14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 AĞUSTOS 2006 PERŞEMBE 10 Taliban anaoğul’u astı ? KÂBİL (AA) Afganistan’da Taliban militanları, hükümet adına casusluk yaptıkları gerekçesiyle yaşlı bir kadınla oğlunu ağaca asarak öldürdüler. Helmand İli Vali Yardımcısı Amir Muhammed Akhunzade, 70 yaşındaki kadınla oğlunun Musa Kale’nin kuzeyindeki Daig’de öldürüldüklerini söyledi. Akhunzade, kurbanların adlarını vermedi, ancak kadının damadının bölgede polise yardımcı olduğunu anlattı. Militanların, ana ile oğlunu astıktan sonra, hükümet için çalışan herkesi öldürecekleri tehdidinde bulundukları bildirildi. DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr ABD askerlerinin silahsız Afganlara ateş açtığını gösteren fotoğraflar ortaya çıktı Katliam görüntülendi K âbil’de iki ay önce yaşanan olay sırasında yoldan geçen bir Afganın çektiği 20 kare, Amerikan askeri aracından silahsız siviller üzerine ateş edildiğini kanıtlıyor. ‘‘Uyarı ateşinden’’ söz eden ABD ordusunun soruşturmasıysa hâlâ sürüyor. SAVCI SAVAŞ STRESİNİ KABUL ETMEDİ Dış Haberler Servisi Irak’ın Mahmudiye kentinde geçen martta 14 yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz edilmesi ve ailesiyle birlikte öldürülmesiyle ilgili davada yargılanan 5 askerden biri suçlamaları kabul etti ve Irak’taki birliklerin yaşadığı travmayı anlattı. Ön duruşma sonucunda, 5 askerin ölüm cezası istemiyle askeri mahkemede yargılanıp yargılanmamasına karar verilecek. Önceki günkü ön duruşmada, er Justin Cross, sürekli ölüm korkusu altında yaşamanın ruh sağlıklarını bozduğunu savunarak askerlerin ölüm korkusuyla baş etmek için içki içtiklerini, ağrı kesiciler ve içeriğinde uyuşturucu maddeler bulunan öksürük şurupları kullandıklarını anlattı. Cross, yargılanan askerlerden Uzman Çavuş James Barker’la Steven Green’in bu konuda başı çektiklerini söyledi. Cross, suçlamaları kabul ederek Green’in olayı tek başına gerçekleştirmediğini söyledi. Barker’la birlikte 4 asker, sonradan kişilik bozukluğu gerekçesiyle ordudan atılan Green’in bu saldırıyı planlayıp gerçekleştirmesine yardımcı olmakla suçlanıyor. Bir federal mahkemede yargılanan Green, suçlamaları reddediyor. Askeri savcı, avukatların askerlerin savaş stresi sonucu bu eylemi gerçekleştirdiği yönündeki savunmasını reddederek ‘‘Askerler içki içip kıza tecavüz edip öldürmeyi planladı. Onu daha önce de görmüşlerdi. Tecavüz ve cinayet savaşın bir parçası değildir’’ dedi. Katolik Japonlar kilisedeki ayinde ölenler için dua etti. (AFP) Chirac: Suriye’ye güvenilmez ? TOULONŞAM (AA) Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, Toulon kentinde başbakan, savunma ve dışişleri bakanlarıyla Lübnan konusunda yaptığı acil toplantının ardından düzenlediği basın toplantısında, şimdiye dek edindiği deneyimlerin, Suriye’ye güvenilmeyeceğini gösterdiğini söyledi. Chirac, bu ülkenin geçen yıl şubat ayında başkent Beyrut’ta bir suikaste kurban giden eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri soruşturmasını kolaylaştırarak olumlu bir işaret gönderebileceğini bildirdi. Chirac’ın bu sözlerine gecikmeden yanıt veren Şam yönetimi, Fransa Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarının “’şaşkınlık verici’’ olduğunu belirterek, İsrail saldırganlığını durdurmak için tavsiye vermek yerine harekete geçmenin daha iyi olacağını kaydetti. Dış Haberler Servisi ABD askerlerinin, iki ay önce Afganistan’ın başkenti Kâbil’de silahsız 6 Afganı ateş ederek öldürdüğü iddialarını kanıtlayacak fotoğraflar ortaya çıktı. 29 Mayıs’ta Kâbil’de yoldan geçen bir Afgan tarafından çekilen 20 fotoğrafta, Amerikan Humvee aracından bir grup silahsız Afganın üzerine ateş açıldığı görülüyor. ABD askerlerinin Afganistan’ın yanı sıra Irak’ta da sivillere yönelik orantısız güç kullandığı iddiaları sık sık gündeme geliyor. Bu olaylardan Irak’taki Hadise katliamı basında geniş yer bulmuştu. ABD askerlerinin 19 Kasım 2005’te Hadise’de 15 sivili öldürdüğü ortaya çıkmıştı. İngiliz Independent gazetesinin haberine göre, fotoğraflar, kontrolünü Nagazaki’den ABD’ye mesaj Dış Haberler Servisi Dünya tarihinde yalnız Japonya’ya karşı kullanılan iki atom bombasından ikincisinin Nagazaki’ye atılmasının 61. yıldönümünde, nükleer silah uyarısı yapıldı. 80 yaşın üzerindeki savaş kurbanları, çocuklar, devlet yöneticileri, bombanın atıldığı saat 11.02’de, ABD’nin Nagazaki’ye attığı atom bombasının patlatıldığı noktaya 500 metre yakın bulunan Barış Parkı’nda hazır bulundular. Nagazaki Belediye Başkanı İtço İto, anma töreninde, ABD’yi sert bir dille uyararak ‘‘Washington yönetiminin Hindistan’ın muazzam nükleer silah sanayisine ses çıkarmadığını’’ söyledi. İto, İsrail, İran, Pakistan ve Kuzey Kore’yi de eleştirdi. ABD, Nagazaki’den 3 gün önce Hiroşima’ya 6 Ağustos 1945’te saat 08.13’te yerden 580 metre yükseklikte patlayacak şekilde ilk atom bombasını bırakmıştı. Nagazaki’deki de ABD savaş uçağından atıldıktan sonra yere 500 metre kala patlatıldı. Nagazaki’de ilk anda 27 bin kişi öldü. Ölü sayısı 1945 sonunda ani radyasyon tesiri nedeniyle 70 bini, ilerleyen zamanda 140 bini buldu. Hiroşima ile Nagazaki’ye atılan bombalar uranyumla plütonyum atom bombalarıydı. kaybeden bir Amerikan aracının sivil araçlara çarparak çok sayıda Afganın ölümüne veya yaralanmasına yol açtığı kazanın ardından çekilmiş. Bir dizi fotoğrafta, olay yerinden hızla kaçan ABD araçlarına taş atan Afgan siviller yer alıyor. Bir karede, bir Amerikan Humvee aracıyla silahsız olduğu belli bir Afgan görülüyor. İkinci karede, aynı kişi ABD’lilere taş atan grupta da var. İki kare sonra, aynı adamın cansız bedeni yerde yatıyor. Bir diğer karede, 18 yaşındaki tamirci Meyvan’ın cesedi görülüyor. Ailesi, kalabalığa açılan ateş sırasın da dizlerinden ve göğsünden vurulduğunu söylüyor. Meyvan’ın 19 yaşındaki ağabeyi Cevad, ‘‘Biz ABD askerlerine bir şey yapacak bir aile değiliz. Meyvan sessiz sakin, dost canlısıydı’’ diyor. ‘Arkamdaki iki kişi öldü’ Fotoğrafçı Atıf Ahmedzay olayı şöyle anlatıyor: ‘‘Önce havaya ateş ediyorlar sandım. Tepeden fotoğraf çekiyordum. Sonra bana doğru ateş etmeye başladılar. Arkamdaki iki kişi öldü.’’ Ahmedzay, ayaklanmadan bir gün sonra çektiği fotoğrafları ABD elçi liğine götürüp ‘‘Resimlere bakın, hepsi silahsız’’ demiş. ABD ordusundan yapılan açıklamada ise orduya ait aracın freninin bozulduğu, bu yüzden 13 Afgana çarptığı, 1’inin ölümüne yol açtığı belirtilmiş ve ‘‘Bir başka askeri araçtan kalabalığa uyarı ateşi açıldığına dair işaretler var’’ denmişti. ABD güçlerinin başlattığı soruşturmanın sonuçlarının gelecek hafta açıklanması bekleniyor. Görgü tanıkları en az bir araçtan sivillere ateş açıldığını ifade ediyorlar. 32 yaşındaki Nazır Ahmed’e göre ilk kurşun Halid isimli çocuğa isabet etti. S EÇİMİ KAYBETTİ Lieberman’a Irak cezası Dış Haberler Servisi ABD’de kasım ayında yapılacak Kongre seçimleri öncesinde Demokrat Parti’nin Connecticut eyaletinde düzenlediği ön seçimleri, Irak savaşına destek veren Demokrat Senatör Joe Lieberman kaybetti. Amerikan basınına göre seçimler Irak savaşı konusunda referandum niteliği taşıyordu. Seçimde, muhalefetteki Demokrat Parti’nin önde gelen isimleri arasında yer almasına karşın Başkan George Bush’a yakınlığı ile tanınan ve 18 yıldır eyaletin senatörlüğünü yürüten Lieberman yüzde 48 oy alırken, savaş karşıtı rakibi işadamı Ned Lamont yüzde 52 oy alarak seçimin galibi oldu. Irak savaşını desteklemesi ve askerlerin geri çekilmesi için bir takvim belirlenmesini öngören tasarıya da destek vermemesi nedeniyle partisinden ve seçim bölgesinden yoğun eleştiriler alan Lieberman, ara seçimlere bağımsız aday olarak katılacağını açıkladı. 2000 yılı seçimlerinde Demokrat Parti’nin başkan yardımcısı adayı da olan Lieberman, Bush’un başkan seçilmesinin ardından Başkan ile yakınlaşmış ve hükümetin Irak politikasının güçlü destekçilerinden biri olmuştu. G EÇEN AY 1815 CESET GETİRİLDİ Güvenlik planı Bağdat’ta işlemiyor Dış Haberler Servisi Cehenneme dönen Bağdat ve çevresinde yürürlüğe konmuş olan ‘‘güvenlik planının’’ ikinci aşamasına geçildiği bildirildi. ABD ordusundan yapılan açıklamada, Irak güvenlik güçleri ile Bağdat’taki çokuluslu tümene bağlı askerlerin, Bağdat’taki şiddet eylemlerinin azaltılmasına yönelik planın 2. aşamasına pazartesi günü başladıkları belirtildi. Açıklamada, 6 bin Iraklı, 5 bin 500 de ABD askerinin ülkenin farklı bölgelerinden Bağdat’a kaydırılmakta olduğu belirtildi. ABD ordusu, güvenlik planının haziran ayında başlatılan 1. aşamasında, ‘‘411 kişinin öldürüldüğü veya ele geçirildiğini’’ belirtti. Haziranda kente 50 binden fazla ABD ve Irak askeri kaydırılmıştı. ABD ve Irak yönetiminin ‘‘kapsamlı’’ planına karşın sistemli katliam ve eylemlerin sürdüğü Bağdat’ta geçen ay morglara 1815 ceset getirildiği bildirildi. Bağdat morgu yetkilisi Doktor Abdürrezak el Ubeydi, ölümlerin yüzde 90’ının şiddet sonucu olduğunu, geçen ay getirilen ceset sayısının, geçen şubattan bu yanaki en yüksek sayı olduğunu belirtti. Irak’ın başkentinde önceki ay morglara getirilen ceset sayısı 1595 olmuştu. Ceset sayısındaki artışın, sorunların hafiflemek yerine derinleştiğini gösterdiği belirtilirken, Sağlık, İçişleri ve Savunma bakanlıklarının daha düşük rakamlar açıkladığı öne sürülüyor. Bakuba’da önceki akşam bir Şii camisini hedef alan havan topu saldırısında, biri çocuk ikisi kadın 4 kişi öldü. Amerikan ordusu, önceki gün, El Anbar bölgesinde UH60 Blackhawk tipi bir helikopterinin ‘‘keşif uçuşu sırasında’’ düşmesi sonucu 4 askerin yaralandığını, 2 askerin ise kayıp olduğunu açıkladı. Bu, mayıstan bu yana düşen üçüncü ABD helikopteri oldu. Ürdün’den Batı’ya sitem ? LONDRA (AA) Ürdün Kralı Abdullah, ABD, İngiltere ve Avrupa’nın, Ortadoğu’nun sorunlarının çözümüne ilişkin kapsamlı bir strateji benimsemekte başarısız olduğunu ve bölgenin geleceği için büyük kaygı yarattığını söyledi. Abdullah, BBC’ye yaptığı açıklamada, ‘‘ABD, İngiltere, Avrupa ülkeleri ve İsrail, bizim ne söylediğimizi dinlemeli’’ dedi. Lübnan’da şiddetin sürmesi durumunda bölgenin kaçınılmaz olarak radikalleşeceğini belirten Kral Abdullah, Ortadoğu’nun geleceği için endişe duyduğunu kaydetti. K Havana yakınlarındaki San Agustin’de Fidel ve Raul’a destek gösterisi yapıldı. (Fotoğraf: AP) übalılar Fidel için yürüdü tüm dünya, Küba halkının buna nasıl tepki göstereceğini merak ediyordu. Başlangıçta kaygılanan Kübalılar, önceki gün sokaklara dökülerek liderlerine destek verdiler. Dış Haberler Servisi Başkent Havana yakınlarındaki San Agustin bölgesinde toplanan Kübalılar, Fidel ve Raul’a destek gösterisi yaptı. Devlet Başkanı Fidel Castro’nun sağlık sorunları nedeniyle yönetsel ve askeri görevlerini geçici olarak Savunma Bakanı Raul Castro’ya devretmesinin ardından 400 imzalı mektup Aralarında Nobel Barış Ödülü sahiplerinin de bulunduğu 400’den fazla ay dın ve yazar, ABD’den, Castro hastanedeyken, Küba’nın içişlerine müdahale etmemesini istedi. Küba Devlet Konseyi Üyesi yazar Roberto Fernandez Retamar, Havana’da düzenlediği basın toplantısında, Nobel Barış Ödülü sahibi eski başpiskopos Desmond Tutu ve Guatemalalı insan hakları eylemcisi Rigober ta Menchu’nun da aralarında bulunduğu Latin Amerikalı 400’den fazla aydın ve yazarın imzaladığı mektubu açıkladı. Retemar, Castro’nun, kardeşi Raul Castro’ya yetkilerini devretmesinin ‘‘geçici olduğuna inandığını’’ söyledi ve Castro’nun ‘‘birkaç ay içinde görevinin başına döneceğini’’ bildirdi. Padişahım Çok Yaşa! İçimde bir sıkıntı var... Belki Moskova’da yazın çabuk bitmesinden, sık sık koyu gri bulutlarla üzerimize çöken bir gökyüzü altında yaşamak zorunda kalmamızdandır... Belki de aynı renkte başka nedenler vardır... Örneğin, Rusya medyasında her Tanrı’nın günü aynı cümleleri duymaktandır: Putin’in görev süresi uzatılsın! Anayasa değiştirilsin! Üçüncü döneme yol açılsın! Putin’den iyi lider bulamayız. Ömür boyu başkan kalsın! Putin’in görev süresi 2008’de dolacak. Gerçekten de şu anda ‘‘Putin’siz bir Rusya’’ düşünmek zor. Belki her şey daha kötüye gider... Ama ülkenin, iktidardaki lidere endeksli yönetim anlayışından bir şekilde kurtulması gerekiyor... Putin de böyle diyor. En azından şimdilik. Defalarca ‘‘Anayasayı deldirtmem’’ diyerek seçimlerde aday olmayacağını açıkladı. Ama şimdi herkes ilk kez Putin’e ‘‘karşı çıkıyor’’. Yağcılığın tepe noktası, yağ çektiğin adamı, gerekirse ona karşı çıkarak savunacağını kanıtlamaktır!.. Ülkenin değişik yerlerinden aynı talep duyuluyor, ‘‘ikna kampanyaları’’ başlatılıyor... Putin’in 5 yıl, 10 yıl veya ‘‘ömür boyu’’ başta kalması yolunda en çok resmi açıklama nereden geliyor, biliyor musunuz? Çeçenistan’dan... Acaba böylece, yüz binlerce insanın kanının döküldüğü 12 yıllık savaşa rağmen, Putin’i en çok Çeçenlerin sevdiğini dünyaya göstermeye mi çalışıyorlar?.. Sizce bu tür açıklamaları yapsınlar diye Çeçen yöneticileri Kremlin mi zorluyordur? Sanmam. Koku almak, ne zaman neyi söyleyeceğini bilmek ve uygun an gelince ‘‘bir koyup üç almak’’ çağımızda çok önemli bir özellik oldu... PERŞEMBENİN GELİŞİ HAKAN AKSAY [email protected] Kanlı Sayıların Ruhu İsrail’in Lübnan’da sürdürdüğü operasyonda bir ay geride kaldı. Bir ay ne demek? 30 gün. Veya 720 saat. Veya 43. 200 dakika... Devam edebilirim. Ama ben sayıları çoğalttıkça dikkatinizin dağıldığını hissedebiliyorum... İngiliz Independent gazetesi, önceki gün savaşın ilk 29 gününün bilançosunu çıkartmış: 932 Lübnanlı (yarıya yakını çocuk) öldü. 3 bin 293 Lübnanlı yaralandı. 94 İsrailli öldü, 1867 İsrailli yaralandı. İsrail uçakları 8 bin 700 sorti yaptı, 146 köprü, 72 yol yıkıldı. Operasyona 10 Kişilikli olmak, kimse görmediği zaman da doğru olanı yapmaktır. Julius Caesar Watts mem kaç kilo üzüm veya ay başında elinize geçen bilmem kaç YTL para gibi, duygusuz birer sayıdır... Ama o ölen bin kişiden tek birini tanıyor olsaydınız... Onun adını, yaşını, mesleğini, huyunu biliyor olsaydınız... Çocukluğunu, gülüşünü, yürüyüşünü hatırlıyor olsaydınız... O zaman duyduğunuz, sizin için bir ‘‘istatistik verisi’’ olmaktan çok daha fazla anlam taşıyacaktı... Ama Lübnan’da ölen bin kişi, sizi pek ilgilendirmiyor. Bin, kuru ve soğuk bir sayı... Tıpkı başka savaşlarda, askeri operasyonlarda, trafik kazalarında ölen insanlarla ilgili duyduğunuz ve hemen unuttuğunuz öteki sayılar gibi... Gerçekleri örten sayıların ruhunu tanımaktaki isteksizliğiniz yüzünden savaşlar, çatışmalar, trafik kazaları sürüp gidecek... Ve siz hep kaygısız dinleyeceksiniz o kanlı sayıları... Ta ki bir gün çocukluğunu, gülüşünü, yürüyüşünü bildiğiniz o hüzünlü tek bir sayıyla karşılaşana kadar... Güzellik ve Ölüm İsrail Dışişleri Bakanı Tzipi Livni güzelce bir kadın. Sarı saçlı. Ortadoğu koşullarında çekici olduğu bile söylenebilir. Ve sempatik; örneğin, 29 Mayıs’ta Abdullah Gül’le ortak basın toplantısında tercüman yanlışlıkla Türkçeden Türkçeye çevirince öylesine içten gülmüştü ki, o an neredeyse onun resmi kimliğini bile unutmuştuk... Livni güzelce bir kadın. Muhtemelen akıllıdır da herhalde. Onu bilmiyorum. Ama güzelce olduğu hemen görülebiliyor. Livni’nin dışişleri bakanı olmasında dış görünüşünün etkisi olmuş mudur dersiniz? Hem de böyle bir zamanda?.. Pek çokları için onu izlemek, Başbakan Ehud Olmert’in sıkıntılı yüzüne bakmaktan daha keyifli gelebilir. Belki bu açıdan Livni ciddi bir PR başarısıdır İsrail için... Hatırlıyor musunuz, bir ara bizde de kimilerinin güzel bulduğu ‘‘sarışınca bir başbakan’’ vardı... Onun, Türkiye’nin imajını düzelteceğine umut bağlayanlar çıkmıştı... Kadınların politikada önemli mevkilere gelmesi, bütün ülkelerde en önemli demokrasi görevlerinden biri. Çünkü kadınlar, politikaya yapıcılık, özen, sabır ve barış getirmeye daha yatkınlar. Ama bu hesap her zaman tutmaz... Livni, Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora’nın geçenlerde ölen sivillerle ilgili konuşurken ağlamasına karşı, ‘‘Gözyaşlarını sil ve çalışmaya başla’’ buyurmuş. Böyle diyerek Lübnan yönetimi kendine çekidüzen vermezse siviller de dahil ölümlerin devam edeceğini ima etmiş... Livni güzelce bir kadın. Muhtemelen iyi bir ‘‘PR buluşu’’... Acaba onun güzelliği, İsrail’in kanlı politikasını dünyaya karşı savunmaya yeter mi? Bir ayda ölen bin Lübnanlı arasında Livni’den daha güzel bir kadın yok muydu acaba? Fotoğrafları yan yana konulsa da, ölümle yaşam arasındaki güzellik farkını düşünme fırsatı bulsak!.. S avaşta yaralanan 3 bin 293 kişiden biri. Tanımıyorsanız bu çocuk sizin için sadece bir sayı. (Fotoğraf: AP) bin İsrail askeri katıldı. Hizbullah, 3 bin roket fırlattı. 300 bini çocuk toplam 913 bin Lübnanlı evinden yurdundan oldu. Lübnan’da 2 milyar dolarlık hasar meydana geldi. Vurulan Jiyyeh Santralı’ndan Akdeniz’e 30 bin ton petrol sızdı... Doğru Çelişki... Sovyetler Birliği döneminde komünistlerle ilgili en popüler fıkralardan biri şöyleydi: Anket sorusu: ‘‘Siyasi görüşlerinizde hiç çelişkiler yaşadığınız oldu mu?’’ Doğru cevap: ‘‘Evet, parti yönetiminde yaşanan çelişkilere paralel olarak benim de çelişkiler yaşadığım oldu...’’ Nasıl? Sayıların ne ifade ettiğini tam olarak anlayabiliyor musunuz? Her gün haberlerde bu korkunç savaşı dikkatle izliyor musunuz? Yoksa ölü sayısı artarken sizin dikkatinizde kendiliğinden bir azalma mı görülüyor? Hatta yüksek sesle dile getirmeseniz de, aslında bu haber ve sayılardan bıktığınızı mı hissediyorsunuz? Bu ihanetiniz doğaldır. Sayılar, gerçeğin bilgisini verirken anlamını gizlemeye yarar. Bilgilendikçe duygularınız körelir... Bugüne dek bin ölü. Sonra iki bin... Üç bin... Bunlar yalnızca bir istatistik verisidir sizin için. Tıpkı manavdan alınan bil CUMHURİYET 10 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle