12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 MART 2006 CUMA 6 HABERLER AKP’ den türban çalımı Bireysel başvuruya çekince konulmadı, BM nezdinde Türkiye’nin ‘türban’ mahkumiyetinin yolu açıldı İLHAN TAŞCI BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ Yolculukların Eşiğinde... Yolculukların eşiğinde yazıyorum... 5 Mart’ta, Strasbourg’dan İstanbul’a; ertesi günü Bursa’ya gidiyorum. 412 Mart günleri TÜYAP Kitap Fuarı’nın. 816 Nisan günleri, yine bir TÜYAP Kitap Fuarı için İzmir’de olacağız. 2028 Mayıs günleri de Konya’da. TÜYAP Kitap Şenliği, yıllar önce İstanbul’da başlamıştı; bu yıl Konya’ya kadar yayılmış olacak. Mevlânâ’nın kentinin hakkı da... Hayallerim gelecek yıllara da uzanıyor. Bir Diyarbakır, Van, Kars derken, Anadolu’nun coğrafyası bu kültür hareketinin içine girecek. TÜYAP Kitap Fuarları, kuru kuruya bir kitap satışı tezgâhlanışı değil; bir fikir ve sanat eylemi de. Binlerce kişiye götürülüyor bu ve onlar da sahip çıkıyorlar. Üstten değil, alttan bir değişme sürecidir bu. Türkiye değişiyor ya, söz konusu değişme ve değiştirmenin mayasında TÜYAP Kitap Fuarlarının payı unutulmamalı! ? Fuarların arasında ve bir yerlere takıldığım fırsatların dışında, İstanbul’a büyük bir zaman ayırmak mümkün olacak. Güncel bir olay, İstanbul’un 2010 yılı ‘‘Avrupa Kültür Başkenti’’ olarak seçilmesi üstüne tartışmalar. Avrupa Birliği, her yıl bir kente dikkatleri çeviriyor ve imkânlarını seferber ediyor. O kentlerin yanı sıra, insanların da bundan yararı var. Tartışmalarda, İstanbul’a büyük bir şans tanınıyor: ‘‘İstanbul, her yönden, Avrupa’da değil dünyada ilk 10’a girer’’ deniyor. Bir yanda, büyüleyen bir doğa güzelliği, bir yanda da zengin bir tarih ve birçok kültüre sahipliği. Hem Doğu kültürü, hem Avrupa kültürü. Neresinden bakılsa bu gerçek görülüyor. Dileriz, sonunda karar verecek olanlar, İstanbul üstünde birleşirler; ve ‘‘ebedi kent’’e layık bir jest yapılmış olur. Ancak, sözün burasında tanıklıkların değeri altın ağırlığındadır: İstanbul’un İstanbul olduğunu görmüş ve yaşamış olanlardan hâlâ var aramızda; ve o İstanbul’u da, en güzel anlatanlardan biri de, hatırlayacaksınız, Alageyik Sokağı Bir Liman mıydı? adıyla anılarını yazarak Deniz Kavukçuoğlu oldu. İşte o İstanbul, 1950’lerle, daha doğru olarak 1980’ler ve 1990’larla bitirildi, tüketildi. Keşke İstanbul, doğa, tarih ve kültür olarak kalsaydı. Olmadı!.. İstanbul, başta iç göç, bir planlamanın denetimi altına sokulmak varken, umursanmadı, hatta desteklendi ve bir yağmaya açıldı. Bugün önlenemiyor da. Uzmanların yazdığı gibi, sanayinin yüzde 75’i İstanbul ve çevresinde; İstanbul, ekonomik açıdan Türkiye’nin yarısı. Birkaç milyonluk kent bugün 1214 milyon ve 22 milyona doğru gidiyormuş. Düşünebiliyor musunuz? Ama yağma, İstanbul’la sınırlı değil, bütün ülkede. Son günlerde, örneğin Ege kıyılarından Dalaman’a doğru inen bölgede yapılanlara dikkat etmemiş olabilir misiniz? Söylemeliyiz de, bu dizginsiz yağmanın sahibi, bizzat bugünkü iktidarın kendisidir; ‘‘muhafazakârlık uyutup liberalizmle soyuyor’’. Saygısızlık ve hınç yalnız doğaya karşı değil, Cumhuriyet’in laik ve demokratik miras ve kurumlarına karşı da... ANKARA TBMM’de kabul edilen BM Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi’nin ek protokolüyle ‘‘mağdur olduğunu’’ savunan kişilere bireysel başvuru yolu açılırken sözleşmenin ‘‘din ve vicdan özgürlüğü’’ maddesine çekince konulmayarak türban konusunda yapılacak başvurularda Türkiye’nin mahkumiyetinin önü açıldı. Haklarının ihlal edildiğini düşünenler iç hukuk yolları tükendikten sonra BM İnsan Hakları Komitesi’ne başvurabilecek. Komite, AİHM’den farklı olarak, türban nedeniyle üniversiteden atılmayı hak ihlali kabul ediyor. Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmeye Ek İhtiyari Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Ek İhtiyari Protokol, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin denetim organı olan İnsan Hakları Komitesi’ne, insan hakları ihlal kemesi kararlarına göre yorumlama hakkının saklı’’ tutulacağına ilişkin herhangi bir çekince konulmadığından, olası türban davalarından Türkiye aleyhine sonuçlar çıkması gündeme gelebilecek. Özellikle Leyla Şahin kararının ardından türbanlılar AİHM’den umudunu keserken çekince konulmaması nedeniyle hak ihlali için başvurulacak ikinci adres olarak BM İnsan Hakları Komitesi’nin öne çıkması bekleniyor. Sezer onaylarsa yol açılacak Yasayı Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in aynen onaylaması durumunda, onay tarihinin ardından türbanlılar dava açabilecekler. BM İnsan Hakları Komitesi, Kasım 2004 tarihinde baktığı bir davada, kız öğrencinin türban takmaktaki ısrarı nedeniyle üniversiteden atılması olayını irdeledi. Komite, kız öğrencinin ısrarını haklı bulurken üniversiteden atılmasında sözleşmenin 18. maddesine yönelik bir ihlal bulunduğuna karar verdi. leri nedeniyle mağdur olan bireylerden gelen şikâyetleri kabul etme ve inceleme yetkisi veriyor. Ek protokol kabul edilirken ‘‘din ve vicdan özgürlüğü’’nü düzenleyen 18. maddeye herhangi bir yorum, beyan ve çekince konulmadı. BM İnsan Hakları Komitesi, türbanı AİHM’den farklı yorumlayarak bir özgürlük olarak algılıyor. Dolayısıyla maddeye ilişkin ‘‘Türk Anayasa Mah ÜNİVERSİTENİN ARAŞTIRMASI İşçide özelleştirme depresyonu DİYARBAKIR (AA) Dicle Üniversitesi ile İnönü Üniversitesi, işçilerin psikolojik durumunu belirlemek amacıyla 2 bin Tekel işçisi üzerinde araştırma yaptı. Tek Gıdaİş Sendikası’nın, ‘‘Özelleştirme Kapsamındaki Tekel İşyerlerinde Çalışanların Rehabilitasyonu ve Motivasyonu Projesi’’ kapsamında yapılan araştırmada, işçilerin psikolojik durumu değerlendirildi. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Remzi Oto, araştırmayı Malatya İnönü Üniversitesi işbirliğiyle Diyarbakır, Malatya, Muş, Bitlis ve Batman’da yaklaşık 2 bin işçi üzerinde yaptıklarını söyledi. kınmalar yükseliyor. Bedensel yakınmalar, baş ağrısı, sırt, karın ağrısı şikâyetleri, çalıştığımız grupta yüzde 55 oranındaydı. Yüzde 45 oranında endişe, belirsizlik sıkıntısı, huzursuzluk hali.’’ Batman, Çin ile yarışıyor TBMM Töre ve Namus Cinayetlerini Araştırma Komisyonu, Batman’da yaptığı incelemelerde önemli bulgulara ulaştı EMİNE KAPLAN Çoğu işçi sorunlarını anlatmıyor Saptanan bu durumun önemli olduğunu, kişilerin ne zaman, ne olacak şeklindeki düşüncelere takıldıklarını söyleyen Oto, şöyle devam etti: ‘‘Örneğin birçok işçi, evde ailesiyle çok fazla bu sonucu tartışmak istememesine karşın bu nedenle uykusuz kaldığını ve sosyal bozukluklar yaşadığını ifade ediyor. Hemen kırılma, öfkelenme, kavgaya karışma, kişilerarası ilişkileri bozma şeklindeki özellik yüzde 50’nin üzerinde çıktı. İşçilerin yüzde 52’sinde depresyon belirtileri saptadık. Kuşku düzeyi yüzde 50’nin üzerinde çıktı. Yüzde 45 oranında öfkelenme var. Yeme ve uyku bozuklukları yüzde 63 oranında çıktı. Ortalamada yüzde 48 oranında genel bozukluk belirtileri tespit ettik.’’ Prof. Dr. Oto, özelleştirmeden sonra işçilere ve ailelerine destek verilmemesi halinde alkol ve kumar alışkanlığı ile boşanmaların artabileceğine dikkati çekti. Oto, ‘‘Depresyona bağlı olarak kişisel sorunlar ortaya çıkabilir. Bu tür durumlarda, kişi sıkıntıyla en kolay başa çıkabileceği yol olarak göreceği alkol veya kumara başvurabilir. Boşanmalar da olabilir’’ diye konuştu. Yüzde 48’inin psikolojisi bozuk Özelleştirme sürecindeki belirsizliğin işçileri olumsuz etkilediğini belirten Oto, özelleştirmenin ne zaman olacağı konusunda net bilgilerinin bulunmadığını, bunun işçilerin psikolojisini etkilediğini kaydetti. Oto, özelleştirme süreciyle ilgili işçilere görüşlerini sorduklarında, işçilerin yüzde 70’ine yakınının ‘‘kesinlikle işsiz kalacağını’’ düşündüklerini ifade etti. Oto şöyle dedi: ‘‘Özelleştirme sonrasında iş bulma konusuyla ilgili olarak ise işçilerin 54’ü herhangi bir fikrinin bulunmadığını belirtti. Çalışanların yüzde 48’inde genel psikolojik bozukluk tespit edildi. Bireylerde özelleştirme sürecinden itibaren ya ‘Erkeklere kadını dövme Diyarbakır’da intiharda erkekler başı çekiyor izni verilsin’ Türkiye’de son günlerde bir çok nedenlenden dolayı intihar edenlerin sayısında bir artış olduğu gözlendi. (Fotoğraf: AA) ANKARA TBMM Töre ve Namus Cinayetlerini Araştırma Komisyonu, Batman’da yaptığı incelemeler sırasında önemli bulgulara ulaştı. Kadın intiharlarının erkeklerden 3 kat fazla olduğu Batman, bu konuda dünya ülkeleri arasında yalnızca Çin ile benzerlik gösteriyor. İntiharların nedeni olarak ise ‘‘kızların erken yaşta yaşlı erkeklerle evlendirilmesi, kızların miras hakkını kullanamamaları, çokeşlilik, kızların dış çevreye açılamamaları’’ gösteriliyor. TBMM Töre ve Namus Cinayetlerini Araştırma Komisyonu, Batman’da yaptığı incelemelerin ardından çalışmalarını tamamladı. Batman’daki intiharların nedenleriyse şöyle sıralanıyor: Eğitim koşulları: Batman’da kızları ilköğretimden sonra tek başına okula gönderme eğilimi az olduğu için kızlarda üniversitelileşme oranı düşük kalmaktadır. Buna bağlı olarak çocuğa özgüven duygusu, sorunlarla etkin bir şekilde başa çıkma yollarını kazandırma yetisi, doğru iletişim kurma yöntemlerini kazandırma konusunda sorunlar yaşanmaktadır. Cinsiyet ayrımcılığı: Temel eğitime devam eğiliminde cinsiyet ayrımı yapılmaktadır. Erken yaş ta evlilik, erkeğin birden fazla kadınla evlenmesi, kızların kendinden çok büyük kişilerle evlendirilmeleri, özellikle kızlara karşı cinsiyet ayrımının belirgin olarak görülmesi, kızların dış çevreye açılamaması, miras hakkını kullanamaması, eş seçiminde ebeveynlerinin karar vermesi de başlıca ayrımcılık konularıdır. Ekonomik yapı: Ekonomik ve siyasal yaşamda feodal yapının etkisini koruması, özel sektör ve kamuya ait istihdam alanlarının yetersizliği ve işsizlik gibi etkenler ekonomiyi olumsuz etkilemektedir. Bölgede kadınların çalışma yaşamına katılması engellenmektedir. Sosyokültürel yapı: Batman’ın çok hızlı büyüme göstermesi ve yoğun göç alma nedeniyle sosyal yapısı karmaşık bir kent haline gelmesine neden olmuştur. Köy kültürünü kente taşıyan insanların kenar mahallelerde yoğunlaşması adaptasyon sıkıntısını doğurmuştur. Batman’da sosyal faaliyetlere katılma olanağı azdır. Aile parkları, piknik alanları yetersiz, sinema, tiyatro, cafe kültürü gelişmemiştir. Kuşaklar arası çatışma, aile içi iletişim sorunları ve aile baskısı gençlerde özgüven eksikliğine neden olmakta, sorunlarla başa çıkma konusunda yetersiz kalan bireyler de intiharı bir çözüm yolu olarak seçebilmektedir. Milli Gazete’nin ücretsiz dağıttığı kitap DİYARBAKIR EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN HAZIRLADIĞI RAPOR DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü kayıtlarına göre kentte 2005 yılında 2004 yılına oranla 18 yaşın altındaki kadın ve erkeklerle, 19 yaş üstü erkeklerde intihar girişimlerinde artış yaşandı. 19 yaş ve üstü kadınlarda ise intihar girişimleri azaldı. Son günlerde dikkat çeker hale gelen intihar girişimleri Diyarbakır’da 2005 yılında 2004 yılına göre yaş ve cinsiyetler arasında farklılık gösterdi. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü kayıtlarına göre, kentte intihar girişiminde bulunanların çoğu erkek. 2004 yılında 18 yaş ve altındaki çağda 7 erkek intihar girişiminde bulunurken, aynı yıl 19 yaş ve üzeri 50 erkek intihara eğilim gösterdi. Bunlar dan 18 yaş altı 2, üstü yaş grubunda ise 14 kişi yaşamına son verdi. 2005 yılında ise 18 yaş altı erkeklerde intihar girişimlerinde artış görüldü. Bu yaş grubundan 24 kişi girişim de bulunurken, bunlardan 6’sı yaşamına son verdi. 19 yaş üstünde de bir önceki yıla göre artış oldu. Kayıtlara göre 2005 yılında intihar girişiminde bulunan 54 kişiden 20’si yaşamını yitirdi. Şanlıurfa’da bir polis daha intihar etti ŞANLIURFA (Cumhuriyet) Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü Trafik Şubesi’nde görevli polis memuru Musa Demiray (28) intihar etti. Yapılan araştırmada Demiray’ın evlilik hazırlığı yaptığı Emel Selçuk’la belirlenemeyen bir nedenle tartıştıktan sonra beylik silahıyla intihar ettiği saptandı. Kadınlarda azalma Kadınlarda ise 2004 yılında 18 ve altındaki yaş grubundan 33, 19 ve üstü yaş grubunda ise 94 olmak üzere toplam 127 kişi intihar girişiminde bulundu. Bunlardan 18’in altındaki 3, 19 ve üzerindeki 11 kişi yaşamını yitirdi. Kadınlar arasında önceki yıla oranla 2005 yılında 18 yaş altı intihar girişimlerinde artış gözlenirken, üzerindeki grupta ise bu sayıda azalma görüldü. Yabancı doktor düzenlemesinin sağlığı, Fethullah Gülen ve yabancı sermayeye kaydırma politikası olduğunu söyleyen CHP’li Neşşar: ‘İthal hekim uygulaması tarikatlara yarar’ ? İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy: ‘‘Yabancı doktor projesinin arkasında bazı tarikatların olabileceği yönünde duyumlar aldık.’’ ? SES Aksaray Şube Başkanı Songül Beydilli: ‘‘AKP sağlıkta kâr etme amacı taşıdığından ithal doktor projesinin altında tarikatlar ve yabancı sermaye düşüncesi yatabilir.’’ SİBEL BAHÇETEPE MERSİN (Cumhuriyet) Milli Gazete’nin 28 Şubat Kararları’nın yıldönümünde ücretsiz dağıttığı kitapçıkta, Hz. Muhammet’in ‘‘zina edenlere recm cezası vermesi’’, ‘‘hırsızların elini kestirmesi’’ ve ‘‘erkeklere kadınları dövebilme izni vermesi’’ anlatılıyor. Kitapçıkta kadınların dövülmesiyle ilgili bölüm Veda Hutbesi kısmında geçiyor. Veda Hutbesi’nin söz konusu bölümü Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sitesinde ise yer almıyor. Ücretsiz dağıtıldı Necmettin Erbakan’a yakınlığıyla bilinen Milli Gazete, REFAHYOL hükümetinin devrilmesine neden olan 28 Şubat Kararları’nın yıldönümünde ‘‘Anam Babam Sana Feda Olsun Ya Resulallah’’ adlı kitapçığı ücretsiz dağıttı. Kitapçıkta, Hz. Muhammet’in dönemin Batılı devletleriyle yazışmalarının yanı sıra günlük yaşama ilişkin uygulamalarından ör AKP hükümetinin ‘‘yabancı doktorlara’’ Türkiye’de çalışma olanağı sağlanması yönünde çalışma yapması, ‘‘tarikatlar ve çokuluslu şirketlerin istemi’’ olarak değerlendirildi. CHP Denizli Milletvekili Mehmet Uğur Neşşar, ‘‘yabancı doktor’’ düzenlemesinin, sağlığı, ‘‘Fethullah Gülen ve çokuluslu şirketlerin ortaklığına kaydırma politikası’’ olduğunu söyledi. İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy da yabancı doktor projesinin arkasında bazı tarikatların olabileceğini ve bu yönde bazı duyumlar aldıklarını söyledi. Sağlık Bakanlığı’nın, ‘‘yabancı uyruklu doktorların’’ Türkiye’de çalışabilmesi için çalışma yaptığının ortaya çıkması tartışma yarattı. CHP Milletvekili Neşşar, Türkiye’deki doktorlar ile eşdeğer yabancı doktorların ülkemiz koşullarında çalışma olasılığının bulunmadığını belirterek ‘‘Geriye Türki cumhuriyetler, eski Doğu bloku ülkeleri ve Arap dünyasındaki şeriat eğitimi ile Fethullah Gülen’in okulları kalıyor. Böyle kişilerin tıp eği timlerinin yeterli olmadığı öteden beri akademik camialarca da biliniyor’’ dedi. Türk cumhuriyetleri ile eski Doğu bloku ülkelerindeki bazı tarikatların etkinliğinin bilindiğini anımsatan Neşşar, şunları söyledi: ‘‘1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına İlişkin Kanun’u değiştirme çabaları, Sağlık Bakanlığı’nda Menzil Tarikatı kadrolaşmasından sonra şimdi ‘Vahabiler mi hastane açacak’ fikrini akıllara getiriyor.’’ İstanbul Tabip Odası Başkanı Gürsoy ise ‘‘yabancı doktor projesinin’’ arkasında bazı tarikatların ola bileceğini ve bu yönde bazı duyumlar aldıklarını söyledi. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Aksaray Şube Başkanı Songül Beydilli de hükümetin sağlıktan kâr sağlamayı amaçladığını belirtti. CHP İzmir Milletvekili Dr. Canan Arıtman ise ‘‘doktor ithalinin’’, ‘‘kalitesiz hekimlerin’’ ülkemizde çalışmasına yol açacağına dikkat çekti. Anavatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Züheyir Amber, yabancı doktor uygulaması ile Türkiye’deki doktorlara gözdağı verilmek istendiğini savundu. nekler de yer alıyor. Kitapçıkta ‘‘Hz. Peygamberimizin Şiddet ve Güç Kullanımına Karşı Oluşu’’ başlığı altında Buhari’den şu alıntı yapılıyor: ‘‘Maiz Eslemi isimli bir kişi zina etmişti. Hemen mescide giderek ‘Ey Allah Resulü! Ben kötü bir iş yaptım’ dedi. O Hz. Peygamber ‘Deli değilsin değil mi’ diye sordu. O, ‘Hayır’ dedi. Hz. Peygamber ‘Evli misin’ diye sordu. O da ‘Evet’ dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber ‘Herhalde sadece temas etmişsindir’ buyurdu. Maiz Eslemi, ‘Hayır, aksine ilişkide bulundum’ dedi. Sonunda Hz. Peygamber mecbur kalarak onun recmedilmesine karar verdi.’’ Kitapçığın aynı başlık altındaki bölümünde bir kadının recmedilmesi de anlatılıyor. Ebu Davud’a dayandırılan alıntıda Hz. Muhammet’in, zina eden ve gebe kalan bir kadına, çocuğunun doğmasını beklemesini söylediği anlatılıyor. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle