21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 HAZİRAN 2006 PERŞEMBE 6 HABERLER Savaşın dondurulduğu yer: Balkanlar 006’da uluslararası çözüm beklenen Kosova’nın nihai statüsü Balkanlar’daki tüm dengeleri, sınırları değiştirebilir. BM’ye bağlı özel askeri güç ve geçici yönetimler eliyle durdurulmuş kanlı iç savaş, çatışmalardan barışa yeni çizilecek haritalarla bağımsız devletçiklerle mi ulaşılacak? Yoksa Balkanlar yeniden Ortadoğu gibi ırklar, dinler ekseninde kanlı çatışmaların, hesaplaşmaların odağı mı olacak? AB Tito’nun Yugoslavya’sına kucak açmadı. Parçalanmada taraf oldu. Kanlı çatışmalara, sınır hesaplaşmalarına seyirci kaldı. Avrupa toprakları içinde Bosna’da, Kosova’da çok fazla kan döküldükten sonra, ABD öncülüğünde gecikmeli BM, NATO özel güçleri müdahalesi gündeme geldi. PERŞEMBE ORHAN BURSALI 2 MedCezir Olayı Dışta yükselen ekonomik dalga, AKP iktidarını iyi taşıdı! ABD’nin ekonomisine katamadığı ‘‘serbest’’ paralardan 60 milyar dolar kadarı, yüksek kazanç vaat eden Türkiye’ye geldi, yüksek faize yattı; YTL’nin değeri düşük kaldı. AKP, önceki hükümetler gibi, ucuz ithalat ile sanayiyi canlandırdı, ihracat arttı, milli gelir çoğaldı... Erdoğan da bol nutuklar attı! Bu, yaşadığımız üç yıllık ekonomik öykünün med (gel) yönüydü.. AKP bu üç yıl içinde ne yaptı? Aslında, ülkenin gerçek yapısal reformuna yönelik, tam bir hiç! Erdoğan, hiç bilmeden övünerek Türkiye’yi büyüttük diyor ve toz pembe hayaller dağıtıyor. Erdoğan ve takımı, önlerine konan reçeteyi uyguladı. Ve kocaman bir aferin de aldılar.. AKP’nin ekonomisini ayakta tutan, birincisi sıcak para ise, diğeri de kamu mallarının satışı oldu! Tabii, Türk şirketlerine, bankacılık sektörüne giren yabancı ortaklıkların getirdiği paraları da buna katmak gerekir.. Etti üç! Ara ders: Demek ki AKP ve önceki kafaların ‘‘kısa başarı’’ sunan yönetimleri, bu ‘‘üçlü’’ye bağımlıdır! Üçü bir arada olunca bir sinerjik etki ile üçdört yıl götürüyorsun! Bu üçlünün ikisi dışarının öyküsüdür! Aslında üçüncüsü, yani kamu mallarımızın satışı ile gelir eldesi de önemli ölçüde dışarının öyküsüdür! (Türk Telekom!) Özetlersek: Türkiye yıllardır bu kafayla yönetiliyor (Burun ve kılavuz atasözünün yeridir!). ??? Her med’in bir de cezir’i (git) var. 1. Cezir: ABD kendi enflasyonuyla mücadele için faizini yüzde 6’lara doğru tırmandırınca, sıcak para daha güvenli limana yöneldi. Türkiye’den borsalardan ve hazinedevlet senetlerinden 69 milyar doların çıktığı söyleniyor. Bu kadarcık bir para bile Türkiye’de ortalığı karıştırdı! Çıkan, sıcak paranın en sıcağıdır!.. Tehdit, arkadaki paranın da yavaş bay bay demeye başlamasıdır. Bu AKP’yi tam şapa oturtur (tabii ülkeyi de!)... 2. Cezir: Türkiye’nin ekonomik büyümesi tamamen ithalata bağlıdır. Sanayinin üretim çarkları buna bağlı. Çarklar dönecek, üretecek ve dışarıya satacaksın. Fakat bu yapı da her zaman cari açığı büyütüyor ve bir noktada ekonomiyi kırılgan yapıyor. Dış borcun da yüksek olunca, finansal sorunların büyüyor ve paralar ufak ufak dışarıya yollanıyor... Bunların hepsi ülkemizde oldu ve oluyor! Ve siyasiler ve destekçisi ekonomistler de hep treni seyretti, seyrediyor! ??? Şu Türkiye’de, allahaşkına, aklı başında, olan biteni görüp de buna uygun ekonomi politikaları önerecek, uygulayacak bir siyasi ekip, siyasi beyin niye ortaya çıkmaz? Niye ülkemizde güçlü bir kalkınmacı, yapısalcı, gerçekleri haykıracak bir ekonomi yazar çizer takımının, kamuoyunda baskın olmasına izin verilmez? Arada sırada gazete ekonomi köşelerinde, tektük, utangaç bir biçimde, tek cümle ile, ‘‘cari açığı büyütecek değil, azaltacak yapısal ekonomik önlemler’’den bahseden çıkmaya başladı! Nihayet! Ama neden utangaç, niye kimse duymuyor? Bu ekonomik politikanın çıkmazlığı, pratikte her dönem sergilendiği halde, vurgulanmıyor? Ekonomik büyümesi, hammadde, makine teçhizatı ve ara mallar ithalatına bağımlı bir ekonominin, sürdürülebilir olmadığı, hemen, bu döngünün geriye çevrilmesi konusu gündeme getirilmiyor, tartışılmıyor... Türkiye gibi, dış etkenlerle büyümeye bağımlı kısır siyasi ve ekonomik kafaların yönettiği ‘‘fırsatçı’’ ülkelerin, bu dünyada yapacakları çok şey yoktur! Tutunacakları bir dal da! Kendi aklı, kendi emeği, kendi stratejisi, kendi ayakları, kendi beyni, kendi yüreği, kendi büyük vizyonu, kendi ulusu ve ulusçuluğu, kendi milleti olmayan siyasilerin ve ekonomik reformcuların tek yapacakları.. ...cezirler arkasından gözyaşı dökmektir! Şimdilerde birkaç yüz binden birkaç milyona ayrı ayrı devletçiklerin oluşumunda, yeni haritalarla sınırlar çizimi savaşımında, Balkanlar paramparça, umutlar tek tek AB üyeliğinde kurtuluşta. AB üyeliğine aday olabilmişler, olmak için sıra bekleyenler, siyasal gelecekleri, günlük ekonomik yaşamları BM yönetimi görüntüsünde, ABD, AB’de kararı verilen, kimileri anlaşmalarla bağımsız sayılmış, kimilerinin statüsü belirlenmemiş, hepsinin sınırları tartışmalı devletçikler. Geçici barış, ambargolara, cezalandırmalara daha ağır hedef olmamak için sindirilmişliğin dengesinde sağlanmış. Aralarında ABD, AB’nin uslu, ödüllendirilecek çocuğu olma yarışı var. Ortak düş: Çözüm dayatmalarında uyumlu taraf olma yarışında, bağımsız devletçik statüsünü BM’de onaylatma, uluslararası anlaşmalara bağlama, sonunda AB üyeliğinde kurtulma reçetesinde odaklanmış. Düşledikleri gibi, Balkanlar’da barış, AB üyeliğinde buluşmada gerçekleşecekse, bu kadar kan niye döküldü? Baştan parçalamadan, katilamlar yaşanmadan, AB üyeliği neden gündeme gelmedi? Bosna’da, Kosova’da BM şemsiyesinde özel NATO güçlerinin sağladığı yapay barış, dondurulmuş savaş hali, askeri güçlerin çekilmesi sonrasında nasıl geçerli olacak? ABD, AB, Balkanlar iç savaşında asker kaybetmek, para harcamak istemiyor. Kosova’da zorlanan barış; Karadağ’da AB üyelik düşü ile gerçekleştirilen ayrılma, referandum kararı benzeri bir çözümde, Arnavut egemenliğinde bağımsız Kosova formülünde öngörülüyor. Trakya Üniversitesi Balkan Uygulama ve Araştırma Merkezi, tam da bu noktada, Balkanlar’daki tarafları bir araya getiren ‘‘Kosova ve Balkanlar’’ konulu bir uluslararası forum düzenledi. Kosova, Sırbistan, Arnavutluk, Makedonya, Bulgaristan’dan gelen taraflar, bilim insanları, yıl sonuna kadar çözüm dayatılan sorunlar üzerinde çok farklı görüşlerini galiba ilk kez bir bilimsel toplantıda bir araya gelerek tartıştılar. Aslında tartışamayacak kadar ayrı görüşlerini açıklamakla yetindiler. BM kararına göre Sırplarla Arnavutların sürdürdüğü görüşmelerin yıl sonuna kadar bitmesi gerek Kosova düğüm noktası BM’DE SIRBİSTAN EYALETİ Fiilen BM askeri işgalinde osova, BM için de geçerli halen yürürlükte olan uluslararası hukuka göre Tito’nun Yugoslavya’sı, şimdiki Sırbistan devletinin özerk eyaleti. Ancak fiilen yine BM, NATO ile ilişkilendirilmiş uluslararası özel güvenlik, asker gücü işgali altında, ayrı bir devletmiş gibi yönetilmekte. ABD’nin Sırp katilamı gerekçeli Sırbistan, Kosova bombardımanının ardından Kosova neredeyse her kasaba ayrı bir devlete ait askeri gücün kontrolüne verildi. Çok büyük bir üsle başkent Priştine’ye yerleşen ABD denetimindeki yardımlarla, kara ekonomi, mafya ile ayakta durmaya çalışıyor. Emekli maaşları şimdilerde 35 Avro olarak BM bağlantılı yönetimce ödeniyor. Özel yönetimin sağlayabildiği kadarı ile kamu işletmeleri, okullar, öğretmen, kamu çalışanlarının giderleri karşılanıyor. BM şemsiyesinde, Sırbistan Kosovalı taraflara sağlanmış zorunlu görüşme takvimi içinde Viyana’da 4. tur görüşmeleri tamamlandı. Yazılı metinlere bakılırsa Belgrad Kosova’nın Sırbistan’dan ayrılmasına asla razı değil. Kosova tarafı nüfusun çoğunluğunu oluşturan Arnavutların yönetiminde bağımsız bir devlet kurulması tezinde, ABD ve AB’den destek almışa benziyor. Ancak bağımsız devlet olma yolunun açılmasında kendisinden istenen ev ödevlerini yapmakta zorlanıyor. Kosova’da yaşayan çoğunluğu son çatışmalar, ABD askeri müdahalesinin ardından yöreden ayrılmış Sırpların mülkiyet haklarından, azınlık haklarına uzanan bir dizi ev ödevi önlerinde duruyor. Kosova tarafı kimi dayatmaların, örneğin bağımsız belediyeler projesinin Kosova’yı parçalama anlamına geldiği savında, üçe parçalanmış Bosna çözümünün çözüm olmadığının altı çiziliyor. ABD, AB denetiminde Kosova’da, Bosna’da yerleşik askeri gücün çekilmesi gündemde. Zaten yöre halkının yaşaması için yapılan ekonomik destek, her yıl hızla düşürülüyor. Kaçınılmaz sonuç bölgede yoksulluk, huzursuzluk artıyor. Kosova için öngörülen çözümler sadece Sırbistan, Bosna, Karadağ, Makedonya, Hırvatistan, Slovenya için değil, bölgede adı konmamış, ayrılık rüzgârları esen diğer eyaletler, azınlıklar, komşu ülkeler başta Arnavutluk, Yunanistan, Bulgaristan.. hepsi ama hepsi için, elbette onlarla siyasi, ekonomik sıkı ilişkiler içinde olan ülkeler için de yaşamsal düzeyde belirleyici olacak. Resmen açıklanmadı ancak Yunanistan’ın, Trakya Üniversitesi’ndeki bilimsel toplantıya temsilci göndermemesinin gerçek nedeni, şu anda dünya gündeminde sorun olarak bile görülmeyen Makedonya’nın adının kullanılmış olması. Yunanistan Batılıların tanıdıkları Makedonya’yı resmen tanımıyor. Eski Yugoslavya’nın özerk eyaleti olarak kabul ediyor. Bulgaristan, Makedonya Kosova çözümünden kendilerine yansıyabilecek parçalanmanın kaygısını taşıyorlar. İşin içine bir de Rusya’nın bölge çıkarlarını katarsanız... Sözün özü en çok ABD ve AB, bir yükten kurtulmak adına Kosova’nın nihai statüsünün bir an önce belirlenmesini istiyor, dayatıyor görünseler de.. Kosova’nın nihai statüsü, sınırlardan, ayrı bir devletçik olarak ayakta kalabilmeye, azınlık haklarına, dahası Batı’yı tehdit eden terör odaklarına kadar, bütün dünya dengelerini karıştırabilecek bir odak, duyarlılık noktası olarak duruyor. K Forumun Kosava, Sırbistan, Arnavutluk, Makedon, Bulgar, Türk katılımcıları Tiran Üniversitesi Rektörü ve Bulgar Konsolosu’yla. ŞÜKRAN SONER TÜ Balkan Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Recep Mesut, bu yılın sonuna kadar nihai statüsü belirlenmesi gereken Kosova’ya ilişkin Viyana görüşmelerinde, kesin bir sonuca ulaşılamadığıyla söze girerek dünyanın dikkatle izlediği bu çok kritik anlaşma konusunda, emsal oluşturacak bu çetrefil sorun üzerine, diplomatik bir çözüm bulmak ya da empoze etmek maksadı ile forum düzenlemediklerini açıkladı. Sadece taraf, uzman görüşlerini dinlemeyi, akademisyenler ve kamuoyuna, konuyu özgür değerlendirmeleri için sunmayı amaçladıklarını söyledi. Açılışa katılan Rektör Enver Duran ile Bulgaristan Başkonsolosu Angel Angelov’un uluslararası forumun, tarafların bir araya gelişlerinin Balkanlar’da barış beklentilerine katkı dileklerinin ardından ilk konuşmacı KosovaPriştine Türk Gazeteciler Derneği Başkanı İbrahim Aslan’ın sunuşu, bizim uzaktan savaş bitti algılaması içinde habersiz olduğumuz durumun, aradan geçen 7 yılın bir özeti sayılabilir.. Balkanlar 5 asır Osmanlı Türk yönetiminden sonra, günümüze kadar yaklaşık bir asırlık dönem içinde tam 5 kez kana bulandı. Kosova’da 25 yıldır güvenilir bir nüfus sayımı yapılabilmiş değil. Eylül ayında yapılmak istenen sayım için gereken 8 milyon Avro’yu uluslararası topluluk sağlamıyor. Seçimle birlikte sayımın da 2007’ye kayması bekleniyor. Tarihte vilayet olarak yüzölçümü 2030 bin km2 olan Kosova’nın bugünkü yüzölçümü 10.884 km2. Tahmini 22.5 milyon nufusun yüzde 85’ini Arnavutlar, yüzde 8’ini Sırplar, kalan bölümünü Türk, Boşnak ve Romanlar oluşturuyorlar. İşgal altında 7 yıl ? Farklı çıkarlar, farklı beklentiler içinde olan tarafların amaçlarına uygun parçalanmalar gerçekleşirse bu haritadaki sınırların tümü değişecek. Ülkecik sayısı birkaç katına çıkabilecek. Kurtuluş Ordusu (UÇK) mensuplarının oluşturdukları Kosova Muhafız Gücü (TMK), doğal afetlerde müdahaleye hazır durumda faaliyetlerini sürdürüyor. Aradan geçen 7 yılda 2 genel, 2 yerel seçim yapıldı. Anayasa çerçevesine dayanarak geçici özyönetim kurumları oluştu. Yapılması gerekenler takviminde sürekli sarkma yaşanıyor. Kosova’da barış için öngörülen standartların yerine getirilmesinde en büyük engeli ağır ekonomik koşullar oluşturuyor. Daha Miloşeviç yönetiminde çökmüş, teknolojiye ayak uyduramayan geçmişin en büyük istihdam kaynağı fabrikalar üretime açılabilmiş değil. UNMIK özelleştirmeleri ekonomide kıpırdanma getirmemiş. Doğum oranında AB’nin birincisi Kosova’da nüfusun yüzde 50’si 25 yaşın altında. İşsizlik oranı yüzde 60’ın üzerinde. SırbistanKaradağ tarafını uluslararası forumda Belgrad Üniversitesi’nden Prof. Dr. İvo Viskoviç temsil etti. Aslında Miloşeviç karşıtlarının siyasi liderlerinden önemli bir isim, büyükelçi. Sırpların Kosova’nın geleceği hakkında kendilerinde söz söyleme hakkı gördüklerini anlatıyor. Kosova sorununun çözümünde değişik ülkelerin değişik çıkar çatışmalarının yaşandığını, ancak çözümde Arnavutlar ve Sırplar olarak iki grubun anlaşmasının ağırlık kazandığını vurguluyor. Arnavutluk’tan Tiran Üniversitesi’nden Prof.Dr. Marenglen Verli, tarihte Kosova’nın Arnavutluk’un bir parçası olduğu, Arnavutluk topraklarının Avrupalıların barış anlaşması için bölündüğü anımsatması ile söze giriyor. Ancak 1913’te dökülen kanların tekrar dökülmemesi için 20. yüzyılın sonunda çizilen sınırları kabul ettiklerini söylüyor. Arnavutluk Tiran Üniversitesi’nden Prof. Ferit Duka’ya göre de Avrupa ile bağdaşmış bir Kosova için, nüfus çoğunluğunun, yani Arnavutların iradesi gerekiyor. TetovaMakedonya See Üniver sitesi’nden Doç.Dr. Veton Latifi, Kosova’daki gelişmelerin Makedonya siyasal partilerinin üzerindeki etkilerini araştırmış. Makedonya’nın daha önce çokkültürlülük ekseninde oluşmuş siyasi partiler yapılanmasının, Kosova’dan etkilendiğini, Makedonya’daki Arnavut partilerin oluşumunda, Kosovalı Arnavutların büyük rol oynadıklarını belirtiyor. ABDAB beklentileri TetovaMakedonya See Üniversitesi rektör yardımcısı Abdulmenaf Bexheti ise Kosova gelişmelerinin Makedonya ekonomisi üzerindeki etkilerini araştırmış. Makedonya’ nın çok büyük olan ihracatithalat açığının kapanmasında, uluslararsı ekonomik ilişkilerde resmen yeri olmayan Kosova’ya yapılan ihracatın önemli bir kalem oluşturduğunu açıklıyor. Bulgaristan’dan Güneydoğu Avrupa Araştırma Merkezi Başkan Yardımcısı Prof. Anton Parvanov ise Kosova’da nihai statünün belirlenmesini Balkanlar’da uzun vadeli barış çözümü için bir anahtar olarak görüyor. AB’ye aday ülke olarak, Belgrad ve Kosova’ya aynı uzaklıkta, AB beklentilerine daha yakın bir çizgi çizmeye çalıştıklarına dikkat çekiyor. Arnavutluk temsilcilerinin söyleminde ABD yaklaşımlarının altı çizilirken, Bulgar sözcünün sık sık AB standartları içinde çözüm üretilmesini, dillendirmesi dikkat çekiyor. obursali?cumhuriyet.com.tr. Balkanlar’ın Filistin’i olmasın T 3. DÜNYA LİDERLİĞİNDEN PARÇALANMAYA Tito’nun düşü gerçekleşmedi Yeri gelmişken 1977’de Ecevit’in Türkiye için umut olduğu yıllarda, o tarihte hasta yatağında Tito ile yaptıkları ikili görüşmeyi, özetlemeye çalışacağım. Tito iki kutup arasında, üçüncü dünyanın ayakta kalmamasını değerlendirmişti: ‘‘Çoğu Müslüman üçüncü dünya ülkeleri bana çok güvenmişlerdi. Ancak bu sağlam, kalıcı bir birliktelik, ittifak için yetmedi. Partnerimiz Türkiye olsaydı, sırt sırta verebilseydi, üçüncü dünya bloku çökmez, dünya dengeleri, siyaseti çok farklı gelişebilirdi. Şimdi Balkanlar’da kalıcı barış için hâla birlikte bir şeyler yapabiliriz. Biz sizin iyi ilişkileriniz olmayanlara yönelir, siz de bize kızanlarla aramıza girersiniz. Atatürk’ün döneminde yapmaya çalıştığını, bugün birlikte yaparsak, Balkanlar ayrımcı, kanlı çatışmalar tehdidinden kurtulur..’’ Ne yazık ki Tito’nun bu düşü gerçekleşemedi. Ölümü ile de Tito’nun Yugoslavya’sının parçalanması, Balkanlar’ın kanlı çatışmaları yaşaması sürecine girildi. Ortada şüphesiz kanıtı yok. Ancak kimse yadsıyamaz ki, çokkültürlü toplum modeli Yugoslavya’nın bir bütün olarak AB’ye katılması, AB’nin en büyüklerinin zengin kültürler çıkar ittifakının işine gelmeyecekti. Önce çıkarlarına çok uygun, Hırvatistan ve Slovenya’nın bölünmesine onay geldi. Rusya ile olan petrol çıkar ilişkileri su yüzüne çıkmamış, belki de hiç dillendirilmemiş paylaşım bölgeleri içinde besbelli Bosna ve Kosova’nın Sırbistan bağlantısı yeğlendi. Her iki bölgede yaşanan çatışmalara, daha doğrusu ağırlıklı Sırp katliamlarına Avrupa burnunun dibinde, haritasının içinde seyirci kaldı. Kosova, 1999 yılında NATO güçlerinin duruma el koymalarıyla, askeri güçle gelen barışla birlikte, BM’nin 1244 sayılı kararıyla BM Kosova Geçici Yönetim Misyonu (UNMIK) tarafından, tam 7 yıldır yönetiliyor. Güvenlik, 38 ülkenin askerinden oluşan NATO komutasındaki barış gücü KFOR bünyesindeki UNMIK polisi ve Kosova polisi tarafından sağlanıyor. Öte yandan Kosovalıların geleceğin ordusu gözüyle baktıkları Kosova ürkiye Avrupa Stratejik Araştırmalar Merkezi Balkan Uzmanı Erhan Türbedar, Balkanlar’a bakan Türkiye’nin oradaki tüm gelişmelerden etkilendiği ile söze giriyor. Son yıllarda Balkanlar’da olumsuzluklara karşın olumlu gelişmelerin de yaşandığına işaret ediyor. İç çelişkilerine, çatışmalarına karşın tüm Balkan ülkelerinin ortak bir dış politika amacında, AB’de buluştuklarına işaret ediyor. AB’li olma amacının Balkan ülkelerini istedikleri gibi davranmaktan alıkoyduğunu anlatıyor. Ancak AB içinde sorunlar çözülmezse de Balkanlar’ın her an Ortadoğu’ya dönüşebileceğine işaret ediyor. 3’e bölünmüş, sözde barışın sağlanmasından bu yana 13 içişleri, 13 cumhurbaşkanı değişimi yaşayan Bosna’daki çözümün çözüm olmaktan çok uzakta kaldığını belirtiyor. Makedonya’daki etnik gerginliği anımsatıyor. Balkanlar’da her an öğrencilerin futbol kavgasından bile çatışma çıkabileceğini söylüyor. Gelinen noktada Balkanlar, Kosova tablosunu şöyle özetliyor: ‘‘Kâğıt üstünde Kosova Sırbistan’ın bir parçası olarak görünse de her geçen gün bağımsız devlete özgün yapılara kavuşmaktadır. Kosova’da devlet kurumlarını inşa eden uluslararası topluluktur. Uluslararası hukuk Balkanlar’daki yeni realitelere göre şekilleniyor. Ancak uluslararası topluluk artık Kosova için para harcamak istemiyor. Avrupa’nın en fakir ülkesi olan Kosova’ya UNMIK aracılığı ile yapılan yardımlar yüzde 25’e kadar gerilemiştir. Dışarıya hiçbir şey satamıyor, her şeyi dışardan alıyor. 20 Şubat’ta Kosova’nın nihai statüsüne ilişkin müzakereler başladı. Uluslararası topluluk Kosova’ya bağımsızlık vermeyi kararlaştırdı. Çin ve Rusya bundan yana gözükmeseler de karşı durmayacaklardır. AB Kosova’nın Balkanlar’ın Filistin’i olmasından korkarak terörden, kendi güvenliği için sorun odağı olmasından kaygı duyarak Kosova’nın bağımsızlığından yana ağırlığını koyacaktır.’’ CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle