10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 AĞUSTOS 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr ABD’de son 30 yılda tek bir rafineri yapılmazken yabancılar Türkiye için sıraya girdi 13 EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN Yazarımız yıllık izninin bir bölümünü kullandığndan yazısını yayımlayamıyoruz. Bağımsızlığın anahtarı alternatifte NECDET ÇALIŞKAN Dünya enerji devleri bir yandan Türkiye’de petrol rafinerisi kurmak için Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun kapısını aşındırıp enerji ihalelerini yakından takip ederken; diğer yandan BP, Shell, Chevron başta olmak üzere büyük şirketler tarafından ‘‘ABD’de son 30 yılda bir tek rafineri’’ bile inşa edilmedi. Hatta gelişmiş ülkelerdeki üretimlerini sonlandırma noktasına gelen bu şirketler, bu bölgelerdeki tesislerinde yenileme çalışmalarını bile erteliyor. Alternatif enerji kaynaklarını değerlendirip harekete geçen ülkeler ? Enerjide yol haritası olmayan Türkiye’nin yaşadığı darboğazlar gittikçe artarken dünya ‘‘petrolden kaçış, alternatifi keşfediş’’ süreci yaşıyor. Alternatif enerjiyi ‘küçümsemeyen’ Brezilya, İsveç ve İskoçya gibi ülkeler, enerji sorununu kendi kaynaklarıyla çözüme kavuşturuyor. Türkiye ise gelişmiş ülkelerin vazgeçtiği yöntemleri ülkeye çekmek için yabancılara ‘cazip’ seçenekler sunuyor. ettiği enerji ile toplu taşımaya yönelik otobüslerin bile ihtiyacını karşılayabiliyor. 1970’lerde petrol krizini kendi iç kaynaklarına dönerek değerlendiren Brezilya ise şekerkamışıyla en geç 2007’de ‘‘enerjide bağımsızlığını’’ ilan edecek. Türkiye’de ise petrol ve doğalgaz bağımlılığı gittikçe artarken; alternatif enerjiler göz ardı edilmeye devam ediliyor. Özellikle hayvansal ve bitkisel atıklardan elde edilen biyodizelde yerli üreticilerin hükümetten beklediği destek gelmeyince, ‘‘10 Ağustos Dünya Biyodizel Günü’’ yerli tüketimden önce, yerli üreticinin ihracata yönelmesine yol açtı. Vergi yükü açısından da Türkiye, biyodizelin normal dizelden pahalı olduğu tek ülke. ‘‘enerjide dışa bağımsızlığını’’ ilan etmeye hazırlanırken; dünyada artan tüketim ve azalan kaynaklar karşısında enerjide yol haritasını erken çizen ülkeler kazançlı çıkıyor. Okyanus kıyısında olma avantajını kullanan İskoçya, dalgalardan elde Türkiye’de şu anda sadece özelleştirilen TÜPRAŞ aracılığıyla KoçShell ortaklığı ham petrol işletmeciliği yapıyor. Dünyanın dört bir tarafından Türkiye enerji piyasasına girmek için EPDK’ye yapılan başvuruların toplam tutarı 10 milyar doları bulurken; Türkiye’de Ceyhan, Samsun ve Zonguldak’ta rafineri kurmak isteyen şirketlerin başında, Hindistan’dan Indian Oil, Rusya’dan Lukoil, İtalya’dan ENI, Japonya’dan Marubeni, Kazakistan’dan Kazmunaigas geliyor. Türkiye’de petrol ve doğalgaz aramayla ilgilenen diğer enerji devleri ise şunlar: Avusturya’dan OMV, Brezilya’dan Petrobas, Rusya’dan Gazprom, ABD’den ChevronTexaco. H ER FATURAYA 2 YTL ANKARA (AA) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, genel aydınlatma harcamalarını abonelerin faturalarına yansıtmaya hazırlanıyor. Bu çerçevede hazırlanan yasa taslağına göre, konut abonelerinden 2 YTL, sanayi abonelerinden ise 5 YTL aylık sabit genel aydınlatma ücreti alınması öngörülüyor. Bu da elektriğe ‘‘aydınlatma’’ zammı anlamına geliyor. Enerji Bakanlığı yetkilileri, Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi’nin (TEDAŞ) alacaklarının önemli bir bölümünün genel aydınlatmadan kaynaklanan belediye borcu olduğunu belirtirken, sorunun çözümü için Meclis açılır açılmaz ekimde TEDAŞ’ın bu yöndeki alacaklarının tahsiline ilişkin bir yasal düzenleme çalışması içinde bulunduklarını bildirdiler. Enerji KİT’leri arasındaki nakit akışını sağlamada zorlanılmasının ana sebebinin TEDAŞ’ın abonelerden alacaklarını tahsil edememesi olduğu belirtiliyor. Yasal düzenleme çalışmasında, ‘‘Belediye Tüketim Vergisi’’nin de TEDAŞ’ta kalmasına dair bir madde öngörülüyor. Yapılacak düzenleme ile abonelerden alınan bu paranın da belediyelerde değil doğrudan TEDAŞ’ta kalması planlanıyor. Bunun TEDAŞ’ta kalmasının Elektrik Üretim ve İletim AŞ’ye (EÜAŞ) bir nakit akışı sağlayacağı belirtiliyor. Elektrik fiyatına aydınlatma zammı Dolaylı zam dalgası Bu arada Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından geçen cumartesi günü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, elektrik piyasasında tarifeler yönetmeliğinde yapılan değişiklik de elektriğe dolaylı zam yolunu açıyor. Yönetmelik değişikliği, iletim sistemi kullanım fiyatı ile iletim sistemi işletim fiyatına ilişkin tutarların yanında, piyasa işletim ücretine ilişkin tutarların da tüketicilerden tahsil edilebilmesine olanak sağlıyor. Değişikliğe göre, serbest ya da serbest olmayan tüketiciler açısından, iletim sistemi kullanım fiyatı, iletim sistemi işletim fiyatı ve piyasa işletim ücretine ilişkin tutarlar, dağıtım lisansı sahibi tüzelkişiler tarafından, tedarikçilerden veya dağıtım sistemine bağlı serbest tüketicilerden tahsil edilebilecek. İ S K O Ç YA : D A L G AY L A GELEN ENERJİ Dalga ve gelgit enerji teknolojileri güneş ve rüzgâr enerjisine göre yeni ve büyük ölçüde keşfedilmemiş enerji türleri olsa da dünyanın tüm sahillerinde oluşan dalga enerjisi toplandığında 3 milyon megawatlık bir enerji açığa çıkıyor. Dalga ve getgit enerjisinin zengin olduğu yerlerin başında ise İskoçya, Kanada, Güney Afrika, Avustralya ve ABD bulunuyor. Bu konuda en çok yol almış olan ülke ise İskoçya. Ülkenin batı sahillerinde kurulu bulunan dalga türbinlerinde depolanan enerji, elektriğe dönüştürülerek toplu taşıma araçlarında bile kullanılıyor. BREZİLYA: ŞEKERLE ÇALIŞAN OTOMOBİLLER ÜLKESİ Şeker pancarı, mısır ve buğday başta olmak üzere biodizel ile yapılan çalışmalar hızla artarken Brezilya 30 yıl önce başlattığı program sayesinde bu yıl sonunda enerjide dışa bağımsızlığını ilan etmeye hazırlanıyor. 1970’lerdeki ‘Petrol Krizi’nin ardından 1975’te Ulusal Etil Alkol Programı’nı devreye sokan ülke, tarımsal üretimde en güçlü olduğu şeker kamışından elde ettiği enerjiyi otomobillerde bile kullanıyor. Brezilya’daki araçların yüzde 40’ı şeker kamışından elde edilen etanol ile çalışıyor. Japonya, 2008 yılından itibaren Brezilya’dan 6 milyar litreyi bulan etanol ithal etmek için anlaşmaya vardı. RÜZGÂR, KİMİNE DOLU KİMİNE BOŞ ESTİ Rüzgâr enerjisi, alternatif enerji kaynaklarının en popüler ve en çevreci olanlarından. Avrupa ülkeleri bu alanda da öncü. Almanya geçen yıl 18 bin megawatlık üretimle ilk sırada. İkinci sıradaki İspanya’nın son 3 yıllık üretim artışı yüzde 26’yı buldu. Son 3 yılda elde edilen yüzde 39’luk üretim artışıyla Çin ve yüzde 36’lık artışla Hindistan, rüzgârı önemseyen ülkelerin başında yer alıyor. İsveç, 15 yıl içinde petrole bağımlılığını tamamen ortadan kaldırmayı hedefliyor. İsveç’te, bu noktaya yeni nükleer santral inşa etmeksizin, sadece biodizel ve diğer alternatif enerji kaynaklarıyla ulaşmak da temel kriter olarak belirlendi. E NERJİ BAKANI Güler yine ‘nükleer’i savundu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, ‘‘yapılan değerlendirmeler sonucunda Sinop sahasının nükleer santral için en uygun yer olarak öne çıktığını, Türkiye’nin kurmayı düşündüğü nükleer santralların 2012’den sonra devreye girmeye başlayacağını’’ bildirdi. Güler, ‘‘Atık konusu, teknolojik olarak dünya için çözümlenmiş bir olaydır. Türkiye de diğer gelişmiş ülkelerin izlediği yolu uygulayacaktır’’ dedi. CHP İzmir Milletvekili Hakkı Ülkü’nün ÇED yapılmadan nükleer santral için en uygun yerin Sinop olduğunun açıklanması ve ülkenin nükleer çöplüğe dönmesi tehlikesiyle ilgili sorularına Bakan Güler yanıt verdi. Güler, ÇED yapılabilmesi için Hilmi Güler öncelikle yerin belli olması ve proje özetinin hazırlanması gerektiğini bildirdi. Güler, ‘‘Yapılan değerlendirmelerde Trakya ve Karadeniz bölgelerinde ve iç Anadolu’da Sakarya Nehri ve Göksu Nehri çevresinde çeşitli yerler incelenmiştir. Yapılan çalışmaların sonucunda Sinop sahası en uygun yer olarak öne çıkmıştır’’ dedi. ‘‘10 yıl sonunda kullanılmış yakıtların yüzde 99 oranında radyoaktivitilerini kaybedeceğini’’ bildiren Güler, ‘‘Atık konusu teknolojik olarak dünya için çözümlenmiş bir olay olarak değerlendirilmektedir. Türkiye’nin kurmayı düşündüğü nükleer santrallar ancak 2012’den sonra devreye girmeye başlayacaktır” dedi. 2007’DE FAALİYETTE Türkiye rüzgâr enerjisi konusundaki potansiyelini yeterince kullanmıyor Çanakkale’ye rüzgâr santralı ÇANAKKALE (AA) Çanakkale’nin Bozcaada ilçesinde kurdukları Türkiye’nin üçüncü rüzgâr enerjisi santralıyla yılda 30 milyon kilovat saat enerji üreten Demirer Holding, Çanakkale merkeze bağlı İntepe beldesinde yeni bir rüzgâr santralı oluşturuyor. Holding Enerji Projeleri Koordinatörü Ahmet Araçman, temiz bir enerji kaynağı olan rüzgâr santralının yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi. Araçman, Çanakkale’ye bağlı İntepe beldesi yakınlarındaki Çanakalan bölgesinde 30 megavatlık enerji kapasitesine sahip yeni bir santralın inşaatına başladıklarını, santralda 38 adet rüzgâr türbini bulunacağını ifade etti. Araçman, 2007 mayısında hizmete sokmayı planladıkları yeni santraldan elde edilecek enerjiyi TEDAŞ’a, serbest tüketici belgesi olan fabrikaya ya da piyasada toptan enerji lisansı almış özel şirketlere satmak istediklerini kaydetti. Rüzgârın önü kesiliyor ? Son aylarda elektrik kesintileri ile başı dertte olan Türkiye’de alternatif enerji kaynağı olarak görülen rüzgâr enerji santralları ile ilgili EPDK’nin yeni lisans başvurularını 1 Mart 2007’ye kadar almama kararı tepki çekti. ŞEHRİBAN KIRAÇ Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılamak ve fosil yakıtlara karşı enerjide çeşitlilik sağlanması için başlatılan rüzgâr santrallarında işler bir türlü rayına oturmuyor. Uzmanlar ise Türkiye’nin yenilenebilir enerji ile ilgili politikasının olmayışından yakınıyor. Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Enerji Anabilim Dalı Başkanı Dr. Tanay Sıtkı Uyar, EPDK ve Enerji Bakanlığı’nın Türkiye’nin rüzgâr enerjisine geçmemesi için elinden gelen tüm zorlukları çıkardığını söyledi. Uyar, ‘‘Hükümetin rüzgâr enerjisi ile üretilen elektriğin alış fiyatını yüzde 20 azaltma yetkisi önerisi TBMM tarafından uygun görülmedi. Ancak tüm elverişsiz koşullara ve engellemelere rağmen rüzgâr güç santrallarının kurulması gerçekleşmekte. Bunun üzerine EPDK 1 Mart 2007’ye kadar lisans müracaatlarını durdurdu. Yurtdışından kredi alınarak gerçekleştirilen fosil ve nükleer enerji santrallarının kurulması nı tüm gücüyle destekleyen yetkililer, rüzgâr güç santrallarının yerli üretimini ve kullanımını kolaylaştıracak hiçbir adım atmamaktadırlar’’ dedi. Uyar, Türkiye’nin rüzgâr enerjisi konusundaki potansiyellerini yeterince kullanmadığına işaret ederek, 1113 Eylül’de Dikili’de rüzgâr enerjisi ile ilgili olarak bir çalışma grubu toplantısı gerçekleştireceklerini bildirdi. Rüzgâr Enerjisi ve Santralları İşadamları Derneği (RESSİAD) Başkanı Tolga Bilgin de rüzgâr santralları için rüzgâr ölçümünün çok önemli olduğunu kaydederek, EPDK’nin bu konuda her önüne gelen firmaya lisans vermemesi gerektiğini dile getirdi. B İ L G İ T O P L U M U N A D O Ğ RU / ÖZLEM YÜZAK [email protected] BOZÜYÜK SANTRALI ÇEŞMEALAÇATI Ak Enerji yeniden üretimde Ekonomi Servisi Ak Enerji Elektrik Üretim, Bozüyük Santralı’nın 10 Ağustos tarihinde yeniden üretime başladığını duyurdu. Ak Enerji’den Borsaya yapılan açıklamada, 31 Temmuz’da geçici olarak durdurulan 132 mw kurulu gücündeki Bozüyük Santralı’nın, elektrik piyasası dengeleme ve uzlaştırma uygulamasının 1 Ağustos’ta yürürlüğe girmesinin ardından fiyatların dengesizlik gösterdiğine dikkat çekilerek, ‘‘BOTAŞ ile yapılan görüşmeler sonucunda, uzun süreli doğalgaz taahhüdüne girilmeksizin 10 Ağustos 2006 ile 1 Ekim 2006 tarihleri arasındaki dönem için geçici doğalgaz tedarik edilmesi üzerine 10 Ağustos 2006 tarihi itibarıyla yeniden üretime başlamıştır’’ denildi. Kurumlar Vergisi’nde 2005 yılı sonuçları açıklandı. Tablo geçmiş yıllarla aynı: Yüzlerce işçi çalıştıran şirketlerin beyan ettikleri gelir, birçok sektörde asgari ücretlinin yıllık kazancından bile daha az... Demek ki gelir idaresinde arpa boyu kadar yol alamamışız. Türkiye’de hâlâ fütursuzca vergi kaçırılabiliyor ve Maliye bunu önleyecek bir şey yapamıyor ya da yapmıyor. ??? Fındık üretiminde dünyada bir numarayız, ama içeride birbirimizi yediğimiz, siyasi ranta kurban ettiğimiz için fındığı bir türlü katma değerli ürüne dönüştürüp kazancı hem üretici hem de sanayici açısından misli misli katlamayı başaramıyoruz... ??? Turizmde dünyanın sayılı bölgelerinden biriyiz. Yalnız deniz ve güneş değil, kış turizmi, kültürel değerler, avcılık, spor ve daha birçok ürün turizm sepetimizde. Ama ‘‘her şey dahil’’ yöntemini hâlâ sürdürmekte inat ediyoruz. Turizmimizi çeşitlendirerek pazarlamayı ve gelirlerimizi arttırmayı beceremiyoruz... Kaynakları Doğru Kullanmak ve Yönetmek Yalnız zengin ülkeler değil, sürdürülebilir kalkınmanın önemini kavramış gelişmekte olan ülkelerin bile en büyük yatırımı artık insana. Biz ise genç nüfuslu bir ülke olmayı bir türlü avantaja dönüştüremiyoruz. Bilgi toplumu olmanın taşları doğru eğitim, doğru istihdam. Her ikisinde de çuvallamış durumdayız. Umutsuz, gelecek beklentisi, hedefi olmayan, kör cahillerin çoğunlukta olduğu, kaba kuvvetin giderek daha geçerli hale geldiği bir gençlik ordusu yetiştirmeyi inatla sürdürüyoruz. İnsan gücümüzü katma değere çevirmeyi bilmiyoruz. Bırakın diğerlerini, yalnızca bu 4 örnek bile Türkiye’nin kendi kaynaklarını kullanmayı ve yönetmeyi bilmediğinin göstergesi. Bu yüzden küresel arenada mehter takımı gibi bir ileri bir geri gitmekten başka bir şey yapamıyoruz. ??? Warren Buffet 44 milyar dolarlık serveti ile dünyanın ikinci en zengin insanı. Buffet bundan 2 ay önce bir karar alıyor ve servetinin önemli bir bölümünü (31 milyar dolar) dünyanın en zengin adamı olan Bill Gates’in eşi ile birlikte kurmuş olduğu, dünyanın en büyük hayır kuruluşuna bağışlıyor. Küçük bir bilgi notu verelim: Buffet ile Gates’in servetlerinin toplamı dünyanın azgelişmiş 35 ülkesinin milli gelirlerinin toplamından daha fazla. 75 yaşındaki milyarder işadamı Buffet parayı neden Gates Vakfı’na bağışladığına ilişkin soruyu şöyle yanıtlıyor: ‘‘Eğer çok paranız varsa, bu parayı sizden çok daha iyi kullanacak birilerini bulmuşsanız, bu serveti onlara devretmek son derece normaldir. Onlara gidip siz bu parayı benden çok daha iyi bir şekilde değerlendirecek durumdasınız, diyebilirsiniz.’’ Sadece hayır işleri için kullanılacak bir kaynağın bile doğru kullanılması ve yönetilmesi o kadar önemli ki... Peki, vakıf ne yapıyor? Şimdiye kadar 29 milyar doların üzerinde bir parayla yoksul ülkelerde sağlık ve eğitim hizmetleri veren Gates Vakfı, gelen yeni bağışla birden iki kat daha fazla büyüyecek. ABD’deki vergi yasasına göre vakıf, bünyesine gelen her kuruşu nasıl kullandığının hesabını vermek zorunda. Bu yüzden önümüzdeki 2 yıl içinde vakıf çalışanlarının sayısının iki misli arttırılması planlanıyor. Bu da 600 kişi demek. 600 kişi, merkezi Seattle’da bulunan vakfın parasının doğru projelere aktarılması için çalışacak. Küresel eğitim ve sağlık konuları ile ilgilenen Gates Vakfı yeni gelen kaynağın bir kısmını sürdürülebilir kalkınma için ayırma kararını aldı. ??? Türkiye, ancak kendi kaynaklarını doğru kullanıp yönetmeyi becerebildiği zaman, küresel arenada yalpalama yerine, sürdürülebilir bir büyüme içine girebilir. Yoksa umudunu sürekli dış kaynaklardan gelecek paraya bağlar ve yıllar, geçmişte olduğu gibi gelecekte de faiz ve borç ödemekle geçer... ‘Kâr için doğa hiçe sayılıyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ‘‘Turizm Kentleri Projesi’’ kapsamında ÇeşmeAlaçatı Paşalimanı’nı ihaleye açması, çevrecileri ve şehir plancılarını harekete geçirdi. Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Başkanı Tolga Çilingir, Bakanlığın yüksek kâr elde etmek için doğayı hiçe saydığını belirtti. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ‘‘Turizm Kentleri Projesi’’ kapsamında 75 yıllığına tahsis edeceği İzmirÇeşme Alaçatı ve Paşalimanı, bugün ilana çıkacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü, Çeşme Alaçatı ve Paşalimanı turizm kentinde; golf alanları, turizm konaklama tesisleri, termal köy gibi kıyının günübirlik kulllanımına yönelik tesisler yer alacak. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle