10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 MART 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çelik: Atamalar etkilenmez ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Danıştay’ın, sözleşmeli öğretmenliğe ilişkin genelgenin yürütmesinin durdurulması yönündeki kararı üzerine, daha önce ataması yapılan öğretmenlerin haklarında bir kayıp olmayacağını söyledi. Kararın kendilerine ulaşmadığını bildiren Çelik, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na gerekli itiraz başvurusunda bulunacaklarını belirtti. 7 Şeyhe küfrettiği ileri sürülen işçi kurşunlanarak mağaraya gömüldü, üzerine de fidan dikildi Tarikat dergâhında cinayet MEHMET FARAÇ GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Yasa Kevgir Gibi... Türkiye’de yolsuzluk ve usulsüzlükle mücadele etmek gerektiği konusunda yaygın bir ortak görüş var. İktidarı, muhalefeti, yanlısı, yansızı bir yana, adı çeşitli olaylara karışmış olanlar bile yeri geldiğinde aynı görüşün sözcülüğüne soyunmadan edemiyor. Niyet böyle, ama iş yönteme gelince anlaşmazlık başlıyor. Çünkü iktidarların mücadele yöntemi kapsamında öncelik verdikleri, bu nedenle de savunageldikleri ilkeleri genelde şu oluyor: ‘‘Yolsuzluk ve usulsüzlüklerin haber olarak ya da yorumlar aracılığıyla vatandaşa duyurulması sakıncalıdır. Çünkü bu uygulama yolsuzluk ve usulsüzlük yapmaya niyetlenenlerin iştahını kabartmakta, bu durum da mücadeleyi olumsuz etkilemektedir.’’ Yöneticilerimizin yolsuzluk ve usulsüzlükle ilgili yayınlara kızmaları, kızmakla da kalmayıp aşağılayıcı sıfatları yeğlemeleri, yürüttükleri mücadelenin boşa gitmesinden duydukları moral bozukluğundan kaynaklanmaktadır. Sanırız, Başbakan’ın dünkü suçlayıcı açıklaması da bu konudaki son somut örneği oluşturmuştur. ??? Yayınları engelleyerek yolsuzluk ve usulsüzlüklerin de engelleneceği inancı o kerteye varmıştır ki aynı yöntemin kapsamına ‘‘spordaki şiddet’’ de dahil edilmiştir. Bu engeli yasal olarak sağlamak için ‘‘Spor Müsabakalarında Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’’a çeşitli maddeler eklenmiştir. Yasanın hazırlanması aşamasında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ile Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) kimi kez ayrı ayrı, kimi kez de birlikte açıklamalar yaparak yetkilileri uyarmaya çalışmışlardır. Bayram Gazetesi çıkarılmasının bile ifade özgürlüğü yönünden anayasaya aykırı bulunduğu bir ülkede, yasaya ‘‘yayın yasağı’’ üstbaşlıklı bir madde konulması ve uygulamanın da yerel yöneticilerin ağırlıkta bulunduğu bir kurula bırakılması başarılmıştır. Ama gelin görün ki uygulanamayan, delinmeye mahkum yasalar yapmaktaki ustalığımız bir yasada daha somutlaşmıştır. ??? DiyarbakırsporKonyaspor maçındaki spor dışı olayları, aynı gece birçok kanalda kaç defa izlediğimi sayamadım. Ertesi gün yayımlanan gazetelerdeki haberlerle fotoğraflar da cabası. Meslektaşlarım da bu uygulamadan mutlu değiller. Ama görevleri, olanları halka iletmek. Bir gazeteci arkadaşım, olaylarla ilgili yorumuna şu cümleyi de ekleme ihtiyacını duydu: ‘‘Şimdi biz bu olayları yayımlamasak, rakip takımdan ve yandaşlarından, başımıza gelenleri niye gizliyorsunuz yollu eleştiriler alırız.’’ Cumhuriyet okurlarının, yasayı daha önce de irdeleyen yazılarımdan bıkmamış olduklarını umarak ‘‘yayın yasağı’’ maddesinin birinci fıkrasını bir kez daha anımsatmak istiyorum. ‘‘Madde 16 Spor müsabakalarını canlı olarak yayımlayan yayın kuruluşu ile diğer yazılı ve görsel yayın kuruluşları, bu kanunun amacına aykırı nitelikteki afiş, pankart, söz, fiil ve davranışları yayımlayamaz. Canlı yayın halinde vuku bulan yasak söz, fiil ve davranışlar, haber amaçlı da olsa birden fazla yayımlanamaz.’’ Madde böyle diyor, ama uygulanamıyor. Çünkü uygulanması olanaksız. Kim kalkar da anayasaya aykırı bir uygulamaya cesaret edebilir. Bu yasayı hukuk dünyamıza hediye edenler, kendilerini tanımlarken davaya verdikleri önemi de vurgulamadan edemiyorlar. Ama nedense ‘‘olmayacak duaya amin deme’’ alışkanlığından kurtulamıyorlar. Kadınlardan miting ? ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Dünya Kadınlar Günü öncesi, Emekçi Kadınlar Derneği (EKD) Adana Şubesi, kadınlara karşı uygulanan şiddeti, tacizi ve baskıyı 5 Mart Pazar günü saat 12.00’de düzenleyecekleri mitingle protesto edecek. Mitingin duyurusu için İnönü Parkı’nda basın açıklaması yapan dernek üyeleri adına açıklama yapan dernek başkanı Yasemin Tuğcu, tüm kadınları mitinge davet etti. ŞANLIURFA Kent halkı, Rıfailere ait olduğu iddia edilen bir dergâhta işlenen cinayeti konuşuyor. Çevresinde ‘‘Şeyh’’ olarak tanınan Ömer Faruk Tiker’e küfrettiği ileri sürülen İsmail Hakkı Öncel adlı reform işçisi hakkında ölüm kararı verildi. Öncel’i öldürerek dergâhın yakınlarına gömmekle suçlanan şeyhin kardeşi ile kurbanın bacanağı tutuklandı. Tiker ise serbest bırakıldı. Urfa’da geçmişten bu yana yaygın olan Rıfai tarikatı, kentin Akkabe Boğazı, Topdağı ve Eyübiye Mahallesi’ndeki dergâhlarda faaliyet gösteriyor. Kenti çevreleyen dağlardaki eski Bizans mağaralarının büyük bölümü ‘‘Dağ Yatıları’’ ve ‘‘Sıra Geceleri’’ için ‘‘Oda’’olarak kullanılıyor. Mağaraların birkaçı da aralarında Rıfailerin de bulunduğu gruplar tarafından dergâha dönüştürülmüş. Haftada bir gün dergâhlarda bir araya gelen Rıfai müritleri zikir yapıyor. Ancak kentte tasavvuf gruplarının etkinliğinden yararlanan birçok kişi de şeyh kisvesiyle bu tarikatın adını kul ? Cinayet, dört gün eve gelmeyen işçi İsmail Hakkı Öncel’in yakınlarının polise başvurmasıyla ortaya çıkarıldı. Öncel’in zaman zaman Rıfai dergâhına gittiğini belirleyen polisler, Topdağı’ndaki mağarada incelemede bulundu. Dergâhın müdavimlerini de sorgulayan ekipler, Ömer Faruk Tiker, Mustafa Tiker ile İbrahim Bakır’ı gözaltına aldı. Mustafa Tiker, Öncel’i abisi olan şeyhe küfrettiği iddiasıyla öldürdüğünü itiraf etti. lanıyor, çevre yapıyor, kazanç sağlıyor. İddiaya göre Urfa Kalesi’nin arkasındaki Topdağı’nda, bağ evindeki bir mağarada oluşturulan dergâhı da ‘‘Şeyh’’ olduğu öne sürülen Ömer Faruk Tiker (25) ve çevresindeki grup kullanıyor. Polis, Tiker’in kendisini şeyh olarak tanıttığını belirtirken bu kişinin Rıfailer ya da başka bir grupla ilişkisi net olarak bilinmiyor. Cinayetin nedeni, yöntemi ve faillerin tarikat ilişkileriyle ilgili Urfa’da farklı öyküler anlatılıyor. Güvenlik birimleri işte bu dergâhta altı gün önce yaşanan cinayetle ilgili şu bilgileri verdi: ‘‘Urfa Toprak Reformu Bölge Müdürlüğü’nde geçici işçi olarak çalışan İsmail Hakkı Öncel’in bacanağı ve akrabası İbrahim Bakır, şeyh olduğu iddiasıyla çevresinde bir grup oluşturan Ömer Faruk Tiker’in ‘Dedenin Sarnıcı’ mevkiindeki dergâhına takılmaktadır. Bakır bir süre sonra Öncel’i de dergâha götürüp şeyhle tanıştırır. İddiaya göre Öncel de diğer birçok mürit gibi şeyhe para verir. Geçen hafta da şeyhe para vermesi istenen Öncel bunu reddeder. Ancak bir süre sonra Öncel hakkında şeyhe küfrettiği gerekçesiyle ölüm kararı çıkartılır. Mustafa Tiker de bir gece zikir sonrası Öncel’i dergâhta tutar ve herkes evine gittikten sonra tabancayla vurarak öldürür. Öncel’in cesedi dergâh olarak kullanılan mağaranın yanına gömülür, üzerine de fidan dikilir.’’ Şeyh serbest Cinayet dört gün eve gelmeyen Öncel’in yakınlarının polise başvurmasıyla ortaya çıkarıldı. Öncel’in zaman zaman Rıfai dergâhına gittiğini belirleyen cinayet masası uzmanları, Topdağı’ndaki mağarada incelemede bulundu. Dergâhın müdavimlerini de sorgulayan ekipler Ömer Faruk Tiker, Mustafa Tiker ile İbrahim Bakır’ı gözaltına aldı. Mustafa Tiker, Öncel’i abisi olan şeyhe küfrettiği iddiasıyla öldürdüğünü itiraf etti. Polis Bakır’ın da cinayete yardımcı olduğunu saptadı. Mustafa Tiker ile İbrahim Bakır tutuklanırken Ömer Faruk Tiker tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Şanlıurfa Emniyet Müdürü Kutlay Çelik, ‘‘25 yaşında bir genç şeyh olduğu iddiasıyla çevresine adam toplamış. Sonra da bu cinayet işlenmiş’’ dedi. TBMM Töre ve Namus Cinayetlerini Araştırma Komisyonu raporunda değişiklik 82. yılında devrim yasaları ? İstanbul Haber Servisi Kadın Araştırmaları Derneği ile İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği, 3 Mart 1924’ün 82. yılı (Üç Devrim Yasası’nın Kabulü) nedeniyle ‘‘82. yılında yok sayılan devrim yasaları’’ konulu toplantı düzenleyecek. Gazetemizin yazarları Mustafa Balbay ve Meriç Velidedeoğlu ile Kadın Araştırmaları Derneği Başkanı Prof. Dr. Necla Arat, İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Nazan Moroğlu’nun yanı sıra çeşitli öğretim üyelerinin katılacağı toplantı 3 Mart Cuma günü saat 11.00’de Harbiye Askeri Müzesi’nde yapılacak. Kadına şiddete AKP vizesi ? AKP’li üyelerin itirazı üzerine komisyon raporundan “devletin kadın ve çocuğa yönelik şiddeti açık biçimde kınaması gerektiği, namus anlayışında İslami ilkelerin bağlantısı olduğu” yönündeki ifadeler çıkarıldı. “Kadın annedir, ailede belli bir rolü vardır” diyen AKP’liler, eğitim araçlarından kadın ve erkeğin kalıplaşmış geleneksel rollerini pekiştiren öğelerin çıkarılması önerisini de rapordan çıkardı. EMİNE KAPLAN ANKARA Töre cinayetlerinde ‘‘feodal yapı ve aşiret düzeninin etkisini’’ yok sayan TBMM Töre ve Namus Cinayetlerini Araştırma Komisyonu’nun AKP’li üyeleri, ‘‘erkek egemen ve ataerkil yapı, namus anlayışında İslami ilkelerin rolü, devletin şiddeti kınaması, törenin namus kavramı içinde ele alınması’’ gibi ifadelerden de rahatsız oldu. AKP’li üyelerin itirazı üzerine bu ifadelerden bazıları yumuşatılırken bazıları da rapordan çıkarıldı. TBMM Töre ve Namus Cinayetlerini Araştırma Komisyonu, raporuna son biçimini verdi. AKP’li milletvekillerinin itirazları üzerine raporda önemli değişiklikler yapıldı. CHP’lilerin itirazları ise sınırlı oranda karşılandı. Raporda yapılan değişikliklerden bazıları şöyle: K.Maraş’ta silahlı saldırı ? ELBİSTAN (AA) Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde 2 kişi tabancayla vurularak öldürüldü. Mükremin Halil Lisesi yakınında, Ferhat Yavaş, otomobilinin koltuğunda öldürülmüş, Hakan Potuk ise elindeki tabancasıyla birlikte otomobilin 50 metre uzağında yerde yaralı bulundu. Hemen tedavi altına alınan Potuk kurtarılamadı. Polis’in cinayet zanlısı olarak T.T. adlı bir kişiyi aradığı bildirildi. Öğrenciler’den Evren’e protesto Muğla’da bir grup üniversite öğrencisi, Muğla Üniversitesi’nde televizyon programına katılan 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren’i ve 5 arkadaşlarının okuldan uzaklaştırılmalarını protesto etti. Kent merkezinde bulunan Sınırsılık Meydanı’nda toplanan öğrenciler, Evren’in Muğla Üniversitesi’nde özel bir televizyon kanalınca düzenlenecek olan programa katılmasını, ellerinde taşıdıkları, ‘‘Darbeciler okulda, öğrenciler dışarıda’’ yazan bir pankart açarak protesto ettiler. Grup adına açıklama yapan bir öğrenci, ‘‘Evren’in darbeci zihniyeti sevimli göstermesini istemediklerini’’ söyledi. Öğrenci ayrıca 5 arkadaşlarının kavga nedeniyle üniversiteden uzaklaştırıldığını, ancak karşı gruptan kavgaya karışan öğrencilere ise dokunulmadığını belirtti. (Fotoğraf: AA) Kadının aile içindeki rolü ? ‘‘Devlet, kadınlara ve çocuklara yönelik her türlü şiddet eylemini açık bir biçimde kınamalı’’ ifadesi çıkarıldı. ? AKP’li Eyüp Ayar ve Bekir Bozdağ, taslak raporda yer alan ‘‘Eğitim materyallerinin kadın ve erkeğin kalıplaşmış geleneksel rollerini pekiştiren öğelerden ayıklanması gerekmektedir’’ ifadesine ‘‘Kadın ve erkeğin tabii ki aile içinde rolleri vardır. Kadın annedir, elbette çocuğuna bakacak’’ diyerek itiraz etti. CHP’lilerse ‘‘Erkek de çocuğuna bakmalı ve ev işlerini de birlikte yapmalıdırlar’’ diyerek tepki gösterdiler. Öneri, AKP’lilerin itirazı doğrultusunda ‘‘Eğitim materyallerinin kadın ve erkek eşitliğini yok sayan, görmezden gelen ya da zedeleyen öğelerinin ayıklanması gerekmektedir’’ biçiminde değiştirildi. oerinc?cumhuriyet.com.tr KONYA’DAKİ SOFULAR GRUBU Komisyonda MİT’e tepki Şemdinli Komisyonu’na bilgi veren MİT temsilcisinin tavrı üzerine CHP’li, Ersin kurumu “içi boş ve kof ” diye eleştirdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Şemdinli Komisyonu’nda, MİT tartışması yaşandı. Komisyona bilgi veren MİT Hakkâri Bölge Yardımcısı’nın, yaşanan patlamalara ilişkin hiçbir istihbaratlarının olmadığını söylemesi ve sorulara kaçamak yanıtlar vermesi CHP’li Ahmet Ersin’in sert tepkisini çekti. MİT’e ‘‘içi boş ve kof bir kurum olma’’ eleştirisini yönelten Ersin, ‘‘Biz de sanıyorduk ki, nefes alsalar MİT’in haberi var. Bu memleketin MİT’i böyleyse, bu memleket nasıl ayakta kalmış? Yazık bu memlekete’’ dedi. Edinilen bilgiye göre, MİT Hakkâri Bölge Yardımcısı komisyona yaptığı kısa açıklamada, kitabevi bombalanan Seferi Yılmaz ile ilgili herhangi bir çalışmalarının olmadığını, Yılmaz’ın takiplerinde bir isim olmadığını söyledi. Patlama anında Şemdinli’de olduğunu belirten MİT yetkilisi, davayla ilgili hazırlık soruşturması kapsamında cumhuriyet savcısına ifade verdiğini, yargıyı yönlendirmemek için, bu ifadenin ötesinde bir değerlendirme ve yorum yapmak istemediğini söyledi. MİT yetkilisi, komisyon üyelerinden gelen soruların büyük bölümüne yanıt vermekten kaçındı. MİT temsilcisinin kaçamak yanıtları ve ‘‘rahat’’ tavırları komisyon üyelerinin tepkisine neden oldu. muş. MİT’i böyleyse bu memleket nasıl ayakta kalmış? Hadi bu patlamalarla ilgili bilginiz yok. Peki öncesini, sonrasını da mı bilmiyorsunuz? Eğer böyleyse bu MİT bitmiş. Biz MİT’i bugüne kadar gözümüzde boşuna büyütmüşüz. Biz de sanıyorduk ki MİT nefes alsalar biliyor. Vay bu memleketin haline. Yazık bu memlekete.’’ Konuşmasının sonunda MİT Müsteşarı’nın komisyona bilgi vermesi gerektiğini söyleyen Ersin’in itirazlarına, AKP’li Şükrü Önder de katıldığını söyledi. Şahin: Olaylar ideolojik ? Spor Servisi Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, DiyarbakırsporKonyaspor maçında çıkan olaylar için çok yönlü araştırmaların sürdüğünü belirterek ‘‘Bu eylemleri yapanların önemli bir bölümünün, Diyarbakırspor’u desteklemek için oraya gelmediklerini, ille hadise çıkarmak için oraya geldiklerini düşünüyorum’’ dedi. Mehmet Ali Şahin, ‘‘Birtakım kişiler, ideolojileri açısından, Diyarbakırspor ile sporun ilişkisini kesmeyi arzu ediyor olabilirler’’ diye konuştu. Cinsiyet ayrımcılığına da itiraz ? AKP’li milletvekiller bir öneride geçen ‘‘cinsiyet ayrımcılığı’’ ibaresine de itiraz ettiler. Bunun üzerine ‘‘kadınerkek eşitliğine aykırı politikalar’’ ifadesi getirildi. ? Rapordaki ‘‘Töre ve namus kavramlarının içeriğine bakıldığında namus kavramının töre tanımının kapsamı içinde yer alan ve cinsel davranışa yönelik gelenek ve göreneklerden oluştuğu görülmektedir. Bu doğrultuda töre cinayetleri olarak ifade edilen cinayetlerin namus cinayetleri olarak ifade edilmesi daha doğru bir yaklaşım olacaktır’’ saptaması da çıkarıldı. ? Raporda, BM’nin ‘‘Kadın bedeni üzerinden şekillenen, kadınlara daha pasif, erkeklere daha aktif bir rol biçilen namus anlayışında, ulusal gelenekler ve İslami prensiplerle bağlantılı ‘Türk ve Müslüman ailesinin temel normları’ biçiminde genellenen bir durum söz konusudur ve toplumun önemli bir unsuru olarak araştırmaya katılanların çoğunluğu tarafından onaylanan yaygın bir kavram olduğu görülmüştür’’ saptamasına yer verilmişti. AKP’lilerin itirazı üzerine bu saptamadaki ‘‘ulusal gelenekler ve İslami prensiplerle bağlantılı Türk ve Müslüman ailesinin temel normları’’ ifadesi rapordan çıkarıldı. Çocuklarının beyinlerini yıkıyorlardı KONYA (Cumhuriyet) Konya’da düzenlenen operasyonda yakalanan İslami Cemiyet ve Cemaatleri Birliği’nden (İCCB) ayrılan Sofular grubu üyelerinin çocuklarını eylemlerde kullanmak için evlerde dini eğitim verdikleri belirlendi. Gözaltına alınan yaklaşık 70 kişi hakkında ek gözaltı süresi alındı. Aralarında örgütün lideri Ö.K’nin de bulunduğu zanlılarla ilgili ilginç iddialar ortaya atıldı. Türkiye Cumhuriyeti’nin birimlerini yok saydığı belirlenen grubun, evlerde oluşturulan özel odalarda çocuklara Arapça ile kendi din anlayışlarını öğrettikleri dersler verdiği ve çocukların gelecek eylemlerde kullanılmak üzere yetiştirildiği bildirildi. Ayrıca, örgüt içerisinde kız çocukların, örgüt dışından bir başkasıyla evlenmesine izin verilmediği, evlilik olaylarında zorlama yöntemine gidildiği belirtildi. ‘MİT’i bir şey sanıyorduk’ CHP’li Ahmet Ersin, 2005’in Temmuz ayından beri bölgede 4 büyük patlama meydana geldiğini hatırlatarak MİT yetkilisine şu eleştirileri yöneltti: ‘‘2005 Temmuz’undan bu yana ildeki patlamalarda yoğunlaşma var. 4 büyük olay yaşandı. 1 Kasım’da Şemdinli’de patlayan Türkiye’de patlayan en büyük ikinci bomba. Fakat siz hiçbir şey bilmiyorsunuz, hiçbir şey duymadığınızı söylüyorsunuz. Biz de MİT’i bir şey sanıyorduk. Eğer durum böyleyse MİT kof, içi boş bir kurum Seferi Yılmaz’ın kiracıları Komisyon, Şemdinli İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Erdem Yılmaz’ın da bilgisine başvurdu. PKK’nin bölgedeki faaliyetlerine ilişkin komisyona bilgi veren Yılmaz, patlamanın meydana geldiği kitabevinin sahibi Seferi Yılmaz’a ait 2 ayrı evde, biri jandarma, diğeri piyade iki subayın kiracı olarak kaldığını belirtti. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle