25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 ARALIK 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 AKP anayasası ile devletin yapısı merkeziyetçilikten ‘federal ilkeye göre örgütlenme’ye geçecek Üçüncü Meşrutiyeti getiriyorlar KP’nin Prof. Dr. Ergun Özbudun’a hazırlattığı anayasa taslağını irdeleyen SBF öğretim üyesi Prof. Dr. Birgül Ayman Güler, III. Meşrutiyet anayasası anlamına geleceğini ifade ettiği taslağın “devletin yapısını merkeziyetçilikten federal ilkeye göre örgütlenmeye geçirecek” hükümler içerdiğini açıkladı. Güler, “Anayasanın yenisiyle yapılmak istenen, ülkenin siyasiidari tasfiyesidir” dedi. Prof. Birgün Ayman Güler, hazırlıkları süren “yeni” anayasanın, 1982 ruhunu tasfiye etmek bir yana, tam tersine o gerici ruhu tazelediğini, Turgut Özal’ın 24 Ocak kararlarıyla başlayıp Kenan Evren’in 12 Eylül darbesiyle yerleşen sistemi, anayasal düzende siyasal sonuçlarına ulaştırmayı amaçladığının altını çizdi ve şunları söyledi: “Bugün izlenen bölgeleşme politikası, ‘bölge valiliği’ ve ‘bölge mahkemeleri’ eliyle ilk kez 80’lerin başında gündeme gelmemiş miydi? Bugün sınırlarına gelip dayanmış olan özelleştirme poitikası o dönemde ateşlenmemiş miydi? Şimdi yasal hale getirilmeye çalışılan tarikat – tekke sistemi, Yeşil Kuşak projesinin bugün ılımlı İslama varmasının taşıyıcısı olarak işe koşulmamış mıydı? Şimdi hazırlanan anayasa, Türkiye’nin iktisadi – mali tasfiyesini engelleyici hiçbir yönü olmayan 1982 Anayasası’nı genişletmektir. Bu anayasanın ‘yeni’siyle yapılmak istenen, ülkenin siyasiidari tasfiyesidir.” Güler, “1982 Anayasası’nın yenisi” diye tanımladığı anayasa taslağının birbirine içten bağlı iki isteği karşılamak üzere hazırlandığını, ortak parolanın “serbestlik / hürriyet” olduğunu kaydetti ve şöyle konuştu: “Bunlardan biri ‘ayrılıkçı–dinci hürriyetçilik’ isteğidir. Bu istek, siyasal – hukuksal olarak Avrupa Konseyi ile Avrupa Birliği; yönetsel – A SUNUŞ: AKP , ABD’nin Ortadoğu’yu yeniden biçimlendirme tasarımlarını yaşama geçirdiği, Türkiye’nin Güneydoğu sınırında yeni bir devletçik yaratma çabasının doruk noktaya ulaştığı bir dönemde, son seçimlerde aldığı yüzde 47’lik oy oranına da güvenerek bir toptan yeni anayasa önerisini gündeme taşımada ısrarlı. Önümüzdeki günlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanması beklenen bu anayasa önerisinin ana iskeletini kuşkusuz geçen ay başında AKP’nin Prof. Dr. Ergun Özbudun’un başkanlığında bir grup akademisyene hazırlattığı anayasa taslağı oluşturacak. Çeşitli alanlardan akademisyenler, uzmanlar ve siyasetçilerin katkılarıyla hazırladığımız bu dizi ile AKP’nin nasıl bir “anayasa” peşinde olduğunu irdelemeye çalıştık. Ortaya “federasyon”cu bir ruh çıktı! Birkaç gün sürecek dizimizde o “ruh”un somut verilerle ete kemiğe büründürülüşüne tanık olacaksınız. AB, Dünya Bankası/IMF ve ABD merkezlidir. Özünde de bu merkezlerdeki dev tekellerin istekleridir. Yerli tekeller ve iriliufaklı sermaye grupları, bu isteklerin taşeronluğunu çoktan kabul etmiş bulunuyorlar. ‘Yeni’ anayasanın zihniyeti, Türkiye’nin, küreselci emperyalist piyasalara ve bu piyasaların merkezlerine bağımlılığını, anayasal hükümlerle garanti altına almaktan ibarettir.” Hazırlanan “yeni” anayasaya, “III. Meşrutiyet Anayasası” demenin uygun olacağını vurgulayan Birgün Ayman Güler, uluslar ve yurttaşlık çağında “milliyetler” ile “cemaatler”e yaslanmanın başka bir anlama gelmeyeceğini belirterek şöyle devam etti: yerleştirilecektir. Ağustos 2007 taslağı şöyle diyor: ‘Madde 96 –Mahalli İdareler: …(7) Mahalli idarelere, görevleri ile orantılı gelir kaynakları sağlanır ve bu amaçla gerekli düzenlemeler yapılır.’ Bu görev TBMM’nindir; 1982 Anayasası’nın yenisi, yüce Meclis’e ‘gelir kaynağı sağlamak için düzenleme yap’ görevi veriyor. Ama daha önemlisi, bu görevin özü şudur: Bu hükümle TBMM, kendisine ait olan bir yetkiyi ‘gelir kaynağı oluşturma’, yani vergi–resim–harç koyma yetkisini devredebilir hale getiriliyor. Bu yorumu bir dış göz olarak yapmıyoruz. Tersine, taslak hazırlayıcılar bu özelliği kendileri gerekçede yazmış bulunuyorlar. Doğrudan kendi sözleriyle: ‘Son fıkrada (7. fıkra) mahalli idarelere kendi gelir kaynaklarını oluşturma imkânı vermeye açık ve dolayısıyla daha geniş bir ademi merkeziyet alanı sağlamak amaçlanmıştır.’ İyi bilindiği gibi vergi koyma yetkisi ulusal yasama organındadır. Ondan başka hiçbir organ bu yetkiyi kullanamaz. Bu, egemenlik yetkilerinin en önemlilerindendir; taslak, yerel yönetimleri yerel egemen kurumlara dönüştürüyor. Taslak madde 41’de, bu olanaktan başka, yerel yönetimleri tüm yerel gelirlerinde yasal sınırlar içinde hem genel olarak oranları belirleme, hem de muafiyet, istisna, indirim oranlarını belirleme bakımından yetkilendiriyor. Bu mali olarak Dünya Bankası/IMF; siyasal olarak ABD kaynaklıdır. Bu kaynaklar, ülke içinde Kürtçü milliyetçiliğin ve Müslüman – gayrimüslim cemaatçilik taraftarı siyasetlerin destekçisidir. Hazırlanan anayasa, bu blokun isteklerini yerine getirmek üzere ulusal devlet yerine milliyetler devletini, laik yönetim sistemi yerine cemaatçi yönetim sistemini yerleştirmeye odaklanmıştır. Yeni anayasa zihniyeti, bu hedefleri insan hakları ve hürriyetçilik adına formüle edilen maddelerle gerçek kılmaya çalışmaktadır. İkincisi, ‘dünyanın açıldığı Türkiye pazarı’nı anayasal güvenceye bağlama isteğidir. Bu istek de AĞUSTOS 2007 TASLAĞI “Yeni zihniyet, tüm yönetsel yapıyı bu amaçlara göre ‘yeni’lemeye yönelmiştir. Bu anayasanın, siyasal üniter sistemin temeli olan merkeziyet ilkesini ortadan kaldırma niyeti açıktır. Yerleştirmeye çalışılan ilke, AB’nin diliyle subsidiarite/yerellik, Dünya Bankası’nın diliyle idarimali federalizmdir. Ağustos 2007 taslağında bu örgünün ‘mali federalizm’ bacağı için gerekli hükümler yerlerine yerleştirilmiştir. Hiç kuşku duyulmaması gerekir, ortadaki taslak tasarılaştıkça, idari federalizm hükümleri de yerlerine yetki TBMM’ye ve çoğu kalemlerde yasanın belirtmesiyle Bakanlar Kurulu’na aittir. Günümüzde 26 gelir kaleminden yalnızca 6’sının oranları yerelce belirlenirken, bu hükümle birlikte tüm yerel gelir oranları yerelce belirlenecektir. Bu değişikliğin anlamı, vergilendirmede siyasal kontrolün yerel birimlere devredilmesidir. Böylece yerel birimler, hangi toplumsal sınıf ya da zümreye ne kadar yük ya da nimet sunacağına karar veren siyasal makamlar haline getirilmektedir. Siyaset ve yönetimin odağı başkentten 81 il özel idaresine ve 3225 belediyeye kaydırılmaktadır.” ‘EŞİTLER ARASI İLİŞKİ’ Asgari ücret ifadesi bile yok KP yeni anayasa değişikliği ile emeği yalnızlaştırmayı amaçlıyor. AKP’nin kimi akademisyenlere hazırlattığı anayasa taslağında “asgari ücret” ifadesi bile yer almıyor. Anayasa taslağının çalışma yaşamı ile ilgili bölümlerini irdeleyen Türkiye Yolİş Sendikası Eğitim Dairesi Başkanı Yıldırım Koç, 2004 yılında anayasanın 90. maddesinde yapılan değişiklikle, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmeleri ile iç mevzuatın çelişmesi durumunda, iç mevzuatın TBMM tarafından değiştirilmesine gerek kalmaksızın, çelişen hükümlerin geçersiz sayılması ve uluslararası sözleşmenin doğrudan uygulanması ilkesi getirildiğini anımsatarak “AKP’nin hazırlattığı yeni anayasa taslağında bu düzenleme kaldırıldırılmaktadır. Çalışma yaşamı açısından en büyük ve olumsuz değişiklik, bu düzenlemedir” dedi. AKP’nin anayasa taslağının zorla çalıştırma (angarya) konusunda eski hükmü tekrarlayarak zorla çalıştırmanın önünü açtığını da dile getiren Koç, şu belirlemeleri yaptı: “Taslakta, memur ve sözleşmeli personel statülerinde çalıştırılanlar için çeşitli kısıtlamalar sürdürülmektedir. Örneğin, taslağın 37. maddesine göre, ‘kamu kurum ve kuruluşlarının memur ve sözleşmeli personel statüsündeki görevlileri... siyasi partilere üye olamazlar.’ Bu A Yolİş Sendikası Eğitim Dairesi Başkanı Yıldırım Koç, AKP’nin anayasa taslağının zorla çalıştırmanın önünü açtığını söyledi. katı ve çağdışı yasak, tüm kamu çalışanı konfederasyonları tarafından eleştirilmekte ve memurlarla sözleşmeli personelin siyasi partilere üye olma hakkının tanınması istenmektedir. Ayrıca, grev hakkının yalnızca işçiler için tanınıyor olması da Türkiye’nin uluslararası yükümlülükleri ile çelişen bir düzenlemedir. Günümüzde memurlar ve sözleşmeli personel, doğrudan uygulanırlık kazanmış olan 87 sayılı ILO Sözleşmesi sayesinde, şiddet içermemek ve ‘temel hizmetler’ alanında olmamak koşuluyla, grev hakkından yararlanmaktadır. Böyle bir düzenleme, bugün uygulanan bir hakkın ortadan kaldırılması anlamına gelecektir.” Yıldırım Koç, taslağın sendikaşma hakkına da ciddi bir kısıtlama getirdiğine değinerek “Taslağın 47/3. maddesine göre, ‘sendika kurma hakkı, milli güvenlik, kamu düzeni, başkalarının hak ve hürriyetlerinin korunması ile suç işlenmesinin önlenmesi sebepleriyle sınırlanabilir.’ Yürürlük teki yasalar, sendikaların kurulması sonrasında bu nitelikte bir suç işlenmesi durumunda yargı yoluyla sendikaların kapatılabileceğini belirtmektedir. Anayasa ile peşinen bir sınırlamanın getirilmesi sendikal hakların ihlali anlamına gelmektedir” dedi. Taslakta yer alan ve halen de uygulanmakta olan, birden fazla sendikaya üye olma yasağının da sendikal hak ihlali sayıldığını aktaran Koç, şu görüşlere yer verdi: “Anayasa tasarısının 48. maddesinde düzenlenen toplu iş sözleşmesi ve grev haklarında da kısıtlamalar söz konusudur. 1982 Anayasası’nın çağdışı ve sendikal hakları ihlal eden düzenlemeleri sürdürülmektedir. Olumlu tek değişiklik, 1982 Anayasası’nın 54. maddesinde yer alan kapsamlı grev yasaklarına yeni tasarıda yer verilmemiş olmasıdır. Buna karşılık, grevlerin yasaklanmasında veya ertelenmesinde kullanılabilecek önemli bir kapı açılmakta ve ‘toplu iş sözleşmesi ve grev hakları, milli güvenliğin, kamu düzeninin, genel sağlığın, başkalarının hak ve hürriyetlerinin korunması veya suç işlenmesinin önlenmesi amaçlarıyla sınırlanabilir’ denmektedir. Bu düzenleme de hak kısıtlayıcı niteliktedir. Beğenmediğimiz 1982 Anayasası’nın bazı olumlu hükümleri bile yeni taslakta yer almamaktadır. Örneğin, AKP’nin anayasa taslağında ‘asgari ücret’ ifadesi bile yer almamaktadır.” Mali federalizm sistemi u sistemin “mali federalizm sistemi” olduğuna değinen Prof. Güler, “Mali federalizm, merkezle vesayet ilişkisi içinde iş görme mantığına sığmaz. Bu, merkezle ‘yerellik/subsidiarite’ yani eşitler arası ilişki gerektirir. Çünkü ‘kendi’ kaynakları üzerinde ‘kendi’ karar organlarıyla tasarruf eden karar mercii için, merkezle ilişkisinin ‘idari federalizm’ çerçevesinde yürütülmesi kaçınılmazdır. Böylece devletin yapısı merkeziyetçilik olarak bilinen üniter ilkeye göre örgütlenmeden, ‘federal ilkeye göre örgütlenme’ye geçer” dedi. Bu hükümleri içeren yeni III. Meşrutiyet anayasasının Prens Sabahattin’in “teşebbüsi şahsi ve ademi merkeziyet” ilkelerini diriltiğine de değinen Güler, “Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nın o zamanlar sonuna erdiremeği şey şimdi, 2007 yılında sonuna erdirilmeye çalışılıyor. Ama bir farkla; aradaki sürede elde edilen Cumhuriyet deneyimi ve birikimi, böyle tarihsel bir gericiliğe nesnel olarak izin verebilir görünmüyor” diye konuştu. YARIN: EGEMENLİK VE YARGIDAKİ ANLAYIŞ B Türkiye Milli Paralimpik Komitesi (TMPK) 29 Kasım 2007 tarih ve 42 sayılı Yönetim Kurulu kararı ile Olağanüstü Genel Kurul kararı almıştır. Olağanüstü Genel Kurul toplantısı 27 Aralık 2007 Perşembe günü, saat 10.00’da Turgut Atakol Salonu, Olimpiyatevi Ataköyİstanbul adresinde yapılacaktır. Çoğunluk sağlanamazsa Olağanüstü Genel Kurul 03 Ocak 2008 Perşembe günü aynı yer ve saatte çoğunluk aranmaksızın yapılacaktır. GÜNDEM: 1. Açılış, saygı duruşu ve İstiklal Marşı 2. Başkanlık Divanının seçimi 4. Yönetim, Denetim ve Sicil Kurullarının seçimi 5. Dilek ve temenniler 6. Kapanış ANMA ACI KAYBIMIZ Merhum Feridun Ketenoğlu’nun ve merhume Ayten Ketenoğlu’nun oğulları, EmelHalit Özvarlık’ın yeğenleri, Kılıç, Aydın ve Akura ailelerinin damatları, Gülsüm ve Dilara Ketenoğlu’nun babaları, Nilgün Kılıç Ketenoğlu’nun sevgili eşi, Mustafa Sarıgöz’ün can abisi, ALİ ATEŞ (1959 ....) CANIM ABİCİĞİM, HİÇ AKLIMIZDAN ÇIKMAYAN, HİÇ GÖZÜMÜZÜN ÖNÜNDEN SİLİNMEYEN SİLÜETİN... BİZLERDE İNSANCA DUYGULARIN KALICILAŞMASINA NE ÇOK ETKİLİ OLDUN... SENİNLE DERTLEŞMEYİ NE ÇOK İSTİYORUZ... ÖMER UĞUR KETENOĞLU (1952) Hakk’ın Rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 12 Aralık 2007 günü Karacaahmet Camii’nde kılınacak öğlen namazından sonra Karacaahmet aile mezarlığına defnedilecektir. PENDİK 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ MENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI 2007/1625 TAL. Bir borçtan dolayı hacizli bulunan ve aşağıda cins, miktar ve kıymetleri yazılı mallar satışa çıkarılmıştır. Birinci artırma 10.01.2008 saat 10.0010.10 arasında Doğu Mah. 2.Yanyol Cad. Pendik Hospital Yanı PENDİK adresinde yapılacak ve o günü kıymetinin % 60’ına istekli bulunmadığı takdirde 15.01.2008 günü aynı yer ve saatler arasında 2. artırma yapılacağı, şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesinin şart olduğu, mahcuzun satış bedeli üzerinden alınacak %1 KDV alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin İcra dasyasından görülebileceği, masrafı verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasiyle Müdürlüğümüze müracaat etmeleri rica olunur. 06.12.2007 Lira: 15.000,00 Adet: 1 Malın cinsi (Önemli nitelik ve özellikleri): 34 DG 4428 plaka sayılı Hyundai Accent 1.3 Admire 2005 model koyu füme renkli araç Basın: 66194 AİLESİ “Ölümünüzden sonra mezarınızı yerde aramayın. Bizim mezarımız ariflerin gönlündedir.” Mevlana Celalettin Rumi TURGUT, YILDIZ, REZZAN Ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. ESEN TOPALOĞLU Nüfus kağıdımı kaybettim. Hükümsüzdür. BURCU BOSTANCI Beykent Üniversitesi’nden almış olduğum öğrenci kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. Tuğba GÜMÜŞSOY Türkiye İşçi Parti Kurucusu (1975), yürekli, coşkulu üyesi; işçi sınıfı mücadelesinin emektarlarından; bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm mücadelesinde arkadaşımız, ağabeyimiz, dostumuz OSMAN ASLANBAY ’ı kaybettik. Ailesinin ve tüm sevenlerinin başı sağolsun. TÜRKİYE İŞÇİ PARTİLİ ARKADAŞLARI CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle