13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 AĞUSTOS 2006 PERŞEMBE 6 HABERLER ‘Eve en yakın okula kayıt’ uygulaması kalkarken zorunlu bağışı okul aile birlikleri toplayacak PERŞEMBE ORHAN BURSALI Veliler zorla bağışa tepkili EMEL KILIÇ Toplumların Yönü1 Türkiye Fas olur mu? Yeni muhafazakârlar, dinciler, bazı liberal aydınlar, AKP’liler, AKP yandaşları ve destekçileri, Atatürk’ün kurduğu ve bugün Ortadoğu’dan farklı bir yerde durmamızı sağlayan cumhuriyetin yerine AKP’li veya benzer başka ‘‘light’’ Cumhuriyet yerleştirmek isteyenler, bize bu konuda güvence veriyorlar. Hayır! Olmaz! Niye olmazmış? İnandırıcı, bilimsel hiçbir gerekçeleri yok! Efendim, Türk halkı kazanımlarını artık içselleştirmişmiş! Artık Fas mas gibi ülkelerdeki toplumsal ilişkiler ülkemizde kurulamazmış! Gördünüz mü! Ne güçlü gerekçe! Aslında söyledikleri sadece şu: ‘‘Bize güven gerisini merak etme sen!’’ Olur! Baş üstüne! ??? Peki meseleye nasıl yaklaşmalı? Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji dergisinin 1000. Sayı ve 20. Yıl kutlaması çerçevesinde düzenlediğimiz ‘‘Bilim ve Toplum’’ konulu kongredeki açış konuşmamda ifade ettiğim bazı düşünceleri bu köşeye de aktararak tartışmaya girelim: Toplumlar hep ileri mi gider? Şüphesiz, toplumlar sürekli bir değişim yaşar. Kuşaklar arasında derin farklılıklar oluşur, özellikle günümüzde değişimin hızı çok artmıştır. Ancak bu değişime her zaman ‘‘ileri gidiş’’ denir mi? ‘‘İleri’’ ne demek, bu kavramı nasıl açıklarız? Toplumlardaki değişimi birinci derecede bilim ve teknoloji dünyasındaki yenilikler, gelişmeler etkiliyor... Bilim ve teknoloji ile toplumların etkileşimi başlı başına bir konudur; ama bilim ve teknoloji ile toplumların ‘‘nereye gittikleri’’ de ayrı bir konudur. Gittikleri istikametler aynı mı, yoksa ayrı mı? Bilimin istikameti ile toplumların istikameti sık sık aynı değil, aynı olmak zorunda da değil... Hatta belki de sık sık bütünüyle farklı! ??? Birincisi, yani bilim ve teknoloji dünyası, düz bir istikamette yol alıyor. Doğanın sırlarına her gün daha üst düzeyde vakıf oluyor ve teknoloji üretimi de buna uygun olarak gelişiyor. BT’nin oku, kendi tutarlığı ve dünyası içinde hep ileri doğru! Peki, bunu toplumlar için söyleyebilir miyiz? Toplumların oku, zaman içinde, nereye ve nasıl gidiyor? Toplumların ne yöne gideceklerini kesin bilebilir miyiz? Toplumlar, bilim ve teknolojinin gelişimi ve eleştirel aklın oku yönünde hareket etmek ihtiyacındalar mı? Tarih içindeki gelişmesine baktığımızda, toplumlar her yöne hareket edebilirler; bilimin okunu izlemek zorunda değiller. Yakın tarih bize toplumların çok farklı bir telden çaldıklarını gösteriyor... Bilimin ve insan düşüncesinin en üst kimliği olarak felsefenin ulaştığı eleştirel akıl ve düşünce zenginliği ile toplumların yönelişi (yönetimi) ve ortalama aklı arasında ciddi bir problematik var.. Mesela, iki büyük savaşı ve bilimsel teknolojik devrim patladıktan sonra da hâlâ yaşadığımız savaşları düşünün.. ‘‘Bilimin kalesi’’ ABD’yi düşünün. ABD’de iktidar olan ve dünyada Amerikan yüzyılı imparatorluğu kurmak isteyen yeni muhafazakâr doktrin, bilimin ve insan düşüncesinin ulaştığı düzey ile nasıl bir ilişki içinde? İkisinin oku, tarih içinde paralel mi gidiyor? Yoksa ayrı yönlere mi? Bu soruyu, genel olarak, insanlık için de sorabiliriz. Bence, bilim ve teknoloji dünyasının aklıyla, ‘‘toplumların aklı’’, birbirinden çok farklı! ??? Ama sadece akılları değil, ‘‘saatleri’’ de öyle! Bilim ve teknoloji dünyasının saati, mesela genellikle bugünü gösterebilirken.. ...toplumların saati ise, iki bin yıl öncesini, bin yıl öncesini, beş yüz yıl yüz yıl öncesini, 50 yıl öncesini... gösterebilmektedir. Mesela Türkiye’yi bıraksak, bütünüyle bugünkü iktidarda bulunan ekibin isteği doğrultusunda gitse.. ...Acaba Türkiye’nin saati hangi zamanı gösterir? Peki aklı kaçıncı yüzyılla kucaklaşır? Bugünkü Türkiye’de toplumun ortalama saati, hangi zamanı göstermektedir? Toplum için zaman, saat, ok, istikamet.. müthiş göreceli bir karakter taşıyabilirken.. Bilim ve teknoloji için, zaman, saat, ok, istikamet.. acaba göreceli midir, göreceli olabilir mi? Bütün bunlara hiç kafa yormadan ‘‘Türkiye Fas olabilemez’’ diye işkembeden atmak, düşünceye yakışır mı? Bu tartışmayı zaman içine yayarak ve uzatarak derinleştireceğiz. Milli Eğitim Bakanlığı(MEB) tarafından 5 pilot ilde başlatılan ‘‘eve en yakın okula kayıt’’ uygulaması kaldırılırken, veliler internet üzerinden yapılan kayıtların, zorunlu bağışı engellemeyeceğinden kaygılılar. Veliler, okulların açılmasına haftalar kala ‘‘Zorunlu bağış, okul aile birlikleri tarafından toplanacak’’ dediler. Çocuklarını fiziki donanımı yetersiz, kalabalık sınıflarda okutmak istemeyen ancak özel okullara gönderecek ekonomik gücü de olmayan bazı veliler de, ‘‘sahte evrak’’ düzenleyerek çocuklarını ‘‘popüler okullar’’a kayıt yaptırmak istemişlerdi. Uzmanlar ise yaşanılan sorunların temel kaynağının ödenek yetersiz ? İlköğretim okul kayıtlarında bazı veliler sahte evrak düzenleyerek popüler okullara kayıt yaptırmak isteyince, MEB okul kayıtlarında ‘‘eve en yakın okula kayıt’’ uygulamasını kaldırdı. liği olduğunu ve okulların her açıdan eşit düzeye getirilmesiyle çözülebileceğini vurguladılar. EğitimSen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, kayıt dönemi başladığında karşılaşılacak sorunları önceden söylediklerini belirterek, ‘‘Yurttaşlar, kendi semtlerinde araç gereç ve donanım yetersizliğini düşünürek popüler okullara çocuklarını göndermek istiyorlar. Okullar, zenci beyaz okulları gibi ayrılıyor. Oysa okullar her yönden eşit hale getirilmeli’’ dedi. Dinçer, velilere eşit olanaklar sunulduğunda sahteciliğe başvurulmayacağının altını çizerek, ‘‘Onların da kendilerince haklılık payları var, düzeltilmesi gereken sistemin kendisi. Velilerden, polisten ve savcılıktan kayıt isteniyor. Bütün bu önlemlere rağmen bu kayıt sistemi ile, öğrencilerden kayıt ücreti alınmayacak anlamına gelmiyor. Okul aile birlikleri velileri zorlayarak, ‘Banka hesaplarına para yatırın’ demiyor” diye konuştu. İstanbul’da görüştüğümüz popüler olan üç okulun idarecileri, okulların niteliklerinin eşit olmadığını ve okullara ödenek ayrılmadığın kaydederek şunları söylediler: ‘‘Yurttaş çocuklarının daha iyi okullara gitmesini istiyor. Bu uygulama özel okullarda neden yapılmıyorsa devlet okullarında da yapılmamalı. Yapılan sınırlama ile cemaatlerin elindeki özel okullara yönlendiriliyor çocuklar. İlköğretim okullarına ödenek ayrılmıyor, bağış ise engelleniyor. Çözüm okulların standardını aynı hale getirmek. Zorunlu bağış toplanmasın istiyorlar, okul aile birliği aracılığıyla okullar giderlerini karşılamak zorunda kalıyor.’’ Ceketi de varsa verecek İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ata Özer ise geçen gün ilk kez gerçekleştirdiği basın toplantısında, velilerden bağış toplanırken okul aile birlikleri aracılığıyla bağış toplanılacağını söyledi. Özer, bağış toplanırken okul müdürlerinin karışmayacağını söyleyerek ‘‘Aile birliği komisyonu okulun ihtiyaçlarını kendi belirlesin. Veli destek olacak, ceketi de varsa verecek, o verecek ve sana güvenecek’’ dedi. DÜŞÜK PUAN ALDILAR Bakan çocukları özel üniversitelere ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ÖSS’de sayısal ağırlıklı puanlarda barajı geçmeyen, sözel puan türünde ise düşük bir puan alan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in oğlu Enis Çelik, Özel Başkent Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV ve Sinema Bölümü’ne yerleşti. 2006ÖSS yerleştirme sonuçlarına göre bakan çocukları, özel üniversiteleri tercih etti. Milli Eğitim Bakanı Çelik’in Özel Ahmet Ulusoy Lisesi mezunu oğlu Enis Çelik, Başkent Üniversitesi İletişim Fakültesi RadyoTV ve Sinema Bölümü’ne yerleşti. Çelik, ÖSS’de başarısız bir sonuç elde etmiş, sayısal ağırlıklı puanlarda 185 puan barajını geçememiş, sözel puan türünde ise barajı zor aşabilmişti. Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın oğlu Ramazan Akdağ ise ilk tercihi olan Bilkent Üniversitesi’nin burslu işletme bölümünü kazandı. ÖSS’de, ham puanda Sayısal1 puan türünde Türkiye birincisi olan Ankara Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesi mezunu Hüseyin Yıldız, kazandığı Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin (ODTÜ) rektörünü ziyaret etti. Sınavı kazanan öğrencileri tebrik eden ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Vural Akbulut, bu yıl ÖSS’de çeşitli puan türlerinde birinci olan 13 öğrenciden 6’sının, ilk 100’e giren öğrencilerden 17’sinin ODTÜ’yü tercih ettiğini söyledi. Geleceğin liderlerini yetiştirdiklerini kaydeden Akbulut, ‘’ODTÜ’yü, Türkiye’nin en başarılı öğrencileri tercih ediyor. Bu nedenle öğrencilerimizin arasındaki seviye farkı çok az. Aralarında bir sinerji oluşuyor. Bu da başarıyı beraberinde getiriyor’’ dedi. OKS KALKIYOR 2006ÖSS sonuçları dün ilan edildi, sonuç belgeleri ise bugün postalanacak Olgunluk sınavı geliyor Haber Merkezi Milli Eğitim Bakanlığı, ‘‘Ortaöğretim Kurumları Sınavı’’nı (OKS) kaldırmaya hazırlanıyor. Yeni düzenlemeye göre, lisede birinci sınıfın dışında her yıl ‘‘merkezi olgunluk sınavı’’ getirilecek. Son sınıftaki olgunluk sınavını geçemeyene ise diploma verilmeyecek. Hürriyet’in haberine göre ‘‘Ortaöğretim Reform Paketi’’, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’e sunuldu. Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Doç. Dr. İrfan Erdoğan’ın hazırladığı ve görüş için YÖK’e de gönderilen reform paketinin Çelik tarafından önümüzdeki günlerde açıklanacağı bildirildi. Reform paketinde öngörülen modele göre, yeni sistem şöyle işleyecek: ? OKS kalkacak. Lise türlerine geçişte, ilköğretimin son sınıfında veya 48. sınıflarda derslerde gösterilen başarı esas alınacak. ? Öğrenciler kayıt oldukları ortaöğretim kurumunun birinci sınıfında, bütün lise türlerinde aynı programa tabi tutulacak. ? Lise 1’in dışında, 2 ve 3. sınıfın ders yılı sonlarında, ‘‘merkezi ara olgunluk sınavı’’ yapılacak. Son sınıfta da yine merkezi olarak ‘‘genel olgunluk sınavı’’ düzenlenecek. ? Dört yıllık lise uygulamasına göre, 1. sınıftan sonra isteyen öğrenci, lise türünü değiştirebilecek. ? Lise 2 ve 3. sınıflarda yapılacak ‘‘ara’’ olgunluk sınavlarından alınacak puan, aynı zamanda ders geçmeye etki edecek. ? Lise son sınıfta yapılacak genel olgunluk sınavında belirlenecek baraj puanı geçemeyen öğrenci diploma alamayacak. Okul birincileri açıkta ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 2006ÖSS’nin ardından 176 bin 194 aday lisans programlarında okumaya hak kazandı. Geçen yıla göre boş lisans kontenjanı sayısı artış gösterirken, en çok kontenjan boşluğu vakıf üniversitelerinde oluştu. Okul birincisi olup da herhangi bir programa yerleşemeyen öğrenci sayısı yükselirken, sınavın birincileri ODTÜ, Boğaziçi, Bilkent, Hacettepe ve TOBB üniversitelerinde eğitim alacak. ÖSYM Başkanlığı, 2006ÖSS yerleştirme sonuçlarını dün iki ayrı internet adresinden ilan etti. Sonuçlara, wap uyumlu cep telefonlarından kısa mesaj aracılığıyla da ulaşılabildi. ÖSS’de 160 barajını geçen ve sınavsız geçiş hakkı bulunan 1 milyon 498 bin 89 adayın yalnızca 835 bin 463’ü tercih yaptı. Meslek lisesi mezunlarından 140 bin 22’si sınavsız geçiş amacıyla tercihte bulunurken, 123 bin 607’si ÖSS sonuçlarına göre tercih yaptı. Tercihte bulunan adayların 571 bin 804’ünü de genel lise mezunları oluşturdu. Adayların, 176 bin 194’ü çeşitli lisans programlarına yerleşti. Buna göre, 156 bin 120 kişi devlet, 16 bin 111 kişi vakıf, 2 bin 731 ÖSS BİRİNCİLERİNİN TERCİHİ MÜHENDİSLİK S ayısal1 puan türünde birinci olan Hüseyin Yıldız, ODTÜ Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik Mühendisliği, Sözel1 ve Eşit Ağırlık1 (EA) puan türlerinde birinciliği paylaşan isimlerden Okan Çalışkan Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği, Server Çimen ODTÜ Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği, Abdurrahman Yılmaz da ODTÜ Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’ne girdi. Sayısal2 puan türünde birinciliği elde eden Onur Tidin, Bilkent Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’ne burslu yerleşirken, Sözel2’de birinci olan Yiğit Cem Öztürk Boğaziçi Üniversite si İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’ne, Sözel2 Yerleştirme Puanı birincisi Bilal Ertuğrul TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’ni, EA2’de birinci olan Eren Karaaslan da Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İngilizce Tıp Bölümü’ne yerleşti. Yabancı Dil Sınavı (YDS) İngilizce bölümü birincisi Umut Toprak ODTÜ Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik Mühendisliği’ne, Almanca bölümü birincisi Sezgin Demir Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği’ne, Fransızca bölümü birincisi Osman Berker Yağcı da Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’ne yerleşti. obursali?cumhuriyet.com.tr Dikili zorbalığına suç duyurusu diğerlerine göre daha başarılı oldu. Fen ve Anadolu liseleri geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da üniversitelere en fazla öğrenci yerleştiren okullar oldu. Ancak bu okullardan açıköğretim fakülteAçıköğretime talep si ile ön lisans programlarına yönelik talep de dikkati çekti. ÖSS ve YDS yerleştirme soÖğretmen liselerinden başvunuçlarına göre tercih yapan 7 bin ran 12 bin 152 adaydan da 6 bin 397 okul birincisinden 2 bin 443’ü 399’u lisans, 171’i ön lisans, 699’u açıkta kaldı. Geçen yıla göre açıkda açıköğretim fakültesinde okuta kalan okul birincisi sayısı yüzmaya hak kazandı. de 28.6 oranında artış gösterdi. SıAskeri liselerden başvuran 284 nava daha önce giren ancak kaadaydan 122’si lisans, 8’i ön lizanamayıp yeniden giren adaylar sans, 33’ü açıköğretim fakültesine girdi. Yabancı dil ağırlıklı liselerden ELELE HAREKETİ, DİKİLİ BARIŞ, DEMOKRASİ VE EMEK ŞENLİKLERİ’Nİ BASAN KOZA ŞİRKETİNİ DAVA EDİYOR (süper liseler) başvuran 115 bin 941 adaydan 34 bin 32’si lisans, 8 bin 59’u ön lisans, 9 bin 443’ü açıköğretim fakültesine girdi. İmam hatip liselerinyerek şiddet kullanma konusunda güçlendirmekteİZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Elele Haketin, Dikili’de daha da ileri giderek, düşünce özden başvuran 42 bin 995 dir. 5 Haziran 2005 tarihinde kendisini devlet içi bir reketi, Dikili Barış, Demokrasi ve Emek Şenliklegürlüğü ve hukuk devleti kavramlarına karşın şidadaydan 1496’sı lisans, güç olarak gören altın şirketi, son olarak Dikili Beri kapsamında düzenlenen panelde Dikili Belediye dete başvurduğunu belirten Kaya, benzer bir saldı1898’i ön lisans, 15 bin lediyesi’nce düzenlenen, ülke çapındaki bir kültüBaşkanı Osman Nuri Özgüven ve katılımcılara yörının da 1 yıl önce Dünya Çevre Günü’nde yaşan259’u açıköğretim fakülrel etkinliği basarak şiddet uygulamaktan çekinmenelik saldırılarla ilgili İzmir Cumhuriyet Başsavcıdığını anımsattı. Kaya, açıklamasında şu görüşletesinde okumaya hak kamiş, suç işlemiştir. re yer verdi: lığı’na suç duyurusunda bulundu. zandı. Koza Maden Şirketi’nin kapatılmasına ilişkin yar‘‘Son dönemlerde ülkemizde yaygınlaşan hukuka, Hareket Dönem Sözcüsü Avukat Berrin Esin Ka2006ÖSYS sınav sogı kararlarının uygulanmasında ihmali olan İzmir hukukçuya karşı saldırılar, demokrasiden yana olanya, dün İzmir Adliyesi önünde yaptığı basın açıknuç belgelerinin adaylaValisi Oğuz Kağan Köksal ve ilgililer hakkında da lara da yönelmektedir. Bizler biliyoruz ki, yargı kalamasında, Koza Altın Şirketi’nin yargı kararlarırın adreslerine postalanönümüzdeki hafta suç duyurusunda bulunacağımızı rarlarının uygulanmaması yargı kararlarına rağmen na karşın yıllardır madeni işletmeyi sürdürdüğünü ması işlemine bugün baştüm kamuoyuna bildiririz.’’ işlem yapanları cesaretlendirmekte, yasaları çiğneve hiçbir yaptırımla karşılaşmadığını söyledi. Şirlanacak. kişi KKTC, 1232 kişi de yurtdışı üniversitelerinde okuma hakkı elde etti. Üniversitelerin lisans programlarında ayrılan toplam 200 bin 128 kontenjandan 23 bin 934’ü boş kaldı. En fazla boş kontenjan 7 bin 934 ile vakıf üniversitelerinde görüldü. Devlet üniversitelerindeki boş kontenjan 7 bin 724, KKTC’deki üniversitelerde 6 bin 519, yurtdışındaki üniversitelerde de 1757 oldu. Boş kontenjanların ek yerleştirme sırasında doldurulacağı belirtildi. Üniversitelerin ön lisans prog ramlarına ise 191 bin 496 kişi girdi. Ön lisans programları için ayrılan 202 bin 27 kontenjanın da 10 bin 531’i boş kaldı. BARIŞAROCK FESTİVALİ Barışa pedal çevirdiler ADANA (Cumhuriyet Bürosu) ‘‘ABD’siz, nükleersiz, bombasız ve askersiz bir İncirlik istiyoruz’’ talebiyle Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu (BAK) üyeleri bisikletlerinin pedallarını barış için çevirdi. İncirlik Üssü önünden başlayan bisikletli eylem AksarayAnkaraKocaeli üzerinden İstanbul’da düzenlenecek olan ve barışın, silahsızlanmanın, özgürlüğün, kardeşliğin, dayanışmanın sesi olarak kabul edilen ‘‘BarışaRock’’, festival alanında son bulacak. İncirlik Üssü’nün insani amaçlı değil tamamen askeri amaçlı bir üs olduğunu yineleyen BAK Adana Sözcüsü Ali Dinigüzel, üste bulunan 90 adet nükleer başlıklı silahın kent için olduğu kadar bölge ve ülke için de tehdit unsuru olduğunu söyledi. Nükleer bomba maketinin arkasında yapılan basın açıklamasında Dinigüzel, ‘‘BAK olarak, 1945’te Nagazaki ve Hiroşima’da olduğu gibi yüz binlerce insanın ölmesini istemediğimiz için, işgalci ABD’nin Irak’tan, ülkemizden ve bütün Ortadoğu’dan kirli ve kanlı ellerini, çamurlu postallarını çekerek kendi evine dönmesi için, işgalci ve saldırgan İsrail’in Filistin ve Lübnan’daki vahşet ve saldırılarına ‘dur’ demek için, Lübnan’a asker gönderilmemesi için, bu insanlık suçlarına Adana’nın, Ankara’nın ve Ortadoğu’nun ortak edilmemesi için, dahası ABD’nin Ortadoğu’da yeni haritalar çizme sevdasına ‘Aklından bile geçirme!’ demek için pedallarımızı çeviriyoruz’’ diye konuştu. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle