18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 KASIM 2007 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 Bebek ‘Ege Mahir’ organ bekliyor ? İSTANBUL (AA) Öğretmen ÜmitGamze Yıldız çiftinin, 64 gündür tedavi gördüğü yoğun bakımda iki kez kalbi duran, böbrek, solunum ve karaciğer problemi yaşayan, incebağırsağının tamamı, kalınbağırsağının ise yarısı alınan ve buna rağmen hayata sımsıkı tutunan 2 aylık minik bebekleri “Ege Mahir’’, yaşamak için bağırsak bağışlanmasını bekliyor. Bebekleri için bir umut ışığı doğduğunu ve uygun donör bulunması halinde kendisine incebağırsak nakli yapılacağını kaydeden Ümit Yıldız, “Küçücük bir hayat yardımınızı bekliyor” diye konuştu. Prof. Dr. Kili’nin ‘Türk Devrim Tarihi’ adlı kitabının çevirisi 3. baskısını yaptı Bir çağdaşlaşma modeli İstanbul Haber Servisi Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Suna Kili’nin, “Türk Dil Kurumu 1981 Bilim Ödülü”ne değer görülen “Türk Devrim Tarihi” kitabının 11. baskısı ve “Atatürk Devrimi: Bir Çağdaşlaşma Modeli” kitabının çevirisi “The Atatürk Revolution: A Paradigm of Modernization” kitabının 3. baskısı İş Bankası Kültür Yayınları’nca yayımlandı. “The Atatürk Revolution: A Paradigm of Modernization” kitabı, Batı’nın Türk toplumunda “askerin” rolünü kavrayamadığı ya da kavramak istemediği konusunu irdelemiş ve bu bağlamda askerimülki bürokrasinin düzeltim atılımlarında yer almasını, ulus devlet kurulmasındaki işlevini ve Cumhuriyet kurulduktan sonra çağdaşlaşmanın itici gücünü oluşturmasını vurgulayarak açıklığa kavuşturuyor. Bu konuda görüşlerine başvurduğumuz Kili, çağdaşlaşan Türkiye’de “askerin rolünü” şöyle açıklıyor: “Bilim evrenseldir. Ancak bir ülkenin kendine özgü toplumsal, tarihsel ve ekonomik gerçekleri vardır. Osmanlı devleti Rönesansı yaşamamış ve Sanayi Devrimi’nin dışında kalmıştı. 19. yüzyılda da ulusal ekonomisi yoktu ve Batı’nın ekonomik sömürüsünü yaşıyordu. Ulusal ekonomi, sanayileşme olmayınca ulusal bir burjuva sınıfı ve işçi sınıfı da yoktu. Batı’daki burjuva sınıfı bir süreç içinde aydınlığın, insan haklarının ve yeniliğin yanındaydı. Oysa, ulusal bir sanayii ve ‘ekonomisi’ olmayan Osmanlı devletinde bir ulusal burjuva sınıf da oluşmamıştı. Ve bu boşluğu dolduran ve yeniliklere öncelik eden askeri ve mülki kesimle tıbbıyeliler oldu. Bunun çok açık bir nedeni vardı. Savaşlarda yenilgiler Osmanlı padişahlarını, en azından bir kesimini, bir düzeltime (ıslahata) itmiş ve askeri, yönetim ve tıp alanlarında yenilenme, modernleşme doğrultusunda atılımlar başlatılmıştı. Önce modernleştirmeye ve yeni bir eğitim sistemiyle yetiştirilmeye çalışılan harbiyeli, mülkiyeli ve tıbbiyeli bir süre sonra modernleşme atılımlarının itici gücünü oluşturmuştur. Osmanlı düzeltim hareketleri devrini tamamlamış bir siyasal yapıyı; kısacası, Osmanlı devletini ayakta tutmak için yapılan girişimlerdir. Oysa ulus devlet sürecini başlatamadığından Osmanlı düzeltim çabaları birçok başka nedenin yanı sıra bu nedenle de başarılı olamadı. Bu düzeltim çabaları Osmanlı devletini çöküşten kurtaramadı. Ancak bu düzeltim çabalarının çok önemli bir sonucu oldu. Bu da ülke sorunlarına kendini adamış ve gittikçe artan bir oranda ‘çağdaşlaşmanın bütüncül’ bir kavram ve gerek olduğunu anlayan ulusal ve ulusçu kadroların oluşmasına olanak verdi. Hiç kuşkusuz harbiyeli, mülkiyeli ve tıbbiyeli bu ulusçu kadroların itici gücünü oluşturmaktaydı. Türkiye’nin bu tarih ? Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Suna Kili’nin, “Türk Dil Kurumu 1981 Bilim Ödülü”ne değer görülen “Türk Devrim Tarihi” kitabının 11. baskısı ve “Atatürk Devrimi: Bir Çağdaşlaşma Modeli” kitabının çevirisi “The Atatürk Revolution: A Paradigm of Modernization” kitabının 3. baskısı İş Bankası Kültür Yayınları’nca yayımlandı. ‘The Atatürk Revolution: A Paradigm of Modernization’ kitabı, Batı’nın Türk toplumunda askerin rolünü “kavrayamadığı konusunu irdeliyor”. Prof. Dr. Kili ‘Türk Devrim Tarihi’ kitabında da ‘Kuruluş ve Kurtuluş’ ekseninde Türk devrimini inceliyor. ‘Kürdistan’ın işgaline karşıyız’ ? Dış Haberler Servisi Mısır’ın başkenti Kahire’de resmi temaslarda bulunan Kıbrıs Rum Yönetimi Dışişleri Bakanı Erato Kozakou Markoullis, Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa ile bir araya geldi. İşbirliği anlaşmasının imzalanmasının ardından konuşan KozakouMarkoullis, Türkiye’nin olası sınır ötesi Kuzey Irak operasyonunun uluslararası yasalara aykırı olduğunu öne sürerek, “Türkiye’nin Kürdistan’ı işgaline karşıyız” dedi. Bir gazetecinin ‘Kürdistan’ kelimesini neden kullanıyorsunuz, neden Irak demiyorsunuz?’ sorusunu cevapsız bırakan Markoullis, konuyu değiştirerek Türkiye’yi suçlayan ifadeler kullandı. Markoullis, Türkiye’nin AB’ye üye olabilmesi için Kıbrıs’la ilgili verdiği sözleri yerine getirmesi gerektiğini vurguladı. ‘Türkiye’ye imtiyazlı ortaklık şüpheli’ ? VİYANA (ANKA) Avrupa Parlamentosu (AP) Yeşiller Grubu üyesi Avusturyalı Johannes Voggenhuber, bir Avusturya gazetesine yaptığı açıklamada Türkiye’nin K. Irak’a yönelik olası sınır ötesi operasyonu durumunda müzakerelerin durdurulması çağrısında bulundu. Voggenhuber “Türkiye, kendini savunma hakkına işaret ediyor” yolundaki bir soruyu, “Bu gülünç. Türkiye için önemli olan Kuzey Irak Kürtlerinin güçlenmesidir, PKK savaşçılarının yok edilmesi değil. Kürtlerin birliği büyük bir tehdit unsuru olarak görülmektedir. Kendini savunma hakkıyla hiç alakası yoktur. Sınırın Türk ordusu tarafından geçilmesi açık seçik saldırı anlamına gelir” diye yanıtladı. Voggenhuber, “Ben her zaman tam üyelik içermeyen imtiyazlı ortaklıktan yana oldum. Ama şu anda bu bile şüpheli” dedi. sel sosyolojik özelliğini Batı göz ardı etmektedir. ‘Siyasal İslamın ulus bilinci olmaz’ Prof. Kili, İngilizce yapıtında “kimlik” konusuna oldukça geniş yer ayırıyor. Eserinde, etnik bölünmeler ve etnik ve siyasal amaçlı dinsel düşünceler ve bu bağlamda etnik kimlik ve dinsel kimlik kavramlarının feodal düzenin özellikleri olduğunun altını çizen Prof. Dr. Kili, “Siyasal amaçlı İslamda ulus bilinci olmadığını, cemaat ve ümmet anlayışının egemen olduğuna” dik kat çekiyor. Etnik amaçlı düşüncenin bölücü bir işlev gördüğünü vurgulayan Kili, şu görüşlere yer veriyor: Çağdaşlaştırıcı ulusçuluk “Etnik amaçlı düşünce ise bölücü bir işlev görmektedir. Ata ‘ULUS DEVRİM MODELİ DÜNYAYA ÖRNEK’ itabın Türkçe yayımı olan “Atatürk Devrimi: Bir Çağdaşlaşma Modeli” kitabıyla, Türkiye İş Bankası “Siyasal Bilim Büyük Ödülü”nü kazanmış olan Prof. Dr. Kili, bu yapıtında, “Atatürk Devrim Modeli”ni ayrıntılarıyla inceliyor. Kili, İngilizce kaleme aldığı bu kitabın önemini ele aldığı konuyu çağdaş bilimsel veriler ışığında değerlendirildiğinin altını çizerek şöyle konuştu: “Bu yapıt Atatürk’ün devrim modeline odaklanan ve bu “modeli” marksist ve kapitalist modellerle karşılaştıran; “Atatürk Devrim Modeli”nin bilimselliğini saptayan, bu modelin bir “Üçüncü Yol” olduğunu ispatlayan ve Atatürk’ü uyguladığı “Devrim Modeli” açısından da tanımamıza olanak veren bir çalışmadır. “Üçüncü yol”, “Ulusal Devrim Modeli” olarak tanımlanmalı ve bu modelin bir ülkenin kendi “birikimlerine” dayanarak oluşturulduğuna ve dıştan gelecek müdahelelerin en etkili bir biçimde engelleyebileceği bilinmelidir.” Atatürk Devrim Modeli’nin, azgelişmiş ülkeleri ‘’boyunduruktan kurtaran’’, gerçek bağımsızlığa kavuşturan ve iç ve dışişlerine karıştırılmasını önleyen dünyaya örnek bir mo K del olduğunun altını çizen Kili, ‘’Onun için bu model antiemperyalisttir, insancıldır ve bu model gerçekten tüm insanlığı sardığı, insanı insan olarak gördüğü, insanı meta olarak görmediği için evrenseldir’’ diyor. Prof. Dr. Kili, 11. baskısı yapılan “Türk Devrim Tarihi” kitabında da, Kurtuluş Savaşı dönemini hem tarihsel ve hem de siyasal ve sosyolojik açılardan inceleyerek okura sunuyor. Kili konuya yaklaşımının bilimsel çerçevesini ise şöyle anlatıyor: “Çağdaşlaşma sürecine girebilmek için evvela bağımsızlığa kavuşmak ve çağdaşlaşmanın önkoşulu olan ulus devleti kurmak gerekir. Mustafa Kemal önderliğinde Anadolu halkının başlattığı bağımsızlık ve Kurtuluş Savaşı aynı zamanda ulusal Türk devletinin kuruluşunun da savaşıdır. Ulus devlet kurma konusunda ülkemizin önemli bir ayrıcalığı var. Batı’da ulus devleti saltçı krallar kurdu. Ülkemizde ise Mustafa Kemal ve onun önderliğindeki ilerici kadro yani halk, ulus devleti kurdu. Ancak şeklen bağımsız ulus devleti kurmak, çağdaş ulus devlet olmaya yetmediği için devrimler başlatıldı.” türk, Yugoslavya’da Tito’nun yaptığının tam aksini, “ayrılıkları” değil, “benzerlikleri” kurumsallaştırmıştır. Atatürk ulusal kimlik bilincini yaşanmış ve yaşanmakta olan “ortak tarih”, “ortak kültür” ve “Türk milleti mensubiyetine” dayandırmıştır. Atatürk ulusçuluğu çağdaş ve “çağdaşlaştırıcı bir ulusçuluk” dur. Batı’da bu anlayış “modernizing nationalism” olarak tanımlanmaktadır. Çağdaşlaştırıcı ulusçuluğun amaçlarını şöyle sıralayabiliriz: Ulusal bağımsızlık, hızlı ekonomik kalkınma, ulus devletin yaratılması ve bu devletin yönetim biçiminin halkçı bir kimliğe dayatılması. Atatürk ulusçuluğu Türkiye Cumhuriyeti devletinin bağımsızlığını korumayı ve aynı zamanda Türk toplumunu çağdaşlaştırmayı amaç edinmiştir. Bu ulusçuluk öbür devletlerin bağımsızlığına saygı gösteren bir ulusçuluktur ve irredentist değildir. Atatürk ulusçuluğu her türlü emperyalizme karşıdır. Osmanlı İmparatorluğu’nda iktidarın kaynağı ulus değildi. Atatürk Devrimi Osmanlı İmparatorluğu’nun dinsel yapısına bağlı ‘ümmetçiliğin’ ve bunu yaşatan düşünce ve kurumların yerlerine ulusal istenç ve ulusal egemenlik ilkelerini koyarken çağdaş, laik, demokratik bir topluma dönüşmemizin temelleri atılıyordu. Atatürk ulusçuluğu herhangi bir kişi, hanedan, kurum ve sınıf egemenliğine karşı olmakla kendine özgü halkçılık anlayışını da yansıtır. Atatürk ulusçuluğu aynı zamanda laik bir ulusçuluktur.” Cinayete ‘Cüneyt Arkın’ indirimi ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Buca’da 2005 yılında meydana gelen olayda Serdar Bayraktar, arkadaşlarıyla içki içip, evine doğru giderken Celal Kaplan ve yanındakilerle tartışmaya başladı. Bayraktar’ın, kendisine “Sen artis misin, Cüneyt Arkın mısın?” dediği gerekçesiyle bıçakladığı Kaplan hastaneye kaldırılırken öldü. Olaydan sonra tutuklanan Bayraktar, 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Davanın temyiz edilmesi üzerine yerel mahkemenin verdiği kararı inceleyen Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi, cezayı fazla buldu. Yargıtay, bozma gerekçesinde, ölenin saldırı öncesinde “Artis misin, Cüneyt Arkın mısın?” sözünün hafif tahrik olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Yargıtay’ın bozma gerekçesini dikkate alan mahkeme Bayraktar’ın cezasını 7 yıl 6 aya indirildi. Mayına basan yurttaş yaralandı ? ANKARA (AA) Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan terörle mücadeleye ilişkin duyuruya göre, Hakkâri’nin Yüksekova ilçesi dağlık arazi kesiminde dün sürüsünü otlatan bir yurttaş, teröristlerce tuzaklanan mayına sürüsündeki bir hayvanın basması sonucu yaralandı. Hakkâri’nin dağlık arazi kesiminde icra edilen arama ve tarama faaliyeti esnasında ise terör örgütü mensuplarına ait çeşitli yaşam malzemeleri bulundu. ‘Fuhuş’ cinayeti: 3 ölü ? MERSİN (AA) Mersin’de Hacı Ali Y, (26) Siteler Mahallesi’nde yaşayan eşi Dilek Yeniay (26) ve teyzesi Nebahat Kavasoğlu (46) ile bu sabah “Fuhuş yapıyorsunuz” diyerek tartışmaya başladı; tartışma büyümeden sona erdi. Daha sonra aynı yere bisikletle gelen Hacı Ali Y. eşi ve teyzesiyle tekrar kavga etmeye başladı. Hacı Ali Y, eşini ve teyzesini evinin merdivenlerinde pompalı tüfekle öldürdü. Daha sonra karısına fuhuş yaptırdığını iddia ettiği Can Özlağlek’i (24) evinde uyurken öldüren Hacı Ali Y, polise teslim oldu. Hacı Ali Y, eşini öldürdüğü sırada, eşinin kucağında ismi açıklanmayan bir yaşındaki çocuğun bulunduğu, çocuğun yara almadan kurtulduğu bildirildi. ‘AKP politikaları ortaoyunu gibi’ Türkiye’nin Barzani ve Talabani ile “muhatap” edilmek istendiğini anlatan Türk MetalSen Başkanı Özbek, “Her şey bir tiyatro oyunundan ibaret. Ulus devlet olarak onurumuz çiğnenmektedir” dedi İstanbul Haber Servisi Türk MetalSen Başkanı ve Türkiyem Topluluğu Sözcüsü Mustafa Özbek, 8 askerin PKK değil, ABD’nin yönlendirmesiyle peşmergeler tarafından kaçırıldığını ileri sürdü. Türkiye’nin bu yolla Barzani ve Talabani ile “muhatap” edilmek istendiğini anlatan Özbek, “Her şey bir tiyatro oyunundan ibaret. Ulus devlet olarak onurumuz çiğnenmektedir” dedi. Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Özbek, AKP’nin Türkiye’ye güç kaybettirilerek uluslararası alanda bilinçli itibar kaybına uğratıldığını belirtti. Türkiye’nin karşısındaki gücün PKK değil, peşmerge olduğunu söyleyen Özbek, “AKP’nin izlediği politika bir tiyatro oyununa benziyor. Karşımızda bir peşmerge var, dolayısıyla ABD’nin maşası Barzani ve Talabani var. Bizim muhatabımız ABD, çünkü peşmergeyi eğiten, silahı sağlayan, desteği veren ABD, ama biz ABD’yi stratejik ortak olarak görüyoruz. İktidarın gerçek yüzünü ortaya koymalıyız. Askerlerin, Erdoğan’ın ziyaretinden bir gün önce de getirip teslim etmelerine dikkat edilmeli. Öcalan posteri önünde gidilip peşmerge ile askerin serbest bırakılması için protokol imzalanıyor. Bu yaşananların tümü bir tiyatro oyunudur. Asıl terörist ABD’dir. Türkiye, ABD’ye karşı tavrını koymalıdır. Bu tavrı koyamıyorsa mesele bitmiştir” dedi. ‘Operasyon yapılmalı’ rasyonun ardından TSK’nin Irak’tan hemen çıkmaması gerektiğini anlatan Özbek, “Sınır ötesi operasyon sonrası orada bir süre kalınmalı. Bölgedeki Türkmenlerin yaşadığı yerler var. Kerkük var. BOP kapsamında kurulucak bir Kürdistan, İsrail ve ABD’nin büyük hayali. TSK’nin sınır ötesi operasyonun ardından bir süre bu topraklarda güvenlik için kalması bu hayali engelleyecektir” dedi. ‘Halk sahip çıkmalı’ yamıyorsa, bunu gidip ABD’ye danışıyorsa, ABD’nin iznini alıyor ve yine ABD’nin müsaade ettiği kadar, halkın gözünü boyayacak kadar göstermelik bir hareketle geçiştirmeye çalışıyorsa, bunu halkın bilmesi lazım. Halk, bağımsızlığına sahip çıkmalıdır.” ‘Tarikatlar yönetiyor’ Ana’dan Ata’ya koştular ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Büyükşehir Belediyesi’nce düzenlenen Ana’dan Ata’ya 1. Ulusal Yol Koşusu yapıldı. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ile Karşıyaka Belediyesi’nin de desteklediği yarış, Karşıyaka Zübeyde Hanım Parkı’nda başladı ve Cumhuriyet Meydanı’nda sona erdi. Engelli yurttaşların da aralarında bulunduğu her yaş grubundan, çok sayıda İzmirli, 12 bin 800 metrelik özel parkurda koşulan yarışa büyük ilgi gösterdi. Yarışta toplam 12 kategoride, birincilere tam altın, ikincilere yarım altın, üçüncülere ise çeyrek altın verildi. Dereceye girenlerin tümüne kupa ve eşofman takımı armağan edildi. Özbek,PKK’ye darbe vurulması için mutlaka sınır ötesi operasyon yapılması gerektiğini söyledi. Ope AKP iktidarının, sınır ötesi operasyon için ABD Başkanı George Bush ile görüşmesini de “ulusal onurun çiğnenmesi” olarak niteleyen Özbek şöyle konuştu: “Türkiye’yi yöneten iktidar, Irak’ın kuzeyine sınır ötesi operasyonu Meclis’ten karar çıkarıp uygula Özbek, “AKP’nin seçimlerde aldığı yüzde 47 oy göz ardı edilemez” teziyle meşruiyet arandığını, ancak AKP iktidarının da tarikat ve cemaatlerin arkasına sığındığını söyledi. Özbek, Atatürk’ün kurduğu laik demokratik Cumhuriyet’in, ABD’nin güdümündeki ılımlı İslam projesi ile tehlikede olduğunu vurgulayarak “Türkiye’nin iskeleti ile oynanıyor, anayasal düzen bozuluyor” dedi. CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle