10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 AĞUSTOS 2006 ÇARŞAMBA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI B B PB B A A A A PB 32 35 34 34 36 39 42 40 28 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB Y Y Y A A A B A 30 28 27 28 36 34 35 35 33 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB A A A A A A PB 34 33 42 42 38 42 35 29 30 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzeydoğu kesimleri parçalı bulutlu, Orta ve Doğu Karadeniz kıyıları kısa süreli sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık gecek. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y Y Y Y Y Y Y Y Y 18 21 19 20 20 19 22 20 27 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y PB PB PB B B PB A Y 27 29 27 27 30 30 27 35 23 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y A PB A A Y B A A 24 33 23 37 34 30 28 37 39 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu CHP lideri, Lübnan’da Hizbullah’a karşı silahlı mücadelede taraf olunmasının tehlikelerine işaret etti: ‘ABD iki defa düşünsün’ Türkiye girdaba sürüklenmesin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye’nin Lübnan’a asker göndererek Ortadoğu’da bir girdabın içine sürüklenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirterek ‘‘Türkiye’nin Hizbullah’ı Güney Lübnan’dan çıkarma görevi üstlenmesi ciddi rahatsızlık yaratır’’ dedi. Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, önceki gün gerçekleştirilen zirveyle ilgili dün önce Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e, ardından da CHP lideri Baykal’a bilgi verdi. Gül ile Sezer’in görüşmesi yaklaşık 1 saat sürdü. BaykalGül görüşmesine ise Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ali Tuygan ve Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu Dairesi Genel Müdürü Bozkurt Aran da katıldı. Görüşmenin ardından Gül partiden ayrılırken Baykal gazetecilere açıklamalarda bulundu. Baykal, BM kararıyla Lübnan’da kurulacak barış gücünün Hizbullah milisleri ile çatışmasının öngörüldüğünü söyledi. ‘‘Türkiye’nin böyle bir misyonla Ortadoğu’daki çatışmaya dahil edilmesini kabul etmek, ülke yararları bakımından çok tartışmalı bir durum olur’’ dedi. ‘İnanç ve etnik çatışmalardan uzak durmak zorundayız’ Baykal, Türkiye’nin bir ateş çemberine dahil olmaması gerektiğini belirterek “Yani biz kendi sınırlarımızda güvenliği sağladık da, kendi içimizdeki terör örgütü ile mücadeleyi başarıya ulaştırdık da, şimdi bu bölgenin en karmaşık konusu olan İsrailFilistin ihtilafının uzantısı olarak ortaya çıkan Lübnan’daki Hizbullah’ı etkisizleştirme konusunda uluslararası bir çerçeve dahilinde bile olsa bir görev üstlenmeye mi sıra geldi?’’ diye sordu. Baykal, Türkiye’nin her ‘‘türlü çatışmadan ancak özellikle de inanç ve etnik çatışmalardan uzak durma mecburiyeti bulunduğunu’’ vurguladı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’yi çok erken şekilde bu projeye angaje ederek büyük bir yanlışın içine girdiğini ama şimdi hükümette tereddütlerin oluştuğu izlenimini aldığını belirten Baykal, ‘‘Sayın Gül’e kaygılarımı yansıttım’’ dedi. Türkiye’nin bir silahlı çatışmanın, Hizbullah’a karşı silahlı mücadelenin tarafı haline dönüştürülmemesi gerektiğini belirten Baykal, ‘‘Türkiye çatışma ortamının parçası olamaz. Hükümete gözü kapalı bu işe girmeyin diyoruz. Orada ciddi bir çatışma var.Taraflardan biri Hizbullah. Bu iş Hizbullah’ı tasfiye etmek için yapılıyor. Bu işin sonunu düşünün diyoruz’’ diye konuştu. ‘Erdoğan tek taraflı davrandı’ Hükümetin bu konuda ‘‘çok rahat, çok kolay ve dikkatsiz bir tavır sergilediğini’’ dile getiren Baykal, ‘‘Başbakan, Lübnan Başbakanı Sinyora ile bir telefon görüşmesi yaptı, ertesi gün Sinyora Türkiye’nin uluslararası güce katılacağını açıkladı. Öyle anlaşılıyor ki Türkiye, böyle bir barış gücüne katılacağı izlenimini Lübnan’a ve uluslararası kamuoyuna vermiş. Başbakan’ın tek taraflı bir kararla Lübnan Başbakanı’na ‘Türkiye müdahaleye hazır, uluslararası güçte yer alacak’ demiş olmasını, çok basiretsiz bir yaklaşım olarak görüyorum’’ diye konuştu. Açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Baykal, ‘‘Gül, asker gönderme konusunda destek mi istedi, bilgi mi verdi’’ sorusuna karşılık, ‘‘Bilgi verdi’’ dedi. Konuyla ilgili olarak TBMM’nin toplanmasının söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine Baykal, TBMM’nin eylül ayında toplanabileceğini ve konunun değerlendirilebileceğini ifade etti. AKP’li Dülger: BOP haritası kabul edilemez TÜREY KÖSE Lübnan’a asker TBMM BAŞKANI Hükümet hevesli, TSK çekimser ? Baştarafı 1. Sayfada ‘BM karar alırsa izne gerek yok’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Bülent Arınç, Lübnan’da oluşturulacak uluslararası güce asker gönderilmesi konusundaki sorulara ‘‘Bu konu hükümetin görevidir. Eğer BM, bu konuda tüm üyeleri bağlayıcı bir karar alırsa, Meclis’e gelmeden hükümet izniyle yapılması mümkün. BM açık bir karar almazsa, hükümet Meclis’ten izin istemek durumundadır’’ yanıtını verdi. Lübnan Büyükelçisi Georges H. Siam dün Arınç’ı ziyaret ederek ‘‘girişimleri için’’ teşekkür etti ve Lübnan Milli Meclis Başkanı Nebih Berri’nin mektubunu iletti. Arınç, uluslararası güce asker gönderilmesiyle ilgili bir soru üzerine ‘‘Bu konu hükümetin görevdir. Hükümet bir toplantı yaptı ve BM kararının takip edilmesini kararlaştırdı’’ dedi. Arınç, daha sonra anayasanın 92. maddesini okudu. Bu maddede ‘‘TSK’nin yabancı ülkelere gönderilmesine veya yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına izin verme yetkisi TBMM’nindir’’ deniliyor. Arınç, ‘‘Eğer BM, bu konuda tüm üyeleri bağlayan bir karar alırsa, Meclis’e gelmeden hükümet izniyle yapılması mümkün. BM’nin açık bir karar almaması durumunda, hükümet Meclis’ten izin istemek durumundadır’’ açıklamasını yaptı. ANKARA TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Mehmet Dülger Ortadoğu’daki gelişmeleri değerlendirirken ‘‘Washington’da yapılan iradi coğrafyalar kabul edilemez. ‘Yeni coğrafya’ya kim razı olacak? Bunu isteyenler iki defa düşünsün’’ dedi. Savaşın ‘‘iç politika açısından da sıcak tehlikeler getirebileceği’’ uyarısında bulunan Dülger, ‘‘İsrailFilistin savaşının ABDİran çatışmasının provası olduğunu’’ vurguladı. Dışişleri Komisyonu Başkanı Dülger, İsrail’in Lübnan’a saldırısı ve ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın ‘‘yeni Ortadoğu’’ açıklamalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. ABD Silahlı Kuvvetler dergisinde yayımlanan haritaya dikkat çeken Dülger, ‘‘Ortadoğu’da kimin iradesi var? Siyasi iradetabi kaynak ilişkisi nedir, Irak petrolü kaça satılıyor, Iraklıların cebine ne giriyor? Yeni coğrafya, ne demek? Bu bölgede yaşayan insanlar bu haritayı istiyor mu? Bu sorular çok önemli. Benim ülkemi parçalıyorsun, biz buna razı olacak mıyız? Bu yeni coğrafyayı kim yapmak istiyorsa iki defa düşünsün. Biz başkalarına benzemeyiz. Washington’da çizilmek istenen iradi coğrafyalar kabul edilemez’’ dedi. ‘Haçlı kafasının yansıması’ Dülger, ‘‘Ortadoğu’da demokratik süreç nasıl işleyecek’’ sorusunun önemine dikkat çekti. Dülger, ABD’nin tek süper güç olarak ‘‘şahıs, yer, zaman ne olursa olsun terorizmin tepesine binerim’’ yaklaşımıyla hareket ettiğini vurgularken, ‘‘ABD buna, terörle mücadele, diyor. Ancak, çifte standart var’’ dedi. İnsanların arzuları dışında iradi coğrafyalarda yaşamayacağının altını çizen Dülger, ‘‘Kimlik özelliklerine dayalı politikalar da eninde sonunda gırtlaklaşma ile biter’’ diye konuştu. Dülger, ‘‘Batı’nın ucuz ve devamlı petrol, İsrail’e toprak ve Kudüs’ün temizlenmesini istediğini, bunun Haçlı kafasının yansıması olduğunu’’ söyledi. ra ile yaptığı görüşmede Türkiye’nin asker göndereceğini bildirmesi, bunun ardından Lübnan Başbakanlığı’ndan yapılan açıklamada da asker göndermeyi taahhüt eden ülkeler arasında Türkiye’nin de olduğunun vurgulanması TSK’de rahatsızlık yarattı. Bu durumun önceki gün, Başbakan Erdoğan’ın istemiyle Başbakanlık’ta toplanan zirvede de gündeme geldiği öğrenildi. Askeri kanadın, asker gönderme konusunda biraz daha ‘‘ihtiyatlı’’ hareket edilmesini istediği dile getirildi. Komutanların, BM’den konuya açıklık getiren yeni bir karar çıkmasının beklenmesini de istedikleri belirtildi. Halkevlerinden kampanya Halkevleri, Filistin ve Lübnan’a gıda ve ilaç desteğinde bulunmak amacıyla ‘‘Yaşasın Filistin, Filistin Yaşasın’’ adıyla bir kampanya başlattı. Galatasaray Lisesi önünde dün kitlesel bir basın açıklaması yapan Halkevleri Genel Başkan Yardımcısı İlknur Birol, Türkiye genelinde bir buçuk ay sürecek kampanyaya sendikaların ve yurttaşların desteğini beklediklerini dile getirdi. 1 Mart tezkeresini Meclis’ten geçiremeyen AKP hükümetinin yeni maceralar aradığını belirten Birol, ‘‘İsrail’le yapılan anlaşmalar iptal edilsin. Türkiye savaşa ve işgale ortak edilmesin. Türkiye İsrail Büyükelçisi’ni geri çeksin. Lübnan ve Filistin halkının tüm maddi ve manevi zararları tanzim edilsin. İncirlik Üssü başta olmak üzere tüm ABD üsleri hemen kapatılsın, yeni yapılmakta olan Silopi’deki üs yıkılsın’’ dedi. Basınİş yöneticilerinin de bulunduğu açıklamanın ardından DİSK’e bağlı Basınİş Genel Başkanı Kamil Kartal da, kampanyayı desteklediklerini söyleyerek sembolik olarak pirinç, un, mama ve şeker gibi gıdaları Halkevleri üyelerine teslim etti. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) ‘Batı düşmanlığı kökleşiyor’ Ortadoğu’da Batı düşmanlığı ve radikalleşmenin kökleştiğinin altını çizen Dülger, sözlerini şöyle sürdürdü:‘‘Batı medyasının yaklaşımı inanılmaz. Fransız televizyonunda İsrail için ağlıyorlar. Şiddet, belirsizlik, kaos ortamında Batı düşmanlığı ve radikalleşme kökleşiyor. Türkiye de üç büyük etkinin altında. İlk olarak, PKK konusu var. PKK’nin kumanda merkezi Irak’ta. Türkiye’nin hareket alanı daralıyor, milliyetçi popülizm besleniyor. İkinci olarak; ABD’nin bölgedeki çıkarları Türkiye’nin çıkarları ile ters istikamette gelişiyor. Üçüncü olarak da, sıcak tehlikeler söz konusu. Bu belirsizliğin iç siyasette de yansımaları olur. Önümüzde seçim var, cumhurbaşkanlığı seçimi var. Kısa vadeli düşünenler, PKK’ye karşı İsrail kadar olamıyoruz, diyecek. Sıcak tehlikelere karşı sağduyulu, ortak çözümler bulmak kolay değil.’’ Kırmızı çizgiler Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre ise Türkiye BM’nin kendisinden ‘‘muharip birlik göndermesini’’ ya da ‘‘güce liderlik etmesini’’ istemesi durumunda asker göndermeyecek. Ankara durumun netleşmesi için de BM gücünün angajman kurallarının belirlenmesini bekleyecek. Perşembe günü çıkması beklenen angajman kurallarının zayıf olması durumun da Türkiye’nin uluslararası güce katılım konusunda çekimser kalacağı öğrenildi. Türkiye, bunlara ek olarak Hizbullah’ın silahsızlandırılması misyonunu yürütmek ya da çatışma ortamı içinde kalmak da istemiyor. Diplomatik kaynaklar, güce şimdiye kadar içlerinde Fransa, İtalya, İspanya’nın da içinde bulunduğu 22 ülkenin katılmaya istekli olduğunu da belirtiyorlar. ‘İsrailli giremez’ yazısına inceleme ALANYA (AA) Antalya’nın Alanya ilçesinde, S.A. adlı esnaf, işyerinin camına İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırısını protesto etmek amacıyla, ‘‘Çocuk katili İsraillilere satış yok, giriş yok’’ yazılı pankart astı. Olayın basına yansıması üzerine S.A. savcılığa çağrılarak ifadesine başvuruldu. Yazıyı gören İsra illi bir turist, cep telefonuyla fotoğrafını çekerek ülkesindeki gazetelere verdi. Fotoğrafın yayımlanmasının ardından S.A. dün savcılık tarafından çağrıldı. Afişi İsrail’in Lübnan’a saldırısına tepki göstermek amacıyla astığını belirten S.A, afaişe İsrail’de büyük tepki gösterildiğini öğrendiğini ifade etti. ‘Bölgede çatışma bitmez’ Türkiye’nin eski Lübnan Büyükelçisi Aka, en ufak bir kıvılcımda ateşkesin bozulabileceğine dikkat çekerek ‘Gönderilecek olası Türk Gücü’nün zayiat vermesi büyük bir ihtimal’ dedi MAHMUT GÜRER ABD’den araştırma Gül, bölgeye gidiyor Gül ise durum değerlendirmesi için bugün Lübnan’a, pazar günü ise İsrail’e gidecek. Gül, ülkelerin dışişleri bakanları dışında, İsrail Başbakanı Ehud Olmert ve Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora ile de bir araya gelecek. Gül’ün 31 Ağustos1 Eylül’de Stockholm’de düzenlenecek olan Lübnan’ın imarı ve Filistin’e yardım konferanslarına da katılması öngörülüyor. ANKARA Türkiye’nin eski Lübnan Büyükelçisi Orhan Aka, bölgeye gidecek BM gücünün Lübnan halkı tarafından ‘‘İsrail’e hizmet ediyor’’ şeklinde değerlendirileceğine işaret ederek Türkiye’nin asker göndermesinin doğru olmayacağını söyledi. Aka, barış gücünün kontrol etmesinin planlandığı bölgenin ise çok büyük ve Hizbullah kontrolü altında olduğuna dikkat çekti. Türkiye’nin Suriye ve Lübnan Büyükelçiliklerini yapan ve Orta doğu’daki çok sayıda Türk misyonunda görev alan Aka, Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede, bölge halkının Lübnan’a yerleştirilecek bir barış gücünü İsrail’in yararına gibi göreceğini söyledi. Bu durumun BM gücünün bölgedeki durumuna en baştan büyük darbe vuracağına dikkat çeken Aka, bu kapsamda güce katılan Türkiye’nin de saygınlığını yitireceğini vurguladı. İsrail’e yardım görüntüsü Aka, ‘‘Bizim askerimizin orada bulunması da sanki Türkiye İsrail’e yardım ediyor gibi görünecek. Çünkü barış sağlamaya gidiyorsunuz. Yoksa orada tam bir ateşkes olsa, barışı korumaya gitseniz durum farklı olur. Kimsenin tepkisini toplamazsınız. Ancak bölgeye illa ki gidilecekse, şehit vermek de göze alınmalıdır’’ değerlendirmesini yaptı. Aka, ayrıca en ufak kıvılcımda dahi ateşkesin bozulmasının çok büyük bir ihtimal olduğunu söyledi. Hizbullah’ın Lübnanlılar tarafından İsrail’e karşı mücadele etmesi nedeniyle desteklendiğini anlatan Aka, bölgedeki Şii nüfusunun yüksek olmasının da destekte payı oldu ğunu söyledi. Aka, ‘‘Hizbullah, Hamas’ın Filistin’de yaptığını şimdi Lübnan’da yapıyor. Desteklenmesi çok normal’’ dedi. BM askerinin İsrail sınırından itibaren Bitan bölgesine kadar bir alanı koruyacağını belirten Aka, ‘‘Bu bölge Hizbullah’ın kontrolü altında. Büyük bir bölge kontrol edileceği için BM askeri dağınık olacaktır. Dolayısıyla burada küçük grupların saldırılarında bile büyük zaiyat verilmesi söz konusu olur’’ değerlendirmesini yaptı. Türklerin yarısı evrime inanmıyor ? Baştarafı 1. Sayfada HıristiyanŞii çekişmesi Aka, bölgedeki HıristiyanŞii çekişmesine de dikkat çekerken, barış gücü askerleri arasında Müslüman ve Hıristiyanların bulunduğunu, bu durumun BM gücünü daha da tehdit altına soktuğunu vurguladı. Aka, ülkede 18 ayrı din ve mezhebe mensup grup olduğunu, en büyüklerinin ise yüzde 40 ile Şiiler ve yüzde 24 ile Hıristiyanlar olduğunu kaydetti. Aka, uluslararası güç ile birlikte Hıristiyanlar ile Şiiler arasındaki yönetim kavgasının da tekrar başlayacağını ifade etti. Asker Kıbrıs’tan gidecek Lübnan’a gönderilmesi kesinleşen BM Gücü’nün gidiş rotası da belli olmaya başladı. Lübnan’a taşınması, Kıbrıs Rum Kesimi üzerinden gemi ve uçaklar ile yapılacak. Bu durum Ankara’da tepki ile karşılanırken Türkiye’nin askerlerini BM’nin saptadığı güç ile birlikte değil, doğrudan Mersin Limanı üzerinden göndereceği ifade ediliyor. Fuat Geçen: Barış gücü İsrail bekçiliği ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Lübnan’da konuşlandırılacak barış gücünün bu haliyle İsrail’in kazanımlarının bekçiliğini yapacağını söyleyen Hatay Bağımsız Milletvekili Fuat Geçen, Türkiye’nin böyle bir yapıda yer almaması gerektiğini kaydetti. Ateşkes kararının ardından İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarını sürdürdüğünü anımsatan Geçen, ‘‘Türkiye’nin barış gücünde yer alması, ilerleyen süreçte bölge halklarıyla çok önemli sorunların doğmasına neden olacaktır’’ dedi. CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan, Türkiye’nin de içinde bulunduğu barış gücünün BOP’a hizmet etmesi durumunda işgali meşrulaştıracağına dikkat çekti. CHP Adana Milletvekili Gaye Erbatur da, savaşın sürdüğü yerde barış gücünün bir anlamı olmadığının altını çizdi. yüzde 80 civarında bir oranla İzlanda oldu. İzlanda’yı Danimarka, İsveç ve Fransa izlerken Amerikalıların Avrupalılara nazaran evrime daha az inandığı ortaya çıktı. Japonlar yüzde 78 oranıyla Avrupalıların ardından geldi. Türklerin ise yarısının evrime inandığı ortaya çıktı. Dergide konuyla ilgili çıkan yazıda, Türkiye’nin Müslüman nüfusuna vurgu yapıldı. Araştırmayı yapan Miller, evrime inancın Amerikalılarda düşük olması konusunda, dinciliğin ve ABD’de muhafazakârların evrim karşıtlığını parti politikası olarak kullanmasının etkili olduğunu belirtiyor. Araştırmada ayrıca genetik bilime ilgisiz olmanın ve kadınların kendi bedenleri üzerinde seçme hakkı bulunduğunu savunanlara karşı geliştirilen politikaların da ABD’de oluşan evrim karşıtlığında belirleyici olduğu vurgulanıyor. 10.08.2006 tarihinde askeri kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. ÜMMÜHAN KILIÇ CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle