiz” yanıtını verdi. Başbakan Erdoğan’ın “derin devlet”le ilgili açıklamaları konusunda da Baykal, “Hrant Dink cinayetinin derin devletle bağlantısını nasıl kurabildiğini doğrusu anlayamıyorum. Bu cinayet güvenlik güçlerinin iflas ettiğini göstermiştir. Bunu ‘derin devlet’ diye adlandırmak çok büyük saptırmadır. Başbakan derin devletten söz edeceğine, 11 ay önce yapılan ihbarın gereğini niye yerine getiremedi, o insanı niye koruyamadılar onun hesabını vermelidir” dedi. Emniyet örgütünün “feci durumda, perişan” olduğunu vurgulayan Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Emniyet Genel Müdürü aylardır yok, emniyetin başı yok. İçişleri Ba K ARAYALÇIN: ÇİZMEDEN YUKARI Katile Hrant’ın resmini muhbir “abi” vermiş. MUSA KART 301 için toplanıyorlar ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sivil Toplum Örgütleri, Türkiye Barolar Birliği’nin çağrısıyla, TCK’nin 301. maddesine ilişkin değişiklik önerilerini tartışmak üzere bugün bir araya geliyor. TBB Genel Merkezi’nde gerçekleştirileceği bildirilen toplantıya katılması beklenen kuruluşlar şöyle: “Türkiye Barolar Birliği, TOBB, Türkİş, Hakİş, DİSK, KamuSen, MemurSen, KESK, TİSK, TÜRMOB, Türkiye Noterler Birliği, Türkiye Eczacılar Birliği, TESK, Türk Diş Hekimleri Birliği, TMMOB, Türk Tabipleri Birliği, Türk Veteriner Hekimleri Birliği, Türkiye Ziraat Odaları Birliği ve Türk Ceza Hukuku Derneği.’’ İttifak için eylem zamanı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik prosedür nedeniyle Meclis’in 8 Şubat’a kadar erken seçim kararı almasını istedi. Karayalçın, sol partilerin ittifak için artık “eylem zamanının” geldiğini vurgulayarak bunun önüne geçenlerin büyük sorumluluk taşıyacağını kaydetti. Partisinin Menemen ilçe örgütünün açılışı öncesinde SHP İzmir İl Başkanlığı’nda gazetecilerle bir araya gelen Karayalçın, “Cumhurbaşkanını halk seçmeli” görüşünü yineledi. 10 Aralık Platformu’nun çağrısı ve “solda ittifak”la ilgili soruları yanıtlayan Karayalçın, artık söz söylemeyi bırakıp eyleme geçme zamanı geldiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Biz ittifaktan yana olduğumuzu her platformda söyledik ve küçük kurultayda bunun kararını aldık. Bu yıl Türkiye’de sosyal demokrat iktidar olabilir. Çok söz söylüyoruz. Bunun yerine eyleme geçmeli, insanların beklentilerini yerine getirmeliyiz. Ancak CHP yönetimi, yüksek olasılıkla yine ‘otobüs kalkıyor’ söylemini seslendirecektir. Sosyal demokratların bu yılki ittifakı ve iktidarı önlenecekse bunu önleyen hesabını vermek durumunda olacaktır.” Ketenci’nin çağrısı ? ANKARA (AA) SHP Genel Sekreteri Ahmet Güryüz Ketenci, TBMM’de grubu bulunan siyasi partileri “derin devletin’’ araştırılması amacıyla “Meclis araştırması’’ açılması için harekete geçmeye çağırdı. Ketenci, Parlamento’da düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye’de “derin devletin’’ varlığını kabul ve ilan etmesini memnunlukla karşıladığını belirterek “Memnun oldum çünkü, toplumumuzun yıllardır çektiği acıların, gördüğü işkencelerin, faili meçhul ölümlerin, nerede olduğu bilinmeyecek, izitozu bulunmayacak biçimde kaybolmaların, bize göre nedenine ve müsebbibine önemli bir gönderimde bulundu’’ dedi. [email protected] kanımız Allah selamet versin. Birçok önemli faili meçhul cinayet sayın bakanının işbaşında bulunduğu dönemde yapıldı. Çetin Emeç’ten Muammer Aksoy’a, Danıştay saldırısından Hrant Dink cinayetine kadar. Hiçbir ciddi önlem alınmadı. Farklı sadakatleri, bağlılıkları olan kümelerin cirit attığı bir yer haline gelmiştir emniyet teşkilatı. İçişleri Bakanı, Başbakan sorumludur. Artık birileri çıkıp bu İçişleri Bakanı’nın değişmesi gerektiğini söylemeye cesaret etmelidir. Bize faili meçhul kalacak demişlerdi, diyorlar. Faili meçhul kalacak umudu yaratılıyor. Soruşturma önergesi vereceğiz, bu bir görevdir. İçişleri Bakanı’nın sadece siyasi değil, hukuki sorumluğu da vardır. Bu, görevi ihmal değilse, yetkiyi kötüye kullanmış değilse nedir, ceza kanunları niye yapılır, ne işe yarar? Bu kadar açık bir ihmalin, göz yummanın, örtbas etmenin cezai hesabı sorulamazsa bu kabul edilebilir mi?” Soruşturma komisyonu kurulması durumunda Yüce Divan yolunun açılabileceğini kaydeden CHP lideri, bu süreci işletmek gerektiğini kaydetti. Baykal, “Seçime giden sürede sonuca bağlanır mı bilemeyiz. Bağlanmazsa önümüzdeki parlamento bunu takip eder. Hrant Dink cinayeti emniyetin bilgisi dahilinde işlenmiştir. Bataklığı kurutmak lazım. Emniyette kadrolaşma, tarikatlaşma olur mu, farklı sadakatlar etrafında dayanışma grupları olur mu? TSK yıllardır kendini bu tip olaylara karşı korumak için özel tedbirler aldı, onu eleştiri konusu yaptılar. Emniyet örgütü felce uğratılmıştır. Bakan derhal istifa etmelidir. En büyük gazeteler, ‘bakan istifa’ manşetiyle çıkmalıdır. Türkiye gidiyor, ne olur” açıklamasını yaptı. Baykal, “Hepimiz Ermeniyiz” sloganıyla başlayan tartışmalarla ilgili bir soruya “İçinde bulunduğumuz ortamın gerektirdiği dikkati göstermeden sergilenen açılımlar, başka açılımları tahrik ediyor. Bu konularda daha ölçülü, soğukkanlı olmaya ihtiyacımız var” yanıtını verdi. TBMM’den ABD çıkarması Üç ayrı milletvekili heyeti, ABD’ye giderek Temsilciler Meclisi’nde imzaya açılan sözde Ermeni soykırımı tasarısı için temaslarda bulunacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM’den 3 ayrı milletvekili heyeti, Temsilciler Meclisi’nde imzaya açılan sözde Ermeni soykırımı tasarısına karşı kulis yapmak için 10 Şubat Cumartesi günü ABD’ye gidiyor. TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Mehmet Dülger, ABD’de yoğun bir temas trafiği yürüteceklerini söyledi. Heyette hangi milletvekillerinin yer alacağı konusu ise sıkıntı yarattı. ABD Temsilciler Meclisi’nde imzaya açılan sözde Ermeni soykırımı tasarısına karşı kulis yapmak üzere 3 ayrı milletvekili heyeti ABD’ye gidecek. Heyetlerin aynı tarihlerde mi yoksa farklı tarihlerde mi ABD’ye gideceği kesinlik kazanmadı. Ancak TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Mehmet Dülger’in başkanlığındaki heyet, 10 Şubat Cumartesi günü ABD’ye gidecek. Heyette yer alacak milletvekillerinin kimlerden oluşacağı konusu ise sıkıntı yarattı. Heyetteki milletvekillerinin Dışişleri Bakanlığı ve TBMM Başkanlığı’nca belirlendiği dile getiriliyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, bu konuda partiye bir bilgi verilmediğini, dolaylı yollardan haber aldıklarını belirterek “Bazı arkadaşlarımızı arayıp heyette onların da yer alacaklarını söylemişler. Böyle şey olur mu? Bize nasıl haber vermezler, bu gayri ciddi bir durumdur” dedi. TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Dülger, heyette kimlerin yer alacağı konusunda kendisinin de bilgisinin olmadığını, ancak 3 ayrı heyet oluşturulmasının planlandığını söyledi. Dülger, “Çıkarma gibi bir şey olacak. Tek bir grupla olmaz, biz gidip temaslarda bulunacağız, bizim arkamızdan hemen diğer grup gelecek. Görüşmeler için randevular alınıyor. Temaslarda bulunacağız, yoğun bir trafik olacak” diye konuştu. Başbakan Erdoğan hem köylerin ihmal edildiğini itiraf etti hem de göçenlere tepki gösterdi hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 Adalet Bakanlığı: Karşıyız ? ANKARA (ANKA) Adalet Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, bazı yazılı ve görsel medyada yargıda katkı payı adı altında bir yasa çalışması olduğu yönünde haberlerin yer aldığına işaret edilerek “Bakanlık olarak bu yönde herhangi bir çalışma yapılmamaktadır” denildi. Açıklamada, “Adalet Bakanlığı olarak bu gibi çalışmaların karşısında olduğumuzu kamuoyunun bilgisine sunarız” ifadeleri yer aldı. ‘Paran yoksa İstanbul’a gelme’ ? Köylerin ihmal edilmesinin yarattığı büyük göç nedeniyle kentlerin de büyük köyler haline geldiğini söyleyen Erdoğan, birçok müdahaleye rağmen bunun önlemediğini savundu. Erdoğan İstanbul’a göçmek zorunda kalanlara ise şöyle seslendi: Yerin var mı? İşin var mı? Paran var mı? Niye geliyorsun İstanbul’a? Bunlar yoksa neden geldin?” ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’un büyük bir köy haline geldiğini belirterek “İstanbul’a geliyorsun, geldin. Sor bakayım bu kişiye, ne sorulacak? Niye geldin? Yerin var mı? İşin var mı? Paran var mı? Niye geliyorsun İstanbul’a? Bunlar yoksa neden geldin?’’ dedi. “KÖYDESKöy Altyapısını Destekleme Valiler Toplantısı’’ 79 il valisinin katılımıyla Sheraton Oteli’nde yapıldı. Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, geçmişten bugüne mevcut bazı ihmallerin, merkez ve çevre arasında, köyle kent arasında büyük bir ayrıma yol açtığını söyledi. Köylerin ihmal edilmesinin büyük bir göçü getirdiğini belirten Erdoğan, “Bu büyük göçe maruz kalan kentlerimiz de adeta birer büyük köy haline gelmiştir. İşte bunların bir numarası İstanbul’dur” dedi. Göçün birçok müdahaleye rağmen önlenemediğine işaret eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ülkemizin, bir vizyon kenti olan, imajı olan İstanbul ve İstanbullu ağır ödüyor. Bu göçün durdurulamadığı yerlerde, nasıl ağır bir yükün altında kaldığımızı görüyorsunuz. Şu anda bunun bir numaralı başlıklarından bir tanesi, bizim sosyal yaralarımızdan bir tanesi aynı zamanda, güvenlik noktasında en önemli sorunumuz olan terör var. Bu, göçün ağır faturası değil mi bu? Kontrol edilemez bir faturası değil midir? Buna hep beraber bizim el koymamız gerekiyor. İstanbul’a geliyorsun, geldin. Sor bakayım bu kişiye, ne sorulacak? Niye geldin? Yerin var mı? İşin var mı? Paran var mı? Niye geliyorsun İstanbul’a? Bunlar yoksa neden geldin?” Değerli Meslek Büyüğümüz ALİ SERİN vefat etmiştir. Ailesinin ve meslek camiasının başı sağ olsun. İzmir Bölgesi Veteriner Hekimler Odası Başkanlığı CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle