26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 ARALIK 2007 ÇARŞAMBA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y Y Y Y Y Y Y Y Y 13 10 13 13 15 12 14 13 14 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y Y Y Y Y Y 14 17 18 17 13 9 10 10 16 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y Y Y Y Y B B Y 18 18 10 15 10 10 6 7 2 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Tüm yurt parçalı ve çok bulutlu. Doğu Anadolu’nun güneydoğusu dışında kalan tüm yurt yağıylı geçecek. Yağışlar Batı Karadeniz’in batısı ile Bilecik Kocaeli ve Sakarya çevrelerinde etkili olmak üzere etkili ve sağnak Doğu Karadeniz’in iç kesimleri ile Doğu Anadolu’nun kuzeyinde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih K K K Y Y Y B K Y 3 0 1 4 7 4 4 2 8 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y 8 B 7 B 13 Y 5 Y 7 Y 8 B 14 Y 17 Y 4 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı K 2 PB 9 K 10 B 10 Y 12 Y 5 B 7 B 21 B 18 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada AKP’sel görüşleri yerleştirme niyet ve amacında olduğunu kimi hareketleriyle söylemleriyle açığa vurdu. RTE, açtığı hakaret davalarından kimilerinin yargıdan geri dönmesinden fena halde şikâyetçi olduğunu açıkça söyledi. Adalet Bakanlığı’nda Yargıtay, Danıştay gibi kurumlarda yapılması öngörülen değişikliklerle, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yeni baştan, tabii AKP doğrultusunda düzenlemeyle ilgili kimi çalışmaların yapıldığı yazıldı. Ama bu çalışmalar henüz yasa aşamasına gelmediği için söylenti sınırını aşamıyor, yalanlanıyordu. 2007 seçimlerinden sonra yargıyla ilgili çalışmalar birden ivme kazandı. Üstelik pek çoğu yargı alanında çalışan kimi saftorikler, RTE’nin “tarafsız yargı” istediğini beyan buyurmasından umuda kapıldı. Seçimden sonra hâkimlerle savcıların atanmasını Adalet Bakanlığı’nda “mülakat yöntemine bağlayan” yasa tasarısı Meclis’e gönderildi. Bir günde kabul edildi. Dış geziden gece yarısından sonra dönen AKP’li Cumhurbaşkanı, Köşk’e girer girmez yasayı onayladı. Başbakanlık’a gönderdi ve ertesi sabah Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yüzyılın sürat rekoru kırıldı: Yasa 4.12.07 günü onaylandı. 4.12.07 günü Resmi Gazete’de yayımlandı! ??? AKP iktidarının Yargıtay’a üye tayinini yeniden bir yönteme bağlama çabaları, yargıyla ilgili kendine yontan görüş ve düşünceleri bir günde kamuoyuna yansımadı. Hukuk çevreleri AKP iktidarının yargıyı kendine benzetme hevesini iki günde öğrenmedi. Aylardır süregelen bir süreç bu. Hâkimlerin ve savcıların atanmasını, üyelerinin pek çoğu “kendinden” ve Adalet Bakanlığı’ndaki bir komisyon marifetiyle “ayıklama yöntemine” bağlayan yasa veya benzeri önlemler aylardır iletişim organlarında tartışılıyor. Tartışılıyordu, pek çok söz söyleniyor ama iktidarı yolundan çevirecek toplumsal bir eylem veya eylemlere girişilmiyor; iktidar ise ara sıra patlayan tartışmalardan yansıyan olumsuz saptamaları umursamıyordu bile. Son mitingi düzenleyen Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok; “22 Temmuz 2007 seçimlerinin ardından” gazetelere yansıyan demecinde, “AKP’nin yeniden iktidar olmasının Türkiye için bir ‘şans’ olduğunu” söyledi. Özok, tepkiler üzerine sonradan sözlerinin yanlış anlaşıldığını açıkladı ama, o demecinde “bu” olayı, AKP’nin tekrar iktidara gelişini “ülkemiz için son derece önemli bir fırsat” diye niteliyor ve üstüne üstlük RTE’nin tek sözünü anımsamadığı seçim gecesi genel merkez önündeki demecini “ülkemizin demokratik yapısı için son derece önemli” buluyordu. RTE, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok’u kırmadı, yalancı çıkarmadı. AKP, yalnız bütün Türkiye için değil, özellikle yargı için “bir şans.. ülkemiz için son derece önemli bir fırsat” olduğunu yargıda atamaları düzenleyen yasayla bir günde kanıtladı! ??? Gelişmeler aylarca izlendi de ne oldu: 22 Temmuz’dan Aralık 2007’ye kadar geçen sürede toplumsal tepkiye gereksinilmedi. Ne zaman ki yargının ana rahmi olan atamalarla ilgili konuda son derece önemli değişiklikler gerçekleşti. 4 Aralık’tan beş gün sonra 9 Aralık’ta toplumsal tepki, nihayet “hukuka sıkılan kurşun” diye anılan Bağımsız Yargı Mitingi düzenlendi. Miting veya mitinglerin kurumlara ve kişilere ne sağlayıp ne kazandırdığına bir başka yönden şöyle bakabiliriz: Bu türden mitingler bir bakıma kendi kurguladığına inanan, sorun ne olursa olsun önemsemeyen.. mitingi kendinden menkul büyüklüğünü tatmin etmek için bir vesile sayan.. ve kalabalıkları görünce doyuma ulaşma virüsüne yenik düşerek mikrofonu kaptığı gibi içeriği boş, hamasi konuşmalar yapan kimi cazgırların işine yaradı, yarıyor. Yargıtay ve AKP’ye etkisi? Hiç! Toplum üzerinde etki? Yok! Perşembenin gelişini çarşambadan görmekte geciken bir miting... ...Bağımsız Yargı Mitingi; bir pazar gününe, haber bültenlerine renk kattı, hiçbir iz bırakmadan geldiii.. geçti. Sonuç alamayacağı önceden bilinen, pişmiş aşa su katmaya heveslenen tek bir mitingle yargı.. yoksa ve acaba, kurşunu ayağına mı sıktı? Böyle mitingleri lütfen söyler misiniz AKP neden umursasın? ‘Devlet olarak hata yaptık’ Orgeneral Büyükanıt, Türkiye’nin terörle mücadelede insan hakları, demokrasi, barış gibi kavramları elinden kaçırdığını vurgulayarak ‘Bu değerleri taşımıyor gibi gösteriliyoruz’dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, isim vermeden DTP’yi sert bir dille eleştirerek, “Terör hem siyasallaştı hem de legalleşti. Legalleşmeyen tek konu silahlı terör boyutu. PKK siyasi olarak Meclis’e girerek legalleşmiştir” dedi. Büyükanıt, Türkiye’nin terörle mücadelede, insan hakları, özgürlük, demokrasi ve barış gibi kavramları elinden kaçırdığını vurguladı. Büyükanıt, Genelkurmay ATESE Başkanlığı Stratejik Araştırma ve Etüt Merkezi (SAREM) tarafından düzenlenen “PKK/KONGRA GEL Terör Örgütüne Yönelik İdeolojik ve Ekonomik Desteğin Kesilmesi” konulu sempozyuma katıldı. Son bölümde gerçekleştirilen forumda dile getirilen yorumları dinledikten sonra kısa bir konuşma yapan Büyükanıt, bölücü teröre ilişkin açıklamalarda bulundu. ÇİFTE STANDART TEPKİSİ DTP’Lİ TÜRK: GERGİNLİĞİ ÇOĞALTMAYALIM ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DTP Grup Başkanı Ahmet Türk, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın tepkisine, “Gerginliği çoğaltacak beyanlardan kaçınmak gerekir. Herkesin hassasiyetle açıklama yapmasını bekliyoruz” karşılığını verdi. TBMM’de soruları yanıtlayan Türk, “Halkımız, demokratik siyaset yapmak için bizi gönderdi. Meclis’in üyesiyiz.Amacımız, gerginlikleri azaltmaktır” dedi. sözleri AKP hükümetinin terör örgütüne yönelik “eve dönüş” ya da “topluma kazandırma” benzeri yasal düzenleme hazırlığına tepki olarak değerlendirildi. ğin psikolojik, insan ve maddi destek boyutlarının bulunduğunu belirtti. Teröre verilen iç ve dış desteği bir örnekle anlatan Büyükanıt şunları söyledi: “1997 veya 1998 olabilir, Batman’da üç terörist ölü ele geçti. Bana bazı belgeler geldi. Teröristlerden biri Diyarbakır kuzeyinin cephecisi. O dönemde öyle adlandırıyorlardı... O kadar korkunç dokümanlar buldum ki şaşırdım. Batman’da mağarada kalan teröristin İngiltere, İsveç ve Almanya’yla ilişkisi var. Önce içimize bakmamız lazım. İçimizdeki ortadan kalkmadan diğerine hakkın yok.” Türkiye’nin 1984’ten bu yana terörle mücadeleyi yürütürken, insanlığın bazı önemli değerlerini gözden kaçırdığını anlatan Büyükanıt bunları, insan hakları, demokrasi, özgürlükler ve barış olarak sıraladı. Büyükanıt, ‘İç ve dış destek birbirini tetikliyor’ Sözlerini, “Örgütün siyasallaştığını söylüyorlar, terör siyasallaştı” diyerek sürdüren Büyükanıt şöyle devam etti: “Legalleşmenin bir kısmı tamam. Örgüt bazında legalleşme kaldı. Örgütün legalleşmesi, tehditler, şunlar bunlar, anayasa değişikliği hep onların milatlarıdır...” PKK’ye yönelik desteği iç ve dış boyutta değerlendiren Büyükanıt, bunların birbirini tetiklediğini kaydetti. Dış desteğin psikolojik ve siyasi boyutuyla öne çıktığını, aynı zamanda Türkiye’yi engellemeye yönelik olduğunu vurgulayan Büyükanıt, iç deste “İnsan hakları, teröristin haklarına dönüştü.... Bu kavramlar bizim elimizden çıktı. Biz devlet olarak hata yaptık. Bazı ülkeler bizi resmen suçluyor. Biz bu değerleri taşımıyoruz gibi görüntü veriyoruz. Uluslararası kamuoyu onlara hak veriyor ve biz kendimizi savunmak zorunda kalıyoruz. Bunlar bize silah olarak geri döndü. Bu kavramlar elimizden çıktı... İnsan haklarını dikkate almayan, barıştan nefret eden bir ülke gibi gösteriliyoruz. Bu söylemler bizi hukuka, özgürlüklere ve insan haklarına inanmayan ülke haline sokuyor. İşte bu psikolojik harekâttır, biz bunu kaptırdık” dedi. Dağda teröristi tutan en önemli etkenin felsefesi olduğunu belirten Büyükanıt, “Başarılı olma ümidini ortadan kaldırmak lazım” diye konuştu. Saygun: Terör örgütünü Avrupa besliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ergin Saygun, Türkiye’nin müttefiki ve bazı Avrupalı ülkelere terör konusunda gösterdikleri çifte standart nedeniyle tepki gösterdi. Terör örgütünün finansmanını büyük oranda Avrupa’dan sağladığını, bunun Fransa’da devlet tarafından hazırlanan raporlara girdiğini, İsviçre’de de dava konusu olduğunu vurgulayan Saygun, “Aralarında müttefiklerimizin de bulunduğu bazı ülkelerin tutum ve davranışları, terör örgütünün kendisine yaşam alanları bulmasında en büyük etkendir” dedi. Genelkurmay SAREM tarafından düzenlenen “PKK/KONGRA GEL Terör Örgütüne Yönelik İdeolojik ve Ekonomik Desteğin Kesilmesi” başlıklı toplantı Ankara’da Merkez Orduevi’nde gerçekleştirildi. Sempozyumun açış konuşmasını yapan Orgeneral Saygun, teröre yönelik alınması gereken önlemler konusunda BM, AB ve NATO’nun aldığı kararları teker teker sıraladı. Alınan kararlara karşın batılı ülkelerin terör örgütü PKK’ye siyasi ve mali destek verdiğini dile getiren Saygun, “Bu ülkeler Türkiye Cumhuriyeti’nin uğradığı can ve mal kayıplarına, terör örgütüyle birlikte ortak” dedi. Saygun, AB’nin son dönemde PKK ile mücadele konusunda ümit verici kararlar aldığını, ancak terör örgütü üyeleri ve yandaşlarının Avrupa Parlamentosu ile Fransa ve İngiltere parlamentolarında terör örgütünün propagandasını yapan konferanslarının da dikkatlerden kaçmadığını belirtti. ‘PKK Meclis’e girdi’ “Terörün legalleşmesi”ne ilişkin açıklamasına, sempozyum çıkışında sorular üzerine açıklık getiren Büyükanıt, “PKK siyasi olarak Meclis’e girerek legalleşmiştir. Geriye örgüt boyutunda legalleşme kalmıştır” dedi. Büyükanıt, olası bir af ya da eve dönüş yasasına ilişkin soruları ise yanıtsız bıraktı. Hükümete mesaj Yalnızca silahlı kuvvetler ile terörle mücadele edilemeyeceğini anlatan Büyükanıt, “Terörle mücadele ederken teröriste ve terör örgütüne ümit verici davranışlardan toplum olarak, bir bütün olarak kaçınmamız gerekir” dedi. Büyükanıt’ın bu ‘Paris’te uyuşturucuyu PKK dağıtıyor’ Avrupa’da uyuşturucu ve insan kaçakçılığı gibi suçlara karışan örgütün bu ülkelerden finansal destek sağladığını kaydeden Saygun, Paris’in banliyölerindeki uyuşturucunun yüzde 80’inin PKK’nin kontrolünde dağıtıldığı yönündeki tespitin Fransa’da devlet tarafından hazırlanan raporlara girdiğini belirtti. Terörle mücadelede yasal düzenlemelerin insan hakları çerçevesinde eleştirildiğini ve atılacak adımların engellenmeye çalışıldığını anlatan Saygun, buna karşın Türkiye’den daha az terör şiddetine maruz kalan ülkelerin mevzuatının daha sert olduğuna dikkat çekti. Saygun, bu tedbirleri alan AB ülkelerine tepki gösterilmezken Türkiye’de bir siyasi parti için başlatılan yasal sürece bir AB milletvekilinin tepki göstermesinin düşündürücü olduğunu belirtti. Saygun, “Aralarında müttefiklerimizin de bulunduğu bazı ülkelerin tutum ve davranışları terör örgütünün yaşam alanları bulmasında en büyük etkendir” dedi. Hizbullah’ın terör örgütü listesine alınmadığı dönemde bu örgütle bağlantılı olduğu gerekçesiyle AlManar televizyonunun Fransa tarafından kapatıldığını anımsatan Saygun, Roj TV’nin Danimarka’dan halen bölücü örgüt lehine yayımlarını sürdürdüğünü vurguladı. Büyükelçi Wilson ‘Düşman Kürtler değil, PKK’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, Türkiye’de düşmanın Kürtler ya da başka bir etnik grup değil, terör örgütü PKK olduğunun açıklığa kavuşturulması gerektiğini söyledi. Wilson, büyükelçiliğin internet sitesinde ABD’nin Kürt politikasına yönelik soruyu yanıtladı. Yanıtında ABD’nin, Türkiye ve Türk halkını dost ve müttefik olarak gördüğünü ifade eden Wilson, “Biz, Irak’taki o malum acımasız, terörist düşmana karşı Türk müttefiklerimiz ve ortaklarımızla birlikte çalışmaya odaklanmış durumdayız. Ancak, çeşitlilikler ülkesi Türkiye’de düşmanın etnik Kürtler veya başka bir etnik grup değil PKK olduğu açıklığa kavuşturulmalıdır” dedi. Osman Nuri Torun toprağa verildi Gazetemizin eski Yönetim Kurulu Başkanı olan ve Türkiye’nin ilk 5 yıllık Kalkınma Planı’nı hazırlayan eski Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı Osman Nuri Torun (84), dün Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki aile kabristanında toprağa verildi. Önceki gün, kalp yetersizliği nedeniyle tedavi gördüğü Başkent Üniversitesi İstanbul Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde yaşamını yitiren Torun için Levent Camii’nde cenaze töreni düzenlendi. Öğle namazının ardından toprağa verilen Torun’un cenazesine,Torun’un eşi Eren Torun, oğulları Ali Torun ve Erhan Torun’un yanı sıra akrabaları, sevenleri ve çalışma arkadaşları katıldı. 1923 yılında Afyon’un Emirdağ ilçesinde doğan Torun, Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. 19441949 yılları arasında Maliye Bakanlığı’nda çalışan Torun, 1960 yılında Devlet Planlama Teşkilatı’na (DTP) girdi.Torun, burada Şube Müdürlüğü ve Koordinasyon Dairesi Başkanlığı görevlerini yürüttükten sonra, 6 Şubat29 Eylül 1962 tarihleri arasında DPT Müsteşarlığı yaptı. Şişecam Yönetim Kurulu’nda da yer alan Torun, Anadolu Üniversitesi’nde de öğretim görevlisiydi. (EREN TOYDEMİR) EĞİTİMBİRSEN’DEN ÖNERİLER ‘İstiklal Marşı okunmasın’ ? Baştarafı 1. Sayfada Hükümet, yeni bir Pişmanlık Yasası’yla hem PKK’ye darbe vurmayı hedefliyor hem de Kürtlere siyasal mesaj veriyor Ankara’dan Kandil’e tünel kazmak!.. MEHMET FARAÇ Hükümet, yeni bir Pişmanlık Yasası’yla salt PKK’nin örgütsel yapısında tahribat hedeflemiyor, Kürt siyasal hareketini ayakta tutan unsurlara da siyasal mesajlar vermeye çalışıyor. Sur Belediye Başkanlığı seçimlerine yönelik hazırlıklar da bu konuda ilginç ipuçları veriyor. Teröristlere “teslim ol” çağrıları yapan hükümet, örgütün tabanında da delik açmaya çalışıyor! 2003 yılından bu yana uygulanan pişmanlık içeren yasalar PKK üzerinde çok ciddi bir etki yapmadı. “Bazı Suç Failleri Hakkında Uygulanacak Hükümlere Dair Kanun” adıyla çıkarılan ilk Pişmanlık Yasası 5 Haziran 1985’ten itibaren uygulandı. Daha sonra çıkarılan 6 benzer yasa da terör sorunun çözümünde beklenen katkıyı sunamadı. Yasalardan yararlanmak için 6 bin 500 civarında kişi dilekçe verdi. 6 Şubat 2004’te yürürlükten kaldırılan “4959 Sayılı Topluma Kazandırma Yasası”ndan yararlanmak için ise bin 935 PKK’li ile bin 975 de Hizbullahçı başvurdu. Ancak bu yasadan da en çok Hizbullah militanları yararlandırıldı. AKP tribünlere oynuyor!.. Hükümet 8. kez uygulanacak pişmanlık yasasının örgütü çözeceği konusunda beklenti içinde bulunuyor. Başbakan Erdoğan, bu konudaki çalışmaları TSK ile birlikte yürüttüklerini açıklasa da, terörün AKP iktidarı döneminde büyük boyutlara ulaştığı gerçeği ortada duruyor. Yalnızca terör değil, KONGRA GEL, AB ülkeleri arasındaki lobi çalışmalarını Erdoğan hükümetleri döneminde etkinleştirdi. Örgüt, siyasallaşma ile ilgili çabalarını son 5 yıl içerisinde yoğunlaştırdı, taleplerini daha kolay ve pervasızca dillendirmeye başladı. PKK, yine en çok bu dönemde devletten taviz koparmaya çalıştı. AKP zihniyetinin so runa ad koymayla başlayan kafa karışıklığı terörle mücadelede kararsızlığa yol açtı ve bu tutum PKK’nin yarattığı travmayı şiddetlendirmekten öteye gitmedi. Hükümet tüm bunlara karşın yeni bir pişmanlık yasasıyla PKK kadroları üzerinde deprem yaratmaya çalışıyor. Ancak yeni “teslim ol” çağrılarının ardında salt bir grup PKK’linin dağdan indirilmesi değil, hükümetin siyasal beklentileri de yatıyor. Dövizin frenlendiği, enflasyonun düşürüldüğü iddialarıyla iktidarını perçinlemeye çalışan AKP, ülkenin en büyük sorununa “nasıl neşter atarım” endişesiyle çözümsüz adımlar atıyor! Surda delik açmak Hükümet 22 Temmuz seçimlerinde Güneydoğu’da oyunu arttırmanın verdiği cesaretle tribünlere oynuyor! Önümüzdeki yıl yapılacak yerel seçimler ne yazık ki AKP’nin terörle mücadele politikalarına da yön veriyor! PKK, bu yüzden AKP’ye, sempatizan kadrolarını saflarına alan Nakşi gruplara ve de pişmanlık yasalarıyla salıverilen Hizbullahçılar’a saldırıyor. PKK’nin yayın organlarından ANF önceki gün yayımladığı “Diyarbakır’da AKPHizbullah işbirliği” başlıklı haberde, DTP’li başkan Abdullah Demirbaş’ın Danıştay tarafından görevden alındığını anımsattı ve sonra da AKP’nin önümüzdeki aylarda yenilenecek olan Sur Belediye Başkanlığı için yaptıklarına yer verdi. ANF, 2004 yerel seçimlerinde AKP’nin 8 bin 398, DEHAP’in ise 13 bin 183 oy aldığı Sur beldesinde iktidarın aradaki farkı nasıl kapatmaya çalıştığını şöyle gündeme getirdi: “Sur Beldesi’nde örgütlenmiş bulunan Hizbullah başta olmak üzere, dini yapılanmalar ile sıkı ilişkiler kuran AKP Diyarbakır il yöneticileri, hem bu dernek, vakıf, aşevi, okuma evi gibi dini yapılan maların örgütlenmesi konusunda engelleri ortadan kaldırırken, bir yandan da bunların herhangi sosyalhukukiekonomik sorunlarının çözümü için de elinden gelen tüm imkânları seferber ediyor. Sur Beldesi’nde yapılması beklenen seçim öncesinde son üç aydır evler AKP’liler tarafından düzenli bir şekilde ziyaret ediliyor. Yoksul hanelere kuru gıda, para, giyecek ve yakacak yardımları yapılıyor. Ev kirasını ödemeyenlerin kiraları ödeniyor, bakkala, esnafa, fırına olan borçları kapatılıyor. Öğrencilerin dersane ücreti temin ediliyor, özel burs alması için girişimlerde bulunuluyor.” AKP, iktidar gücünü kullanarak DTP’nin kalelerinde, surlarında oyuklar açmaya çalışıyor. Geriye Kandil’e tünel kazmak kalıyor! Dağdaki teröristler de pişman olup analarının yanına dönerse AKP açısından her şey güllük gülistanlık olacak! Bildirgede özetle şunlara yer verildi: ? Yerel dil ve lehçelerin seçmeli ders olarak okutulması sağlanmalıdır. Eğitimin tüm kademelerinde herhangi bir ideolojinin dayatılmasından vazgeçilmeli, ideolojik eğitimden demokratik eğitime geçilmelidir. ? İlköğretim okullarında okutulan öğrenci andı yeniden gözden geçirilmeli, etnik farklılıklar ve evrensel değerler dikkate alınarak yeniden dizayn edilmelidir. Öğrencilerin törenlere katılma zorunluluğuna son verilmelidir. ? Karma eğitim ilkesi gereğince, bölgede sadece kız öğrencilerin devam edeceği pansiyonlu kız meslek liseleri açılmalı, kırsal kesimde ikamet eden kız öğrencilerin bu okulara devamı sağlanmalıdır. ? Özellikle yükseköğretimde kılıkkıyafet serbesliği getirilip, başörtüsü (türban) yasağı kaldırılmalıdır Eğitimİş Genel Örgütlenme Sekreteri Hasan Kütük, “AKP, kendi gibi düşünen sendika ve kitle örgütleri yaratıyor, amacını bu sendikalar aracılığıyla yaymaya çalışıyor” dedi. Türkiye Cumhuriyeti’nin laik, demokratik, çağdaş üniter yapısının değiştirilmek istendiğini belirten Kütük “Asli görevleri sendikacılık olanlar, AKP’nin atama bürosu gibi çalışıp onun fikirlerini yaymak için uğraşıyor. Açıklanan bildiri Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin temel kazanımlarını hedefliyor. Eğitimİş olarak, Atatürk devrimlerine, ulusal bütünlüğümüze, laik, demokratik Cumhuriyetimize sahip çıkmayı sürdüreceğiz” diye konuştu. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle