10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 AĞUSTOS 2006 PERŞEMBE 4 ALİ SİRMEN HABERLER DÜNYADA BUGÜN Hacı Bektaş Veli Anma Kültür ve Sanat Etkinlikleri’ne bu yıl da siyasiler yoğun ilgi gösterdi Ortadoğu’da Olanlara Doğru Bakmak Üzerinde yaşadığımız bölge, barındırdığı petrol zenginliği, etnik, mezhepsel karışıklığı ile zaten dünyanın en sıcak bölümü, ABD’nin bölgeye yönelik hesapları ve de İsrail’in saldırgan, uzlaşmaz politikası ile artık sıcak olmaktan çıkıp, cehennemi hale dönüştü, dünyanın dikkati buraya odaklandı. Olan biten her şey bizi yakından ilgilendiriyor, derinden etkiliyor. Bu durumda acaba bölgeye ve burada olanlara doğru bakmayı biliyor muyuz? Dilerseniz birlikte bazı saptamalar yapmaya ve yanlışları görmeye çalışalım. Öncelikle belirtmekte yarar var: İsrail Filistin, İsrail Lübnan ya da genelde Arap İsrail çatışması ve anlaşmazlığı, bir din, bir Yahudi İslam savaşı değil. Gerçi kimi köktenci Arap örgütleri çatışmayı bu şekilde sunuyorlar, tıpkı kendi art niyetlerini gizleyerek, olaya ‘‘İslam faşizmi’’ etiketi vuran Bush gibi... Aslında, bu emperyalizmin bölge üzerinde egemen olma savaşıdır. Hatta daha ileri giderek diyebiliriz ki, bölgede baş aktör konumunda görünen İsrail bile artık piyon durumuna düşmüş bulunmaktadır. Gerçekten de özellikle son iki aydır yaşanan olaylar, İsrail’in çıkarlarıyla da bağdaşmayan, onun boyutunu da haddini de aşan bir Amerikan oyununa dönüşmüş bulunuyor. İsrailli Şahinler ve ABD’de Bush Yönetimi ile soyutlaşan, neoconların birbirlerine uyum sağlayan politikası Yahudi Devleti’nden çok, Sam Amca’nın çıkarlarına hizmet ediyor. ??? Gelişmelere bütünü içinde baktığımızda, Arap dünyasında da gelecekte kimi bölünmeler ve hesaplaşmalar olabileceği, bölgedeki sekiz yüz yıllık Sünni egemenliğinin yerini ne derecede kanlı olacağı şimdiden kestirilmesi olanaksız bir hesaplaşma ile artık Şii etkinliğine bırakabileceğini görürüz. ABD’nin Irak’a müdahalesi, yüzyıllardır süren, biraz da yapay dengenin bozulmasının ilk adımlarının atılmasına neden oldu. Bu badireden çıkışta, bölgenin eski bölge olmayacağı kesindir de ABD’nin tüm isteklerinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hiç belli değildir. Bütün bu gerçekleri görmezden gelip de bölgedeki olayları bir MüslümanYahudi veya MüslümanHıristiyan çekişmesi olarak algılarsak, gelecek gelişmeler karşısında hazırlıksız yakalanırız. Türk kamuoyu çok haklı olarak İsrail’in Filistinlilere yaşama şansı tanımayan politikası ve Batı kamuoylarının cinayetler karşısındaki vurdumduymazlığı yüzünden büyük bir tepki içine düşmüştür. Hele hele kurbanların din kardeşlerimiz olması, infiali daha da arttırmıştır. Ancak Filistinlilerin ve bir kısım Lübnanlıların öbür din kardeşleri, yani Arap ülkelerinin lafta kalmayan bir tepki göstermediklerini de gözden uzak tutmayalım. Son İKÖ toplantısı bu konuda iyi bir örnek oluşturuyor. Bütün bu hengâme içinde bir noktayı daha ıskalamamak gerekiyor. Evet İsrail zalim rolünde, Araplar ise mazlum. Ama İsrail basınında kendi ülkesinin politikasını eleştiren sert yazıların ya da kamuoyunda sürekli barışı savunan eleştirilerin, bir benzerinin değil, onda birinin Arap ülkeleri kamuoylarında kendi rejimlerine karşı seslendirilebilmesini düşünebiliyor musunuz? ??? Evet İsrail zalim, Araplar mazlum, ama İsrail buna karşın demokratik, Arap ülkeleri ise baskı rejimleri altında. Bu gerçeklerin ışığında, hükümet katında ve kamuoyunda düşülen bazı yanlışlardan uzak durmaya özen göstermekte yarar var. Her şeyden önce, olaya kimi AKP çevrelerinde çok egemen olan din savaşı gibi bakmamakta, hele hele, olaya yaklaşırken tek yönlü Sünni gözlüğü takmamakta yarar var. Haksız ve insanlık dışı politikalara duyulan tepki, bizi içine kapanık, ırkçı veya dinsel ırkçı tepkilere itmemelidir. İsrail politikasının desteklenecek hiçbir yanı olmadığı kesindir ve bu gerçek bu sütunda çok kez dile getirilmiştir. Ama Araplardan daha antiİsrail ve antiAmerikan bir tutum takınmanın hiçbir anlamı yok. Bir noktayı hep düşünelim; Filistin örgütleri ve makamları ya da Arap rejimlerinden kaçı, hangi ulusal davasında Türkiye’den yana tavır koymuşlardır? Kamuoyları duygusal tepkiler verebilirler, ama devletler ve onun sorumluluk taşıyan kişileri, hayır. Olaylara soğukkanlı ve nesnel yaklaşmaya çalışmak basının da görevidir. Basın, kamuoyundaki tepkileri kışkırtacak yayınlar yapmak durumunda değildir. Tabii bütün bunlar haksızlık karşısında tepkisiz kalmak anlamını taşımıyor. Bir başka husus da bölgede olanlara seyirci kalamayacağımız gerçeğidir. Lübnan’a BM gücü içinde asker göndermek sorununu da bu çerçeve içinde yarın ele alacağız. Barış ve hoşgörü zirvesi ? Etkinliklerin açılışında konuşan Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu, Hacı Bektaş Veli’nin düşüncesi, sevgi ve hoşgörüsü içerisinde kucaklaşmanın sevincini yaşadığını dile getirdi. SELAHATTİN ŞAHİN S Felsefesi günümüze de ışık tutuyor EZER’İN MESAJI: ? Sezer, Hacı Bektaş Veli’yi Anma Etkinlikleri nedeniyle yayımladığı mesajda, insanı temel alan, sevgi, barış ve hoşgörü gibi evrensel değerleri yücelten düşünce sistemlerinin, ortaya çıktıkları dönemi aşarak günümüze ışık tutmakta olduklarını belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Ahmet Yesevi, Mevlana, Yunus Emre ve Hacı Bektaş Veli gibi büyük düşün insanları ve inanç önderlerinin, öngörüleri ve her dönemde geçerliliğini koruyan öğretileriyle, Anadolu aydınlanmasını başlattıklarını, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik ve çağdaş kimliğinin oluşmasına katkıda bulunduklarını bildirdi. Sezer, Hacı Bektaş Veli’yi Anma Etkinlikleri nedeniyle yayımladığı mesajda, insanı temel alan, sevgi, barış ve hoşgörü gibi evrensel değerleri yücelten düşünce sistemlerinin, ortaya çıktıkları dönemi aşarak günümüze ışık tutmakta olduklarını belirtti. Gelişmeye açık, demokratik ve çağdaş devletlerin temelini, insana yalnızca insan olduğu için değer veren, temel hak ve özgürlüklere saygılı bu düşünce sistemlerinin oluşturduğunu vurgulayan Sezer, şunları kaydetti: ‘‘Ahmet Yesevi, Mevlana, Yunus Emre ve Hacı Bektaş Veli gibi büyük düşün insanları ve inanç önderleri, öngörüleri ve her dönemde geçerliliğini koruyan öğretileriyle, Anadolu aydınlanmasını başlatmış, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik ve çağdaş kimliğinin oluşmasına katkıda bulunmuştur. Türk dili ve kültürünün korunmasına büyük önem veren Hacı Bektaş Veli, Anadolu’da ortak kültürel dokunun, toplumsal kimlik ve birliğin sağlanmasına öncülük edenlerden biri olmuştur. Düşünceleri ve yaşamıyla kendisinden sonraki kuşaklara kardeşlik, birlik ve barış çağrısı yapan Hacı Bektaş Veli, insan ve doğa sevgisine, hoşgörüye, uzlaşmaya dayandırdığı anlayışı ve yaşam felsefesiyle gönüllerdeki saygın yerini almıştır. Felsefesinin temelini ‘İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır’ özdeyişiyle ortaya koyan, kadınların okutulması gerektiğini vurgulayan Hacı Bektaş Veli, bilgi ve bilimin ışığında doğruluk, dürüstlük ve çalışkanlığı öğütlemiştir.’’ Sezer, mesajında şöyle dedi: ‘‘Yarınlarımızın barışçı, sağlam temeller üzerinde biçimlendirilmesi için Hacı Bektaş Veli ve diğer düşün insanlarımızın engin dünya görüşlerinin yol göstericiliğinde, çatışma yerine uzlaşma, karanlık yerine aydınlık hedeflenmelidir. Sevgi, hoşgörü, iyi niyet, olumlu düşünce ve akılcı yaklaşımların bizleri daha güzel bir geleceğe ulaştıracağı unutulmamalıdır. Barışa, dostluğa, kardeşliğe inanan Hacı Bektaş Veli’yi saygıyla anıyor, geleneksel niteliğiyle her yıl onun yaşadığı topraklarda gerçekleştirilen anma törenlerinin, Hacı Bektaş düşüncesinin yaşatılmasında etkili olduğuna inanıyor, yurttaşlarımıza esenlikler diliyorum.’’ NEVŞEHİR Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde düzenlenen Hacı Bektaş Veli Anma Kültür ve Sanat Etkinlikleri’nde tüm dünyaya barış, dostluk ve hoşgörü mesajları verildi. Ancak düzenleme komitesinin kararı gereği, açılış töreninde AleviBektaşi kuruluşlarının temsilcileri konuşturulmadı. İlçedeki Atatürk Anıtı’na çelenklerin konulmasıyla başlayan törenler Cumhuriyet Meydanı’nda devam etti. Etkinliklerin açılışında konuşan Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu, Hacı Bektaş Veli’nin düşüncesi, sevgi ve hoşgörüsü içerisinde kucaklaşmanın sevincini yaşadığını dile getirdi. Selmanpakoğlu şöyle konuştu: ‘‘Hacı Bektaş Veli ‘İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır’ derken, Batı ortaçağ karanlığında yaşıyor, ilim adamlarını yargılayıp yakıyordu. Hacı Bektaş Veli’nin ‘Düşmanının bile insan olduğunu unutma’ anlayışı, gelişmiş bireyden gelişmiş topluma gidişin öngörüsüdür. Bu, Hacı Bektaş Veli tarafından yüzyıllar öncesinden tüm insanlığa hediye edilen büyük bir anlayıştır. Kadını şeriatın ikinci sınıfından çıkarıp ana seviyesine, yani gerçek yerine ulaştırmıştır. Atatürk, gelişmiş insanı tarif ederken en önemli konuyu yurt ve vatanseverlik olarak tarif etmiştir. Hacı Bektaş Veli de aynı kanıdadır.’’ ‘Zorunlu din dersi kaldırılsın’ Selmanpakoğlu, konuşmasının son bölümünü AleviBektaşi toplumunun sorunları ve isteklerine ayırdı. Selmanpakoğlu, öneri ve isteklerini şöyle sıraladı: ? Zorunlu din dersleri kaldırılmalı. Eğer kaldırılamıyorsa seçmeli hale getirilmelidir. ?Alevilik din derslerinde okutulmamalıdır. Bu SünniAlevi gerginliğine yol açar. Okutmak istiyorlarsa da felsefe grubu derslerinde okutulmalıdır. ?AleviBektaşilerin yoğunlukta oldukları yerlerde cem evleri yapılmalı ve bunlar yasal statüye kavuşturulmalıdır. ? Alevi köylerine cami yaptırma politikasından vazgeçilmelidir. ?Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Sünni anlayışın fetva kurumu konumundan çıkarılarak yeniden yapılandırılması sağlanmalı ve devlet bütçesinden kaynak aktarılmamalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nda AleviBektaşi bilim adamlarının etkinliklerinin arttırılması sağlanmalıdır. ?Hacı Bektaş Veli Müzesi tüm külliye olarak Hacıbektaş Belediye Başkanlığı’na devredilmelidir. ?Sıvas’taki Madımak Oteli insanlık müzesi haline getirilmelidir. İlçe Kaymakamı Elif Nur Bozkurt Tandoğan da yaptığı konuşmada, Hacı Bektaş Veli’nin Anadolu insanını kurtarmak, Türk varlığını korumak, Türk kültürünün sonsuza kadar devam etmesi noktasında büyük mücadeleler verdiğini anlattı. Tandoğan, ‘‘Zaman içerisinde birçok şey yok olmasına karşın Hacı Bektaş Veli’nin öğretileri Türk milletinin gönlünde devam etmiştir’’ dedi. Nevşehir Valisi M. Asım Hacımustafaoğlu da Hacı Bektaş Veli’nin Türk kimliği ile İslam kimliğini birleştirdiğini belirterek ‘‘Hacı Bektaş Veli’nin görüşlerini uygulamak, dünyaya iyiliklerin egemen olmasını sağlar’’ diye konuştu. Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç ise düzenlenen etkinliklerin açılış bölümünde monotonluk yaşandığını belirterek şöyle konştu: ‘‘Ne olursa olsun bu tip toplantılarda yenilenmeye ihtiyaç vardır. Bu etkinlikleri önümüzdeki yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Hacıbektaş Belediyesi ortaklığında yapacağız. Ayrıca bir müjde vermek istiyorum. Hacı Bektaş Veli Külliyesi’nin onarımı ve yenilenmesi için bakanlığımız gerekli bütün kaynakları sağlamıştır.’’ Kadın ve aileden sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu da, Hacı Bektaş Veli’nin yüzyıllar ötesinden verdiği mesajların, bugün de insanlığa ışık tuttuğunu belirtti. Açılış töreninin ardından törene katılanlar Hacı Bektaş Veli Türbesi’ni ziyaret ettiler. Hacı Bektaş Veli Anma Kültür ve Sanat Etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen şiir ve öykü yarışmasında dereceye girenlere ödülleri Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç ve Nevşehir Valisi M. Asım Hacımustafaoğlu tarafından verildi. Hacıbektaş Veli Anma Kültür ve Sanat Etkinlikleri’ne Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, Hür Parti Genel Başkanı Yaşar Okuyan, Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer ve Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül de katıldı. Bu yıl 13’üncüsü verilen Uluslararası Hacıbektaş Veli Dostluk ve Barış Ödülü, Devlet Bakanı Çubukçu tarafından gazetemiz yazarı Miyase İlknur’a verildi. (Fotoğraflar: SELAHATTİN ŞAHİNAA) asirmen?cumhuriyet.com.tr 91 gündür GATA’da Banaz’dan tüm Türkiye’ye ‘barışa ve birliğe’ davet MAHMUT LICALI ‘Ecevit yaşamsal tehlikeyi atlattı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Başbakan Bülent Ecevit’in, 18 Mayıs’ta geçirdiği beyin kanamasının ardından kaldırıldığı GATA’da tedavisi sürerken yaşamsal tehlikeyi büyük ölçüde atlattığı bildirildi. Ecevit’in yaşı nedeniyle yaşadığı birtakım sıkıntılar dışında genel sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Alınan bilgiye göre, Ecevit’in gözleri uyuduğu zamanlar dışında sürekli açık olmasına karşın bilinci henüz yerine gelmedi. Bunun için bir veya bir buçuk ay beklenmesi gerektiği aktarıldı. Seslere tepki veren ve solunum cihazına bağlı olmadan solunumunu gerçekleştiren Ecevit’in, kilosunda tedavi süresince değişikliğin olmadığı kaydedildi. Ecevit’in beynindeki ödemin de tamamen dağıldığı belirtildi. ANKARA Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı, Sıvas katliamında yitirilen aydınların anısına, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Pir Sultan Abdal’ın doğduğu Banaz köyünde ‘‘Sıvas Şehitleri Anıtı’’nın açılışını gerçekleştirecek. Vakıf, açılışa bütün aydınları, sanatçıları, demokratik kitle örgütlerini, katliamı lanetleyen siyasi partileri ve ‘‘Sıvas katliamının acısını yüreğimde hissettim’’ diyen tüm yurttaşları çağırırken; anıtın, katliamı yapan şeriatçı zihniyete karşı sanatla verilecek en güzel yanıt olacağını belirtiyor. Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vak ? Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı, 2 Temmuz 1993’te Sıvas Madımak Oteli’nde yakılarak katledilen aydınların anısını, Pir Sultan Abdal’ın doğduğu köy olan Banaz’da yaşatacak. fı, 2 Temmuz 1993’te Sıvas Madımak Oteli’nde yakılarak katledilen aydınların anısını, Pir Sultan Abdal’ın doğduğu köy olan Banaz’da yaşatacak. 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde açılışı yapılacak ‘‘Sıvas Şehitleri Anıtı’’nın Türkiye’de barıştan yana olan herkesin katılımıyla gerçekleştirilmesini beklediklerini belirten vakfın başkan yardımcısı Emel Sungur, Türkiye’nin barışa olan ihtiyacını vurgulamak için açılış tarihinin 1 Eylül olarak belirlendiğini kaydetti. Sungur, ‘‘Toplumun her kesiminden ‘2 Temmuz’da Sıvas’ta yanan insanlarla aynı acıyı ben de duydum’ diyen herkesi Banaz’daki açılışa davet ediyoruz’’ dedi. Sungur, laiklik, demokrasi, insan hakları ve barış isteyen herkesi 1 Eylül’de Banaz’da olmaya davet etti. Vakfın yönetim kurulu üyesi Murtaza Demir, anıtın Banaz’a yapılmasının nedenini ise şöyle anlattı: ‘‘Pir Sultan Abdal Banazlı. 1993’te katliam da Pir Sultan Abdal Şenlikleri yapılırken gerçekleşti ve 35 aydınımız yaşamını yitirdi. Bu nedenle 1993 yılında Sıvas’ta yakılan insanlarla Pir Sultan Abdal’ın bir gönül bağı var. Biz hem Pir Sultan Abdal’ı, hem de Pir Sultan Abdal’ın yolundan giderken yakılan insanları coğrafi anlamda da bir araya getirmeyi istedik ve bunun anıta daha büyük bir an lam katacağını düşündük.’’ 1 Eylül’deki açılışa yurttaşların katılım sağlamalarını isteyen Demir, ‘‘İnsanlar, Türkiye’de ciddi bir tehdit halini alan şeriata karşı bir ses versinler. Bu yalnızca Alevilerin, Sünnilerin ya da sosyal demokratların sesi değil, Türkiye’nin ortak aklının bir sesi olsun’’ diye konuştu. Sıvas Şehitleri Anıtı 8 metre eninde, 4.5 metre yüksekliğinde tasarlanan Sıvas Şehitleri Anıtı’nın üzerinde katliamda yitirilen aydınların isimleri yer alıyor. Anıtta ayrıca Nâzım Hikmet ve Pir Sultan Abdal’ın bazı şiirleri de bulunurken, ateş, toprak, su elementlerinin işlendiği yapıtta, kanatları yanan çeşitli renklerdeki güvercin figürleri ise hem katliamda yitirilen aydınları hem de barışı temsil ediyor. CUMHURİYET 04 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle