25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 HAZİRAN 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 Radyo Barış’ın düzenlediği etkinlik bu yıl 11 Haziran’da gerçekleştirilecek ‘Barışa Semah Dönenler’ İstanbul Haber Servisi Radyo Barış tarafından geleneksel olarak düzenlenen ‘‘Barışa Semah Dönenler’’ etkinliği, 11 Haziran’da Atatürk Olimpiyat Stadı’nda gerçekleştirilecek. 25 sanatçının katılacağı etkinliğe bu yıl 100 bin kişinin katılımı bekleniyor. Etkinlikte, bin kişi aynı anda ‘‘barışa semah dönerek’’ bir dünya rekoruna da imza atacak. Radyo Barış tarafından bu yıl 5’incisi düzenlenecek geleneksel ‘‘Barışa Semah Dönenler’’ etkinliği 11 Haziran Pazar günü Atatürk Olimpiyat Stadı’nda saat 13.00’te başlayacak. Bin kişi semah dönecek bekleniyor. Geçen beş yılda etkinliğin sadece yapıldığı mekân ve izleyici sayısı büyümedi; ‘‘Barışa Semah Dönenler’’in temel bileşenlerinden olan ve geçen yıl yapılan etkinlikte 200 olan semahçı sayısı bu yıl bine yükseltildi. Böylece dünyada ilk kez bin kişi aynı anda semah dönerek dünya rekoru da kırmış olacak. Etkinlik kapsamında bin köye de ‘‘Atatürk büstü’’ dağıtılacak. 25 sanatçı katılacak Bin semahçı ‘barışa semah dönerek’ bir dünya rekoruna da imza atacak. İlki, ABD’nin Irak’ı işgalinden kısa bir süre önce 10 bin kişinin katılımıyla yapılan etkinlik, daha sonra Abdi İpekçi Spor Salonu’nda, geçen yıl ise Ali Sami Yen Stadı’nda yapılmıştı. Geçen yıl 30 bin kişinin katılımıyla gerçekleştirilen etkinliğe bu yıl ise 100 bin kişinin katılması Yönetmenliğini Ali Taygun’un, sunuculuğunu ise İlknur Kaplan ve Recep Ergül’ün yapacağı etkinliğe, sanatçılardan Ali Ekber Çiçek (sinevizyon gösterisiyle), Arif Sağ, Âşık Gülabi, Belkıs Akkale, Cavit Mürtezaoğlu, Dertli Divani, Edip Akbayram, Emrah Mahzuni, Emre Saltık, Ferhat Tunç, Grup Kızılırmak, Gülcihan Koç, Güler Duman, Hüseyin Turan, Kardeş Türküler, Metin Karataş, Mihrican Bahar, Moğollar Murat Akkaya, Selda Bağcan, Sevcan Orhan, Zeynel&Kenan, misafir sanatçı olarak da Klaus Kreuzeder katılacak. Etkinlikte, Mesut Ercan ve Yusuf Hayaloğlu’da şiirlerini seslendirecek. Radyo Barış’ın 0 212 240 83 83 numaralı telefondan ve www.radyobaris.com.tr internet sitesinden bilgi edinilebilir. Barış Radyo TV Yayıncılık AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Rıza Erkan, ‘‘Barışa Semah Dönenler’’in, insanlık tarihinin binlerce yıllık toplumsal barış özlemini dile getirdiğini söyledi. Ortak kültür inancının özgür bir ortamda, hiç kimse tarafından baskı altında tutulmadan, horlanmadan, yapmaya veya yapmamaya zorlanmadan korunabilmesi gerektiğini söyleyen Erkan, ‘‘1400 yıldır büyük baskılar altında dönülen semahın özgürleştirilmesi, insanlığın düşünce ve inanç özgürlüğünün gelişme göstergelerinden biridir. Barışa Semah Dönenler, 1400 yıllık baskı ve zora, alçakgönüllü, haklı ve meşru bir karşı çıkıştır’’ diye konuştu. Sabancı Müzesi, heykel sanatının dehasını, duygu yüklü, gerilimli, insan ruhunu yansıtan, sonsuz devinimli eserlerini ağırlıyor Şimdi de Rodin İstanbul’ da... ZEYNEP ORAL İki çıplak beden... Üzerine oturdukları kayada bacakları birbirlerine belli belirsiz değiyor... Kadının bir kolu, uzanmış, erkeğin boynuna dolanmış; erkeğin kadını sarmalayan kolu, kadının kalçasına ha değdi ha değecek... Erkek başını eğmiş, kadın başını kaldırmış ... Dudakları ölümsüz bir öpüşte kenetlenmiş... Rodin’in ‘‘Öpüş’’ adlı ünlü heykelinin çevresinde dönüp duruyorum. Hem çok masum ve saf, hem istekle tutuşan iki beden... Kimi eleştirmenlerin ‘‘Başlarının tepesinden ayaklarının ucuna onların hissettikleri titreşimi görmemek olanaksız’’ dediği titreşimi görüyorum. Bedenlerin her kıvrımında görüyorum... Biraz ötede bir başka ünlü heykel: ‘‘Düşünen Adam’’... Şair Rilke’ye göre ‘‘Düşüncelerinde kaybolmuş, sessiz oturan adam... Tüm gücüyle, bir eylem insanının gücüyle, derin düşüncelere dalmış... Tüm bedeni baş olmuş, damarlarındaki tüm kan akıl olmuş...’’ Dünya heykel sanatıyla ilginiz olsun ya da olmasın, bu iki eseri duymuşsunuzdur, fotoğraflarına bir yerlerde rastlamışsınızdır... Şimdi, bunlar da dahil olmak üzere Rodin’in 203 eseri İstanbul’a geliyor. Sabancı Müzesi’nde Akbank’ın katkılarıyla gerçekleşen ‘‘Rodin İstanbul’da’’ sergisi 13 Haziran3 Eylül tarihleri arasında, dünyanın bu eşsiz sanatçısını İstanbullularla ve İstanbul’a gelenlerle buluşturacak. Bir büyücü: Nazan Ölçer ? Hani, “Şu taşın dili olsa da söylese, konuşsa...” denir ya. Heykel sanatında yeni bir dil yaratan Rodin’in eserleri karşısında bu sözü söyleyemezsiniz. Çünkü bu heykeller, insan ve yeryüzünün tüm duygularını zaten söylüyor, konuşuyor, anlatıyor size... Anımsayacaksınız. Yine Sabancı Müzesi’ndeki ‘‘Picasso İstanbul’da’’ sergisi sırasında, kentin birçok yerinden Emirgân’a giden minibüsler ‘‘Picasso’ya bir, iki... Picasso’ya bir, iki...’’ diye kalkıp otobüs Emirgân’da durduğunda, sürücü ‘‘Picasso’da inecek var mı’’ diye soruyorYaratıcı deha du... Şimdi yaz ayları boyunca benzer ilginin heykel sanatının büyük ustasına gösterilip gösRodin’in eline matkapçekiç alıp hiç taş ya da terilmeyeceğini çok merak ediyorum... mermer yontmadığını öğrenmek, kimilerini şaşırPicasso’dan sonra Rodin gibi bir devin sertabilir. O düşünce adamı. Tasarlıyor, araştırıyor, gisine kalkışmak, hiç kuşkunuz olmasın Nazan öğreniyor (Balzac heykeli için 6 yıl araştırma yapÖlçer’in ‘‘marifeti’’... Kimi zaman bir kurumış), antika eser ve belge topluyor, sürekli çizim mun kaderi bir tek insanla değişebiliyor... Sayapıyor, sonra ulaştığı sentezi üç boyutlu kilden, kıp Sabancı’nın, Nazan Ölçer’i müzenin başıalçıdan yaratıyor. Taşı yontmak, mermeri işlena getirmekle yaptığı akıllı seçim... Yine Samek, bronzu dökmek atölyede çalışanların işi. kıp Sabancı’nın içinde büyüttüğü düşe, Güler Victor Hugo heykeli, Sakıp Sabancı Müzesi’nde (Atlı Köşk’te) ünlü atın yerine konuldu. Her eserini farklı boyutlarda, farklı ölçeklerde Sabancı’nın katılması ve Nazan Ölçer’in dün yoruz. Çünkü ‘‘12 sergi içinde hiç kuşkusuz en tikacıda ne buldum’’ diye gösterecekti. Hoca gerçekleştirdiği gibi, bunlar üzerine çeşitlemeler ya çapındaki ilişkileriyle, Picasso Sergisi’nin büyüğü Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki’’ diyor lar saatlerce bu ‘‘antik şaheseri’’ inceleyip hay uyguluyor. ‘‘Parçaları ayrıştırmaya, yeniden birgerçekleşmesi... Bu sergiyle yurtiçinde geniş Herpin. ranlıklarını dile getirdiğinde genç öğrenci, ‘‘Bu leştirmeye çalışıyorum, prova yapan bir terzi gibi...’’ kitlelere açılım ve yurtdışından olağanüstü ilantika sandığınız heykel, sergiye kabul etmedi diyor... gi... Benim ‘‘büyücü’’ diye nitelediğim Nazan Fırtınalardan dinginliğe ğiniz eserdir. Yaratıcısı ise bu okula almadığıHer eserin 12 dökümü, ‘‘orijinal’’ sayılıyor... Ölçer, ne zamandır bilgi, birikim, deneyim ve nız Rodin’dir’’ diyecekti... (İstanbul sergisindeki soruları azaltmak için bu tüm ilişkilerini Rodin için seferber et35’inde ‘‘İtalya ve Michelangelo beAuguste Rodin’in yaşamı (18401917) açıklamayı yaptım.) miş durumda... ni çağırıyor’’ diyerek soluğu Florançelişkilerle ve fırtınalarla dolu. İstanbul sergisinde Rodin’in heykelleRodin sergisi İstanbul’da açılParis Güzel Sanatlar Akademisi’ne sa’da alması... ‘‘Louvre’de Antik ri kadar desenlerini, çizimlerini de gömadan önce bir grup gazeteci, giriş sınavını kazanamaması, üç kez Yunan heykellerini inceleyerek öğreceğiz. Resimheykel ilişkisini, mimaNazan Ölçer eşliğinde, Sibel deneyip üç kez başaramaması... Ön rendiğim her şeyi Michelangelo ri ve heykel ilişkisini de göreceğiz. Asna’nın yetkin ve titiz orgaceki düş kırıklığının yerine sonradan allak bullak etti’’ diye açıklayaParis’teki Rodin yolculuğu sonunnizasyonuyla Paris’e gidip siz akademinin baskı ve kalıplarına sı caktı sonradan... da bir kez daha Rodin’in yaratıcı deokurlar için Rodin yedik, Rokışıp kalmadığı için ne denli şansİtalya’da başlamıştı ‘‘Tunç Çahasıyla sarsıldım. din içtik, Rodin gördük, Rolı olduğunu kavrayacaktı... ğı’’ eserinin çalışmalarına. BrükHeykel sanatını ‘‘Akademizm’’den din dinledik, ustanın hem MeAilesine destek olmak için bir sel ve Paris’te sergilenen eser, kurtarmıştı. udon’daki evini, atölyesini hem çok dekoratörün yanında çalışması, Rodin’in ilk ‘‘skandal’’ı olacakHeykeli süslemelerden arındırmışde kentin göbeğindeki müzesitaş bezeme ustalığı yapması... Gün tı. Sonuncusu değil. Gerçek boyuttı. ni gezdik, uzmanların açıkladüzleri başkaları için, gece kendi için lu insan bedeniydi bu. Ve Rodin Anıtsallığın yerine insancıllığı yeğ‘Aurora’ Yaradan’ın malarıyla tüm eserlerini inceleçalışması... (ilk modelleri, aile fertle yapıtını modelden kalıp alarak oluşheykeli lemişti. ‘Eli’ heykeli dik... ri) Yokluk ve yoksulluk içinde bir ya turmakla suçlanıyordu. Hayır, en önemli yanı, heykele dramaHele müzeyi gezerken kimi vitrinşam... Kız kardeşinin ölümüyle kendini diRodin’in sekreterliğini yapmış olan Riltik gerilimi katmasıydı... Hayır hayır, daha da lerin içini, kimi kaidelerin üstünü boş görne adama, rahip olma kararı... Karardan vaz ke, ‘‘‘Kırık Burunlu Adam’ Rodin’in insan yüönemlisi, devinimi katmasıydı. İnsan trajedisini, müyor muyuz, bizim grupta bir heyecan: İşte geçme... zü, ‘Bronz Çağı’ ise Rodin’in insan bedeni üzerin duyguların, tutkuların yoğunluğunu katmıştı. Heybu da İstanbul sergisine gitmiş diye çevrede25 yaşındayken, kendi atölyesinde gerçekleş deki sınırsız hâkimiyetini ortaya kor’’ diyecekti... kel sanatında sonraki kuşakları da etkileyecek yekilere caka satıyoruz! tirdiği ilk önemli ‘‘Kırık Burunlu Adam’’ın, ‘‘Sani bir di yaratmıştı. Rodin İstanbul’da sergisinin küratörü ve Ro lon des Artistes’’Fransız Sanatçılar Sergisi’ne Skandallar Onun heykelleri anlatımcıydı. Heykel sanatına din Müzesi Genel Müdür Yardımcısı Hugues alınmaması; ‘‘Akademik çizgiye ve geleneğe uyözgü sorunlarla, tekniklerle, çizimlerle, biçimlenHerpin, usta sanatçının on bin eseri olduğunu, muyor’’ gerekçesiyle geri çevrilmesi... 40 yaşındaydı (1880), Fransız devleti yeni açı dirmelerle boğuşurken, yarattığı kişiliklerden ve şu anda dünyanın çeşitli yerlerinde 12 Rodin Birkaç yıl sonra Rodin’in öğrencisi Jules lacak Paris Dekoratif Sanatlar Müzesi için Ro öykülerden asla vazgeçmemişti. sergisi olduğunu açıklayarak bizi yatıştırıyor. Desbois, bu heykeli Güzel Sanatlar Akademi din’e bir kapı ısmarladığında... Skandal, müÖzetle, bu heykellerin ‘‘ruhu’’ vardı... Ama yine de Paris dışındaki sergilere fark atı si’ne götürecek, orada hocalara ‘‘Bakın bir an ze açıldığında kapının yetişmemesinden doğEn iyisi gidin görün, kendiniz karar verin. du. Dante’nin ‘‘İlahi Komedya’’nden esinlenerek ‘‘Cehennem Kapısı’’ üzerinde 10 yıl boyunca çalışacaktı sanatçı. Kapının üzerindeki 200 figürü tek tek birbirinden bağımsız da ele alacaktır. Örneğin ‘‘Düşünen Adam’’ kapının en tepesindedir. Âdem ve Havva kapının iki yanında vb... Rodin’in ölümünden sonra bronza dökülen kapıyı Paris’te hayranlıkla izlerken Floransa’daki Sistina Şapel’i anımsıyorum. O dev kapıda bedensel ve ruhsal acıları, ‘‘tutunamayanları’’, ‘‘savrulanları’’, yaşamın ta kendisini görüyorum. Hiç kuşkusuz en büyük skandal ‘‘Balzac’’ heykeli ve ‘‘Victor Hugo’’ anıtı... Victor Hugo’yu, bu Fransız ‘‘dev’’ini anadan doğma çıplak, bir kayaya oturtup şekillendirmesi elbet ki Fransızları şoka uğratmıştı... Balzac heykelinin öyküsü daha da çetrefilli. Edebiyatçılar Birliği’nin ısmarladığı heykele, Rodin sonunda bir palto giydirdi. Ancak koca göbeği, tepeden bakışlarıyla (üstelik elinde ne kalem var ne kitap!) bu yalın mı yalın heykel üzerine Fransız sanat çevreleri ikiye ayrılıyor. Rodin’i savunmakta başı çeken Emile Zola! Ancak çok geçmeden bu ayrışma ‘‘heykeli beğenenler ve beğenmeyenler’’ olmaktan çıkıp ‘‘Dreyfüsçüler ve Dreyfüs karşıtları’’na dönüşünce, sanatsal arenadan politik arenaya geçince, Rodin heykelini sergilemekten vazgeçiyor. Rodin yazışmalarında, ‘‘Balzac’’ın en beğendiği eseri olduğunu vurguluyor. Herkesin bayıldığı ‘‘Öpüş’’ eserini ise ‘‘eğlenceli ama sıradan’’ diye niteliyor... Bütün bu skandal ya da çatışmalarda, Rodin her seferinde yalnızlığa ve çalışmaya gömülüyor. ‘‘Nasılsa zaman beni haklı çıkaracak’’ dermişçesine... Hiç bitmeyen ‘Öpüş’. Rodin ve Kadınlar R odin’in yaşamında kadınların hep çok önemli bir yeri oldu. Rose Beuret ile tanıştığında Rodin 24 yaşındaydı. Yıl 1864’tü, atölyesini yeni tutmuştu. Rose 20 yaşındaydı ve Rodin’e modellik, hizmetkârlık ve eşlik etti. İki yıl sonra oğulları oldu... Rose onu hep sevdi, Rodin hep dehasının ve dehasına hizmet edenin peşinden koştu. Tam 53 yıl sonra 1917’de evlendiler. 15 gün sonra Rose, 6 ay sonra Rodin öldü. Bugün ikisi yan yana Meudon’daki atölye evin, müzenin muhteşem bahçesinde birlikte yatıyorlar. Üstlerinde yemyeşil çimenler ve ‘‘Düşünen Adam’’ heykeli... Camile Claudel, Rodin’i 1883’te tanıdı. 19 yaşındaydı, çok yetenekliydi, aydındı, bilgiliydi, güzeldi ve ‘‘usta’’ya hayrandı. Rodin’in sevgilisi ve asistanı oldu. Yıllarca onun için çalıştı. 1888’e dek birlikte yaşadılar. Fırtınalı, şimşekler, volkanlarla dolu yıllar. Rodin’in en verimli, Camile Claudel’in sonu akıl hastanesine varan en acılı yılları oldu. Camile Claudel’in yaşamöyküsünü okuduysanız, filmini gördüyseniz siz de Rodin’e çok kızıyor olabilirsiniz. Kızmayın. Bu listede her insanın farklı bir öyküsü var. Bilmediklerinizin, tanımadıklarınızın da... Helene WahlPorges: Ressam WahlPorges, 1890’larda sanatçıya tüm yolculuklarda eşlik etti. Eve Fairfax: İngiliz generalin kızıyla Rodin’in yaşadığı aşktan (19023) geriye bugün Londra’daki Tate Galeri’de enfes bir bronz heykel kaldı. Gwen John: İngiliz ressam, Rodin’le aşkını 19061907 yıllarında, tam 2 bin mektuba döktü. Kimi kez günde üç adet mektup.... Helene von NostitzHindenburg: Alman yazarla Rodin 190114 yılları arasında tutkulu biçimde mektuplaştılar, birlikte İtalya yolculuklarına çıktılar... Liste oldukça yüklü... (Ben Helene Pinet’nin ‘‘Rodin’’ kitabından kısaltıp aldım.) ‘‘Her büyük adamın arkasında bir kadın vardır’’ denir ya... Anlaşılan dehalar, büyük adamlardan da daha büyük... CUMHURİYET 079 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle