19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 MAYIS 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr 11 Fransa’dan sonra Belçika ELÇİN POYRAZLAR Fransa’da gözler 18 Mayıs’ta yapılacak oylamaya çevrildi BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI BRÜKSEL Fransa’nın ardından Belçika Senatosu’na da ‘‘Ermeni soykırımını’’ inkâr edenlere ceza verilmesini öngören bir yasa tasarısı sunuldu. 2 Mayıs’ta Liberal Reformcu Parti milletvekillleri François Roelants du Vivier ve Christine Defraigne tarafından Senato’ya tekrar sunulan yasa tasarısı, Ermeni soykırımını inkâr edenleri cezalandırmayı hedefliyor. ‘‘Soykırım veya insanlık suçlarının inkâr edilmesinin, hafife alınmasının, meşru gösterilmesinin ve onaylanmasının cezalandırılması’’ yönündeki yasa tasarısının Adalet Komisyonu’nda ne zaman görüşüleceği henüz kesinleşmedi. Valon Liberal Parti milletvekillerinin sunduğu yasa tasarısında Belçika’da 1995’te kabul edilen ve Yahudi soykırımını inkâr edenleri ya da hafife alanları cezalandıran yasayı ‘‘Ermeni soykırımını’’ da içine alacak biçimde genişleten maddeler yer alıyor. Yasa tasarısının 1. maddesinde ‘‘Jön Türklerin Birinci Dünya Savaşı sırasında yaptıkları soykırım’’ ve Ruanda’da 1994 yılında yaşanan soykırıma yönelik inkârların cezalandırılması isteniyor. Tasarı ‘‘Ermeni soykırımının’’ inkâr edilmesi durumunda 8 günden 1 yıla kadar hapis cezası ile 26 Avro’dan 5 bin Avro’ya kadar para cezası öngörüyor. Belçika’da Ermeni lobisinin çabalarına karşın Senato’da daha önce gündeme gelen ‘‘Ermeni soykırımını inkâr’’ yasa tasarısı maddeleri Haziran 2005’te Senato’da yapılan oylama sonucu reddedilmişti. İpler UMP’nin elinde UĞUR HÜKÜM PARİS Fransa’da Sosyalist Parti’nin hazırladığı ve Ermeni soykırımı iddiasına karşı çıkanların cezalandırılmasını öngören tasarı Meclis Hukuk İşleri Komisyonu’nda oyçokluğuyla reddedilmekle birlikte, meclisin 18 Mayıs’taki oturumunda görüşülüp oylanacak. Bu yüzden tasarının, oturuma katılanların çoğunluğu ile meclisten geçmesi söz konusu olabilir. Meclis’te mutlak çoğunluğu elinde bulunduran iktidar partisi UMP milletvekilleri genel parti disiplinine uyup oturuma katılır ve de aleyhte oy kullanırlarsa yasanın geçme şansı yok. Parti başkanı ve İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy’nin partisinin üyele rini oylamada serbest bırakması anlamlı ve her ihtimale olanak tanıyor. Yani 29 Ocak 2001’de yasalaşan ‘‘Ermeni Soykırımını Tanıma’’ yasası görüşmelerinde olduğu gibi 3040 milletvekilinin katıldığı bir oturumda yasa geçebilir. Tasarının yasalaşabilmesi için senato ve Cumhurbaşkanı onayı da gerekiyor. Fransa Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkan Yardımcısı Herve de Charrette, tasarıya karşı olduğunu açıkladı. Bir dönem dışişleri bakanlığı görevinde de bulunan Charrette, AA’ya yaptığı açıklamada, ‘‘parlamentoların tarihi gerçekler hakkında karar veremeyeceğini’’ belirterek ‘‘tarihi olayların değerlendirilmesinin araştırmacılara ve tarihçilere bı rakılması gerektiğini’’ söyledi. Charrette, teklifin genel kurul oylamasında reddedilmesi konusunda çok iyimser olduğunu sözlerine ekledi. Yasa teklifine karşı lobi etkinliklerinde bulunan TBMM heyetinin temasları da sürüyor. AKP milletvekilleri Mehmet Dülger ve Musa Sıvacıoğlu ile CHP milletvekilleri Onur Öymen ve Gülsün Bilgehan Toker’den oluşan heyet, dün Charette ile görüştü. Dülger, UMP üyelerinin, teklifin meclisten geçmesini engellemek için ellerinden geleni yapacakları sözünü verdiklerini söyledi. Bilgehan Toker de ‘‘Türkiye sömürge ülkesi değildir, büyük bir ülkedir, bu teklif reddedilse bile TürkFransız ilişkilerine zarar verdi’’ diye konuştu. Kapitalizmin Temel İçgüdüsü ve Din Kapitalizm iktisadi bir sistem (veya düzen) gibi görülmekle birlikte, ‘‘iktisat dışı faktörlerle’’ bütünleşmiştir. Kapitalizmin kimliği, ‘‘iktisadi faaliyetlerle iktisat dışı faaliyetler arasında’’ mutlak bir tamamlaşmaya dayanır. İktisadi boyutu ile kapitalizmin temelinde (ruhunda) güç ve üstünlük amacı esastır. Bu güç ve üstünlük, bireysel (mikro) düzeyde başlar. Bireysel düzeyde ortaya çıkan bu olgu ‘‘tamamen bireyci bir güdüye’’ sahiptir. Bireysel zemindeki bu ‘‘bireyci’’ güdü, güç ve üstünlüğe programlanmıştır. Bireysel ve bireyci girişim ‘‘bir robotek gibi’’, güce ve üstünlüğe ulaşmaya çalışır. Kapitalizmin en büyük üstünlüğü (avantajı) olarak gösterilen bireyci güdü (özel girişim), aynı zamanda kapitalizmin en büyük zaafını (dezavantajını) hazırlar. Bireyden firmaya, firmadan sektöre, sektörden topluma ve devlete ardı ardına katlanarak biriken bir ‘‘tsunami’’ gibi birilerinin üzerine yıkılır ve ezer. Ve bu tsunami dalgaları yeryüzündeki depremler gibi hiç kesilmeden sürer gider. Durulma geçicidir. Sosyobiyolojik bir oluşumdur bu. Başını iktisadi güç ve üstünlük hırsının çektiği; siyasi, kültürel ve askeri öğelerin de ayrılmaz bir bütün olarak destek verdiği bir oluşumdur. Bu oluşum bazen Irak’ın işgalinde olduğu gibi askerlerle birlikte medyayı öncü olarak kullanır; iktisadi işgal, dev şirketler kanalı ile arkadan gelir. Bazen de önce dev şirketler sessiz sedasız işgale başlarlar. Askerler, papazlar, diplomatlar arkadan, adeta bir turist gibi gelerek işlerinin başına geçerler. Ama sonuçta sesli ya da sessiz, bir işgaldir bu. Amaç (ve sonuç), ülkenin sömürgeleştirilmesidir. Meşrulaştırma aracı olarak din Kapitalizmin kazanç, güç ve üstünlük olarak ortaya çıkan vahşi güdülerini ve bunların doğuracağı sonuçları ‘‘meşrulaştırmak için’’ din de işin içine sokulur. Semavi dinler özünde ihtirası, şiddeti, saldırıyı reddederler. Kapitalizmin öngördüğü ihtiras, şiddet ve saldırı karşısında dinler ile bu güdüler arasındaki çelişkileri örtmek için ‘‘güç ve üstünlük güdülerine masum süslemeler ve eklemeler yapılır.’’ Ve sonuçta ‘‘saldırmak kutsaldır’’ gibi bir noktaya gelinir. Aynen George Bush’un dediği gibi olur; ‘‘Tanrı istediği için Irak’ı işgal ettik’’ demeye başlarlar. Vahşi kapitalizmin önlenemeyen içgüdüleri sonucu ortaya çıkan insanlık dışı hareketler, Tanrıya fatura edilir. Din (ve inançlar), vahşi kapitalizmin gayrimeşru kimliğini meşrulaştırmak için kullanılan bir araç haline dönüştürülür. Yerli Kalvenciler... Son zamanlarda Kalvenizmi İslama zoraki bir biçimde uydurmaya çalşarak yerli ümmetçi kapitalizmi meşrulaştırmaya çalışanları görüyoruz. Bir taşla birkaç kuş vurmaya çalıyorlar. Sömürgecilerin işbirlikçisi durumuna düştüklerinin iyice açığa çıkması üzerine Tanrıyı kendilerine siper etmeye çalışıyorlar. Kaçak yaptıkları inşaat yıkılmasın diye Türk bayrağı asanları anımsatıyorlar... Kazanç hırslarını ve vurgularını örtmek için Tanrıyı kullanıyorlar. Demokrasinin, hukukun, halkçılığın, cumhuriyetçiliğin ve çağdaş değerlerin yerini İslamcı bir yapılanma almaya başladığında bu çevreler kendi güç ve üstünlük ihtiraslarını ‘‘gerçek demokratik değerlerin dışındaki ölçütlerle’’ ölçmeye ve göstermeye başlarlar. Bunların başında da dini inançların istismar edilmesi gelir. İnsan bütün bunları gördükçe Mustafa Kemal’in büyüklüğünü daha iyi anlıyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet’inde konuşulan şeylere bakın; Kalvenizm, türban, işbirlikçiliğin faziletleri diye sürüp giden bir liste... Nereye kadar? www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali AB heyetiyle görüşmeye ret ? WASHINGTON (AA) Bazı terör sanıklarının, ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA) tarafından Avrupa üzerinden kuşkulu uçaklarla taşındığı ve bazı Avrupa ülkelerindeki gizli tutukevlerinde tutulduğu iddialarını araştırmak üzere Washington’a gelen Avrupa Parlamentosu heyeti, ABD başkentinde umduğu karşılamayı bulamadı. ABD’de bazı üst düzey yetkililer ve iktidardaki Cumhuriyetçi Parti’ye mensup Kongre üyeleri, içinde Türk asıllı Alman Avrupa Parlamentosu üyesi Cem Özdemir’in de yer aldığı heyetle görüşmeyi kabul etmedi. Heyetin başkan yardımcısı Özdemir, kendileriyle görüşmeyi reddeden Amerikalı yetkilileri eleştirmekten kaçınırken, CIA’nın Avrupa’da yürüttüğü ifade edilen, terör sanıklarının gizlice taşınması ve tutulması iddialarının açıklığa kavuşturulması gerektiğini söyledi. Özdemir, Türkiye’de de konuyla ilgili milletvekillerine sorumluluk düştüğünü belirtti. Ahmedinejad: İsrail yok olacak ? CAKARTA (AA) İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, İsrail’in, süremeyecek ve bir gün yok olacak, kötülük üzerine kurulu bir rejim olduğunu söyledi. Endonezya’da bulunan Ahmedinejad, öğrencilere yaptığı konuşmada, ülkesinin nükleer programı konusunda ABD ve diğer ülkelerle görüşmeye hazır olduğunu belirtti. Belçika’da ırkçı saldırı ? BRÜKSEL (AA) Belçika’nın Anvers kentinde bir gencin, Türk olduğu belirtilen bir kadını ağır yaraladığı, zenci bir kadın ile 8 yaşındaki çocuğunu ise öldürdüğü bildirildi. Polis yetkilileri, gündüz sokak ortasında meydana gelen olayla ilgili olarak, 18 yaşındaki saldırganın önce yol kenarında kitap okuyan ve Türk olduğu ifade edilen bir kadına ateş açtığını, kadının göğsünden vurularak ağır yaralandığını bildirdi. Saldırganın daha sonra, yolda karşısına çıkan zenci kadına ve 8 yaşlarındaki çocuğuna ateş açtığı, anne ve çocuğun olay yerinde öldüğü kaydedildi. Saldırı hakkında açıklama yapan Anvers Savcılığı, saldırganın 18 yaşında aşırı sağcı bir Belçikalı olduğunu bildirdi. CUMHURİYET 11 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle