17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 HAZİRAN 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER HaberSen, çalışanlar ve sivil toplum örgütleri kurumdaki kadrolaşmayı protesto etti 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘TRT, AKP’nin çiftliği’ Denktaş’tan Ecevit’e ziyaret ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş, Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde tedavi gören eski Başbakan Bülent Ecevit’i ziyaret ederek eşi Rahşan Ecevit’ten sağlık durumu hakkında bilgi aldı. Denktaş, ziyaretin ardından hastane önünde yaptığı açıklamada, Bülent Ecevit’i görme imkânı olmadığını, ancak Rahşan Ecevit ile görüşerek bilgi aldığını bildirdi. Denktaş, ‘‘Bütün ailemden, bütün Kıbrıs Türk’ünden acil şifalar dileğini getirdim’’ dedi. Devlet Çiçeği... Akşam güneşi Burgaz’ın üzerinden geçiyor, Büyükada’ya, Heybeliada’ya gülümseyerek... İstanbul’da ‘‘adalar’’ mevsimi başlıyor... Karaköy rıhtımından akşam vapuru salına salına kalkarken, Kız Kulesi yüzyıllık bir yalnızlığın içinde martı kuşlarıyla baş başa kalıyor... Belki o saatlerde çok uzaklarda Oktay Rifat’ın bir şiirini okuyor delikanlılar... ‘‘Kesici, delici ve yakıcı silahlarını çevirmişler üstümüze, uzun gölgeli kargılarıyla korkak; topları, havanları, otobüsleri, bazukaları gibi öldürücü...’’ Eski bir albümden soluk fotoğraflar çıkıyor ‘‘seslerin karıştığı’’ saatlerde... Gazeteleri okuyorum adaları seyrederken. Denizin üzerine düşen renklerle oyalanıyorum. Anıların bittiği yerde kendi düşlerimi kuruyorum... Erdal İnönü 80 yaşında... O eski albüm, o soluk fotoğraflar... Pekin’de bir sabah, kralın sarayının yanındaki ‘‘Devlet Konukevi’’nde Erol Çevikçe, Hikmet Çetin ve Yiğit Gülöksüz’le birlikte çiçeklerle uzun uzun konuşmuştu Erdal Bey... Sonra, yeni açan bir çiçeği gösterip Çinli rehbere sormuştu: ‘‘Bu çiçeğin adı ne?’’ Çinli rehber: ‘‘Devlet Çiçeği efendim!’’ İnönü gülümseyip şöyle devam etmişti: ‘‘Anlaşıldı, resmi çiçek!..’’ ??? Erdal ve Sevinç İnönü’yü 1984 yerel seçimler öncesi tanıdım. Gaziantep, Antakya, Mersin’e gittik. Oradan Konya’ya geçtik. 1986’daki ‘‘ara seçimler’’de SHP’nin Karşıyaka’dan milletvekili oldu. En büyük rakibi de Rahşan Ecevit’ti. Erdal Bey, İzmir milletvekili seçildi... Sonra SHP il kongreleri.... Konya il kongresini kazanan İnönü’ydü, kaybedense Deniz Baykal... Erdal Bey, gösterişsiz, sade bir politikacıydı. Denizli, Pamukkale’de kalıyorduk. Partinin yemeği vardı. Fırsat bulup otel müdürünün odasına gidip Sevinç Hanım’ı telefonla arayıp sordu: ‘‘Tiyatro biletlerini aldın mı?’’ SHP’liler böyle bir lidere alışık değillerdi... 12 Eylül 1980’den sonra ‘‘solu toparlamak’’ için büyük çaba harcadığını biliyorum. Elbet bu çabada Aydın Güven Gürkan’ın da büyük payı vardı. Gösterişi sevmeyen bir kişiliği vardı Erdal Bey’in. Paşa çocuğuydu, ama halkla bütünleşmesini bildi. Hırslı değildi. Yediden yetmişe herkesi kucakladı. Parti örgütlerindeki iç çekişmelere, hizipçiliği ödün vermedi. O bir devlet adamıydı... Tiyatro, sinema, edebiyat ve müzikle yakın ilgisi vardı... Çoğu kişi Erdal İnönü’nün ‘‘politikayı sevmediğini’’ öne sürer. Bence politikayı çok seviyordu İnönü. Sevmediği ‘‘ayak oyunları’’ydı. Erdal inönü’nün 80. yaşgünü Sabancı ve Boğaziçi üniversitelerinde bilimsel etkinliklerle kutlandı... ??? ABD’nin Houston kentinde tedavi görüyor Erdal Bey... Sağlığına kısa sürede kavuşacak... Belki Erdal Bey de seyredecek bir gün güneşin Burgaz Adası’nın üstünden geçerken denizin gümüş rengine dönüştüğü anı... Karaköy’de simitçi çocuklarla konuşacak, Eminönü’nde yürüyecek... Mavi zamanlar içinde sevginin çiçeklerle bezenmiş bahçelerinden kalkıp yine Dikili Kültür Şenliği’ne gidecek... Güneş bu kez Midilli üzerinden batarken bir duble içki içecek dostlarıyla... Sonra Belediye Başkanı Osman Özgüven’e soracak: ‘‘Ben yarın saat kaçta konuşacağım!’’ Az sonra masadan kalkacak Erdal Bey... Tek başına dışarıya çıkacak... Çevresindekilere el sallayacak... Rıhtımda yürümeye başlayacak... İsmet Paşa’nın oğlu Erdal Bey, gecenin sessizliği içinde kendi sadeliği, mizah anlayışı ve zarafetiyle yıldızların altında belki düşler kuracak... Demokrasiyi bir yaşam biçimi olarak gören o uzun boylu adam, otelde Sevinç Hanım’ı arayıp konuşacak, haftanın filmlerini öğrenip ‘‘Yarın dönüyorum, seyrederiz’’ diyecek... İstanbul Haber Servisi TRT’nin ‘‘AKP’nin yayın aracına’’ dönüştürüldüğünü belirten HaberSen üyeleri, TRT çalışanları, sanatçıları, sivil toplum örgütleri ve yurttaşlar, ‘‘şeriat propagandasının yapıldığı programların’’ yayından kaldırılmasını ve uygulanan baskıların sona erdirilmesini istedi. TRT Radyosu önünde bir araya gelen HaberSen üyeleri ile Küresel BAK Barış ve Adalet Komisyonu üyeleri, TRT’nin ‘‘AKP’nin borazanı’’ haline getirildiğini belirttiler. TRT muhabiri ve HaberSen İstanbul Temsilcisi Mehmet Demir basın açıklaması yapacağı sırada mikrofonun elektriği kesil ? Çalışanlar üzerindeki baskıya son verilmesi ve şeriat propagandası yapılan programların kaldırılması için basın açıklaması yapılacağı sırada elektriklerin kesilmesi tepkiye neden oldu. Küresel BAK sözcüsü Uras, ‘‘Halkı sorgularken elektriği açıyorlar, sorgulandıklarında ise kapatıyorlar’’ dedi. di. Bu duruma tepki gösteren Demir, ‘‘Sizlerin gözü önünde sansür uygulanıyor. Sesimizi kısamayacaklar. AKP, TRT’de kendi sesini yükseltirken muhalefetin sesini kısıyor’’ dedi. de yapılan anketin sonuçlarına göre TRT çalışanlarına baskı ve sansürle karşılaşıp karşılaşmadıkları sorulduğunda, yüzde 87’sinin ‘‘Evet’’ yanıtını verdiklerini sözlerine ekledi. Küresel BAK Barış ve Adalet Komisyonu sözcüsü Ufuk Uras ise açıklama sırasında elektriğin kesilmesine gönderme yaparak ‘‘Bu elektrik işinde bir tuhaflık var. Halkı sorgularken elektriği açıyorlar, sorgulandıklarında ise kapatıyorlar’’ diye konuştu. Uras, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘‘Washingtonlu Tayyip’e iki sözüm olacak. TRT’nin T’si ne Tayyip’ten ne Tekke’den ne de Tarikat’tan geliyor.’’ DİSK Genel Sekreteri Musa Çam da ‘‘TRT, içi boşaltılarak işe yaramayan bir kurum haline getirildi’’ dedi. Ortaçağ karanlığı Sanatçılar Salih Güney ve Umut Akyürek, TRT’nin sanatçıları ortaçağ karanlığına sürüklemek istediğini savunarak, TRT’de uygulanan ‘‘baskı ve sansürün çok tehlikeli boyutlarda’’ olduğuna vurgu yaptılar. Dini yayınlar artıyor Dini yayınların gitgide arttığına dikkat çeken Demir, TRT’de ‘‘şeriat propagandası yayınlar yapıldığını’’ ifade etti. Demir, ayrıca TRT için Şeriat propagandası içeren programların kaldırılması istendi. (UĞUR DEMİR) 28 ŞUBAT’LA HESAPLAŞMA ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Saydamer’i uğurladık ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Geçirdiği kalp krizi sonucunda yaşamını yitiren gazeteci, eski PMD Başkanı Kemal Saydamer, dün Kocatepe Camii’nde öğle namazının sonra kılınan cenaze namazının ardından Cebeci Asri Mezarlığı’nda toprağa verildi. Saydamer için ilk tören uzun yıllar görev yaptığı TBMM’de gerçekleştirildi. TBMM basın kapısı önündeki törene, TBMM Başkanı Bülent Arınç, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, TBMM başkanvekilleri Sadık Yakut, Nevzat Pakdil, Ali Dinçer, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, CHP grup başkanvekilleri Kemal Anadol, Haluk Koç, CHP Genel Sekreteri Önder Sav ile çok sayıda gazeteci ve milletvekili katıldı. Saydamer’in tabutu üzerine güller ve arkasında kendi adının yazılı olduğu Fenerbahçe forması konuldu. İrticacı öğrenciye çifte af ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Zorunlu hizmet karşılığı master ve doktora eğitimi için yurtdışına gönderilen ve yükümlülüklerini yerine getirmeyen öğrencilere çifte af getiren öneri dün TBMM Genel Kurulu’nda görüşüldü. Aralarında 28 Şubat sürecinde irticai faaliyetleri nedeniyle geri çağrılanların da bulunduğu öğrenciler faiz yükünden kurtulacak, borçlarını 5 yıl içinde taksitle ödemeleri sağlanacak ve kendilerine üniversitelere dönüş yolu açılacak. Öneriye genel kurulda eklenen bir düzenlemeyle, yurtdışında öğrenim için geçirilen sürenin emekliliğe sayılması da hükme bağlandı. Önerinin yürütme ve yürürlük dışındaki maddeleri üzerindeki görüşmeler dün gece tamamlandı. Genel kurulda önceki gün başlayan görüşmelerde AKP’lilerin yasa önerisine CHP de destek verdi. CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu ana borcu 60 milyar lira olan bir öğrencinin borcunun 2 yıl sonra 210 milyar liraya yükseldiğine dikkat çekerken faiz yükünün yarattığı mağduriyetin giderilmesi gereği üzerinde durdu. Önerinin son iki maddesinden önce AKP’lilerin getirmek isteği bir önerge üzerinde CHP ile anlaşma sağlanamayınca görüşmeler tamamlanamadı. Kabul edilen maddelere göre; yasa kapsamına giren kişiler faiz yükünden kurtulacak. Bu kişilere, borcunu en fazla 5 yılda taksitlendirerek ödeme olanağı tanınacak. Borçlarını zorunlu hizmet yaparak ödemek isteyenlerin 3 ay içinde başvurmaları ve uygun koşulları taşımaları durumunda ataması yapılacak. Eğitimi yarım kalanlardan en az yüksek lisans eğitimini başarıyla tamamlamış olanlar, YÖK’ün uygun görüşü alınarak üniversitelerde öğretim elemanı kadrolarından birine atanabilecek. Atanması uygun görülmeyenler 60 gün içinde yargı yoluna gidebilecek. Bu arada, öneride yer alan hurda araçlarla ilgili düzenleme de kabul edildi. 31 Aralık 2006’ya dek aracını hurdaya çıkaranlardan motorlu taşıt vergisi alınmayacak. Taşıta ait vergi borcu ve cezalar da silinecek. [email protected] Karar kesinleşirse sahtecilikten aldığı cezayı konutunda çekecek Sıkmabaşlı eşlere mektup ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Türk Kadınlar Birliği İzmir Şubesi, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ve sıkmabaşlı bakan eşlerini giyimkuşamları konusunda mektupla uyaracak. Cumhuriyet Alanı’ndaki Büyük Postane’den bugün saat 11.00’de gönderilecek mektuplarda, Erdoğan ve bakan eşlerinin ‘özel’ giyimlerinin ülke kadınının gerçeğini yansıtmadığı vurgulanacak. Mektup, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Erdoğan, TBMM Meclis Başkanı Bülent Arınç, siyasi parti başkanları ve kadın kolları başkanlıklarına da ulaştırılacak. Erbakan’a AKP ‘kıyağıyla’ ev hapsi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi, kapatılan RP’nin son genel başkanı Necmettin Erbakan’ın ‘‘Kayıp Trilyon’’ davasında ‘‘sahtecilik’’ suçundan aldığı 2 yıl 4 aylık hapis cezasını yeniden yargılama sonunda değiştirmezken, cezasını 11 ay olarak konutunda çekmesine karar verdi. Erbakan’ın avukatı Mustafa Kamalak kararın temyiz edileceğini bildirdi. Mahkeme Başkanı İbrahim Kozan, Erbakan’ın eski TCY’nin ‘‘özel belgede sahtecilik’’ suçunu düzenleyen 345 ve suçun tekrarı halinde ceza arttırımını öngören 80. maddeleri uyarınca hapis cezasına çarptırılmasına karar verildiğini bildirdi. Yargıtay tarafından onanırsa kesinleşecek olan kararın ardından Erbakan izin almaksızın evinden dışarıya çıkamayacak. Erbakan’ın 11 milyon YTL ’yi bulan Hazine zararını ödeme yükümlülüğü de sürüyor. Cumaya gidemeyecek Sağlık ve yaşlılık nedeniyle evde ceza çekmeyi sağlayan İnfaz Kanunu’nun uygulamasında Erbakan ilk olacak. Konutunda cezasını çekecek olan Erbakan, hastalık gibi zorunlu hallerde izin alarak dışarı çıkabilecek. Erbakan, hükümlü konumunda olacağı için cuma namazla rı için dışarı çıkamayacak. Cezayı çektiği konutu değiştirebilecek. Geçerli mazereti olduğunda geçici izin isteyecek. Örneğin, ‘‘Sağlığım açısından her yaz gidiyorum’’ diyerek Altınoluk’taki yazlığında ve İstanbul’daki yalısında kalabilecek. Bunun için mahkeme kararı gerekecek. Ayrıca, eşinin İstanbul’daki mezarını ziyaret edebilecek. İnfaz başlarken kendisine ‘‘hükümlü olduğu’’ hatırlatılacak ve uyması gereken kurallar ile hakları sıralanacak. Siyasi faaliyet içine girdiğinde uyarılacak. Erbakan kurallara uymaması halinde ise geçen süreye bakılmaksızın cezasını baştan ve cezaevinde çekecek. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 ANAVATAN LİDERİ MUMCU: ‘Baykal hükümete muhtıra veriyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Deniz Baykal’ın hükümetten 7 isteğini eleştirirken ‘‘Hükümete muhtıra veriyor. Buna da halkçılık deniyor’’ dedi. Mumcu, dün partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, AKP iktidarı döneminde yapılan özelleştirmelerde birçok sorun yaşandığını söyledi. AKP Hatay Milletvekili Fuat Geçen’in yolsuzlukların hesabını sorduğu için ihraç edildiğine dikkat çeken Mumcu, AKP’de yolsuzluğu haber verenin ihraç edildiğini söyledi. Mumcu, Baykal’ın son grup toplantısında dile getirdiği hükümetten 7 isteğiyle ilgili olarak da ‘‘Maddeler halinde bir tür muhtıra veriyor iktidara. Daha önce verilmiş muhtırayı filtre edip sunuyor. Bunun adına halkçılık deniyor. Yazıklar olsun’’ dedi. Mumcu, Başbakan Erdoğan’a seslenirken de ‘‘Kimse karısının başını örtmekle muhafazakâr falan olmaz’’ dedi. Mumcu, sözlerini ‘‘Bunun için bu milletin binlerce yıllık değerlerine adam gibi sahip çıkmak lazım. Her şeyden önce onu anlamış olmak lazım. Edepli, güzel ahlaklı olmak lazım. Elinizden dilinizden emin olmanız lazım. Ötekisini söylemiyorum. Ama bu millet elinizden de dilinizden de öteki şeyinizden de emin değil. Siz muhafazakâr falan değilsiniz, tamahkârsınız’’ diye sürdürdü. Ülkücü saldırganların son hedefi, halkı askerlikten soğutmaktan yargılanan Perihan Mağden oldu BTS’den gar önünde eylem ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası’na (BTS) üye bir grup, TCDD’deki atamaları protesto etmek için oturma eylemi yaptı. TCDD Genel Müdürlüğü önünde toplanan ve ellerinde ‘‘Emeğe saygı’’ ve ‘‘Baskılara, sürgünlere son’’ dövizleri bulunan grup, çeşitli sloganlar atarak müdürlük merdivenlerinde yarım saat oturma eylemi yaptı. Adliye önü terörü sürüyor İstanbul Haber Servisi Gazeteciyazar Perihan Mağden, ‘‘halkı askerlikten soğutmak’’ suçundan yargılandığı dava sırasında ülkücülerin küfürlü saldırısına uğradı. Duruşmada ifade veren Mağden, ‘‘Düşüncenin suç olmaktan çıkarıldığı bir ülkede yaşamak istiyorum’’ dedi. Mağden’in ‘Vicdani Ret Bir İnsan Hakkıdır’ başlıklı yazısı nedeniyle TCK’nin 118. maddesi gereği ‘‘halkı askerlikten soğutmak’’ suçundan yargılanması olaylı başladı. Sultanahmet’teki İstanbul Adliyesi’ne gelen Mağden, kapıda ? “Vicdani Ret Bir İnsan Hakkıdır” başlıklı yazısı nedeniyle açılan davanın ilk duruşması için adliyeye gelen yazar Perihan Mağden, bir grubun saldırısına uğradı. Mağden’in adliye binasına girmesini engellemek isteyen grup, dava sonrasında da adliye içinde saldırılarını sürdürdü. bekleyen asker ve şehit aileleri tarafından protesto edildi. Sık sık ‘‘Burası Türkiye; ya sev ya terk et’’, ‘‘Benim oğlum asker, burası Türkiye’’, ‘‘Asker doğduk asker öleceğiz’’ sloganları atan ülkücü grup, Mağden’in adliye binasına girmesini engellemeye çalıştı. Güçlükle içeri giren Mağden, adliye koridorlarında da Hukukçular Birliği ve Şehit Aileleri Derneği üyelerinin saldırısına uğradı. Mağden’e destek olmak için adliyeye gelen Ataol Behramoğlu, İHD Genel Başkanı Yusuf Alataş, yazarlar Ayşe Kulin, Vecdi Sayar’ın da aralarında bulunduğu sanatçı ve sivil toplum örgütü üyeleri, ‘‘Şerefsiz o.....u’’, ‘‘Cariye’’, ‘‘Köpekler’’, ‘‘Niye dağlara çıkmıyorsunuz’’, ‘‘Vatan hainleri’’ gibi küfür ve sözlü sataşmalara maruz kaldılar. Duruşma salonunun bulunduğu koridorda zincir oluşturan çevik kuvvet polisleri, ülkücü grubu çembere alarak Mağden’e yönelik fiziksel saldırıyı önlediler. Güçlükle duruşma salonuna alınan Mağden’in yargılanmasına İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Duruşmada savunmasını yapan Mağden, 3 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor olmasına inanamadığını, yazısının halkı askerlikten soğutmak gibi bir amacı olmadığını söyledi. Mağden şöyle devam etti: ‘‘Bana açılan ve hiçbir şekilde kastım olmayan bir iddiaya dayandırılan bu dava yurdumuzda düşüncenin, düşünmenin, vicdani kanaatleri belirtmenin suç olmaktan çıkarılmasına, herhangi bir katkıda bulunacaksa bu çileyi de hakikaten sevgi ve sevinçle çekerim.’’ Mağden, duruşma çıkışında da adliye koridorlarında bekleyen ülkücü grubun saldırısı nedeniyle ezilme tehlikesi geçirdi. Polisler eşliğinde asansöre bindirilen Mağden, adliyenin arka kapısından çıkarıldı. CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle