11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 AĞUSTOS 2006 CUMARTESİ 10 DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr Karadeniz ekonomileri uzmanı Aybak, Karadeniz’i Ortadoğu’nun şemsiyesi olarak tanımlıyor ABD üsleri petrol yolunu izliyor Tungurahua’dan kaçış sürüyor ? Dış Haberler Servisi Ekvador’un güneyindeki Tungurahua Yanardağı 7 yıllık sessizliğinin ardından yeniden faaliyete geçti. 6 gündür püsküren lav ve ve zehirli gaz yüzünden 5 kişinin öldüğü, 13 kişinin yaralandığı, 60 kişinin de kaybolduğu kaydedildi. Patlamalarda 20 bin hektar ekim alanı da tahrip oldu. Kraterin lavla dolması ve büyük patlamanın beklenmesi nedeniyle kaygılanan yetkililer, yaklaşık 5 bin 500 kişiyi bölgeden tahliye etmeye başladı. MUSTAFA KEMAL ERDEMOL ETA’dan 5 ay sonra ilk tehdit ? MADRİD (AA) İspanya’nın kuzeyindeki Bask bölgesinin bağımsızlığı için mücadele eden ETA, ilan ettiği ateşkesten 5 ay sonra ilk tehdidini savurdu. Bask bölgesindeki Gara gazetesine bildiri gönderen ETA, barış sürecinin krizde olduğunu öne sürerek, İspanya’da hükümette olan Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) ve Bask özerk yönetiminde iktidarda olan Milliyetçi Bask Partisi’ni (PNV) krizden sorumlu tuttu. PSOE ve PNV’yi ‘‘kendi çıkarları ve ihtiyaçlarına göre hareket etmekle’’ ve ‘‘sorumlu davranmamakla’’ suçlayan ETA, ‘‘Bask devletine saldırılar devam ederse cevap verilecek’’ tehdidinde bulundu. Örgüt, İspanyol ve Fransız hükümetlerinin ‘‘Bask vatandaşlarına yönelik saldırılarını bırakmadığını’’ iddia etti. LONDRA ABD’nin ‘‘yeni Ortadoğusu’’nun, kültürel anlamda Kafkasya’dan Asya’nın ortalarına kadar gittiğini kaydeden Middlesex Üniversitesi politika ve uluslararası ilişkiler öğretim görevlisi, Karadeniz ekonomileri uzmanı Dr. Tunç Aybak’a göre, bu yüzden Karadeniz, Ortadoğu’nun üzerinde bir şemsiye gibi. Aybak, ABD’nin Ortadoğu ve Karadeniz’e ilgisini ve bölgedeki son gelişmeleri Cumhuriyet’e değerlendirdi. Lübnan trajedisi ile başlasak mı Sayın Aybak? TUNÇ AYBAK Lübnan aslında Ortadoğu’nun bir anlamda özeti gibi. Ortadoğu’da olup bitecekler önce Lübnan’da yaşama geçiriliyor. Ortadoğu’daki tüm mezhep ve din ayrılıklarının bir arada olduğu bir mikrokozmoz Lübnan. Peki başına gelen bu felaketlerin görünmeyen nedenleri neler? Lübnan’da bir cezalandırma yapıldı, bunu biliyoruz. Söylediğim türde bir deney tahtası olma çerçevesinde aslında İran cezalandırılmak isteniyor, Hizbullah ya da Lübnan’dan çok. Mevcut durum ABD’nin doğrudan İran’ı vurmasına uygun değil. Lübnan yıkıldı haliyle. Lübnan’da 2000’li yılların başından beri dengeler çok değişti. Karadeniz coğrafi olarak Ortadoğu üzerinde bir şemsiye rolüne sahip. Demokratik denilen ‘‘devrimler’’ Karadeniz’de başladı bilindiği gibi. Bu ‘‘devrimlerle’’ birlikte Karadeniz çevresinde Amerikan üsleri açılmaya başlandı. ‘ ’ de ortada. ABD yanlısı yeni ‘‘müşteri devletler’’ yani Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Gürcistan bir tarafta, ABD yayılmacılığından açıkça tedirginlik duyan Rusya ile açık olmasa da tedirginlik duyan Türkiye öte tarafta. AB Avrasyalılaşıyor Böyle bir ortamda AB’yi nereye oturtabiliriz? Avrupa Birliği 2003 yılında ‘‘yeni komşuluk politikası’’ diye bir politika attı ortaya. Avrupa sermayesi Karadeniz’e yerleşmek için can atıyor. Tabii AB, ABD gibi değil, istediklerini diplomatik yollardan, koşullu ekonomik yardıma dayanan bir politika ile gerçekleştirmeye çalışıyor. Bu noktada AB ile ABD arasında uzlaşmaz çelişkiler yok. Soğuk savaştan sonra AB Avrasyalılaşmaya başladı. Eğer Bulgaristan, Romanya ve Türkiye AB üyesi olurlarsa bölgesel bir hareket olan AB, Avrasya’nın içlerine doğru ilerlemeye başlayacak. Siyasal olarak başkenti Brüksel olarak görülen AB’nin coğrafi eksende başkenti Budapeşte’dir artık. ABD Karadeniz’e bir kez girerse, bir daha çıkmaz Karadeniz’i konuşurken Montrö Sözleşmesi’ni atlayamayız değil mi? Doğru. Soğuk savaşın bitişinden bu yana Boğazlar rejiminin küreselleşme ve rekabetler ışığında sorgulanmaya başlanması da ilginç bir gelişme. ABD’nin Karadeniz’de yükselen askeri varlığı Boğazlardan geçişlerin ABD açısından önemini arttırdı. ABD, Karadeniz’in kilidinin Boğaz olduğunun farkında. Stratejik merkezlerde Montrö rejiminin revize edilmesinden söz ediliyor. Rusya ve Türkiye aslında Montrö’de statükonun devam etmesinde kararlılar. Montrö’yü anlamak için ruhuna bakmak lazım. Anlaşmanın iki önemli sonucundan biri, Türkiye’nin egemenliğinin Boğazlarda restore edilmesiydi. İkincisi, bu anlaşma Karadeniz’e kıyısı olan devletlerle Karadeniz dışındaki devletler arasında sağlıklı bir denge kurmuştu. Karadeniz’in güvenliği için dış güçleri Karadeniz’den uzak tutmak. Soğuk savaş döneminde Karadeniz demek Sovyetler Birliği ve Türkiye demekti. Şimdi bu statüko değişime zorlanmaktadır. ABD, Romanya, Bulgaristan, Ukrayna ve Gürcistan gibi Atlantikçileri yanına çekmek istiyor. Anlaşmaya taraf olan ülkelerin revizyon isteme hakları var ama ABD’yi Karadeniz’e bir kere sokarsak, bir daha çıkarmak mümkün olmaz. Erdemol’un sorularını yanıtlayan Dr. Aybak (solda), ABD’nin Karadeniz’deki statükoyu değiştirmeye çalıştığını söylüyor. ğil kültürel bir tanımdır. Sürekli de genişliyor. Kafkasya’dan başlayıp, Asya’nın ortalarına kadar gidiyor Ortadoğu. Karadeniz’in durumu ne olacak peki, bu kadar genişleyen bir Ortadoğu karşısında? Karadeniz’in önemi artıyor, bu kesin. Stratejik denklem içinde yeni bir odak olarak ortaya çıktı Karadeniz. İki nedeni var. Birincisi Karadeniz’in enerji akışlarının kavşağında bir bölge olması. İkincisi Karadeniz coğrafi olarak Ortadoğu üzerinde bir şemsiye rolüne sahip. Demokratik denilen ‘‘devrimler’’ Karadeniz’de başladı bilindiği gibi. Bu ‘‘devrimlerle’’ birlikte Karadeniz çevresinde Amerikan üsleri açılmaya başlandı. Romanya ve Bulgaristan’dan Kırgızistan’a kadar uzayan üsler bunlar. ABD’nin Ankara Büyükelçisi geçen ay, Karadeniz’de söz sahibi olmak istiyoruz, demişti... Evet. ABD burada yeni bir enerji ve güvenlik koridoru oluşturmak istiyor. Enerji akımlarının kesintiye uğramadan Batı kapitalizminin merkezlerine güvenle ulaştırılmasını istiyor. Petrol boru hatları ile ABD üslerinin aynı para Lübnan deney tahtası Lübnan’ın bir deney tahtası olduğu belirlemenize katılıyorum ben de. Peki, bu son ‘‘deneme’’den nasıl bir sonuç çıkarmamız gerekir? Lübnan’da ABD müdahalesiyle, Suriye bu ülkeden ayrılmış, yeni bir süreç başlamıştı. ABD neden memnun kalmadı kendi lehine geliştirilmiş durumdan? Büyük Ortadoğu Projesi’nin demokratikleşme yalanlarıyla gerçekleşemeyeceğini, bu sözüm ona demokrasilerin(!) silahlı müdahalelerle gerçekleştirilebileceğine karar verdi belki de. Son zamanlarda bir hayli renklileştirilmiş demokrasi hareketlerine tanık olduk. Karadeniz’e kıyı olan ülkelerde. Lübnan’da da Sedir Devrimi olarak nitelendirilen ABD yanlısı bir ‘‘devrim’’ gerçekleşti. Şimdi buradaki temel çelişki ABD’den onay alan bir ‘‘devrimin’’, İsrail kullanılarak müdahaleye uğratılmasıdır. Bu gerçekten ABD açısından çelişkili bir durumdur. Rice’ın ‘‘yeni Ortadoğu’’ deyip durmasını nasıl değerlendirmek gerek? Ortadoğu’nun tanımı değişiyor, bu gerçek. Soğuk savaş döneminin Ortadoğu’su farklıydı. Artık sadece coğrafi de Rus saldırganlar Çeçen eğlencesini kana buladı ? VİYANA (AA) Avusturya’nın Hallein kasabasında Çeçen mültecilerin eğlencesini basan silahlı beş Rus saldırgan eğlenceyi kana buladı. Saldırıda 1 kişi öldü, 7 kişi ağır yaralandı. Bölgedeki polis merkezinden yapılan açıklamada, mülteci kampında kalan Çeçenlerin düzenlediği eğlence gecesini yerel saatle 22.45’te basan beş Rus saldırganın silahlarıyla rasgele ateş açtığı, olayda bir kişinin öldüğü, 7 Çeçen mültecinin ağır yaralandığı bildirildi. Saldırganlar kaçtı. Lübnan’da da Sedir Devrimi olarak nitelendirilen ABD yanlısı bir ‘‘devrim’’ gerçekleşti. Şimdi buradaki temel çelişki ABD’den onay alan bir ‘‘devrimin’’, İsrail kullanılarak müdahaleye uğratılmasıdır. lellikte ilerlemesi rastlantı olamaz. ABD’nin üs kurduğu alanlar petrol borularının geçtiği alanlar hep. Ortadoğu hâlâ dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahiptir. Dünya petrol ihtiyacının yüzde 70 ya da 80’ini İslam coğrafyasından sağlıyor. Bu coğrafyada İslam ile ABD arasında sorun çıktıkça, ABD’ye ve Batı’ya petrol akışı zorlaşacak. ‘ ’ ‘Yağmacılar devrimi’ Bu durumda Karadeniz bir alternatif bölge mi oluyor? Evet. Hazar Denizi ve Rusya rezerv olarak eşdeğerde olmasa da çok önem li petrol vanaları. Doğrudan İslami coğrafyayla ilgisi yok. ABD’nin petrolde dışa bağımlılığı artmakta her geçen gün. Bu nedenle mi Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerdeki ‘‘demokratikleşme’’ hareketlerine destek veriyor ABD? Bu sözde demokratik hareketler yaratma niyetinden gittikçe vazgeçmeye başladı artık. Ukrayna’da Luşenko’nun yüz kızartan yenilgisi, Gürcistan’da Gül Devrimi’nin sonunda oluşturulan hükümetin hiç de demokratik olmayan yöntemleri, Kırgızistan’da Lale Devrimi denen devrime Kırgız halkının ‘‘Yağmacılar Devrimi’’ demesi, bu dışarıdan dayatılan sözüm ona demokratikleşmelerin vardığı sonuçları göstermesi açısından ilginçtir. Belarus’ta ABD manevraları pek başarılı olmadı. Neden sizce? Çünkü Belarus’ta “devrim” için koşullar uygun değildi. işsizlik oranı sadece yüzde 1.5. Ortalama maaş 200 doların üstüne çıktı. Halk otoriter de olsa rejimden memnun. Yeni AB üyesi olmuş olan Polonya’da ise işsizlik yüzde 18’lerde. ABD patentli ‘‘demokratik devrim’’ hareketlerinin sonu geldi. Ama ABD’nin Karadeniz’de yayılma niyeti İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre Saddam’ı yargılayacak mahkeme yetersiz: Bu mahkeme Enfal davasına bakamaz Dış Haberler Servisi Merkezi New York’ta bulunan İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin ve 6 Iraklı yetkilinin, 1980’lerde on binlerce Kürt’ün öldürülmesiyle ilgili Enfal davasına bakacak mahkemenin, etkin ve adil bir yargılama kapasitesinin bulunmadığını bildirdi. Örgütten yapılan açıklamada, davaya bakacak Irak Yüksek Mahkemesi’nin yargıç ve avukatlarının uluslararası ceza hukukunu anlamadığı belirtilerek yargıç ve avukatlara, ‘‘adaleti yerine getirmek istiyorlarsa pratiklerini geliştirmeleri’’ çağrısında bulunuldu. Örgüt, sanıkların Duceyl davasında yargılanması sırasında ‘‘ciddi kusurlar’’ ortaya çıktığını da bildirdi. Irak’ta 19871988’de düzenlenen Enfal operasyonunda 50 ila 100 bin dolayında Kürt öldürülmüştü. ‘H ADİSE KANITLARI YOK EDİLDİ’ Pentagon katliamı kabul etmiş oldu Dış Haberler Servisi Amerikan deniz piyadelerinin Kasım 2005’te Irak’ın Hadise kasabasında silahsız 24 Iraklı sivili öldürmekle suçlandığı olay ile ilgili yürütülen Pentagon soruşturmasında, bazı delillerin saklandığı ya da yok edildiği ortaya çıktı. New York Times’ın haberine göre ABD Savunma Bakanlığı’ndan, soruşturma konusunda bilgi sahibi iki yetkili, birliğin kayıt defterinde değişiklikler yapıldığını söylediler. Yetkililer, ayrıca bir casus uçağı tarafından çekilen, olayla ilgili video görüntülerinin Irak’taki üst düzey bir komutan soruşturmaya katılıncaya kadar müfettişlere verilmediğini ifade ettiler. Tümgeneral Eldon Bargewell’in konuyla ilgili raporunda, İkinci Piyade Bölüğü subaylarını, Hadise katliamını gerektiği gibi soruşturmamakla suçladığı belirtildi. Ayrıntılar yer alıyor Gazeteye göre Eldon Bargewell’in raporunda, kayıt defterini kimin değiştirdiği açıklanmıyor. Ayrıca piyadeler doğrudan olayı örtbas etmeye çalışmakla suçlanmıyor. Geçen ay tamamlanan ancak kamuoyuna açıklanmayan raporda, delillerin saklandığı ya da yok edildiği iddiaları ilk kez bu kadar ayrıntılı bir şekilde yer almış oluyor. Pentagon olayla ilgili henüz yorum yapmadı. CUMHURİYET 10 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle