10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 AĞUSTOS 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 Kene Hamza Saykan: “Haymana’da halkı korkutan dev örümcek de bir şey mi? Yıllardır Ankara’daki keneye rağmen halkın gıkı çıkmıyor.” Ya ğ m u r E k i m Seçmen yaşı küçültülecekmiş... “Arka bahçe hasadı!” GÖRÜŞ BEDRİ BAYKAM Elektrik zamlanacakmış... Kendisi gibi fiyatı da çarpacak! Bilmece Özden Şener: “Bir bilmecem var:; süpürülmekten, kullanılmaktan etkilenmez, karikatürle zedelenir; bilin bakalım bu nedir?” İŞBİRLİKÇİ Sözlüğü’nün yeni fasikülü çıktı. Ayşe Meral’in gelişen olaylara göre özenle hazırladığı sözlüğün son fasikülünden bazı konu başlıkları: Eşbaşkan: Pentagonun askeri haritalarında Türkiye, İran, Suriye, Irak ve Azerbaycan’ın parçalanarak, topraklarının bir kısmının ‘‘Özgür Kürdistan’’ adıyla ABD’nin kurduğu kukla devlete, bir kısmının da Ermenistan’a verilmiş olarak yer alması ve ABD Dışişleri Bakanı’nın ağzından açıklanan ‘‘Yeni Ortadoğu zamanı geldi’’ sözü üzerine Başbakanın gururla övündüğü Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanlık görevinin, ne menem bir görev ve misyon olduğunu tarihin şimdiden yazmaya başlaması. Vizyon Belgesi: Birbirlerine Condi ve Abdullah diye hitap ederek, kanka olduklarını Türk kamuoyuna göstermeye çalışan, ABD ve Türkiye dışişleri bakanlarının imzaladıkları ‘‘vizyon belgesi’’nin ne olduğu, Condi’nin ‘‘yeni Ortadoğu zamanı geldi’’ diye konuyu açık etmesiyle, aslında belgenin Büyük Ortadoğu Projesi vizyonu olduğunun ortaya çıkmasıyla, projenin eşbaşkan baş yardımcısının misyonunun da bu vizyonu yerine getirmek olduğunun anlaşılması. Orantısız Güç: ABD’nin esas oğlan rolünü oynayan İsrail’in, Lübnan’da sivillere yönelik katliamları proje çuvalına sığmayınca, kendi tabanında İsrail’e ve ABD’ye karşı öfke yükseldiğini gören Yahudi Şofar ödüllü eşbaşkanın ‘‘İsrail orantısız güç’’ kullanıyor diyerek mızrağı çuvala sığdırmaya çalışması. Son fasikül Sınır Ötesi: Şehit cenazelerinin yarattığı öfke üzerine eşbaşkanın ABD büyükelçisi ile girdiği ‘‘sınır ötesi operasyon’’ polemiğinde milletimizin sabrı ile eşbaşkanlığının misyonu arasında sıkışması ve fakat Atlantik ötesinden izin çıkmayınca ABD tarafından çizilen sınırının ötesine geçilemeyeceğinin açıkça ifade edilmiş olması. Projeyi Bir Şey Sanmak: Büyük Ortadoğu Projesi faillerinin Ortadoğu’daki katliamları iyice ayyuka çıkıp milletimizin İsrail ve ABD’ye karşı yükselen öfke ve tepkisi karşısında, eşbaşkanın ‘‘Ben projeyi özgürlük ve demokrasi projesi olarak biliyordum” demesi ve projenin ne BOP olduğunu yeni öğrendiğini itiraf etmesine karşın vizyon için üstlendiği misyon gereği eşbaşkanlıktan istifa etmeyi düşünmemesi. Medyamızda ‘İmamCemaat’ Durumları! Zeynep Oral, bir sabah uyandı ve Akşam’da Oray Eğin isimli birinin kendisine karşı kaleme aldığı, baştan aşağı ipe sapa gelmez iddialarla dolu saldırıyı okudu. Zeynep Anadolu’yu bilmezmiş de, Nişantaşı’ndaki hükümranlığını kaybetmek ona ağır gelmiş de, Kutluğ Ataman gibi genç sanatçıları anlamayı, anlatmayı beceremezmiş de... Buna benzer bindirmeleri, durup dururken bu eylemlere ‘‘soyunan’’ köşe yazarcıklarından görmeye alışık olduğum için, bu zavallılıkları takmamasını rica ederek Zeynep’i aradım. Oral’ın sanat ve demokrasi alanlarında kim olduğunu bilmiyor muyuz? Kadın hakları savaşlarını, dünyayı bir ucundan diğerine kat edip üstlendiği sosyal işlevleri, müzik ve tiyatro alanlarındaki bilge kişiliği ve sayısız makalelerini, kitaplarını... Zeynep haklı olarak üzülmüş. Benim gibi on günde bir şizofrenik 2. cumhuriyetçi benzer debelenmelerle uğraşmaya belli ki ‘‘aşılı’’ değil. Desteğime teşekkür etti ve meslektaşlarının tepki verip vermeyeceğini merak ettiğini söyledi... ??? Zeynep’in yanıtını Akşam yayımlamamış. Demokrasi sihirli bir kelime(!). Yoğun dost tepkileri de olmadı. Entelektüel ortamda, lince uğrayanların yanında yer alma alışkanlığı yoktur. Hatta biraz insanlar içlerinden bu yazıları ‘‘Vay be, amma da giydirmiş’’ diye gizli bir keyifle okurlar. Saldırıya uğrayan yapıcı, demokrat insanlara destek olmasını bekleyeceğiniz kişilerse bu konularda cimridirler: ‘‘Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın!’’ Ne Zeynep, ne de kimse böyle bir dayanışma beklesin. Ben ayda bir, köşesini neyle dolduracağını bilemeyen tipolojilerin hedefi olurken hangi kitle örgütü, hangi yazar dostum kılını kıpırdattı? Ha, hakkını vereyim Hürriyet’ten Yurtsan Atakan, Pamuk olayında utanç verici bazı kalemler yalan iddialarla beni ve Yurtsever Hareketi, Pamuk ve yandaşlarına yumurta ve küfür sallayanlarla aynı sepete koyduğunda, ağızlarının payını vermişti ve bu meslekte insanlığın da ölmediğini kanıtlamıştı. ‘‘Oray Eğin farklı cinsel tercihlerini açık açık ortaya koymalı mı, yoksa bunlar gizli mi kalmalı?’’ Bütün bir yaz Türkiye gazete köşelerinde bunu tartıştı. Beni ilgilendirmez, herkesin tercihi kendine. Ama isterdim ki o yaşta bir insan, iki günde meşhur olmak için ona buna saldıracağına 2.5 kuruşluk düşünmeyi becersin, Zeynep’in dediği gibi ‘‘araştırsın’’. Kendisi iki de bir bana da bulaşıp, aklınca çamur sıçratır: ‘‘Vay efendim Abdi İpekçi’yi anma töreninde, Bedri Baykam’ın ne işi varmış, görünmek için oraya gitmişmiş.’’ Şimdi kalkıp bu sıfır kilometre beyin gücü yansıtan sözlere, tekzip yollanır mı? Ah köşecik yazarım, sen doğmadan önce 70’li yıllar boyunca Abdi Bey ile dost olduğumu, ilk imzalarımı sporda onun gazetesinde attığımı, ailesi ile hâlâ görüştüğümü bilmiyor olabilirsin. Sana kimse ‘‘araştırmacı gazetecilik’’ filan öğretmemiş. Bari, genel verileri ‘‘öğren de gel’’. Hadi dün Uğur Dündar’a, bana, bugün Zeynep’e, yarın Ali’ye Veli’ye saldırdın, 35 gün meşhur oldun. Bunu makbul bir kimlik arayışı olarak gören kaç kişi çıkar? ??? Belli ki bu genç, ‘‘imza’’ olmak için bu ilkel yolu seçmiş... ‘‘Boşver, büyür, olgunlaşır’’ dersiniz. Peki bir başkası 64 yaşında aynı şeyleri yapıyorsa ona ne dersiniz? Mehmet Ali Birand otobiyografimi okumadan saldırıya geçivermiş. Bakın MAB Posta’da neler yumurtlamış: ‘‘Her konuda fikir sahibidir. Siyaset ön plandayken siyaseti seçer. Boş günlerinde resim yapar ve kitap yazar. Rüzgâr farklı esiyorsa, o da rüzgâra bakıp hemen ön plana geçer. Sosyal demokrat olur, ulusalcıdır. Fikir özgürlüğünden yanadır, ancak Ermeni konferansını basanların arasında da görülür. Her sezonun, her mevsimin, her konunun adamıdır...’’ Biraz insaf! Bundan daha etik dışı, uyduruk yorum az okumuşumdur. Ben mi rüzgâra göre eğiliyorum, az resim yapıyorum? Sevgili Zeynep, MAB ‘‘40 yıllık gazeteci(!)” olarak web sitemi bile açıp bakmayı beceremeden bu saptırmaları yapabiliyorsa, Oray ne yapsın, söyler misin? Ya da Sabah’ta Suzan Verdi takma adıyla bir garip; ‘‘Büyük Türk CHP ressamı BB oradaydı. Biliyorsunuz hani artık resim atölyesine kilit vurup mahkeme önlerinde kızıl elmacılarla birlik olup bağıran Bedri Baykam’’ şeklinde ve daha nice psikopat cümleler ortaya koyduğunda, bunlar yayımlanabiliyorsa, Basın Konseyi’ne gitmemiz ne kadar anlamlı Zeynep? İnan bana sinirini bozduğunla kalıyorsun... email: bedbay?tnn.net Faks: 0212 227 34 65 İmamcı Zehra Top: “İmamı hastane müdürü yaptıklarına göre AKP’nin sağlık politikasında doktorlardan çok imamlara ihtiyaç var demektir!” SESSİZ SEDASIZ (!) Türkiye peşkeş çekilirken yeni medya! TÜRKİYE’NİN devlete yük olmayan, aksine ödediği vergilerle hazineye önemli katkıları olan köklü kuruluşlarının yok pahasına birilerine peşkeş çekilmesine ilişkin eleştirilerin, bu kuruluşların çok ucuza gittiği savında odaklaşmasının gerekli ama yeterli olmadığını söylüyor Dinçer Kişoğlu ve şöyle diyor: “Gelecekte olası kriz dönemlerinde, ‘zam yoksa, üretim de yok’ diyebilen elektrik üreticileri gibi hasmane tavırların ipuçlarının verildiği gözlerden ırak tutulmazsa, ülkenin, şimdilik orta çaptakileri AKP kadrolarına; orta üst çaptaki kuruluşları da yabancılara teslim edenler, bu kuruluşların yok pahasına elden çıkarıldığını bilmez olurlar mı? Biliyorlar, hem de çok iyi biliyorlar. Öyleyse, neden pür telaş peşkeş çekmeye devam ediyorlar? Kendi içindeki Müslümanları potansiyel sorun olarak görmeye başlayan AB’nin, ABD’nin planı doğrultusunda Türkiye’yi ‘İslam Cumhuriyeti’ne dönüştürme çabalarına yeterli desteği istese de veremeyeceğini düşünen AKP, uluslararası tahkim boyunduruğunu havuca dönüştürerek günü gelince bu kuruluşları yok pahasına alan yabancı sermayeden diyet borçlarını ödemelerini; AKP’ye siyasal, ekonomik ve kamuoyunu yönlendirme desteği vermelerini talep etmeyi planlamaktadır. Yerli medyayı yeterli görmeyenlerin, Murdoch’ları devreye sokmaları bunun ilk işareti olarak algılanmalıdır.” Ters akan Anıl Öcal: “Şarkı makamının şarklı zihniyetinden türküye geçip Ordu’nun derelerini ters akıtmaya uğraştılar ama fındık üreticisinin tepkisi ile akıttıkları ters sularda boğulmak üzereler!” Tarihi Görselliğiyle Mardin Müzesi İ. GÜRŞEN KAFKAS Farklı birçok kültürün beşiği olan Mardin, değişik mimarisiyle açık bir müze görünümündedir. Kuruluşundan bugüne kadar geçirdiği yönetim değişimleri, savaşlar ve olaylar kentin mimarisini pek etkilememiş. Mardin, iyi korunmuş ve en az bozulan kentlerimizden biri olmuştur. Kent merkezi, özgünlüğünün korunması amacıyla site alanı içindedir. Cami, kilise ve konaklarının yanı sıra tarihi medrese ve manastırlarıyla da ünlüdür. Mardin, özgün konakları (binaları) ve kendine özgü mimari değeriyle aranılan, farklı görünümlü bir turizm durağı olmuştur. UNESCO tarafından ‘‘dünya kültür mirası’’ kapsamına alınması çalışmalarının sürdürülüyor olması da sevindiricidir. Tarihini, yontulu taşların bilincine gömen Mardin, gündüzleri bir açık müze görselliğindedir. Yontularındaki gizler dillense de geçmişi geleceğe aktarsa diye düşünüyorum. Geçmişin yaratıcı ve üretken ustalarının taşlarda, altın, gümüş ve dokumada işledikleri özgün desen, motif ve hatlar bugünün sanat anlayışına uyarıcı katkı sağlayacaktır. Kent merkezinin bu tarihe açık duruşunun yanı sıra Dara, Hasankeyf, Midyat ve diğer ilçelerde de dünleri bugünlere taşıyan nice konak, kilise, köprü, cami ve medrese görülmeye değer. minde Diyarbakır Valisi olan Hacı Hasan Bey’in süvari kışlası olarak yaptırdığı bu bina, 19912003 yıllarında Mardin Vergi Dairesi olarak kullanılmıştı. Mardin Valiliği ve ÇEKÜL Vakfı işbirliğinde projelendirilen bu binanın, geleceğin ‘‘Mardin Kent Müzesi ve Dilek Sabancı Sanat Galerisi’’ne dönüştürülmesi kültür adına olumlu ve yararlı bir karardır. Düzenlenen törene; Sabancı Vakfı Başkanı Güler Sabancı, Dilek Sabancı, ÇEKÜL Vakfı Başkanı Prof Dr. Metin Sözen, İstanbul Valisi Muammer Güler (Mardinli oluşu nedeniyle), Mardin Valisi Mehmet Kılıçlar, Belediye Başkanı Metin Pamukçu ve MAREV Başkanı Fehmi Tahincioğlu katıldılar. Özgün yapıya dönük çokça eserin sergileneceği Mardin Kent Müzesi’nde, yöre kültürümüzü besleyen el yazması kitaplar, hat sanatının örnekleri tablolar, figürler, yazıtlar ve desenler olacağını kurguluyorum düşümde. Her Mardinlinin bu müzede kendinden bir parça bulacağına inanıyorum. Görsel yapısıyla taş işçiliğinin en güzel örneklerini sunan Mardin, bu müzeyle geçmişi geleceğe taşıyacak bir kültür evine ulaşmanın zevkini tattıracaktır izleyenlere... Mardin’in sosyal, kültürel ve ekonomik gelişmesinde MAREV’in; Mardin; Valisi Mehmet Kılıçlar’ın Belediye Başkanı Metin Pamukçu’nun; özellikle eski vali Temel Koçaklar’ın emekleri ve çabaları unutulmazlardandır. Yörenin tarihini dile getiren ve kültür miraslarını koruma altına alan bu müze, Mardin’in özgün yapısını gelecek kuşaklara taşıyacaktır. Her yerde ve her zaman müzeler, tarihin geleceğe tanıtımında umut kapısı olmuşlardır. Müzeler, yeni kuşağın dünleri sorguladığı, öğrenmeye ve anlamaya çalıştığı kültür yeridirler. HARBİ SEMİH POROY OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc?yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 8 Ağustos www.mumtazarikan.com BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN Taş’ın ve şiir’in kenti Taş işçiliğinin farklı ve en güzel örneklerini barındıran yapılarıyla Mardin, bir açık hava müzesi konumundadır. Kent merkezi ve çevresindeki yapılarda ve yöre halkının evlerindeki duvarlarda sergili nice eserler olduğu bilinmektedir. Atalarından armağan bu eserleri geçmişin bir anısı olarak saklayan halkın, kurulacak ‘‘Mardin Kent Müzesi’’ne bağışlayacaklarını, anlayışlı olacaklarını düşünmekteyim. Köklerine ve geçmişin yapısına bağlı halk, kendilerinden bir parça olan eserlerin müzede sergileniyor olmasından esenlik duyacaktır. Taşın, şiirin ve inancın yaşayan kenti Mardin, birçok uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır. 12 bin yıllık tarihi geçmişinin eserlerinin sergileneceği ‘‘Mardin Kent Müzesi’’ ile görsel ve kalıcı bir kurum kazanılacaktır. Mardin’e sevdalıların bir araya gelerek kurdukları MAREV’in girişimci uğraşları sonucunda; Sakıp Sabancı’nın sağlığı sürecinde ‘‘Mardin Müzesi’’ kurulması sözünü, bugünün Sabancı Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ile Dilek Sabancı; Hacı Ömer Sabancı Vakfı işbirliğinde yaklaşık üç buçuk milyon YTL ayrılan kaynakla, bu kültür projesini gerçekleştirecektir. II. Abdülhamit döne Höşgörü ve anlayış Mardin insanına dinlerin getirisi olan hoşgörü ve anlayış, antik değerlerdeki tarihi eserlerin de korunması ve kalıcılığında önemli yer etmiştir. ‘‘Mardin Kent Müzesi’’ sonrasında, Mezopotamya kültür beşiği kentin özgün tarihi değerlerinin (kilise, konak, cami, abbaraların) yer alacağı bir ‘‘Mardin Kültür Eserleri Minyatür Müzesi’’nin de gelecekte kurulacak olması, kalıcı bir eser olmanın yanında gezginlere de şaşkınlıklarla dolu seyir zevkini yaşatacaktır. Tarih, inanç ve kültür cenneti Mardin, dinlerin ve dillerin kardeşçe yaşandığı örnek bir kentimizdir. Gezilmeli ve görülmeli, geçmişin gizleriyle bütünleşmeli. Folklorik yapısı, tarihi değeri, kültür mirası ve görselliğiyle dünleri çağrıştıran Mardin, farklı bir yapının ve mimarinin kentidir. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Vara yoğa ağlayan, sulu 1 gözlü. 2/ Gü 2 ney Ege ve Akdeniz böl 3 gelerimizde çi 4 pura balığına 5 verilen ad. 3/ Sahip... ‘‘ 6 pezik değil mi 7 / Yürek ezik 8 değil mi / Ben sevdim eller 9 aldı / Bana yazık değil 1 2 3 4 5 6 7 8 9 mi’’ (Türkü). 4/ Bir 1 V İ K T O R Y A çalgı... Gözleri gör2 İ Ş R E T A K A meyen. 5/ Gösteriş, caMA N Ş ON ka... Manda yavrusu. 3 M A M İ 6/ Eski Mısır’da güneş 4 A R V A N A 5 N E S T A M P tanrısı... Bahçe ya da İ T A S açık ağıl etrafındaki 6 A K S İ P E K D N A çit. 7/ ‘‘Kırmızı, kızıl’’ 7 anlamında eski söz 8 A V A R S O Y A cük... Argoda karnı aç 9 T İ K R İ K E T ya da parasız kimse. 8/ İlişkin, değgin... Bir cetvel türü. 9/ Önceden belirlenen bir amaca ulaşmak için tutulan yol. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Sık ve küçük taneli bir çeşit ekşi üzüm. 2/ Mehmet Âkif Ersoy’un toplu şiirlerini içeren yapıtı. 3/ Bir nota... Nikel elementinin simgesi... Rus köylü topluluğuna verilen ad. 4/ Eskişehir’in bir ilçesi... Boğaza ya da bademciklere yerleşen ve anjin türü hastalıklara neden olan mikrop. 5/ Asya’da bir ülke. 6/ Unvan... Utanç duyma... Eylemleri olumsuz yapmakta kullanılan ek. 7/ Turşusu yapılan bir tür yaban soğanı. 8/ Afrika’da yaşayan bir antilop... İtici neden, güdü. 9/ Sıcak parçanın ansızın su içine daldırılmasıyla elde edilen çatlak cam türü. CUMHURİYET 17 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle