27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 ARALIK 2007 CUMARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y B Y B Y Y Y Y Y 11 10 11 13 16 14 16 16 11 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y Y Y Y Y Y 13 15 15 13 9 6 12 9 18 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B PB PB PB B B B 17 19 12 13 10 12 7 10 3 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurt geneli parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, Ege, Batı AKdeniz, İç Anadolu, Karadeniz ve Doğu Karadeniz bölgesinde etkili olmak üzere, genellikle yağmur, Karadeniz’in iç kesimleri, İç Anadolu’nun kuzeydoğusu ile Doğu Anadolu’nunu kuzeyinde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacak. Hava sıcaklığı iç ve batı bölgelerde 35 derece azalacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo K 3 Helsinki K 2 Stockholm K 2 Londra PB 16 Amsterdam Y 13 Brüksel Y 13 Paris Y 14 Bonn Y 8 Münih Y 5 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y 7 Y 6 PB 15 K 8 K 8 PB 6 Y 17 Y 18 K 8 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı B B K PB PB K PB B B 2 10 6 6 9 2 9 26 17 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Yakınlarını kaybetmenin üzüntüsünü yaşayan aileler kazada havaalanını ve Atlas Jet’i sorumlu tuttular Yüreklere acı ve gözyaşı düştü GÜRSU KUNT/ SERGÜL CANIGÜR 6 NÜKLEER FİZİKÇİ ÖLDÜ ISPARTA Isparta’daki kazada uçakta bulunan herkesin yaşamını kaybettiği yönündeki açıklamalara karşın yolcu yakınları cenazeleri teşhis edinceye kadar, bir mucizenin olacağına inanarak, “Belki yaşayan birisi vardır. O da yakınımdır” umuduyla, Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi önünde saatlerce bekledi. Ancak enkaz alanından getirilen cesetlerin bir bir teşhis edilmesiyle birlikte son umutlar da tükendi. Teşhis için cenaze sahiplerinin en yakınlarından birer kişi morga alındı. Bir yandan yakınlarını kaybetmenin acısını yaşayan aileler, diğer taraftan etrafı dağlarla kaplı havalimanın yapım yerini ve Atlasjet’i sorguladı. ENAZEYE GİDİYORDU C Erciyes Üniversitesi Çin Dili ve Edebiyatı’nı bitirdikten sonra, dış ticaret stajı için İstanbul’a giden 23 yaşındaki Şakir Özsoy’un acılı babası Fettah Özsoy, olaydan havayolu şirketini sorumlu tutarken, havalimanının da politik gerekçelerle yapıldığını ve yerinin bir havalimanı için uygun olmadığını söyledi. Geçen hafta da bir tehlikenin atlatıldığını anlatan Baba Özsoy, “Geçen hafta, ortağım İstanbul’dan dönerken, uçak 3 kez pas geçmek zorunda kaldı. Onlar da büyük tehlike atlattı. Burası havalimanı için uygun bir yer değil. Etrafı dağlarla çevrili. Ben şirketin de kazada hatalı olduğuna inanıyorum” diye konuştu. Baba Özsoy, tek çocuğu olduğunu ve onu da uçak kazasında kaybettiğini belirtirken “Annemi kaybettim. Oğlum da İstanbul’dan onun cenazesine katılmak üzere geliyordu” dedi. Engin Arık Bilim dünyası yasta İstanbul Haber Servisi Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Rektörü Prof. Dr. Ayşe Soysal, Atlasjet uçağının düşmesiyle yaşamını yitirenler arasında yer alan Prof. Engin Arık’ın, Türkiye’de “teorik fizikçi” olarak anıldığını belirterek “Türk fiziği önemli bir insanını kaybetti” dedi. Doğuş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mithat Uysal, Atlasjet’in düşmesi sonucu yaşamını yitiren öğretim üyeleri Prof. Dr. Ataç Soysal, Prof. Dr. Fatma Şenel Boydağ, Doç. Dr. İskender Hikmet’in “bilim şehidi” olarak anılacaklarını söyledi. Rektör Soysal, üniversitenin fizik bölümünde öğretim üyesi Prof. Dr. Erhan Gülmez ve Yrd. Doç. Dr. Taylan Akdoğan ile basın toplantısı düzenledi. Kazada, Prof. Dr. Arık, araştırma görevlisi ve doktora öğrencisi Özgen Berkol Doğan ve yüksek lisans öğrencisi Engin Abat ile Özel Doğuş Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olan Mustafa Fidan’ın yaşamını yitirdiğini söyledi. Evli, 1’i kız 2 çocuk ve 2 torun sahibi Prof. Dr. Arık’ın, Türkiye’de teorik fizikçi olarak anıldığını, fiziğe çok düşkün olduğunu, Mustafa Fidan’ın da BÜ Fizik Bölümü’nden mezun olduğunu dile getiren Soysal, Engin Abat’ın ise 2 yıl önce Eskişehir Anadolu Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü’nden mezun olduktan sonra BÜ’de yüksek lisansa başladığını anlattı. Özgen Berkol Doğan’ın da 1998’de Robert Koleji’ni bitirdiğini ve BÜ’den mezun olup, sonra da yüksek lisans yaptığını söyleyen Soysal, Doğan’ın daha sonra da Prof. Dr. Arık ile çalışmaya başladığını ifade etti. Prof. Dr. Erhan Gülmez de olayda ölen arkadaşı Prof. Dr. Arık’ın, Devlet Planlama Teşkilatı’nın düzenlediği “Türk Ulusal Hızlandırıcı Projesi’’ toplantısına katılmak üzere Isparta’ya gittiğini belirterek “Üzerinde çalıştığı projenin tamamlanmasıyla Nobel Ödülü alabilecek nitelikteydi’’ dedi. Toplantıya katılması gereken Doğuş Üniversitesi’nin 4 kişilik grubunun diğer üyesi Doç. Dr. Serkant Ali Çetin’in diğer öğretim üyeleriyle gitmeyerek kazadan kurtulduğu belirtildi. Fatma Ş. Boydağ Doğuş Üniversitesi’nde öğrenciler kazada ölen hocalarına ağladı. İskender Hikmet. yan ve onun evindeki ihtiyaçları gidermek üzere Isparta’ya giden Mehmet ve Zeliha Yiğitbaşı da kazada yaşamını kaybedenler arasında. Mehmet Yiğitbaşı’nın uçaktan çok korktuğunu, mecbur olmadıkça da uçağa binmediğini anlatan kuzeni Önder Yiğitbaşı, “Oğlu Süreyya’nın ihtiyaçlarını karşılayıp, evini yerleştirmek üzere gitmişlerdi. Dönemediler” diye konuştu. yorum. Sabotaj olabilir.’’ NNENİN FERYATLARI A YÜREK YAKTI Kazada yaşamını kaybedenler arasında bulunan eczacı Sibel Uysal’ın ailesinin feryatları ise yürek yaktı. Acıbadem Hastanesi’nde eczane müdürü olarak çalışan Uysal’ın aile ziyareti için uçağa bindiğini belirten yakınları, “Biz Dinar’da yaşıyoruz.Antalya uzak olduğu için hep Isparta Havalimanı’na gelir, biz de onu havalimanından alırdık. Bu kez kızımızı alamadık” diye feryat etti. Anne Meral Uysal’ın “O benim yaşam sevincimdi. Bu kadar mıydı bizimle olan birlikteliği. Bir kere daha yüzünü görmek istiyorum” ağıtları yürek yaktı. ablası Semra Taşkan da kardeşinin mal siparişi vermek üzere İstanbul’a gittiğini, genelde karayolunu tercih ettiğini söyledi.Dayısının ilk kez uçağa bindiğini söyleyen Kemal Sapan ise, “Dayım Tevfik Büyükçaplı, Isparta’da hediyelik eşya satışı yapıyordu. Mal almak üzere, arkadaşı Davut Kurt’la birlikte İstanbul’a gitti. Daha önce hiç uçağa binmemişti. Oysa olanakları da vardı. Binebilirdi” diye konuştu. ĞLUNUN İHTİYAÇLARINI O KARŞILAMIŞTI Oğlu İstanbul’da avukatlık görevine başla KEZ UÇAĞA BİNDİ İLOTUN ABLASI: İLK Eğirdir’de esnaflık yapan Rafi Taşkan’ın PSABOTAJ OLABİLİR Uçağın kaptan pilotu Serhat Özdemir’in İzmir’de yaşayan ablası Nevin Öztan ise kardeşiyle ilgili şunları söyledi: “Evli ve 3 çocuklu olan kardeşim Serhat Özdemir, Antalya’da oturuyordu. Hava Harp Okulu mezunuydu. Aynı zamanda İTÜ elektrik elektronik mühendisliğini bitirdi. 1981 yılından bu yana pilotluk yapıyordu. 1990 yılında ordudan ayrıldı ve bir süre ABD’de yaşadı. Daha sonra ABD vatandaşı oldu ve çifte pasaport taşımaya başladı. Benim kardeşim profesyonel bir pilottu. Teknik arızası olan bir uçakla kesinlikle uçmazdı. Uçakta öğretim üyeleri de varmış. Uçağın pilot hatasından veya teknik bir arızadan dolayı düştüğüne inanmı Demeç yelpazesine bakılırsa Wilson, önceki günü gazetecilerle konuşarak geçirmiş. Wilson diyor ki: “Gizli gündemimiz yok!” Çok doğru. Zaten her şeyi açık yapıyorlar. Sadece bir bölgenin milletvekillerini toplayıp, “Orada olup bitenleri sizden dinlemek, sizin önerilerinizi almak istiyoruz” demek, sanırım başka türlü yorumlanamaz. Bu bağlamda Wilson, Türk toplumuna karşı Başbakan Erdoğan’dan daha açık! Wilson diyor ki: “Ilımlı İslam projemiz yok.” Çok doğru. Başlangıçta adına belki ılımlı İslam dediler ama, gerçekte “bağımlı İslam” hedefledikleri apaçık ortada. ABD yönetimiyle uyumlu, ılımlı, bağımlı çalışacak bir İslami ülkeler topluluğu... ??? Wilson diyor ki: “DTP ile görüşmem. Terörle arasına mesafe koymalı...” Bu da doğru da... Daha dün, kaçırılan Türk askerleri, Irak’ın kuzeyinde Amerikalı komutan gözetiminde Türkiye’ye getirilirken, teslim yerinde TBMM çatısı altından hangi partinin milletvekili vardı? DTP’nin... ABD’nin ömrü bir yıl bile sürmeyen Terörle Mücadele Özel Koordinatörü Ralston Türkiye’ye geldiğinde, heyetindekilerden bir bölümü kiminle görüştü? DTP’lilerle... Wilson, DTP’nin terörle arasına mesafe koymadığını yeni mi fark etti? Yoksa, DTP’nin artık Türkiye’ye dayatılamayacak halde olduğunu gördüğü için mi onlarla görüşmekten vazgeçti? Üstelik, bir daha asla görüşmeyeceğini de söylemiyor, “terörle aralarına mesafe koyarlarsa görüşeceğini” vurguluyor. Bu noktada Wilson’la Erdoğan’ın imrenilecek bir görüş birliği içinde olduğunu görüyoruz. Wilson diyor ki: “Biz etnik kökene dayalı hareket etmiyoruz.” Davet edilenlerin tümünün Güneydoğu’dan olması rastlantı mıydı? Öteki davetliler bir yana, KADEP ve HAKPAR varlık nedenlerinin tamamen Güneydoğu olduğunu da ilan etmiş durumda. Wilson diyor ki: “İstihbarat akışı başladı...” Bu da çok doğru. Wilson kimden bilgi almak istiyorsa, çağırıyor Büyükelçiliğe, bütün istihbaratı alıyor. Bundan güzel akış mı olur? İstihbarat akışı o kadar yoğun ki, davetlilerden biri ötekilere, “Arkadaşlar, iç sorunlarımızı bu boyutta bu masada dile getirmeyelim” deme gereği duyuyor! Wilson diyor ki: “Yemeklere devam edecektik. Konuklar rahatsız olmasın diye iptal ettik.” Durum sözcük oyunlarının çok ötesinde ama, Wilson kendisinden çok, çağırdığı kişilerin rahatsız olmaması için yeni toplantılar yapmıyor ve doğal olarak onlara “konuk” diyor! Kendisi tabii ki ev sahibi! ??? Wilson diyor ki, diye başlayıp düşüncelerimizi aktardık. ABD Büyükelçisi olarak Wilson’a saygı duyarız. Ama bir bölge valisi havasına girerse önce kaygı duyarız, sonra en azından yurttaş tepkimizi koyarız. Sormadan edemiyoruz: Başbakan ne diyor? Türkiye’nin konularını “bizi ilgilendirenler ve ilgilendirmeyenler” diye ikiye ayırmış görünen Erdoğan’ın yanıtı şu olsa gerek: “Bazı şeyler açıklanmaz...” ankcum?cumhuriyet.com.tr UZMANLAR DEĞERLENDİRDİ P Kardeşinin adının Muhammet Serhat olduİLOT İSMİNİ DEĞİŞTİRMİŞ ğunu bildiren Nevin Öztan, 11 Eylül saldırılarının ardından ABD’de tepki gördüğü için kardeşinin Muhammet olan ilk adını İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak kimliğinden sildirdiğini ve sadece Serhat adını kullanmaya başladığını söyledi. Frekans başka vericiye kilitlenmiş olabilir Yurt Haberleri Servisi Isparta’da 57 kişinin yaşamını yitirdiği uçağın düşüş nedeni henüz kesin olarak belirlenemezken uzmanlar farklı açıklamıyor yapıyor. Emekli Tümgeneral Pilot Seyfettin Seymen, uçağın gövdesinin bir bütün olarak düşmesinin ancak uçağın çok süratsiz olmasından kaynaklanacağını belirterek şöyle konuştu: “Uçak neden süratsiz? Burada teknik sebepler olabilir, insan faktörü olabilir diğer sebepler olabilir. Pilot demiş ki ben pisti gördüm, hava net, pisti karşıladım. Bu demektir ki pilot pistin ışıklarını görmüş. Yaklaşırken uymak zorunda olduğu bazı kurallar vardır, bunlar şunlardır: Sürat ve irtifa. Şayet süratsiz kalırsanız uçak tutunamaz.” Seymen, diğer olasılığı şöyle sıraladı: “Herhangi bir nedenle sürat düşmüşse kuyruğunu tepeye vurmuş ve düşmüş olabilir.” Elektronik ve Haberleşme Mühendisi Şafak Morgül ise ilginç açıklamalarda bulundu. 1970’li yıllarda THY’de kullanılan Focker F28 uçaklarının tamamına yakınının düşerek kaybolduğuna işaret eden Morgül, “30 yıl sustum. Artık susmayacağım. Bu uçakların düşme nedeni 30 yıldır saklandı” diye konuştu. F28 uçaklardan 3’ünün Toroslar’da düştüğüne dikkat çeken Morgül şöyle devam etti: “Toroslar’a çarpan 3 uçağın düşme nedeni, Seydişehir Alüminyum İşletmeleri’nin,Ankara merkezle haberleşmesini sağlayan, Toroslarda bulunan SSB telsiz vericisinin ‘verici anten çıkış filtresinin’ olmayışı idi. Onarımı yapan teknisyen, anten çıkış filtresini devre dışı bıraktığı için ‘Harmonik Frekanslar’, çok sayıda frekans bandına sarkarak etki etmiştir. Bu frekanslar, özellikle gece uçuşlarında uçakların Havaalanı Yaklaşım Bandına sarkarak uçakların havaalanı yaklaşım bandı yerine dağlardaki bu antenlere kilitlenmesine neden olmuştur. Bu durumda pilot olayı fark ettiğinde artık iş işten geçmiş oluyordu ve pilotun ağzından çıkacak ‘eyvah’ sesi bile kara kutuya yansımıyordu. ” Atatürk Havalimanı’nda kriz masası oluşturuldu. İstanbul’daki yolcu yakınları sinir krizi geçirdi ‘Kaza anlaşılır gibi değil’ İstanbul Haber Servisi Atlasjet Havayolları’na ait KK4203 sefer sayılı yolcu uçağının düşmesi sonucu Atatürk Havalimanı’nda kriz masası oluşturuldu. Yolcu yakınları ile kaza kırım ekibi, THY’nin tahsis ettiği bir uçakla Isparta’ya götürüldü. İstanbul Vali Yardımcısı Cafer Yıldız, uçağın normal kalkış saatinin 21.45 olduğunu belirterek “Havaalanında bakım çalışmalarından dolayı uçak 00.50’te kalktı. Uçağın düşme haberi ise bize gece saat 04.00’te ulaştı” dedi. Kazanın duyulmasının ardından havaalanına gelen yolcu yakınları Türk Hava Yolları’na ait bir uçakla Isparta’ya gönderildi. Atlasjet’in Florya’daki genel merkezine gelen bazı yolcu yakınları ise görevlilere tepki gösterdi. Türkiye Havayolu Pilotları Derneği (TALPA) Başkan Yardımcısı Altay Yıldırım, “Pist görüldü, yaklaşıyoruz denildikten sonra bu uçağın bir yere vurması anlaşılır gibi değil’’ dedi. Kazanın ardından Atatürk Havalimanı iç hatlar terminaline gelen yolcu yakınları, buradaki bekleme salonuna alındı. Çok üzgün oldukları gözlenen ve zaman zaman gözyaşlarını tutamayan, sinir krizleri geçiren yolcu yakınlarına Atatürk Havalimanı’nda bulunan sağlık ekipleri müdahale etti. Gelen talepler üzerine yolcu yakınları ve havalimanında bulunan basın mensuplarının bir kısmı, THY tarafından tahsis edilen uçakla götürüldü. Uçakta 115 yolcu yakınının yanı sıra kaza kırım ekibi, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden bazı görevliler ile doktor ve hemşireler ile basın mensupları yer aldı. OĞANER: DÜŞÜŞ NEDENİ D ARAŞTIRMA KONUSUDUR Atlasjet Üst Yöneticisi (CEO) Tuncay Doğaner de uçağın güzergâhındaki farklılığın altını çizerek “Çok ilginç bir kaza. Uçak olmaması gereken bir yerde’’ diye konuştu. Florya’daki genel müdürlük binasında basın toplantısı düzenleye Doğaner, ilk incelemede, uçağın teknik özelliklerinde ve hava şartlarında herhangi olumsuz bir olgunun oluşmadığını, incelemenin sürdüğünü belirterek, hava şartlarının, görüş şartlarının uçuşa elverişli olduğunu “Bundan daha güzel bir hava olamaz.Ancak meydan, pist görüldükten sonra, uçağın buraya nasıl düştüğü bir araştırma konusudur’’ dedi. Doğaner, sözlerine şöyle devam etti: “Meydanın görüldüğünü ve yaklaşmaya devam ettiklerini kuleye bildirdikten sonra uçakla temas kaybolmuştur. Teknik bir arızayla uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Bundan sonraki safha kara kutunun bulunup incelenmesidir. Artık konu bizden çıkmıştır. Uçağın herhangi bir arızası yoktur. Bakımları yerindedir. Bakımlarıyla ilgili bir hata söz konusu değildir.’’ Uçakla irtibatın kesilmesinin ardından Atatürk Havalimanı’na gelen yolcu yakınları, görevliler tarafından kriz masasına götürüldü. İstanbul’daki yolcu yakınları ile kaza kırım ekibi, THY’nin tahsis ettiği bir uçakla Isparta’ya götürüldü. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle